Tumgik
#güne ışık
yakazakalb · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media
“Ehl-i dünyanın yakınlığı, sağlam insanı bile hasta eder.”
İmam Şafiî (رحمه الله)
.
41 notes · View notes
oyunabirazara · 1 year
Text
Tumblr media
Sızlamayan kalp, merhamet duymayan gönül, ibret almayan göz, hakikate aç olmayan bir kulak, hayra koşturmaya hevesli olmayan ayaklar... Hepsi bedene yüktür...
30 notes · View notes
karanliklar-prensesi · 4 months
Text
Bugün bütün dünya havai fişeklerle gökyüzünü boyuyordu.Sanki karanlığa inat edip o karanlığı aydınlatabilecek gibi ve çocukların gözleri bir kez daha şahit oluyordu, istenildiğinde dünyanın ne kadar güzel ne kadar rengarenk olabileceğini.
Bu kadar çok ışık gökyüzünü aydınlattığına göre kalplerimizi de aydınlatabilir miydi?
30 notes · View notes
delikiz · 1 month
Text
Unutma karanlık yoksa ışık bir hiçtir.
7 notes · View notes
caglayimm · 1 month
Text
iyikilerin başında,her neşenin her umudun her duygunun içinde sen.Her şeyin sana bağlı olduğunu bilmek hayattaki en güzel limana sahip olmak.Sana olan aşkımın derinliğini ifade etmek için kelimeler asla tek başına yeterli değil,bu yüzden her saatim her dakikam her saniyem seninle geçsin istiyorum. Ben seninle büyümeyi seviyorum.Bana karşı yumuşayan sabrını seviyorum .Her şey karmaşığa sardığında tüm bunlarla beraber elimden tutup benimle ayağa kalkmanı seviyorum .Gülüşündeki kalabalığı suratındaki yalnızlığı basit şeylerin içinden binlerce anlam çıkarmanı değer verme şeklini seviyorum.Heyecanlanınca parlayan gözlerini cehennem gibi bir dünyada bana armağanmışcasına karşımda duran o eşsiz gülümsemeni hiçbir tarifi olmayan sarılmalarını beni çocuk gibi sevmelerini seviyorum sevgilim.Olduğum gibi kabul edişine aşığım seni sonsuza kadar dinleyeceğimi öpeceğimi sarılacağımı ve bunları hiç düşünmeden ömrümü harcayabileceğimi biliyorum, çünkü seninle olduğum her an evimi buluyorum.Yaşlandığımda saçlarıma griler düştüğünde hala deli gibi sevmek istediğim tek kişi sen olacaksın. sana basitçe bir ilgi duyamıyorum, tek odağım sensin her tenime dokundukça sevginle beni sar istiyorum.Sen hayatımda var olduğun sürece kopardığım tüm papatyaların yaprakları hep seni söyleyecek hep sana yöneltecek beni.Sana her baktığımda gülüşünle tekrardan doğuyorum kahkalarında melodiyi sözlerinde şiirleri duydum sanki üzerime gölge düşmüş beni aydınlatan tek kişi sensin.Ne için mi sen?Benden öncede vardın benden sonrada varsın sana aşkla tutunmam bu yüzden.En iyi arkadaşım,en iyi dostum,canım sevgilim seni ilk tanıdığım günden beri ruhuma sığınak aradığım haykırışlarımın duyulduğu limanımsın sen içimi koruyansın beni herşeyden sakınan el üstünde tutansın işte bu yüzden sana sığındım senden önce gözlerim kördü bu dünyaya sen geldin ve ışık tuttun bana.Küssem de sevdin kızsan da sevdin vazgeçmedin benden üşüdüğümde sarıldın küsüp gittiğimde bile ellerimden tuttun.. hayatımda olduğun her güne şükrediyorum çünkü birçok şey bizi birbirimize kavuşacağımız anı engelleyebilirdi hayatımda olduğun süreçten beri minnettarım sana sonsuz dünya da beni buldun ışığım oldun sevilmeye değer her ne varsa hepsi sende toplanmış sevgilim gökyüzündeki son yıldız yanıp kavrulana kadar seninleyim.bütün vakitlerimi hatta daha çoğunu sana ayırmak istiyorum seninle çekilecek fotoğraflar gidilecek mekanlar ıslanılacak yağmurlar bakılacak gökyüzü geçirilecek bir ömür var bende. seni daha fazla sevmek istiyorum her milimine kadar beğenmediğin her zerreni sevmek istiyorum yapılan uzun yolculuktan sonra dinlenecek tek evim sen ol istiyorum başıma gelen en güzel felaketimsin simsiyah olan dünyamda bembeyaz hayallerimsin Seni çok seviyorum sevgilim,iyiki doğdun iyi ki hayatıma girdin nice mutlu yaşlara sevgilimm❤️
