Tumgik
#bir çok insandan
huysuzlukabidesi24 · 5 months
Text
Tumblr media
36 notes · View notes
boscva · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Hastanede bu şapşalla karşılaştım sevmekten doktorun odasından çıkamadım ve karıncalar kolamin içinde yüzüyor yüzmeyi seviyolar galiba
6 notes · View notes
iyigecelerdeniz · 2 months
Text
Şair Beylerin De Kırık Kalbi Vardır.
Yazıyor şiir-söz, ordan burdan hem de onu unutamadan, onu katıyor düşlerine bir an. Sevgisi sarıyor bedeni, neşe kaplıyor her an. Onu seviyor aslında hem de ona inanmadan ama gitmişti o bi an, geri gelmeyince şair ona sitem etti her an. Sitem ettiği kalbiydi aslında öyle aman aman, içinde aşk barındıran biri değildi kalbi her an ama onu sevmişti buna inan. Şimdi kırık kalbiyle söz- şiir yazıyor içinde “her anlam.” Çünkü şairler de şiirlerinde aşkı en çok arayan ama biz gibi bulamayan, insandan.
İyi geceler Deniz’im.
134 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 3 months
Text
Hiç Bir insani unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insani hayatindan sonsuza kadar çikartmak zorunda
kaldin mi hiç?
Hani ölmüs gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacagini bilmek gibi,
her an kapindan içeri gülümseyerek girecegini bekleyip
ama aslinda hiç gelemeyecegini de bilmen gibi.
Ne zor sey degil mi ölmedigini bilmek ,
ama ölmüs gibi ulasilmaz olmasi artik o insanin sana,
ne kadar katlanilmaz bir gerçek degil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?
Özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemigini yakarcasina özlemek,
çok kötü degil mi?
Tumblr media
100 notes · View notes
beleskondu · 8 months
Text
Tumblr media
Herkesle aynı yolda yürünmez Sonra bir bakarsın ‘iyi ki hayatımda’ dediğin ve sayamayacağın kadar çok insandan bir elinin parmak hesabı kalır geriye. Senin hayatında kaç kişi olduğu değil, sen kaç kişinin hayatındasın işte önemli olan bu
111 notes · View notes
vaveyal-blog · 7 months
Text
Ve...bir çok insandan daha fazla sevildiği gerçeği..
93 notes · View notes
filyokusu · 1 day
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
gülümsediğim şükrettiğim şeyler listesi 25nisan'24, gece 12ye kadar semaver çayı ve muhabbet. gece üçe kadar kekik çayıyla birlikte muhabbet. hiç kimseyle paylaşılmamış şeyleri paylaşırken nasibine şükretmek. sonsuz bi alemde sen iyi ki yanımdasın dediğim insanlar için, allahım çok teşekkür ederim. çok güzel insanlarla beraber bir masada oturduk. güldük. ben insan konusunda çok nasipliyim. öyle güzel hediyeler verdi, yatağımı yaptı, kahvaltı hazırladı, sarıldı ki, evimde gibi hissettim .
ve arkadaşlar şükrettiğim şeyler listesini hiç bilmeyen bir insandan aldığım hediyeye bakın. allahım seni çok seviyorum.
"dostlar birbirlerine göbekten değil gönülden bağlı olurar. birbirine gönülden bağlı olanların ise -ismet özel'in ifadesiyle- bağını çözmek imkansızdır. çünkü gönüllerin birbirine nereden bağlı olduğunu bilmek imkânsızdır."
