Tumgik
#senecionine
apcoe5fjch · 1 year
Text
Beautyfull busty trans hardcore masturbation Young Colombian Whore Gets Facefucked Rosie Jones Fake Taxi Ava Austin releases her British hairy bush petite ebony loves her vibrator deep in her pussy Mask Indian GF Sucking And Fucking By Her Boyfriend In Sleazy Hotel Room Army boys cumming shower and military men nude gay xxx Later that Desi nude selfie by girlfriend Slim Thick Teen Gets Naughty Outdoor Gostoso de Angra dos Reis
0 notes
fduojn0iygbk · 1 year
Text
Pegando a vadia de quatro Gorgeous Asian ass oiled and massaged Beautiful Indian NRI Model Girl getting Fucked by Foreigner in Village Amateur gangbang compilation Going South Of The Border Cade Maddox Safadas fazendo putaria na ioga e rapaz nao resiste e fode as duas LACEYSTARR - Kinky GILF bondage in lesbian threesome Dick cumming Security Guard Fucking Anastasia Rose Mormon teen cunt fingered
0 notes
kunalp1234 · 2 years
Link
0 notes
kingdrawcse · 1 year
Text
Chemistry behind "Bushman's Friend"!
🌿 Did you know that Brachyglottis repanda, also known as the evergreen daisy in NZ, contains a toxic compound called senecionine? This chemical can cause liver damage and even cancer if ingested in large amounts. 😱
Tumblr media
But that's not even the craziest part - the leaves of this plant are so soft and hairy that they have been used as a substitute for toilet paper in the wilderness, earning it the nickname "bushman's friend"! 🧻 However, this "friend" can quickly turn into a foe for animals, especially horses. Eating this plant can cause intoxication, leading to staggering and potentially death. 🐴
So, while the idea of using plant leaves as toilet paper may seem like a fun and eco-friendly option, it's important to be aware of the potential dangers lurking in the natural world! 🌳
Tumblr media
10 notes · View notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ÖKSÜRÜK OTU Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 3-5 Aylar | Ça,Na | Yaprak ve Çiçeği Öksürük otu, Haflattich, Tussilago farfara Devetabanı Farfara otu Sulandık otu Unlu ot, Kavalak Nal otu Familyası; Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae (Compositae) Drugları: Öksürük ot çiçeği: Farfarae flos Öksürük ot yaprağı: Farfarae folium Öksürük otunun genellikle yaprakları çay, lapa ve Natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Öksürük otu Bileşikgillerin alt grubu olan Kanarya otugillerin alt grubu öksürük otugillerden (Tussilago) olup, bu grubunda sadece bir bu türü mevcuttur. Yetiştiği yöreye göre zaman içinde değişik formlar alan sadece birkaç adet mevcuttur. Dağ öksürük otu; T.f. ssp. Alpestris, Avustralya öksürük otu; T.f. ssp. Australis, Sicilya Öksürük otu; T.f. ssp. Umbertina ve en yaygın olarak yetişen hakiki öksürük otu; T.f. ssp. Typica’yı sayabiliriz. Latince Tucsis: Öksürük agere: kovan (def eden) anlamına gelir yani Öksürüğü kovan demektir. Farfara ise farina beyaz un, fero ise ben un taşıyorum yani toplam ben un taşıyorum anlamına gelir. Türkçede genellikle Öksürük otu diye anılır öksürüğü iyileştirdiği için ve devetabanı denmesi de yapraklarının devenin ayak izine benzetil-mesinden ileri gelir. Buda bitkinin çiçek sapının veya yaprağının alt kısmının un gibi beyaz keçemsi tüy taşımasından ileri gelir. Öksürük otunun Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir ve sonra Türkler, Araplar ve en son Orta Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Botanik: Çiçeklerini yapraklarından önce açan nadir bitkilerden biride öksürük otudur. Çiçeklerini karlar erimeye başladığı andan itibaren açmaya başlar ve sonra yaprakları çıkar. Çiçekleri 10-30cm boyunda uzun bir sap üzerinde yuvarlak daire şeklindedir, dışında uzun ince şerit şeklinde kırmızımsı yeşil veya esmer renkli kupa yaprakları bulunur. Kupa yapraklarının üzerinde bir tepsiye dizilmiş gibi ince iğne şeklindeki altın arsısı renkte, 300 civarında taç yaprak ve ortada altın sarısı, kabarcıklı bir göbek bulunur. Yaprakları uzun bir sap üzerinde kalp veya nal şek¬linde kenarlarında 9-13 adet sivri lopları ve narin kertikleri mevcuttur. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi, beyaz renkli keçemsidir. Kökleri bulunduğu yerde 2metre boyuna ulaşabilir ve çevresine kısa sürede yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi; Kamalı ve Göl kenarları veya nemli, killi, kireçli ve taşlı topraklarda çok hızlı gelişir. Bu nedenle bahçeye ekilen ökse otu kısa sür-ede çevresine yayılabilir. Avrupa, Türkiye, Kafkaslar, Türkistan, Uk¬rayna ve Rusya da yetişir, kuzey Amerika ve Avustralya da yabani olarak yetişmektedir. Birleşimi;  1) Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Polisakkaritler %7-8 oranında olup buda; Inalin, Galaktozlar, Arabinozlar, Glikozlar, Xylozlar ve Uronasitlerden oluşur. b) Pyrrolizidinalkaloitler %0,01 Senkirkin, Tussilagin ve de Amerika ve Çin öksürük otları çok az oranda Senecionin içerir. c) Flavonitler %0,6-1; Quercetin ve Kâmpferol d) Triterpenler; α- ve β- Amyrin e) Phytosteroller: β- Sitosterol ve Camperterol f) Organik asitlerden; Gallikasit, Tartarikasit ve Malikasit g) Ayrıca Tanin %5 ve çok az miktarda Eterik yağ içerir. Minerallerden Potasyum ve çinko içerir ve ayrıca Nitrik asit. 2) Çiçeklerinde; Polisakkaritler %6-7, Triterpenler, Phytosteroller, Flavonitler ve Fenollü birleşikler içerir.  Tesir Şekli; Balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, tahrişleri önleyici, üşütmeyi önleyici, iltihapları önleyici, mide ve bağırsakları kuvvetlendirici, idrar söktürücü ve Tonik özelliklere sahiptir. Araştırmalar; Uzun araştırmalar sonunda birleşiminde Pyrrolizidin- Al-koloit içermeyen yeni öksürük ot türü elde edilmiştir. Bu nedenle öksürük otunun çayı, şurubu ve diğer natürel ilaçlarının kullanılmasında bir mahzur yoktur.(NH. 2.00.120 Kullanılması;  a) Komisyon E 138nolu ve 27.07.1990 tarihli monografi bildirisinde ökse ot yaprağının akut nefes yollarını üşütme, öksürük ve ses kısıklığı ile akut ağız ve yutak iltihaplanmasına karşı kullanılabileceğini beyan etmiştir. b) Halk arasında; Grip, Öksürük, Bronşit, Astma, Boğmaca, Ses kısıklığı, Akciğerleri üşütme, ciğerlerin şişmesi (Emphysem), Akciğerlerin toz toplaması (Silikoz) ve Verem gibi rahatsızlıklara karşı kullanılmıştır. Çay; İki kahve kaşığı öksürük ot yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilir 5-10dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanlar;  Gökçek Kuru Öksürük çayı; >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Hatmi kökü >20gr Calba çiçeği >10gr Rezene tohumu >10gr Anason tohumu Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Akut ve kronik bronşit çayı;  >25gr Çuha kökü >25gr Kekik otu >25gr Sihirli ot >15gr Rezene tohumu >10gr Öksürük otu Gökçek Balgam söktürücü çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Meyan kökü >20 gr Öksürük otu >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kronik nefes yolları iltihapları çayı >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Sihirli ot >20gr Kekik otu >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Akut bronşite çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Kekik otu >20gr Ihlamur çiçeği >20gr Sinirli ot >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Öksürük çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Sihirli ot >20gr Andız kökü >20gr Hatmi kökü >20gr Kekik otu Gökçek Göğüs ve Öksürük çayı  >25 gr Öksürükotu yaprağı >25 gr Anason tohumu >20 gr Meyan kökü >5 gr Mavi çiçek >25 gr Y.kekik otu Gökçek Kramplı öksürüğe çay; >40gr Kekik otu >20gr Rezene tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Calba çiçeği Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Öksürük ot yaprağı >25gr Anason tohumu >20gr Meyan kökü >20gr Rezene tohumu >10gr Menekşe otu Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Meyan kökü >30gr Kekik otu >20gr Öksürük ot yaprağı >10gr Rezene tohumu >15gr Ihlamur çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >30gr Meyan kökü >30gr Anason tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Kekikotu  Yan Tesirleri; Amerika’dan ve Çin’den Avrupa’ya gelen kurutulmuş Öksürük ot yapraklarının Pyrrolizidinalkaloit (PA) %0,01 oranında içerdiği, bu nedenle uzun süre öksürük ot yaprak çayının içilmesi halinde kanserojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Son yapılan araştırmada birleşiminde PA içermeyen öksürük otu yetiştirilmeye başlanmıştır, bu bitkinin temin edilerek yetiştirilmesi gerekir. Bu yeni PA’sız Öksürük otu Padiatris Firması tarafından üretilmektedir. Bu öksürük otundan öksürük şurubu yapılmaktadır. Birleşiminde çok az oranda PA olan öksürük otu en az 2500 yıldır kullanıldığı bilinmektedir ve şimdiye kadar yan tesirinin olduğu görülmemiştir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ÖKSÜRÜK OTU Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 3-5 Aylar | Ça,Na | Yaprak ve Çiçeği Öksürük otu, Haflattich, Tussilago farfara Devetabanı Farfara