27 notes · View notes
simgearc · 1 year
Text
iyikilerin başında,her neşenin her umudun her duygunun içinde sen.herşeyin sana bağlı olduğunu bilmek hayattaki en güzel limana sahip olmaktı.sana olan aşkımın derinliğini ifade etmek için kelimeler asla tek başına yeterli değil,bu yüzden her saatim her dakikam her saniyem seninle geçsin istiyorum. ben seninle büyümeyi seviyorum. bana karşı yumuşayan sabrını seviyorum .her şey karmaşığa sardığında tüm bunlarla beraber elimden tutup benimle ayağa kalkmanı seviyorum .gülüşündeki kalabalığı suratındaki yalnızlığı basit şeylerin içinden binlerce anlam çıkarmanı değer verme şeklini seviyorum.heyecanlandığında o parlayan gözlerini cehennem gibi bir dünyada bana armağanmışcasına karşımda duran o eşsiz gülümsemeni hiçbirtarifi olmayan sarılmalarını beni çocuk gibi sevmelerini seviyorum sevgilim. olduğum gibi kabul edişine aşığım seni sonsuza kadar dinleyeceğimi öpeceğimi sarılacağımı ve bunları hiç düşünmeden ömrümü harcayabileceğimi biliyorum, çünkü seninle olduğum her an evimi buluyorum. yaşlandığımda saçlarıma griler düştüğünde hala deli gibi sevmek istediğim tek kişi sen olacaksın. sana basitçe bir ilgi duyamıyorum, tek odağım sensin her tenime dokundukça tutkunla beni sar istiyorum. sen hayatımda var olduğun sürece kopardığım tüm papatyaların yaprakları hep seni söyleyecek hep sana yöneltecek beni.sana her baktığımda gülüşünle tekrardan doğuyordum kahkalarında melodiyi sözlerinde şiirleri duydum sanki üzerime gölge düşmüş beni aydınlatan tek kişi sendin.ne için mi sen? benden öncede vardın benden sonrada varsın sana aşkla tutunmam bu yüzden. dost bildim seni ilk tanıdığım günden beri ruhuma sığınak aradığım haykırışlarımın duyulduğu limanımdın sen içimi koruyandın herzaman.herşeyden sakınan el üstünde tutandın işte bu yüzden sana sığındım ben senden önce gözlerim kördü bu dünyaya sen geldin ve ışık tuttun bana hatalı olsamda sevdin vazgeçmedin benden üşüdüğümde sarıldın küsüp gittiğimde bile hala ellerimden tutandın.. hayatımda olduğun her güne şükrediyorum çünkü birçok şey bizi birbirimize kavuşacağımız an engelleyebilirdi hayatımda olduğun süreçten beri minnettarım sana sonsuz evrende beni buldun ışığım oldun sevilmeye değer her ne varsa hepsi sende toplanmış sevgilim gökyüzündeki son yıldız yanıp kavrulana kadar seninleyim miniğim bütün vakitlerimi hatta daha çoğunu sana ayırmak istiyorum seninle çekilecek fotoğraflar gidilecek mekanlar ıslanılacak yağmurlar bakılacak gökyüzü geçirilecek bir ömür var bende. seni daha fazla sevmek istiyorum her milimine kadar beğenmediğin her zerreni sevmek istiyorum yapılan uzun yolculuktan sonra dinlenecek tek evim sen ol istiyorum başıma gelen en güzel felaketimsin simsiyah olan dünyamda bembeyaz meleğimsin seni çok seviyorum sevgilim,iyiki doğdun iyi ki hayatıma girdin nice mutlu yaşlaraaa
Sevgilin...
152 notes · View notes
mcanylm34 · 1 year
Text
Tumblr media
Günaydın YAŞAMAK
Yine yeniden yeni güne
Tüm Dostlara GÜNAYDIN..
