Tumgik
#severken sevilmek
mecnun1cinar · 6 months
Text
Millet harbiden seviliyor ya allah daha fazla mutlu etsin onları ama bizede nasip eder inşallah böyle güzel sevmeleri ne diyim,severken sevilmek cok büyük bir nimet sınavı yok ki çalışasın videosu yok ki izleyesin öğrenilecek bir şey değil ki ögrenesin
122 notes · View notes
eliifsposts · 2 years
Text
Tumblr media
Beni böyle durup dururken gözlerim dolacak kadar kırmanın ne faydası oldu? Sadece soruyorum.
5 notes · View notes
raskolsikkov · 24 days
Text
Severken gitmenin ağırlığını bilirim. Çok severken hiç sevilmemenin acısını da bilirim. Sevilmek hariç her şeyi çok iyi bilirim.
157 notes · View notes
dilaraaksoykaleminden · 11 months
Text
Çizgi
Şimdi aşka seni unutmayı çiziyorum, resmi berbat biri olduğumu kabul ediyorum; saltanatının ucube sevişmelerinde ahenk zevkleri alırken sen, ben; fildişi yalnızlığımda dahi seni bekledim. Kim için, niçin? Sanata soyunur gibi çıplak sevdim seni; yalanın figüran oyunculuğunda yönetmenin "kestik!" demesine gerek kalmadan kestim, seni sevmemeyi. Sevmekte başarılı, sevilmekte fahişeydi çünkü satırlarım.
İşportaya kurbanda en ön sıradaydı; "gel vatandaş, gel!" derken ben, seni çağırıyor oluşumu bir tek sen duymazdın. Seni sevmekten kendimi azlediyorum. Can yakar bekleyişler, bu hayatı yakar; sen, kuş yuvasının cikciklerinde öten bir aşkken bir başkasına; ben, bekleyiş krizlerimde plasebo ihtiyacı güttüm.
Ağır aksak ve yabaniydi sana ulaşmalarım, düğmenin birini yanlış iliklemişken diğerlerinin de yanlış gitmesi gibiydi. Lağımda aşk güftesine tımarhane gerçeğini anlatmaktı. Kavruldum, söylesene, bir kavurma mıydım ben? En çok en az hisseden insanlar tarafından sevilen bir brokoli miydim, sözlükteki imlâ hatası mıydım seni severken de; hep kalbim yaralı döndüm senden?
İnsan, bunu kendine yapmamalı. Hayat, paydos düdüğünün sersem sevişmelerine okul zillerini karıştırmayacak kadar şeffaf çünkü. Ben buradayım, peki sen neredesin? Onun kucağının şükür demetlerinde bir demet maydonoza evladiyelik aşk teslimiyeti çabalarında şimdi hangi çocuğu yapmaktasın? Sensizliği doğurmam artık ben. Dokuz ay, on gün çile çeker kadınlar; ben, kaç ay, kaç günde sensizliği doğurmaktan doğurganlığımın soğuyan ve bebeklerin her anne deyişlerinde kendini anne sanan bir yanılgı oldum, biliyor musun?
Sevişmem artık sensizlikle, ondan sen çıkar diye beklemem. Aşka duş aldırıp gusül abdestine bu seçimli yazgıyı ortak etmem. Sen, bana gelmemek için yaratılmışsın benim için. Varın yokun bana gelmemek üzere. Harflerimi öpsen bekaretlerini kaybederler, paragraflarıma dönüp baksan seni aşk zannederler. Çünkü onların her biri deli. Akıllı olsalardı gelmeyen bir adamın kabrini sular gibi her an, her gün sularlar mıydı gözyaşlarımda seni?
