Tumgik
#okuyorumla
gereksizseyler · 4 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Tarih boyunca inancın insanları nasıl şekillendirdiğini, tüm dünyada "oha lan ne manyaklar varmış" diyerek kavramak için okuyalım :) bazı sevdiğim kısımları da buraya bırakalım 😋 carl jung ve freud la ilgili kısımları özellikle dikkat çekici bence.
3 notes · View notes
1kitap1film1sarki · 6 years
Text
Tumblr media
📚 Belki de Üzülmeliyiz 📚
Belki de üzülmeliyiz diyor Ahmet Murat aşk seçkinlerinden olamadığımız için. Aşkın ateşinin bize değmediğine sevinmek yerine evet belki de üzülmeliyiz.. Ahmet Murat’ın hayatın içinden bağlantılar kurarak kaleme aldığı denemelerden oluşan bu kitap, bizi modern dünyanın üzülmeye atfettiği negatifliği sorgulamaya itiyor.
Bir yandan da anlattığı hikayelerle ile modern zamanın neleri değiştirdiğini gösteriyor bizlere. Bunu yaparken didaktik bir dil kullanmıyor Ahmet Murat. Kendi çocukluğundan hikayelerle gösteriyor bize yaşanan değişimi ve kaybedilen değerleri. Kitaptaki her deneme birbirinden bağımsız olsa da dönüp dolaşıp aynı noktaya bağlanıyor: gelenek ile modernliğin uyuşmazlığı.
Ahmet Murat’ın yazdıklarından derdinin ders vermek olmadığı açık. O, düşünmeye bir kapı aralama çabası içerisinde. Günlük hayatta fark edemediğimiz birçok değişimin arkasında kaybettiğimiz değerleri düşünmeye sevk ediyor bizleri.
Birçok mesele hakkında farklı bir bakış açısı görmek isteyenler için şiddetle tavsiye edeceğim bir kitap Belki de Üzülmeliyiz.
İyi okumalar..
41 notes · View notes
sercelerinsarkisi · 6 years
Photo
Tumblr media
Cânım Sabahattin Ali..  Üç bölüme ayrılan bir kitap.. İlk iki bölümü bildiğimiz, alıştığımız hikayelerinden oluşuyor son bölümü ise tiyatro.. O’nun öyle bir üslubu var ki; hikayedeki karakteri gözünüzün önüne getirebiliyor, olayın geçtiği mekana gidebiliyorsunuz.. Sonrasında karakterin yaşadığı acıyı taa yüreğinizin en derininde hissedebiliyorsunuz.. Haklılığı apaçık doğru olan bir alıntıyla bitireyim yorumumu.  “Köylü milletin efendisidir” sözünü hepimiz kullanır ve bunu sık sık düşünürüz. Bakalım Sabahattin Ali “Bir Skandal” isimli hikayesinde buna hangi açıdan yaklaşmış? 
“Fakat ne de olsa köylü bizim efendimizdir” dedi. Ben derhal lafa karıştım (....) “Niçin?” Öteki, sualime hayret eder gibi yüzüme baktı: “Niçin mi? Bizi besleyen, bizi ve memleketi doyuran odur da ondan!” “Yalnız bir şey söyleyeceğim: Efendi diye başkasını çalıştıran ve ona hükmünü geçirene derler; çalışıp çabalayıp en sonunda elindekini bir hiç mukabilinde verenlere değil.. (...) Rica ederim, biraz hakikatlere bakalım, mesela biz şehirliler de hükûmete vergi veririz değil mi? Buna mukabil hiç olmazsa sokağımızda bozuk bir kaldırım, yollarda sönük bir lamba, evlerimiz ve şahsımızın selameti için mevcut olduğu söylenen bir zabıta vardır; çocuklarımızı hiç olmazsa boş gezmekten kurtaracak bir mektep buluyoruz. Fakat sorarım size: Köylü verdiğine mukabil ne alır? Yolunu kendi yapmaya mecburdur, sokakları zavallı tarihinden daha karanlıktır ve mektep, yüz köyün birinde bile yoktur. Candarma oralara asayişyen ziyade vergi tahsilini temin için oraya gider. Kendimizi aldatmayalım, köylü mütemadiyen vermiş, buna mukabil hiçbir şey almamıştır. Bunları itiraf etmek belki, eğer bir parça vicdanımız varsa, yediğimiz bir lokma ekmeğin boğazımızda kalmasına sebep olacaktır ve ihtimal vicdanımızın sâdâsını duymamak için: "Köylü efendimizdir!" gibi cümleler güzel bir morfindir. Fakat hiçbir cümle hakikati değiştirmek iktidarında değildir.”