Sevgiye sevgi katmak için
yola çıkanlara günaydın.
Dünyaya ışık veren renklendiren güneşe günaydın.
Uyuyanlara çalışanlara koşanlara emekleyenlere günaydın.
Gönlü güzellere yüreği kocamanlara günaydın
Bugün kapılarımız, pencereleriniz güzel insanlara açılsın.
Telefonlarımız güzel haberler için çalsın.
Hayatınızdan sağlık, huzur, mutluluk, neşe
ve bereket hiç eksik olmasın.
Velhasıl herşey gönlümüzce olsun.
Günümüz güzellikler getirsin
GÜNAYDINLAR
Tumblr media
59 notes · View notes
maksurat · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Tokyo
Şehirde insana kendini küçücük hissettiren kocaman gökdelenler var ve sayıları çok fazla. Bizim kaldığımız shinjuku bölgesi öyleydi en azından. Evler ise küçücük, arabalar küçücük, yemek porsiyonları küçücük. Markette satılan ürünler küçücük. Gökdelenlere rağmen ağaç sayısı ise çok iyi, şehirde çeşit çeşit kuş sesi duyuluyor ve hatta cırcır böceği sesi. Kuş neyse de cırcır böceği bayağı şaşırttı. Metroda bile kuş sesi duyunca yok artık dedim. Meğer görme engelli insanlar için yaptıkları bi guzellikmiş.
Tumblr media
Tokyoya en az 5 gün lazımdı biz planımızı 3 güne sığdırmaya çalıştık. Bir çok yer eksik kaldı tabi ki.. Ulusal müzeyi, doğa tarihi ve bilim müzesini gezdik. Teamlab diye dijital sanat muzesi gibi bir yer vardı, orayı da gezdik, dört duyumuzu kullandığımız bir tecrübe oldu, harikaydı. Farklı temaların olduğu bölümler vardı mesela bir tanesinde dizimize kadar suya girdik ayaklarımızın yanında koi balıkları geçiyor gibiydi, yosunlar, deniz çiçekleri falan vardı. Bir yerde yağmur ışık şeklinde yağıyordu.. çok değişikti. Başka bir gün Tokyonun kuzeyine, bonsai bahçesine gittik. Bin yıllık bir bonsai gördük.
Tumblr media
1000 yıl boyunca kaç nesil bakımını yaptı senin güzel ağaç?
Bahçeyi gezdiren japon bir teyzeydi ve çok tatlıydı. Daha önce Türk biri bahçeyi gezmemiş sanırım, nereli oldugumuzu sorunca şaşırdı ;) Kardeşimin bildiği bilgileri ve bonsai yetiştirme macerasını dinleyince şaşkınlığı daha da arttı ;) teyzemiz yanımızdan ayrıldı ve bize İngiliz bir genç rehberlik etti. Japoncası çok iyiydi bize bir haikunun tercumesini falan yaptı. 1.5 yıldır Japonyadaymış ve o bahçede görev yapıyormuş. Ne değişik hayatlar ^^
21 notes · View notes
fatomahperi · 10 months
Text
GÜNAYDIN
umutla ışıldayan yeni güne,
GÜNAYDIN,
günümüze ışık olan GÜZEL İNSANLARA....
Şifasıyla.....müjdesiyle....kısmetiyle...sevgisiyle
Harika bir gün olması dileğiyle💕..
22 notes · View notes
yakazakalb · 7 months
Text
Tumblr media
لكل شدة مُدة، وكل ضيقٍ له مُتسع
Bütün zorlukların belli bir süresi ve her darlığın bir ferahlığı vardır.
.
67 notes · View notes
Text
Hoşça Kal Çocuk!
Ruhum dağınık, toplamadım. Çarşafını örttüm geçmişin, yıldızlar içimdeki volkanların patlamadan önceki sinyallerini çağrıştırıyor. Parıl parıl parlamaktalar. Gece, güne inat tılsımını ekliyor ayın...
Gönlümün yatağı dağınık... Uyuyanlar var, sessiz olun uyandırmayın. Öyle bir rüya gördüm ki, yalnızlık benden içeri serden dışarı çıktı. Takvimlerin insanları ağlatışları kelebekleri uyandırdı. İçimin mevsimi kıştı, ilkbahardan nem kaptım. Arabalar hızlıca geçiyorlar, kimi insanlar dağınık ruhlarının peşinde kimileri ise hayatlarının peşinde... İnsan neyi isterse onun peşinden koşarmış. Kendimi bulduğumda tamamlandım. Bam telimin ayarı kaçtı, keman çalıyor yüreğim...
