Tumgik
psikolojikseanslar · 3 days
Text
Bozkırda azgın bir canavara yakalanan yolcuyla ilgili çok uzun zamandır anlatılan bir doğu masalı vardır. Yolcu canavardan kaçıp kurtularak suyu çekilmiş bir kuyuya girer, ama kuyunun dibinde onu yemek için ağzını açmış bekleyen bir ejderha görür. Azgın canavara yakalanıp ölmemek için yukarı tırmanmaya da ejderha tarafından yutulmamak için kuyunun dibine atlamaya da cesaret edemeyen talihsiz adam, kuyunun duvarındaki yarıklarda bitmiş yabani bir çalının dallarına tutunup öylece kalır. Elleri gevşemeye başlar ve kısa bir süre sonra her iki tarafta da kendisini bekleyen ölüme teslim olacağını hisseder; fakat hala tutunmaktadır, bu arada da etrafına bakınmaktadır ve tutunduğu çalının gövdesinin çevresinde düzgün adımlarla dolaşan biri siyah, biri beyaz iki farenin çalının gövdesini kemirdiklerini görür. Çalı kendiliğinden kırılıp kopmak, o da ejderhanın ağzına düşmek üzeredir. Yolcu bunu görür ve ölümden kaçamayacağını bilir; ancak asılı durumdayken çevresine bakınır ve çalının yapraklarının üstünde bal damlaları bulur, dilini uzatarak onları yalar. İşte ben de beni paramparça etmeye hazır ölüm ejderhasının kesinlikle beklediğini bile bile yaşamın dallarına aynı bu şekilde tutunuyorum ve bu azap verici duruma neden düştüğümü anlayamıyorum. Daha önce içimi açan balı emmeye çalışıyorum; ancak bu bal beni artık mutlu etmiyor, beyaz ve siyah fareler, yani gündüz ve gece tutunduğum dalı kemiriyor. Ejderhayı apaçık görüyorum ve bal artık bana tatlı gelmiyor. Sadece elinden kaçamayacağım ejderhayla fareleri görüyorum ve gözlerimi onlardan ayıramıyorum. Ve bu bir masal değil gerçek, yadsınamaz, herkesin anlayacağı bir gerçek.
4 notes · View notes
psikolojikseanslar · 6 days
Text
Bir zamanlar olduğu gibi şimdi de bir insanın hayatına, yaptığı işlere bakarak dindar olup olmadığını öğrenmek olanaksızdır. Eğer Ortodoks dinine açıkça inananlarla onu reddedenler arasında bir fark varsa, bu fark birincilerin lehine değildir. Şimdi olduğu gibi eskiden de Ortodoksltıh'll açıkça kabul ve ilan edenler arasında büyük ölçüde dar kafalı, sert, acımasız, ahlaksız ve kendini çok önemli sayan insanlara rastlanıyordu. Akıl, onur, doğruluk, iyi yüreklilik ve ahlak ise daha çok kendisini inançsız sayan insanlarda görülüyordu.
6 notes · View notes
psikolojikseanslar · 6 days
Text
Çabuk hüküm veren, çabuk yanılır.
5 notes · View notes
psikolojikseanslar · 15 days
Text
Hapishanenin başka koğuşlarında olduğu gibi, bizim koğuşumuzda da meteliksiz zibidiler, varını yoğunu kumara, içkiye verenler bulunduğu gibi, anadan doğma yoksullar da vardı. "Anadan doğma" deyiminin altını çizmek istiyorum. Gerçekten, halkımızın birbirinden gerek durum, gerek yaşayış bakımından farklı olan çeşitli sınıflarının her birinde biraz tuhaf, kendi hallerinde kimseler bulunur; tembel falan da olmadıkları halde, nedense ömürlerinin sonuna dek kadar yoksulluğa mahkûm olmak gibi bir yazgıları vardır. Aileleri yoktur, üstleri başları perişandır, daima boynu bükük ve kederlidirler; hep birilerinden medet umar ya bir sefihin ya da bir sonradan görmenin eline bakarlar. Bir işin ucundan tutmak ve sorumluluk almak onlar için bir yük, hatta ıstırap verici bir şeydir. Sanki dünyaya asla kendi başlarına bir şey yapmak, birilerini idare etmek için değil, sırf başkalarının iradesine boyun eğmek, yahut şuna buna uşaklık etmek için gelmişlerdir. Üstelik hiçbir koşulda para kazanamaz, kazansalar da ellerinde tutamazlar. Daima meteliksizdirler. Bu gibi insanların yalnızca basit halk arasında değil, her türlü toplulukta, mesela partilerde, basında, derneklerde de bulunduğunu fark etmiştim.
