Tumgik
#Justinianus
ertanside · 2 years
Text
Yerebatan Sarnıcı
Restorasyonu 4 yıl süren, 1500 yıllık Yerebatan Sarnıcı, 22 Temmuz 2022 tarihinde ‘Daha Derine’ isimli sergi ile birlikte ziyarete açıldı.
Tumblr media
Küratörlüğünü Mahir Polat’ın yaptığı ‘Daha Derine’ isimli serginin danışmanlığını Zeynep Çulha ile Derya Yücel üstlenmiş. Küratör Polat, sergiye ilişkin olarak hazırlanan özel metinde, yazar Mircea Eliade’nin 'Demirciler ve Simyacılar' isimli kitabına göndermede bulunarak
Tumblr media
"Dogonlara göre, bölgenin ilk mitsel sakinleri, yeraltında kaybolmuş olan Negrillolardır. Yorulmak bilmez demirciler olan bu kişilerin çekiç sesleri hâlâ duyulabilmektedir.”
Tumblr media
Sergide Ali Abayoğlu, Yasemin Aslan Bakiri, Berkay Buğdan, Malik Bulut, Aslı İrhan, Jennifer Steinkamp, Güneş Terkol, Muzaffer Tuncer ve Ozan Ünal’ın yapıtlarını izleyebilirsiniz.
Tumblr media
Bizans İmparatoru I. Justinianus (527-565) tarafından yaptırılan bu büyük yeraltı sarnıcı, suyun içinden yükselen ve sayısız gibi görülen mermer sütunlar sebebiyle halk arasında “Yerebatan Sarayı” olarak isimlendirilmiştir. Sarnıcın bulunduğu yerde daha önce bir Bazilika bulunduğundan, Bazilika Sarnıcı olarak da anılır.
Tumblr media
Sarnıç, uzunluğu 140 metre, genişliği 70 metre olan dikdörtgen biçiminde bir alanı kaplayan, dev bir yapıdır. Toplam 9.800 m2 alanı kaplayan bu sarnıç, yaklaşık 100.000 ton su depolama kapasitesine sahiptir. Sarnıcın içerisinde her biri 9 metre yüksekliğinde 336 sütun bulunmaktadır. Birbirine 4.80 metre aralıklarla dikilen bu sütunlar, her biri 28 sütun içeren 12 sıra meydana getirirler.  
Tumblr media
Çoğunluğu daha eski yapılardan toplandığı anlaşılan ve çeşitli mermer cinslerinden yontulmuş sütunların büyük bir kısmı tek parçadan, bir kısmı da iki parçadan oluşmaktadır. Bu sütunların başlıkları, yer yer farklı özellikler taşır. Bunlardan 98 adedi Corint üslûbu yansıtırken bir bölümü de Dor üslûbunu yansıtmaktadır. 
Tumblr media
Sarnıcın kuzeybatı köşesindeki iki sütunun altında kaide olarak kullanılan iki Medusa Başı, Roma Dönemi heykel sanatının şaheserlerinden sayılıyor. Sarnıcı ziyaret eden insanların en çok ilgisini çeken Medusa başlarının hangi yapılardan alınıp Sarnıç’a getirildiği bilinmiyor.
Tumblr media
Araştırmacılar, bu unsurların genellikle sarnıcın inşası sırasında salt sütun kaidesi olarak kullanılması amacıyla getirildiğini düşünüyor. Bu görüşe rağmen, Medusa başı hakkında birtakım efsaneler yine de oluşmuş bulunuyor. Bir efsaneye göre Medusa, Yunan mitolojisinde yeraltı dünyasının dişi canavarı olan üç Gorgona'dan biri... Bu üç kız kardeşten yılan başlı Medusa, kendisine bakanları taşa çevirme gücüne sahip olarak varsayılıyor.
Tumblr media
Bir diğer görüşe göre ise o dönemde büyük yapılar ve özel yerleri korumak için Gorgona resim ve heykelleri kullanılırdı. Sarnıca Medusa başının konulması da buna dayanıyor. Başka bir rivayete göre de Medusa, siyah gözleri, uzun saçları ve güzel vücudu ile övünen bir kız olarak tanınıyor.
Tumblr media
Geçmiş’de birkaç defa gittiğim Yerebatan Sarnıcı Müzesi’ni restorasyon sonrasında 2 defa ziyaret ettim. Her zaman çok etkileyici bir atmosfere sahip olan Yerebatan Sarnıcı yeni Restorasyonu, ‘Daha Derine’ adını taşıyan heykel sergisinin katkısı, ses ve ışık gösterileri ile gezenleri yeraltının mistik dünyasına taşıyor. 
Tumblr media
Saat başlarında yapılan ve çok başarılı bulduğum projeksiyon gösterisi esnasında bazı bölgeler uzun süreli karanlıkta kalıyor, ışıkların senkronizasyonundaki gecikmeler sebebiyle ziyaretçiler yürürken önlerini görebilmek için cep telefonlarının ışığını kullanmak zorunda kalıyorlar. Bu konuda yazışma yaptım, kısa süre içinde çözüleceğine inanıyorum.
Tumblr media
Görülmesi gereken bir Müze, haftasonlarında ve Karaköy’e Cruise yanaştığı günlerde çok kalabalık oluyor, ziyaretçilerin çoğunluğu turist. Müze sabah saat 09:00’da açılıyor, saat 08:30’da sıra oluşmaya başlıyor. Sabah erken gitmenizi mümkünse hafta içi gitmenizi öneririm. Günün ilerleyen saatlerinde hem Müze içerisi hem de dışarıdaki kuyruk çok kalabalık oluyor.
Tumblr media
Ertan Şide
www.instagram.com/ertanside_official/
1 note · View note
myliste · 2 years
Photo
Tumblr media
İstanbul'un 1.tepesinin en önemli 2 yapısı Ayasofya ve Topkapı Sarayıdır. Topkapı Sarayına sonra değineceğiz önce Ayasofya ile başlayalım. Ayasofya (Yunanca: Ἁγία Σοφία Hagía Sophía) herkesçe bilinen ismi Ayasofya Cami, Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından, 532-537 yılları arasında İstanbul'un tarihî yarımadasındaki eski şehir merkezine inşa ettirilmiş bazilika planlı bir patrik katedralidir. 1453 yılında İstanbul'un Osmanlı Sultanı II.Mehmet Han tarafından fethedilmesinden sonra camiye dönüştürülmüştür. 1934 yılında yayımlanan Bakanlar Kurulu Kararnamesi ile müzeye dönüştürülmesi kararlaştırılmış, 1 Şubat 1935'te resmen müze olarak ziyarete açılmıştır. 1935-2020 yılları arasında Ayasofya müze olarak hizmet vermiştir. 2020 yılında ise müze statüsü iptal edilerek cami statüsü verilmiştir. #ayasofia #hagiasophia #justinianus #osmanlı #ottoman #sultanahmetmeydanı #fatihsultanmehmet #sultanmehmedhan #ayasofyacami #ayasofyamüzesi #istanbulgezi (Ayasofya Cami - İstanbul Türkiye) https://www.instagram.com/p/Cg6vYmYMOa5/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
blueiskewl · 1 year
Video
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ancient Gaziantep Castle Used by Romans and Byzantines Destroyed in Turkey Earthquake
An ancient castle in Turkey was one of the historic monuments damaged when major earthquakes hit the country and neighboring Syria, killing more than 2,000 people on Monday. Images show parts of the Gaziantep Castle, which was first built in the 2nd and 3rd centuries AD, during the Roman Empire, crumbling after the earthquake.
The 2,000-year-old castle is located in the Gaziantep region, about 80 miles south of the epicenter of one of the quakes in Kahramanmaras Province.
The castle, an archeological site, sits near the Gaziantep Archeology Museum, which includes works of the Late Hittite and Roman Periods during which the castle was built.  
While there is no definitive information about when the castle was fist built, it was founded on top of an earthen mound that dates back some 6,000 years, to when an ancient city called Theban occupied the space.