otu Sulandık otu Unlu ot, Kavalak Nal otu Familyası; Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae (Compositae) Drugları: Öksürük ot çiçeği: Farfarae flos Öksürük ot yaprağı: Farfarae folium Öksürük otunun genellikle yaprakları çay, lapa ve Natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Öksürük otu Bileşikgillerin alt grubu olan Kanarya otugillerin alt grubu öksürük otugillerden (Tussilago) olup, bu grubunda sadece bir bu türü mevcuttur. Yetiştiği yöreye göre zaman içinde değişik formlar alan sadece birkaç adet mevcuttur. Dağ öksürük otu; T.f. ssp. Alpestris, Avustralya öksürük otu; T.f. ssp. Australis, Sicilya Öksürük otu; T.f. ssp. Umbertina ve en yaygın olarak yetişen hakiki öksürük otu; T.f. ssp. Typica’yı sayabiliriz. Latince Tucsis: Öksürük agere: kovan (def eden) anlamına gelir yani Öksürüğü kovan demektir. Farfara ise farina beyaz un, fero ise ben un taşıyorum yani toplam ben un taşıyorum anlamına gelir. Türkçede genellikle Öksürük otu diye anılır öksürüğü iyileştirdiği için ve devetabanı denmesi de yapraklarının devenin ayak izine benzetil-mesinden ileri gelir. Buda bitkinin çiçek sapının veya yaprağının alt kısmının un gibi beyaz keçemsi tüy taşımasından ileri gelir. Öksürük otunun Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir ve sonra Türkler, Araplar ve en son Orta Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Botanik: Çiçeklerini yapraklarından önce açan nadir bitkilerden biride öksürük otudur. Çiçeklerini karlar erimeye başladığı andan itibaren açmaya başlar ve sonra yaprakları çıkar. Çiçekleri 10-30cm boyunda uzun bir sap üzerinde yuvarlak daire şeklindedir, dışında uzun ince şerit şeklinde kırmızımsı yeşil veya esmer renkli kupa yaprakları bulunur. Kupa yapraklarının üzerinde bir tepsiye dizilmiş gibi ince iğne şeklindeki altın arsısı renkte, 300 civarında taç yaprak ve ortada altın sarısı, kabarcıklı bir göbek bulunur. Yaprakları uzun bir sap üzerinde kalp veya nal şek¬linde kenarlarında 9-13 adet sivri lopları ve narin kertikleri mevcuttur. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi, beyaz renkli keçemsidir. Kökleri bulunduğu yerde 2metre boyuna ulaşabilir ve çevresine kısa sürede yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi; Kamalı ve Göl kenarları veya nemli, killi, kireçli ve taşlı topraklarda çok hızlı gelişir. Bu nedenle bahçeye ekilen ökse otu kısa sür-ede çevresine yayılabilir. Avrupa, Türkiye, Kafkaslar, Türkistan, Uk¬rayna ve Rusya da yetişir, kuzey Amerika ve Avustralya da yabani olarak yetişmektedir. Birleşimi;  1) Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Polisakkaritler %7-8 oranında olup buda; Inalin, Galaktozlar, Arabinozlar, Glikozlar, Xylozlar ve Uronasitlerden oluşur. b) Pyrrolizidinalkaloitler %0,01 Senkirkin, Tussilagin ve de Amerika ve Çin öksürük otları çok az oranda Senecionin içerir. c) Flavonitler %0,6-1; Quercetin ve Kâmpferol d) Triterpenler; α- ve β- Amyrin e) Phytosteroller: β- Sitosterol ve Camperterol f) Organik asitlerden; Gallikasit, Tartarikasit ve Malikasit g) Ayrıca Tanin %5 ve çok az miktarda Eterik yağ içerir. Minerallerden Potasyum ve çinko içerir ve ayrıca Nitrik asit. 2) Çiçeklerinde; Polisakkaritler %6-7, Triterpenler, Phytosteroller, Flavonitler ve Fenollü birleşikler içerir.  Tesir Şekli; Balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, tahrişleri önleyici, üşütmeyi önleyici, iltihapları önleyici, mide ve bağırsakları kuvvetlendirici, idrar söktürücü ve Tonik özelliklere sahiptir. Araştırmalar; Uzun araştırmalar sonunda birleşiminde Pyrrolizidin- Al-koloit içermeyen yeni öksürük ot türü elde edilmiştir. Bu nedenle öksürük otunun çayı, şurubu ve diğer natürel ilaçlarının kullanılmasında bir mahzur yoktur.(NH. 2.00.120 Kullanılması;  a) Komisyon E 138nolu ve 27.07.1990 tarihli monografi bildirisinde ökse ot yaprağının akut nefes yollarını üşütme, öksürük ve ses kısıklığı ile akut ağız ve yutak iltihaplanmasına karşı kullanılabileceğini beyan etmiştir. b) Halk arasında; Grip, Öksürük, Bronşit, Astma, Boğmaca, Ses kısıklığı, Akciğerleri üşütme, ciğerlerin şişmesi (Emphysem), Akciğerlerin toz toplaması (Silikoz) ve Verem gibi rahatsızlıklara karşı kullanılmıştır. Çay; İki kahve kaşığı öksürük ot yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilir 5-10dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanlar;  Gökçek Kuru Öksürük çayı; >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Hatmi kökü >20gr Calba çiçeği >10gr Rezene tohumu >10gr Anason tohumu Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Akut ve kronik bronşit çayı;  >25gr Çuha kökü >25gr Kekik otu >25gr Sihirli ot >15gr Rezene tohumu >10gr Öksürük otu Gökçek Balgam söktürücü çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Meyan kökü >20 gr Öksürük otu >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kronik nefes yolları iltihapları çayı >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Sihirli ot >20gr Kekik otu >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Akut bronşite çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Kekik otu >20gr Ihlamur çiçeği >20gr Sinirli ot >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Öksürük çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Sihirli ot >20gr Andız kökü >20gr Hatmi kökü >20gr Kekik otu Gökçek Göğüs ve Öksürük çayı  >25 gr Öksürükotu yaprağı >25 gr Anason tohumu >20 gr Meyan kökü >5 gr Mavi çiçek >25 gr Y.kekik otu Gökçek Kramplı öksürüğe çay; >40gr Kekik otu >20gr Rezene tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Calba çiçeği Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Öksürük ot yaprağı >25gr Anason tohumu >20gr Meyan kökü >20gr Rezene tohumu >10gr Menekşe otu Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Meyan kökü >30gr Kekik otu >20gr Öksürük ot yaprağı >10gr Rezene tohumu >15gr Ihlamur çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >30gr Meyan kökü >30gr Anason tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Kekikotu  Yan Tesirleri; Amerika’dan ve Çin’den Avrupa’ya gelen kurutulmuş Öksürük ot yapraklarının Pyrrolizidinalkaloit (PA) %0,01 oranında içerdiği, bu nedenle uzun süre öksürük ot yaprak çayının içilmesi halinde kanserojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Son yapılan araştırmada birleşiminde PA içermeyen öksürük otu yetiştirilmeye başlanmıştır, bu bitkinin temin edilerek yetiştirilmesi gerekir. Bu yeni PA’sız Öksürük otu Padiatris Firması tarafından üretilmektedir. Bu öksürük otundan öksürük şurubu yapılmaktadır. Birleşiminde çok az oranda PA olan öksürük otu en az 2500 yıldır kullanıldığı bilinmektedir ve şimdiye kadar yan tesirinin olduğu görülmemiştir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ÖKSÜRÜK OTU Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 3-5 Aylar | Ça,Na | Yaprak ve Çiçeği Öksürük otu, Haflattich, Tussilago farfara Devetabanı Farfara otu Sulandık otu Unlu ot, Kavalak Nal otu Familyası; Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae (Compositae) Drugları: Öksürük ot çiçeği: Farfarae flos Öksürük ot yaprağı: Farfarae folium Öksürük otunun genellikle yaprakları çay, lapa ve Natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Öksürük otu Bileşikgillerin alt grubu olan Kanarya otugillerin alt grubu öksürük otugillerden (Tussilago) olup, bu grubunda sadece bir bu türü mevcuttur. Yetiştiği yöreye göre zaman içinde değişik formlar alan sadece birkaç adet mevcuttur. Dağ öksürük otu; T.f. ssp. Alpestris, Avustralya öksürük otu; T.f. ssp. Australis, Sicilya Öksürük otu; T.f. ssp. Umbertina ve en yaygın olarak yetişen hakiki öksürük otu; T.f. ssp. Typica’yı sayabiliriz. Latince Tucsis: Öksürük agere: kovan (def eden) anlamına gelir yani Öksürüğü kovan demektir. Farfara ise farina beyaz un, fero ise ben un taşıyorum yani toplam ben un taşıyorum anlamına gelir. Türkçede genellikle Öksürük otu diye anılır öksürüğü iyileştirdiği için ve devetabanı denmesi de yapraklarının devenin ayak izine benzetil-mesinden ileri gelir. Buda bitkinin çiçek sapının veya yaprağının alt kısmının un gibi beyaz keçemsi tüy taş��masından ileri gelir. Öksürük otunun Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir ve sonra Türkler, Araplar ve en son Orta Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Botanik: Çiçeklerini yapraklarından önce açan nadir bitkilerden biride öksürük otudur. Çiçeklerini karlar erimeye başladığı andan itibaren açmaya başlar ve sonra yaprakları çıkar. Çiçekleri 10-30cm boyunda uzun bir sap üzerinde yuvarlak daire şeklindedir, dışında uzun ince şerit şeklinde kırmızımsı yeşil veya esmer renkli kupa yaprakları bulunur. Kupa yapraklarının üzerinde bir tepsiye dizilmiş gibi ince iğne şeklindeki altın arsısı renkte, 300 civarında taç yaprak ve ortada altın sarısı, kabarcıklı bir göbek bulunur. Yaprakları uzun bir sap üzerinde kalp veya nal şek¬linde kenarlarında 9-13 adet sivri lopları ve narin kertikleri mevcuttur. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi, beyaz renkli keçemsidir. Kökleri bulunduğu yerde 2metre boyuna ulaşabilir ve çevresine kısa sürede yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi; Kamalı ve Göl kenarları veya nemli, killi, kireçli ve taşlı topraklarda çok hızlı gelişir. Bu nedenle bahçeye ekilen ökse otu kısa sür-ede çevresine yayılabilir. Avrupa, Türkiye, Kafkaslar, Türkistan, Uk¬rayna ve Rusya da yetişir, kuzey Amerika ve Avustralya da yabani olarak yetişmektedir. Birleşimi;  1) Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Polisakkaritler %7-8 oranında olup buda; Inalin, Galaktozlar, Arabinozlar, Glikozlar, Xylozlar ve Uronasitlerden oluşur. b) Pyrrolizidinalkaloitler %0,01 Senkirkin, Tussilagin ve de Amerika ve Çin öksürük otları çok az oranda Senecionin içerir. c) Flavonitler %0,6-1; Quercetin ve Kâmpferol d) Triterpenler; α- ve β- Amyrin e) Phytosteroller: β- Sitosterol ve Camperterol f) Organik asitlerden; Gallikasit, Tartarikasit ve Malikasit g) Ayrıca Tanin %5 ve çok az miktarda Eterik yağ içerir. Minerallerden Potasyum ve çinko içerir ve ayrıca Nitrik asit. 2) Çiçeklerinde; Polisakkaritler %6-7, Triterpenler, Phytosteroller, Flavonitler ve Fenollü birleşikler içerir.  Tesir Şekli; Balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, tahrişleri önleyici, üşütmeyi önleyici, iltihapları önleyici, mide ve bağırsakları kuvvetlendirici, idrar söktürücü ve Tonik özelliklere sahiptir. Araştırmalar; Uzun araştırmalar sonunda birleşiminde Pyrrolizidin- Al-koloit içermeyen yeni öksürük ot türü elde edilmiştir. Bu nedenle öksürük otunun çayı, şurubu ve diğer natürel ilaçlarının kullanılmasında bir mahzur yoktur.(NH. 2.00.120 Kullanılması;  a) Komisyon E 138nolu ve 27.07.1990 tarihli monografi bildirisinde ökse ot yaprağının akut nefes yollarını üşütme, öksürük ve ses kısıklığı ile akut ağız ve yutak iltihaplanmasına karşı kullanılabileceğini beyan etmiştir. b) Halk arasında; Grip, Öksürük, Bronşit, Astma, Boğmaca, Ses kısıklığı, Akciğerleri üşütme, ciğerlerin şişmesi (Emphysem), Akciğerlerin toz toplaması (Silikoz) ve Verem gibi rahatsızlıklara karşı kullanılmıştır. Çay; İki kahve kaşığı öksürük ot yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilir 5-10dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanlar;  Gökçek Kuru Öksürük çayı; >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Hatmi kökü >20gr Calba çiçeği >10gr Rezene tohumu >10gr Anason tohumu Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Akut ve kronik bronşit çayı;  >25gr Çuha kökü >25gr Kekik otu >25gr Sihirli ot >15gr Rezene tohumu >10gr Öksürük otu Gökçek Balgam söktürücü çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Meyan kökü >20 gr Öksürük otu >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kronik nefes yolları iltihapları çayı >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Sihirli ot >20gr Kekik otu >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Akut bronşite çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Kekik otu >20gr Ihlamur çiçeği >20gr Sinirli ot >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Öksürük çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Sihirli ot >20gr Andız kökü >20gr Hatmi kökü >20gr Kekik otu Gökçek Göğüs ve Öksürük çayı  >25 gr Öksürükotu yaprağı >25 gr Anason tohumu >20 gr Meyan kökü >5 gr Mavi çiçek >25 gr Y.kekik otu Gökçek Kramplı öksürüğe çay; >40gr Kekik otu >20gr Rezene tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Calba çiçeği Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Öksürük ot yaprağı >25gr Anason tohumu >20gr Meyan kökü >20gr Rezene tohumu >10gr Menekşe otu Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Meyan kökü >30gr Kekik otu >20gr Öksürük ot yaprağı >10gr Rezene tohumu >15gr Ihlamur çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >30gr Meyan kökü >30gr Anason tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Kekikotu  Yan Tesirleri; Amerika’dan ve Çin’den Avrupa’ya gelen kurutulmuş Öksürük ot yapraklarının Pyrrolizidinalkaloit (PA) %0,01 oranında içerdiği, bu nedenle uzun süre öksürük ot yaprak çayının içilmesi halinde kanserojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Son yapılan araştırmada birleşiminde PA içermeyen öksürük otu yetiştirilmeye başlanmıştır, bu bitkinin temin edilerek yetiştirilmesi gerekir. Bu yeni PA’sız Öksürük otu Padiatris Firması tarafından üretilmektedir. Bu öksürük otundan öksürük şurubu yapılmaktadır. Birleşiminde çok az oranda PA olan öksürük otu en az 2500 yıldır kullanıldığı bilinmektedir ve şimdiye kadar yan tesirinin olduğu görülmemiştir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KANARYA OTU Çok Yıllık | 0,7-1,5m | 7-9 Aylar | Na,Ho | Otu | Hafif Zehirli Kanarya otu, Fuchskreuz kraut, Senecio ovatus ssp. Ovatu Büyük Kanarya otu Tilkice Kanarya otu  Familyası: Bileşikgillerden, Korbblütler, Asteraceae Drugları: Kanarya otu: Senecionis herba Kanarya otunun kökleri hariç tamamı tentür veya natürel ilaç yapımında kullanılır, fakat nadiren de olsa çayı içilebilir.  Giriş: En çok alt türü olan bitkilerden biride bileşikgillerdir, bileşikgillerin bir alt grubu olan seneciogillerin takriben 1200 alttürü mevcuttur. Seneciogiller yani kanarya otunun 1200 bilinen türü vardır. Bunlardan dördü tedavi maksadı ile kullanılmaktadır. Büyük kanarya otu eski-den’’senecio nemorensis L. Ssp. Fuchdii diye anılırdı. Şimdi ise ’’senecio ovatus WİLLD. Ssp. Ovatus’’ ismi ile anılmaktadır. Ayrıca Yakup kanarya oyu: ‘’senecio jacobaea’’, Adi kanarya otu ’’senecio vulgaris’’, ve Altın kanarya otu ’’senecio aureus’’u sayabiliriz.  Botanik: Büyük kanarya otu 70-150cm boyunda kahverengimsi esmer bir gövde, alt kısmı nadiren, üst kısmı oldukça sık çatallaşan bir yapıya sahiptir. Yaprakları eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları kertikli, ortada derin bir damar, koyu yeşil renkli, 15-30cm uzunluğunda, 7-12cm eninde, kısa saplı ve değişken sıra ile dizilmiştir. Çiçekleri bitkinin en üst nokta-sında 20-50adet bir arada geriden şemsiye görünümünde, her bir çiçek 3-5 altın sarısı renkte ve dil şeklinde, taç yaprakları, ortada boru şeklinde esmer 5-15 adet göbek yaprakları ve bunları saran çan şeklinde kupa yaprağına sahiptir. Büyük kanarya otu ve Kanada altın başak otunu birbirine karıştırmamak gerekir, bu nedenle aralarındaki farka dikkat et-mek gerekir. Kanada Altın başak otunun çiçekleri üzüm salkımı şeklin¬de hep bir arada iken, Büyük kanarya otunun çiçekleri seyrek ve geriden şemsiye görünümündedir. İkinci önemli fark ise büyük kanarya otunun gövdesi kahverengimsi iken Kanada Altın başak otunun gövdesi ise açık yeşil renklidir.  Hasat zamanı: Temmuz’dan Eylül’e kadar yerden 5-10cm yukarıdan ke-si¬lerek demeti yapılır açık, havalı ve güneşli bir yerde kurutularak kaldırılır, şayet tentür yapılacak ise taze olarak işlenir.  Birleşimi:  1) Birleşimindeki önemli madde Alkaloit türevleri olup %0,01-0,1 oranında bulunur fakat bu alkaloitler diğerlerinden farklı olarak Pyrolizidinalkaloitler olup bunlarda kanserojen (kanser yapıcı), mutagen (genetik bozukluğa neden olan) ve hepatogen (karaciğere zarar verici) özelliklere sahip olan türdür. Bu alkaloitlerde kendi arasında doymuş ve doymamış alkaloitler diye ikiye ayrılır. Doymamış Pyrrolizidinalkaloitler daha zehirlidir ve bazıları şunlardır; Senecionin, Senecalin, Pronenin, Retroiosenin, Otosenin ve Florasenin’i sayabiliriz. Doymuş Pyrrolzidinalkaloitler Fuchsisenecionin, İsofuchsissenecionin, Bulgarsenin, Nemoresin’i sayabiliriz. Doymuş veya doymamış oldukları 1.ve2. karbon arasındaki bağdan anlaşılır. 2) Flavonitler; Autin %1 ve Quercitrin  3) Eter yağları (uçucu yağlar) %0,1; α-Bisabolol, β-Caryophyllen-β-Caryopyhyllenoxit ve Anhydrooplopanon’u sayabiliriz.  4) Ayrıca Kumarinler, Chlorogenasit, Cynarin, Kumarinasit ve yağ asitleri içerir. Tesir şekli: Kanamaları durdurucu, damarları kuvvetlendirici ve ilti¬hapları önleyici özelliklere sahiptir.  Araştırmalar: Bugüne kadar fareler üzerinde araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalardan biri 114 hafta sürmüş ve farelerin kansere yakalan-dığı görülmüştür. İnsanlar üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamış¬tır, bu nedenle insanlara nasıl bir etki yapacağı bilinmemektedir. Fakat günümüze kadar binlerce hasta kanarya ot çayı içmelerine rağmen herhangi bir kansere yakalanma olmamıştır. Kullanılması:  a) Üniversite kliniklerinde insanlar üzerinde tedavi denemeleri ve araş-tırmalar yapılmamıştır ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda yeterli değildir. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Kanarya otu yerine göre daha etkili olan başka bitkiler kul-lanılmalıdır. Örneğin iç kanamalara ve adet sonrası kanamalara karşı Çobançantası, Kanada Şifa otu preparatları veya Gökçek İksiri daha etkilidir.  