Tumgik
#doğal sayılar
bakbi3452 · 7 months
Text
EN YAKIN ONLUĞA YUVARLAMA MATERYALİM
EN YAKIN ONLUĞA YUVARLAMA Birler basamağı 1, 2, 3, 4 olan sayılar önceki onluğa yuvarlanır. Örneğin; 21 sayısı -> 20 sayısına yuvarlanır.      53 sayısı -> 50 sayısına yuvarlanır. Birler basamağı 5, 6, 7, 8, 9 olan sayılar sonraki onluğa yuvarlanır. Örneğin; 37 sayısı -> 40 sayısına yuvarlanır.                  65 sayısı -> 70 sayısına yuvarlanır.   etkinliğin…
View On WordPress
0 notes
mistikyol · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
SEVİMLİ HAYALETLERDEN BİRİNİ SEÇ! RUHSAL GÜÇLERİN NASIL?
BİRİNCİ HAYALET: KALBİNDEN GEÇENLERİ ANLAYABİLİYORUM Bu sevimli hayalet senin etrafındaki insanların kalbinden geçirdikleri duygularını okuyabilme yeteneğin olduğuna işaret ediyor. Bu yetenek bazen seni yorabilir. Duyguları okuyabilmek onlara açık olmak demektir. Özellikle olumsuz duygular seni hasta bile edebilir. Çok hassas olduğunu bilerek ona göre az ve öz insanla temas etmelisin. Özellikle kendi kalp çakranı korumaya ve dengede tutmaya özen göstermelisin. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: AY TAŞI
İKİNCİ HAYALET: DİKKAT ODAĞIMA GİRENLERİ BÜYÜTEBİLİRİM Bu sevimli hayalet dikkatinin çok değerli olduğunu ve neye odaklansan ona büyüteç tutulmuş gibi olacağına işaret ediyor. Dikkat odağın bolluk ve bereket üzerinde olsun ki tüm para kapıları sana açılsın. Dikkat odağın senin sihirli anahtarın gibi. Gün içinde nelere dikkatini verdiğine özen gösterirsen istediğin kapıları bu anahtarla açabilirsin. Özellikle karın bölgende bulunan solar pleksus çakranı dengede tutmaya özen göster. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: SİTRİN TAŞI
ÜÇÜNCÜ HAYALET: RUHSAL DÜNYADAN İŞARETLER VE MESAJLAR ALABİLİRİM Bu sevimli hayalet ruhsal dünyayla sürekli bir iletişimde olduğuna ve mutlu tesadüflerle mesajlar alabildiğine işaret ediyor. Tekrarlayan sayılar, okuduğun bir kitapta sorularına cevaplar, her yerde melek figürleri görüyor olduğuna göre bu mesajlara dikkatini vermeye devam et. Bu çok özel bir ruhsal yetenek. Zihninde bir soru tut ve cevapların sana akmasına izin ver. Özellikle üçüncü göz çakranın dengede kalmasına özen göstermelisin. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: AMETİST
DÖRDÜNCÜ HAYALET: NİYET ETTİĞİM HER ŞEYİ MANİFEST ETTİREBİLİRİM Bu sevimli hayalet niyetlerinin ne kadar güçlü olduğuna ve dua ederek veya tam teslimiyetle sakinleşerek istediğinde madde dünyasında bunları gerçek kılabileceğine işaret ediyor. Bu uğurda meditasyon, olumlama ve ibadet en büyük dostların. Madde dünyasının hay huyunda kaybolmadığın zaman kendindeki gücün çok daha farkında oluyorsun. Bu farkındalığı ne olursa olsun asla kaybetme. Özellikle taç çakranın diğer tüm çakralarınla uyum içinde çalıştığından emin olmalısın. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: BERRAK KUVARS
BEŞİNCİ HAYALET: GİZLENENLERİ VE GİZEMLERİ GÖREBİLİRİM Bu sevimli hayalet elindeki mumla karanlıkta kalan her ne varsa görebilme yeteneğine ve gizemleri çözmek için zihnine gelen ilhamların doğruluğuna işaret ediyor. Bu özelliğinle ruhsal olarak tüm sırlara erişebilme gibi olağanüstü bir yeteneğe sahipsin. Karşına paranormal vakalar, metafizik gerçekler ve sırlar çıkacaktır. Bunları anlayabişen medyum özelliklerini nasıl kullanacağın tamamen senin özgür iradene kalmış. Özellikle boğaz ve kök çakralarına dikkat etmeli ve dengede çalışmaları için özen göstermelisin. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: AKUAMARİN TAŞI
ALTINCI HAYALET: RUHSAL REHBERİMLE VE MELEKLERİMLE BAĞLANTI KURABİLİRİM Bu sevimli hayalet sana rehberlik edecek ruhsal varlıklarla kuşatıldığına işaret ediyor. Bu varlıklar sana doğru göstermek adına bazen iç sesinle veya bazen içine doğan güzel hislerle seninle konuşuyorlar. Asla yalnız olmadığının farkında olmalısın. Ruhsal yolculuğunda seninle birlikte yürüyen bu yüksek tireşimli varlıkların sana eşlik etmesi büyük bir ruhsal hediye. Bu ruhsal hediye sana doğal bir manyetik güç ve şans açıklığı getiriyor. Özellikle üçüncü göz ve taç çakralarının kalp çakranla uyum içinde olması senin için önemli. RUHSAL GÜCÜNÜ BÜYÜTEN DOĞAL TAŞ: TURKUAZ TAŞI
mistikyol #mistikyolyoutube #sevimlihayaletlerdenbiriniseç #ruhsalmesaj #mistikyolruhsalmesaj #ruhsalgüçler #psişikgüçler #psişikyetenekler #durugörü #medyumluk #meleklerleirtibat #tekrarlayansayılar #meleksayıları #doğaltaşlar #çakrataşları #üçüncügöz #kalpçakrası #kişiselgelişim #olumlama #çekimyasası #ruhsalgelişim #didemçiloğlu #cemçiloğlu
3 notes · View notes
cozumunparcasi · 1 year
Text
Sıfır, Hiçlik ve Karadelikler Üzerine Bir Söyleşi | Yeliz BAYSAL
Tumblr media
Sıfır, Hiçlik ve Karadelikler Üzerine Bir Söyleşi
Sıfır bir sayı mıdır? Öncelikle sizi bu konu hakkında düşündürmek ve sizinle beraber ortak sonuçlar bulmak istiyorum.