It is believed to have been constructed as a watchtower during the Roman period between, the 2nd and 4th centuries AD. However, it was built up even more during the 5th century AD during the reign of Byzantine Emperor Justinianus, who was known as the "Architect of Castles."
The Ottomans repaired the castle over time, but it got a second full overhaul by Egyptian Sultan Qaitbay in 1481. There are 12 towers on the castle and the two towers near the main gate were rebuilt in 1557 by Suleiman the Magnificent during the Ottoman Empire.
By Caitlin O'Kane.
104 notes · View notes
dipnotski · 9 months
Text
Justinianus Nikephoros Phokas – Çarpışma (2023)
Kilikya, Tarsus, Misis, Antakya, Kıbrıs ve Suriye’yi topraklarına katan Bizans ordusu, 10. yüzyılda Suriye bölgesini Müslüman Arapların elinden bütünüyle alarak gücüne güç kattı. Ancak Bizanslılar, zaferin sadece asker sayısına bağlı olmadığının farkındaydı. Başarı ancak ve ancak iyi düşünülüp titizce planlanan bir dizi taktik neticesinde elde edilebilirdi. Altıncı yüzyıl Bizans İmparatoru I.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sakaryamilat · 1 year
Text
Justinianus Köprüsü restorasyonunu incelediler
Justinianus Köprüsü restorasyonunu incelediler
SUBÜ Geyve MYO Mimari Restorasyon Programı öğrencilerine yönelik olarak restorasyon çalışmaları devam eden Justinianus Köprüsü’ne teknik gezi düzenlendi. Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) Kariyer Planlama ve İnsan Kaynakları Uygulama ve Araştırma Merkezi (KARMER) koordinasyonunda Geyve Meslek Yüksekokulu Mimari Restorasyon Programı öğrencilerine yönelik olarak bir teknik gezi…
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
The Hagia Sophia, originally built as a cathedral, is an extraordinary structure located in Istanbul, Turkey.
Its a vast history that spans over 1,500 years.
Commissioned by the Byzantine Emperor Justinian I, the Hagia Sophia was completed in 537 AD.
For nearly a thousand years, it served as the world's largest cathedral and the center of Eastern Orthodox Christianity.
Its grand dome, intricate mosaics, and innovative architectural design were awe-inspiring achievements of their time.
In 1453, the city of Constantinople fell to the Ottoman Turks, led by Sultan Mehmed II.
The Hagia Sophia was converted into a mosque, and Islamic elements were added to its interior.
Minarets were erected, and Christian iconography was covered or removed.
It remained a mosque for almost 500 years, becoming a symbol of Ottoman architecture and culture.
In 1935, after the fall of the Ottoman Empire and the establishment of the Turkish Republic, Mustafa Kemal Atatürk, the founder of modern Turkey, transformed the Hagia Sophia into a museum as part of his efforts to secularize the nation.
This status persisted until 2020 when the Turkish government decided to convert the Hagia Sophia back into a mosque.
......
Aslen katedral olarak inşa edilen Ayasofya, İstanbul'da bulunan olağanüstü bir yapıdır.
1.500 yılı aşan geniş bir tarihi var.
Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılan Ayasofya, MS 537 yılında tamamlandı.
Yaklaşık bin yıl boyunca dünyanın en büyük katedrali ve Doğu Ortodoks Hıristiyanlığının merkezi olarak hizmet vermiştir.
Büyük kubbesi, karmaşık mozaikleri ve yenilikçi mimari tasarımı, zamanlarının hayranlık uyandıran başarılarıydı.
1453'te Konstantinopolis şehri, Sultan II. Mehmed liderliğindeki Osmanlı Türklerinin eline geçti.
Ayasofya camiye dönüştürüldü ve iç kısmına İslami unsurlar eklendi.
Minareler dikildi ve Hıristiyan ikonografisi kapatıldı veya kaldırıldı.
Yaklaşık 500 yıl boyunca cami olarak kalmış, Osmanlı mimarisinin ve kültürünün simgesi haline gelmiştir.
1935 yılında, Osmanlı İmparatorluğu'nun yıkılıp Türkiye Cumhuriyeti'nin kurulmasının ardından, modern Türkiye'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, milleti laikleştirme çabalarının bir parçası olarak Ayasofya'yı müzeye dönüştürdü.
Bu durum, Türk hükümetinin Ayasofya'yı tekrar camiye dönüştürmeye karar verdiği 2020 yılına kadar devam etti.
41 notes · View notes
wendelsae · 8 days
Text
famous emperor Flavius Justinianus-
*genocided the Samaritans
*overthrew the kingdoms of the Goths & of the Vandals
*finally murdered both Hellenic & Ægyptian paganisms
*imposed a single law & religion over the whole world
*constructed the highest temple in his Rúm with his image therein
*wife was a harlot (no shade on either for this though)
he was basically the antichrist to me
5 notes · View notes
dokmimarlik · 2 months
Text
Yerebatan Sarnıcı -Batık Tarih
Tumblr media
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un gizemli ve büyüleyici yapılarından biri olarak tarihte kendine özgü bir yer edinmiştir. İşte bu mistik atmosferde, su altında gizlenen sütunlar arasında dolaşırken, insanı tarih ve sanatın derinliklerine çeken bir yolculuğa çıkılır. Bu antik yapı, sadece İstanbul'un değil, aynı zamanda dünya tarihinin bir parçasıdır ve ziyaretçilere binlerce yıllık geçmişiyle yüzleşme fırsatı sunar. Yerebatan Sarnıcı'nın etkileyici atmosferi, sadece mimari bir yapı olarak değil, aynı zamanda sanat ve tarih arasındaki ilişkiyi de ele almamıza olanak sağlar. Benzer şekilde, Asmund Havsteen-Mikkelsen'ın Villa Savoye modelini batırma eylemi gibi, Yerebatan Sarnıcı da modern sanatın ve düşüncenin derinliklerine inmemize neden olur. Bu antik yapı, sadece bir mekân değil, aynı zamanda insanın varoluşu ve geçmişi üzerine düşünmesine yol açan bir sembol haline gelir. Gelin, Yerebatan Sarnıcı'nın bu gizemli atmosferinde, antik ve modern arasındaki dengeyi bulmaya çalışalım. Yapı sadece tarih ve mimari açısından değil, aynı zamanda insanın kolektif belleği ve kimliği üzerine de derinlemesine bir düşünce yolculuğu sunmaktadır.
Tumblr media
Yerebatan Sarnıcı / Dök Mimarlık Öne Çıkanlar: - Yerebatan Sarnıcı, dünyanın en büyük şehir altı su kaynağı sistemlerinden biridir. - Mimari yapısı ve benzersiz detaylarıyla Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tarihi mirasının önemli bir parçasıdır. - Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'da turistler için popüler bir ziyaret noktasıdır ve etkileyici atmosferi ile büyüler. - İçerisinde bulunan su sistemi ve restorasyon çalışmaları, Yerebatan Sarnıcı'nın tarihini ve önemini anlamamıza yardımcı olur. - Ziyaretçiler, Yerebatan Sarnıcı'nın tarihini ve kültürel önemini keşfetmek için şaşırtıcı detayları içeren bir yolculuğa çıkabilirler.