Tumblr media Tumblr media
21 notes · View notes
siktiringidinlutfen · 1 month
Text
birinin sana kendisini unutturmaması zulümdü. çözümün ondaydı ama sana dert olan da oydu. sana yara olarak gelmeyi seçen bir insandan ne bekleyebilirdin ki, bencillikten başka. huzurunu kovarlardı. onu sevdikten sonra başka hiçbir şeyi sevmene izin vermezlerdi. baharı özlesen soğuğa alıştırırlardı. gökyüzüne dokunmak istesen ayaklarının altındaki yeri bile çekerlerdi, çok görürlerdi, düşürürlerdi. cenin pozisyonunda kalırdın, daima. o anda kalırdın. zihninde diri tuttuğun tek şey, hayatının artık senin kararlarınla şekillenmeyen bir hayat olduğunu fark ettiğin o an olurdu. dokunmak istediğin, adım atmak, hava almak az da olsa, istediğin her şeyde bir tereddüt seni çepeçevre sarardı. hatalarınla yüzleşemezdin. aksine hatalarının üstünü örtmek için daha çok hata yapardın. artık kim olduğunun bir önemi kalmazdı. düşmeden önceki, gökyüzüne dokunmak isteyen o kimliğine duyduğun özlem yanı başında dururdu, öylece. öylece çürüyüp giderdin, kimliğinden silinir ve kim olduğunu önemsemeden. bir can bulacağını söyleseler bile umursamazdın. sürekli eskiye gitmek isteyen ayakların, zamanla yarışır kaybederdi. ve sen artık dünde kalırdın. yarınlar sana uzak gelirdi, yarınlar senin mezarına gelirdi. fısıldar fısıldar ve artık orada olmadığını söylerlerdi. haklılardı aslında; sen çoktan dünde ölüp giderdin. fark etmeden. fark edemeden, sen sen olmaktan çıkar ve yaralar dolusu kemikten bir ten oluverirdin. bir ölüden daha canlı ve “o yaşıyor!” demeye bin şahit ister hâldeydin.
23 notes · View notes
okuryazarlar · 3 months
Text
Tumblr media
"Bozulduğu zaman insandan daha korkunç bir yaratık yoktur." der Tolstoy.
İzmir'de taksi şoförü Oğuz Erge'nin gece evine dönerken yolda üşümesin diye aracına aldığı son yolcu tarafından aracının içinde kurşunlanması ve kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti.
Her gün çok üzücü olaylarla karşılaşıyor, ölüm haberleri alıyoruz ama dünkü Ramazan Pişkin'in katledilmesi sonrası bu dehşet verici olay da toplumun birçok kesimini çok derinden sarstı.
Taksici ile katil arasında geçen diyalogların olduğu görüntüleri izleyen ve sonunda katilin "demek ki herkese güvenmeyeceksin" dediği anlar, hepimizin yüreğini burktu.
Ekmek parası kazanmanın, kimseye zarar vermemenin, dünyayı iyilikle güzelleştirmenin sonucu bu kadar ağır olmamalıydı.
İnsanlık, iyilik yapmak isteyen güzel bir insanın karşılığında acımasızca canından olmasıyla öldü.
Memleketin geldiği durumun özetini kaybolan toplumsal ahlak, artan şiddet, acımasız cinayetler ve cezaevlerinin doluluk oranına bakarak anlaşılabilir.
Ülkede suça teşviğe yol açan bir cezasızlık sorunu eşliğinde karanlık zamanlardan geçiyor ve tesadüf eseri yaşıyoruz. Katil Delil Aysal, sistemin hiçbir şeyine başkaldıramayınca doğrudan nefretini bir başkasına yönelterek o insanı güveninden “vuruyor.”
Çünkü iyilik, ahmaklık demek oldu. Artan yoksulluk, haksızlık ve güç takıntısı bir toplumu bu kadar da yozlaştırabilirdi.
Peki, namuslu, kendi işinde gücünde olan insanların hakkını hukukunu kim gözetecek?
Taksi şoförü Oğuz Erge ölmeden, kanunlar suç dosyası kabarık katili engelleyemiyorsa, yetersiz kalıyorsa, yasalar bizi nasıl koruyacak?
Bu rahatlığın, bu öldürebilmenin sıradanlaşmasının hesabını kime soracağız?
Çok üzgünüz. Tarifsiz bir trajedi...