s. 81, 82 Her daim kitap ile @okuyorumla
35 notes · View notes
gezemeyenyolcu · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
37 notes · View notes
salincaktaki · 7 years
Photo
Tumblr media
“Acıya sabretmek, nimete şükretmek lazımdır.Geniş günler geçti, dar günler geldi.Hazır olmak lazımdır.” “ Böyledir Her şeyin aynı şekilde sürüp gideceğini sanırız.Kainata ve hayata akıl erdirmeye çalışmak boş.Akıl dediğin bir yere kadar.Nasıl gayba inanıyoruz, olup bitenler için şöyledir böyledir demenin bir manası yok. Teslim olmalı.” @okuyorumla
72 notes · View notes
incesizi · 6 years
Photo
Tumblr media
Ne çok satanlara aldanıp aldım ne de bir başkasının tavsiyesiyle. Bir çok kez videolarını görüyordum fakat hiç izlememiştim. Geçenlerde bir bakayım şu videoya derken 5,6 tane videosunu bitirmişim bile. O kadar güzel bir dili ve akıcılığı var ki. Hemen videoyu kapatıp kitabı sipariş ettim. Bir Cuma vakti elime ulaştı bu güzel kitap. İyi ki de almışım bitmesin diye resmen yavaş yavaş okuyorum. Kafamdaki soru işaretlerine hayatımda yaşadığım boşluklara en güzel cevapları buldum. Şiddetle tavsiye ediyorum. İlerleyen zamanlarda kitap içeriğinden kesitleri derleyip paylaşacağım.
7 notes · View notes
saltokuyan-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Ömer Faruk Dönmez - Hamza
Çok uzun zamandır kitaplıkta duran bir kitap. Yazarın daha evvel başka bir kitabını okumuştum, yazım tarzına aşinaydım az çok. En azından samimi yazdığını biliyordum.
Hamza, yirmi bir yaşında dördüncü kez üniversite sınavına girmeye hazırlanan bir genç.
Yazar okuyucuyla konuşur gibi yazmış. Şu an birçok insanla konuşurken bulamadığınız samimiyeti bu kitapta bulabilirsiniz. Ben buldum. Yakaladım o samimiyeti ve bırakmak istemedim açıkçası. Bazı yerlerde “vay be, nereden nereye bağladı, helal olsun!” dedim içimden. Kitap okurken birçoğunuzun aksine satırların altını çizmeyi sevmiyorum. Yani kitaba zarar gelmesin cart curt değil. Üşeniyorum. Dur, çizmekle uğraş, yamuk çizdin kötü oldu falan filan. Uzun iş. Dümdüz, ara vermeden okumak daha güzel. Ki bu kitapta çok fazla altını çizmem gereken şey vardı, devamlı okumanın arasında durup durup çizmekle uğraşacaktım. Yapmadım. Pişman mıyım? Evet. Keşke çizseydin be kızım. Neyse. Böyle işte. Kitap yorumuydu değil mi bu? Devam edelim öyleyse.