b) Halk arasında: Genellikle kadınlarda rahim kanamalarının durmaması, adet süresinin uzaması, doğumdan sonraki kanamalar, düşükten sonraki kanamalar ile burun kanamasına karşı kullanılır. Bana göre ka¬nar-ya otu yerine bolca yetişen Çobançantası ve Kanada Şifa otu kul-lanılmalıdır. Bugüne kadar insanlarda herhangi bir yan tesiri de olma-mışsa da dikkat edilmesi ve kullanılmaması en uygun olanıdır.  Çay: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış B.kanarya otu demliğe konur ve üze-rine 200-300ml kaynar su ilave edilir. 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Günümüzde Veba otunun kökünden baş ağrısı için natürel ilaçlar imal edilmektedir ve özel bir yöntemle birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloitler ayrıştırılarak zararsız hale getirilmektedir. Bu de-mektir ki ilerde bulunacak bir metotla B.kanarya otu ve diğerlerinden de istifade edilebilir. Karakafes otu ve kökü üzerinde yapılan araştırma¬larada Pyrrolizidinalkaloitlerin kanserojen (kanser yapıcı) özelliğinin olmadığı ispatlanmıştır. (geniş bilgi için Karakafese bak.). B) Adi Kanarya otu, Gemeines Kreuzkraut, Senecio vulgaris Hemen bütün Avrupa ile Asya’nın orta ve batısında kendiliğinden duvar dipleri, yol kenarları, tarlalar, bahçeler ve viranelerde yetişir. Yaprakları gövdeye oturmuş, kenarları gelişigüzel kertikli veya derin parçalı ve grimsi yeşil renklidir. Çiçekleri bitkinin tepesinde rasgele dizilmiş olup, kupa yaprakları çan şeklinde, taç yaprakları ise küçük altın sarısı ve dil şeklinde ve de göbekte borucukları mevcuttur. Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde %0,05-0,15 ile Pyrroli¬zidinal-kaloitler olup bununda %70-90’ını Seneciphylline oluşturur ve ayrıca az miktarda diğer alkaloitler. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Yan tesiri de aynı B.kanarya otu gibidir.  C) Altın kanarya otu, Goldkreuzkraut, Senecio aureus Drugları: Altın kanarya otu; senecionis aureuse herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmaya başladığı zaman toplanarak değer-lendirilir. Botanik: Vatanı kuzey Amerika’nın doğusu olup, genellikle nemli top-raklarda, ırmak kenarlarında ve bataklıklarda yetişir. Boyu 60 cm, kökleri ince, yaprakları üç türlüdür, en alt yaprakları kalp şeklinde, ortada¬kiler bazen mızrak ve bazen parçalı olabilir.  Birleşimi: Birleşiminde çok az miktarda %0,001-0,006 Pyrro¬lizidinal-kaloitler olup en öenmlileri; Otosenin ve Florasenin’dir. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Öncelikle kadın hastalıklarından menopoz, beyaz akıntı, ağrılı ve sancılı adet görme gibi hallerde kullanılır. Genç kızlarda görülen adet öncesi problemler (premenstural sendrom), baş ağrıları, eklem-sırt-bel ağrıları ve kramplara karşı kullanılır. Altın kanarya otunun çayı içilmez ve genellikle Homeopati’de tentür yapımında kullanılır. Yan tesirleri: Altın kanarya otu en az alkaloit içeren türdür.  D) Gümüş kanarya otu, Weissfilziges Geiskraut, Senecio bicolor Drugları: Gümüş kanarya otu; Sinercio bicolor herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmadan önce toplanır ve Homeopati’de ten¬tür yapımında kullanılır. Botanik: Akdeniz ülkelerinde yetişen bu tür, diğer kanarya otu türle-rinden oldukça farklıdır. Yaprakları gümüşsü renkli, çok derin parçalı ve kısa saplıdır. Çiçeklerinin kupa yaprakları gümüşi renkte, küçük bir ça¬nak şeklinde, taç yaprakları sarı renkte, dil şeklinde ve göbekte küllenme şeklinde döllenme tozlukları vardır. Birleşimi: Bu tür hemen hemen hiç alkaloit içermez fakat flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Gümüş kanarya otu diğerlerinden farklı olarak genellikle göz rahatsızlıklarından göz yorgunluğu, göz kapakçıkları iltihabı, saydam tabaka ve göz iltihaplanmasına (konjoktivit) karşı kullanılır. Gümüş ka-narya otunun çayı içilmez. Bunun da tentürü yapılarak kullanılır. Yan tesirleri: Bu türün bilinen bir yan tesiri yoktur. E) Yakup otu, Jakops kraute, Sinecio jacobaea L. Yakup kanarya otu Drugları: Yakup otu; Sinecionis jacobaeae herba Kökleri hariç tamamı kullanılır. Botanik: Gövdesi borumsu yeşil renkli, yaprakları yeşil renkli, kenarları parçalı, parçaların ucu sivri ve tüylüdür. Çiçekleri altın sarısı renkte, taç yaprakları dil şeklinde, altın sarısı renkte, göbekte kahverengimsi sarı borucuklar ve yeşil çanak şeklinde kupa yapraklara sahiptir.  Birleşimi: Birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloit türevlerinin oranı 0,2-0,4 olup başlıcaları; Jacobin, Jacolin, Jacozin, Jarozin ve Retrorsin’i sayabiliriz. Flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Kullanılmaması daha sağlıklıdır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KANARYA OTU Çok Yıllık | 0,7-1,5m | 7-9 Aylar | Na,Ho | Otu | Hafif Zehirli Kanarya otu, Fuchskreuz kraut, Senecio ovatus ssp. Ovatu Büyük Kanarya otu Tilkice Kanarya otu  Familyası: Bileşikgillerden, Korbblütler, Asteraceae Drugları: Kanarya otu: Senecionis herba Kanarya otunun kökleri hariç tamamı tentür veya natürel ilaç yapımında kullanılır, fakat nadiren de olsa çayı içilebilir.  Giriş: En çok alt türü olan bitkilerden biride bileşikgillerdir, bileşikgillerin bir alt grubu olan seneciogillerin takriben 1200 alttürü mevcuttur. Seneciogiller yani kanarya otunun 1200 bilinen türü vardır. Bunlardan dördü tedavi maksadı ile kullanılmaktadır. Büyük kanarya otu eski-den’’senecio nemorensis L. Ssp. Fuchdii diye anılırdı. Şimdi ise ’’senecio ovatus WİLLD. Ssp. Ovatus’’ ismi ile anılmaktadır. Ayrıca Yakup kanarya oyu: ‘’senecio jacobaea’’, Adi kanarya otu ’’senecio vulgaris’’, ve Altın kanarya otu ’’senecio aureus’’u sayabiliriz.  Botanik: Büyük kanarya otu 70-150cm boyunda kahverengimsi esmer bir gövde, alt kısmı nadiren, üst kısmı oldukça sık çatallaşan bir yapıya sahiptir. Yaprakları eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları kertikli, ortada derin bir damar, koyu yeşil renkli, 15-30cm uzunluğunda, 7-12cm eninde, kısa saplı ve değişken sıra ile dizilmiştir. Çiçekleri bitkinin en üst nokta-sında 20-50adet bir arada geriden şemsiye görünümünde, her bir çiçek 3-5 altın sarısı renkte ve dil şeklinde, taç yaprakları, ortada boru şeklinde esmer 5-15 adet göbek yaprakları ve bunları saran çan şeklinde kupa yaprağına sahiptir. Büyük kanarya otu ve Kanada altın başak otunu birbirine karıştırmamak gerekir, bu nedenle aralarındaki farka dikkat et-mek gerekir. Kanada Altın başak otunun çiçekleri üzüm salkımı şeklin¬de hep bir arada iken, Büyük kanarya otunun çiçekleri seyrek ve geriden şemsiye görünümündedir. İkinci önemli fark ise büyük kanarya otunun gövdesi kahverengimsi iken Kanada Altın başak otunun gövdesi ise açık yeşil renklidir.  Hasat zamanı: Temmuz’dan Eylül’e kadar yerden 5-10cm yukarıdan ke-si¬lerek demeti yapılır açık, havalı ve güneşli bir yerde kurutularak kaldırılır, şayet tentür yapılacak ise taze olarak işlenir.  Birleşimi:  1) Birleşimindeki önemli madde Alkaloit türevleri olup %0,01-0,1 oranında bulunur fakat bu alkaloitler diğerlerinden farklı olarak Pyrolizidinalkaloitler olup bunlarda kanserojen (kanser yapıcı), mutagen (genetik bozukluğa neden olan) ve hepatogen (karaciğere zarar verici) özelliklere sahip olan türdür. Bu alkaloitlerde kendi arasında doymuş ve doymamış alkaloitler diye ikiye ayrılır. Doymamış Pyrrolizidinalkaloitler daha zehirlidir ve bazıları şunlardır; Senecionin, Senecalin, Pronenin, Retroiosenin, Otosenin ve Florasenin’i sayabiliriz. Doymuş Pyrrolzidinalkaloitler Fuchsisenecionin, İsofuchsissenecionin, Bulgarsenin, Nemoresin’i sayabiliriz. Doymuş veya doymamış oldukları 1.ve2. karbon arasındaki bağdan anlaşılır. 2) Flavonitler; Autin %1 ve Quercitrin  3) Eter yağları (uçucu yağlar) %0,1; α-Bisabolol, β-Caryophyllen-β-Caryopyhyllenoxit ve Anhydrooplopanon’u sayabiliriz.  4) Ayrıca Kumarinler, Chlorogenasit, Cynarin, Kumarinasit ve yağ asitleri içerir. Tesir şekli: Kanamaları durdurucu, damarları kuvvetlendirici ve ilti¬hapları önleyici özelliklere sahiptir.  Araştırmalar: Bugüne kadar fareler üzerinde araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalardan biri 114 hafta sürmüş ve farelerin kansere yakalan-dığı görülmüştür. İnsanlar üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamış¬tır, bu nedenle insanlara nasıl bir etki yapacağı bilinmemektedir. Fakat günümüze kadar binlerce hasta kanarya ot çayı içmelerine rağmen herhangi bir kansere yakalanma olmamıştır. Kullanılması:  a) Üniversite kliniklerinde insanlar üzerinde tedavi denemeleri ve araş-tırmalar yapılmamıştır ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda yeterli değildir. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Kanarya otu yerine göre daha etkili olan başka bitkiler kul-lanılmalıdır. Örneğin iç kanamalara ve adet sonrası kanamalara karşı Çobançantası, Kanada Şifa otu preparatları veya Gökçek İksiri daha etkilidir.  b) Halk arasında: Genellikle kadınlarda rahim kanamalarının durmaması, adet süresinin uzaması, doğumdan sonraki kanamalar, düşükten sonraki kanamalar ile burun kanamasına karşı kullanılır. Bana göre ka¬nar-ya otu yerine bolca yetişen Çobançantası ve Kanada Şifa otu kul-lanılmalıdır. Bugüne kadar insanlarda herhangi bir yan tesiri de olma-mışsa da dikkat edilmesi ve kullanılmaması en uygun olanıdır.  