Tumgik
#itiraflarım
psikolojikseanslar · 20 days
Text
Bozkırda azgın bir canavara yakalanan yolcuyla ilgili çok uzun zamandır anlatılan bir doğu masalı vardır. Yolcu canavardan kaçıp kurtularak suyu çekilmiş bir kuyuya girer, ama kuyunun dibinde onu yemek için ağzını açmış bekleyen bir ejderha görür. Azgın canavara yakalanıp ölmemek için yukarı tırmanmaya da ejderha tarafından yutulmamak için kuyunun dibine atlamaya da cesaret edemeyen talihsiz adam, kuyunun duvarındaki yarıklarda bitmiş yabani bir çalının dallarına tutunup öylece kalır. Elleri gevşemeye başlar ve kısa bir süre sonra her iki tarafta da kendisini bekleyen ölüme teslim olacağını hisseder; fakat hala tutunmaktadır, bu arada da etrafına bakınmaktadır ve tutunduğu çalının gövdesinin çevresinde düzgün adımlarla dolaşan biri siyah, biri beyaz iki farenin çalının gövdesini kemirdiklerini görür. Çalı kendiliğinden kırılıp kopmak, o da ejderhanın ağzına düşmek üzeredir. Yolcu bunu görür ve ölümden kaçamayacağını bilir; ancak asılı durumdayken çevresine bakınır ve çalının yapraklarının üstünde bal damlaları bulur, dilini uzatarak onları yalar. İşte ben de beni paramparça etmeye hazır ölüm ejderhasının kesinlikle beklediğini bile bile yaşamın dallarına aynı bu şekilde tutunuyorum ve bu azap verici duruma neden düştüğümü anlayamıyorum. Daha önce içimi açan balı emmeye çalışıyorum; ancak bu bal beni artık mutlu etmiyor, beyaz ve siyah fareler, yani gündüz ve gece tutunduğum dalı kemiriyor. Ejderhayı apaçık görüyorum ve bal artık bana tatlı gelmiyor. Sadece elinden kaçamayacağım ejderhayla fareleri görüyorum ve gözlerimi onlardan ayıramıyorum. Ve bu bir masal değil gerçek, yadsınamaz, herkesin anlayacağı bir gerçek.
47 notes · View notes
mecnun1cinar · 1 year
Text
"Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum,hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum,ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum."
Tumblr media
52 notes · View notes
yorgunherakles · 9 months
Text
aklımı nasıl aptalca kullandığım konusunda birkaç söz söylememe izin ver.
saint augustin - itiraflar
17 notes · View notes
gecesayesinizz · 1 year
Text
Ne istediğimi bende bilmiyordum, hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama yine de hayattan bir şeyler bekliyordum...
38 notes · View notes
uzaypedagog · 2 years
Text
"Ne istediğimi kendim de bilmiyordum. Hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum ama yine de hayattan bir şeyler bekliyordum."
İtiraflarım-Tolstoy
129 notes · View notes
kelimesendromu · 1 year
Text
Tumblr media
35 notes · View notes
Text
"Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum."
18 notes · View notes
0uranustenkacmam · 10 months
Text
"Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum."
3 notes · View notes
silenceof3night · 1 year
Text
Ne istediğimi kendim de bilmiyordum ;
hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum.
15 notes · View notes
baskabirevrendesin · 1 year
Text
Ne istediğimi kendim de bilmiyordum. Hayattan korkuyordum, ondan kaçıyordum ve herşeye rağmen, ondan yine de bir şeyler umut ediyordum.
İtiraflarım.
5 notes · View notes
psikolojikseanslar · 23 days
Text
Bir zamanlar olduğu gibi şimdi de bir insanın hayatına, yaptığı işlere bakarak dindar olup olmadığını öğrenmek olanaksızdır. Eğer Ortodoks dinine açıkça inananlarla onu reddedenler arasında bir fark varsa, bu fark birincilerin lehine değildir. Şimdi olduğu gibi eskiden de Ortodoksltıh'll açıkça kabul ve ilan edenler arasında büyük ölçüde dar kafalı, sert, acımasız, ahlaksız ve kendini çok önemli sayan insanlara rastlanıyordu. Akıl, onur, doğruluk, iyi yüreklilik ve ahlak ise daha çok kendisini inançsız sayan insanlarda görülüyordu.
