Tumgik
#her gün azalıyor...
civcivwq21 · 15 days
Text
"Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor."
36 notes · View notes
sevgimaciyor · 1 year
Text
umurumda olan şeyler her geçen gün azalıyor ama bazen durup dururken içime bir sıkıntı çöküyor. hiç gibi hissediyorum. koca bir hiç. halledeceğim.
868 notes · View notes
tuhafbirkimse · 11 days
Text
“Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor.”
40 notes · View notes
birrhadisevar · 2 months
Text
Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor
31 notes · View notes
viranezindan · 1 year
Text
ne hissettiğimi bilmiyorum. bak, bu mevzu benim kaburgalarımı kırıyor, gözlerimi doldurup canımı yakıyor. her sabah bir umutla gözlerimi açıp, her gece bugün neden ölmedim diye gözlerimi kapatıyorum. uyandığımda gözlerim yaş doluyor, yeni bir role bürünüyorum. bazen ben bile şaşırıp düşünüyorum, birden fazla duyguyla nasıl başa çıkabiliyorum diye sorguluyorum. bitmek bilmiyor, çoğalıyor. her bir gün yenisi ekleniyor. kötü olan ne biliyor musunuz, benim inancım azalıyor. ya yarın da bugün gibiyse? düne, bugüne katlandım fakat yarın için güçlü değilim. konuşacak onca şey var, boğazım düğümlendi. omuzlarımın altında ezildim, neyse boşver. uzatsana paketle çakmağı.
381 notes · View notes
girifit · 4 months
Text
gece veya gündüz. ay veya güneş. hiçbiri farketmez artık. bu acı bedenimi yuva bellediğinden beri zaman fark edilmez oldu. adımlarım yavaşladı. kalbime giren sancılar arttı. sigaralarım çoğaldı. zihnimde binbir intihar planı. hangisi, hangi gece çıkacak açığa; bilinmez. mumlarım acıma eşlik edercesine yanıyor her saat. çakmaklarımın gazı azalıyor. gözlerim gün içinde kapanır oluyor. ellerim titriyor, kalemi bile tutamaz oluyorum. bazı günler gelip vuruyor beni, tam sırtımdan. her şeyin geçtiğine inandığım saatler yalancı oluyor. ben bir yalana inanıp yine o yalana yenilen oluyorum. bir an gelip vurunca bana. sendeliyorum. düşmem sanırken yeri yuvam belliyorum. o kan gölünü sevmeye başlıyorum. ve beni asıl korkutan bu. kalbimdeki sızı yaşadığımı hissettiriyor bu yüzden benimsiyorum onu. bir anne-çocuk misali bağrıma basıyorum. pürüzlü tenimdeki izlere her dokunduğumda yaşadığımı ve biraz daha eksildiğimi hissediyorum. bazı geceler vuran uykusuzluk bana gündüzü göstermeye yemin etmiş gibi oluyor ve bunu seviyorum. bir tırnağım kırılınca yalnızca onu kesiyorum. diğerlerini değil. ve bu, benim canımı ne kadar yakarsan yak ölmeyeceğimi söylüyor sana. sağ elimin işaret ve baş parmağıyla sol elimin yüzük parmağına dokunduğum an ölecek gibi oluyorum. ruhumun benden alınıyor gibi hissettiğim her an yaptığım bir hareket bu. kanayana dek parçalıyor tırnaklarım parmak ucumu. bir acı değil bu. bir his. kanıtı yok ama içimde eksilttiği şeyler çok. şimdi sigaram yanıyor parmaklarımın arasında. ellerimde bir titreyiş, ruhumda bir yıkım. yalnızlığı üzerime bir hırka misali giymişim. şimdi, sigaram bitiyor. hoşçakal.
45 notes · View notes
kayipizge · 10 months
Text
XIV
sevgili sevgilim deniz,
dünyada olmadığın günleri anlattığımda kendini şanslı hissedeceğini biliyorum. senden sonra o kadar kirlettik ki burayı. dünyanın dört bir yanı sadece kirden, hırstan ve çöplükten oluşuyor. insanların hiçbiri mutlu değil. yolda yürürken sadece memnuniyetsiz yüzlerle karşılaşıyoruz. kimse yaptığı işi sevmiyor. herkes hep daha fazlasını istiyor. kimse doymuyor artık. hep hep ve hep. siyasiler birbirlerini yemeye devam ediyorlar. güç zehirlenmesi yaşadıkça daha da asılıyorlar koltuklarına. mutlu ailelerin sayısı gittikçe azalıyor. sokaklarda dans eden çocuklar göremiyorum artık. kolay gelsin dediğim esnaftan cevap alamıyorum. sokaklarda oynayan çocuklar artık yoklar. sokaklar eskisinden daha kalabalık ama içlerimiz bomboş. beni soracak olursan, ben dünyayla ilişiğimi ölümünden sonra kestim. not et bu tarihi. parmaklarımdan ilk kez çıkan bu kelime. ölümün. sen öldün ve ben dünyadan çektim elimi eteğimi. böyleydi değil mi bu deyim. perişan haldeyim bu satırları yazarken. bağışla yanlışsa. çektim çekmesine de yaşanıyor işte gün be gün. dişlerimin arasına sıkıştırdığım sigara birkaç dakika sonra kendisini yok edip kül olacak. yokluğun ve yaşam arasında sıkışan ben ise kül olmuyorum. hatta gün geçtikçe büyüyorum. ne büyük saçmalık ama. her geçen gün seninle yok olurken yaş alıyor olmak ne büyük saçmalık. artık saçlarımı hiç örmüyorum deniz. bilmem ki neden. ben neden artık saçlarımı örmüyorum deniz? ve sen neden gittin deniz. bu iki soruyu sonsuza kadar düşüneceğim. örgülerim ve deniz. sen yokken ben yirmi bir oldum. benimle yaş al derken beni kandırdığını nereden bilebilirdim. yaş aldım ama sen yoktun. artık mum üflemiyorum. gördüğüm bütün ışıkları açıyorum. bütün mumları yakıyorum. hiçbir mumu üflemiyor ve ışıkları söndürmüyorum. sen hep gör diye bütün ışıkları açık tutuyorum. bahsedildiği kadar karanlıksa orası ışıklarım hep senindir. acaba sen de orada beni özlüyor musun deniz? ben burada özlemden yok oluyorum. yokluğunda deliriyorum sevgilim. kimse anlamasa da sen anla. beni anla deniz. beni anla ve oralarda beni unutma.