Yerebatan Sarnıcı Özellikleri
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul, Türkiye'deki bir Bizans yeraltı su deposudur. İngilizce'de "Basilica Cistern" olarak da bilinen Yerebatan Sarnıcı, şehrin tarihi yarımadadaki Sultanahmet Meydanı yakınında yer almaktadır. Bu antik su deposu, 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından yaptırılmıştır. Büyüklüğü ve kompleks yapısıyla dikkat çeken Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un en önemli tarihi ve turistik mekanlarından biridir. Sarnıcın içinde 336 sütun bulunur ve bu sütunlar üzerinde birçok farklı stil ve desende başlıklar yer alır. En ünlü sütunlar, Medusa başlıklarıdır. Bu başlıkların gizemi ve etkileyici duruşu, ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yerebatan Sarnıcı, sadece su deposu değil, aynı zamanda tarihin derinliklerine yolculuk yapabileceğimiz mistik bir mekandır. İhtişamlı ve büyüleyici atmosferiyle ziyaretçileri etkilemeyi başarıyor. Yerebatan Sarnıcı'nın mimarisinde dikkat çeken noktalardan biri de detaylı bir su sistemi olmasıdır. Su deposu, İstanbul'un yeraltı su kaynaklarından beslenir ve tarih boyunca şehrin su ihtiyacını karşılamıştır. Yerebatan Sarnıcı, tarih ve mimari sevenler için vazgeçilmez bir durak olduğu kadar, film ve dizi yapımcıları için de popüler bir mekandır. Birçok ünlü yapım, bu büyüleyici yapıyı çekim mekanı olarak kullanmıştır. Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret etmek, İstanbul'un zengin tarihini keşfetmek ve etkileyici atmosferinde kendinizi kaybetmek için muhteşem bir fırsattır. Yerebatan Sarnıcı Yapı Karnesi: - Başlıca İsim: Yerebatan Sarnıcı - Yapım Tarihi: 6. yüzyıl - Yapı Malzemeleri: Mermer, tuğla - Sütun Sayısı: 336 - Sütun Başlıkları: Medusa başlıkları
Yerebatan Sarnıcı'nın Konumu
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tam kalbinde bulunmaktadır. Sarayburnu'nun güneybatısında, Sultanahmet Meydanı'nın hemen altında yer almaktadır. Bu konumu, sarnıcın tarihi ve kültürel önemini daha da artırmaktadır. Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatoru I. Justinianus Dönemi'nde inşa edilmiştir. İstanbul'un merkezi bir noktasında yer alması, saray ve çevresindeki su temini için stratejik bir konuma sahip olduğunu göstermektedir. Bu muhteşem yeraltı yapısı, geçmişin bu önemli dönemine büyüleyici bir yolculuk sunmaktadır. Ziyaretçiler, sarnıcın mistik atmosferinde dolaşarak, İstanbul'un tarihine bir soluk alabilirler. Yerebatan Sarnıcı'nın Konumu MesafeYer0.2 kmSultanahmet Camii0.4 kmAyasofya Müzesi0.8 kmTopkapı Sarayı1.2 kmGalata Kulesi
Yerebatan Sarnıcı'nın Tarihçesi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un tarihi yapılarından biridir. İnşa edildiği tarih ve bu dönemdeki önemi ile ilgili araştırmalar yapılmıştır. Biz de bu bölümde, Yerebatan Sarnıcı'nın tarihçesini detaylı bir şekilde inceleyeceğiz. Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'u yöneten Bizans İmparatoru I. Justinianus döneminde inşa edilmiştir. İnşa tarihi olarak 6. yüzyılın başları gösterilmektedir. O dönemde su temini büyük önem taşıyordu ve sarnıç, şehri susuzluktan kurtarmak için yapılmıştır. Sarnıcın mimarı ise Aetius ve Anthemius olduğu düşünülmektedir. İnşa edilirken Roma döneminden kalan sütunlar ve payeler kullanılmıştır. Bu da sarnıcın mimari açıdan zengin bir yapıya sahip olduğunu göstermektedir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"Yerebatan Sarnıcı, Bizans İmparatorluğu döneminde İstanbul'un su temini için büyük bir öneme sahipti. İnşa edildiği dönemde İstanbul, su kaynaklarına sahip olmadığı için sıcak yaz aylarında susuzluk çekmekteydi." Yerebatan Sarnıcı, uzun yıllar boyunca unutulmuş bir şekilde yaşamıştır. Ancak 16. yüzyılda dünyaca ünlü seyyah Petrus Gyllius tarafından keşfedilmiş ve kaydedilmiştir. Bu keşifle birlikte Yerebatan Sarnıcı'nın tarihi ve mimari önemi tekrar gündeme gelmeye başlamıştır. Yerebatan Sarnıcı, günümüzde İstanbul'un turistik bölgelerinden biri haline gelmiştir. Yapının geçmişi ve mimarisi, ziyaretçiler tarafından büyük bir ilgi görmektedir. Ayrıca sarnıcı ziyaret edenler, geçmişteki yaşamın izlerini sürme fırsatı bulmaktadır.
Yerebatan Sarnıcı'nın Mimarisi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un eşsiz tarihi yapılardan biri olan Bizans dönemine ait bir yeraltı su deposudur. Bu sarnıcın mimarisi, dönemin geleneksel Bizans stilini yansıtmaktadır. Mimarisi, ziyaretçileri etkileyen gizemli ve büyüleyici bir atmosfere sahiptir. Sarnıcın mimarisinde dikkat çeken en önemli özelliklerden biri, yüzlerce sütunla desteklenen devasa bir iskele sistemiyle inşa edilmiş olmasıdır. Bu sütunlar, sarnıcın tavanını desteklerken aynı zamanda da etkileyici bir görsel şölen sunmaktadır. Sarnıcın büyük bir kısmı suyla doludur ve bu görüntü, ziyaretçilere adeta sarnıcın bir su altı sarayına dönüştüğü hissini vermektedir. "Yerebatan Sarnıcı'nın mimarisi, büyüleyici atmosferi ile ziyaretçileri derin bir hayranlıkla karşılamaktadır." Sarnıcın mimari detayları da dikkat çekicidir. Sarnıcın sütunlarının üzerindeki oymalar, geometrik desenler ve bitki motifleri ile süslenmiştir. Bu detaylar, sarnıcın kadim ve mistik ruhunu yansıtmaktadır. Sarnıcın iç mekanı, yüksek tavanları, kemerli geçitleri ve ışık oyunlarıyla da benzersiz bir atmosfer yaratmaktadır. Yerebatan Sarnıcı'nın mimari yapısı, ziyaretçilere tarih ve sanatın birleştiği bir deneyim sunmaktadır. Sarnıcın gizemli atmosferi ve etkileyici mimarisi, İstanbul'un kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturmaktadır.
Yerebatan Sarnıcı'nın İçi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un en etkileyici yapılarından biri olarak ön plana çıkar. Bu bölümde, sarnıcın içine girerek keşfedilebilecek önemli detaylara odaklanacağız. 1. Su Sütunları Sarnıcın içinde dolaşırken, dikkatinizi çekecek olan şey su sütunları olacaktır. 336 adet granit sütun, sarnıcın tavanını desteklemektedir. Bu sütunlar üzerindeki oymalar ve desenler, sarnıcın estetik değerini arttırırken, ziyaretçilere büyüleyici bir atmosfer sunar. 2. Medusa Başları Sarnıcın en ilginç detaylarından biri de Medusa başlarıdır. Bazı sütunların başlarında bulunan bu taş heykeller, Bizans döneminden kalma eserlerdir. Medusa'nın yüzü, sarnıcın mimarisini süsleyen gizemli ve etkileyici bir unsurdur.
Tumblr media
Medusa Başları / Dök Mimarlık 3. Aydınlatma Sarnıcın içinde olanca gizemini korurken, aydınlatma da önemli bir rol oynar. Tavan arasındaki yarıklardan sızan ışık, sarnıcın atmosferini daha etkileyici hale getirir. Özellikle gün ışığıyla birleştiğinde, su sütunları üzerinde yansımalar oluşur ve büyüleyici bir manzara ortaya çıkar. "Yerebatan Sarnıcı'nın içi, zamanın izlerini taşıyor ve ziyaretçileri büyülü bir yolculuğa davet ediyor."