Cahit Zarifoğlu'nun dediği gibi: "Ben bu çağdan nefret ettim, etimle kemiğimle nefret ettim."
43 notes · View notes
bilgeyim · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Kedili kadınlar grubumuzdaki kedolardan biri Gogol. Annesi çok yaratıcı kadınmış oğlunun adını Gogol'un Burun hikayesinden esinlenip koymuş. Dün akşam kızlarla ikinci buluşmamız vardı, aramıza yeni katılanlarla tanıştık. Ayşe yani Gogol'un annesi bizim eve yakın olduğu için önden geldi birlikte kahve içtik. Benim kedolarla tanıştı, kedolarım eve gelen her yeni insandan kaçıyorlar tabii ki Ayşe'den de kaçtılar. Ama hazırlıklı gelmiş yanında ödül maması getirmiş 1 saat içinde hepsini tavladı. Benim çocuklar şok, eve mamayla gelen bir yabancı ilk kez görüyorlar. Gogol da benimkilerin kokusunu aldığı için annesine bakışlar atmış ve küsmüş:)))) Var böyle manyak huyları bazı kedoların.
Dün Ayşe'ye aşık oldum. Beni tanımak için dikkat kesilmiş eve gelirken çikolata almış mesela hem bitter hem sütlü. Hangisini sevdiğimi bilmediği için. "Bence sen bittercisin" dedi ve "eveddirr" djdjdndn Akşam kızlarla otururken de koyu sohbet sırasında üçüncü kişiyi dinlerken verdiğimiz tepkiler aynıydı. Kitap muhabbeti yaparken de derya deniz biri olduğunu anladım. Dedim ki "Ayşe sen ihtiyacım olan özlemini çektiğim o arkadaşsın lütfen birlikte kitap okuyalım"
2024'e girerken bir önceki yıla sünger çekip, ihmal ettiğim insanları birer birer aramak istiyordum. Kabuğumdan çıkmak istiyordum, kendimi çok yalnızlaştırmıştım. Ocak ayı girer girmez kızlarla bir araya geldik. Whatsapp grubu kurmak bile iyi hissettirdi. Sömestr tatilinde evde sabahlamalı, şaraplı ve derin konulara dalmalı bir akşam planladık. Bu grup yaralarımı sarmasın da ne yapsın...
31 notes · View notes
Eskiden masum bir hevesle insanların bu kadar kötü olduğunu düşünemiyordum bazen öyle bir ortama düşüyorsun ki saf kötülük, saf bencillik, saf artniyet gerçekten çoğu insandan ve davranışlardan çok soğudum, kimseyi affetmiyorum, kimseye iyi olmaya çalışmıyorum. Haketmiyorsunuz.
22 notes · View notes
emektarbircadillac · 9 months
Text
Bir davranış ya da bir insandan dolayı üzüldüğümüzde aslında üzen tek şey o davranış ya da insan olmuyor. O davranış ya da insan, o ana dek sebep olunanların bir kez daha ispatı hükmünde olduğu için üzülüyor insan. Bir kez daha ispat edileceğine dair inanışın güçlenmesi üzüyor. Geriye dönüp bakıldığında görülen yükün, geleceğe bakıldığında görülen yansıması üzüyor.
Vallahi insan çok aciz varlık. Kalbim çok ağırlaştı, taşımak daha zor artık.