Gidenler duyarlar da gelirler, hep birlikte şarkı söyleriz belki. Emeklemeyi öğrenmişti yüreğim, sonra umutların çatısından baktım dünyaya düşecek gibiydim bir an rezil oldum sandım. Yüreğim düşecek gibiydi gözlerden, son anda yakaladım.
Kimse anlamazdı hâlim perişan, duygularım yatak döşek yatmakta... Nevresimini 90 derecede yıkadım günahlarımın, çok kirlenmişti sonunda aydım. Bakın, içimdeki çocuk beni terk etti çıplak ayakla caddeyi alt üst ediyor.
-Dur gitme, yalvarırım gitme. Sana en sevdiğin oyuncağı alırım. Gözlerimin nemini siler, seninle hayata dair en güzel oyunları oynarım. Yalvarırım, dur gitme... Daha yapacak çok şeyimiz, gezecek çok yolumuz var.
Duymadı bile, yüreği nasır tutmuştu hayat göze gelince. Avizesi düştü, aydınlanmıyor dostlukların çıkmazı... Çıkmaz sokağa dönün, sağda bir yerlerde bulursunuz alnınızdan öpecek bir sevdalıyı; yarasızı. Merhemini gizli tutar, yarasızdır zararsızdır ışıklanır, ışık tutar... Bilirim o yolda bir şekilde karşılaşırız.
Gözlerim incilerini döküyor yağmur dolu koleksiyonuma. Pazartesi Salıdan umudunu keserse, Cuma alır mı Cumartesinin umutlarını? Bir yerden biten bir yerden başlamaz mı? Umut kapısı değil mi sevgi tezgâhınız? Can pazarından haliç köprüsüne uzanır bahtından umudumun geçtiği gönül dergâhım...
Karı tutabilir misin gözlerinle? Beyaz gecelerde ağlayabilir misin ki bembeyaz düşlerinin yerine?
Düşlerine kıyma, çocukluğun gitti bak. Düşlerine yazık etme, kapılma gönlünün sel dolu sonbaharına...
Gidenler dönmezler boşuna nefesini tüketme, bağırma. Gidenler duyamazlar...
Ağlamak, şerefli bir Ekim sonunun Kasım ayına ihaneti sayılmakta...
Ağlamak; gülerken oluşturduğun gamzelerinden seni çalmakta... Bırak, yağmur ağlasın bırak İstanbul ağlasın, bırak ruhundan kopan fırtınalar ağlasın. Sen sakın ağlama...
Güneşini çalar gözlerim, affet bana bel bağlama. Büyüdün çocuk, hangi arada ne zaman oldu bilmem ama büyüdün işte...
Bisikletle geçtiğin o yollardan umutların sığmaz oldular. Hayallerin küçülürken gözpınarlarından nasibini aldın. Büyüdün çocuk! Okul yoluna sığmaz oldu bedenin, ayakların götürmez oldu seni çocukluk dolu günlerine... Ağladın, içtin, özledin, küfrettin kime ne!
Büyüdün, kalbine hançer saplanıp gözlerin çocuksu hayallerine sağanak yağarken... Ruhun dağınık, kilere sakladığın mavi bir kurdelen vardı. Şimdi git onu bul ve sal denizin saçlarını okşadığı mavi haziran gecelerine... Haziranlar bir başka gelirdi sana, umut kokardı.
Haziranlar ışıltı demekti, Nisanlar hep ama hep yeşil... Çimenlerde oturur, kendine kendini anlatmaktan korkardın. Denizin matemsiz gülüşlerinden kopardığın umut bahçelerini hayallerinin sepetine atardın. Döner dururdun denizin içinde, Ağustoslar hayat kokardı. Mevsimler seninle anlam kazanır, dört mevsimin beşincisinden kendine aşk mevsimini yaratırdın. Şimdi büyüdün çocuk! Bu yaşlar niye? Yapraklar sararır, ruhun dağılır üzülme! Şimdi sendeki gülüşleri görme hakkı faytondan el sallayan çocukluğunun son sevişlerinde... Bırak gitmeden önce sevsin son kez. Boşuna yalvarma.