Sıfır bir rakamdır[1]evet ve yanına geldiği sayılara ekstra değerler katmaktadır. Peki sıfır bir sayı mıdır?
Sıfır sayı sisteminin başlangıcı olan yani sayı sistemini oluşturan ‘0,1,2,3,4,5,6,7,8,9’ rakamlarından birisidir. Adı üstünde sayı sistemini oluşturan, burada asıl takılılan ve sizin de aslında şuan da içinizden geçirip sormak istediğiniz asıl nokta şu sanırım:
Peki o zaman neden geri kalan rakamlar sayı iken sıfırın durumu muallakta kalıyor?
İşte tam olarak bu konudan girerek öncelikle sıfır rakamını yakından tanımamız gerektiğini düşünüyorum. Sıfır sayısı pozitif ve negatif olmayan bir rakamdır.[2]Sıfır Roma rakamlarında gösterilemeyen tek rakamdır[3]. Birçok skalada sıfır başlangıç ya da nötr bölgeyi temsil eder. Sayı doğrusunda sıfırın sağı artı, solu eksi değerleri barındırır.[4]
“Sıfır rakamdır” cümlesi ortak olarak kabul edilmektedir, sayı kısmı neden muallaktadır?  Daha doğrusu 0 hem rakamdır hem de sayıdır ifadesi neden kabul edilemiyor. Özellikle bazı akademisyenler sıfır sayısını doğal sayı olarak kabul etmemesi matematik dünyasında oluşan bir karşıtlık oluşturuyor. Bu durumu matematiksel olarak inceleyerek başlayalım.
Sayma sayıları : 1,2,3,4,5,6,7,8,9... vb. şeklinde devam eder. Bu bakımdan 0 sayma sayısı olarak kabul edilmemektedir.
Doğal sayılar : 0,1,2,3,4,5,6,7,8... vb. şeklinde devam etmektedir. Bu yüzden sıfır doğal sayılar kümesine dahildir.[5]
Tumblr media
Şimdi 9.sınıf kitabından alınan bir sayı tanıtım afişini sizinle paylaşmak istiyorum. Doğal sayılar bir bakıma pozitif sayılar olarak kabul edilirken, doğal sayılar kümesinin elemanı olan ve tamamen pozitif olan sayma sayıları içerisinde sıfır (0) olmadığı net bir şekilde görülür. Peki pozitif sayılmayan sıfır sayısının doğal sayıların bir elemanı olması durumu sizce de ilginç değil mi? Olayı biraz daha derinleştirmek istiyorum.
0 çift sayıdır ve rakamdır.
Çift rakamlar (sayılar) şu şekilde : 0, 2, 4, 6, 8
Tek rakamlar (sayılar )şu şekilde : 1, 3, 5, 7, 9
Kısacası çift sayılar 2'ye tam bölünebilen sayılardır. Diğerleri ise tek sayı olarak geçmektedir. Peki sayısal hiçbir değeri olmayan sıfır (0) sayısının çift olması durumu ilginç değil midir?
Aslında buradan şu noktaya varıp olayı devam ettirmek istiyorum. Matematikte yıllarca bu ayrım yaşandı ki bence hala da yaşanıyor, sıfır sayı mıdır yoksa sadece bir rakam mıdır? Çoğunluğun sayı olarak kabul ettiği aşikârken sadece rakam olduğunu savunan kesimde azımsanmayacak boyuttadır. Aslında bence sıfır mükemmel rakam kelimesinin direk karşılığıdır, farklı tanımlamalar ve farklı boyutlardaki karşılığı bize onun aslında hayallerimizin ötesinde karşılıklar alabildiği ve alabileceği sonucunu çıkarıyor. Toplama isteminin etkisiz elemanı, çarpma işleminin sonsuz güç odağı ve yutan elemanı oluyor. Yani aslında olay sıfır rakam ya da sayı olması değil asıl olay sıfırın ne olarak tanımlandığıdır.
Peki şimdi ikinci konumuz olan hiçlik konusundan bahsetmek istiyorum. Hiçlik konusunda bir fikriniz var mı? Daha önce hiç “Hiçlik”[6]üzerine düşündünüz mü?
Hiçlik ve sıfır, sizce bunlar arasında nasıl bir bağlantı olabilir?
Bu konuyu sadece matematik bilim dalı üzerinden değil de direk bilim ana başlığı üzerinden ele almak istiyorum. Bilimsel olarak hiçlik nedir cümlesiyle başlamak istiyorum. Uzun zaman önce internette gezinirken bir blog sayfasında şöyle bir yazıya denk gelmiştim.
Doğu felsefesindeki nirvananın hiçliğe ulaşmak olduğunu, tasavvufta hiçlik kavramının var olduğunu pek çok âlimin ise hiçliğin birlik olduğu konusunda hem fikir olduğundan bahsediyordu.