Tumblr media
Ali Abayoğlu'ın Denizanası adlı eseri
Tumblr media
Ozan Ünal'ın Zambaklı Lavi adlı eseri
Tumblr media
Ozan Ünal'ın Anksiyöz Bilgeler adlı eseri
Tumblr media
Jennifer Steinkamp'in Mars’a Uçuş 9 adlı video yerleştirme eseri Yerebatan Sarnıcı'nın içinde keşfedilecek daha birçok detay bulunmaktadır. Sarnıcın atmosferi ve tarihi dokusu, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. Siz de Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret ederek bu büyülü yapıyı keşfedebilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı'nın Su Sistemi
Yerebatan Sarnıcı, etkileyici su sistemiyle dikkat çeken bir yapıdır. Bu sistem, İstanbul'un su temini ve depolaması için önemli bir role sahiptir. Sarnıcın içindeki su sistemi, dönemin mühendislik ve su mimarisi becerilerini gözler önüne sermektedir. Yerebatan Sarnıcı'nın su sistemi nasıl çalışır? Yerebatan Sarnıcı'nın su sistemi bir dizi su kanalı ve sarnıçlardan oluşur. İstanbul'a su sağlayan Valens Su Kemeri'nden gelen su, bu kanallar aracılığıyla sarnıçlara ulaşır. Sarnıçların içindeki su, çeşitli tesisatlardan geçerek şehre dağıtılır. Bu sistem, döneminde şehirde su temini ve depolaması için oldukça gelişmiş bir altyapı olarak kabul edilirdi.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"Yerebatan Sarnıcı'nın su sistemi, İstanbul'un su temini ve depolaması için gelişmiş bir altyapı örneği olarak kabul edilir." Yerebatan Sarnıcı'nın su sistemi, tarihi bir başarı örneğidir. İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan bu sistem, o dönemdeki mühendislik ve su yönetimi becerilerini yansıtır. Bu sistem, günümüzde turistlerin büyük ilgisini çeken ve İstanbul'un tarihi mirasının önemli bir parçası olan Yerebatan Sarnıcı'nı keşfetmek isteyenler için büyüleyici bir deneyim sunar.
Yerebatan Sarnıcı'nın Restorasyonu
Yerebatan Sarnıcı, tarihi ve kültürel değerlerinin korunması amacıyla birçok restorasyon sürecinden geçti. Bu restorasyon çalışmaları sayesinde, Yerebatan Sarnıcı'nın özgün yapısının korunması ve gelecek nesillere aktarılması hedeflendi. Restorasyon süreci, ilk kez 1985 yılında başladı ve büyük bir titizlikle yürütüldü. Kalıcı çözümler üretmek ve yapıyı orijinal haline en yakın şekilde restore etmek için uzmanlar ve arkeologlar iş birliği yaptı. "Yerebatan Sarnıcı'nın restorasyonu, büyük bir özen ve sorumluluk gerektiriyor. Amacımız, bu benzersiz yapıyı geleceğe taşırken, tarihin izlerini korumak ve ziyaretçilere eşsiz bir deneyim sunmaktır." Restorasyon sürecinde, sarnıcın yapısının sağlamlaştırılması, nem ve su problemlerinin giderilmesi, duvarların ve sütunların tamiri gibi çalışmalar gerçekleştirildi. Ayrıca, aydınlatma sistemi ve güvenlik önlemleri de yenilendi. Bu restorasyon süreçleri, Yerebatan Sarnıcı'nın özgünlüğünü korumak ve ziyaretçilere güvenli bir ortam sunmak için yönetilen uzun vadeli projelerdir. Bugün, Yerebatan Sarnıcı, restorasyon çalışmalarının bir örneği olarak ziyaretçilere açıktır ve büyüleyici atmosferiyle İstanbul'un turistik cazibe merkezlerinden biridir. Restorasyon AşamalarıYılFizibilite Çalışmaları1985-1986Restorasyon1987-1991Aydınlatma Sisteminin Yenilenmesi2004Güvenlik İyileştirmeleri2016 Yerebatan Sarnıcı'nın restorasyon çalışmaları, yapıya olan ilgiyi artırmış ve İstanbul'un önemli tarihi miraslarından biri olarak korunmasını sağlamıştır.
Yerebatan Sarnıcı'nın Ziyaretçilere Açıklığı
Yerebatan Sarnıcı, ziyaretçileri ağırlamak ve tarihi değerlerini paylaşmak için kapılarını açmaktadır. İstanbul'un en önemli turistik mekanlarından biri olan bu antik su sarnıcı, ziyaretçilere benzersiz bir deneyim sunmaktadır. Sahip olduğu büyüleyici atmosfer ve etkileyici mimarisiyle Yerebatan Sarnıcı, ziyaretçilerini tarihin derinliklerinde bir yolculuğa çıkarmaktadır. Büyük sütunlar ve göz alıcı kemerler, sarnıcın büyüklüğünü ve görkemini vurgulamaktadır. Sarnıcın içinde dolaşırken, suya gömülü hissiyatınızı hissedecek ve geçmişin mistik havasına kapılacaksınız. Yerebatan Sarnıcı, her yıl binlerce ziyaretçiyi ağırlamaktadır. Turistler ve yerli halk, burayı gezip keşfetmek için buraya akın etmektedir. Sarnıcın ziyaret saati ve giriş ücreti gibi bilgiler, ziyaretçilere kolaylık sağlamak için önceden paylaşılmaktadır.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret etmek isteyen gezginler, önceden biletlerini satın alarak sıra beklemeden içeri girebilirler. Sarnıcın içindeki sessizliği ve gizemi hissetmek için erken saatlerde gelmek tavsiye edilir. Sarnıca yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde, ziyaretçiler mekanın tarihini ve kültürel değerini daha iyi anlamaktadır. Rehberli turlar, ziyaretçilere Sarnıca ve su sisteminin işleyişi hakkında ayrıntılı bilgi vermektedir. Ayrıca, ziyaretçilerin sarnıcın derinliklerinde geçmişe dönük bir yolculuk yaparken fotoğraf çekebilmesi için özel izinler verilmektedir. Yerebatan Sarnıcı, ziyaretçilere kapılarını açarak İstanbul'un tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasını keşfetme fırsatı sunmaktadır. Bu etkileyici yapıyı ziyaret etmek, İstanbul seyahatinizin unutulmaz anılarından biri olacak. Ziyaretçi İstatistikleri: YılYıllık Ziyaretçi Sayısı2015250,0002016300,0002017350,0002018400,0002019450,0002020350,000 Yerebatan Sarnıcı'nın yıllık ziyaretçi sayısı, geçmiş yıllarda sürekli artış göstermiştir. Bu, sarnıcın popülerliğinin ve öneminin her geçen yıl daha fazla kişi tarafından fark edildiğini göstermektedir. Siz de Yerebatan Sarnıcı'nı ziyaret ederek, İstanbul'un tarihi ve kültürel dokusunu keşfedebilir ve büyüleyici atmosferin keyfini çıkarabilirsiniz.
Yerebatan Sarnıcı'nın Kültürel Önemi
Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un kültürel mirasının önemli bir parçasıdır. Sarnıç, tarih boyunca çeşitli medeniyetlere ev sahipliği yapmış ve şehrin sosyo-kültürel dokusunu şekillendirmiştir. Türkiye'nin en eski su yapılarından biri olan Yerebatan Sarnıcı, hem mimarisi hem de tarihi değeriyle ziyaretçilerini etkilemektedir. Sarnıcın kültürel önemi, İstanbul'un geçmişine ve zengin kültür mozaiğine olan vurgusunda yatmaktadır. İnsanların su kaynaklarını kullanma, depolama ve yönetme ihtiyacı, bu yapıların inşasına yol açmıştır. Yerebatan Sarnıcı da Bizans İmparatorluğu döneminde su temin etmek amacıyla inşa edilmiştir.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Sarnıcın mimarisi ve estetiği, Bizans İmparatorluğu'nun döneminin güzellik anlayışını yansıtmaktadır. İçerisinde bulunan sütunlar, başlıklar ve işlemeler, dönemin mimari özelliklerini yansıtmaktadır. Sütunlar arasında dolaşırken, tarihle iç içe olduğunuzu hissedersiniz. Yerebatan Sarnıcı, İstanbul'un UNESCO Dünya Mirası Listesi'nde yer alan birçok tarihi ve kültürel yapıya komşuluk yapmaktadır. Ayasofya, Topkapı Sarayı, Sultanahmet Camii gibi önemli yapılarla aynı bölgede bulunması, buradaki kültürel turizmi canlandırmaktadır. Read the full article
2 notes · View notes
mariacallous · 11 months
Text
Getting railed in a codex justinianus-honoring way
6 notes · View notes
mihrsuri · 2 years
Note
It’s a Byzantine au where Justinian and Theodora have a son! His name is Flavius Petrus Acacius Justinianus Porphyrogenitus, but he goes by Petrus. He’s autistic and secures the dynasty and his daughter becomes a… Frankish, Queen Consort, I believe. She’s a bar bitch.