Hangi giden durdu ki şimdiye kadar? Hangisi dinledi sözlerini, hangisi gördü gözlerinden yağan yağmurları? Umutlarından kaldırdılar şemsiyeni, sırılsıklam oldun üşüdün. Hangi biri acıdı ki? Boşuna yalvarma geri döndüremezsin hiçbir gideni...
Televizyondan hayat yolunun geçtiği insanlar geçiyorlar. Beşinci Kanal adı umut... Canlı yayındalar, baksana hayat yolunun bayrağını da devralmış sana sonsuz teşekkürlerini iletiyorlar. Onlar bittiler artık, büyüdün çocuk! Sonbahar yapraklarına kıyma...
Yüreğimin kemanı hiç susmuyor... Kopmuş bir teli, canımdan öte yollarda hayat yine bana çıkıyor.
Piyangosu sevmekmiş kaderimin, pişman mıyım? Hayır, değilim...
Sadece durduramadım geçmişin zincirleme kazasını, engel olamadım.
Ruhum kaçık, kaçak sevişlerin peşinden koştu. Olduramadım bugünün yazgısını, yarına karışmayalım...
Efsanevi Anka Kuşuna uzanan hikâyenin önsözü misali; Yarın, küllerimden yeniden doğacağım... Şimdi söyleyin adım neydi benim? Unuttum...
Dün gelmezdi, bugün kaçaktı giderdi. Yarın ise belirsiz bir hediyeydi. Söyleyin bana, benim adım neydi? Hangi sonbahardan kalma günde ertelemiştim ki kendime dokunup, kendimi sevmeyi?
Çok ciddiye almıştım sevmeyi, sevmemeyi... Hoşça kal çocuk! Midye kabuklarına selam söyle!
Hoşça kal çocuk! Yıldızlara selam söyle...
Dilara AKSOY
20 notes · View notes
girift0 · 22 days
Text
Kapılar bana kapatıldı, suratıma çarpıldı. Kapının eşiğinde kaldım, küçük bir aralık vardı ve ben oradan gelen ışığa kandım. O ışık hiçbir zaman büyümedi, günden güne soldu bedenim. Belki yanılmışımdır? O ışığı ben yaratmışımdır ve kapılar aslında bana hiç açılmamıştır. Ruhum bir eşikte, bir arafta, yanılan yenilgiler içinde. Gözlerimin feri sönmüş, bileğimde prangalar, yalnızlığımla bir başıma kalmışım.
5 notes · View notes
fallenangelfromhell · 3 months
Text
Sevgili yedi yaşım,
Bugün sana bir farkındalıkla geldim. Neyi fark ettiğimi merak ettiğini biliyorum, bu sefer karanlık değil korkma. Fark ettim ki; hayatım boyunca hep onay beklemişim, aklına gelebilecek her konuda. Başarıda, gururda, sevgide, değerde ve hatta bazen korkularımda. Ama bu gece şunu anladım, neden bunlar için bir başkasına ihtiyacım var ki? Son bir kaç aydır her şey üzerimize çok geldi; sağlık sorunları, aile ve ilişki sorunları ve hayatın küçük büyük stressleri. Ve sonuç olarak tükendim, depresif bir şekilde haftalardır yatağımdan çıkmadım. Motivasyonumu, kendime olan inancımı ve değerimi kaybettim. Ya da öyle sandım. Ama her gün uyanmaya devam ettim. Ve bunun için kendimle gurur duyuyorum. O zor geceleri, yalnız başıma atlatabildiğim için. Ertesi güne uyanabildiğim için. Hiçbir şey yapmama gerek yok o günlerde, yine de bir sonraki güne uyanabilmeyi başardım. Bunu çoğu kişi başarı olarak görmeyecek belki, ama sen de ben de çok iyi biliyoruz bunun bir başarı olduğunu. Çünkü ben intihara meyilliydim, hayatımın kalan kısmını merak bile etmiyor hatta umursamıyordum. Ve ben kendime olan değerimi kaybettiğimi düşünsemde, çırpındıkça battığımı düşünsemde; her gün kendim için, yaşamaya devam edebilmek için uyanmaya devam ettim. Kimse olmadan kendi benliğimi öldürme dürtümle savaştım ve kazandım. Hem de bir sürü gece. Evet ertesi gün yataktan çıkıp kendim için çok yararlı bir şey yapmadım ama o gün uyanabildim. Bunun için