Hiçlik mevcut olmayışın bir ifade tarzı gibi sanırım. Ne bir görüntü ne bir ses neden bir maddesel olgunun olmaması durumu…[7]
Evrende bile hiçlik yok çünkü kütleler arsında ki onca geniş mesafelerde bile kara enerji var sonuçta.[8]Aslında bunlar hiçliği en güzel anlatan cümleler, peki sıfırın matematikçiler ve çoğu farklı alanlardaki bilim insanları arasında da hiçlik olarak kabul edildiğini biliyor muydunuz? Matematiğin hiçlik tanımı yani bir bakıma hiçbir şey olmaması durumu sıfırı (0) karşımıza çıkarıyor tekrar. Bu konuyu da biraz düşünme ve tartışma taraftarıyım…
“Eğer sıfır (yokluk) olmasaydı, matematik olmazdı” gibi bir cümle işitmiştim. Sıfır aslında varlığı gösteren tam tersi enerji değil midir? Ama tezat bir durumda vardır, sıfır (0) orta demektir aynı zamanda, negatif ile pozitifin başlangıç ve bitiş noktaları, büyüme ile küçülmenin tam ortası. Yine kafamızı karıştıran farklı durumlar var ve bu durumları yine bizim sıfıra yüklediğimiz tanımlamalar oluşturuyor. Yani buradan sıfırın durumunu belirleyen şeyin onu tanımlama şeklimiz olduğu konusunda hem fikir olduğumuzu düşünüyorum.
“Eğer sıfır (yokluk) olmasaydı, matematik olmazdı” sizce de muhteşem anlamlar barındıran derin bir düşünce değil mi?
Mesela farklı bir örnek daha vermek istiyorum. Hindistan’da nirvana öğretisinden çıkan hiçliğin matematiğe yansıdığını ve bu yansımanın sonucunda sıfırın oluştuğu düşüncesi de doğu felsefesinde önemli bir yer tutar. Nirvana yani en iyiye ulaşmak ve tam tersi olan hiçlik. Bence inanılmaz bir bakış açısı
Bazen hayatımızda ‘Bu durum koca bir hiçlik’ gibi cümleler duyuyoruz, şahsen ben çok duydum. Aslında o anda bu durum koca bir sıfır mı demek istiyorlar acaba? Hiçlik yani aslında hiç olma durumu sıfırda olmak olabilir mi? Ben kendi tanımlamalarımız ile sıfıra yeni bir boyut katabileceğimizi ve bunun sağlanabileceğini düşünüyorum.
Şimdi ise üçüncü konu başlığımız olan kara deliği konumuza dahil etmek ve konuştuğumuz her şeyi tek bir odak noktasına bağlamak istiyorum.
Sıfır, hiçlik ve kara delik…
Şimdiye kadar yazımızda sıfır ve hiçlik hakkında konuştuk, bundan önceki yazımda ise ben uzun uzun kara delikler ve matematik üzerine konuşmuştum. Şimdi ise bunları birbirine bağlamak ve hangi sonuca ulaştığımızı beraber analiz etmek kalıyor bize. Hazırsanız asıl ilgi çekici sorumuz ile geliyorum.
Sizce sıfır bir karadelik olabilir mi?
Ne alaka ya da gerçekten olabilir mi dediğinizi duyar gibiyim. Hadi bu soruyu beraber inceleyerek devam edelim yolumuza, önce birkaç basit örnek vererek sizin de bilgileriniz ışığında yol almak istiyorum. Sıfıra hatırladığınız üzere kendi tanımlamalarımız ile hiçlik demiştik. Peki çarpma işleminde sıfırın tanımı neydi? Yutan eleman dediğinize emin bir şekilde yoluma devam ediyorum, her şeyi yutan ve yok eden bir sıfır tanımı, bilimde her şeyi yok eden ya da yutan bir madde tanımı. Sanırım sizde biraz bağlantı kurdunuz ama yine de şu cümlede kafamızdan gitmiyordur;
‘Sadece çarpma işlemine göre yutan eleman’ peki ben de bu soruya ithafen şunu söylemek istiyorum, nereden biliyorsunuz? Sıfırı ya da karadelikleri ne kadar tanıyorsunuz ya da samimiyetle ne kadar tanıyoruz diyelim. Hangi matematiksel uzayda ya da normal uzay veya galakside nasıl durumlar olduğu kesin olarak biliniyor mu? Hayır tabi ki…
Sanırım istediğim sonuca ve vermek istediğim asıl noktaya ulaşmak üzereyiz. Bence bol bol düşündüğümüz ve bilgilerimizi birleştirdiğimiz bir sohbet oldu. Peki sen ne düşünüyorsun bu konuda?
Sence sıfır farklı uzaylar ( Matematiksel uzaylar vb.) ve farklı tanımlamalar ile yeni boyutlar kazanabilir mi? Kara delik kavramı ile benzer mi?
Kara delik gizemini hala koruyan bilimsel bir keşif, belki de keşfedildikçe daha da gizemli olan demek daha doğru sanırım. Peki biz sıfırı ne kadar tanıyoruz, ne kadar keşfettik? Ne anlamlar yükledik ya da ne tanımlarla yolumuzu bulmaya çalıştık. Sizce de sıfır, kara delikler gibi keşfedildikçe daha da gizemli bir hale gelmiyor mu?
Görüşlerinizi ilgili mail adresleri üzerinden bekliyorum. Sonra ki yazımda görüşmek üzere, bilim ile kalın özellikle de matematik bilimi ile…
Yeliz BAYSAL
[1]Kaplan, Robert. (2000). The Nothing That Is: A Natural History of Zero. Oxford: Oxford University Press.
[2] Matson, John (21 Ağustos 2009). "The Origin of Zero". Scientific American.
[3] Kaplan, Robert. (2000). The Nothing That Is: A Natural History of Zero. Oxford: Oxford University Press.
[4] Banerjee; Reina. Modern School Mathematics Book - 7 Orient Blackswan.
[5] MEB Yayınları 9. Sınıf Matematik Ders Kitabı (2022-2023)
[6] Felsefe Terimleri Sözlüğü, Bedia Akarsu, İnkılap Yayınları.
[7] Sartre, J.P. (2009). Varlık ve Hiçlik. Çev.Turhan Ilgaz, Gaye Çankaya Eksen. İstanbul: İthaki Yay.
