Tumgik
#aşkı yaşıyoruz
muro4134 · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
sutusevin · 3 months
Text
Kitaplar eğlenmek, bilgilenmek için değil;
Unutmak için okunuyor çoğu kez.
6 notes · View notes
madgirlsblog · 1 year
Text
Yaşlanmak seninle güzel olur...
2 notes · View notes
obenimkalbimde-kaldi · 6 months
Text
Müzik: Aşkı Nur Yengi - Unutulmuş muydum 🎶🎼🎵💙❤️🎶🎼🎵
Niçin hep birlikte barış ve uyum içinde yaşamayalım? Hepimiz aynı yıldızlara bakıyoruz, aynı gezegenin üzerindeki yol arkadaşlarıyız ve aynı gökyüzünün altında yaşıyoruz.
Aunius Aurelius Simachus 
Tumblr media
Huzurlu mutlu bir gün geçirmek dileğiyle🧚🕊️🌻
Sevgilerimle 💞
15 Kasım🕊️🍂
186 notes · View notes
sillagen · 8 months
Text
Balkonda uzanıp sizi layklıyorum. Kardeşim sigara içiyor açık alan ya sigara dumanı bana geliyor. Adamlar grubu gibi ciğerimi deliveren aşkı değil de sigarayı görün. Murphy kanunu bizzat yaşıyoruz
14 notes · View notes
06chrome06 · 10 months
Text
KAR / METİN ALTIOK
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Tıkandı geçitler, yollar kapandı.
Yalnızlığın buzdan çetelesinde
Kimseler umursamadı karı.
Yüzlerinde iğreti bir kibirle
Hep düşürmekten korktukları,
Dalıp gittiler günlük işlerine.
Diz boyu birikmiş kar içinde
Yürürdük uzatarak açtığımız kanalı,
İki kar güvesi gibi sokaklarda seninle
Anardık bütün yitik aşkları
Bu karlı kış gününde.
Güngörmüş dağlara karşı
Sımsıcak öpüşürdük sarılıp birbirimize.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Şölensiz, sevinçsiz yaşıyoruz şimdilerde,
Bir iğdiş ve buruşuk zamanı.
Kimsenin türküsü yok dilinde
Karşılayacak yağan karı
Coşkulu ve sarhoş sesiyle.
Bıçak açmıyor ağızları;
Acı, yalnız acı var yüreklerde.
Kar yağdı durmadan üç gün üç gece,
Yaslandı duvarlara, kapıları zorladı,
Pencerelerden baktı ev içlerine.
Kar hiç böyle kimsesiz kalmadı
Kendi özgül tarihinde.
Çıngırakların, kızakların karı
Yağdı herşeyin üstüne sessiz bir öfkeyle.
Birikti bir çamaşır ipine bile.
Saçaklardan sarktı,
Attı kendini gürültüyle yere,
Kimse sahip çıkmadı;
Yığıldı kaldı duvar diplerine.
Yalnız kuş ayakları
Bastılar incelikle göğsüne.
-Sevgilim, yanımda olsaydın keşke!
Kar var yaşadığımız günlerde.
Umutsuzluk çevremizi kuşattı,
Kıtlık kıran gündemde.
Yine de ele güne karşı,
Özenle saklıyorum yüreğimde
Sana duyduğum aşkı,
Dört yanım kar içinde.
-Küçük Tragedyalar-
Tumblr media
4 notes · View notes
cihangir-uzunkaya · 3 months
Text
Tumblr media
Düşünün bakalım kimlerle ederiniz nedir?
Kaç para edersiniz..?
Her zaman için kalabalığın içinde bir bedeliniz vardır..!
Ama yalnız kaldığınızda size bir fiyat biçende yoktur..
O zaman yaşantınızın etiketide yoktur.
Vede etiketin olmadığı Dünyanızın paha biçilmez olduğu su götürmez gerçektir..
Öyle bir Dünyada yaşıyoruz ki kapitalizm iliklerimize kadar işlemiş..
Devasa büyüklükte bir pazar yeri olmuş dünya..
Herkes tezgahını önüne açmış pazarcılık yapıyor..
Naralanıyor insanoğlu denen esnaf;
"Gell vatandaşş gell taze taze ihanetler buradaaa.."
Öteki bağırıyor;
"Gel gel akşam pazarı riya varr,entrika varr bol acılı yalaann varr.."
Karşıdan ses yükseliyor;
"Andavalın Aşkı buraadaa üç hikayee 10 paraaa,üç hikaye 10 paraaa.."