Aşkla sevilmek üzere gidiyorum. Dokuzun sağından solundan yamacından tutuyor umutlar, faladdin öyle söyledi. Yaşı, arabasının plakası, ya da varlığının her ceddi; dokuza çıkan bir adam, kalbimin pusulasını bulacakmış. Sendeki kaygan zeminlerde düşüp hep yaralanırken aşk, tövbe! Seni, sensizlikten istemem. Herkes kendi yolunun emperyalist gücünde tükenir gibi tükenir aşkta ve Cumhuriyetin kuruluşu gibi köklenir hayaller, sanırsın kalbi güzelin cennet firarı senin içindir. Yalan, daha da sanmam. Sanmak hakkımı karaya vuran balıklara yem diye attım, meğer onlar da ölmüşler.
Dudağının törensel öpücükleri son harfimin sol gözünde kalmış, sildim. Dudaklarının izinde mühürlenen acabalarım, pembe yanaklarında sensizliği fondöten misali sürmüş, üzgünüm.
Öpmeden önce, acabalara kesinlikle sormalıydın.
Onunla ve onun sana verdikleriyle mutluluklar dilerim sana.
Yolumuzun ayrı cehaletinde, kültürün optimist sesinde pesimist bir hece kaldın. Ne yana baksam, düş yakasından aşkın replikleri kötücül kadere bizim için yazılır.
Şimdi mi, sonra mı, ya da her gece mi?
Gittiğin yerlerin altını üstüne getirsen beni bir daha böyle âşık ve aptal bulamazsın.
Çırılçıplak kalırken ona ve "eveet" derken aşkla; bana hayır demiş oldun. Ben seni delilikle terbiye eder akıllıca unuturum bundan sonra.
Eveeet! Sonsuzun cebinde kalan sonsuzluğa kadar evet...
İmzam, mührü ceylandır; gözleri güzel olur bilirsin.
Tuvale yapışan kirpik gibi kalır fırçada sen darbelerim; o vakit, "yazar beni ilk defa çizerek öldürdü" dersin...
Dilara AKSOY
15 notes · View notes
yildizlarinalti · 5 days
Text
Seven sevdiğinin, sevilen sevildiğinin kıymetini bilmeli. Bu günlerimiz bir daha gelmeyecek. Sevin sevilin.. bunlar garip kelimeler diyebilirsiniz belki. Sevmek sevilmek ne demek bilmiyoruz diyebilirsiniz. Sevmeyi hepimiz iyi biliriz ama ya sevilmek? Bunu karşımızdakine soralım. "Sevilmek nasıl hissettiriyor?" O da bilmiyorum diyecek. Siz onu delicesine severken o da "bilmiyorum" diyecek. Sizi de seven vardır tabii. Herkesi birileri sever. Sevilmeyen kimse yok bu dünyada. Bakış açıları var, güzellik algıları var. Bunlar kişiden kişiye değişen şeyler. Siz takmayın. Her sabah kalktığınızda, aynanın karşısına geçin ve deyin ki. "Günaydın. Bu günde çok güzelim/yakışıklıyım. Herkes beni seviyor" unutmayın ağzımızdan çıkan her kelime hayatımızı etkiler... Haydi ben kaçıyorum. Sevin sevilin, dediğim gibi....
4 notes · View notes
Text
Léon filminde şöyle diyordu; Bir kuşu, bir böceği, bir çiçeği , herhangi bir canlıyı "Severken güzelleşmeyen insanlardan kork Mathilda. Onları hiçbir şey mutlu edemez."
Ben dokunmadan sevenlerdenim 🙄 oda🐕 sırnaşarak sevilmek isteyenlerden😚
114 notes · View notes
guzide1 · 24 days
Text
"Severken gitmenin ağırlığını bilirim. Çok severken hiç sevilmemenin acısını da bilirim. Sevilmek hariç her şeyi çok iyi bilirim."
3 notes · View notes
yusofline · 2 years
Text
Severken sevilmek istiyoruz çok bsy değil.
101 notes · View notes
gunesefisildayankiz · 2 months
Text
Deli gibi sevmek sevilmek istiyorum. Gözlerinde kaybolmak,derin düşüncelere dalmak istiyorum. Seni severken ruhunda kaybolmak istiyorum. Sadece benim ol benimle kal istiyorum.
