Tumgik
#var oluş
jupiterliyazar · 7 months
Text
Hep aynı cümlelerin etrafında dönmekten sıkılmış yemyeşil ağaçların ruhunu okuyup var oluşunu kanıtlamak isteyen yalnız bir seyyahın hazin yolculuğuna sığmayacak kadar derin iç dünyasını yansıtmak bir hayli zor bir meziyetti.
20 notes · View notes
ssiyahportre · 11 months
Text
Tumblr media
Sanırım sondan önceki durak..
2 notes · View notes
huseyinozdemirerk · 1 year
Text
Aşık Aşık
Olmak Olmaktan
İstemek Korkmak
🤝
Ben
0 notes
dilfiruzz · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media
"İki diyâr arasında âraftayım.
Birine gidemiyorum,
Birine sığamıyorum.."
22 notes · View notes
1ruhhastasii · 9 months
Text
Tumblr media
7 notes · View notes
pluviophiillee · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Var mısın ki yok olmaktan korkuyorsun?
4 notes · View notes
jupiterisevenkiz · 1 year
Text
Ağaçta ki çiçekler gibiydim. Bir gün onlarca yaprakla beraber var oldum ve bir gün onlarca yaprakla beraber yok olacağım.
4 notes · View notes
slypiasth · 2 years
Text
Tumblr media
9 notes · View notes
birsiyahsevdalisi · 6 months
Text
Tumblr media
ağırlığı altında ezildiğimiz bazı acılar var. tüm gücümüzle haykırsakta duyuramadığımız bazı sesler.. sancı sancı büyüyen bir yok oluş. yardım et Ya Rabb! yardım et!
61 notes · View notes
jupiterliyazar · 10 months
Text
İnsanın var oluşunda yan yana gelmesi mümkün olmayan iki temel taş bir araya geliyor ve ihtimalinin elektrondan daha küçük olduğu bir olay gerçekleşiyor. Sonra anlık bir yansıma gibi kayboluyor. Gerçekleşip gerçekleşmediğinden emin olamıyorsunuz. Ancak bildiğinizle zihninizde bir şekilde canlanıyor.
M.
14 notes · View notes
kafkaslordu · 2 months
Text
-Ben neden varım?
-Bu dünya ya neden geldim?
-Varlığımın bir nedeni ve amacı varmı?
-peki ya siz hiç sormadınız mı?
Allah evreni canlıları ve beni yaratmakla ne amaçladı beni yarattığına göre bir amacı olmalı, yüce Allah'ın benimle ilgili bir amacı varsa o zaman kaderiminde bir anlamı olmalı eğer kaderimin bir hedefi yoksa istikameti yoksa benim kainattaki diğer varlıklardan ne farkım var kainatta ki her şey galaksiler bunca yıldızlar kara delikler kendisine ibadet edemiycek sayısız onca şeyi neden yarattı eşsiz ve benzersiz olan Allah hiç bir şeye ihtiyaç duymuyorken neden ol dedi ve her şey oluş sürecine girdi neden hiçbir şey yerine hep bir şeyler var?
37 notes · View notes
mirzablogg · 2 months
Text
Necm suresi
Ağlatan da mutlu luk verende odur
ALLAH tan başka yerde mutlu luk ararsan hayat sana haram olur
Dünya da kendimizi mutlu etmek için uğraşıyoruz çalışıyoruz
Allah ı memnun etmezsen
Lüx içinde olsan cinnet geçirir bunalıma girersin
Böyle hayatlar var varlık içinde
Bunalım a giren insanlar
İnsan nın var oluş nedeni yaratıcısını ALLAH tanımak
Onun istediği gibi bir hayat yaşamak var olu�� sebebi miz budur git istedin gibi yaşa
Bedelini kendin ödicek sin .
33 notes · View notes
bilinmeyen-bir-kiz · 3 months
Text
Bir yıl geçti bu gün 6 şubat. Ve bizim yasımız hala devam ederken yeni canlar alınmaya başlandı. Bir savaş değil bir katliam var. Masumların öldürüldüğü bir katliam. Daha biz yaralarımızı saramamışken açılan yeni yaralar. Koca bir şehir hatta bir kaç şehir yok olmuşken yaşanan yeni bir yok oluş. Yetmedimi lütfen biraz empati. O evleri sağlam yapsaydım o bombayı atmasaydım en azından benim yüzümden ölmezdi bu insanlar düşüncesi. Ya benim ailem ya benim yakınlarım olsaydı yerlerinde endişesi. Yok mu hiç biri? Azıcık empati azıcık acıma yokmu sizde ki. Çok acı dimi. Geleceğimiz diye büyüyen masumların ölmesi. Güzel bir gelecek temelsiz artık, ne kadar ayakta kalır ki?
