Tumgik
mania-kolektifdergi · 7 months
Text
Neredesin?
Umutsuz vaka, hayat devam ediyor. Dünya dönüyor, ben durmuşum, bekliyorum. Gelmesini bekliyorum ama ziyaretçim yok. Kapımı çalan yok, zil sesini duyamıyorum. Ayaklarım beni uçurumun kenarına götürüyor. Bu yolu daha önce yürümüşüm ama farklı bir uçurum bu. Sonu olmayan bir boşluk. Sonu olmayan bir boşluk hissi. Titriyorum, korkuyorum. Ebedi bir düşüş mü yaşayacağım yoksa?
-scoob
3 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 7 months
Text
Uçurum Kenarı
Uzun zaman sonra geceye yaktım sigaramı. Geceye içtim, geceye kanadım. Hatalarımla avundum. Bu gece mekanlardan uçurum kenarı seçiyorum. En dip noktada tek ayağımın üzerinde bekliyorum. İçime dolan korku, haz, adrenalin ve pişmanlık... Ceza almış olmalıyım. Acaba ne yaptım ya da yapmadım? Bilirsin, her zaman eylemler değil sorun oluşturan. Bazen boşluklardır hatalarımız. Bilerek boş bıraktıklarımızdır. Ayağım yorulunca diğerine geçiyorum. Bu bir döngü böylece devam eden. Nereye kadar? Sıkılınca mı bırakacağım yoksa her hamlenin bir zamanı var mı? İki seçenek var - zaten hep öyle olmaz mı? - Ya atlayacağım dibini göremediğim boşluğa, ya da sakince bir adım gerileyip manzaranın tadını çıkaracğım. Ben karar vermeye zorlanırken bekliyorum. Belki biri gelir de beni iter yahut kendine çeker kurtarır beni bu ikilemden diye. Sanırım o biri hiç gelmeyecek ve sanırım ben de hiç karar veremeyeceğim. Döngü devam eder. Döngü seni umursamaz. Döngü görevi için vardır. Sıkışmış olan benim, döngünün suçu ne? Belki de zamanın geçiyor oluşuna karşı bir başkaldırıdır bu tarafımca. Karar vermezsem aynı yere çakılı kalırım. Ama atladığım şudur ki, döngü zaman ile akar. Ölüm içermeyen hiçbir senaryoda zaman durmaz. O yüzdendir ki evrendeki en güçlü şey zamandır. Zaman herkesi yavaşça öldürür. Zamana karşı koyabilen beşer yoktur. Görünmez ama etkisi hep vardır. Yaralar kabuk bağlar, anıların acısı diner. Peki hiç unutulmayanlar? Belki de zamana savaş açan tek şeydir hafıza. Tanrı bizi güçlü bir hafızadan korusun. Vardır birkaç fotoğraf karesi zihninde zamanın güçlü ellerine rağmen bir santim yerinden oynamayan. En merak ettiğim şey, ölümden hemen önce zaman bana hangi anımla gülümseyecek?