Çay: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış B.kanarya otu demliğe konur ve üze-rine 200-300ml kaynar su ilave edilir. 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Günümüzde Veba otunun kökünden baş ağrısı için natürel ilaçlar imal edilmektedir ve özel bir yöntemle birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloitler ayrıştırılarak zararsız hale getirilmektedir. Bu de-mektir ki ilerde bulunacak bir metotla B.kanarya otu ve diğerlerinden de istifade edilebilir. Karakafes otu ve kökü üzerinde yapılan araştırma¬larada Pyrrolizidinalkaloitlerin kanserojen (kanser yapıcı) özelliğinin olmadığı ispatlanmıştır. (geniş bilgi için Karakafese bak.). B) Adi Kanarya otu, Gemeines Kreuzkraut, Senecio vulgaris Hemen bütün Avrupa ile Asya’nın orta ve batısında kendiliğinden duvar dipleri, yol kenarları, tarlalar, bahçeler ve viranelerde yetişir. Yaprakları gövdeye oturmuş, kenarları gelişigüzel kertikli veya derin parçalı ve grimsi yeşil renklidir. Çiçekleri bitkinin tepesinde rasgele dizilmiş olup, kupa yaprakları çan şeklinde, taç yaprakları ise küçük altın sarısı ve dil şeklinde ve de göbekte borucukları mevcuttur. Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde %0,05-0,15 ile Pyrroli¬zidinal-kaloitler olup bununda %70-90’ını Seneciphylline oluşturur ve ayrıca az miktarda diğer alkaloitler. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Yan tesiri de aynı B.kanarya otu gibidir.  C) Altın kanarya otu, Goldkreuzkraut, Senecio aureus Drugları: Altın kanarya otu; senecionis aureuse herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmaya başladığı zaman toplanarak değer-lendirilir. Botanik: Vatanı kuzey Amerika’nın doğusu olup, genellikle nemli top-raklarda, ırmak kenarlarında ve bataklıklarda yetişir. Boyu 60 cm, kökleri ince, yaprakları üç türlüdür, en alt yaprakları kalp şeklinde, ortada¬kiler bazen mızrak ve bazen parçalı olabilir.  Birleşimi: Birleşiminde çok az miktarda %0,001-0,006 Pyrro¬lizidinal-kaloitler olup en öenmlileri; Otosenin ve Florasenin’dir. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Öncelikle kadın hastalıklarından menopoz, beyaz akıntı, ağrılı ve sancılı adet görme gibi hallerde kullanılır. Genç kızlarda görülen adet öncesi problemler (premenstural sendrom), baş ağrıları, eklem-sırt-bel ağrıları ve kramplara karşı kullanılır. Altın kanarya otunun çayı içilmez ve genellikle Homeopati’de tentür yapımında kullanılır. Yan tesirleri: Altın kanarya otu en az alkaloit içeren türdür.  D) Gümüş kanarya otu, Weissfilziges Geiskraut, Senecio bicolor Drugları: Gümüş kanarya otu; Sinercio bicolor herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmadan önce toplanır ve Homeopati’de ten¬tür yapımında kullanılır. Botanik: Akdeniz ülkelerinde yetişen bu tür, diğer kanarya otu türle-rinden oldukça farklıdır. Yaprakları gümüşsü renkli, çok derin parçalı ve kısa saplıdır. Çiçeklerinin kupa yaprakları gümüşi renkte, küçük bir ça¬nak şeklinde, taç yaprakları sarı renkte, dil şeklinde ve göbekte küllenme şeklinde döllenme tozlukları vardır. Birleşimi: Bu tür hemen hemen hiç alkaloit içermez fakat flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Gümüş kanarya otu diğerlerinden farklı olarak genellikle göz rahatsızlıklarından göz yorgunluğu, göz kapakçıkları iltihabı, saydam tabaka ve göz iltihaplanmasına (konjoktivit) karşı kullanılır. Gümüş ka-narya otunun çayı içilmez. Bunun da tentürü yapılarak kullanılır. Yan tesirleri: Bu türün bilinen bir yan tesiri yoktur. E) Yakup otu, Jakops kraute, Sinecio jacobaea L. Yakup kanarya otu Drugları: Yakup otu; Sinecionis jacobaeae herba Kökleri hariç tamamı kullanılır. Botanik: Gövdesi borumsu yeşil renkli, yaprakları yeşil renkli, kenarları parçalı, parçaların ucu sivri ve tüylüdür. Çiçekleri altın sarısı renkte, taç yaprakları dil şeklinde, altın sarısı renkte, göbekte kahverengimsi sarı borucuklar ve yeşil çanak şeklinde kupa yapraklara sahiptir.  Birleşimi: Birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloit türevlerinin oranı 0,2-0,4 olup başlıcaları; Jacobin, Jacolin, Jacozin, Jarozin ve Retrorsin’i sayabiliriz. Flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Kullanılmaması daha sağlıklıdır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KANARYA OTU Çok Yıllık | 0,7-1,5m | 7-9 Aylar | Na,Ho | Otu | Hafif Zehirli Kanarya otu, Fuchskreuz kraut, Senecio ovatus ssp. Ovatu Büyük Kanarya otu Tilkice Kanarya otu  Familyası: Bileşikgillerden, Korbblütler, Asteraceae Drugları: Kanarya otu: Senecionis herba Kanarya otunun kökleri hariç tamamı tentür veya natürel ilaç yapımında kullanılır, fakat nadiren de olsa çayı içilebilir.  Giriş: En çok alt türü olan bitkilerden biride bileşikgillerdir, bileşikgillerin bir alt grubu olan seneciogillerin takriben 1200 alttürü mevcuttur. Seneciogiller yani kanarya otunun 1200 bilinen türü vardır. Bunlardan dördü tedavi maksadı ile kullanılmaktadır. Büyük kanarya otu eski-den’’senecio nemorensis L. Ssp. Fuchdii diye anılırdı. Şimdi ise ’’senecio ovatus WİLLD. Ssp. Ovatus’’ ismi ile anılmaktadır. Ayrıca Yakup kanarya oyu: ‘’senecio jacobaea’’, Adi kanarya otu ’’senecio vulgaris’’, ve Altın kanarya otu ’’senecio aureus’’u sayabiliriz.  Botanik: Büyük kanarya otu 70-150cm boyunda kahverengimsi esmer bir gövde, alt kısmı nadiren, üst kısmı oldukça sık çatallaşan bir yapıya sahiptir. Yaprakları eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları kertikli, ortada derin bir damar, koyu yeşil renkli, 15-30cm uzunluğunda, 7-12cm eninde, kısa saplı ve değişken sıra ile dizilmiştir. Çiçekleri bitkinin en üst nokta-sında 20-50adet bir arada geriden şemsiye görünümünde, her bir çiçek 3-5 altın sarısı renkte ve dil şeklinde, taç yaprakları, ortada boru şeklinde esmer 5-15 adet göbek yaprakları ve bunları saran çan şeklinde kupa yaprağına sahiptir. Büyük kanarya otu ve Kanada altın başak otunu birbirine karıştırmamak gerekir, bu nedenle aralarındaki farka dikkat et-mek gerekir. Kanada Altın başak otunun çiçekleri üzüm salkımı şeklin¬de hep bir arada iken, Büyük kanarya otunun çiçekleri seyrek ve geriden şemsiye görünümündedir. İkinci önemli fark ise büyük kanarya otunun gövdesi kahverengimsi iken Kanada Altın başak otunun gövdesi ise açık yeşil renklidir.  Hasat zamanı: Temmuz’dan Eylül’e kadar yerden 5-10cm yukarıdan ke-si¬lerek demeti yapılır açık, havalı ve güneşli bir yerde kurutularak kaldırılır, şayet tentür yapılacak ise taze olarak işlenir.  Birleşimi:  1) Birleşimindeki önemli madde Alkaloit türevleri olup %0,01-0,1 oranında bulunur fakat bu alkaloitler diğerlerinden farklı olarak Pyrolizidinalkaloitler olup bunlarda kanserojen (kanser yapıcı), mutagen (genetik bozukluğa neden olan) ve hepatogen (karaciğere zarar verici) özelliklere sahip olan türdür. Bu alkaloitlerde kendi arasında doymuş ve doymamış alkaloitler diye ikiye ayrılır. Doymamış Pyrrolizidinalkaloitler daha zehirlidir ve bazıları şunlardır; Senecionin, Senecalin, Pronenin, Retroiosenin, Otosenin ve Florasenin’i sayabiliriz. Doymuş Pyrrolzidinalkaloitler Fuchsisenecionin, İsofuchsissenecionin, Bulgarsenin, Nemoresin’i sayabiliriz. Doymuş veya doymamış oldukları 1.ve2. karbon arasındaki bağdan anlaşılır. 2) Flavonitler; Autin %1 ve Quercitrin  3) Eter yağları (uçucu yağlar) %0,1; α-Bisabolol, β-Caryophyllen-β-Caryopyhyllenoxit ve Anhydrooplopanon’u sayabiliriz.  4) Ayrıca Kumarinler, Chlorogenasit, Cynarin, Kumarinasit ve yağ asitleri içerir. Tesir şekli: Kanamaları durdurucu, damarları kuvvetlendirici ve ilti¬hapları önleyici özelliklere sahiptir.  Araştırmalar: Bugüne kadar fareler üzerinde araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalardan biri 114 hafta sürmüş ve farelerin kansere yakalan-dığı görülmüştür. İnsanlar üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamış¬tır, bu nedenle insanlara nasıl bir etki yapacağı bilinmemektedir. Fakat günümüze kadar binlerce hasta kanarya ot çayı içmelerine rağmen herhangi bir kansere yakalanma olmamıştır. Kullanılması:  a) Üniversite kliniklerinde insanlar üzerinde tedavi denemeleri ve araş-tırmalar yapılmamıştır ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda yeterli değildir. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Kanarya otu yerine göre daha etkili olan başka bitkiler kul-lanılmalıdır. Örneğin iç kanamalara ve adet sonrası kanamalara karşı Çobançantası, Kanada Şifa otu preparatları veya Gökçek İksiri daha etkilidir.  b) Halk arasında: Genellikle kadınlarda rahim kanamalarının durmaması, adet süresinin uzaması, doğumdan sonraki kanamalar, düşükten sonraki kanamalar ile burun kanamasına karşı kullanılır. Bana göre ka¬nar-ya otu yerine bolca yetişen Çobançantası ve Kanada Şifa otu kul-lanılmalıdır. Bugüne kadar insanlarda herhangi bir yan tesiri de olma-mışsa da dikkat edilmesi ve kullanılmaması en uygun olanıdır.  