That is absolutely delightful and I love them already (Theodora is a favourite historical figure I just recently found out about) <3333.
1 note · View note
duslerimiyasiyorum · 25 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
AYASOFYA | HAGIA SOPHIA
Herkese Selam!
Aya Sofya.. Kelime anlamı, Kutsal Bilgelik.
Karşımızda görmüş olduğumuz Ayasofya Binası 3. Ayasofya Yapısıdır. İlk iki Ayasofya Binası, farklı dönemlerde gerçekleşen halk isyanlarıyla yıkılmıştır.
Kuzu kabartmalı yapı kalıntısı(2); 2. Ayasofya Binasından günümüze kadar gelmeyi başarmıştır ve bu isyanların kanıtıdır.
3.Ayasofya Binası'nın ibadete açılışı, gösterişli bir törenle olmuştur. Dönemin İmparatoru Justinianus, "Ey Süleyman! Seni geçtim!" diyerek, Kudüs'teki Hz. Süleyman Mabedi'ne göndermede bulunur. İmparator Kapısının üzerindeki Süleyman Tapınağı'nı simgeleyen sembol(3) bunun kanıtı olabilir.
Omphalion(4) Bölümünde, Taç Giyme Töreni sonrası İmparatorluk ilan edilirdi.
4 kutsal melekle çevrili kubbede(5): "Allah göklerin ve yerin nurudur." 24:35 Kur'an-ı Kerim, yazılıdır.
Ağlayan Sütun(6); efsaneye göre deliğe parmağınızı sokup, elimizi 360° etrafında döndürebilirsek, dileğimiz gerçekleşecektir.
Osmanlı Dönemi'nde, Pergamon Antik Kenti'nde keşfedilen ve Ayasofya'ya getirilen Mermer Küp(7); özel günlerde şerbet dağıtımında kullanılmıştır.
İmparator Kapısı Mozaiği'nin(8) altında Tapınak Şövalyelerine ait olduğu düşünülen 2 sütunlu sembol vardır. Osmanlı Padişahı Fatih Sultan Mehmet, Tapınaçıların sembolüne karşılık, derin bir mesaj içeren Fatih Sultan Mehmed Tablosunu, Ressam Fausto Zonaro'ya çizdirmiştir. Tablo günümüzde Şeker Ahmet Paşa Resim Müzesi'nde sergilenmektedir.
Sunu Mozaiği'nde(9); ortada Hz. Meryem ve kucağında çocuk Hz. İsa vardır. Her iki tarafında da İmparator yer almaktadır. Şehrin kurucusu İmparator Konstantin, İstanbul maketini, İmparator JustinyenJustinianus Ayasofya maketini; Hz. Meryem ve Hz. İsa'ya takdim etmek üzere elinde tutmaktadır.
Çıkışta, İstanbul'un Fethini müjdeleyen Hz. Muhammed'e(s.a.v.) ait hadis (10) bizi karşılar.
Ayasofya'nın üst katını, #müzekart ile gezmiş biri olarak; 850₺ verip ziyaret etmeyi T.C. vatandaşı olarak doğru bulmuyorum. Umuyorum ki en kısa sürede bu konuda bir düzenleme yapılacaktır.
1 note · View note
ozel-buro · 2 months
Text
TARİH /// OSMAN AYDOĞAN : JUSTİNİANUS VE THEODORA
OSMAN AYDOĞAN : JUSTİNİANUS VE THEODORA 26 Mayıs 2020 Daha önceleri bu sayfalarımda hep Roma İmparatorluğunu anlattım… Ancak doğrudan değil; kesit kesit, parça parça, dönem dönem anlattım… Bu sayfada Roma İmparatorluğunun tarihi kişilikleri olan; Jul Sezar’ı, Brutus’u, General Maximus’u, General Lukullus’u,, Caligula’yı, Lukretius’u, Juvenal’i, Cicero’yu ve Marcus Aurelius’u anlatırken hep arka…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
fisiltihaberleri · 2 months
Text
Tumblr media
Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar “Beşköprü-Kemalpaşa bağlantı yolunu yeni dönemde hizmete açacağız” Cumhur İttifakı Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar, Serdivan Beşköprü Mahallesi’nde vatandaşlarla buluştu. Alemdar, “Tarihi Justinianus Köprüsü’nü şehrimizin yaşam alanına dahil edeceğiz. Beşköprü’den başlamak üzere E-5 yolunun kenarlarında düzenleme yapacağız. Serdivan Kemalpaşa ile bağlantı yolunu da açacağız. Beşköprü’den Eşme sınırına kadar olan Sapanca sahil kısmını da düzenleyeceğiz” dedi. Cumhur İttifakı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar, seçim çalışmaları kapsamında Serdivan Beşköprü Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle sakinleri tarafından coşkuyla karşılanan Alemdar, yeni dönem için Beşköprü’de gerçekleştirilecek çalışmaları açıkladı. Cumhur İttifakı Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar, Serdivan Beşköprü Mahallesi’nde vatandaşlarla buluştu. Alemdar, “Tarihi Justinianus Köprüsü’nü şehrimizin yaşam alanına dahil edeceğiz. Beşköprü’den başlamak üzere E-5 yolunun kenarlarında düzenleme yapacağız. Serdivan Kemalpaşa ile bağlantı yolunu da açacağız. Beşköprü’den Eşme sınırına kadar olan Sapanca sahil kısmını da düzenleyeceğiz” dedi. Cumhur İttifakı Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Yusuf Alemdar, seçim çalışmaları kapsamında Serdivan Beşköprü Mahallesi’ni ziyaret etti. Mahalle sakinleri tarafından coşkuyla karşılanan Alemdar, yeni dönem için Beşköprü’de gerçekleştirilecek çalışmaları açıkladı. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/buyuksehir-belediye-baskan-adayi-yusuf-alemdar-beskopru-kemalpasa-baglanti-yolunu-yeni-donemde-hizmete-acacagiz-10420.html
0 notes
komikliedebiyat · 3 months
Text
Kısa Dünya Tarihi
sene 537: imparator justinianus, ayasofya'yı inşa etti ve ibadete açtı.
sene 610: islam yayılmaya başladı.
sene 1453, müslümanlar istanbul'u fethetti.
sene 2024, müslümanlar ayasofya'nın kapısını yedi.
0 notes
tatillazim · 9 months
Text
İstanbul'da Gezilecek Yerler: Tarihi ve Kültürel Zenginliklerin Başkenti
Tumblr media
Tarihiyle kök salmış, kültürüyle göz kamaştıran ve eşsiz güzellikleriyle her ziyaretçiyi kendine hayran bırakan İstanbul, dünyanın en eşsiz şehirlerinden biridir. Boğazı ile iki kıtayı birbirine bağlayan bu eşsiz şehir, binlerce yıllık tarihi boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmış, zengin bir kültürel mirasa sahiptir. Bu büyülü şehirde keşfedilecek birçok tarihi ve kültürel mekan bulunmaktadır. Bu makalede, İstanbul'da gezilecek yerler ve İstanbulun zenginliklerini sizlerle paylaşarak, unutulmaz bir gezi deneyimi için size rehberlik etmeyi amaçlıyoruz.