kendimle gurur duyuyorum. Kendime ve gücüme saygı duyuyorum. İçimdeki sen’e, benim küçük meleğime şefkat duyuyorum. Ve bütün yaşadıklarıma rağmen bir çok insan gibi kalbime kötülüğü iliştirebilecekken kaybetmemek için savaştığım bu iyiliğe değer veriyorum. Belki hak ettiği kadar veremiyorum şuan kendime o değeri ama vereceğim. Kendimi artık başarısız görmüyorum, sadece geriye dönüp bakmam gerekiyormuş neler başardığımı görmek için. Küçücük bir çocukken başlayan hayat serüvenimde, olmayan engelleri koyan insanlar vardı ve hepsiyle aynı evde yaşıyorduk. Ben engelleri aşmak için çabalarken çelme takanlara, aile diyorduk. Her yere düştüğümde küçücük ellerimle uzandığımda beni koruması gerekenlere, başını çeviren ebeveynler tarafından büyütüldük. Ve zamanla kendi kendimizi iyileştirmeye çalıştık. Bazen umudumuzu kaybedip, kendimizi öldürdük. Ama bak, hala nefes alıyorum. Seni kaybettim ve yıllardır yasını tutuyorum ama hala içimde sen de yaşıyorsun. İşte bütün bunlar küçüğüm, başarılarım. Evet belki başkalarının başarılarıyla aynı değil ama bunlar zaten benim kendime özgü başarılarım. Çünkü bu gece öğrendim ki, iyileşmek inişli çıkışlı bir yol. Bazen ilerlediğimizin katlarcasına geri gidebiliriz. Ama aslında bu yanlış bir bakış açısı, dalgalar halinde iyileşiyoruz. İlerlediğimizden daha da geriye giderken bile yatay düzlemde küçük de olsa yol kat ediyoruz. Bu yüzden kimseyle kıyaslamıyorum kendimi, sadece dünümle kıyaslıyorum. Ve biliyorum ki bazen ilerleyemiyorum gibi görünsede, başladığım yerden çok daha ilerideyim. Bunun için kendimle gurur duyuyorum, uyandığım her gün için. Pes etmediğim her gün için. Ve olduğum kadına değer veriyorum. Ne yaşarsa yaşasın içindeki masumiyeti koruyan, kötü niyetli olamayan, nazik, şefkatli, bir o kadar da naif, merhametli, dürüst, hoş görülü, sabırlı, duygularını en uçlarda yaşayan, adaletli, meraklı, zeki, güzel, gülümsemesiyle olduğu her ortama ışık katan, yaşam ağacının sırrını yıllarca boynunda taşıyan ve aslında kendisi de bir yaşam ağacı olan o kadına değer veriyorum. Yaşamayı hak ediyor, sevilmeyi hak ediyor, saygıyı ve eşitliği hak ediyor, bir çocuk gibi şımartılmayı hak ediyor. Çünkü varlığıyla omuzlarında taşıdığı yükler yetmezmiş gibi, herkese yardım ediyor. Artık o kadının elinden tutacağım, yardım sırası o kadında. En çok o değerli çünkü.
Kimseden duymaya ihtiyacım yok bunları, zaten başkalarının onayları ne kadar gerçek ki? Onların zihinlerini okuyamıyoruz, duygularında ve düşüncelerinde samimi olduklarına nasıl emin olabiliriz ki? Artık biliyorum, bunları ancak ben söylersem doğru olur. Çünkü ben yalan söylemem.
Sil göz yaşlarını güzel kızım, sana söz veriyorum yedi yaşında öldün ama yetmiş yaşına geldiğinde yaşıyor olacaksın. Kendini sevmenin ve bilmenin özgürlüğüyle, kimseye bağımlı olmadan mutlu olacaksın. Söz veriyorum küçüğüm, seni yüz üstü bırakmayacağım.
Gökler örtsün üzerini, yıldızlar kadar huzurlu ol yedi yaşım, orada buluşana kadar hoşçakal.
2 notes · View notes
astrapulvis · 1 year
Text
Dün gece yurtta uyumaya çalışırken kendimi evimde, kendi odamda hayal ettim. Huzurlu hissetmek için eski günleri hatırlamaya çalıştım. Rahatlattığı gibi bir o kadar da içim burkuldu, o günlerin bir daha geri gelmeyeceğini bildiğimden. Acı tatlı bir hissiyat.