Çay: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış B.kanarya otu demliğe konur ve üze-rine 200-300ml kaynar su ilave edilir. 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Günümüzde Veba otunun kökünden baş ağrısı için natürel ilaçlar imal edilmektedir ve özel bir yöntemle birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloitler ayrıştırılarak zararsız hale getirilmektedir. Bu de-mektir ki ilerde bulunacak bir metotla B.kanarya otu ve diğerlerinden de istifade edilebilir. Karakafes otu ve kökü üzerinde yapılan araştırma¬larada Pyrrolizidinalkaloitlerin kanserojen (kanser yapıcı) özelliğinin olmadığı ispatlanmıştır. (geniş bilgi için Karakafese bak.). B) Adi Kanarya otu, Gemeines Kreuzkraut, Senecio vulgaris Hemen bütün Avrupa ile Asya’nın orta ve batısında kendiliğinden duvar dipleri, yol kenarları, tarlalar, bahçeler ve viranelerde yetişir. Yaprakları gövdeye oturmuş, kenarları gelişigüzel kertikli veya derin parçalı ve grimsi yeşil renklidir. Çiçekleri bitkinin tepesinde rasgele dizilmiş olup, kupa yaprakları çan şeklinde, taç yaprakları ise küçük altın sarısı ve dil şeklinde ve de göbekte borucukları mevcuttur. Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde %0,05-0,15 ile Pyrroli¬zidinal-kaloitler olup bununda %70-90’ını Seneciphylline oluşturur ve ayrıca az miktarda diğer alkaloitler. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Yan tesiri de aynı B.kanarya otu gibidir.  C) Altın kanarya otu, Goldkreuzkraut, Senecio aureus Drugları: Altın kanarya otu; senecionis aureuse herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmaya başladığı zaman toplanarak değer-lendirilir. Botanik: Vatanı kuzey Amerika’nın doğusu olup, genellikle nemli top-raklarda, ırmak kenarlarında ve bataklıklarda yetişir. Boyu 60 cm, kökleri ince, yaprakları üç türlüdür, en alt yaprakları kalp şeklinde, ortada¬kiler bazen mızrak ve bazen parçalı olabilir.  Birleşimi: Birleşiminde çok az miktarda %0,001-0,006 Pyrro¬lizidinal-kaloitler olup en öenmlileri; Otosenin ve Florasenin’dir. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Öncelikle kadın hastalıklarından menopoz, beyaz akıntı, ağrılı ve sancılı adet görme gibi hallerde kullanılır. Genç kızlarda görülen adet öncesi problemler (premenstural sendrom), baş ağrıları, eklem-sırt-bel ağrıları ve kramplara karşı kullanılır. Altın kanarya otunun çayı içilmez ve genellikle Homeopati’de tentür yapımında kullanılır. Yan tesirleri: Altın kanarya otu en az alkaloit içeren türdür.  D) Gümüş kanarya otu, Weissfilziges Geiskraut, Senecio bicolor Drugları: Gümüş kanarya otu; Sinercio bicolor herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmadan önce toplanır ve Homeopati’de ten¬tür yapımında kullanılır. Botanik: Akdeniz ülkelerinde yetişen bu tür, diğer kanarya otu türle-rinden oldukça farklıdır. Yaprakları gümüşsü renkli, çok derin parçalı ve kısa saplıdır. Çiçeklerinin kupa yaprakları gümüşi renkte, küçük bir ça¬nak şeklinde, taç yaprakları sarı renkte, dil şeklinde ve göbekte küllenme şeklinde döllenme tozlukları vardır. Birleşimi: Bu tür hemen hemen hiç alkaloit içermez fakat flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Gümüş kanarya otu diğerlerinden farklı olarak genellikle göz rahatsızlıklarından göz yorgunluğu, göz kapakçıkları iltihabı, saydam tabaka ve göz iltihaplanmasına (konjoktivit) karşı kullanılır. Gümüş ka-narya otunun çayı içilmez. Bunun da tentürü yapılarak kullanılır. Yan tesirleri: Bu türün bilinen bir yan tesiri yoktur. E) Yakup otu, Jakops kraute, Sinecio jacobaea L. Yakup kanarya otu Drugları: Yakup otu; Sinecionis jacobaeae herba Kökleri hariç tamamı kullanılır. Botanik: Gövdesi borumsu yeşil renkli, yaprakları yeşil renkli, kenarları parçalı, parçaların ucu sivri ve tüylüdür. Çiçekleri altın sarısı renkte, taç yaprakları dil şeklinde, altın sarısı renkte, göbekte kahverengimsi sarı borucuklar ve yeşil çanak şeklinde kupa yapraklara sahiptir.  Birleşimi: Birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloit türevlerinin oranı 0,2-0,4 olup başlıcaları; Jacobin, Jacolin, Jacozin, Jarozin ve Retrorsin’i sayabiliriz. Flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Kullanılmaması daha sağlıklıdır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KANARYA OTU Çok Yıllık | 0,7-1,5m | 7-9 Aylar | Na,Ho | Otu | Hafif Zehirli Kanarya otu, Fuchskreuz kraut, Senecio ovatus ssp. Ovatu Büyük Kanarya otu Tilkice Kanarya otu  Familyası: Bileşikgillerden, Korbblütler, Asteraceae Drugları: Kanarya otu: Senecionis herba Kanarya otunun kökleri hariç tamamı tentür veya natürel ilaç yapımında kullanılır, fakat nadiren de olsa çayı içilebilir.  Giriş: En çok alt türü olan bitkilerden biride bileşikgillerdir, bileşikgillerin bir alt grubu olan seneciogillerin takriben 1200 alttürü mevcuttur. Seneciogiller yani kanarya otunun 1200 bilinen türü vardır. Bunlardan dördü tedavi maksadı ile kullanılmaktadır. Büyük kanarya otu eski-den’’senecio nemorensis L. Ssp. Fuchdii diye anılırdı. Şimdi ise ’’senecio ovatus WİLLD. Ssp. Ovatus’’ ismi ile anılmaktadır. Ayrıca Yakup kanarya oyu: ‘’senecio jacobaea’’, Adi kanarya otu ’’senecio vulgaris’’, ve Altın kanarya otu ’’senecio aureus’’u sayabiliriz.  Botanik: Büyük kanarya otu 70-150cm boyunda kahverengimsi esmer bir gövde, alt kısmı nadiren, üst kısmı oldukça sık çatallaşan bir yapıya sahiptir. Yaprakları eliptik veya mızrak şeklinde, kenarları kertikli, ortada derin bir damar, koyu yeşil renkli, 15-30cm uzunluğunda, 7-12cm eninde, kısa saplı ve değişken sıra ile dizilmiştir. Çiçekleri bitkinin en üst nokta-sında 20-50adet bir arada geriden şemsiye görünümünde, her bir çiçek 3-5 altın sarısı renkte ve dil şeklinde, taç yaprakları, ortada boru şeklinde esmer 5-15 adet göbek yaprakları ve bunları saran çan şeklinde kupa yaprağına sahiptir. Büyük kanarya otu ve Kanada altın başak otunu birbirine karıştırmamak gerekir, bu nedenle aralarındaki farka dikkat et-mek gerekir. Kanada Altın başak otunun çiçekleri üzüm salkımı şeklin¬de hep bir arada iken, Büyük kanarya otunun çiçekleri seyrek ve geriden şemsiye görünümündedir. İkinci önemli fark ise büyük kanarya otunun gövdesi kahverengimsi iken Kanada Altın başak otunun gövdesi ise açık yeşil renklidir.  Hasat zamanı: Temmuz’dan Eylül’e kadar yerden 5-10cm yukarıdan ke-si¬lerek demeti yapılır açık, havalı ve güneşli bir yerde kurutularak kaldırılır, şayet tentür yapılacak ise taze olarak işlenir.  Birleşimi:  1) Birleşimindeki önemli madde Alkaloit türevleri olup %0,01-0,1 oranında bulunur fakat bu alkaloitler diğerlerinden farklı olarak Pyrolizidinalkaloitler olup bunlarda kanserojen (kanser yapıcı), mutagen (genetik bozukluğa neden olan) ve hepatogen (karaciğere zarar verici) özelliklere sahip olan türdür. Bu alkaloitlerde kendi arasında doymuş ve doymamış alkaloitler diye ikiye ayrılır. Doymamış Pyrrolizidinalkaloitler daha zehirlidir ve bazıları şunlardır; Senecionin, Senecalin, Pronenin, Retroiosenin, Otosenin ve Florasenin’i sayabiliriz. Doymuş Pyrrolzidinalkaloitler Fuchsisenecionin, İsofuchsissenecionin, Bulgarsenin, Nemoresin’i sayabiliriz. Doymuş veya doymamış oldukları 1.ve2. karbon arasındaki bağdan anlaşılır. 2) Flavonitler; Autin %1 ve Quercitrin  3) Eter yağları (uçucu yağlar) %0,1; α-Bisabolol, β-Caryophyllen-β-Caryopyhyllenoxit ve Anhydrooplopanon’u sayabiliriz.  4) Ayrıca Kumarinler, Chlorogenasit, Cynarin, Kumarinasit ve yağ asitleri içerir. Tesir şekli: Kanamaları durdurucu, damarları kuvvetlendirici ve ilti¬hapları önleyici özelliklere sahiptir.  Araştırmalar: Bugüne kadar fareler üzerinde araştırmalar yapılmış ve bu araştırmalardan biri 114 hafta sürmüş ve farelerin kansere yakalan-dığı görülmüştür. İnsanlar üzerinde herhangi bir araştırma yapılmamış¬tır, bu nedenle insanlara nasıl bir etki yapacağı bilinmemektedir. Fakat günümüze kadar binlerce hasta kanarya ot çayı içmelerine rağmen herhangi bir kansere yakalanma olmamıştır. Kullanılması:  a) Üniversite kliniklerinde insanlar üzerinde tedavi denemeleri ve araş-tırmalar yapılmamıştır ve hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalarda yeterli değildir. Bu nedenle bugünkü bilgilere göre 2. sınıf bir şifalı bitkidir. Kanarya otu yerine göre daha etkili olan başka bitkiler kul-lanılmalıdır. Örneğin iç kanamalara ve adet sonrası kanamalara karşı Çobançantası, Kanada Şifa otu preparatları veya Gökçek İksiri daha etkilidir.  b) Halk arasında: Genellikle kadınlarda rahim kanamalarının durmaması, adet süresinin uzaması, doğumdan sonraki kanamalar, düşükten sonraki kanamalar ile burun kanamasına karşı kullanılır. Bana göre ka¬nar-ya otu yerine bolca yetişen Çobançantası ve Kanada Şifa otu kul-lanılmalıdır. Bugüne kadar insanlarda herhangi bir yan tesiri de olma-mışsa da dikkat edilmesi ve kullanılmaması en uygun olanıdır.  Çay: Bir kahve kaşığı ince kıyılmış B.kanarya otu demliğe konur ve üze-rine 200-300ml kaynar su ilave edilir. 