3 notes · View notes
canbeniyak · 1 year
Text
bilmiyorum siz nasıl yapıyorsunuz yada nasıl başarıyorsunuz ayarlı sevmeyi. ben ayarı tutturamıyorum bu noktada. sevince çok seviyorum mesela; dengemi falan kaybediyorum, ayarlarım bozuluyor. çok değer veriyorum. gecem gündüzüm sevdiğim kişi oluyor. uyumadan önce ve uyandıktan sonra aklımda beliren düşünceler hep tek bir kişi ile kaplı oluyor severken. hayaller kuruyorum, düşlüyorum. konuşamadığım zamanlarda huzurum kaçıyor, hüzün basıyor. ilgi gösteriyor ve ilgi bekliyorum sürekli. yazdığı mesajlardaki karakter sayısı bile önemli bir hal alıyor benim için. bazen saatlerce mesaj gelmiyor, hüzünleniyorum, efkar basıyor; duvarlar üzerime üzerime geliyor. çocuk gibiyim yani bu konuda...
siz nasıl beceriyorsunuz lan ayarlı sevmeyi?bakıyorum mesela, baya baya yetişkin takılıyor herkes... hani, adamın sanki sevgilisi değil de karşısındaki 25 yıllık eşi, bıkmışlar birbirlerinden ve 6-7 saat haberleşmeden yada yazışmadan falan durabiliyorlar. nasıl durursun lan seviyorken?!.. ben 3 saat mesaj gelmediği zaman "aha sıkıldı benden" moduna giriyorum, adam sabahtan beri konuşmamış "akşam mesai bitince bir ararım" diyor... yok, 3-4 gün konuşmayın, sonra lazım olursa ararsın!... sevmiyorsan tamam da, sevip de haberleşmemek, haber almamak, görüşmemek, buluşmamak, konuşmamak ne demek ya? özlerim lan ben...
bilmiyorum belki benimki çok çocukça. belki de sizinki fazla yetişkince. belki de ben yanlış yapıyorum.
ama yok lan, siz yanlışsınız bence.
sevince özlerim ben... göremesem de sesini duymak isterim en azından... değer veririm, değer görmek isterim. anlamak ve anlaşılmak isterim. öylesine olsun istemem hiçbir şeyi. sevmek isterim delice ve çocukça, sevilmek ve sevildiğimi görmek, duymak, anlamak isterim.
benimki çocukça belki ama yetişkince sevmek sizinki gibiyse ben reddediyorum; büyümüyorum lan ben!..
14 notes · View notes
oluncesevemezsen · 5 months
Text
Millet harbiden seviliyor ya Allah daha fazla mutlu etsin onları ama bizede nasip eder inşallah böyle güzel sevmeleri ne diyim, severken sevilmek çok büyük bir nimet sınavı yok ki çalışasın videosu yok ki izleyesin öğrenilecek bir şey değil ki öğrenesin..
6 notes · View notes
Birini ne kadar çok sevip mutlu etmeye çalışırsan yerin en dibine sokarmis o sevgi seni her seferinde bunu hatırlamak canımı sıkıyor bu farklı dediğim yolların hepsi aynı sona bağlanıyor herkes beni terk ediyor ya da ihanet ediyor insanlar mı sevmeyi bilmiyor yoksa ben mi abartarak seviyorum bilmiyorum her şeyimi veriyorum birini severken o mutlu olsun diye kendimi düşünmüyorum mesela hakaretlere ve bir sürü olumsuzluğa göğüs geriyorum sevdiklerim için karşılığı da aynı olur diye düşünüyorum ama her seferinde yanılıyorum insanlar sevmeyi bilmiyor bence bizi kim üzerse ilgi göstermeyip rencide ederse onu seviyoruz sevmenin hiçbir boka yaramadığı devirdeyiz insanlara bok gibi davranınca bı değerin oluyor hiçbir zaman öyle olamadım belki de bundan kaybediyorum ama bu şekilde kaybetmek bana gurur veriyor en azından elimden geleni yaptım diyebiliyorum vicdanım rahat oluyor ama gerçekten sevilmek istiyorum artık çıkarsız yalansız ihanetsiz gerçek ilgi ve sayginin olduğu bir ilişki istiyorum ben bu boktan dünyadan sevilmeden gitmek istemiyorum.