İşin garip tarafı bu pazarda hayat pahalılığı yok ürünlerin hepsi sudan ucuz..
İyi pazarlarınız ola..
HAYROLA..!
CİHANGİR KARABEY
0 notes
sususlarvekaybedisler · 7 months
Text
İhtimallerde yoksan bari aşkı hatırlat. Bu kalbi sevmek için taşıyoruz be hayat, bizim neyimiz noksan ömrümüze ömür kat. Biz zaten ölmek için yaşıyoruz be hayat..
0 notes
zayiflamamlazim · 7 months
Text
Birlikteyken modumuz "Biz aşkı meleklerden çaldık" Çok nadir mesajlaşıyoruz, sevmiyormuş. Konuşulması gereken olunca arıyor. Bu da her gün yaşanan bir şey değil. İş yerinde duyulmasını en çok ben istemiyorum, """""Ş ise söen kçç ön mi ç"""" tam bunları yazarken beni aradı. Tuşlara basmışım random. Sesimi duymak istediğini söyledi. Etkilendim.. Ondan nasıl etkilenmem ki? Hiç sevilmemiş birini çok güzel seviyor. Çalışıyordu, sessiz konuşuyordu. Duyulmasını istemiyor anlıyorum. Yine de bu aramızda bir garipliğe sebep oluyor. Başbaşa iken iyiyiz hoşuz, acaba diğer insanlarla beraber iken nasıl olacağız? Ben bu adamla tanışma aşamasında iken hep yanımızda birileri vardı zaten. Yine bir araya gelebiliriz, bu illa biz sevgiliyiz demek olmayacak insanlara karşı. Ama kendisi bana bıraktığını söylemiş olsa bile hiç öyle değil bence. O benden daha tedirgin. Daha sevgili olalı 1 ay oldu, ailesi ile tanıştırmak istiyor. Ben kendimi hiç hazır hissetmiyorum ama yok da diyemiyorum. Bi yanım çok emin ondan, bir yanım ise ne olduğunu çözemedi ve her ihtimalden korkuyor. Bir kızları olacak, seni çok sevecekler diyor. Kendi ailemle ilgili pek bir şey diyemiyorum. Belli bir süre bana da ona da hayatı dar ederler. Buluşmamıza bile laf ederler beni ararlar felan. Hiç gerek yok, son ana kadar söylemeyeceğim. Anneme söyledim sadece, öyle de kalacak. Eğer ciddi bir şeye evrilir ise babam nişandan bir gün önce öğrenir yani.
Öyle işte hem mutluyum hem mutsuzum. İş yerinde aşırı stresliyim. Kendimce yapılacak çok işlerim var.
Küçük yerde yaşıyoruz. Görülmek de istemiyorum. E nerede buluşacağız? Ne yapacağız? Hiç bilmiyorum...
0 notes
gundemarsivi · 8 months
Text
Tumblr media
Gıybet
✍🏻 Dilek
https://www.gundemarsivi.com/giybet/?amp=1
Şöyle ağzıma bir sakız alıp kenarı oyalı yazmamı ensemden dolandırıp başımın tam tepesinden bağlamak geçiyor içimden. Hatta minik turuncu kahve çiçekli bir de şalvar geçireyim ki üstüme içinde bulunduğum ruh halini görselde de yansıtabileyim. Yine içim şişti, yeni eğitim-öğretim veli savaşları hepimize hayırlı uğurlu olsun.
Ben bu gıybeti şöyle sündüre sündüre uzata uzata yapmazsam içimde patlar.
Konumuz malum, güzel memleketimden veli manzaraları.
Öncelikle kısa bir özet geçeyim: Kızımın öğretmeni ikinci sınıfın sonunda çocuklara ve velilere veda etmeden emekli oldu, üzücü ama kendisine göre geçerli sebepleri var. Önce kızdık sonra hem çocuklarımızın adına hem de giden öğretmenimiz adına kaygılandık… Acabalarla dolu bir yaz geçirdik…
Bu süreci iyi kötü tahmin edersiniz, küçük şehirde ( bu dönemde hangi şehir küçük diye anılabilir ki; Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilirliğinden kaynaklı bir nüfus patlaması yaşıyoruz.) her türlü haber hızla yayılır, bilgi aktarımları sen köşeyi dönmeden bütün şehre yayılır. Yeni öğretmen adayının inciğini cıncığını tabi ki öğrendik.