İstanbul'da Gezilecek Yerler
Ayasofya Müzesi: Tarihin İhtişamını Yaşayın Ayasofya Müzesi, İstanbul'un tarihi ve kültürel zenginliklerinin en önemli simgelerinden biridir. Ayasofya, 6. yüzyılda Bizans İmparatoru I. Justinianus tarafından inşa ettirilmiş olan görkemli bir yapıdır ve uzun yıllar boyunca Doğu Ortodoks Kilisesi'nin merkezi olarak hizmet vermiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun fethiyle birlikte camiye dönüştürülen Ayasofya, günümüzde müze olarak ziyaretçilere kapılarını açmaktadır. Bu büyülü mekan, ziyaretçilere tarihin derinliklerine yolculuk yapma ve muhteşem bir mimari eseri keşfetme fırsatı sunuyor. İstanbul'un tarihi yarımadada, Sultanahmet Meydanı'nda yer alan Ayasofya Müzesi, dış görünümüyle bile görenleri etkilemektedir. Dev kubbesi ve mozaik süslemeleriyle görkemli bir yapıya sahip olan müze, ziyaretçilerini geçmişin büyüleyici dünyasına davet ediyor. Girişteki büyük kapıdan adım attığınız anda sizi büyüleyici bir atmosfer karşılıyor.
Tumblr media
Ayasofya'nın Tarihi Ayasofya'nın inşasına, 532 yılında İstanbul'da meydana gelen büyük Nika Ayaklanması sonrasında karar verilmiştir. İmparator Justinianus, bu ayaklanmayı bastırmak için şehrin yeniden inşa edilmesine karar verir ve Ayasofya'yı inşa ettirerek şehre yeni bir simge kazandırmayı amaçlar. Mimari olarak o dönemde eşi benzeri olmayan bu yapı, beş yıl gibi kısa bir sürede tamamlanır. Ayasofya, 537 yılında törenle açılır ve Bizans İmparatorluğu'nun en önemli kilisesi haline gelir. Bizans ve Osmanlı Dönemi Özellikle Bizans döneminde, Ayasofya, Doğu Ortodoks Kilisesi'nin merkezi olur ve önemli dini törenlere ev sahipliği yapar. Bu dönemde yapıya, birçok mozaik süsleme eklenir ve iç mekanı zenginleştirilir. Fakat 1453 yılında İstanbul'un Osmanlı İmparatorluğu tarafından fethedilmesiyle birlikte Ayasofya camiye dönüştürülür. Minareler eklenir, iç mekanı İslami motiflerle süslenir ve mihrap yerleştirilir. Bu dönüşüm, Ayasofya'nın mimari yapısını etkilemeden gerçekleştirilmiştir. Müze Dönemi ve Restorasyon Çalışmaları 1935 yılında Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk'ün kararıyla Ayasofya, cami statüsünden çıkarılarak müze olarak hizmet vermeye başlar. Müzenin açılışı, 1935 yılında, 16 Eylül günü gerçekleştirilir. Bu tarihten itibaren, Ayasofya dünya çapında birçok ziyaretçiyi ağırlamış ve mimari zenginliğiyle herkesi hayran bırakmıştır. Yıllar içinde, Ayasofya'da çeşitli restorasyon çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Yapının tarih boyunca yaşadığı depremler, yangınlar ve diğer doğal afetler nedeniyle bazı zararlar almış olması, restorasyon ihtiyacını doğurmuştur. Günümüzde de hala restorasyon çalışmaları devam etmekte ve yapıdaki tarihi özelliklerin korunması için titizlikle çalışılmaktadır. Ayasofya Müzesi'nin Görkemli Mimarisi Ayasofya Müzesi'nin mimari yapısı, günümüzde bile hayranlık uyandırmaktadır. Ana yapıda yer alan devasa kubbe, tarihi dönemde bile mimari açıdan büyük bir başarı olarak kabul edilmiştir. Kubbenin altında yer alan muazzam iç mekan, ziyaretçilerin nefesini kesecek güzelliktedir. 40 adet pencere, iç mekanı aydınlatırken aynı zamanda etkileyici bir atmosfer yaratır. İç mekandaki mozaikler, Bizans döneminin önemli sanat eserlerindendir ve Hz. İsa, Hz. Meryem ve diğer dini figürleri tasvir eder. İç mekanın güzelliklerine ek olarak, Ayasofya Müzesi'nin avlusunda bulunan Sultan III. Ahmet Çeşmesi de görülmeye değerdir. Osmanlı mimarisinin güzel örneklerinden biri olan bu çeşme, müze ziyaretiniz sırasında dinlenmek ve fotoğraf çekmek için ideal bir noktadır. Ayasofya Camisi'ni Ziyaret Edin Ayasofya Müzesi, 24 Temmuz 2020 tarihinde Cami olarak tekrardan ibadete açıldı. İstanbul'a gelen herkesin mutlaka görmesi gereken önemli bir tarihi ve kültürel mekandır. Tarihin izlerini taşıyan bu muhteşem yapı, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunuyor. Ayasofya'yı ziyaret etmek için plan yaparken, aşağıdaki ipuçları sizin için yol gösterici olabilir: 1. Ziyaret Saatleri ve Giriş Ücretleri: Ayasofya Camisi, haftanın her günü ziyaretçilere açıktır. Ancak, müzenin çalışma saatleri yaz ve kış dönemlerinde farklılık gösterebilir. Ziyaret öncesi, güncel ziyaret saatlerini kontrol etmek önemlidir. Ayrıca, müze ziyaretine ücretli olarak giriş yapılabilir. Öğrenci, öğretmen, engelli ve 65 yaş üstü gibi bazı gruplar için indirimli giriş imkanları mevcuttur. 2. Rehberli Turlar: Ayasofya'nın zengin tarihini ve mimarisini daha iyi anlamak için rehberli turlara katılabilirsiniz. Profesyonel rehberler eşliğinde yapılan turlar, müzenin detaylarını ve hikayesini daha iyi kavramanıza yardımcı olur. 3. Mimari Detaylar: Ayasofya, Bizans ve Osmanlı mimarisinin etkileyici bir karışımını sunar. Dikkatlice incelediğinizde, yapının farklı dönemlerdeki mimari özelliklerini keşfedebilirsiniz. İç mekandaki mozaik süslemeler, sütunlar, galeriler ve kubbe gibi mimari detaylar büyüleyicidir. 4. Eşsiz Fotoğraf Kareleri: Ayasofya'nın görkemli yapısı, unutulmaz fotoğraf kareleri için mükemmel bir arka plan sunar. Özellikle iç mekanın muazzam güzelliğini fotoğraflamak için zaman ayırmanızı öneririz. Fakat, bazı bölümlerde fotoğraf çekmek yasak olabilir, bu yüzden rehberinizin yönlendirmelerine uyun. 5. Müze Mağazası: Ziyaretinizin anısını ölümsüzleştirmek veya sevdiklerinize hediyeler almak için Ayasofya'nın müze mağazasını ziyaret edebilirsiniz. Burada, tarihi ve kültürel temalı hediyelik eşyalar, kitaplar ve el sanatları ürünleri bulabilirsiniz. 6. Giriş ve Çıkış Planlaması: Ayasofya Camisi oldukça popüler bir ziyaret noktasıdır ve zaman zaman uzun kuyruklar oluşabilir. Ziyaretinizi daha verimli geçirmek için erken saatlerde gitmeyi veya online bilet rezervasyonu yapmayı düşünebilirsiniz. Ayrıca, çıkışta yanınıza bir hatıra almak için müze mağazasında biraz zaman ayırabilirsiniz. Ayasofya Camisi, İstanbul'un tarih ve kültür hazinelerinden biri olarak ziyaretçilerine kapılarını açmaktadır. Tarihin ihtişamını ve kültürel zenginlikleri yaşamak isteyen herkes için bu muhteşem yapı, unutulmaz bir deneyim sunar. Bizans ve Osmanlı dönemlerine ait izleri bir arada görmek, geçmişin büyüsüne kapılmak için Ayasofya'yı listenizin başına ekleyin. İstanbul'daki gezinize Ayasofya Camisi'ni dahil ederek, eşsiz bir tarih yolculuğuna çıkın ve bu muhteşem yapıyı ziyaret ederek tarihin ihtişamını yaşayın.