58 notes · View notes
sensedim1938 · 5 months
Text
“Her şeyin güzel olacağına inanmayı bıraktım. Sanırım her geçen gün inancım daha da azalıyor. Bu da canımı çok sıkıyor..”
23 notes · View notes
hep-ayni-sey · 2 years
Text
Umurumda olan şeyler her geçen gün azalıyor.
568 notes · View notes
elprofesor13 · 1 year
Text
Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor.
108 notes · View notes
reilinamia · 4 months
Text
Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor
~Şeker portakalı
14 notes · View notes
zeyhal · 8 months
Text
gün geçtikçe buraya olan ilgim ve yazacaklarım azalıyor sanki, bu hayra mı delalet yoksa başka bir şeye mi kestiremiyorum da birbirimize dua edersek bence her şey çok daha kolay olacak, inşallah 🥹🌸
25 notes · View notes
orendagibii · 1 month
Text
Umrumda olan şeyler her geçen gün azalıyor.
10 notes · View notes
gri--adam · 2 months
Text
Ne bir selam ne merhaba, her geçen gün biraz daha yabancılaşıyoruz. Giderek azalıyor satırlarımız, konuşamadıklarımız vardı giderek sustuklarımız oldular zamanla yutkunduk içimize attık söylenecek söz kalmadı...
15 notes · View notes
bazenmahir · 3 months
Text
Son 30 yılda çok şeyin değiştiği, kadınların da bundan paylarına düşeni aldıkları doğrudur.Kadınlar, teknolojinin, eğitim ve iş imkânlarının da etkisiyle 30 yıl öncesine oranla daha fazla hareket alanına sahiptirler, kendilerini daha çok alanda ifade edebiliyorlar. Ağzı açık, gözleri pencerede beyaz atlı prensin gelip kendisini mutluluğa uçurmasını bekleyen kadınların sayısı azalıyor. Daha az kadın,evlenmek, bu evliliğe ömrünü adamak için can atıyor. Lakin gittikçe yaygınlaşan bir de olumsuz gelişme mevcuttur. Her geçen gün daha fazla kadın,kendi bedenini sermaye olarak görmeye, bunu kullanarak sınıf atlamaya, tüketimin erdem olarak kabul edildiği düzende yer edinmeye çabalıyor.Geçmişte kadınlara, kocaya bağlılık, çocuklarının ve evinin kadını olmak öğütlenirdi, bugün ise "Madem genç ve güzelsin o zaman bunun kıymetini bil, bunu sermayeye dönüştür, rahat et" öğüdü veriliyor. Geçmişte "namusu" ve doğurduğu erkek çocuk ya da evine bağlılığıyla kendine toplumda yer edinmeye çalışan kadın, artık bedenini, cinselliğini kullanarak kendine yer açmaya çalışıyor, buna zorlanıyor.Son yıllarda yapılan Televizyon dizilerinde genç kadınlara öğütlenen de bu değil midir?
Bu dizilerin neredeyse tamamında fakir ama "bedeni güzel" kadın, bir anda zengin bir adamla karşılaşıyor ve o an itibariyle hayatı değişiyor. Dolmuş yerine lüks arabaya biniyor, kokoreççi de değil, lük İtalyan restoranında yemek yiyor, vitrinlere imrene bakmak yerine fiyatına bile bakma gereği duymadan kredi kartıyla şuursuzca alışveriş yapıyor. Bütün bunlar bir gecede değişiyor. Peki, neyin karşılığında? Tabii ki bedeninin, cinselliğinin.Bu durum bize, "fahişelik” olarak değil, aşk olarak sunuluyor. Artık aşk nasıl bir şey ise beden ölçüleri makul "güzel" kadın ölçülerine uygun olanı seçiyor hep, kilosu 90 olan kadınların farkına bile varmıyor! Evet, çok şey gibi kadınlar da değişti ama değişen kadınlığın niteliği değil, rolüdür. Kadınlık, erkekliğin bir nesnesi olmaya devam ediyor.
Tumblr media
10 notes · View notes
sanaamektuplar · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
yaşımı bilmiyorum. seni tanıdığım an doğdum ben. hesapla ordan. benim yaşım, seni yaşadığım kadar. ama her geçen gün dökülüyorum eskiyorum. tek eskimeyen gönül derler, tek eskimeyen sana olan sevgim, merhametim, sıcak yüreğimde sana ayırdığım beklediğim yer. adımlarım gün geçtikçe yaşlanıyor, dizlerimin dermanı azalıyor. kalbimin ömrü asırlarca. öpüyorum o eskimeyen ellerinden.
56 notes · View notes