Hepimizin derdi var biliyorum hemde canımızdan can götürüyo belki. Ama yinede bir gecelik unutun diyemem tabi ama gömün içinize acıları dertleri. Çünkü o dertleri yaşamak isteyen tonla çocuk genç tam bir yıl önce bu gece can verdi. Kimisine bir mezar bile verilemedi. Çünkü bulunamadı cesedi.
Üzücü ama gerçek bende sevmem elimden gelmeyen dertleri kötülükleri düşlemeyi. Ama olan oldu ve bi anda kesildi nefesleri.
Belki her gece onlar derdiniz. Bazılarımızın belkide çok daha derin yaraları. Ama bir geceliğine hem depremin açtığı yaraları hemde savaştaki masum canları düşleyerek üzülelim. Onlar mutlu olsunlar bu gece, fark etsinler unutulmadıklarını, öğrensinler onları bilen tanıyan onlar için üzülen bir çok nefes alan canı.
Çünkü onlar artık kendilerine üzülemiyceklerler.
Evet bu kez saçmalamadım çünkü bunlar gerçekler..
Ama sanırım şu an saçmalamak güzel olurdu gerçekten...
25 notes · View notes
samraderlerr · 10 months
Text
Bu hayat benim nefesimi kesiyor.benim hiç bir sorunum derdim sıkıntım yok,kendimden sıkılıyorum kendi kendimin sıkıntısım ne bileyim boğuluyorum kendimi boğuyor içimdeki benlik ve olmaya çalışan benlik savaş içinde kimisi buna karakter oluşumu diyor kimisi olgunluk diyor bana göre bu bir insanın kendi imtihanı kendi kıyametinin oluş zemini hazırlamak,deme bana abartıyorsun.valla abartmıyorum içimdeki kendim kemiriyor, emip yok ediyor beni,ama sen bana şükürsüz deme,deme bişeysi yok ben en çok kendimle sınanıyorum,başkalarıyla savaşmak kolay kendinle savaş kıyamet ne kazanan var ne kaybeden kazananda kaybeden de benim,boğzanında oluşan yumru gibi ne geçiyor ne kalıyor...
50 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 6 months
Text
Tumblr media
Türkiye'nin İsrail'e savaş ilan etmesini isteyenler için gelin bir savaş senaryosu yazalım.
Türkiye İsrail'e niye savaş ilan etmiyor diyenler var. Yöneticiler daha niye duruyor, askeri kullansın diyen var.
Bilgisayar oyunu havasında soruyor. Bilgisayar oyunu zannediyorlar. Yine de kabul edelim ve gelin bir savaş senaryosu yazalım.
İstedikleri gibi Türkiye İsrail'e savaş ilan ederse nasıl olur?
Bu arada şunu unutmayın.
Türkiye büyük bir savaş patlaması riskine rağmen sınırındaki PKK/PYD bölgesine bile bodoslama dalmıyor ki Filistin'e tüm askeri ile dalsın.
Türkiye'nin Gazze üzerinden İsrail'e direk savaş kararı alması bir varoluş yok oluş savaşının başlangıcı olur.
Devlet baştan bunu kabul etmiş olur zaten. Bunu kabul ederek dalar.
Yine de heyecanla gaza gelerek "Türkiye İsrail'e askeri operasyon yapsın, Mehmetçik Gazze'ye, ne duruyor!" diyenler için senaryoyu yazayım.
Diyelim ki Türkiye, bilgisayar oyunu havası yaşayan arkadaşın dediği gibi bodoslama savaş gemilerini, uçaklarını, askerini hazırladı ve İsrail'e doğru çıkma kararı aldı.
3 yol var:
Akdeniz'den gidilecek.
Havadan gidilecek.
Karadan gidilecek.
Yola çıkar çıkmaz ABD tarafından Yunanistan adalarına yığılan silahlar Anadolu'ya yönelecek.
Irak, Suriye ve çevre ülkedeki ABD üsleri, Anadolu'nun çeşitli yerlerini vurmaya başlayacak bile. Terör, saldırıya geçecek.
PYD bölgesindeki ABD üsleri Anadolu'yu ateş altına alacak.
Böylece daha İsrail'e varmadan Anadolu işgale uğrayacak. Bu büyük bir ihtimalde olacaklar şeyler.