Kitapta Figan-ü Lügati-t Türk diye bölümler var. Mevzunun en heyecanlı yerinde reklam gibi araya giriyor ve birkaç sayfa sürüyor. Farklı farklı kelimelerin nereden geldiğini anlatıyor yazar. Sallıyor tabi. Ama iyi sallıyor. Resmen top, doksan, gol olayları işte. O bölümlerde en çok “konuyu aldı nereye getirdi, vay beh!” diye şaşırdım. Evet, ben şaşıran biriyim. Hala bir şeylere şaşırabiliyorum, bir zaman sonra bu da geçecek biliyorum. Hadi uzatma lafı devam et,
Kitabın içinde çok iyi mesajlar var. Üniversite okumak, cemaatlere ayrılıp asla bir araya gelemezmişçesine dağılan ümmet, liderlerine peygambermiş de asla hata yapamazmış mualemesi yapan insanlar, emperyalizm, modernizm, kapitalizm, gençliğimiz, yaşlılarımız, değişmeye müsait olmayan kafalar. Günümüz yazarları, eski ama günümüzde popülariteye kurban gitmiş şu an hayatta olmayan yazarlar. Cümlelerin arasına sıkıştırılmış ve herkesin anlayamayacağı dizeler. Müslüman mahallesinde salyangoz satmayı normalleştirmeye çalışanlar. Gizliden gizliye yurdumuza, evimize, kalplerimize, zihnimize sızan düşmanlar. Daha nicesi.
Alıntılar yapıp yazıyı çok fazla uzatmak istemiyorum, yıllardır bu kitap kitaplıktaydı. Ben bir türlü okumamıştım, öylece duruyordu. Ve ilginçtir ki kitaptaki karakterle aynı yaştayken okumak nasip oldu. Hamza şey diyor, “Ne zaman büyüdüm ulan ben? Yirmi bir yaşındayım resmen. Dile kolay.” Hşş ulan mulan ne oluyoruz demeyin, Hamza diyor, ben demiyorum.
Bir de şunu ekliyor “Ben, kendim olmaya karar verdim; kendim kalmaya karar verdim. Ben Hamza’yım. İnsan kalmak istiyorum.” Evet, neye binaen bunu söylediğini merak ediniz.
İnşallah biz de kendimizi bulup kendimiz kalabiliriz, kitaptaki tabirle; kendi kelimelerimizle konuşabiliriz.
Buraya kadar okuduysanız teşekkür ederim.
Sevgiler ve de saygılar.
Şimdilik bu kadar. Bi de şey, Meczup amca, sen çok yaşa!
-
@okuyorumla
33 notes · View notes
ufakkitaplik · 7 years
Text
David  Burns- İyi Hissetmek
Tumblr media
ABD ‘li psikiyatrist tarafından yazılmış ve kendine yardım kitapları arasından en iyi seçilmiş bir kitap.
Kitap, kendime yardım planı yaparak aldığım bir kitap değil. Bir arkadaşımın zorla elime tutuşturduğu, haliyle okumamın zaman aldığı bir kitap. Zaten kitabın amacı ve içeriği kısacık bir sürede okuyacağınız türden değil, zamana yayarak içselleştirerek okunması gereken bir kitap.
Ayrıca özellikle vurgulamam gerekiyor,kitap bilişsel terapi kitabı, asla ve asla kişisel gelişim kitaplarından değil. Sizi pohpohlamıyor ya da polyannaya çevirmiyor. Yaptığı şey, çarpıtılmış düşüncelerinizi kendinizin fark etmesi ve yine kendinizin bu konuda ne yapabileceğinizi göstermesi.
Kitaptan bir kesit:
“a-diyet yapanlar insanlar da zaman zaman diyeti bozabilir
b- ben bir insanım
c- bu nedenle zaman zaman diyeti bozmalıyım
bu bana çok yardımcı oldu. hafta sonları oburluk yaptım ve kendimi iyi hissettim. hafta sonlarında aldığımdan fazlasını hafta içinde verdim. böylece hem kilo vermiş oldum hem de çok keyif aldım.diyeti her bozduğumda kendimi eleştirerek suçluluk hissetmemiş oldum.”
Kitabı okumadan önce ön hazırlık yaparsanız daha yararlı olur. Mesela  “yeter ya !! ben şu şu konularda hakikaten abartıyorum ve depresyona giriyorum, bunu aşmalıyım, şu çarpıttığım düşüncelerin ağzının üstüne çarpmalıyım.”   diyebilirsiniz 
Kısaca psikolojiye ilginiz varsa ya da depresifseniz okuyabileceğiniz en iyi kitaplardan.
İyi okumalar @okuyorumla grubu.
15 notes · View notes
Photo
Tumblr media Tumblr media
“Yürümeye başladık. Yüzünden bir sevinç çığlığı koptu, her bir yanı aydınlığa battı. Ben ben oldum olası böylesi ta yürekten, can evinden gülen, yanındakini de kendi sevincinin içine alıp yoğuran, sevinçten çılgına döndüren böyle tatlı bir insan görmedim, içime aydınlık doldu, yüreğim pır pır etti.”