23 notes · View notes
Text
Acılı Fon
Acının dirhem köylüsüyüm ben, kalbime saplı bir hançerin kiracısıyım. Bir vakitler mutluydum, acıdan önce; onu duru, korkusuz severken. Ateş düştü, gönlümün soylu cesaretine. İnsanlar görüyorum, sevdikleriyle mutlular; onu görüyorum, sevdiğiyle mutlu, onu kaybetmekten korktuğu kadar beni kaybetmekten korkmadı.
Gerçekti, tutkuydu, yıllara meydan okuyan bir keşkeydi. Ölümden önceki en gerçek durağım olmasını istediğimdi, gücü tükenen umutlarımın nevresimini değiştirdi bu gece, yaşamak. Artık aynı acıda uyuyup, aynı acıya uyanmamı istemiyor. Kaç ömürde bin tükeniş olacak? Hiçbir vakit gelmeyecek olan birinin adresini unuttuğu bir sevmekken, kaç sokakta bin aşk kapısının önünde o beklenecek?
Bütün köşelere yıkım emri verdi aşk. Sırf onu beklemek bana ziyan olmasın diye; her isteğimiz mümkün olmuyor hayatta. Onu, ben onu... Ne fark eder ki sevmek? Masrafın dünden unutuluş, bugünden yok oluş, gelecekten hiçbir vakit hatırlanmayış olduktan sonra? Aşktı. Gidişinin girdabından tanıdım onu; o, aşktı, kalbimde. Gerçek olan, koşulsuz olandı, mutlu edendi, mutlu etmesini beklediğimdi. Şimdi gözümdeki incilerin kolyelere selamı var, artık gözlerimde can bulmak istemiyorlar, bir zincirin ayıp olmasın diye tüketmekten imtina ettiği aşklara koparcasına zincirlerde yaşamak istiyorlar. Gözümün incileri...
O, sevdiğim, çok sevdiğim... Günahımın namuslu kışı, baharımın yaprak döken umudu; o, sevdiğim... Bir başkasının gözlerinde aşk, bir başkasının kokusunda yaşamak o, şimdi... Biliyorum, tükendi bu aşkın kıblesi. Allah kabul etmiyor duaların hiçbirini. Niyetim sevilmek âmininde kabul buyurmuyor kalbimi...
Hıdırellezin dilek kapsüllerine girmiş o, içip içip iyileşmek istiyorum; kalbim iyileşsin, o, mümkün dünyamın samimi aşkı olsun. Bir başkasının, bir başkasıyım cami avlusuna terk edilmiş kalbimle. Bir olamadık, şükür izmaritleri sigaraların kül renginde kalbime alev oldu.
Ben... Onu... Sus! Söyleme kalbim... Bir daha sakın söyleme. O, bir başkasının ellerinde mutlu...
Merhaba, acılı aşkım; gözlerimin incileri yaz'a kalmadan güneşi bahara eren samimiyet olur, zannedersem. Kalbim, kıştan kopmaz ama; arada gülmek gerek. Bir daha sevme, hiç kimseyi sevme; kalbim.
Utan da söyleme. Sevmek, sana hiç yaramadı.
Bak! Kanamanı kim durduruyor şimdi? Günah köylüsünün muhtarısın üstelik. Yaftalanmış namus belalarına seni katık ediyorlar dünden, en bencil, en göze çarpan, en günahkar sen...
Ağlayarak solumak, herdem havayı; katil dünlerin, yaralı bugünlerine ders olmadı bir türlü. Aşk, dediler, yaşamalısın, orada, burada, her yerde, ne vakit bir daha yaşayacaksın? Tek, onu istedi kalbim. Boşa kürekti. Sonunda atladım sandaldan, dibine vurdum yalnız denizin; kurtarmaya gelmedi. Öldüm, o son nefeste, gördüm, başkasının kollarında varışın en acı mutluluğuydu. Öldüm, o son görüşte, gördüm; kurtarmaya gelmedi.
