satranç
hayatta her şeyin mutlaka bir çözümü var.
bir tek ölümün yok, onun bile yakında bir çözümü olabilir.
fakat, çözümsüzlük üretmek, insanları çözümsüzlüğe alıştırmak, çözümün olamayacağını, imkânsızlığı, çözümün güç ile doğru orantılı olduğunu toplumun her kesimine yaymaya çalışan bir sistem var. bu dünyanın kuralı düzeni.
[ki bu bile yakın bir gelecekte kendini formatlama çabası içine çoktan girmiş durumda. yeni bir sistem doğum sancısı çekmekte.]
peki çözümsüzlükten beslenen bu sistem ise özellikle nerelerde daha iyi çalışıyor? sorgulayabilmenin az olduğu yerlerde mi? peki sorgulayabilmek sadece okuma ve yazma oranı ile mi orantılı. yani okuma yazması az olan bir millet, ya da cehalet oranı yüksek olan bir millet, hür vicdanı ile sorgulamaktan da mı yoksundur?
yani diyelim ki, hiçbir imkânın ulaşmadığı bir köydesiniz, kasabadasınız, ya da orası her neresi ise, belki de şehrin göbeğindesiniz. bilime, teknolojiye, ilime, irfana diyelim ki erişiminiz yok, ya da bu erişimi yadırgıyorsunuz, ya da bu erişimin farkında bile değilsiniz, ya da bu erişim sizin için bir şey ifade etmiyor.
peki, böyle bir durumda size gelseler ve sorsalar, bir matematik sorusu, uzay bilim sorusu, fizik, kimya, vb. nitelikteki gerekli bilgilerin edinilmesinin dışında, bu soru daha da üstün bir soru olsa; size deseler ki, şurada acil yardıma muhtaç birisi var, açlıktan ölmek üzere, ya da x sebepten muhtaç durumda ve acil yardıma ihtiyacı var, senin ağzından çıkacak şey ile karar verilecek.
böylesi bir durumda, okuduğunuz kitaplar, ya da okumadığınız kitapların bir anlamı olur mu? yoksa sadece sizin o anda, nasıl yardım edebilirim ya da yok ben bir şey yapamam mı demeniz konuyu çözer/çözemez?
konu, ahlâk, vicdan, etik, ar, iyilik ve bu uğurdaki insani boyutların toplamı olduğunda, hiçbir ünvanın anlamı olmaz.
ordinaryüs titriniz olabilir ama vicdani muhasebeniz yoktur.
ya da okuma yazmanız bile yoktur ama iyilik, ahlâk, vicdan, etik ve ar ile bütüncül olarak yaşamaktasınızdır.
bu örnekler çoğaltılabilir, incelenebilir, göreceli olduğu da keza iddia edilebilir.
ama ısrar ettiğim nokta her zaman şu olacaktır, iyilik ve kötülük arasında göreceli bir kavram yoktur.
şimdi gelelim, her zamanki gibi ülkemize, yıllardır travmanın her türlüsüne maruz kalan bu ülkenin vicdan sahibi insanlarına.
bu millet, yüz yılın en büyük felaketini yaşamış, hâlâ da yaşamaya devam ediyor, henüz hiçbir şeyin yarası sarılmamış, asla da tam anlamıyla sarılamayacağının da bilincinde çok insan varken, her şeyimizi bu felaketi yaşayanların ihtiyaçları doğrultusunda ve ülkenin geri kalanını refaha eriştirmeye çalışmak üzere kafa yormamız gerekirken, bakın şeytanlar nasıl da harıl harıl çalışıyor.
seçim süreci hızlandıkça, şeytanlar öyle hamleler yapıyorlar ki, şah ve mat demek için öyle var güçleriyle çalışıyorlar ki, ve buna rağmen direnen bir strateji var.