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Günümüzde Veba otunun kökünden baş ağrısı için natürel ilaçlar imal edilmektedir ve özel bir yöntemle birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloitler ayrıştırılarak zararsız hale getirilmektedir. Bu de-mektir ki ilerde bulunacak bir metotla B.kanarya otu ve diğerlerinden de istifade edilebilir. Karakafes otu ve kökü üzerinde yapılan araştırma¬larada Pyrrolizidinalkaloitlerin kanserojen (kanser yapıcı) özelliğinin olmadığı ispatlanmıştır. (geniş bilgi için Karakafese bak.). B) Adi Kanarya otu, Gemeines Kreuzkraut, Senecio vulgaris Hemen bütün Avrupa ile Asya’nın orta ve batısında kendiliğinden duvar dipleri, yol kenarları, tarlalar, bahçeler ve viranelerde yetişir. Yaprakları gövdeye oturmuş, kenarları gelişigüzel kertikli veya derin parçalı ve grimsi yeşil renklidir. Çiçekleri bitkinin tepesinde rasgele dizilmiş olup, kupa yaprakları çan şeklinde, taç yaprakları ise küçük altın sarısı ve dil şeklinde ve de göbekte borucukları mevcuttur. Birleşimi: Birleşimindeki en önemli madde %0,05-0,15 ile Pyrroli¬zidinal-kaloitler olup bununda %70-90’ını Seneciphylline oluşturur ve ayrıca az miktarda diğer alkaloitler. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Yan tesiri de aynı B.kanarya otu gibidir.  C) Altın kanarya otu, Goldkreuzkraut, Senecio aureus Drugları: Altın kanarya otu; senecionis aureuse herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmaya başladığı zaman toplanarak değer-lendirilir. Botanik: Vatanı kuzey Amerika’nın doğusu olup, genellikle nemli top-raklarda, ırmak kenarlarında ve bataklıklarda yetişir. Boyu 60 cm, kökleri ince, yaprakları üç türlüdür, en alt yaprakları kalp şeklinde, ortada¬kiler bazen mızrak ve bazen parçalı olabilir.  Birleşimi: Birleşiminde çok az miktarda %0,001-0,006 Pyrro¬lizidinal-kaloitler olup en öenmlileri; Otosenin ve Florasenin’dir. Ayrıca flavonitler ve çok az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Öncelikle kadın hastalıklarından menopoz, beyaz akıntı, ağrılı ve sancılı adet görme gibi hallerde kullanılır. Genç kızlarda görülen adet öncesi problemler (premenstural sendrom), baş ağrıları, eklem-sırt-bel ağrıları ve kramplara karşı kullanılır. Altın kanarya otunun çayı içilmez ve genellikle Homeopati’de tentür yapımında kullanılır. Yan tesirleri: Altın kanarya otu en az alkaloit içeren türdür.  D) Gümüş kanarya otu, Weissfilziges Geiskraut, Senecio bicolor Drugları: Gümüş kanarya otu; Sinercio bicolor herba Kökleri hariç tamamı çiçek açmadan önce toplanır ve Homeopati’de ten¬tür yapımında kullanılır. Botanik: Akdeniz ülkelerinde yetişen bu tür, diğer kanarya otu türle-rinden oldukça farklıdır. Yaprakları gümüşsü renkli, çok derin parçalı ve kısa saplıdır. Çiçeklerinin kupa yaprakları gümüşi renkte, küçük bir ça¬nak şeklinde, taç yaprakları sarı renkte, dil şeklinde ve göbekte küllenme şeklinde döllenme tozlukları vardır. Birleşimi: Bu tür hemen hemen hiç alkaloit içermez fakat flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir.  Kullanılması: Gümüş kanarya otu diğerlerinden farklı olarak genellikle göz rahatsızlıklarından göz yorgunluğu, göz kapakçıkları iltihabı, saydam tabaka ve göz iltihaplanmasına (konjoktivit) karşı kullanılır. Gümüş ka-narya otunun çayı içilmez. Bunun da tentürü yapılarak kullanılır. Yan tesirleri: Bu türün bilinen bir yan tesiri yoktur. E) Yakup otu, Jakops kraute, Sinecio jacobaea L. Yakup kanarya otu Drugları: Yakup otu; Sinecionis jacobaeae herba Kökleri hariç tamamı kullanılır. Botanik: Gövdesi borumsu yeşil renkli, yaprakları yeşil renkli, kenarları parçalı, parçaların ucu sivri ve tüylüdür. Çiçekleri altın sarısı renkte, taç yaprakları dil şeklinde, altın sarısı renkte, göbekte kahverengimsi sarı borucuklar ve yeşil çanak şeklinde kupa yapraklara sahiptir.  Birleşimi: Birleşimindeki Pyrrolizidinalkaloit türevlerinin oranı 0,2-0,4 olup başlıcaları; Jacobin, Jacolin, Jacozin, Jarozin ve Retrorsin’i sayabiliriz. Flavonitler ve az miktarda eter yağı içerir. Kullanılması: Aynı B.kanarya otu gibidir.  Yan tesirleri: Kullanılmaması daha sağlıklıdır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ÖKSÜRÜK OTU Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 3-5 Aylar | Ça,Na | Yaprak ve Çiçeği Öksürük otu, Haflattich, Tussilago farfara Devetabanı Farfara otu Sulandık otu Unlu ot, Kavalak Nal otu Familyası; Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae (Compositae) Drugları: Öksürük ot çiçeği: Farfarae flos Öksürük ot yaprağı: Farfarae folium Öksürük otunun genellikle yaprakları çay, lapa ve Natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Öksürük otu Bileşikgillerin alt grubu olan Kanarya otugillerin alt grubu öksürük otugillerden (Tussilago) olup, bu grubunda sadece bir bu türü mevcuttur. Yetiştiği yöreye göre zaman içinde değişik formlar alan sadece birkaç adet mevcuttur. Dağ öksürük otu; T.f. ssp. Alpestris, Avustralya öksürük otu; T.f. ssp. Australis, Sicilya Öksürük otu; T.f. ssp. Umbertina ve en yaygın olarak yetişen hakiki öksürük otu; T.f. ssp. Typica’yı sayabiliriz. Latince Tucsis: Öksürük agere: kovan (def eden) anlamına gelir yani Öksürüğü kovan demektir. Farfara ise farina beyaz un, fero ise ben un taşıyorum yani toplam ben un taşıyorum anlamına gelir. Türkçede genellikle Öksürük otu diye anılır öksürüğü iyileştirdiği için ve devetabanı denmesi de yapraklarının devenin ayak izine benzetil-mesinden ileri gelir. Buda bitkinin çiçek sapının veya yaprağının alt kısmının un gibi beyaz keçemsi tüy taşımasından ileri gelir. Öksürük otunun Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir ve sonra Türkler, Araplar ve en son Orta Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Botanik: Çiçeklerini yapraklarından önce açan nadir bitkilerden biride öksürük otudur. Çiçeklerini karlar erimeye başladığı andan itibaren açmaya başlar ve sonra yaprakları çıkar. Çiçekleri 10-30cm boyunda uzun bir sap üzerinde yuvarlak daire şeklindedir, dışında uzun ince şerit şeklinde kırmızımsı yeşil veya esmer renkli kupa yaprakları bulunur. Kupa yapraklarının üzerinde bir tepsiye dizilmiş gibi ince iğne şeklindeki altın arsısı renkte, 300 civarında taç yaprak ve ortada altın sarısı, kabarcıklı bir göbek bulunur. Yaprakları uzun bir sap üzerinde kalp veya nal şek¬linde kenarlarında 9-13 adet sivri lopları ve narin kertikleri mevcuttur. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi, beyaz renkli keçemsidir. Kökleri bulunduğu yerde 2metre boyuna ulaşabilir ve çevresine kısa sürede yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi; Kamalı ve Göl kenarları veya nemli, killi, kireçli ve taşlı topraklarda çok hızlı gelişir. Bu nedenle bahçeye ekilen ökse otu kısa sür-ede çevresine yayılabilir. Avrupa, Türkiye, Kafkaslar, Türkistan, Uk¬rayna ve Rusya da yetişir, kuzey Amerika ve Avustralya da yabani olarak yetişmektedir. Birleşimi;  1) Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Polisakkaritler %7-8 oranında olup buda; Inalin, Galaktozlar, Arabinozlar, Glikozlar, Xylozlar ve Uronasitlerden oluşur. b) Pyrrolizidinalkaloitler %0,01 Senkirkin, Tussilagin ve de Amerika ve Çin öksürük otları çok az oranda Senecionin içerir. c) Flavonitler %0,6-1; Quercetin ve Kâmpferol d) Triterpenler; α- ve β- Amyrin e) Phytosteroller: β- Sitosterol ve Camperterol f) Organik asitlerden; Gallikasit, Tartarikasit ve Malikasit g) Ayrıca Tanin %5 ve çok az miktarda Eterik yağ içerir. Minerallerden Potasyum ve çinko içerir ve ayrıca Nitrik asit. 2) Çiçeklerinde; Polisakkaritler %6-7, Triterpenler, Phytosteroller, Flavonitler ve Fenollü birleşikler içerir.  Tesir Şekli; Balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, tahrişleri önleyici, üşütmeyi önleyici, iltihapları önleyici, mide ve bağırsakları kuvvetlendirici, idrar söktürücü ve Tonik özelliklere sahiptir. Araştırmalar; Uzun araştırmalar sonunda birleşiminde Pyrrolizidin- Al-koloit içermeyen yeni öksürük ot türü elde edilmiştir. Bu nedenle öksürük otunun çayı, şurubu ve diğer natürel ilaçlarının kullanılmasında bir mahzur yoktur.