+ Neden hiç mutlu değilsin Zeze?
- Neden mutlu olmalıyım?
+ Çünkü dünyaya bir kere geliyoruz.
- İyi ki bir defa geliyoruz Portuga
+ Neden?
- İkinci bir hayatı kaldıramazdım.
14 notes
·
View notes
-Avukat Woo, döner kapılardan geçelim mi? Uzun zaman oldu. -Hayır, bugün fazla mesai yapıyorum. -Ne? Yani onca yolu balinalar hakkında konuşmak için mi geldin? -Evet, hoşçakalın.
~
-Daha çok anlat. -Hoşuna gidiyor mu? -Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum. -Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz? -Gider gibi yaparız.
•Şeker Portakalı 🍊🧡
-Tell me more. -Do you like it? -Very much. I wish I could talk with you non-stop for 852 miles. -What about the petrol for all that? -We will pretend to go.
•My Sweet Orange Tree 🍊🧡
312 notes
·
View notes
"Ben şuna inanıyorum, sevgi insana her şeyi yaptırabilir bir de sevgisizlik." ~Şeker Portakalı
7 notes
·
View notes
Şimdi acının ne olduğunu gerçekten biliyordum.
Ayağını bir cam parçasıyla kesmek ve eczanede dikiş attırmak değildi bu.
Acı,
İnsanın birlikte ölmesi gereken şeydi.
Kollarda,
Başta en ufak güç bırakmayan,
Yastıkta kafayı bir yandan öbür yana çevirme cesaretini bile yok eden şeydi.
Şeker Portakalı/José Mauro De Vasconcelos
12 notes
·
View notes
"Zezè,sen ağlıyorsun..."
"Birazdan geçer.Ne de olsa ben senin gibi kral değilim. Yaramazın tekiyim.Kötü,hem de çok kötü bir çocuğum... o kadar."
5 notes
·
View notes
"Yazdıklarımın konusu sendin...
Öyle ya, senin göğsüne yaslanıp yakınamayacaklarımından yakınıyordum..."
Franz Kafka~
28 notes
·
View notes
"Peki şüş, söyle bakalım, neler oluyor?"
"İnsanları çok sevmeyi sevmiyorum. Sevince de ölmelerinden korkuyorum."
"Sevdiklerinden çok ölen oldu mu? "
"Çok yok. Tek bir kişi var, bana hayatın sevgisiz hiçbir anlamı olmadığını öğreten oydu. "
6 notes
·
View notes
"Maurice, monptit ne demek?"
"Fransızca mon petit'nin kısaltılmışı. Küçüğüm, demek."
3 notes
·
View notes
İnsanları çok sevmeyi sevmiyorum... Sevince hep ölmelerinden korkuyorum.
Jose Mauro de Vasconcelos
Güneşi Uyandıralım
3 notes
·
View notes
Seneler geçti, sevgili Manuel Valadares. Bugün kırk sekiz yaşındayım ve bazen kendimi hasrete öyle kaptırıyorum ki hâlâ çocuk olduğumu zannediyorum. Her an ortaya çıkıp bana sinema yıldızı kartları ya da misketler getireceksin sanki. Hayatın şefkatli yanını bana sen öğrettin, sevgili Portuga. Bugün çocuklara misketler ve kartlar dağıtmaya çalışan benim, çünkü şefkat olmayınca hayatın pek değeri kalmıyor. Şefkat göstermek beni bazen mutlu ediyor, bazense yanıltıyor, ki bu ikincisi daha sık oluyor.
O günlerde, yani beraber geçirdiğimiz günlerde, henüz hiç duymamıştım, uzun yıllar önce bir Budala Prens'in gözlerinde yaşlarla bir sunağın önünde diz çöküp ikonlara sorduğu şu soruyu:
"KÜÇÜCÜK ÇOCUKLARA HER ŞEYİ NEDEN ANLATMAK GEREK?"
Hakikaten de sevgili Portuga, bana her şeyi çok erken anlattılar.
Hoşça kal!
~Şeker Portakalı
4 notes
·
View notes