9 notes · View notes
psikolojikseanslar · 15 days
Text
Çın çın ötüyor yüreğimin kökünde şu dünyanın ıssızlığı Tanrı kimsenin başına vermesin böyle bir yalnızlığı
9 notes · View notes
psikolojikseanslar · 17 days
Text
"Ruhumun kederinden gözlerim yaşla doldu"
11 notes · View notes
psikolojikseanslar · 17 days
Text
Belki yanılıyorum, ama herhangi bir kimse hakkında yalnızca gülüşüne bakarak hüküm vermek kabildir bence; onun için hiç tanımadığımız birinin gülüşü daha ilk karşılaşmanızda hoşunuza giderse, karşınızdakinin iyi bir adam olduğundan tereddüt etmeyiniz.
14 notes · View notes
psikolojikseanslar · 21 days
Text
Bazı farkındalıklar insanı mahvediyor.
11 notes · View notes
psikolojikseanslar · 29 days
Text
Bir daha göremeyeceği bu mahalleler, sokaklar ve evler anılarımızda solgunca yaşarlar. İnsan doğup büyüdüğü ülkede gezinirken, sokakların kendisine kayıtsız kaldığını, pencereleri, damları, kapıları kadar değerli olmadığını, duvarların yabancısı olduğunu, ağaçların sıradan ağaçlar olduğunu, üzerinde yürünen yolların taş olduğunu düşünür. Epey sonraları artık oralardan ayrı kalınca, bu sokakların değerli olduğunu, bu damların, kapıların, pencerelerin özleminin duyulduğunu, bu ağaçları sevdiğini, bu evlere her gün girildiğini bu kaldırımlarda yüreğimizi, kanımızı, ruhumuzu bıraktığımızı hissederiz. Artık görülmeyen, belki bir daha görülmeyecek olan ama anısı canlı tutulan bütün bu yerler aci bir cana yakınlığa bürünür, bir hayaletin keder veren görüntüsüyle hatırlanır.
19 notes · View notes
psikolojikseanslar · 29 days
Text
Suç kimde? Herkeste ve kimsede. Yaşadığımız bu çağlarda.
18 notes · View notes
psikolojikseanslar · 29 days
Text
Kaderin bazen olanaksız zirveleri olur, bunun dışında hayat bir uçuruma dönüşür.
16 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Üstelik şimdi kendisini her zamankinden daha rahat hissediyordu. Gerçi bütün bedeni ağrıyordu, ancak bu ağrılar gittikçe azalıyormuş ve sonunda tamamen geçecekmiş gibiydi. Sırtındaki çürümüş elmayı ve yumuşak tozlarla kaplanmış iltihaplı çevresini neredeyse artık hissetmiyordu bile. Ailesini düşündüğünde içi sevgiyle doluyor ve duygulanıyordu. Kız kardeşinden daha da kararlı bir şekilde, yok olması gerektiğine inanıyordu. Kulenin saati sabahın üçünü vuruncaya kadar böyle boş ve huzur içinde düşüncelerle geçirdi zamanını. Pencereden ortalığın ağarmaya başladığını da gördü. Derken başı kendiliğinden düştü ve burun deliklerinden son nefesini verdi.
13 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Bir insanı ezip mahvetmek, ona en korkunç bir katilin bile duyunca titreyeceği kadar ağır bir ceza vermek isteyenlerin, insana yaptığı işin tamamen anlamsız, faydasız olduğu duygusunu vermesi yeterlidir.
12 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Aslında her fikir yansızdır, ya da öyle olmalıdır; ama insan onu canlandırır, alevlerini ve cinnetlerini yansıtır ona; saflığını yitirmiş, inanca dönüştürülmüş fikir, zaman içindeki yerini alır, bir olay çehresine bürünür: Mantıktan sara hastalığına geçiş tamamlanmış olur... İdeolojiler, doktrinler ve kanlı şakalar böyle doğar.
11 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Bir şeylerden kaçar gibisin. Soluk soluğa ama hiçbir şey anlatmayacağına yemin etmiş gibi sakinsin. Gitmek istediğin belli bir yer yok ama kalmak istemediğinden artık eminsin. Sadece biraz olsun herkesin ve her şeyin susmasını istemişsin. Kendini duyabilmek için.
15 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Sevilmek isteyen sevmeyi de bilmeli.
10 notes · View notes
psikolojikseanslar · 1 month
Text
Felaketten kurtulmanın en güvenilir yolu, aşırı mutlu olmayı beklememektir.
25 notes · View notes