Tumgik
#sever o beni
izmarritt · 2 years
Text
Bana acımadı ama sever o beni...
45 notes · View notes
ozguryol · 2 years
Photo
Tumblr media
10 notes · View notes
Text
Çok uzaktayım ama görür o beni...
11 notes · View notes
nanevebitter · 2 years
Text
YouTube'da "Pinhâni - Bilir O Beni" videosunu izleyin
youtube
Bana acımadı ama,
Sever o beni...
2 notes · View notes
banayalansoylemeask · 2 years
Text
Bana acımadı ama, sever o beni..
6 notes · View notes
Text
Evet sabahın bu saatinde kalktık ve okulun ilk gününe hazırlanıyoruz aferin çok iyi 👏👏👏
Saat daha 06.04 yaaa
5 notes · View notes
butterfly4533 · 2 years
Text
Karşıma geçsin
göğsüme vursun
ben soru sormam o bana sorsun
kim daha yorgun kim daha üzgün
Bilir o beni, bilir o beni
2 notes · View notes
serixx · 2 years
Text
Bana acımadı ama sever o beni …
1 note · View note
ozgur-ce · 1 year
Text
Hayatta tıpkı böyle değil midir işte...
Bir siyah beyaz, kareler içinde, hepsi hepsi bir hatıra işte..
Dipnot: Güne, haftaya başladık yine şükür, bugünkü modumuz böyle 🤍🖤
Klasik yorumlardan eminim herkes sıkılmıştır, yorum olursa içinde siyah beyaz geçen şiir ve şarkılar olması beni mutlu eder 🥰🤍🖤
Video bir süre sonra kendini imha edebilir 😁💣💥🔥ki etti yerine size güzel bir video bıraktım ama 🥰🎵🎶
228 notes · View notes
garfiremld · 4 months
Text
raki da bok gibiymis bu arada
3 notes · View notes
livianadelaluna · 2 years
Text
"Hiç acımadı ama sever o beni "
Pinhani-Bilir o beni
Bu şarkıya sadece kalbimi değil benliğimi.bıraktım sanırım...
3 notes · View notes
ssimay · 2 years
Text
bugün aramadım ama.......................bilir o beni
0 notes
bozusuruz · 2 years
Text
Neyse
0 notes
Text
Kendimi Zorla Üvey Abime Siktirdim! (İrem 18 Y., Adana)
Merhaba, ben İrem, 18 yaşındayım. 1.68 boyunda, siyah saçlı ve beyaz tenliyim. Herkes bana çok güzel olduğumu söyler, hatta beni Merve isimli sanatçıya çok benzetirler. Annemi hiç tanımıyordum, ben daha bebek iken trafik kazasında kaybetmişiz. Babam da benimle kala kalmış, bir süre sonra başkasıyla tekrar evlenmişti. Üvey annem Selda aslında tek tanıdığım annemdi. Onu da hiç üvey olarak görmezdim, bana anne sevgisini yaşatmıştı. Babamla evlendiklerinde bir oğlu vardı, adı Kerem. Benden 10 yaş büyüktür kendileri. Kerem abimle çok yakınız ve o benim ilk aşkım. Bana hep 'prensesim' diye seslenirdi ve bu benim çok hoşuma giderdi.
Yaşım 16 olduğunda cinsel yönden de isteklerim artmaya başlamış ve üvey abime karşı artık farklı duydular beslemeye başlamıştım. Abimle ne zaman yanyana gelsek, ne bileyim film izlemek olur, yada şakalaşmak olur, şakadan dalaşmak olur, birbirimizi gıdıklamak olur, sürekli ellerini bacaklarımda hissederdim. Arada sırada durduk yere gelip beni yanaklarımdan öperdi. Belki bilerek yada bilmeyerek beni sever ve okşardı. Bizimkiler de bu kadar yakın olmamızı normal olarak karşılardı, çünkü normal abi-kardeş gibi büyümüştük. Beni azdıran da abimle yaşadığım bu olaylardı.