Sadece bu mu? Başka bir aşamasını anlatayım.
Rusya, İran ve Çin hızla savaşa dahil olacak. Rusya bu savaşı bahane edip hızla Akdeniz'e daha köklü biçimde inecek.
Anadolu, tam ortada, meydanda olduğu için "savaş meydanına" dönüşecek.
Anadolu özellike Avrupalı güçler, doğulu güçler, Rusya ve ABD için savaş meydanı olacak.
Türkiye zaten şu an bunu engellemekle meşgul.
Neyse biz devam edelim.
Basra körfezine kadar gelen Çin, İran üzerinden Akdeniz'i ve Ortadoğu'yu daha çok harlayacak.
Ateşi artıracak.
Türkiye, Avrupa sınırında olduğu için Avrupalı güçler ile doğulu güçlerin "vuruşma alanına" dönüşecek.
Türkiye'nin İsrail'e denizden giden gemileri ABD, İsrail, Fransa, İngiltere gibi güçlerin nükleer denizaltıları ve savaş gemilerinden kalkan uçakları ile vurulur.
Bir kaç tane de Türkiye onlarınkini vurur.
Yani Türkiye de silahları ile onlarınkini yıpratır.
Bilgisayar oyunu havasında soran arkadaş, Doğu Akdeniz'de 4 büyük devletin denizaltılarının geldiğinden haberi yok.
Kiminin nükleer denizaltı olduğu ortaya çıktı. Devam...
Ama Türkiye İsrail'e doğru çok ilerleyemeyecektir. Çünkü Anadolu hızla savaş alanına çevrilmek üzeredir.
Türkiye'de sahil bölgeleri yoğun şekilde boşaltılmıştır.
Birçok sahil şehri bombardımanla yıkılmaya başlamıştır.
Türkiye de elindeki tüm silahlarla vurabildiği kadar düşman araçlarını vurmaktadır.
Boğazlar ise ateş hattına dönmüştür.
Savaş anında bir haber gelir.
Konya ve Antalya'ya büyük ve etkili iki füze düşmüştür. Ciddi ölü ve yaralılar vardır. İki şehir harab olmuştur.
Bu arada sloganlardan etkilenip "Devlet İsrail'i niye vurmuyor" diyen arkadaş olayın buralara varabileceğini farketmiştir ama geçtir.
Daha bitmedi devam...
Türk askeri mühimmatı ile karadan gitmek isterse yol çok karışık. Haritayı gözünüzün önüne getirin.
Kısa yol için Suriye, Irak, Lübnan gibi bölgeden geçmesi gerek.
Bu arada bunlar izin verecek mi? Suriye zaten kurtlar vadisi, çakal ovası!
Diyelim izin verdiler. Silah mühimmatı ve silah yığınağının devamlılığını nasıl sağlayacaksın?
Zeytindalı, Barışpınarı operasyonunda bile dev silah mühimmatı ve savaş aracı yığılıyor ve uzun sürüyordu. Onda bile kolay değil yani.
Ürdün, Lübnan, Irak, Mısır ve İran silah yığmana izin verecek mi? Muamma.
Zaten bazısında çok geniş ve büyük ABD üssü var.
Devam edelim.
Tabi o sırada ABD üslerinden, İran'dan, Rusya üslerinden füzeler havada uçuşacak.
ABD üslerinden kalkan uçaklar ve füzeler her yeri yerle bir edecek.
Bu arada İran, Mısır gibi ülkelerin safı ne olacak? Tamamen muamma. Güvenilmez.
Ve Kıbrıs! Kıbrıs adasını tamamen kevgire çevirecekler.
Gazze mi? Gazze'yi kim düşünür. Olay büyümüştür. Bambaşka bir yere gitmiştir.
Peki, İsrail ne yapıyordur?
İsrail de elindeki füze, nükleer silahları, çevresindeki en tehlikeli gördüğü güçlere atmaya başlamıştır.
Türkiye'ye menzili uzak füzeler fırlatmıştır. Gazze'ye zaten çok daha dev füzeler atılmıştır bile. Mescidi Aksa da hedef alınmıştır. Zaten tam zamanıdır.
Her yer kan revandır.
Bu arada İsrail ile savaşmadığı için devlete yönetime kin kusan Bay Bilgisayar Oyunu şöyle demektedir "Bizi savaşa sokup mahfettiler! Yöneticilerin Allah belasını versin!"
Haydiiii...