[8] Baysal Yeliz, Kara Delikler ve Matematik, (cozumunparcasiyiz.org)
4 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
🌱 Haftaya meraklı bir soru ile başlamak isterseniz... Chris Anderson’u Ted Konuşmlarından ve “Long Tail” kitabından tanıyoruz, bugün ondan bahsetme nedenim ise 2008 yılında sorduğu bir soru… Veriye dayalı bir cümle kurduğumuzda subjektif yorumlardan sıyrılarak durumu ve önerilerimizi ifade edebilmeyi öngörürüz. Veri büyük olduğunda da bilgi sezgilerin önüne geçer. Büyük veri henüz bu güce ulaşmadığında ise teoriler bizelere yol gösterir. Teoriyi referans alarak konuştuğumuzda duruşumuzu da güçlendiririz, yıllar boyunca böyle düşündük. 2008 yılında Chris Anderson büyük verinin yükselmesini radikal bir şekilde yorumlayarak teorilere önümüzdeki dönemde ihtiyacımız kalıp kalmayacağını sorar… Çok sade ancak çığır açabilecek bir sorudur bu… 📌 “Ontolojiyi, psikolojiyi ve tüm sınıflandırma bilgisini unutun. Insanlar neyi neden yaptığını kim bilebilir? Mesele şu ki, bunu yapıyorlar ve benzeri görülmemiş bir doğrulukla takip edebiliyorum ve ölçebiliyoruz. Yeterli veri ve sayılar kendilerini açıklar” 🤷‍♀️ Siz ne dersiniz büyük veri teorilerin sonunu getirecek mi? Benim yorumum ise doğal olarak merak tarafından 😎 Büyük veri aradığımız yanıtları verse de David Hume’a gönderme yaparak devam edersem “Neden?” sorusunu hala açıkta bıraktığına inanıyorum. Yazdığımız metini görsel tasarıma veya müziğe anında dönüştüren yapay zekanın hala “Neden?” diye soramaması, bizler için bir fırsat. O nedenle de “merak” hala süper gücümüz ve kalkanımız, en azından şimdilik 💃 Merakımız bol olsun 🌈
3 notes · View notes
gundemarsivi · 29 days
Text
Tumblr media
Sıfır’ın Tarihçesi
✍🏻 Kemalist İlkay, 6 Şubat 2019
https://www.gundemarsivi.com/her-sey-koca-bir-sifirdan-ibaret/
Sıfır sayısı veya rakamı, nötr ya da başlangıç diye düşündüğümüz sıfır, tüm sayı ve rakamların en çok özelliğe sahip olanıdır. Sıfır sayısı “0” şekli (simgesi) ile gösterilmektedir, ayrıca sıfır rakamı rakamlar içinde en çok kullanılan rakamdır. Özellikle para birimleri ve çok yüksek sayılarda, çok sayıda sıfır kullandığını hepimiz biliriz. Örneğin; birçok ülkenin parasal değerleri çok sıfırlı değerler içermektedir, yani kesinlikle sıfırın en çok kullanılan sayı olduğu ortada.
Sıfır yokluğu temsil eden bir sayıdır, ayrıca değersizlik veren sayı olması özelliğiyle sıfat olarak kullanılırsa, hiçbir değeri olmayan, değersiz (şey ya da kimse) nitelendirilmekte de kullanılır. (“O bana göre sıfırdır” gibi, hakaret anlamı kazanır.) Sıfır öyle bir rakamdır ki, İsa’nın doğumunu bile simgeler.
Toplamada etkisiz, çarpmada yutan eleman olan, bölmede tanımsız, hem doğal sayı olabilirken hem de tam sayı olabilen, sayıların arasına veya sonuna gelerek iki ve daha fazla basamaklı sayılar oluşturmamızı sağlayan (ondalık sayı sisteminde bir rakamın sağına geldiğinde o rakamı on kat büyüten), kendi başına hiçbir değeri olmayan, sayı doğrusunda sağı artıyı / solu ise eksiyi gösteren işarettir. Peki yıllarca çözümlenemeyen teklik çiftlik konusuna ne dersiniz, akıllının biri çifttir dese de aslında hala kesin bir sonuca varılamamıştır. Onu illa bir kümeye dahil etmek gibi arzuları var (sıfır, zaten küme), sanki sıfır diğer dokuz rakamla eşit…
Matematik, bilim ve mühendisliğin temelini oluşturan o efsane rakam sıfırdır. Bu sayı, her şeyden önce geleceği tahmin etmemizi sağlar. Sıfır matematik, fen bilgisi ve mühendisliğin temelini oluşturan güçlü rakam olurken, eski alimler bir sayının yokluğunu belirtmek için sıfırı kullandığını; yani tanımsızlıktan birçok tanıma ulaşmamızı da sıfırın gücüne borçluyuz.
Bugün kullandığımız diğer bütün sayılar şekil olarak tarih boyunca büyük değişime uğramıştır; yalnız sıfır, her zaman içi boş bir yuvarlak olarak kalmıştır. Sıfırın yuvarlaklığı hiçliği temsilen bir delik olarak algılanır. Fakat Hint mistisizmine göre, bu yuvarlaklığı yaşam döngüsü ya da diğer adıyla “ölümsüzlük kıvrımı” olarak yorumlar.
Sıfır’ın tarihi ilerleyişi
Sıfır sayısına MÖ 700-500 yılları arasında Babiller de ihtiyaç duymuş ve iki paralel çizgiden oluşan bir sembol ile kullanmıştır. Sıfır sözcüğü, Arapça’dan, ‘sıfr’ sözcüğünden gelmektedir. Günümüzdeki kullandığımız haliyle kullanılmadan evvel, böyle bir sayının ihtiyacını duyarak bir sembol şeklinde ilk kullananlar MÖ 3000 yıllarında Mısırlılardır. Matematikte büyük bir devrim yapan bu sayı, ‘0’ harfine benzeyen bir harf şeklinde MS 2. yüzyılda ise Eski Yunan’da kullanılmıştır. Matematikçi ve gökbilimci Batlamyos, astronomi yazılarında sıfıra benzeyen bu harfi kullanmıştır. Eski Yunanlılar yokluk anlamına gelen bir kavramın farkında olsalar da, bunu bir matematiksel rakam olarak kullanmadılar. Sıfır sayısını, MS 632 yılında matematiksel bir rakam kabul ederek ilk defa Hindistan’da, Brahmagupta kullanmıştır. Alex Bellos o dönem için;
”Hiçbir şeyin bir şey olduğu fikrinin onların kültüründe zaten köklü bir yeri vardı. Örneğin ‘nirvana’ bir hiçlik halidir; tüm endişe ve arzularınızdan arınmışsınızdır. Öyleyse hiçliği ifade eden bir sembol neden olmasın?”