Sınıf ve aynı zamanda en yakın arkadaşım Didem, okuldan biriyle çıkmaya başlamıştı. Bana sürekli aralarında geçen ilişkinden bahseder, "Bugün öpüştük..." yada, "Amımı ellettim!" gibi özelini anlatırdı. Ben de ona bir ara, dershaneden biriyle çıkarken birkaç kez onunla öpüşüp, sakso çektiğimden bahsetmiştim. Didem bir gün beni kenara çekip, "Onunla yattım!" dedi. Ben, "Anlamadım, nasıl yattın? deyince, "Kızım anla işte, götümü verdim!" dedi. Ben de, "Hemen anlat!" deyince, en ince detayına kadar herşeyi anlattı. Önce çok ağrılar çektiğini, ama sonra çok zevk aldığını söyledi. Sonra bana, "Sen de denemelisin, pişman olmayacaksın!" dedi. O gün aklıma koydum ve götümü biricik üvey abim Kerem'e verecektim. Üvey abim 26 yaşında, üniversiteden yeni mezun ve yaşıtları gibi işsizler tayfasına mensup biriydi ve halen bizimle yaşıyordu. Ama eve gidip direkt abime, "Götümü sik!" diyemeceğimden, sürekli planlar yapmaya başladım. Önce onu iyice azdırırıp kıvama getirmem gerekliydi.
Eve gittim. Kerem abim evde tek başına TV izliyordu. Sırt çantamı yere attım, eteğimi yukarı doğru katladım ve direk üstüne atlayıp, "Canım abicimmm!" deyip onu gıdıklamaya başladım. Eteğim sürekli açılıyor ve külodum ortaya çıkıyordu. Kerem abim beni yere düşürüp üstüme çıktı ve tek zayıf noktam olan göbeğimi gıdıklayarak beni güldürmeye çalışıyordu. Ben de bacaklarımı iyice açtım, artık tamamen altında kalmıştım. Abim durumu farketmişti, "Yeter, yoruldum!" deyip geri ��ekildi. Eteğim tamamen açık şekilde halen yerde uzanıyordum. Bana, "Hadi kalk üstünü değiştir, herşeyin ortada!" diye kızdı. Koltuğa otururken sikini düzeltirken yakaladım kendisini. İlk adımı atmıştım.
İçeri gittim ve en kısa şortumu giydim ve geri döndüm. Yanına uzanıp bacaklarımı kucağına attım. Aslında bunu sürekli yapardım, yeni birşey değildi, o da arasıra ellerini ayaklarıma koyar okşardı. Bu sefer hiç kıpırdamıyor, gözlerini TV'den ayırmıyordu. Ama ben nedenini biliyordum, bacaklarımın altında sürekli hareketlenen yarağını hissediyordum. Bana, "Hadi abine su getir bakayım!" diyerek bacaklarımı yere attı. "Peki!" dedim ve mutfağa su almaya gittim. Geldiğimde odada yoktu. "Abiii, suuu!" diye seslendim. O da banyodan, "Bırak oraya, birazdan gelir içerim!" diye seslendi. Hemen yavaş ve sesiz adımlarla banyonun önüne gidip kulağımı dayadım (Bizim banyonun kapısı baya eskiydi, gerçi evdeki bütün kapılar öyle, hiç birinin kilidi bile yoktu!) ve dinlemeye başladım. Kerem abim telefonundan pørnø açmış olacak ki, az da olsa kadın inleme seslerini duyar gibiydim. Sanırım içeride otuzbir çekiyordu.
Ben hemen odama geçtim. Kendi kendime (Aferin kız sana, bu gidişle çok beklemeden götünü siktireceksin!) diyordum. Acaba onu daha fazla azdırmak için başka ne yapabilirim diye düşünürken, dış kapı açıldı ve annem eve geldi. Normalde annemle babam akşam 7 gibi evde olur, ben de 4-5 arası evde olurdum. Kerem abimse sürekli evde zaten. Hayallerim yıkılmıştı. Anneme, "Hayırdır, erkencisin?" dedim. O da, "Bugün öyle oldu, işim erken bitti!" diye cevap verdi. O akşam öyle geçmişti.
