bardaktan boşanırcasına yağan yağmur, çakan şimşeklerin aydınlattı o grinin tonu eşliğinde yaptığın kahveyi al eline. şekerli olmasın ama. sert olsun, hayatının zorlukları iç her yudumda. otur sonra camın kenarındaki koltuğa, dinle sessizliği, hatırlattıkları sana. iç sesin başlasın sonra konuşmaya, pişmanlıklarını, acıları vursun yüzüne karşı. delirecek gibi hisset. hisset ve yüzleş artık iç sesinle. dinle bi kendini, neler diyor anla. tanı sonra kendini, saatlerce sohbet et yağmur yeryüzünü temizlerken. sev mesela kendini o gün. sarıl kendine, onsuz yaşayamam dediklerini düşün. bak şuan yalnızsın. birilerine bağlanmayı, kendini teslim etmeyi ve en önemlisi birilerine yaslanmayı bırak. kimse sen ölünceye kadar yanında kalmayacak. düşün mesela geçmişi, o zaman sevdiklerini. hani nerdeler? insanlar hayatına elini kolunu sallaya sallaya girer ve sonra elini kolunu yine sallaya sallaya çıkarlar. fark et. kimseye güvenme. babana bile güvenme diyorlar ya o kadar doğru ki. bunu şuan saçma saçma konuşma diyerek hatta küfrederek okuyorsun ama bir gün, o gün geldiğinde anlayacaksın. mesela sen kendine verdiğin sözleri tutuyor musun? kendime hiç söz vermedim deme. çok söz verdin, onu almıcam, onu içmeyi bırakıcam belki de zayıflıcam diyerek verdiğin sözleri hiç tuttun mu? tutmadın. şimdi söylesene sen kendine bile güvenemeyecek bir yerdesin. başkalarına değil önce kendine güvenmelisin. kendine verdiğin sözleri tutmadığında insanların sana nasıl güvenmesini bekleyebilirsin ki? çevrendekiler bunun farkındalar mesela, içmicem deyip içtiklerini, zayıflamak için onlarca şey alıp öylece çöpe attığını görmüyorlar mı sanıyorsun? içlerinden iradesiz diye geçirdiler belki de. bunu bilebilir misin, hayır. farkında bile değilsin belki bunların. önce kendine verdiğin sözleri tut, önce kendini sev, önce kendini kaldır ayağa, önce kendi yaralarını sar. kimse yanında değil, kimse sesini duymuyor düştüğün çukurda. zira duysalar bunun farkında olmayabilirler, duymamazlıktan bile gelebilirler. düşmek kolaydır çıkmaksa zor. birileri yüzünden düştüğün çukurdan çıkaracaklarını sanma, geri itebilirler de. kimseye gerek yok, ne yaşarken ne de ölürken.