47 notes · View notes
musfika-hanim · 4 months
Text
Tumblr media
bugün tüm günümü bu acı haberin tesirinde kalarak, geride bıraktıklarına üzülerek, arkasından yapılan hayr hasenat konuşmalarına onun için sevinerek, tanıdık tanımadık binlerce insandan aldığı duaları düşünerek geçirdim. her sene tüm illerln birim sorumlularının katıldığı büyük toplantı ve seminerler olur ve biz muhakkak bu toplantılarda karşılaşır hasblhal ederiz. onunla da karşılaşmışızdır. hiç tanımadığım halde kalbimi çok acıttı bu haber, öğlen oniki gibi öğrendim ve bu saate kadar da aklımdan çıkartamadım. sonra kendi kendime konuştum, düşündüm kimbilir dedim senin de ismin birgün böyle sayfalara düşebilir (Allah hayırlı, sağlıklı, uzun ömürler versin, razı olacağı şekilde razı olacağı yerlerde alsın canımı) insanlar ardından hayr dua edebilir, bu koşturmaların, birinin küçük bir tebessümü için uğraştığın işler Allah tarafından onaylanır, rıza gösterilir. kimbilir? birinin ağzından birkaç güzel dua dökülür.. kimbilir? tüm hayat çabamız, emeklerimiz, tüm meşgalemiz de bunun için değil mi..?
*postu okuyanlar kardeşimize birer fatiha bağışlarsa, geride kalan eşine, çocuklarına ve tüm sevdiklerine sabr ve tevekkül duasında bulunurlarsa çok mutlu olurum. Allah razı olsun
20 notes · View notes
dilhunbiri · 1 year
Text
Sabahattin Ali diyor ya hani: “Kendimi bir balkondan aşağı daha rahat bırakabilirim, bir insana bırakmaktansa. Öyle çok korkuyorum insandan.” diye. İnsan insanın bazen evi, bazen yurdu, bazen umudu bazense yanılgısı ve yenilgisidir. Ve daima, insan insanın kapanmayan o yarasıdır.
106 notes · View notes
sayebulut · 6 months
Text
En son 27 gün önce yazmışım. Bana sorsanız dün. Ben her gün yazıyorum sadece burada paylaşmıyorum.Hislerim kayıp gibi. Kendimi bildim bileli en zorlayan his “belirsizlik oldu; ben şimdi,şimdi ne yapacağım hissi?” Zira ben dahil hepimiz bu hislerdeyiz.Ölüm haktır lakin insandan insana hak değildir. İnsan insanı öldürmemeli. Filistin’de yavrular şehadet şerbetini içince kalbim patlatacak gibi oluyor . Dünyanın hangi yöresinde insan ölse sebebine bakmadan kalbim patlıyor. İnsan insanı öldürmemeli. Videolar izlemiyorum. Onları paylaşmıyorum. Elimden gelenlere bakıyorum ve sunmadan onları yapmaya çalışıyorum. Bazen bir ürünü almamak bazen seccadede bir damla gözyaşı bazen bir anlık tefekkür. Kendimi korumazsam aklımı kaybederim. Zira şu an bizler ayrı bir zindandayız.Eli kolu bağlı duran zindanı. Bu zindana zorunlu bırakılıyoruz. Bu zindanda yaşamak zorunlu. Yemek yemeliyiz , gezmeliyiz ,işe gitmeliyiz ama kalbimiz… Aslında bu yaşananlar bize normalimizi hatırlatıyor. Bir yazı okumuştum. “Tam gezin ama bari paylaşmayın. Çoçuklar ölürken çocuklarımıza sarılır halinizi paylaşmayın” ama bir dakika dedim okurken. Çoçuklar her gün ölüyor başka coğrafyada. Bir zaman değil hiçbir zaman paylaşmamalıyız. Videolar denk gelince içim en çok Ashabı keyif uykusu çekiyor layık olduğumdan değil Nasip edecek Olan Zatın şanından. Birde içimde uslanmayan imrenme. Allah’ım nasıl güzel bir iman. Tokasını kaybetse durup düşünen bir acizin o çoçukların imanına hayranlığı. Günlerdir aklıma geldikçe Sübhanallah diyorum. Bazen yüksek sesle. Şehitliğin hükmünü bilip şeker dağıtan babayı. Onlar şanşlı onlar işte. Onlar değil biz zindandayız. Onlar Allah’ın karşısında alınları pak çıkanlardan olacak inşaAllah peki ya ben,biz?
22 notes · View notes