Bu sembole ‘şunya’ adı verildi. Bugün de bu kelime kavram olarak hiç, sayı olarak sıfır anlamında kullanılır. Matematikçi ve gök bilimci Brahmagupta, 0’ı sayı olarak kullanmanın haricinde, 0 ile matematiksel işlemler hakkında da çalışmalar yapmıştır. Ama bu işlemlerin sağlama ve kanıtlamalarına ulaşamaması nedeniyle, bu matematiksel bilgiye nasıl ulaştığı bilinmemektedir. Brahmagupta özellikle rakamların sıfıra bölünme işlemini bir türlü gerçekleştirememiştir. (Günümüzde bir sayının sıfıra bölünmesinde sonuç tanımsızdır.) O yıllarda yaptığı bu üstün çalışma ile kendisini büyük bir matematikçi olarak adlandırmak gereklidir. Brahmagupta’nın bu önemli buluşuna rağmen sıfır (0) sayısı dünyanın geri kalanı tarafından matematiksel bir rakam olarak kullanılmamıştır. Şu anki haliyle sıfır sayısının kullanılmasını sağlayan kişi MS 830 yıllarında Fars kökenli matematik ve gökbilimci Harezmi’dir. Harezmi, Hindistan’da bulunduğu dönemde Brahmagupta’nın çalışmalarından etkilenmiş ve bu sayıyı geliştirerek kullanmıştır. Sıfır ve diğer dokuz rakam ile aritmetik işlemlerin nasıl yapılacağını adım adım göstermiştir.
Hristiyanlığın İslam’a karşı Haçlı Seferleri düzenlediği, Arap fikirlerinin, matematikte bile olsa, yaygın şüphe ve güvensizlikle karşılaştığı bir dönemde Avrupa’ya geçiş yapmıştı, 1299’da Floransa’da diğer bütün Arap rakamlarıyla birlikte sıfır da yasaklandı, çünkü sıfırın kolayca dokuza dönüştürülerek (bizde karneler onluk sistemde el yazısıyla yazıldığı dönemlerde az mı 0, 9’a dönüştürüldü hem de karne sahibi öğrenciler tarafından), rakamların sonuna birkaç sıfır eklenerek fiyat şişirme yoluyla sahtekârlık yapılmış olmasıydı ve ayrıca negatif sayılara geçit olduğu için sıfır tehlikeli görülüyordu. Negatif sayılar borç alma ve verme olgusunu meşrulaştırıyordu, sonra sıfırın diğer bütün Arap rakamlarıyla birlikte kabul görmesi 15. yüzyılı buldu. İngiltere’deki Oxford Üniversitesi yüzyıllardır eğitim veren bir kurumdu (o zamanlarda) ve matbaa yeni kurulmuştu. Bunların ikisi de sıfırın matematikte bir fikir olarak gelişmesine yardımcı oldu ve bugün kullandığımız birçok bilimsel ve teknolojik yönteme kaynaklık etti. 17. yüzyıla gelindiğinde sıfır, Fransız filozof Descartes’ın icat ettiği Kartezyen koordinat sisteminin (okuldaki x ve y grafikleri) temelini oluşturuyordu. Bugün mühendislikten bilgisayar grafiklerine birçok alanda hala bu sistemi kullanıyoruz.
”Rönesans aslında sıfırı içeren Arap sayı sisteminin gelişiyle başlamıştı. Böylece aritmetiğin siyah-beyaz dünyası birden muhteşem renklere bürünmüştü.”
Alex Bellos
Fakat, Rönesans döneminde sıfır öylesine güç kazanmıştı ki yeni ihtiraslara yol açmıştı. Sıfıra bölünme meselesinde ise sıfırı sıfıra bölme düşüncesi hesabın temelini oluşturduğu için hesap matematikte değişimi ifade eder ve gelecekte olabileceklere dair öngörülerde bulunulmasını sağladığından, zamanla değişen bir şeyin grafiği çizilerek belli eğilimler görülebilir ve sonrasına dair tahminlerde bulunulabilir. Hesap, herhangi bir şeyin zamanla gösterdiği değişimi tarif eder, borsanın gidişatından tutun da vücutta ilaç dağılımına kadar…
Rakam olarak sıfır konsepti olmadan bunların hiçbiri mümkün değil!
*(Ek bilgi: El-Harezmi “cebirin babası” olarak kabul edilen büyük bir matematikçidir, Harezmi’nin en büyük eseri cebirdir. Kendisi cebirin kurucusu ve geliştiricisidir. Bu konuda yazılan ilk ve yaygınlaştırılan kitap El Kitabü’l Muhtasar fi Hisabi’l Cebr ve’l Mukabele ‘dir. Harezminin bu eseri kendisine İslam ve batı bilim dünyasında çok ün kazandırmıştır. Batı dünyası ilk kez bu kitap sayesinde cebiri kullanmış ve öğrenmiştir. Bu yapıtta ana konular birinci ve ikinci dereceden denklemlerin çözümleri, binom çarpımları, çeşitli cebir problemleri ve miras hesabıdır. Harezmi cebirle ilgili çalışmalarında ikinci dereceden denklemler konu üzerinde çok durmuştur. Birinci dereceden denklemleri incelerken Yanlış Yolu İle Çözme Yöntemi’ni kullanmıştır. Çoğu bilim tarihçisi sinüs ve kosinüsü ilk kez Harezmi’nin kullandığını söylüyor. Tanjant ve kotanjantı ise Meslemetü’l Mecriti’nin eklediği iddia ediliyor. Harezmi 70 tane bilim adamıyla çalışarak 830 yılında dünya haritası çizmiştir. Dünyanın çevresini ve hacmini hesaplama çalışmalarında da yer almıştır. Güneş saatleri, usturlaplar ve saatler üzerine yazılmış eserleri de vardır. Coğrafyanın yanı sıra astronomi biliminde de eserler bırakmıştır. Astronomik cetvellerle ilgili kitaplar yazmış ve bu eserler 12. yüzyılda da Latince’ ye çevrilmiştir. Türk olduğu iddia edilen bu büyük insanı araştırmanızı öneririm.)