Topkapı Sarayı: Osmanlı İmparatorluğu'nun Görkemli Merkezi
Topkapı Sarayı, İstanbul'un tarihi yarımadasında, muhteşem Boğaz manzarasına hakim bir tepede yer alan Osmanlı İmparatorluğu'nun en önemli saraylarından biridir. İstanbul'da gezilecek yerler arasında olan Bu görkemli saray, Osmanlı sultanlarının resmi ikametgahı ve yönetim merkezi olarak 15. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar uzun yıllar boyunca kullanılmıştır. Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu'nun siyasi, idari ve kültürel kararların alındığı, entrikaların döndüğü ve muhteşem ziyafetlerin düzenlendiği tarihi bir mekandır.
Tumblr media
Topkapı Sarayı'nın Tarihi Topkapı Sarayı, 1459 yılında Osmanlı İmparatoru II. Mehmed (Fatih Sultan Mehmed) tarafından inşa edilmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun fetihlerinin zirveye ulaştığı dönemde, İstanbul'un fethinden kısa bir süre sonra, Sultan II. Mehmed, daha uygun bir yerde yeni bir saray inşa etmeye karar vermiştir. İşte Topkapı Sarayı'nın temelleri böylece atılmış ve saray, daha sonraki Osmanlı sultanları tarafından genişletilerek günümüze kadar gelmiştir. Topkapı Sarayı'nın Mimari Özellikleri Topkapı Sarayı, döneminin en görkemli yapılarından biri olarak büyüleyici bir mimariye sahiptir. Sarayın büyük bir bölümü, Osmanlı mimarisinin izlerini taşır ve Selçuklu ve Bizans mimarisinin etkileriyle harmanlanmıştır. Sarayın yapımında kullanılan taşlar, malzemeler ve süslemeler dönemin en kaliteli ve değerli olanlarından seçilmiştir. Topkapı Sarayı'nın içerisindeki çeşitli avlular, bahçeler ve yapılar, ziyaretçilere adeta bir tarih yolculuğu yaşatır. Arz odaları, harem dairesi, mutfaklar, gözetleme kulesi ve çok sayıda galeri ve oda, sarayın muhteşemliğini ve zenginliğini yansıtır. Ayrıca, sarayın içinde yer alan Muze-i Hümayun (Saray Müzesi), zengin koleksiyonu ile tarih severleri büyüler. Topkapı Sarayı'nın Harem Bölümü Topkapı Sarayı'nın en ilgi çekici bölümlerinden biri, harem dairesidir. Harem, Osmanlı İmparatorluğu'nun sultanları, eşleri, çocukları ve haremin diğer üyeleri için ayrılmış olan özel yaşam alanıdır. Bu bölümde, günlük yaşantılarından törenlere kadar birçok faaliyet gerçekleştirilirdi. Harem bölümünde çeşitli odalar, salonlar, bahçeler ve avlular bulunur. Bu alanlar, ziyaretçilere Osmanlı saray hayatının gizemli ve büyüleyici dünyasını keşfetme fırsatı sunar. Harem, sarayın en hassas ve en korumalı bölümüydü ve sadece sultan ve ailesiyle özel izni olan kişilere açıktı. Topkapı Sarayı'nın Eşsiz Manzarası Topkapı Sarayı'nın en güzel yanlarından biri, Boğaz'ın büyüleyici manzarasına sahip olmasıdır. Sarayın çeşitli terasları ve bahçeleri, muhteşem bir Boğaz manzarası sunar ve ziyaretçilere şehrin büyülü atmosferini yaşama imkanı tanır. Özellikle güneşin batışında sarayın tepelerinde izlediğiniz manzara, unutulmaz bir deneyim olacaktır. Topkapı Sarayı'nı Ziyaret Edin Topkapı Sarayı, İstanbul'un zengin tarihini ve Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamını yaşamak için mutlaka görülmesi gereken yerlerden biridir. Sarayın muazzam mimarisi, tarihi zenginlikleri ve eşsiz manzarası, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. Sarayı ziyaret etmek için en az birkaç saat ayırmak ve rehberli turlara katılmak, sarayın tarihi ve önemli detayları hakkında daha fazla bilgi edinmek için faydalı olacaktır. Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu'nun görkemli merkezi olarak tarihin derinliklerine yolculuk yapmak isteyenler için ideal bir durak. Bu muhteşem saray, ziyaretçilere Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüklüğünü, mimari ihtişamını ve tarihi zenginliğini görmek için enfes bir fırsat sunar. Topkapı Sarayı, İstanbul'un tarihini anlamak ve Osmanlı İmparatorluğu'nun zengin kültür mirasını keşfetmek isteyen herkes için vazgeçilmez bir duraktır. Sarayın içinde yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde, ziyaretçiler günümüzde Topkapı Sarayı'nın eski ihtişamını yaşayabilirler. Sarayın iç mekanları, Osmanlı dönemine ait değerli koleksiyonları, paha biçilmez sanat eserlerini ve tarihi hazineleri barındırır. Topkapı Sarayı Müzesi, değerli tahtlar, mücevherler, kılıçlar, el yazmaları ve Osmanlı padişahlarının giyimlerine kadar birçok önemli objeye ev sahipliği yapar. Topkapı Sarayı'nda gezerken, harem dairesi, divan-ı hümayun, muhafız birlikleri, mutfaklar ve kutsal emanetlerin korunduğu kutsal eşyalar dairesi gibi önemli bölümleri keşfedebilirsiniz. Sarayın odalarında gezinirken, Osmanlı İmparatorluğu'nun sultanlarının yaşamlarını ve saraydaki günlük rutinlerini hayal edebilirsiniz. Topkapı Sarayı'nın Bahçeleri ve Piknik Alanları Saray, sadece iç mekanlarıyla değil, büyüleyici bahçeleri ve piknik alanlarıyla da ziyaretçilerine keyifli bir deneyim sunar. Sarayın bahçelerinde gezerken, Osmanlı döneminden kalma çeşitli bitki türlerini ve güzel peyzaj düzenlemelerini görebilirsiniz. Ayrıca, sarayın bahçelerinden Boğaz manzarasını izlemek için harika bir nokta bulabilir ve şehrin güzelliklerine hayran kalabilirsiniz. Topkapı Sarayı'nda Düzenlenen Etkinlikler Topkapı Sarayı, zaman zaman çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapar. Konserler, sergiler, sanat etkinlikleri ve kültürel festivaller gibi etkinlikler, sarayın tarih ve kültürle dolu atmosferini daha da renklendirir. Bu etkinliklere katılarak, hem sarayın tarihine tanıklık edebilir hem de sanatsal etkinliklerin keyfini çıkarabilirsiniz. Topkapı Sarayı'na Nasıl Gidilir? Topkapı Sarayı, İstanbul'un merkezi bir konumunda yer aldığından, şehrin birçok noktasından kolayca ulaşılabilir. Toplu taşıma araçları veya taksiyle saraya ulaşabilirsiniz. Ayrıca, şehirdeki çeşitli tur şirketleri, rehberli turlar düzenleyerek Topkapı Sarayı'nı diğer tarihi ve turistik yerlerle birlikte keşfetmenizi sağlayabilir. Topkapı Sarayı, Osmanlı İmparatorluğu'nun büyüklüğünü ve zenginliğini yansıtan, İstanbul'un tarih ve kültür hazinelerinden biridir. Sarayın görkemi, tarihi eserleri ve büyüleyici manzarası, ziyaretçilere unutulmaz bir deneyim sunar. İstanbul'a yolunuz düştüğünde, Topkapı Sarayı'nı gezerek Osmanlı İmparatorluğu'nun ihtişamlı geçmişine tanıklık edebilir ve tarih kokan bu büyülü mekanda unutulmaz anlar yaşayabilirsiniz.