Gemiler kalktı içimden, el sallayarak aşka.
Ölümün ceketini giydirdim sevdaya...
Ben, onu...
Son arzunun son cayırı saydım.
Ben yandım, o, külümü bizden en uzağa attı.
Ait olmamak için her defasında bana.
Külümün kül tablaları geçti içimden, gemiler düşmanı; ben, onu...
Sus, dinleme kendini kalbim.
Sana rastlamak bir mutluluktu, sende ölmek ise şahane bir yok oluştu diyeceksen ona; söyleme.
O, bir başkasında kepenklerini açtı yaşamın.
Sana her yer ölümün beş harfi, sus, dinleme kendini.
İyi ölümler kalbim. Kurtarmaya gelmez.
Güzel bir yaşamaktı onda öldüğüm.
Şimdi günahkar satırların bir vicdan yeri kaldı.
Haydi, onu da süpürün...
Dilara AKSOY
18 notes · View notes
hatunozgur · 1 year
Text
Sevmek, aptallık mıdır?
Birini çok sevmek, aptallık mıdır?  
Birini sevmek aptallık değildir. Asıl aptallık birilerini severken sevmeye çalışırken aynı sabrı, aynı şefkati ve sevgiyi kendimize göstermememizdir.  
Birini severken kendimi kaybettiğim çok zaman oldu. Öyle sevdim ki karşımdakini, ben kimim ne hissediyorum ne yaşıyorum bunların hiçbir anlamı yoktu benim için. Önemli olan tek şey bütün benliğimle karşımdakini sevmek ve bunu ona göstermekti. Belki oda benim onu sevdiğim gibi sever diye düşünürdüm. Ne acı değil mi?  
“Yemeğini yersen annen seni daha çok sever” sevgisi. “Ailemin istediği her şeyi yaparsam, kendime çeki düzen verip istedikleri gibi bir çocuk olursam daha çok severler” sevgisi. “Arkadaşlarıma çikolata alırsam beni daha çok severler” sevgisi. “Olsun benim kalbimi kırdılar çok kötü şeyler söylediler ama özür dilediler” sevgisi... 
Düşününce ne çok aklıma gelen şey var. Sevilmek için verdiğim savaşlar o kadar kalbimi kırdı ki... Beni ben olduğum için sevmelerine fırsat vermemişim hiçbir zaman. Onlar nasıl birini görmek istiyorlarsa ben öyle biri olmuşum. Tek isteğim sevilmekti. Ne kötü. 
Işte olay tam burada kopuyor. Fark ettim ki eğer onları sevdiğim gibi kendimi seversem ilerleyebilirim. Onları sevdiğim gibi kendimi sevdiğimde bir şeyleri daha kolay atlatabilirim. Ve gerçekten kendimi sevebildiğimde, onları da yeteri kadar sevmiş olacağım.  
Bir gün biri bana “en güzel fotoğrafın hangisi” diye sormuştu. Telefonu elime alıp karıştırıp durdum en sonunda çevremdekilerin bana gerçekten güzel göründüğümü söyledikleri bir fotoğrafı gösterdim. Güldü, o kadar anlayamadım ki o an. “Bana sormayacak mısın?” dedi. “Senin en sevdiğin fotoğrafın hangisi?” dedim. Telefonumu istedi kamerayı açtı öylesine kendini çekti ve bana gösterip “bu” dedi. 
Şimdi kafamda daha doğru bir yere oturtabildiğimi fark ettim. Benim güzel olmak için birinin bana güzelsin demesine ihtiyacım yok. Ben olduğum her an güzelim zaten. Tanrı hepimizi o kadar mükemmel yaratmış ki kusur olarak gördüğümüz şeyler bile bir lütuftur bize. Iyi ki burnum kemerli, iyi ki yüzümde lekelerim var, iyi ki yara izlerim var, iyi ki içe doğru basıyorum, iyi ki batıklarım var, iyi ki saçlarım kuru, iyi ki göbeğim var, iyi ki vücudumda tüyler var, iyi ki dişleğim... Varolduğum bütün hallerimle iyi ki benim.  