(NH. 2.00.120 Kullanılması;  a) Komisyon E 138nolu ve 27.07.1990 tarihli monografi bildirisinde ökse ot yaprağının akut nefes yollarını üşütme, öksürük ve ses kısıklığı ile akut ağız ve yutak iltihaplanmasına karşı kullanılabileceğini beyan etmiştir. b) Halk arasında; Grip, Öksürük, Bronşit, Astma, Boğmaca, Ses kısıklığı, Akciğerleri üşütme, ciğerlerin şişmesi (Emphysem), Akciğerlerin toz toplaması (Silikoz) ve Verem gibi rahatsızlıklara karşı kullanılmıştır. Çay; İki kahve kaşığı öksürük ot yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilir 5-10dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanlar;  Gökçek Kuru Öksürük çayı; >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Hatmi kökü >20gr Calba çiçeği >10gr Rezene tohumu >10gr Anason tohumu Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Akut ve kronik bronşit çayı;  >25gr Çuha kökü >25gr Kekik otu >25gr Sihirli ot >15gr Rezene tohumu >10gr Öksürük otu Gökçek Balgam söktürücü çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Meyan kökü >20 gr Öksürük otu >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kronik nefes yolları iltihapları çayı >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Sihirli ot >20gr Kekik otu >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Akut bronşite çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Kekik otu >20gr Ihlamur çiçeği >20gr Sinirli ot >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Öksürük çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Sihirli ot >20gr Andız kökü >20gr Hatmi kökü >20gr Kekik otu Gökçek Göğüs ve Öksürük çayı  >25 gr Öksürükotu yaprağı >25 gr Anason tohumu >20 gr Meyan kökü >5 gr Mavi çiçek >25 gr Y.kekik otu Gökçek Kramplı öksürüğe çay; >40gr Kekik otu >20gr Rezene tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Calba çiçeği Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Öksürük ot yaprağı >25gr Anason tohumu >20gr Meyan kökü >20gr Rezene tohumu >10gr Menekşe otu Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Meyan kökü >30gr Kekik otu >20gr Öksürük ot yaprağı >10gr Rezene tohumu >15gr Ihlamur çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >30gr Meyan kökü >30gr Anason tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Kekikotu  Yan Tesirleri; Amerika’dan ve Çin’den Avrupa’ya gelen kurutulmuş Öksürük ot yapraklarının Pyrrolizidinalkaloit (PA) %0,01 oranında içerdiği, bu nedenle uzun süre öksürük ot yaprak çayının içilmesi halinde kanserojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Son yapılan araştırmada birleşiminde PA içermeyen öksürük otu yetiştirilmeye başlanmıştır, bu bitkinin temin edilerek yetiştirilmesi gerekir. Bu yeni PA’sız Öksürük otu Padiatris Firması tarafından üretilmektedir. Bu öksürük otundan öksürük şurubu yapılmaktadır. Birleşiminde çok az oranda PA olan öksürük otu en az 2500 yıldır kullanıldığı bilinmektedir ve şimdiye kadar yan tesirinin olduğu görülmemiştir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ÖKSÜRÜK OTU Çok Yıllık | 0,1-0,3m | 3-5 Aylar | Ça,Na | Yaprak ve Çiçeği Öksürük otu, Haflattich, Tussilago farfara Devetabanı Farfara otu Sulandık otu Unlu ot, Kavalak Nal otu Familyası; Bileşikgillerden, Korbblütengewâchse, Asteraceae (Compositae) Drugları: Öksürük ot çiçeği: Farfarae flos Öksürük ot yaprağı: Farfarae folium Öksürük otunun genellikle yaprakları çay, lapa ve Natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Öksürük otu Bileşikgillerin alt grubu olan Kanarya otugillerin alt grubu öksürük otugillerden (Tussilago) olup, bu grubunda sadece bir bu türü mevcuttur. Yetiştiği yöreye göre zaman içinde değişik formlar alan sadece birkaç adet mevcuttur. Dağ öksürük otu; T.f. ssp. Alpestris, Avustralya öksürük otu; T.f. ssp. Australis, Sicilya Öksürük otu; T.f. ssp. Umbertina ve en yaygın olarak yetişen hakiki öksürük otu; T.f. ssp. Typica’yı sayabiliriz. Latince Tucsis: Öksürük agere: kovan (def eden) anlamına gelir yani Öksürüğü kovan demektir. Farfara ise farina beyaz un, fero ise ben un taşıyorum yani toplam ben un taşıyorum anlamına gelir. Türkçede genellikle Öksürük otu diye anılır öksürüğü iyileştirdiği için ve devetabanı denmesi de yapraklarının devenin ayak izine benzetil-mesinden ileri gelir. Buda bitkinin çiçek sapının veya yaprağının alt kısmının un gibi beyaz keçemsi tüy taşımasından ileri gelir. Öksürük otunun Romalılar tarafından kullanıldığı bilinmektedir ve sonra Türkler, Araplar ve en son Orta Avrupalılar tarafından kullanılmaya başlanmıştır. Botanik: Çiçeklerini yapraklarından önce açan nadir bitkilerden biride öksürük otudur. Çiçeklerini karlar erimeye başladığı andan itibaren açmaya başlar ve sonra yaprakları çıkar. Çiçekleri 10-30cm boyunda uzun bir sap üzerinde yuvarlak daire şeklindedir, dışında uzun ince şerit şeklinde kırmızımsı yeşil veya esmer renkli kupa yaprakları bulunur. Kupa yapraklarının üzerinde bir tepsiye dizilmiş gibi ince iğne şeklindeki altın arsısı renkte, 300 civarında taç yaprak ve ortada altın sarısı, kabarcıklı bir göbek bulunur. Yaprakları uzun bir sap üzerinde kalp veya nal şek¬linde kenarlarında 9-13 adet sivri lopları ve narin kertikleri mevcuttur. Yaprakların üst yüzeyi koyu yeşil, alt yüzeyi, beyaz renkli keçemsidir. Kökleri bulunduğu yerde 2metre boyuna ulaşabilir ve çevresine kısa sürede yayılarak kümeler oluşturur. Yetiştirilmesi; Kamalı ve Göl kenarları veya nemli, killi, kireçli ve taşlı topraklarda çok hızlı gelişir. Bu nedenle bahçeye ekilen ökse otu kısa sür-ede çevresine yayılabilir. Avrupa, Türkiye, Kafkaslar, Türkistan, Uk¬rayna ve Rusya da yetişir, kuzey Amerika ve Avustralya da yabani olarak yetişmektedir. Birleşimi;  1) Yapraklarının birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) Polisakkaritler %7-8 oranında olup buda; Inalin, Galaktozlar, Arabinozlar, Glikozlar, Xylozlar ve Uronasitlerden oluşur. b) Pyrrolizidinalkaloitler %0,01 Senkirkin, Tussilagin ve de Amerika ve Çin öksürük otları çok az oranda Senecionin içerir. c) Flavonitler %0,6-1; Quercetin ve Kâmpferol d) Triterpenler; α- ve β- Amyrin e) Phytosteroller: β- Sitosterol ve Camperterol f) Organik asitlerden; Gallikasit, Tartarikasit ve Malikasit g) Ayrıca Tanin %5 ve çok az miktarda Eterik yağ içerir. Minerallerden Potasyum ve çinko içerir ve ayrıca Nitrik asit. 2) Çiçeklerinde; Polisakkaritler %6-7, Triterpenler, Phytosteroller, Flavonitler ve Fenollü birleşikler içerir.  Tesir Şekli; Balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, tahrişleri önleyici, üşütmeyi önleyici, iltihapları önleyici, mide ve bağırsakları kuvvetlendirici, idrar söktürücü ve Tonik özelliklere sahiptir. Araştırmalar; Uzun araştırmalar sonunda birleşiminde Pyrrolizidin- Al-koloit içermeyen yeni öksürük ot türü elde edilmiştir. Bu nedenle öksürük otunun çayı, şurubu ve diğer natürel ilaçlarının kullanılmasında bir mahzur yoktur.(NH. 2.00.120 Kullanılması;  a) Komisyon E 138nolu ve 27.07.1990 tarihli monografi bildirisinde ökse ot yaprağının akut nefes yollarını üşütme, öksürük ve ses kısıklığı ile akut ağız ve yutak iltihaplanmasına karşı kullanılabileceğini beyan etmiştir. b) Halk arasında; Grip, Öksürük, Bronşit, Astma, Boğmaca, Ses kısıklığı, Akciğerleri üşütme, ciğerlerin şişmesi (Emphysem), Akciğerlerin toz toplaması (Silikoz) ve Verem gibi rahatsızlıklara karşı kullanılmıştır. Çay; İki kahve kaşığı öksürük ot yaprağı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilir 5-10dakika demlemeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanlar;  Gökçek Kuru Öksürük çayı; >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Hatmi kökü >20gr Calba çiçeği >10gr Rezene tohumu >10gr Anason tohumu Gökçek Göğüs çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Öksürük otu >20 gr Meyan kökü >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10gr K.menekşe kökü Gökçek Akut ve kronik bronşit çayı;  >25gr Çuha kökü >25gr Kekik otu >25gr Sihirli ot >15gr Rezene tohumu >10gr Öksürük otu Gökçek Balgam söktürücü çayı; >30 gr Hatmi kökü >20 gr Meyan kökü >20 gr Öksürük otu >10 gr Calba çiçeği >10 gr Anason tohumu >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kronik nefes yolları iltihapları çayı >30gr Öksürük ot yaprağı >30gr Sihirli ot >20gr Kekik otu >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Akut bronşite çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Kekik otu >20gr Ihlamur çiçeği >20gr Sinirli ot >10gr Mürver çiçeği >10gr Rezene tohumu Gökçek Öksürük çayı; >20gr Öksürük ot yaprağı >20gr Sihirli ot >20gr Andız kökü >20gr Hatmi kökü >20gr Kekik otu Gökçek Göğüs ve Öksürük çayı  >25 gr Öksürükotu yaprağı >25 gr Anason tohumu >20 gr Meyan kökü >5 gr Mavi çiçek >25 gr Y.kekik otu Gökçek Kramplı öksürüğe çay; >40gr Kekik otu >20gr Rezene tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Calba çiçeği Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Öksürük ot yaprağı >25gr Anason tohumu >20gr Meyan kökü >20gr Rezene tohumu >10gr Menekşe otu Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >25gr Meyan kökü >30gr Kekik otu >20gr Öksürük ot yaprağı >10gr Rezene tohumu >15gr Ihlamur çiçeği Gökçek göğüs ve öksürük çay (Kuru öksürük ve nefes yolarını üşütme); >30gr Meyan kökü >30gr Anason tohumu >30gr Öksürük ot yaprağı >10gr Kekikotu  Yan Tesirleri; Amerika’dan ve Çin’den Avrupa’ya gelen kurutulmuş Öksürük ot yapraklarının Pyrrolizidinalkaloit (PA) %0,01 oranında içerdiği, bu nedenle uzun süre öksürük ot yaprak çayının içilmesi halinde kanserojen (kanser yapıcı) etkiye sahip olabileceği ileri sürülmektedir. Son yapılan araştırmada birleşiminde PA içermeyen öksürük otu yetiştirilmeye başlanmıştır, bu bitkinin temin edilerek yetiştirilmesi gerekir. Bu yeni PA’sız Öksürük otu Padiatris Firması tarafından üretilmektedir. Bu öksürük otundan öksürük şurubu yapılmaktadır. Birleşiminde çok az oranda PA olan öksürük otu en az 2500 yıldır kullanıldığı bilinmektedir ve şimdiye kadar yan tesirinin olduğu görülmemiştir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes