Boğaziçi Üniversitesi tasfiye edilmek isteniyor v buna karşı kararlı bir şekilde direniyor!! #boğaziçidireniyor #kabuletmiyoruzvazgeçmiyoruz ✌️ https://www.instagram.com/p/CnfHfAosZnO/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Aşağı bakmayacağız çünkü istikbal göklerdedir. ❤️

''Saraylar saltanatlar çöker

kan susar bir gün

zulüm biter.

menekşeler de açılır üstümüzde

leylaklar da güler.

bugünlerden geriye,

bir yarına gidenler kalır

bir de yarınlar için direnenler...''

Adnan Yücel

Bütün türler kendilerini yok ederler. Dinozorların sonu da böyle oldu. Canlı namına ne varsa yediler, sonra birbirlerini yemeye başladılar ve sonunda tek dinazor kaldı ve o orospu çocuğu da açlıktan öldü.

#aşağıbakmayacağız

Tutuklu öğrenci Beyza Buldağ: Üzülmek, sıkılmak, sinmek, korkmak yok!

Dün akşam saatlerinde tutuklanan üniversite öğrencisi Beyza Buldağ avukatları aracılığı ile bir mesaj paylaştı. 08.02.2021 ARTI GERÇEK-WhatsApp grubu kurma gerekçesiyle gözaltına alınıp Boğaziçi Dayanışması hesabını yönetmekle suçlanan ve dün akşam saatlerinde tutuklanan Beyza Buldağ avukatları aracılığı ile kamuoyu ile bir mesaj paylaştı. Buldağ paylaştığı mesajda "Üzülmek, sıkılmak, sinmek, korkmak yok" dedi.İzmir'deki evinden polis baskınıyla gözaltına alınan Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi (MSGSÜ) Sinema ve Televizyon Bölümü öğrencisi Beyza Buldağ, 'halkı kin ve düşmanlığa tahrik etme' suçlamasıyla dün akşam saatlerinde tutuklandı.Avukatlar Buldağ'ı tutuklu olduğu Bakırköy Cezaevinde ziyaret etti. Avukatlar Buldağ'ın mesajını kamuoyu ile paylaştı. 'BU SİYASİ BİR KARAR MÜCADELEMİZ DE SİYASİ OLACAKTIR' Buldağ'ın mesajı şöyle: "Herkese gösterdiği dayanışma için teşekkür ediyorum. Mücadelemiz sayesinde ben ve benim gibi tutuklu bulunan tüm arkadaşlarımın serbest bırakılacağından hiç şüphem yok. Bu siyasi bir karar bu nedenle de mücadelemiz de siyasi olacaktır. Üzülmek, sıkılmak, sinmek, korkmak yok! Anıl ve diğer arkadaşlarımızın da dediği gibi hem içeride hem dışarıda mücadeleye devam!"

BOĞAZİÇİ ÖĞRENCİLERİ TERÖRİST MİDİR?

Son zamanlarda medyada dilden düşmeyen terörizm ve terörist ifadelerini sizlere anlatmak bilmedikleriniz varsa göstermek istiyoruz. Terörizm neydi? Var olan ülkenin var olan ekonomisine,dinine yada siyasi sistemine karşı, düzen bozmak amaçlı; bir takım baskıcı ve yıldırıcı davranışlar bütünlüğüydü kısaca. Günümüzde ise yürürlükte olan Terörle Mücadele Kanunu'nda "anayasada belirtilen nitelikleri ve siyasî, hukukî, sosyal, laik, ekonomik düzeni değiştirmeye yönelik her türlü eylem" olarak ifade edilmiştir. Boğaziçi’nde tutuklanıp yargılanan 528 kişi bu tür bir davranışta bulunmamıştır fakat yöneticilerimiz var olan bu öğrenci grubuna ‘’terörist’’ demiştir. Yöneticilerimiz bunu dediği için doğal olarak halkımızda da bu şekilde hitab eden vatandaşlarımız olmuştur.

 Bu tutuklanan öğrenciler gökten zembille bir gecede gelen veya dağdan inen kişiler değillerdi. O okula ait olan, o okulun kartını kullanarak okula giriş ve çıkışlarını sağlıyorlardı. Madem bu öğrenci grubu bir teröristti veya yandaşçısıydı; neden daha önce tutuklanmadılar? Akıllarda bu soruyu kendinize sormanızı istiyoruz çünkü sistemimiz maalesef çöküyor ve tek yaptıkları bunu daha da hızlandırmak. Ait olduğumuz bu toplumda artık her şey eskisi kadar rahatça konuşulamıyor. Bu suskunluktan önceki yazılarımızda bahsetmiştik.