Ülkenin eğitim sistemini burada tartışmaya açmaya gerek yok.
Hepimizin bildiği üzere bu sistemden sağlam çıkabilmek için ailelerin ve çocukların canla başla çalışmaları gerekiyor. El ense yatarak veli olunmuyor. Çocuğunuz boyacıda olacak olsa kültür seviyesi yüksek aydın bir boyacı olsun istiyor iseniz elini taşın altına koyacaksınız. Çocuklarınızla beraber hayata sıfırdan yeniden başlayacaksınız.
Müfredatta olmayan soru sorma yeteneği, merak, öğrenme aşkı gibi eksikleri siz tamamlayacaksınız.
Neyse sonuç olarak okullar açıldığında çocuğumun eski öğretmeninizi aratmayacak derinlikte, mesleğini hakkı ile yapacağını hissettiren, ilkokul öğretmenliğine yakışacak kalitede bir öğretmenle karşılaştık.
Hemen hemen hepimizin yüreğine su serpildiğini düşünürken bazılarının yüreğine bir ”darlanmaklar” geldiğini gördük. Gülsem mi ağlasam mı bilemedim.
Tabi ki yeni öğretmenin gelmesi ile etekleri tutuşan sınıfın yaramaz çocuklarının velileri, eskisi gibi ense yaparak çocuk büyütemeyeceklerini fark ettiler. Ödev sorumluluğunu almamış bir çocuğun ebeveyni olarak, bana ne öğretmen uğraşsın, devrinin kapanması onlar için acı bir çöküş olsa gerek.
Bahsettiğim öyle minik masum şirin yaramaz çocuklar değil elbette. Baya şu filmlerde gördüğünüz zorbalığı, acı çektirmeyi, küfür etmeyi, küçücük çocukları korkutmayı seven o kötü çocukların ebeveynleri (sevgili veliler çocuklarınız sizin kopyanız. Siz kötü olduğunuz için onlar da kötü ve dışarıdan bakınca çok belli oluyor).
Kimse bana çocuğun kötüsü olmaz falan demesin bunlar kötü. Dümdüz kötü.
Ne kendi eğitim hayatımda ne de çocuklarımın peşinde koştuğum dönemde, bu veli modellerini ya da bu veli türlerini daha önce hiç görmedim, desem yeridir. Toplumun evrimleştiğini 8 sene ara ile net bir şekilde ben görüyor isem, sosyologlar daha neler görüyordur.
Okulun bahçesinin çeşitli köşelerinde konuşlanıp avını izleyen sinsi bir kobra yılanı gibi köşeye gizlenmiş sessiz sessiz etrafı izleyen veli gördüm de okulun bahçesinde sınıf anneliği için oradan oraya koşuşturup oy toplamaya çalışanı ne duydum ne gördüm.
Neler oluyor(!) biri bana konuyu açıklasın!? Belediye başkanı olup ihale kapmaya çalışanı gördük, meclise kapağı atıp kendini garanti altına almaya çalışan hırsızı da idrak ettik-te! Bu sınıf annesi olmak için oy dileneni çözemedim?
Okul bahçesi olmuş veli siyaset meydanı, esnaf ziyareti yapan politikacı misali tek tek veliler ziyaret edilip konuyu usulüyle (adayın zeka seviyesinin yettiğince) anlatıp kalçalarını kıvıra kıvıra diğer veliye doğru koşan aday ve yandaşları tam da Akp Türkiye’si dedirtiyor insana!
Ben aday olmam adaylık bana teklif edilirse değerlendiririm kalitesi ortadan çoktan kalktı biliyoruz da neden? Sınıf anneliğinin statüsü nedir? Bir insanın kariyer planlamasına alınmasında ki amaç nedir?
Çocuğuna yüksek not aldırabilmek için, desek!? İlkokul notları sınavlarda hükümsüz, öğretmenin özel ilgi ve alakası, kimse sizin gül yüzünüzün hatırına kendi karakterinden vazgeçip eğitimciliğini şekilden şekile sokmaz; anca ”mış” gibi yapar bunu bilemeyecek yaşlarda değilsinizdir.
Eeee başka?