Ertesi gün okuldan sonra koşarak eve gittim. Evden içeri girdim. Kerem abimi bulamayınca çok üzülmüştüm. O sırada banyodan gelen su sesini duyunca, içerde duş aldığını fark ettim. Hemen banyo kapısını açtım. Kerem abim, "Oha, kim o?" deyince, "Abi benim, çok sıkıştım, altıma işeyeceğim!" diyerek içeri girdim. Külodumu ayak bileklerime indirip, eteğimi yukarı sıyırdım ve klozete oturdum. Kerem abimin duşa kabinin içinde sadece omuzlarından yukarısı gözüküyordu, aşağısı buzlu camdı. Zaten o da, "Çabuk ol!" dedi ve sırtını döndü.
İçimden (Ne yapabilirim?) diye düşünürken aklıma bir fikir geldi. Ayak bileklerimde duran külodumu tamamen çıkardım, yerde bırakıp çıktım ve kapının önünde beklemeye başladım. Amacım, duştan çıkarken külodumu yerde görmesini sağlamaktı, ben de hemen girip (Külodumu unutmuşum!) diyerek yerden alacaktım. Suyun sesi kesildi ve duşa kabinin kapısının açıldığını duydum. İçimden 10'a kadar sayıp içeri daldım. Ama içeride gördüğüm manzara karşınında donup kaldım, Kerem abim donumu yerden almış ve kokluyordu. Beni görünce hemen indirdi elini ve "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdı. Ben parmağımla halen elinde duran külotumu işaret edince, külotu bana doğru fırtlattı ve "Hemen çık!" dedi.
Benimse çıkmaya hiç niyetim yoktu. Ona doğru birkaç adım attım ve "Külodumu mu kokluyordun sen?" dedim. Utancından kızardı ve "Sana çık dedim!" diye bağırdı. Artık çok azmıştım, amım ıslanmaya başlamıştı ve ayaklarım geri adım atmıyordu. Ona iyice yaklaştım ve "Sorun değil, hatta çok sevindim!" diyerek eline külodumu tutuşturdum. Hemen sonra da diğer elini tutup eteğimin altından amıma götürüp, "İstersen bunu kokla!" dedim. Her şey o kadar hızlı gerçekleşmişti ki, günlerce plan yapsam bu kadar olmazdı. Parmakları amıma değince amım iyice sulanmıştı. Fakat hemen elini çekip, "Ne yapıyorsun sen? Delirdin mi?" dedi. Ben de, "Evet, delirdim. Senin için deliriyorum, anlasana be, kaç gündür yapmadığım şey kalmadı! (Elimi havludan belli olan kalkık yarağına götürerek) Hem sen de istiyorsun, biliyorum!" dedim.
Kerem abim, "Olmaz, biz kardeşiz!" deyince, "Üveyyy!" dedim hemen. O da, "Üvey müvey, birlikte büyüdük!" dedi. Ben de, "Tabi tabi! Peki o beni okşamalar, öpmeler neydi? Hatta beni koklayarak öpüyordun beee! Hadi saklama, beni istiyorsun, ben de seni çok istiyorum!" dedim ve elini zorla amıma götürdüm. O bu sefer sesiz kaldı ve elini amımdan çekmedi. Ben de belindeki havlusunu indirdim ve onun muhteşem yarağıyla göz göze geldim. Kocamandı. Elimi attım ve ilk defa bir yarağı elleyip okşamaya başladım. Bir yandanda dudaklarını öpmeye başladım. İlk başta öpücüklerime karşılık vermiyordu, ama sonradan dayanamadı ve çılgınca öpüşmeye başladık. Hemen kucağına atlayıp, ayaklarımı belime doladım. Yarağı amıma değiyordu ve bu durum beni çıldırtmıştı.