-Shaggy
4 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
HAYAL ÜRÜNÜ BU GERÇEKLİĞİM
Neden bu hüzün
Neden bu karmaşa zihnimde
Utanç mı hissediyorum yoksa
Benim de mi vicdanım var
Ben de mi kaçacaktım anılardan
Eskiden olduğumdan
Anlatmak istemediklerim yüreğimde patlar
İsimler mi olacaktı düşündükçe midemi kaldıran
Sırlarım benle duvarlarım arasında
Bu his tanıdık
Kurtulmak istiyorum artık
Tüm o kozalar
Bugünümü oluşturuyorsa
İyi ki yaşadım mı demeliyim
Yaşamasam olacağım kişiyi bilmeden
İhtimalleri düşünmeden
Emin olduğum tek şey
Yaşanan yaşandı
Söylenen söylendi
Yapılan yapıldı
Bildiğim hileler arasında değil zaman
Artık yapabileceğim tek şey kabul etmek
-SHAGGY
5 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Boş Bakışlar Titrek Dudaklar
Kaybettiğim parçamı bulmak için terli geceler geçirdim. Düşünmekten yorulmuş zihnim, ağlamaktan kızarmış gözlerim ve kesik nefeslerim. Parçamı kaybetmedim, bıraktım. Tıpkı zamanı geldiğinde kabul etmen gereken gerçekler gibi. Önemli olan ne bıraktığım zaman ne de yerdi. Asıl bilmem gereken bıraktığım parçanın kendisiydi. Şimdi biliyorum. Ben orada bağımlığa olan bağımdan vazgeçtim. Bu listenin başını sen oluşturuyorsun. Sana bağımlı olmamak demek olanları objektif görebilmek demek. Sana öfkelenmek, kendime kızmak demek. Sana söylediğim her söz bastırdığım öfkemin sızıntılarıydı. Ben bunun için kendimi affedeceğim. Korkmuş olduğumu biliyorum. Titrerken sebebi korku mu öfke mi kestiremiyorum. Korktuğum için öfkelendim sanırdım. Ama ben öfkemden korktum. Fırtına derdin bana. Kendi sağanağımdan sesimi duyuramadım. O tasmayı kendim çıkardım. Korkarak, ağlayarak, kanayarak. Değişen şey özgürlüğüm. Zihnim tutsağınken öyle bir oyun oynadın ki bana, ruhumu hür sandım. Özgürüm sandım. Değildim. Başından beri ihtiyacı olan sendin. Senin aramızdaki bağa ihtiyacın vardı. Benimse bana yol gösterici birine. Şimdi gözlerimin ardı boşsa sebebi sana bakıyor olmam.
-Shaggy
4 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Söndürdüm Seni.
Söndürülmüş bir sigara
İzmarit artık işe yaramaz
Ne kadar değerliydi oysaki dumanı içine çekerken
Ne kadar da zevkliydi
Ne kadar huzurluydu kokusu üstüne sinerken
Hiçbir anlamı kalmadı artık
Aynı oyuncak gibi
Oynadık bitti
Sıra yenisinde.
-scoob
insta: @mania_kolektifdergi
5 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
EBRULİ
Her hikayenin sonu
Her mağdurun suçlusu olmaz
Yarım kalır tamamına ulaşmaz
Kırık kalpler
Siyah beyaz anılar
Buruk bir aşk kalır geride tanınmaz
Kendi kararının sonucunu yaşatmaz hayat her zaman
Kukla olsan bir değerin kalmaz
Hasret kalp sızısı ve suçluluk duygusu
Galata ağlıyor ben yaşını siliyorum
İhtimalleri özlüyorum
Aklıma düşüşün neden
Sürüklenen bir beden
Ne trajik ne acı ne mutlu son
Sadece uzağa dalmış gözler ve uçan bir balon
-Shaggy
insta: mania_kolektifdergi
2 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
KIRIK KALPLER DEMETİ
Sen asla unutamayacaklarımdan
Sen anılarımı tebessüme boğan
Sense acımasızca göz yaşlarımı akıtan
Her aşkım birer adı bilinmez piyes
Kendi oyunumda dahi baş rol değilim
Hissettiklerime güvenebilir miyim
Hepiniz benden parçalar çaldınız
Hiçbiriniz geri vermediniz
Belki zincirlerimin anahtarını sizde sanışım
Belki eksik parçaları arayışımdır
Anılarımda zaaflarım
Bana bahşettiğiniz hayal kırıklığından çiçekler sardım
Bir gün size o demetleri hediye edeceğim
-Shaggy
insta: @mania_kolektifdergi
4 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Huzurun seslenişi
Kelebekler gibi ruhum, içim kıpır kıpır
Kalbim bana geri gülümsüyor.
Arsız benliğimi terbiye ettim, bedenim ışıl ışıl
Aynalar artık ağlamıyor.
Yorgun gözlerimi kurtardım karanlıktan
Aydınlık beni affediyor.
Gözlerimden akan selleri durdurdum
Artık eskisi gibi acıtmıyor.
Yaşadığımı hissediyorum, elimde bir dal,
Sigaram kendi kendini küllüyor.
Tanıyorum kendimi yavaş yavaş,
Zihnim artık sır saklamıyor.
-scoob
insta: @mania_kolektifdergi
7 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
ACI GERÇEKLERE SAĞIR KULAKLAR
Hareket halindeki bir trenin içinde düşmekten kaçınıyorsun. Sürekli meşgul olman lazım. Boşluktan, boşluğu dolduracak zaaflardan korkuyorsun. Özgür olduğunu sanıyorsun ama ağa düşmüş balık gibi çırpınıyorsun “normal” hissetmeye. Stabil olmak için ne zamandır efor harcıyorsun? Beyninde kötümser solucanlar, yeni konmuş amaçlar, hep yürümek zorunda olmak hırpalar. Kork! Saçma şeylerden değil, seni tetikte tutacaklardan kork. Korku güçlü kılmaz ama tetikteki bir insanın kontrolü güçten daha kıymetlidir. Farkında olursan zaaflarının, zayıf noktalarını birleştirir doğrularını oluşturursun. En büyük hata, doğrularının değişmeyeceğini sanmaktır. Dönüştürdükte geliştirirsin. Neden hep daha iyisi? Şu anda olduğun kişiyle yetinmez daha nitelikli olmayı hedeflersin. Çünkü ne kadar kültürlü olsan da, hayvansal bir egoya sahipsin. “Mükemmel” olmak için kusurlarından utanırsın. Kusurlarını kabul etmiyorsan onlar senden utansınlar.
-Shaggy
23 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
PATİKA
Bu patikayı tanıyorum. İçine alır, saklar seni. Tüm korkularını tek çatıya toplar. Adına “kendim” koyar. Sakin notaların üzerinden geçemezsin. “Kontrol” adında kapanlar sunar. Bu patikanın sonunu gören olmamış. Yollarda kan denizleri, nabzın hızlandığında koşuyorsun sanırsın. Yanılırsın. Adımlarının sakinliği zihninin hızına yetişemez. Sakin ve tedbirli adımlar… Düşünme süzgecinden geçirirsin mimiklerini dahi. Bu patikayı tanıyorum. Ben bu patikada can verdim, uyandım, hâlâ yolumu bulamadım. Kendin olmaktan çıktığın anların toplamıdır bu yol. Korkudan titrediğini ne gören olur ne duyan. Orada kurduğun cümlelerin hepsine “yalan” denir. Bu yolda hayatta kalamazsın. Bu patikayı çizen kişi her adımda ölümüne yaklaştı. En büyük laneti ölmeyecek olması. Araf koridorlarında kayıp.
-Shaggy
24 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Kendimize Özlem
İnsan kaybettiği insanları özler. Özlem.. Kişinin kalbinin en derinliklerinden hissettiği bir duygu. Hasret kalır kaybettiklerine, dört gözle bekler geri dönmelerini. Bazıları döner, bazıları asla...
Benim fikrimi sormak gerekirse insan en çok kendini özler. Kaybettiği o benliğini, kişiliğini, ruhunu... Çok uzaklaşır kendisinden, tanıyamaz artık kendini, gittikçe yabancılaşır kendine. Eskisi gibi olmayı, kendiyle barışık olmayı özler. Belki de mental hastalıklarının onu ele geçirmediği, etrafına karşı yıkıcı olmadığı, kendine zarar vermediği zamanları özler. Kısacası eski halini özler ama ona hayal gibi gelir eskisi gibi olmak...
“Ben böyle değildim” düşüncesiyle başlar farkındalık. İnsan kendisinden bir şeyler koptuğunu hissettiği zaman fark etmeye başlar. Kendisine ne olduğunu, neden böyle olduğunu sorgulamaya başlar. Lanet okur şu anki haline, acı içinde gülümser geçmişteki kendisine. Kendisinden nefret etmeye başlar belki de. Özlemle karışık bir nefret.
Kendini aramak için yola çıkar insan. Çabalar, çok çabalar. İçinde bir yerde henüz ölmeyen bir benlik olduğunu hisseder. Gittikçe ona daha da yaklaşır. Her ne kadar acımasız olsa da kendine, tutunacak tek dal kendisi kalmıştır. Belki de eninde sonunda bulur benliğini, belki de asla kavuşamayacağı bir varlık olmuştur kendisi...
-scoob
14 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Belki
Sensizliğin akıntısında sürükleniyorum. Sana aşık olduğumu kendimden bile saklamışken neden böylesine sıradan bir akşamda kendime açılıyorum? Yoksun ve ben acı hissetmiyorum. Senle olmanın verdiği yaralar yeni kabuk bağlamışken ben, elini tutabilmeyi arzuluyorum. Kabulleniş bu hissettiğim. Şarkılarda seni buluyorum. Arkadaşlığımız ve aşkımız müzik var oldukça yaşayacak biz tükensek bile. İtiraf ediyorum aşkım, seni kaybetmekten korktuğum için seni bıraktım. Çünkü kaybediş kontrolsüzdür. Kontrole olan sapkınlığımı anlamak güç. Kontrolsüz biçimde kontrolü istiyorum. Bu çelişkiyle yaşıyorum. Senden korktum ben. Bende kontrolsüz duygular hissettirdiğinden. Ve şimdi seni özlüyorum.
-shaggy
10 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Suçluluk Duygusu
Suçluluk duygusu her insanın hissettiği bir duygudur. Bir insan hata yaptığında, gereksiz yere öfkelendiğinde ve birine bunu yansıttığında vb. sebeplerden dolayı suçlu hissedebilir. Bu duygu yerine göre sağlıklıdır. İnsan yaptığı hatalardan sonra suçlu hissetmelidir ki hatalarının farkına varsın ve onları düzeltebilsin.
Suçluluk duygusu aynı zamanda insanı yiyip bitiren bir duygudur. Özellikle biri sürekli kendini suçlama eyleminde bulunuyorsa bu duygu dayanılmaz bir hal alabilir. Kişi yaşadığı her şeyde kendini suçlayacak bir nokta bulur ve sürekli bir vicdan azabı içinde yaşar. Hatası olmamasına rağmen kendinde hata bulmayı başarır.
Kendine zarar verme eylemi birçok sebepten dolayı ortaya çıkabilir. Suçluluk duygusu da bunlardan biridir. Kişi bu duyguyu hissetmemek için elinden geleni yapar. İçinde bulunduğu duygu o kadar yoğundur ki cezalandırılmayı hak ettiğini düşünür. Bu düşünceler sonucunda kişi kendine zarar verme eğiliminde bulunabilir. Vicdanını bir nebze de olsa rahatlatmaya çalışır, kendine zarar verdiğinde adaletin yerini bulduğunu düşünür. Kişi her kendini suçlu hissettiği zaman kendine zarar vermeye başlar ve bunu bir çözüm olarak görür.
Kişi kendine zarar verdikçe sevdiklerini, kendisine değer verenleri de üzmüş olur. Bu sebepten dolayı tekrar suçlu hisseder ve tekrar kendine zarar verme eyleminde bulunur. Bu bir kısır döngüdür ve kırılana kadar yaşanmaya devam eder. Önemli olan bu kısır döngünün nasıl kesileceğini bulmaktır. Aslında bunun teoride çok basit bir çözümü vardır. Kişi kendine zarar vermeyi bırakırsa bu kısır döngü de kırılmış olur fakat kişi suçluluk duygusu içinde boğulmuş olur. Çünkü onun suçluluk duygusunu dindiren tek çözüm kendisine zarar vermesidir. Bu yüzden asıl önemli olan, kişinin kafa yapısını değiştirmesidir.
Öncelikle kişi kendisine zarar vermesinin onu hiçbir çözüme götürmediği görmelidir. Sadece bir kısır döngü oluşmuş olur. İkinci olarak suçluluk duygusu hissettiği zaman kendine zarar vermeden önce gerçekten suçlu olup olmadığını düşünmelidir. Suçlu olsa bile bunu kendine zarar vermek için değil, hatalarını düzeltmek için kullanmalıdır.
Üçüncü olarak, en önemli olan, kişinin kendisini affetmesidir. İnsan nasıl başkalarını affedebiliyorsa kendini de affedebilmelidir. Kendini affederse vicdanı rahatlamış olur, suçluluk duygusu azalır. Kişi hata yaptığını kabul etmeli, bir miktar suçlu hissetmeli, hatalarını düzeltmeli ve hayatına devam etmelidir.