Insanların birbirini kırmaktan korkmadığı şu dönemde hala birilerini kırmaktan çok korkuyorum. Çünkü ben gerçekten sevdiğin biri tarafından kırılmanın ne demek olduğunu çok iyi bilen biriyim. Beni kıran kimse ona sarılır ağlardım ben. O beni kırdığı için ben özür dilerdim. Ne garip. Ama şöyle bir şey var ki bunun farkındalığı daha yeni oluştu zihnimde. Hayatım boyunca çektiğim bu eziyetin daha yeni farkına vardım. Biri benim kalbimi kırıp geçirdiğinde ben onu alkışlayarak izliyordum. Başka biri beni kırdıktan sonra ona sarılıp ağlıyordum. Birinden onu çok sevdiğim için, sevgimi çok dile getirdiğim için özür diliyordum. Iyi ki yapmışım. Yaptığım şeyleri şu an onaylamıyorum ama o zaman iyi ki yapmışım. Otuzumda daha çok kırılmış bir kadın olmaktansa yirmilerimde “kırıldım ama artık buna izin vermeyeceğim kadını” olmak istiyorum. 
Genelde bu tarz konuşmaların sonunu “aşk meşk yok artık sadece iş” mottosuna bağlayan bir çoğunluk var. Ama bence yanlış. Aşk var, sevgi var... Sadece artık neyi daha öncelikli tutman gerektiğini kavrıyorsun. Kendini seversen başkaları da seni sevecek ve sende onları seveceksin. 
Sevgi iyileştirir. Ve sevgi paylaştıkça güzelleşir. Kendimi severek iyileştireceğim. Kendimi sevmeye başladıktan sonra çevremdeki insanlarda iyileşeceklerdir zaten. En çok kendimi kırmaktan sonra insanları kırmaktan çekineceğim yine. Ama bu sefer onlara gösterdiğim hoşgörüyü kendime göstereceğim. 
Önemli olan büyük resmi görebilmek. Hayat kısa. Ölümü yakalayamıyorsun ama kendi hayatını yakalayabilirsin. Mutlu olmayı, kahkahalarla gülmeyi, sevilmeyi ve sevmeyi hak ediyorsun. Dünya çocukken umduğumuz kadar güzel bir yer değil ve acı hep varolan bir duygu. Bu acılardan ders çıkarmayı öğrenmeli, acılarımızı sevgimizle iyileştirebilmeliyiz.  
Geçmez dediğimiz her şey geçecek ve bu dünyadan göçüp gideceğiz. Kendimizden bir parça bu dünyaya bir miras olarak kalacak. En büyük mirasım sevgim olacak. Sizi seviyorum, sağlıcakla kalın. 
9 notes · View notes
umutlarkelebek · 10 months
Text
Hep veda ediyorum sana. Ama bir şekilde geri dönüyorum buraya. Başaramıyorum gitmeyi sanırım. Unutamamak değil bu. Sadece ben böyle yaşamayı biliyorum. Yaşayacak başka bir ben yok bu hayatta. Mutlu olmak ya da mutsuz olmak değil istediğim. Sadece nefes almak istiyorum ve tek yapabildiğim bu.
İnsanlara kızıyorum ama daha çok onlar kızıyorlar bana. Kendime gelmemi söylüyorlar. Bilmiyorlar sanırım onlar değişirken ve başka insanlar onları severken beni seven bir tek ben olduğumu. Herkes farklı sever ya onlar hep farklı sevildikleri için benden de onu bekliyorlar. Sanırım hayatımda sadece bir kez sevildiğimden haberdar değiller.
Sevilmek yada birini sevmek hep neden bu kadar zor? Ben biraz uzaklaşmak istiyorum senden. Çok kısa bir süre gitmek istiyorum buralardan. Birazcık nefes almak istiyorum.
Özür dilerim, gidemediğim için.
5 notes · View notes