37 notes · View notes
susturunbeynimi · 2 years
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
yazikolanlar · 2 months
Text
“Muhafazakarlık o zamanlar, şimdi olduğu gibi kendilerini fazlasıyla önemli gören, dar görüşlü, zalim, ahlaksız insanlar arasında sıkça görülürdü. Öte yandan akıl, onur, dürüstlük, iyi huyluluk ve ahlak gibi niteliklere daha çok inançsızlar arasında rastlanırdı.”
0 notes
tehlikeli-oyunlar · 8 months
Text
"Bedendeki hayat kötüdür, yalandan ibarettir. Bu yüzden hayatın yok olması bir nimettir, bunu arzulamamız gerekir," der Sokrat.
0 notes
fflouverites · 1 year
Text
Tumblr media
Ne istediğimi kendim de bilmiyordum; hayattan korkuyordum, hayattan kaçıp uzaklaşmak istiyordum, ama gene de hayattan bir şeyler bekliyordum.
Tolstoy - itiraflarım
1 note · View note
ekitapstore · 2 years
Text
Tolstoy – İtiraflarım
Tolstoy İtiraflarım yazar çocukluk döneminden başlayarak kendini anlatmaya başlıyor. O dönemlerde hissetikleri, yaşadıkları, çevresindekileri ve hayatı sorgulayışı yer almaktadır. Yaşamının her döneminde hiç bir zaman değişmeyen tek şey vardı o da hayatı sorgulaması ve arayışıydı. Yazarın dönem dönem nasıl bir ruh halinde olduğu görme imkanı sağlıyor bize yazar. Yazarın kendi kaleminden onu tanımaya çalışmak eşsiz bir deneyimdi.
Ortodoks Hristiyan inancına göre büyüyen Tolstoy ilk gençlik yıllarında dinin, inanan insanların hayatında hiçbir rolü olmadığını fark ederek inancını sorgulamaya başlar. Bu sorgulama süreci onu, 50 yaşında intiharın eşiğine getirir.”Hayatımın beni bekleyen ve kaçınılmaz olan ölüm tarafından yok edilmeyecek bir anlamı var mı?” sorusunun cevabının peşine düşer.Bu soru Cevabını bulamazsa öleceği türden bir sorudur onun için.Bu arayış Sadece meraktan kaynaklanan öylesine bir arayış değildir. Ölmek üzere olan bir adamın kurtuluş arayışıdır.
Hayatın anlamı ne sorusuyla başlıyor Tolstoy asıl sorgulamaya, hayatımın geri kalanında ne olacak diye düşünmeye devam ediyor. Ve fark ediyor ki aslında çoğu insan bunları düşünmüyor, rüzgarın savurduğu gibi yaşayıp gidiyor. Çünkü eğer insanlar bunu sorgularsa içinde bulunduğu berbat durumu fark edecekler. İşte bunu fark etmemek, bu berbat durumdan kurtulmak içinde bazı yollar keşfettiğimiz sonucuna ulaşıyor.
“Cehalet hep aynı şeyi söyler; Bilmediği bir şey varsa,onun saçma olduğunu söyler…”
“Kalbim çok şey öğrendi ve yaşadı. Ve bu sayede bilgeliği, deliliği, akıllılığı öğrendim. Fakat anladım ki, bu da zor bir iş; çünkü bilgeliğin olduğu yerde fazlaca üzüntü var. Çok öğrenmek isteyen kişinin çok acı çekmesi gerek.”
” Ama iyi bir insan olmanın peşinde koşmak için çok genç, tutkulu ve yalnız, yapayalnızdım. “
Kaynak: https://www.e-kitapstore.com/tolstoy-itiraflarim
0 notes