Kucağında beni öperek odama götürdü. Beni yatağa uzatıp, bir çırpıda okul gömleğimin önünü düğmelerini kopartarak açtı. Sütyenimin üstünden taşan memelerimi öpmeye başladı. Sonra yavaş yavaş aşağılara inip, göbeğimi, bacaklarımı ve ayaklarımı öpmeye başladı. Ben de hemen gömleğimi ve sütyenimi çıkardım. Kerem abim bacaklarımdan yukarıya yönelmiş, eteğimin altından amımı öpmeye ve yalamaya başlamıştı. Aldığım zevk inanılmazdı. Çok geçmeden inleye inleye orgazm oldum. Onun da yüzü benim zevk sularımla sırılsıklam olmuştu. Gömleğimi alıp ağzını yüzünü silerken, ben de o ara eteğimi çıkarıp kenara attım.
Rahatça yalaması için bacaklarımı ayırıp amımı ona sunduğumda, Kerem abim, "Bu yaptığımız yanlış, durmalıyız!" dedi. Ama benim durmaya hiç niyetim yoktu, hiç birşey söylemeden yataktan imdim ve önüne çömelip yarağını ağzıma alıp saksoya başladım. Sakso konusunda tecrübeliydim ve ona hayatının en iyi saksosunu çekiyordum. Aslında götümü siktirecektim, ama o kadar zevk alıyordum ki, acı çekmek istemedim. Bu nedenle ona bakireliğimi bozdurmaya karar verdim. Kendi isteğiyle yapmazdı, bunu biliyordum. O yüzden onu göğsünden itip onu yatağa yatırdım. Üstüne çıkıp, amımı yarağına sürtmeye başlayınca, "Bakire değil misin?" diye sordu. Ben cevap vermeden, yarağını elimle amımın girişine yerleştirip üstüne orturdum. Aman Tanrım! Gözlerimin önü kararmış, canım çok acımış ve çığlık atmıştım. Kerem abim beni üzerinden kaldırıp yana attı ve yarağını kanlar içinde görünce, "Ne yaptın sen!?!" dedi. Ben de, "Artık karın oldum!" dedim.
Amımdan bacaklarıma kan süzülüyordu. Çekmecemden ıslak mendil aldım ve sildim kan olan yerleri. Kerem abim hala yatakta buz keşmiş duruyordu. Onun yarağındaki kanı da ıslak mendille temizledim ve "Olan oldu, artık seninim!" deyip tekrar üzerine çıkıp, dudaklarına yapıştım. Kerem abim de artık hiç birşeyi umursamıyor, beni delice öpüyordu. Biraz öpüştükten sonra beni altına aldı ve yarağını amıma yavaşca sokup beni sikmeye başladı. Artık istediğimi almıştım ve üvey abimin altında inleye inleye kendimi ona siktiriyordum. Beni sadece o pozisyonda yaklaşık 10 dakika sikip göbeğime boşaldı. Biraz dinlendikten sonra tekrar öpüşmeye başladık. Ben ona, "Artık senin sevgilinim, beni sürekli sikmeni istiyorum aşkım!" dedim. O da, "Tamam aşkım!" diyerek heryerimi öpüyordu. Beni domaltarak, amımı bir posta daha sikti. Sonra sırayla duşa girdik. Ben duştan çıktığımda annem de gelmişti...
Son iki senedir neredeyse her gün beni sikti ve halen sikmeye devam ediyor!