18 notes · View notes
elif-bahsi · 7 years
Photo
Tumblr media
Uzun zamandır elimde olan kitap nihayet bitti. Uzun sürme sebebi kitabın akıcı olmamasından ziyade okuldaki ilerim yoğunluğu diyebilirim. Kitap çocuklara yaklaşımın nasıl olması gerektiğini Efendimizin sünnetlerinden ve Rahman'ın ayetlerinden örnekler vererek açıklamış. Sünnet ekseninde bir çocuk yetiştirmek için giriş mahiyetinde güzel bir eser. **** 📚📝📖 Cüneyt Bağdadi hazretleri, şükrü "Allah'ın verdiği nimetle Allah'a isyan etmemek" olarak tarif eder. Yani, göz bir nimetse, onun şükrü Allah'ın haram kıldıklarına bakmamaktır. Kulak nimetinin şükrü, haram seslere sağır olmaktır. Dilin şükrü, boş laflara, gıybete, fesada ses olmamaktır. Aynı şekilde, anne baba olmanın şükrü de, çocuğa Allah'ın yasakladığı yöntem ve davranışlarla muamelede bulunmamak ve onu Allah'ın işaret ettiği istikamet üzere büyütmekle mümkün olur. Yani Allah'ın verdiği çocuk nimetine, yine, O'nun (cc) istediği şekilde ve işaret ettiği yolda yürüyerek şükredilebilir. #kitap #KitaplarYolda #okuyorumla #book #bookstagram
12 notes · View notes
gereksizseyler · 6 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
@okuyorumla
23 notes · View notes
1kitap1film1sarki · 6 years
Photo
Tumblr media
📚Don Quijote 📚 Cervantes, Don Quijote kitabının önsözünde okura “Aylak okur” diye seslenirken hem ortaya koyduğu eserin hem de karşı karşıya olduğu okur kitlesinin farklı olduğunun farkındaydı. 1605 yılında eseri kaleme almaya başladığında Cervantes, okuru sorgulamaya ve düşünmeye sevk eden ifadeleriyle “modern okuru düşlemekteydi.” Ayrıca Orta Çağ adeti olan şövalyelik üzerinden toplumsal değişimlerin de ele alındığı roman, bir kırılmanın yaşandığını ve eskinin yerini yeninin aldığını, eskiye bağlı kalmanın ise bir delilik olarak değerlendirildiğini eleştirel bir dil ile okura göstermektedir. Don Quijote romanı ilk roman olarak değerlendirilmektedir. Hikâye türü yazımdan uzun soluklu romana geçiş bu kitapla olmuştur. Hem teknik hem de içerik olarak yeni olan roman ile beraber artık okur da hikâyeye dahil olmuş ve söz hakkı kazanmıştır. Karakter, kurgu ve konu çerçeveleri genişlemiş, Rönesans ile beraber sanat eserinde bireysel beğeni ve yazarın orijinalliği de önem kazanmıştır. Böylece modern dönemin her ne kadar ne zaman başladığı tartışmalı olsa da belli noktalarda uzlaşım sağlanmıştır. “Üzerinde uzlaşılmış̧ konulardan bir tanesi ise modern felsefenin Descartes, modern romanın ise Cervantes ile başladığıdır.”
@okuyorumla
27 notes · View notes
sercelerinsarkisi · 6 years
Photo
Tumblr media
“Dünya senin için, sen değilsin dünya için”
Cebrail Kanadı, Hece Yayınları tarafından basılmış, çok bilinmeyen bir Muhammed İkbal kitabı. Anlaşılır bir dili var, tercümesi gayet açık. Türkçeye çevrilirken de şiirselliğini kaybetmemiş. Konusuna bakarsak, Müslümanların geldiği nokta farklı farklı açılardan eleştirilmekte. Örneğin; tembelliği, tarikatlara körü körüne bağlılığı, Kuran'dan ve Sünnetten uzaklaşmış olması gibi..