Buradan ulusa sesleniş yapmak istiyorum, sevgili yurdum velileri böyle çocuk yetiştirilmez, yetiştirdiğiniz çocuklar ileride hepimiz başına dert oluyor. Nepotizm böyle böyle yerleşiyor küçücük bünyelere… Siz çocuğunuzu bugün bir yerlerde iyi maaşlı çalıştırıyorsunuz diye yarın ayarlarıyla oynadığınız adaletin terazisi sizin nesillerinize zarar verecek yaşadığınız toplum ne kadar kötüye giderse, adaletsizliğin ne kadar normalleştirilirse önünde sonunda bindiğiniz dallar kesilecek. Siz değilse çocuklarınız torunlarınız bunun acısını yaşayacak. Lütfen görün artık.
Dilek
0 notes
madgirlsblog · 2 years
Text
Ölümle yaşam arasın da bir çizgideyim...
1 note · View note
elazigsurmanset · 9 months
Text
SAÇMALAMALAR
Tumblr media
Herşeyi tüketiyoruz, bütün güzellikleri bir çırpıda. Kullan at. Tek kullanımlık yaşıyoruz. Aşkı sevgiyi mutluluğu herşeyi. Kendimizi tüketiyoruz yavaş yavaş. Farkında bile olmadan. Keşke herşey karşılıksız olsa bu kapitalist dünyada. Metaya bağlı olmadan yaşasak. Ekmek ve su yeterdi de artardı. İki metrelik mezardır dünyadan kalan.  Çocuk kalsaydık hiç büyümeden. Çocukluğumun oyuncaklarını özledim. Öğretmenlerimden yediğim dayağı. Yaptığım yaramazlıkları. Her teneffüs konuşanlar listesinde kara tahtada adımı en başta görmeyi. Müdürden saç traşım için yediğim makası. Nöbetçi öğretmen fatma hocadan yediğim tokadı. Yanağımdaki beş parmak izi.  Kara önlük giymeyi. Hangimiz özlemedik. Eskimeyen eski günler. Ekmeğimizde GDO yoktu. Ekmek arası domatesin tadı hiçbir şeyde yoktu. Gece yarılarına kadar sokakta top oynardık toz kir içinde. Eve gizlice girişim. Gizlice denize gidip şortumdaki kumdan yakalanmam ve babamdan yediğim fırçayı. Gürültüden şikayetçi Semiha teyze kafamızdan aşağı su dökerdi. Bizde diğer tarafa giderdik kovulana kadar. Sonra oradan da kovulurduk.  Komşu bahçeden erik çalıp yerdik. Gazoz kapağı ile top oynardık. Hep 18 yaşında kalsaydık. Olmadı. Zaman denilen illet hep aleyhimize çalıştı. Saatler pili bitip dursa da zaman durmadı. Her gün yeni bir güne uyandık ama gün aynıydı. İçimizi kemiren takıntılarımıza yenildik. Mutluluğu görmeden yakalamaya çalıştık. Uçup gitti. Uçtuğunu bile göremedik. Sahte yalancı mutluluklarla avutulduk. Bir rüyaya daldık ama uyanamadık. Ölüm de öyle değil mi. Uykuya dalmak gibi. Aslında her gün ölümü yaşıyoruz ama farkında değiliz. Uyuştuk uyutulduk. Deprem oldu on gün sonra unuttuk. Aslında unutmak iyidir. İnsanoğluna verilmiş en büyük lütufdur. Unutmak. Kin, nefret, hasetlik, hırs  ne varsa. Bunların yükünden kurtulmak. KPSS, üniversite sınavı derken hayatımız çoktan seçmeli oldu. 4 yanlış bir doğruyu götürdü. En çok satan kitaplar test kitapları oldu. Sınavdan sonra ya çöpe attık ya da yaktık. Bütün hıncımızı kitaplardan çıkardık. Ankarada adamımız yoktu. Sefildik garibandık. Mutluluğa ulaşmanın, yaşamdan tatmin olmanın yolu, acıdan sakınmak değil, acıyı doğal bir şey, iyi olana erişmek için çabalarken karşımıza mutlaka çıkacak bir basamak olarak görmektir. Der ünlü alman düşünür Friedrich Nietzsche. Acıyı bal eylemek dedikleri bu olsa gerek. Yine en derin denizlerde boğula boğula becerirsin tek bir nefesle yaşamayı. Fırtınalarda öğrenirsin ayakta durmayı. Küresel ısınma, savaş,  atom bombaları, depremler, gürültü, trafik, enflasyon, zam falan. Her şey aleyhimize çalışıyor. Silaha, bomba ve füzelere harcadıkları parayı insanlığa harcasalar ne olurdu. Çok şey olurdu. Hızla tüketiyoruz. Silah bomba füze alıyoruz. Gidelim buradan der Ali Lidar içimizdeki laneti geride bırakıp gidelim. Yağmur bile güzel yağmıyor artık yağmuru güzel yağan yere gidelim. Bıktım tepemizde sallanan manasız sorulardan. Evet bıktık bu tepemizde sallanan manasız sorulardan. Soruları olmayan, sorunsuz yerlere gidelim. Gitsek de bırakmaz sabıkalı geçmişiz. Takıntılarımız. Ayağımızda pranga ellerimizde kelepçe. Aklımız firarda. Yine bırakmazlar. Çakılmışız bir kere. Mıh gibi çivi gibi. Pas tutmuş çıkmaz bir kere.   Read the full article
0 notes
yasinnbb · 9 months
Text
“Yaşamak!” Bize bunu hiç kimse öğretmedi ki!