Sıfır hakkında öğrendiklerimizi bu yazıda derlemeye gayret gösterdim, umarım keyifli bir okuma yapmanıza sebep olmuşumdur, yoksa emeğime olur koca bir sıfır!
Kemalist İlkay
1 note · View note
pathoslogos · 2 months
Text
7 mart 2024
Zerdüşt dininde ışık ilkesi, kendini daha önce ve ilk varoluş, yani Tanrı (mitra: bir bilinç olarak Tanrı) ile birleştirmişti. Tinsel ilke, mitra ile ışık yani fiziğin birliği Buna Hegel edimsel der, çünkü fizikle birleşmiş düşünce. eğer fizikten kopuksa sanrıdır, edimselliği yoktur der. Tinsel ilke de düşünce fizikselden ayrı değildir. Zerdüst sadece ilk vahiy dini olması açısından değil, aynı zamanda felsefe ile dini yakınlaştırması anlamında da Hegel için önemlidir. Düşünce yalın olarak düşüncedir felsfede, kendi dışında bi şey ile karışmış değildir. Bir imgelemein, tasarımın düşünceye dönüşmesi anlamında.
Felsefe, mitosun (efsane) logosa dönüşmesidir diye tanımlar. Herhangi bi zorunlu ilke yoktur. Berrak, açık, bilinçte kavranılan dildir. Salt imge ya da simge değildirler. Bilincin kavrayabilir duruma gelmesi, yani dili yükseltmek, bu düzeye taşımak felsefedir.
Tüm dinlerin imge ve düşünce arasında bir salınımı vardır. Fenikelilerin kozmogonisinde ( evren doğumu) de böyledir. Şeylerin imgeleri havada ve kaostadır. çamur oluşuyor ve kaosun birleşimleri ve ortaya çıkan mayalanma ile madde bileşenlerine ayrılmıştır, yani bitkiler, hayvanlar.... tüm mezopotamya dinlerinde buna benzer, ortak bir anlatım görüyoruz. mayalanma, birliğe getiren şey, yani çamur. Mezopotamyada din olgusu üzerine yani bi toplum oluşması bir mayalanma işidir. Antik yunanda ise böyle değil, ahlaki ilkelerle uyum, uzlaşma, rasyonel bir birliktelik. Mezopotamyada ise birlikte yoğrulma anlamında, doğadakine çamur, toplumdakine mayalanma diyoruz. Bunlar hala imge boyutunda, bilince çok açık değili sadece yol gösteriyor.
Dikkat: kaos burda karmaşa anlamında kullanılmış, grekçedeki uçurum anlamında, mutlak boşluk, uzay anlamında. kozmos ise düzendir. Bir senfoni kozmostur. Sesler fiziksel, onların uyumu ortaya çıkan düzen anlamında. Parmenides varlık vardır, yokluk yoktır derken, bir kaostan söz etmektedir, birbirine kavuşamayan bir uçurum anlamında. bu karşıtlık parmenides ve platon karşıtlığı anlamında.
Kheldanilerde de benzer mitlere rastlanır. Başlangıçta insanlar bir devlette birleşir, sanatları ve bilimleri öğrenene dek, insanlığı varoluşa getirene dek dağınık, yabanıl bir yaşam sürüyorlardır. tanrıça Omuroka (deniz), aynısına Tora da da rastlıyoruz, deniz halkı temsil ediyor. Tanrı burada birliğe getirici bir ilke. Bir yönetimin halkaları irade ile tek bir yerde toplaması ancak sanat ve bilimlerle somutlanıyor. Varoluşa gelmek diyorlar. Dağınık halklar doğal bilinç içindeleri ancak ortak bir bilim tarım sanat vs olduğunda varoluşa geliyorlar. Yabanıllıktan kurtulup tin, kültür üretiyorlar.
Mitlerde düz yazı olmaz, mantıksal tutarlılık yoktur, onların özelliği karşıtların bir arada olması, halbuki düz yazıda bunlar aşılmaktadır. Mitsel olanı logosa çevirme felsefenin kendisidir. Simge, düşünceden fazlasını temsil eder. Düşünce kendini ortaya koyandır. Simge ise kendini ortaya koymaz. Simge başkasını gösterir. mit düşünceyi ilerletmek bakımından doğru bir ortam oluşturmaz. Aristo metafiziğinde şöyle der: felsefesi mit formuna bürünenleri ciddiye almaya değmez. bu tür bir form yalnızca bir yan anlatıdır. Bengilik(sonsuzluk, erosa karşılık gelen-kronos değil, ritmik, döngüsel) bir çemberdir. Kendini, kendi kuyruğunu ısıran yılandır: ouroboros. Çemberi, döngüyü anlatır. Geometrik bir çemberden farklı olarak, ısırma olgusu ile bir başlangıç var. Evren: ejderha demek. Kuyruğunu ısırdığında aslında evrilme. türkçe bu anlatıya çok uygun. kozmosta düzen var, evrende ise bir döngü var, ritim var, aynı şeyler değil. Gizli şeyler, mit ile bağlantılı, insanlara kolaymış gibi, derinlik saklıyormuş gibi bi intiba verir. İnsanlar bu yüzden merak eder. her şeyin dışarıdaki ve içerideki, gizli saklı olduğu, bu felsefe için bir öğrenme söz konusu değildir. Felsefe apaçıktır, güneş gibidir, gizil yoktur, gölgeler aleminden çıkış var. Düşünce kendini dışa vurur, yalınlık, duruluk, özünde kendisidir. Hem düşünce hem de dile dökülme faaliyeti. sayılar düşünceyi anlatmak bakımından uygun değildir. Phythagoras'ın sayılara yüklediği anlamlar biraz onları gizemli ve kutsal hale getirmiştir. monas, dias, trias..yani sayılar, ayrımın birliği anlamına gelirler. Hem sayısal dizge kuruyor, hem de örtük. Buna ilk belirlenim diyor. üçgen yani. bir nokta yani monas.