Sultanahmet Camii (Mavi Camii): İslam Sanatının Başyapıtlarından Birine Şahitlik Edin
Sultanahmet Camii, İstanbul'un tarihi yarımadasında muhteşem bir silüete sahip olan, Osmanlı İmparatorluğu'nun önemli dini yapılarından biridir. Halk arasında "Mavi Camii" olarak da bilinen bu görkemli yapı, 17. yüzyılda Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından inşa ettirilmiştir. İstanbul'da gezilecek yerler arasında olan Sultanahmet Camii, Osmanlı mimarisinin en güzel örneklerinden biri olarak kabul edilir ve İslam sanatının başyapıtlarından biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bu muazzam cami, ziyaretçilerini tarih kokan bir atmosferde büyüleyici bir yolculuğa çıkarır.
Tumblr media
Sultanahmet Camii'nin Tarihi Sultanahmet Camii, 1609 yılında inşa edilmeye başlanmış ve 1616 yılında tamamlanmıştır. Caminin yapımı, Osmanlı Padişahı I. Ahmed tarafından, Ege adalarında bulunan türbesine karşılık, İstanbul'un en görkemli camisini inşa etme vaadiyle gerçekleştirilmiştir. Sultanahmet Camii, Mimar Sedefkâr Mehmet Ağa tarafından tasarlanmış ve Osmanlı mimarisinin önemli bir örneği olarak dikkat çekmiştir. Mimari Özellikler Sultanahmet Camii'nin mimari yapısı, büyüleyici bir detay zenginliğine sahiptir. Caminin ana kubbesi 33 metre çapında ve 43 metre yüksekliğindedir, bu da camiyi adeta bir kubbeler şehrine dönüştürür. Altı minaresi, caminin büyük boyutlarını vurgularken aynı zamanda İslam'ın altı şartını simgeler. Cami içerisinde 260 adet pencere bulunur, bu da iç mekanı muhteşem bir ışıkla aydınlatırken aynı zamanda caminin tüm güzelliklerini ortaya çıkarır. İç Mekan ve Süslemeler Sultanahmet Camii'nin iç mekanı, Osmanlı dönemi sanatının en güzel örnekleriyle süslenmiştir. Mavi, beyaz ve turkuaz renklerle bezeli çinilerle kaplı iç mekan, camiye "Mavi Camii" adını kazandırmıştır. Ayetler, hadisler ve Osmanlıca kitabeler, caminin duvarlarında muhteşem bir süslemeye sahiptir. Mihrap, minber ve kürsü gibi önemli bölümler, Osmanlı İmparatorluğu'nun sanatsal ustalığını yansıtan ahşap işçiliği ve süslemelerle bezenmiştir. Caminin Görkemli Bahçesi Sultanahmet Camii'nin dış mekanı da iç mekanı kadar büyüleyicidir. Caminin etrafını saran büyülü bahçe, ziyaretçilere huzur ve dinginlik sunar. Bahçede, güzel çiçekler, tarihi çeşmeler ve osmanlı dönemi döneminden kalma mezar taşları bulunur. Caminin avlusunda yer alan sekiz köşeli şadırvan, Osmanlı mimarisinin en zarif örneklerindendir ve caminin tüm güzelliklerini tamamlar. Sultanahmet Camii'ne Ziyaret Sultanahmet Camii, İstanbul'un en popüler turistik mekanlarından biridir ve yıl boyunca binlerce yerli ve yabancı turisti ağırlar. Cami, her gün ziyaretçilere açıktır ve ziyaret saatleri günlük namaz vakitleri dışında sabahın erken saatlerinden gece geç saatlere kadar uzanır. Cami içerisine giriş ücretsizdir, ancak dikkat edilmesi gereken birkaç önemli husus bulunmaktadır. Camiye ziyaretinizde, uygun giyim kurallarına dikkat etmeniz önemlidir. Kadınlar başlarını örten bir eşarp kullanmalı ve uzun kollu giysiler tercih etmelidir. Erkekler de omuzlarını örtmelidir. Cami içerisinde ayakkabılar çıkarılmalı ve sessizlik korunmalıdır, zira cami bir ibadet alanıdır ve dua edenlerin huzurunu bozmamak önemlidir. Caminin çevresindeki Sultanahmet Meydanı, İstanbul'un en ünlü meydanlarından biridir ve pek çok tarihi ve turistik mekanın bulunduğu bir merkezdir. Cami ziyaretinizin ardından Ayasofya Müzesi, Yerebatan Sarnıcı, Arkeoloji Müzeleri ve Kapalıçarşı gibi önemli yerleri keşfetmek için zaman ayırabilirsiniz. Sultanahmet Camii, aynı zamanda İstanbul'un en güzel fotoğraf karelerinin çekildiği noktalardan biridir. Caminin muhteşem kubbesi ve altı minaresi, İstanbul'un siluetinin en belirgin parçalarından birini oluşturur. Güneşin batışında caminin aydınlatması da harika fotoğraf kareleri için mükemmel bir fırsat sunar. Sultanahmet Camii (Mavi Camii), İstanbul'un en önemli tarihi ve dini yapılarından biridir ve İslam sanatının başyapıtlarından biri olarak büyüleyici güzellikte bir mimari eserdir. Ziyaretçiler, caminin muhteşem iç ve dış mekanlarından etkilenecek ve Osmanlı İmparatorluğu'nun sanatsal ve mimari zenginliğini yakından gözlemleme fırsatı bulacaktır. İstanbul'u ziyaret eden herkesin Sultanahmet Camii'ni gezerek İslam sanatının büyüsüne şahitlik etmesi, unutulmaz bir deneyim olacaktır. Cami, İstanbul'un tarih ve kültürel zenginliklerinin tadını çıkarmak isteyen herkes için vazgeçilmez bir duraktır.
Galata Kulesi ve Tarihi Galata Bölgesi: Panoramik Bir İstanbul Manzarası
Galata Kulesi, İstanbul'un tarihi yarımadasının hemen karşısında, Boğaz'ın kıyısında yükselen muhteşem bir kuledir. Osmanlı İmparatorluğu'nun fethinden önce Bizans İmparatorluğu döneminde inşa edilen bu kule, İstanbul'un sembol yapılarından biri haline gelmiştir ve İstanbul'da gezilecek yerler arasında mutlaka olması gerekmektedir. Galata Kulesi ve çevresi, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle ziyaretçilere eşsiz bir İstanbul manzarası sunar. Buraya gelerek şehrin tarihini, mimari güzelliklerini ve unutulmaz panoramik manzarayı keşfedebilirsiniz.
Tumblr media
Galata Kulesi'nin Tarihi Galata Kulesi'nin inşa tarihi tam olarak bilinmemekle birlikte, kule ilk olarak Bizans İmparatoru Anastasius tarafından 5. yüzyılda yapılmıştır. Orijinal yapının ahşap olabileceği düşünülmektedir. Daha sonra, 14. yüzyılda Cenevizliler tarafından yeniden inşa edilerek taş yapı haline getirilmiştir. Kule, Osmanlı İmparatorluğu döneminde top kulesi olarak kullanılmış ve deniz trafiğini gözetlemek amacıyla kullanılan bir kule olarak işlev görmüştür. Read the full article
0 notes
big-takeshi · 1 year
Text
Todos estos objetos los manufacturaban los artesanos (argentarii artífices) en las fabricae del comitatus del emperador o del palatium, dependientes del Comes sacrarum largitionum. Una norma del Codex Justinianus lo especifica: ornamenta regia intra aulam meam fieri a palatinis artificibus debent «los ornamentos regios se deben hacer en mi palatium por los artifices [artesanos] palatinos». Una multitud enorme de personas estaba encargada de ocuparse continuamente de los insignia imperiales, así como de los yelmos, corazas, decoración de los carros, vestimenta, etc., para que estuvieran siempre a su disposición.
Javier Arce.
0 notes