Ölünmezlik kitabında bir bölümdür yaşamak... 
Oysa yaşamak için doğmadık mı hepimiz?
Bazen oynamak zorunda olduğun bir kaderdir yaşamak... 
Bir masaldır bazen, bazen de masaldan çok ötesidir yaşamak... 
Kimsenin söylemeyeceği bir şarkıdır yaşamak...
Kimsenin öğretmek istemeyeceği bir öğretidir yaşamak...
Zamansız bir hatıradır yaşamak...
İyileşmeyen bir yaradır yaşamak... 
Kışın yokuş aşağı kaymaktır yaşamak...
Yazın suya ve denize akmaktır yaşamak... 
Bazen düşünmektir yaşamak...
Daha fazla düşünmek için, hüznü yutmaktır yaşamak...
Bazen belli bir amaçtır yaşamak... 
Bazen sadece bir nefestir yaşamak... 
Bazen sadece bir ümittir yaşamak... 
Bazen sadece bir illüzyondur yaşamak...
Bazen sadece büyük bir belirsizliktir yaşamak...
Bazen sadece bir melankolidir yaşamak...
Bazen sadece basit bir andır yaşamak…
Bazen sadece büyük bir aşktır yaşamak… 
 
“Herkes içimizde var olan sessizliğin birer rehinesi. Onlarla yaşıyoruz her şeyi. Anlam, belki de o sessizliklerin içinde saklı…” 
İçin acırken, kalbin yorgunken, bütün inancını ve umudunu kaybetmişken bile yaşamak...
Her şeyin üst üste geldiği, anlamını yitirdiği bir anda yaşamak... 
Sana getirdiği en iyi ve en kötü şeylere rağmen yaşamak... 
Umudu ve umutsuzluğu bir arada yaşamak... 
Sonradan acı çekmemek için, korkarak yaşamak... 
Dünü kopyalayarak yaşamak... 
Işığın solmasına izin vermemek için yaşamak... 
İçinde olduğun kötü durumları düzeltmek için yaşamak... 
Allah'tan gelen her şeye razı yaşamak...
Hayatında kimse olmadan, büyük bir hiçsizliğin merkezinde, bir özlem yangını yaşamak...
Yalnız yaşamayı bilecek kadar, hayata mahkum yaşamak... 
Yokluğunu inkâr ederek yaşamak... 
Zamansız, plansız ve programsız yaşamak...
Bazen sadece hissetmek için yaşamak...
Aşkı, huzuru ve mutluluğu hissetmek için yaşamak... 
Bazen ara sıra mezarlıklara imrenerek bakıp yaşamak...
Bazen de suya ve denize yakın olmayı düşleyerek yaşamak...
Bazen sadece zaman kazanmak için yaşamak... 
Bazen sadece hayatta alabildiğin kadar yol almak için yaşamak... 
Bazen sadece sırf yaşlanmak için yaşamak,  
Bazen sadece "daha uzun hayatta kaldım" diyebilmek için yaşamak... 
Bazen öleceğini bilerek yaşamak...
Bazen üzüleceğini bilerek yaşamak...
Bazen sadece günahlarını temizlemek için yaşamak...
Bazen sadece sevapların için yaşamak… 
Bazen sadece ruhu uyuşukluktan kurtarmak için yaşamak...
Bazen sadece düşleri gerçek  yapmak için yaşamak... 
Bazen sadece sevmek ve sevilmek için yaşamak… 
Bazen ara sıra ölüm pahasına göçüp gitmeye sevdalıdır yaşamak... 