insanlar bu ülkede, o kadar güzel yaşayabilirler ki, bu ülke öyle de güzel refaha erebilir ki, öyle çok da imkânsız gibi görünen, yıllar alır denen şeyler öyle de güzel inşa edilir, öyle de kısa zamanda hayata geçer ki.
işte tüm bunların olabilmesi için iyiliğin kazanması lazım.
isimlerin değil, iyiliğin.
ve iyilik kendini nerede olsa belli eder.
ama kötülüğü hiçbir şekilde anlamazsınız, çoğu zaman saklanır, iyiliğin kılıfına hele öyle bir uydurur ki kendini.
ama iyilik hiçbir zaman öyle bir kılıfa ihtiyaç duymaz. iyilik, her zaman, her yerde kolaylıkla görülebilir, hele ki gören sadece gözler değilse, gerçek iyilik en güzel yüreklerde hissedilir.
çok kritik günlerden geçen bu ülke için satranç oynanıyor.
bu hep böyledir.
izlediğiniz tüm filmlerde, tüm kitaplarda, mitolojide, öykülerde, masallarda.
öykü sadece ve sadece iyi ve kötü arasında geçer.
dinler, insanlar, mezhepler, tanrılar, tanrıçalar, şöhretler, ilim, irfan, teknoloji, vb. aklınıza ne gelirse.
bunlar kazanan ya da kaybedenler değildir.
tek bir oyun vardır; o da iyilik ve kötülük arasında geçmektedir.
ya iyilik kazanır, ya da kötülük.
biz de, milletçe işte bu satranç hamlelerinin içindeki kimi zaman piyonlar, kimi zaman vezirler, kimi zaman kaleler, kimi zaman atlar, kimi zaman filler olarak, ve tek bir yanlış hamle ile öngöremediğimiz kayıplar yaşanacağı gibi, tek bir hamle ile de bu oyunun galibi olmaya yaklaşabilecek olanlarız.
yapmamız gereken tek şey, hür vicdanlarınıza sormak, iyilik nerede? bir isim değil, bir cisim değil, gerçek iyilik nerede? vicdan sahibi olanlar, iyiliğin nerede olduğunu bilenlerdir.
amaların arkasına sığınmadan, ama şusu var, ama busu var, ama gözünün üstünde kaşı var demeden, iyiliğin ne olduğunu bilenler ve aynı şekilde kötülüğü de, ama aslında onun da busu iyi, bir de şöyle düşün, kendini onun yerine koy vb.’leri ile oyalanmadan kötülüğün ne olduğunu da bilebilendir vicdanın ne olduğunu ve onun asli görevini bilenler.
vicdanın asli ve tek görevi; iyi ve kötüyü amasız, aslındasız ayırabilmektir.
bugün yaşanan olaya ithafen, depremin yaralarını sarmaya çalışan bu millete, gündemi değiştirtecek tuzaklar kuran bir akıl, bir zihin, bir insan, ya da insanlar, tek kelime ile, herhangi bir amanın, aslındanın arkasına sığınamaz.
ne büyük oyunlar çevriliyor ve olan yine vicdanen iyilikten başka bir şey bilmeyenlere, düşünemeyenlere oluyor.
iyilik ve kötülüğün savaşı bu dünya var oldukça devam edecek, ama kötüler çoğaldıkça işte o zaman tanrıların da tepesi atmaya başlayacaktır elbet.
kötülüğün çoğalmasına izin verenler kimlerse, vicdanen buna hayır diyemiyorlarsa, işte o zaman, işte tam da o zaman şah ve mat dendiği gün olur.
oysaki bu ülkede az da kalsalar iyiliğe muhtaç olan onca birey varken.
her şeye rağmen iyilik yolundan sapmayanlara inat dönüyor bu dünya, ve dengeler bozulmadan, umarım görebiliriz iyiliğin de iyiler tarafından hakedilmiş olduğunu ve şeytanlara inat kazanılabileceğini.
eğer varsa nefesimiz, çok az kaldı görmeye.
allah’ın, ahlâkın, iyiliğin, vicdanın, etiğin yolu birdir ve de şaşmaz.
iyilik kazanacak, allahım sen yardımcımız ol.