Hâlbuki mitinglerde "Mehmetçik Gazze'ye" diye bağıran adamdı bu.
Savaş senaryosu çok daha geniş ama bu kadarla bitireyim.
Bu anlattığıma tepki gösterebilirsiniz. Bunu niye anlattım? Radikal şeyler isteyenlerin süreçte neler yaşanacağını bilmediğini göstemek için anlattım.
Bilgisayar oyunu sanıyor. Film stüdyosu sanıyor.
Ama şu var ki. Varoluş yok oluş savaşı gerekiyordur.
O zaman savaş ilan edilir. Bunu Devlet Bahçeli de demiştir.
Fakat akıllı devlet yüz kere düşünmeden maceraya atlamaz. Devlet işi böyledir. Siz çıldırırsınız, devlet durur.
Bakın İran'a kendi savaşmıyor. Bol tehdit savuruyor. Kim savaşıyor? Şii örgütleri organize etmiş onlar savaşıyor.
Bodoslama dalmıyor. İran'ında kadim bir devlet aklı var. Sinsidir.
Devlet binlerce açıdan bakar. Binlerce gelecek senaryosu kurar. Ona göre hareket eder. Şartlara, gücüne göre tavır alır. Tepki dozunu ona göre ayarlar.
Duruma göre gizliden yardım yapar. İz belli etmez. Durum bunu gerektirir.
Biz devleti eleştirmekte haklıyız. Devlet de stratejik iş yapmak da haklı.
Türkiye'nin Gazze'ye "ağır yardımları" Gazze'deki yeraltı koridorlarında gizlidir.
Mesele iz belli etmemekte. Alttan daha iyi yardım yapmak için gerekirse devlet Gazze'nin tamamını terörist de ilan edebilir. Bu tip şeyler Bosna ve Cezayir'de yapıldı. Kaynaklar ben de var.
Hakan Fidan'ın MOSSAD tarafından kabul edilen 5 ölümcül suçundan biri Gazze'ye yardım yapmaktır. Anladınız.
Bu arada Filistin'deki sorunun Filistinli Müslümanlar ve Siyonistler arasındaki savaştan başka çözümü yok.
İsrail, iki devletli çözümü şimdilik kabul etse bile rahat durmayacak. Çünkü kirli emelleri büyük.
Ve en önemlisi Filistin'de yaşananları buradaki şartlara göre değerlendirmeyin.
Adam HAMAS'ın H'sinin ne anlama geldiğini bilmiyor yorum yapıyor.
Kassam Tugaylarına adını veren İzzeddin el Kassam kim bilmiyor. Yorum yapıyor.
HAMAS Gazze'dir. Gazze HAMAS'tır. Elinden gelen mücadleyi yaptılar yapıyorlar.
Gazze'nin ne olduğundan haberi yok, bol akıl veriyor.
Gazze'de haftalık neler yaşanıyordu ondan bile haberi yok.
Direnenlere selam olsun...
Selam ile...
-- Mustafa Güldağı --
42 notes · View notes
izahtanvareste · 19 days
Text
Bir gün “benim için şiir yazdın mı hiç” demiştin. Göstermiştim, “şu heves sensin, şu incinmiş gurur sen, şu utangaç aşk, şu Posta Caddesi’ndeki daktilo sesi, çocukların okul dönüşü sevinci sen.” Kuşkuyla bakmıştın yüzüme. Kirpiklerim içime dökülüvermişti. Susarak büyümüş iki çocuktuk biz, kendisini sevmeyi bilmeyen. Yanımızda birisi olmadan sevincimizden utanırdık. Kaç hayat evimizde bizden çok soluk aldı. Sonra harfler girdi yoksulluğumuza. Sonra dünyanın bütün mazlumları. Elimde başkalarının rüyası, bir var oluş acısıydım önünde. Yazmaya, okumaya ayırdığım zamanlar senin de zamanlarındı. “Tenha gezen evliyam” dedim. “Ben gittim harf harf dağıldım / Sen tamamladın cümlemi.”
Yüzüm bir gelecek atlası. Başım önde dönüyorum bütün yürüyüşlerden. Mavilik yitirdi hükmünü. İpi kopmuş bir boncuğum senden sonra. Bedeni olmayan bir zaman, odalarda. Canım ne kadar acıyorsa sözüm o kadar üşüyor. Ömür Hanım, Şahgülüm, Köroğlu’m... sana bir nefes olamayan şiirden de geçtim.
~Şükrü Erbaş, Yaşıyoruz sessizce, s.24
13 notes · View notes