Ne güzel söylüyor hayat,
Dünya senin kollarında,
Bugün ne harika bir gün yaşamak için,
Kendini özgür bırak,
Ve tutunmayı,
Cesaret et yaşamaya...
Düştüğünü hisset bir zaman,
Bırakmak kolay olmasa da yap bunu,
Açık bir kalple, 
İstediğin gibi yaşa hayatı,
Bazen renkli, bazen renksiz...
Yaşamak istiyorum
Gel benimle yaşa...
“Ölmeyi özlemek delilik...”
1 note · View note
evindenuzakmerkur · 11 months
Text
Öyle bir devirde yaşıyoruz ki bugün aşk acısı çeken yarın bir başkasıyla beraber. Sanki hayatının gerçek aşkını bulmuş gibi yapmacık storyler atıyorlar. Kısa bir süre sonra aynı şeyleri bi başkasıyla yapıyorlar. her önüne geleni deneyip gerçek aşkı aradığını sananlar biz de bilirdik her önümüze gelenle beraber olmayı gece klüplerinde tek gecelik ilişkiler yaşamayı ama bizim ne midemiz ne kalbimiz bunu kaldırmaz.
0 notes
sonsuzsblog · 1 year
Text
Yaratıcı olmak, hayata aşık olmak demektir. Sadece hayatı yeterince seviyorsanız, onun güzelliğini arttırmak istiyorsanız, ona biraz daha müzik, biraz daha şiir, biraz daha fazla aşk istiyorsanız yaratıcı olabilirsiniz. daha çok sevin
Tek bir ümit uğruna yaşıyoruz hepimiz, Mutluluğun ardından koşuyoruz hepimiz, Kimi pulda parada,aşkı arar kimimiz
Düşünür kara kara ağlar çaresiz
Ağlama arkadaş, ağlama aşk için
Şu kısacık hayatta bu yaşlar niçin
Bu günler geri gelmez, gider gençliğin elden elin sevgisine bel baglama kardaş.
Özledim Çok Özledim Diye Haykırıyor Cümle Sessizliğim, Dar Geliyor Sevgini Bölüştürüp Hapsettiğim Hücrelerim, Bir Tümör Gibi Ürüyor, Büyüyor Çaresizliğim, Ve Çözülüyor İlmek İlmek Bozuluyor Tevbelerim...
Ölesiye Bezginim
Bıraktım Aklımın Savunmasını
Esir Düştü Artık Vazgeçmelerim
Bitmiyorsun, Gitmiyorsun Hiç Bir Yere
Durduğun Yer Hep Aynı, Yanına Aldığın İnce Bir Sızı Yarenlik Ediyor Sana Kalbimde, Yeni Bir Adım Atmaya Çalışsam Olmuyor, kabul görmüyor yoruldum artık.
0 notes
iwantedtovisit · 2 years
Text
Bu gece eve geç döndüm. Her adımımda sen vardın. Biraz içtim, her yudumumda sen… Şarkı söyledim, dans ettim. Her şarkı bizim için yazılmıştı adeta. Aşkı da imkansızlığı da en güzel biz yaşıyoruz sanki.
Her dakika yanımda olmanı diledim. Seninle gülmek, seninle şarkı söylemek istedim. Nerde olduğundan bir haberken birçok hayal kurdum. Hayalin bile güzeldi. Şimdi eve geldim. Sessizliğin ortasında kendimle başbaşayken yine her cümlemde sen varsın. Ne kalabalıkta unutabiliyorum seni ne yalnızlıkta. Kim bilir belki gördüğüm rüyalarda da sen olacaksın.
Dışarıdan çok umutsuz ve çaresiz gözüküyorum. Sana giden tüm yollar kapalı sanki. Bir telefon uzağımda olmana rağmen yarattığın mesafeleri aşamıyorum. Aramızda dağlar yarattın, setler çektin ama boşuna zahmet ettin; ben zaten kafamı kaldırıp gözerinin içine bakmaya bile cesaret edemezdim. Hikayemizin sonunda ya sen çok geç kalmış olacaksın ya ben. Ne olursa olsun yaşattığın heyecan çok güzel.
18.09.2022 / 03.49 / Eskişehir.
(Bu cümleleri kurduktan saatler sonra mesaj attın bana. Önemsiz şeylerden bahsettik. Çok da uzun sürmedi zaten. Yine de senden haber almak güzeldi. Beni unutmamış olman güzel. Öylesine verilmiş bir sözü tutman güzel. Seninle ilgili çoğu şey güzel. Hep böyle kalsın.)
0 notes