2 notes
·
View notes
Forum Tartışmaları için Genel Etik Kuralları
Sosyal medya ve internet forumlarında tartışmalara katılırken kuralları kim koyar diye merak etmeden Yapay Zekaya (YZ) sordum. Aşağıdaki Cevaplar YZ'nin cevaplarının çevrilerek düzeltilmiş halidir.
Forum tartışmalarına katılırken, olumlu ve saygılı bir ortam sağlamak için belirli etik kurallara uymak önemlidir. İşte dikkate alınması gereken bazı genel etik kurallar:
1. Başkalarına saygı gösterin. Başkalarına saygılı davranın: Tartışmalara nezaket ve diğer katılımcılara saygı çerçevesinde katılmak esastır. Kişisel saldırılardan, hakaretlerden veya aşağılayıcı dilden kaçının.
2. Başkalarının deneyimlerine karşı dikkatli olun: Forum katılımcılarının farklı geçmişlerden geldiğini ve farklı bakış açılarına sahip olabileceğini kabul edin. Başkalarının deneyimlerine ve bakış açılarına karşı açık fikirli ve düşünceli olun.
3. Tartışmayı başkaları için bozmaktan kaçının: Konuşmayı kasıtlı olarak rayından çıkarmaktan veya bozmaktan kaçının. Konuya bağlı kalın ve tartışmaya yapıcı bir şekilde katkıda bulunun.
4. Forum kurallarına ve yönergelerine uyun: Katıldığınız forumun özel kurallarını ve yönergelerini öğrenin. Olumlu ve üretken bir tartışma ortamını sürdürmek için bu kurallara uyun.
5. Uygun dil ve üslup kullanın. Uygun dil ve üslup kullanın: Kelimelerinizi dikkatli seçin, saygılı ve foruma uygun bir dil kullanın. Olumsuz tepkilere neden olabilecek saldırgan veya kışkırtıcı dilden kaçının.
6. Doğruluk kontrolü yapın ve kaynak belirtin: İddialarda bulunurken veya bilgi paylaşırken, bunların doğru olduğundan ve güvenilir kaynaklarla desteklendiğinden emin olun. İfadelerinize güvenilirlik kazandırmak için kaynaklarınızı belirtin.
7. Aktif dinleme yapın: Yanıt vermeden önce diğer katılımcıların görüşlerini okumak ve anlamak için zaman ayırın. Argümanlarını dikkate alarak ve düşünceli bir şekilde yanıt vererek aktif dinlemeye katılın.
8. Önyargılarınızın farkında olun: Kendi önyargılarınızı tanıyın ve kabul edin ve tartışmalara açık bir zihinle yaklaşmaya çalışın. Alternatif bakış açılarını değerlendirmeye istekli olun ve yeni bilgilere dayanarak fikrinizi değiştirmeye açık olun.
9. Gizlilik ve gizliliğe saygı gösterin. Gizliliğe ve mahremiyete saygı gösterin: Başkaları hakkındaki kişisel veya gizli bilgileri onların rızası olmadan paylaşmayın. Diğer forum katılımcılarının gizliliğine saygı gösterin ve hassas bilgileri paylaşmaktan kaçının.
10. Uygunsuz davranışları bildirin: Herhangi bir uygunsuz davranışla veya forum kurallarının ihlaliyle karşılaşırsanız, bunu forum moderatörlerine veya yöneticilerine bildirin. Sorunu çözmek için uygun önlemleri alabilirler.
Unutmayın, bunlar forum tartışmaları için genel etik kurallardır ve belirli forumlarda uymanız gereken ek yönergeler veya kurallar olabilir. Bu etik kurallara uyarak, anlamlı tartışmaların yapılabileceği olumlu ve saygılı bir forum ortamına katkıda bulunabilirsiniz.
0 notes