-scoob
14 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
İlişkiler ve Bağımlılık
Güvenmek... Birçok insan sevdiklerine, değer verdiklerine hatta tanımadıklarına bile güvenir. Özel hayatlarını, travmalarını, yaşadıkları şeyleri, vb. paylaşır. Bu sayede karşımızdaki kişiyi daha iyi tanımış oluruz. Onlara kendimizi daha yakın hissederiz. Daha derin bir ilişkinin başlangıcıdır paylaşmak, güvenmek, güvenilmek. İlişki derinleştikçe karşımızdakine bağlanmamız kolaylaşır. Günler ilerledikçe dostluk dediğimiz şey kardeşliğe döner. Değer verdiklerimizi ailemizden biriymişçesine severiz. Bu ilişki bizi mutluluk, haz ve huzurla doldurur. Bazen de acı, hayal kırıklığı ve kederle...
İlişkiler karmaşıktır. Özellikle derin ilişkiler. Birbirimizi sevmek kadar kırmak da kolaydır. İstemeden olsa bile. Böyle bir durum sonucunda karşımızdakinden bir özür ve açıklama isteriz. Bizi neden kırdığını, isteyerek mi olduğunu, akıllarından geçenleri bilmek isteriz. Bu şekilde gönlümüzü rahatlatmış oluruz, karşımızdakini affederiz ve ilişki devam eder. Ta ki geri dönüşü olmayan bir hata yapılıncaya kadar...
İnsanlar hata yapar. Hayatın bir kuralıdır bu. Hata yapmayan kul yoktur. Önemli olan hatalarımızdan ders almak ve tekrarlamamaya çalışmaktır. Bunu yapamıyorsak veyahut denemiyorsak ipin ucu kopmuş demektir. Değer verdiklerimizi hayatımızdan çıkarmak zordur fakat bazen öyle bir noktaya gelir ki ilişki toksikleşir, anlamını yitirir. İki taraf da birbirini kırmaya devam eder. İlişki bu duruma gelince artık iki tarafın da uzaklaşması gerekir fakat ortada bir sorun vardır. Bağımlılık...
Bağımlılık; birinden veya bir şeyden uzaklaşmak istenmesine rağmen yapılamamasıdır. Bağımlı olduğumuz her neyse bize zarar verse de bırakamayız. İnsan ilişkilerinde de böyledir bu. Karşımızdakine o kadar bağımlı olmuşuzdur ki onsuz bir hayat düşünemeyiz belki de. Onsuz bir yaşam bize anlamsız, boş gelir fakat bazen terk etmek yapabileceğimiz en iyi şey olur. Kendimizi öne koymak, kendimize hak ettiğimiz şekilde davranmak...
İnsan en çok kendine değer vermeli, en çok kendini sevmelidir. Başkaları için kendini silmemelidir, unutmamalıdır. Kendini öne koymalı ve karşıdaki ona zarar veriyorsa onu bırakabilmeyi bilmelidir. Bu her ne kadar zor olsa da her ne kadar karşısındakine bağımlı olsa da insan, uzun süreçte kendine en iyi gelecek şey budur. Çünkü bağımlılıklardan eninde sonunda kurtulunabilir ama kendine verdiğin zarardan asla...
-scoob
11 notes · View notes
mania-kolektifdergi · 8 months
Text
Selam düşünür! Size hikayemizi anlatmaya geldik. Bizim için kalem, benliğimizi yansıtmak amacıyla kullandığımız bir araçtır. Biz aslında kalemi, ruhumuz ve kağıt arasında bir bağ olarak görürüz. Zor zamanlarımızı, mutlu anlarımızı ve hissizliğimizi kağıda aktararak yaşadık, yaşarız. Sizinle yazılarımızı paylaşacak olma sebebimiz duyulmak. Zihnimizde hapsolan sesimizi duymanızı sağlamak. Aynı zamanda bizle beraber var olmanızı istiyoruz. Bu yolculuğa sizlerle beraber çıkmayı arzuluyoruz. Bu toplulukta hepimiz birer düşünürüz. İsimlerin, sıfatların önemi yok. Bu yüzden kim olduğumuzu sizinle paylaşmayacak ve sizden kendinizi tanıtmanızı istemeyeceğiz. Düşünmeyi seçen ve kendini tanımaya dair adım atmak isteyen herkes bu topluluğa davetlidir.
10 notes · View notes