[İrem]
150 notes · View notes
tipitip213 · 2 months
Text
Türbanlı Ana Kız 2
Evet sevgili türban sever arkadaşlar geçen hafta anlattığım öykünün ikinci yarısına hoş geldiniz…. Geçen öykümde anlattığım olaylara kaldığım yerden devam ediyorum.Hilale tattırdığım ve tattığım zevklerden ve deneyimlerden sonra Hilali yaklaşık 2 hafta hiç görmedim yaşadıklarımız nasıl bir tesir bıraktı bilemem ancak ben o aldığım zevki düşünüp günde en az 3 kere 31 çekmeye başlamıştım ama yinede Hilalin yüzünü dahi görememek beni meraklandırmaya başlamıştı zira yaşadıklarımızı babasına anlatırsa herhalde hayatımın kaydığı an olurdu .Merakla ve korkuyla geçen günlerimin sonunda kapımın altından evime atılmış bir mektup buldum,mektubu Hilal yazmıştı ve kısaca yaptıklarından pişman olmadığını ama yinede en büyük sırdaşım ve arkadaşım dediği annesinden bu durumu gizlemesinin onu nedenli üzdüğünü yazıyordu ve bir müddet için şehir dışına çıkacağını belirtiyordu. Mektup karşısında ne yapacağımı şaşırmıştım ama Hilalin şehir dışına çıkacak olması beni de rahatlatmıştı doğrusu. Sonra bir gün apartmanın önüne bir taksi geldi Hilal valizlerini yerleştirip annesiyle vedalaştıktan sonra babasıyla beraber uzaklaştı.Tam o anda beni dehşete düşüren bir olay oldu.Annesi uzaklaşan taksiye doğru bakarken yavaş yavaş kafasını yukarı kaldırdı ve benim evin penceresine doğru baktı,bende o sırada perdenin arkasından aşağıya bakıyordum ve bir an göz göze geldik ben korkuyla içeri doğru çekildim ama o mavi gözlerin takibinden kurtulamadığımı hissediyordum.Ne olmuştu acaba niye evime baktı yoksa bir göz yanılsaması mıydı belki de başka bir yere bakmıştı, hala hiçbir şeyden haberi yoktu herhalde evet evet haberi yoktur diye düşündüm.Ama içimi de içten içe bir şeyler kemiriyordu ve ne yapacağımı bilemiyordum . Böylece gün akşam oldu ne gelen vardı ne giden biraz rahatlamıştım .Sonra gece saat 11 gibi falan aklıma bir şey geldi, Hilalin anesi yani Beyza Hanımın yatak odası benim oturma odamın bitişiğindeki odaydı sanırsam hemen steteskopumu aldım ve odanın duvarına dayayarak odadaki sesleri dinlemeye başladım.Oda ne ? tam muhabbetin ortasına düşmüşüm , 50 yaşlarındaki adamın aç bacaklarını dedikten bir müddet sonra sevgilim oh canım gibi sesler çıkarak Beyza Hanımı siktiğini anladım,ama kadından gık çıkmıyordu sonra kısa bir müddet sonra sesler tamamen kesildi ve bir horultu başladı moruk bir iki dakika içinde alacağını almış sonrada yatmıştı galiba. Bende hakkımda herhangi bir şey konuşulmamanın verdiği rahatlıkla bir güzel oturdum 31 çekmeye başladım ama yinede içim sıkkındı çünkü Hilalim , yani 31 kaynağım artık yoktu. Uzun zamandır uykularım kaçtığı için o gece derin bir uyku uyumuşum .
Ertesi gün zil sesiyle uyandım kapıcı sabah ekmeğini getirdiği için aheste aheste kalktım üstümde sadece don olmasına karşın kapıyı açtım birde ne göreyim karşımda bir çift mavi göz hemen toparlanıp kapının arkasına kaçtım , karşımda sert bakışlarıyla Beyza Hanım duruyordu, hiçbir şey diyemiyordum.Yüzüme küçümseyerek baktı ve biraz sonra konuşmak için geleceğini ve 10 dakika içinde hazırlanmam gerektiğini söyledi.Sonra arkasını döndü ve evine girdi.Ben kapıyı kapattım resmen şok geçiriyordum çünkü kendimi artık bitmiş bir insan olarak görüyordum kocası duyarsa kesin bir tarafımı kesip elime verirdi çünkü.İçeri girdim saate baktım saat nerdeyse 12 olmuştu, demek çok derin uyumuştum.Sonra odama gittim altıma yazlık bir şort giydim , üstüme de bir gömlek çektim .Salona gidip koltuğa yığıldım ve celladımı beklemeye başladım.Hiçbir şey düşünemiyordum ve tam o sırada kapı tekrar çalındı kapıyı açtığımda Beyza Hanımı gördüm beni tepeden aşağıya süzdü , mahcup bir şekilde içeri buyur ettim oda içeri girdi.Hiçbir şey söylemeden içeri girip bir koltuğa oturdu bende karşısında dikildim.Bir an sessizlik oldu sonra yavaşça konuşmaya başladı.Kızına ne yaptığımı sordu ben bir şey yapmadım dedim ama kızının aynı şeyleri söylemediğini anlattı.Sonra bana ne sordu buyurursunuz ??? Kızıma yaptıklarının aynısını bana da anlatıcaksın ki kızımın bir yalan söyleyip söylemediğini anlayayım,başına ne getirmişsin bileyim dedi.Ben çok utanmıştım konuşmanın başından beri yüzüne doğru dürüst bakamamıştım bile, bu soru üzerine kafamı utançla kaldırdım mavi gözlerini üzerime dikmişti ve olup biteni anlatmaya başladım.Yavaşça nasıl bacaklarını okşadığımı baldırlarını nasıl öptüğümü ısrarlı dillemelerime dayanamayarak nasıl şeftalisini bana sunduğunu ve sonunda amını nasıl yaladığımı, sonra o muhteşem göğüslerini nasıl emdiğimi zevkin doruklarına geldiğimizde nasıl götünü siktiğimi en son ayrıntısına kadar anlattım.