Halbuki kuyruğunu ısıran yılanda iki nokta dışında üçüncü bi nokta, kendi üzerine dönen, ilk bilinç olgusu, düşünmenin varlığı, noktanın kendine dönmesi. mona bir/özdeşlik(yani bilinç yok), dias ayrım(bilinç açıpa çıkıyor ancak burada kalırsa birliği kavrayamıyor. Monas diası üçüncü aşamaya vahdet yani tevhid yani üçüncü aşamaya taşır. Şiirin de gerçek düşünceler içerdiğini söylemeliyiz, derin evrensel düşünce, özellikle hint dininde anlatılmıştır. Anka kuşu öyküsü. Yaşam-ölüm, varlıktan yokluğa geçmek için, olumlu yanın olumsuzu gerçekten de kendi içinde taşıyor . çünkü tüm yaşam süreci buna dayanır. ancak bu tür refleksiyonlar yansımalar nadiren ortaya çıkar. Dinlerin mitsel bölümleri felsefe için bizleri ilgilendirmez, bunlar felsefe tarihine alınmamalıdır.
Kavram kurgul, mit kurmaca. logos kendini mitosun içinden bulup çıkartır. yani mit logosu doğurmuyor, logosun kendisi kendini çıkarıyor. us yani yasalı düşünme, ilkeleri var düşünmenin. doğa bilince örtüktür. ne demek bu. doğanın dışa vurdukları, sebzeler, meyvelerle insan bi biçimde ilişkilenir ancak doğanın kuvvetlerini yasa olarak insan bilmediiğinde bunu dönüştürüp bi endüstri yapamaz. doğanın dili bir matematik, fizik. bunu kavradığında aslında doğanın içinde us kendini bulur. logos böylece etkin olur, doğa burada dişildir. doktora yapmak kavramsal düşünme demek, öncesinde imgeler, artık simgelerin bile üzerine düşünürken artık unu kavramsal ele alır. fREUd insan psychesini ele alabilmek için rüyalara ve bilinç dışına bakmış, buralarda us yok am abunu usa çevirmesi mitosun logosa çevrimesidir.
Hegel diyor ki bilme olgusu bilincin kendisini değiştirir.
ussal yaşam bilim. felsefe kime lazım, onu düşünene, derinliklere girmek isteyenlere lazım.
0 notes
isimanaliz · 3 months
Text
Tumblr media
Numeroloji, isimler ve sayılar arasındaki ilişkiyi inceleyen bir bilim dalıdır. Bu alanda kullanılan yöntemler ve hesaplamalar sayesinde, bir kişinin isminin veya doğum tarihinin içinde gizli olan anlamları ve enerjileri keşfedebiliriz. Numeroloji, isim analizi yaparken kullanılan bir araç olup, kişilerin karakteristik özelliklerini, yeteneklerini ve yaşam yolculuklarını anlamaya yardımcı olur.
Isim analizi bir kişinin ismini numerolojik açıdan inceleyerek, çeşitli değerlendirmeler yapmayı sağlar. Bu değerlendirmeler, ismin harflerine atanan sayısal değerlerin analiziyle gerçekleştirilir. İsim analiziyle elde edilen sonuçlar, kişinin enerjileri, kişiliği ve potansiyeli hakkında ipuçları verir.
Numeroloji hesaplama için ise kişinin ismi ve doğum tarihi kullanılır. Numeroloji hesaplamalarında, harflere atanan sayısal değerlerin toplanmasıyla bazı numerolojik sayılar elde edilir. Bu sayılar, kişinin yaşam yolunun yönünü, potansiyel yeteneklerini, kişisel gelişimini ve doğal eğilimlerini anlamada kullanılır.
Numeroloji, isimlerin ve sayıların insan yaşamında taşıdığı derin anlamları keşfetmeyi sağlar. Her harfin bazı enerjileri ve anlamları vardır ve bu enerjilerin birleşimi, kişinin yaşamındaki deneyimleri etkiler. Numeroloji, insanların potansiyellerini gerçekleştirmelerine, doğru yol ve fırsatları görmelerine yardımcı olur.
0 notes
kodakademi · 5 months
Text
R ile Veri Bilimine Giriş
Tumblr media
R ile Veri Bilimine Giriş: Veri Analizi ve Görselleştirme
Veri bilimi, günümüzde şirketlerin ve araştırmacıların kararlarını desteklemek ve veri odaklı stratejilere yönlendirmek için önemli bir araç haline gelmiştir. Bu alana giriş yapmanın en etkili yollarından biri de R programlama dilini kullanarak veri bilimi temellerini öğrenmektir. R, özellikle istatistiksel analiz ve veri görselleştirmesi için güçlü bir araçtır ve veri bilimi projelerinin hemen hemen her aşamasında kullanılabilir.
R Programlama Dilinin Temelleri
R, özellikle veri bilimi ve istatistik alanında yaygın olarak kullanılan bir açık kaynaklı programlama dilidir. R dilindeki zengin paket ekosistemi, istatistiksel modellerden makine öğrenmesine kadar birçok konuda geniş bir araç seti sunar. R, kullanıcı dostu syntax yapısıyla da dikkat çeker, bu da yeni başlayanlar için öğrenmeyi daha kolay hale getirir.