Şimdi ufak bir bilgi vereceğiz ve sonrasında rektör nedir, kayyum ataması nedir bundan bahsedeceğiz. Ufak bilgimiz; örnek vereceğimiz iki ülkeden oluşmaktadır ve Boğaziçi kültürü ile örtüşmektedir. Fransa’da Rektör; Öğretmen, Öğrenci ve Akademik Personelden oluşan kişilerce seçilir. İtalya’da  Rektör; Okul İdaresi, Akademik Kadro ve Öğrenci Temsilcileri katılması ile seçilmektedir. Bir üniversiteyi yasalar uyarınca yöneten, öğretimin düzenli yürütülmesinden sorumlu kimsedir. Bu kişi aynı zamanda sorumlu olduğu üniversiteye hakim de olmalı ve yıkıcı bir kişiden çok yapıcı olmalıdır. Fakat Melih Bulu gelişiyle hakim olmadığı bu üniversitede rektörlük yapmaya gelmiştir. Sözü geçen mevzumuzda (mevzumuz diyoruz çünkü biz gençler bir bütün olarak bu ülkenin geleceğiyiz), öğrencilerimiz, haklı olarak, rektörü protesto etmişlerdir. Rektör, üniversitenin ve bağlı birimlerinin öğretim kapasitesinin rasyonel bir şekilde kullanılmasında ve geliştirilmesinde, öğrencilere gerekli sosyal hizmetlerin sağlanmasında, gerektiği zaman güvenlik önlemlerinin alınmasında sorumlu kimsedir fakat Melih Bulu atanmasıyla birlikte yanlızca yıkım ve kaos getirmiştir. Şimdi açıklayalım, üniversitelere rektör atanması, (Kayyum atanması) 12 Eylül 1980 darbesinden sonra kurulan Yükseköğretim Kurumu'yla (YÖK) başladı. Böylece 1981'de, 35 yıldır uygulanan rektörlük seçimleri kaldırıldı. 1946'da kabul edilen kanunda, rektörlerin seçimle görev başına gelmesi öngörülüyordu. Daha sonra bir takım değişiklikler sonucu seçim ile atama iptal edildi fakat 1992'de rektörlerin belirlenme sürecini düzenleyen kanun maddesi değişti ve seçimler geri getirildi. Kanuna göre, devlet üniversitelerinde rektör adayları, profesör unvanına sahip akademisyenler arasından önce öğretim üyeleri tarafından seçiliyor, daha sonra YÖK adayların üçünü Cumhurbaşkanının onayına sunuyor, en son da Cumhurbaşkanı rektörü atıyordu.  Rektörler 4 yıllığına görev alıyor ve en fazla iki dönem bu görevi yürütebiliyordu. Burda dikkat edilmesi gerekilen nokta şudur ki, 2016'da AKP milletvekilleri TBMM'ye Cumhurbaşkanına doğrudan rektör atama yetkisi veren bir kanun tasarısı getirdi, tasarı muhalefetin itirazları üzerine geri çekildi. 2016 yılında Boğaziçi Üniversitesine atanan ilk isim Mehmed Özkandı. Şu an yerine atanan kişi ise Melih Bulu. 2016’da gösterilen tepkilerin büyümemesinin sebebi Mehmed Özkan’ın Boğaziçi Üniversitesinde bir öğretim üyesi olmasıydı. Bu yıl içerisinde olduğu gibi 2016 yılında da haklı eylemlerini Boğaziçi öğrencileri sürdürmüşlerdi. 2021 yılında atanan Melih Bulu ise Boğaziçi kültürüne tamamen uzak birisi. Öğrenciler kendi kültürlerini savunmakta haklılardır. Kaybetmek istemedikleri bir kültüre sahiplerdir.  Boğaziçi öğrencileri yalnız değildir. Boğaziçi öğrencileriyle her daim omuz omuzayız. Her daim yanlarındayız. HER YER BOĞAZİÇİ HER YER DİRENİŞ.

sana düşman, bana düşman, düşünen insana düşman, vatan ki bu insanların evidir, sevgilim, onlar vatana düşman…

ülkemizin en iyi bir kaç üniversitesinden biri olan Boğaziçi Üniversitesini de asimile etmeye çalışıyorlar!! #boğaziçidireniyor #kabuletmiyoruzvazgeçmiyoruz https://www.instagram.com/p/Cne5FLCskPs/?igshid=NGJjMDIxMWI=

Kabe-i Muazzama’ya Yapılan Hadsizliğe Serbest Bırakılma Hakkı!

Boğaziçi Üniversitesi'nde sapkın eşcinsel kulüp üyelerinin, Kâbe resmini tahrif ederek eşcinselliği sembolize eden bayrakları yerleştirdiği fotoğrafı ayaklar altına almasıyla gerçekleşen İslam’a saldırıda tutuklanan 4 kişiden 2’si serbest bırakılırken, 2’si tutuklandı. İslam'ın değerlerine saldıran sapkınlar nasıl oluyor da serbest bırakılıyor? Demokrasinin, laikliğin ve İstanbul Sözleşmesi'nin verdiği cesaret ile gençlik İslam'dan uzaklaşıyor. İslami kimliğinden uzaklaşan gençler ne acıdır ki batıl fikirleri savunarak kendi değerlerini ayaklar altına alıyor. Söz konusu bu faaliyetlere laik sistemin de destek vermesi ile gençler cesaretleniyor ve haddi aşarak İslam'a saldırıyor. Gençler ancak bu sistemin bozuk fasid fikirlerinden kurtularak İzzete kavuşabilir. Unutmayalım ki izzet ve şeref yalnızca İslam'dadır. Rabbim bizlere Allah'ın hükümlerine göre hükmedecek İslam Devletini nasip etsin. Bizleri bu sistemin karanlığından İslam ile aydınlığa çıkarsın inşAllah.