Bunları anlatırken kızının yaptığımız şeyden nasıl zevk aldığını da ballandıra ballandıra anlatıyordum .Anlattıklarımı dinlerken bakışlarının yavaş yavaş daha da sertleştiğini bir yandan da içinde bir şeylerin alevlendiğini hissediyordum.En sonunda ayağa kalktı yüzüme öfkeyle baktı bağıra bağıra kendisinin 16 yaşında evlendiğini ve şimdiye kadar bir kez bile orgazmı tatmamasına karşın böyle ahlaksızca bir şeyler yaşamadığını ve kızını baş dan çıkardığımı söyledi, kapıya doğru çıkmak için yöneldi tam yanımdan geçerken belki de gidip başka birisine söylemesinden korkduğum için kolundan sıkıca tutuverdim,döndü korkarak yüzüme baktı.Ne yapacağımı bilemiyordum, ama yüzüne ilk baktığımda hemen dikkatimi çeken dolgun ve nerdeyse mor renkdeki dudaklarına yapışıverdim bir anda şiddetle kendini itti yüzüme baktı ve dönüp kaçmak istedi ancak ardından atıldım ve arkadan sarıldım sikim iri götüne değince bir anda şaha kalktı, bir kolumla sıkıca belinden tutup kendime çekiyordum bir elimle de siyah gömleğinin düğmeleri arasından göğüslerine dalmıştım, sütyeninin danteli elime gelir gelmez iyice iştahlandım ve avucuma gelen iri göğüsünü kuvvetlice sıktım.Bir çığlık attı ama bağıramadı çünkü benim evimde bu şekilde yakalansak herhalde evime gelişinin nedenini anlatamaz rezil olurdu herkese .Bir elimle göğüslerini okşarken diğer elimi de belinden kasıklarına indirmiştim bile siyah dar türbanlı eteğinin baldırlarını saklayan kısmını kuvvetlice kavramış ve diri bacakları morartırcasına sıkmaya başlamıştım ayakta, bu arada yarrağım da boş durmuyor götünün tam arasına bastırdıkça bastırıyordum .Yalvarmaya başladı ve direncini bıraktı bende salondaki yatağa çektim ve yavaşça oturttum.Mavi gözlerini bana dikti, aramızda açıklanamaz bir elektrik vardı az önce olanlardan heyecanlanmıştı ama korkuyordu da şortumu aşağı indirdim ve yarrağımı ağzına doğru uzattım önce bana baktı sonra başını öne eğdi türbanı hafiften kaymıştı gözlerini göremiyordum ama yarrağıma baktığını iyi biliyorum sonra baktım hareket etmiyor elimle dudaklarımı okşayıp ağzını açtım sonrada yarrağı ağzına sürdüm em dedim biraz sertce ve başı gidip gelmeye dudakları ve dili arasında yarrağımı hareketlendirmeye başladı, ağzını sikmek çok hoşuma gitmişti ama daha malın diğer kısımlarını görmemiştim henüz.Ağzından çıkarıp ayağa kaldırdım Beyza Hanımın üstündeki siyah gömleği çıkarınca iri göğüsleriyle karşılaştım, türbanının hemen altında iki dik kafa bana bakıyordu hemen sütyenini ğöğüs uçlarının altına çektim ve emmeye başladım ayakta öylece belki 10 dakika hem avuçlarımda sıkarak hem de emerek Beyza türbanlısını havaya sokmaya uğraştım ama banamısın demedi. Sonra eteğinide çıkardım hiç sesini çıkarmadı