İlkbahar ve yaz aylarında odamın penceresini açık bırakırdım. Biraz ötedeki nehrin sesi duyulurdu, bir de arada bir yoldan hızlıca geçen arabaların. O aylarda havada bir koku olurdu; gece boyunca o koku odamı, yavaşça da beni sarardı. Sıcakladığımda bir elimle sağ tarafımdaki soğuk duvara dokunur, biraz da olsa serinlerdim. Çok sıcak gecelerde de sırtımı yaslardım. Karanlığın içinde gözlerimi açar, sokak lambasından gelen sarı ışık huzmeleri odama loş bir aydınlık verir, odamı öylece süzer uykuya dalardım. Pencerenin panjurlarını açık bırakırdım, ki sabahın ilk ışıklarıyla uyanıp güne başlayabileyim.
Gece de oda arkadaşlarımla pencereyi açık bırakmaya karar verdik. Yatağım pencere tarafında olduğundan perdeyi de biraz açık bıraktım, böylece yine sokak lambasının ışığı odaya giriyordu. Etrafta yakın bir yerde nehir yoktu, o sesin nerden geldiğini de bilmiyorum ama sanki yakınlarda nehir varmış gibi bir uğultu duyuluyordu. Ayrıca ana yol yakın olduğu için gece sessizliğinde arabaların sesi de duyuluyordu. İki şey eksikti; sağ tarafımdaki duvar bu defa sol tarafımdaydı ve o koku yoktu. Biraz rahatsız bir şekilde sadece kendi odamı hayal ederek uykuya dalmışım.
Belki de odamı bu denli rahatlatıcı yapan şey ortamı değildi de, sabah uyandığımda göreceğimi bildiğim simalar, beraber geçireceğimiz zamandı. Huzurlu ortamı birlikte kattıklarımızla oluşturuyorduk.
Artık o huzuru bir daha tadamayacağımı bilmek acı veriyor. Artık o odada uyanıp, kapısını açınca hiçbir sima görmemek acı veriyor. O boşluğu iliklerime kadar hissetmek acı veriyor.
Herkes ve her şey yıkıldı. Derin bir sessizlik, beynimin içinde çınlamaya başlıyor. Kendini korumak için de bırak daha da yıkılsın diyor, içimdeki ses. Nötrleşiyor düşünceler, robot gibi yaşamaya devam ediyor. En ufak bir sorunda o çizgi bozuluyor. Sıfırdan başlıyoruz.
12/05/23
8 notes · View notes
iamthefairyoflive · 1 year
Text
Büyüdükçe aslında daha da çocuklaştığımı hissediyorum. Biriyle çılgınca konuşmak, sohbet etmek, birini tüm varlığı ile sevmek... Sevgi dediğim illa ki bir kızın ya da erkeğin karşı cinsi sevmesi değil. Dostluk da olablir dediğim. Bunların hepsi önemli değerlerdi. Bu hayatta en korktuğum şey birini kaybetmek olurdu. O hâlâ yaşarken kendi içinde öldürmek de buna giriyor.
Siz hiç kaybetmek istemediğiniz , yaşamasını istediğiniz birinin günden güne ölüşünü izlediniz mi? Elinizden hiçbir şey gelmiyorken onun ölüşünü izlemek... Nefes kesilmeden de birisinin ölümünü izlemek ve sizin eliniz kolunuz bağlı... Çok fazla değer verdiğiniz birinin bir kişi tarafından bu hale getirildiğini görmek... Allah kimseye göstermesin.
Geceleri daha kötüyüm, ne kendi hayatımı ne de bir başkasının hayatına ışık olabiliyorum. Bunca zamandır ben yaparım, istersem mutlu da olurum, her şey olurum gücü ben de kalmadı. Ne buna bir hevesim ne de buna bir umudum kaldı.
Lâkin tek bir ışık var karanlık beynimin içinde... Tek bir ışık... Yazmak, kelimelerle dans etmek benim tek sönmeyen ışığım. Bu hayatta gerçekten tek istediğim şey bir gün insanlara olan sesimi yazarak duyurmak. Bunun dışında ne bir hevesim ne de sevincim var...
İyi geceler
12 notes · View notes