Gün gelecek ve bu devran dönecek. Bugün büyük bir kin ile gençlerimizin boğazını sıkanlardan, nefesini kesenlerden, onları tekmeleyenlerden hesabını soracağız!

"Yürü bre hızır paşa, senin de çarkın kırılır.

Güvendiğin padişahın, gün gelir o da devrilir."

Pir Sultan ABDAL

Asla aşağı bakmayacağız çünkü istikbal göklerdedir.

Bizler geleceğimiz için asla boyun eğmeyeceğiz.

What is happening in Turkey

Today I want to talk about what is happening in Turkey. Specifically, the events of the last month. The government made some aggressive moves on one of the oldest universities in the country. It began with the current president appointing a rector, who had a political past with the president's party and no teaching nor bureaucratic past in the university. After students protested this un-democratic way of appointing a rector, the government responded with brutal police intervention. In response, the protests grew into other universities and the Turkish youth in general so did the police violence increased with it. Soon the government branches and police force started using deformation and misinformation to villainize the protestors. These attempts of creating public support for authoritative behavior have been falsified by the protestors through the use of visual proof and witness statements. A few of these are as follows:

During the early days of the protests, the appointed rector gave interviews where he tried to paint himself and his administration under a peaceful and open to communication color. Soon after letting police into the campus and purposefully using disproportionate police force and intimidation tactics, he switched into a more closed off, isolated by the security, police, and physical barriers way of leading. https://twitter.com/YolTV/status/1354731430786564105?s=20

Very recently, the official Twitter page of the police force shared a video. The video consisted of an interview with 3 men, who allegedly got beaten up by the protestors after being accused of being civil police, mixed with random snippets of protestors kicking police cars. The police force titled the video "Truth of the Events" but not before long the protestors pushed back with video proof of what happened. Providing videos of the men in the interview being drunk and attacking the protestor while swearing. Moreover, the men in the interview are also shown being forcefully detained by the police themselves. The police cars getting kicked in the video were also explained by the videos of them driving onto to protestors were shown. https://twitter.com/eylemnazlier/status/1358721659654582273?s=20

During the events one group of people were specifically targeted by the government as creating a public hatred towards them was thought to be easy. LGBT+ people was one of the most visible components of the student protests as a result of the Bosphorus Universty being one of the few safe spaces left for LGBT+ people in Turkey. After a collage criticizing the role of religion in the opression of women and LGBT+ people was shown in a student curated art gallery, the government tried to villify the LGBT+ community and the students through use of religion. The collage being an example of free speech aside, the smearing campaign the government led in this subject was vicious. They claimed that the art gallery was curated by the BULGBT+, which is social universty club for LGBT+ studies, and the paintings displayed were chosen intentionally. After the public perceived the display of the collage as a religious attack, government started making bolder moves like detaining more students and using even more police violance in the protests. Soon after the students who planned the event responded to the misinformation. The art gallery was curated by an inaniamous students group rather than a club and the art that was displayed wasn't picked. Any artwork submitted was shown in the gallery as a symbol of solidarity.

While the protests are still going on and the defomation nor the villinazation of the protestors have slowed down, I ask everyone to spread awareness about yet another outcry for justice and democracy in Turkey. Talk about it with your friends or if you can support it through social media through hashtags on Twitter. I will provide the hashtags down below. Please don't let the righteous being crushed under violance. We will keep on fighting against lies and violance with truth and rightful demands. We won't look down.

Bizler yolda yürürken nereye bakılmasını gerektiğini kimseye soracak değiliz, baktığımız yerin hesabını kimseye vermek zorunda değiliz.

Sosyal medyalar üzerinden bu hashtag’lerle destek verebilir ve bilgilere ulaşabilirsiniz

#AşağıBakmayacağız

#BogaziciDireniyor

#BoğaziçiAblukada

#BoğaziciSusmuyor

Turkey: 2 Anarchists Were Taken into Custody With Police Raid

Erdoğan appointed Melih Bulu, an AKP supporter and ex deputy candidate, as rector to Bogazici University(BOUN). Students of BOUN and many students from other universities have made a protest in BOUN, pollice attacked as usual.

Yesterday, police raided houses of many students and arrested almost 20 students. Today, another police raid happened and at least 10 students taken into custody, among them, 2 anarchist revolutionists from Anarchist Youth (Anarşist Gençlik).

Olay bu kadar açık ve net!

Güvendiğiniz padişahınız, o da bir gün devrilir!