salondaki kanepeye uzattım ve bacaklarını açtım ayak parmaklarından başlayarak tüm bacaklarını ve baldırlarını yalamaya başladım,yaklaşık bir 15 dakika kadar bacaklarında dolaştım durdum ,bir an yüzüne baktım ve beni seyreden bir çift heyecanlı gözle karşılaştım o an onunda zevk almaya başladığını anladım.Sonra amının çevresinde dilimle oyunlarla yapmaya başladım amının çevresinde dilimi dolaştırıyor ama içine dokunmuyordum çarşaflım iyice heyecanlanmaya başlamıştı nefes alış verişlerini kontrol edemiyor gitgide kendini daha da çok kaptırıyordu sikişe , en sonunda dilimin ucunu amının içine değdirdim ve o an ilk zevk çığlığını attı, artık kendini tutamıyor ve sikişden aldığı zevki haykırıyordu, sonunda daha fazla kendini tutamadı şiddetli bir sarsılıştan sonra zevk suyunu bırakıverdi . Nefesi kesilecek sandım 34 yaşında ilk orgazmını yaşatmıştım kahpeye , sonra deminden beri sırasını bekleyen sikimi gösterdim ona, ben bir şey yapmadan ayağa kalktı ve önümde domaldı amı arkadan daha da güzel görünüyordu önce kızını götten sikmiştim şimdi anası önümde amını sunuyordu bana bende kalçaların tutup yarrağı bir anda içine gömdüm sabrım kalmamıştı ama bir yandan da ikinci kez boşaltmak istiyordum Çarşaflı Beyza Kahpesini ve amını dövmeye başladım arkadan kendimi hiç sıkmadan ve geciktirmeye çalışarak yaklaşık 10 dakka siktim bir elimle yularından tutar gibi türbanına yapışmıştım bir eliml
112 notes · View notes
layezalll · 7 months
Text
28 Eylül perşembe
Şafak ile kahve çekirdeğinin seviştiği bir perşembe sabahı; tamda kızarmış ekmek kokusunu içime çektiğim ve bir bardak sütle ıslattığım taze buğdayımı köpeğim karakıza verdiğim gün.
Uyku mahmurluğunun gölgesinde pişerken eriyen ben ve kıvamım tutunca şekillenen haysiyetim.
Artık arı durumda…
Kimonona saygı gösterdim hep  bunu da unutma…
Rica! Beyza’nın kadınlarını gördüm rüyamda.
Hepsi çıplaktı, ruhen ve bedenen ortada kalmış halleri yürek burkan cinstendi.
Biri tost makinesinde tost yaparken öbürü kahvaltı sofrasını hazırlamaktaydı ama ikisinin de  edep yerlerinde karpuz kabuğundan kaputlar vardı.
Kanatları da vardı.
Sarıkanatlar; ortası fil şekilli sinek kanatlar.
Rahatsız etti beni bu durumsal karmaşalar.
Gel zaman git zaman sonra beynimde adeta şimendifer çuf çufu hatta ve hatta istimbot sireni gibi vızıldadılar.
Sinirlendim kadınlara…
Gelecek misin?…
Ha yok gelmeyecek gibi olursan  gider alırım bakkaldan çift sarılı köy yumurtası tadında senden bir düzine.
Ama  yok gelirim dersen iki tuzlu fıstık al gel.
Çayla güzel oluyor her akşam mutlaka olur soframda
Sana menemen yaparım parmak ısırtan cinsinden. Hatırlar mısın geçen kış yapmıştım da çamlıca tepesinde karlar altında yemiştik, sefer tasına koyup.
Öteki gelişinde Yusuf ağabeyi de getir.
Gravyer peyniri ayırdım  ona geçen ki alışverişten kalan. Ama hususi ona.
Nasıl da sever bilirim, devrimi  anlatırken çakıldatmayı ağzını.
Kaç sabah işe geç kaldım hastalıklı beynimde o ses… Saçlarına briyantin sürsün, ama limon kokulu olanından. Tavlada yenmesi daha bir hoş oluyor o zaman… Sinirlenir mi?
Yara çıktı ayağımda
Bi bok bilmeyen onca doktora gittim hiçbiri tedavi edemedi, neyseki Sevim ablam yetişti imdadıma da eskiden kalma kocakarı ilaçlarıyla iyi etti
Belki bir orta yol buluruz da  anlaşırız. Ne de olsa medeni yaratıklarız. O beni,  ben onu anlarız.
Eh yabancı da sayılmaz en nihayetinde.
Ama yok anlaşamadık bu sefer…
Misafirlerim çok bu ara kusura bakmasınlar Olur mu? Anlamadığım konuların başında geliyor aslında bu saçma durum.
Bilemedim…
Sen varken mi yoktular, sen gitmişken mi vardılar, gelmemişken mi gittiler hiç bilemedim.
Ama cidden vardılar.
Kimse inanmadı bana.
Hep böle yapıyor bu insanlık.
Güvensiz!
Anımsarım; geçen sene de torpido gözünde hamsi bulduğumu söylemiştim de 1 hafta baktılar yüzüme alık alık, sanki sorun bendeymiş gibi. Off Annemin her yıl yaptığı portakal reçeli ritüelleri tadında dudakların olsa keşke.
Sıkıldım fıstık ezmesinden, fıstık ezmesinin benden usul usul kaçışmasından.
Tereyağı ve süt, sürdüm kalbime…
Yumuşarımı ki?
Ayrılmazdık  belki o zaman…
Düşünüyorum da aslında ne zaman yok oldun da,  ne zaman gittin de,  ne zaman geldin…
Var mıydın ki?
Hoş bunları da hatırlamıyorum ya neyse.
Paranoya;
Kapı çaldı bizimkiler dizisinin müziği tonunda.
Memnun kaygısız gibi açtım bende zaten kapıyı.
O an farklı bir an…
Kundera  tadında bir an. Velet; 8–9 yaşında ya var ya yok.
Sümüklü, potinleri gıcır, kafasında kırmızı bir kulluk var, saçları alaburus kesilmiş, anlaşılıyor, belli ki buralardan değil.
Olsa tanırdım zaten bizim buraların origamik kafatasına sahip değil.
Kâğıt tutuşturdu elime, gitti. Kaldım kapıda öylece ardından bakarken.
Anı bozan yabancı korku filmlerindeki öttür geçli çaydanlıktı.
Geçen Salı almıştım bizim semtin pazarından.
Hani sesiyle irkiltenlerden var ya hani tam dalmışken öter, onlardan işte.
Öttü. İrkildim.
Banyoda buldum kendimi.
Burnumda o pazartesi kızarmış ekmeği kokusu yine. Ama sütlü buğdayı yemiş bizim oğlan.
O yoktu...
Kapı banyo arası kayıp. Amnestik yaşam kaygısı doldu ciğerlerime havadan.
Aynaya baktım.
Çok ani kestim bileğimi babamdan kalan eski tip kasaturayla.
Sarı, mavi, kırmızı daha sayamadığım binlerce kelebek vardı her yerde.
Neşeli sesler çıkarıyorlardı sanki.
Fısıldaşmalar duydum kelebeklerden, manyakça yakarışlar içinde olanları da vardı ama yinede mutluydular, mutlu ettiler beni yokluğumda.
Aratmadılar benden bir tane daha.
Ne de asil hayvanlarmış bu kelebekler…
Giderken anlamak zorunda mıyım hep.
Kâğıt düştü elimden.
Son bir göz ucuyla baktım kelebeklerin arasından kâğıda. “ O Hiç yoktu ki…” 
161 notes · View notes