Yalnız okurken Muhammed İkbal'in İslam'a adanmış bir ömür yaşamış olması akılda tutulmalı. Çünkü bazı şiirlerinde - Gecesi gündüzü Allah, aşkı sevgisi Allah, kelamı sükutu Allah olan bir müridin en son kendinden geçip “Ben Allah'ım” dediği - bir damar var kitapta. Bu teşbih sizi korkutmasın :)
İyi okumalar @okuyorumla
13 notes · View notes
rabzum-blog · 7 years
Text
İntibah
Okurken başta çok sıkıldım ama sonra bir çırpıda bitti. Namık Kemal'in yazmış olduğu İntibah uyanış anlamına gelmektedir. Ali Bey'in uyanışını anlatır. İnsanların bir kişiye kör okurcasına bağlanıp sonrasında zaaflarına yenik düşmesi çok güzel anlatılmıştı.
Ali Bey'in olaylara at gözlüğüyle bakmasıydı onu bu hale getiren. Mehpeyker'in yaptıklarını, söylediklerini tam manasıyla anlamıcak kadar kötü durumda olmasıydı. Veya Dilaşub'a atılan iftirayı tek bi yerden bakıp gerisini sorgulamamasıydı. Bana bir şeyi hatırlattı bu durum; herhangi bir şey söylendiğinde tek bir yere takılıp kalmamayı, olaylara her yönden bakabilmeyi.
Bence kitapta en kötü durumda, asıl acınacak halde olan Mehpeyker'di. O kadar kendini üstte görüyoduki bu durum onu sonuna sürükledi. Hırsları uğruna her şeyi alt üst etti. Şunu unutmamalıyız ki hırs insanı kendi sonuna götürür, bir hedefimiz varsa bunu azimle istemeliyiz. Kendimizi mükemmel bir insanmış gibi görmeyi bırakmalıyız.
Son olarak kitapta sevdiğim bir kısım vardı orayı da eklemek istiyorum: “Mahcubiyet korkusuyla riyakârlığa tenezzül etmek insan için ne büyük bir eksiklik tir! Hele bir yalan tertip edip de muhatabını ikna etmek için parlak safsatalar, tesirli sözler aramaya çalışa çalışa kendi yalanına bazen kendi dahi inanacak dereceye gelmek ne büyük bir gaflettir.” –Namık Kemal @okuyorumla
12 notes · View notes
salincaktaki · 7 years
Photo
Tumblr media
Şair Ahmet Murat Özel'in gerçek hayatta yazdığı yazılardan derlenen kitabı 'Belki de üzülmeyiz'. Yazarın bildiğimiz naif üslubu ile tartışmadan, kırmadan, incitmeden meramını anlattığı yazılarını bir çırpıda okumak mümkün değil. Okuduğunuz her yazıdan sonra üzerinde derin düşünmelere sevk olacaksınız. Beni en çok etkileyen iki başlığı paylaşmak istiyorum. 'Belki de üzülmeliyiz' ve 'Yahşılık'. @okuyorumla
17 notes · View notes
gogudelennefes-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Sure (İsrâ Suresi), 85. Ayet Ve sana ruh hakkında soru soruyorlar. De ki: "Ruh, Rabbimin bileceği bir şeydir. Size pek az ilim verilmiştir." Bu ayeti bile bile bir çoğumuz ruhu merak eder kendini bulmak ister ruhunu hissetmek ve yakınlaşmak ister..
Aslını soracak olursanız kitap çok getirisi olan bir kitap değil çeşitli vakalar var ve psikiyatristin yorumlamaları çözümleri tedavileri ve tabi ki sonuçları var. Bir çırpıda bitiyor ama ne diye okudum demeniz büyük ihtimal az çok psikoloji ilmine muhattap olan gayet sıkıla sıkıla sonunu getirmeye çalışacaktır..
Kitaplar insanın hayatında, muhakkaktırki kendini bulma yolunda işaretler dir. Şayet kitaplar alemimizi düzeltmek yerinde bozuyorsa hiç bir anlam ifade etmez. Bu inançta bakan ruhlara sesleniyorum zaman kıymetli ve bu kitabın hiç kütüphanenize uğramaması tavsiyesindeyim.. 
11 notes · View notes