Temel İstatistik ve Veri Analizi İşlemleri
R, temel istatistik hesaplamalarından gelişmiş veri analizi işlemlerine kadar bir dizi fonksiyon sunar. Veri çerçeveleri kullanarak veri setlerini düzenleme, filtreleme ve gruplandırma gibi işlemler, veri bilimi projelerinde sıklıkla karşılaşılan görevlerdir. R dilindeki kütüphaneler, bu tür işlemleri hızlı ve etkili bir şekilde gerçekleştirmek için güçlü araçlar sağlar.
Veri Görselleştirme ve R
R, görselleştirmenin gücünü ortaya çıkarmak için bir dizi grafik ve çizim aracı içerir. ggplot2 gibi kütüphaneler, veri setlerini anlamak ve anlatmak için çeşitli grafik türlerini oluşturmak için kullanılır. Verileri grafiksel olarak temsil etmek, karmaşık yapıları daha anlaşılır hale getirir ve bilgilerin paylaşılmasını kolaylaştırır.
R ile Veri Bilimi Projeleri ve Uygulamaları
R dilini kullanarak veri bilimi projeleri oluşturmak, iş dünyasında ve araştırma alanlarında geniş bir uygulama yelpazesi sunar. İşletmeler, pazarlama kampanyalarını analiz etmek, müşteri davranışlarını anlamak veya finansal verileri değerlendirmek için R dilini kullanabilirler. Aynı zamanda, akademik araştırmacılar ve veri bilimciler, R dilini büyük veri analizi, makine öğrenmesi ve derin öğrenme uygulamalarında kullanabilirler.
R programlama dili, veri bilimi dünyasına adım atmak isteyenler için güçlü bir araçtır. Hem temel istatistik ve veri analizi işlemlerini gerçekleştirebilme yeteneği hem de görselleştirme araçlarıyla, R dilini kullanarak veri bilimi projelerini planlamak, uygulamak ve sonuçlandırmak mümkündür. Veri bilimi alanındaki gelişmeleri takip etmek ve projelerinizi optimize etmek adına R dilini öğrenmek, veri odaklı dünyada rekabet avantajı sağlayabilir.
Veri Nedir ?
Veri, bilgilerin temel yapı taşıdır ve genellikle sayılar, metinler, görüntüler, ses kayıtları gibi çeşitli biçimlerde ifade edilebilir. Veri, işlenmiş veya işlenmemiş haliyle bilgi içerebilir ve genellikle belirli bir bağlam içinde anlam ifade eder. İş dünyasından bilimsel araştırmalara kadar pek çok alanda, veri toplama, depolama, analiz etme ve yorumlama önemli bir rol oynar.
Veri, genellikle iki temel türde sınıflandırılır:
Yapılandırılmış Veri (Structured Data): Bu tür veri, belirli bir düzen içinde organize edilmiş, genellikle tablolar veya veritabanları gibi yapılar içinde bulunan veridir. İşlenmesi ve analizi daha düzenlidir. Örnek olarak, bir müşteri veritabanındaki ad, soyad, adres ve satın alma geçmişi bilgileri yapılandırılmış veri örnekleridir.
Yapılandırılmamış Veri (Unstructured Data): Bu tür veri, belirli bir düzen içinde olmayan, genellikle metin, görüntü veya ses dosyaları gibi biçimlerde bulunan veridir. Bu tür veri, doğal dil işleme veya görüntü analizi gibi özel tekniklerle işlenir. Örneğin, sosyal medya gönderileri, e-posta içerikleri veya resim dosyaları yapılandırılmamış veri örnekleridir.
Veri, bir organizasyonun veya bireyin karar alma süreçlerini desteklemek, trendleri anlamak, gelecekteki olayları tahmin etmek veya belirli bir konuda bilgi sağlamak amacıyla kullanılabilir. Veri analitiği ve veri bilimi, bu veri setlerinden anlam çıkarmak ve bilgiye dönüştürmek için kullanılan yöntemlerin bir parçasıdır.
Veri Türü Nedir?
Veri türleri, programlama ve bilgisayar bilimleri bağlamında, bir değişkenin veya bir nesnenin içerdiği bilginin tipini belirten kategorilerdir. Bu türler, verinin nasıl işleneceğini, depolanacağını ve anlamlandırılacağını belirler. İşte yaygın olarak kullanılan bazı temel veri türleri:
Tam Sayı (Integer): Bu tür, pozitif veya negatif tam sayı değerlerini temsil eder. Örneğin, 5, -10 gibi.
Ondalık Sayı (Float): Bu tür, ondalık kısmı olan sayıları temsil eder. Örneğin, 3.14, -0.5 gibi.
Karakter Dizisi (String): Bu tür, metin veya karakter dizilerini temsil eder. Örneğin, “Merhaba dünya!” gibi.
Boolean: Bu tür, sadece iki değeri alabilen mantıksal bir türdür: True (doğru) veya False (yanlış).
Liste (List): Bu tür, sıralı bir dizi eleman içerir. Elemanlar, farklı veri türlerine sahip olabilir. Örneğin, [1, 2, 3] gibi.
Demet (Tuple): Liste ile benzerdir, ancak değiştirilemez. Elemanlar sıralıdır ancak bir kere atandıktan sonra değiştirilemez. Örneğin, (1, 2, 3) gibi.
Sözlük (Dictionary): Anahtar-değer çiftlerini içeren bir türdür. Her anahtar, bir değeri temsil eder. Örneğin, {“ad”: “Ahmet”, “yaş”: 25} gibi.
Küme (Set): Benzersiz elemanları içeren bir türdür. Elemanlar sırasızdır ve tekrarlanmaz. Örneğin, {1, 2, 3} gibi.
None: Bu, bir değişkenin değerinin hiçbir şeyi temsil etmediğini belirtmek için kullanılır.
Bu veri türleri, programlama dillerinde kullanılan temel veri yapılarını ve değerlerini temsil eder. Programlama dilleri, genellikle bu temel veri türlerini destekler ve bu türlerle çalışabilen işlevlere sahip kütüphaneler sunar.
Veri Toplama Yöntemleri Nelerdir?
R dili, veri bilimi ve istatistiksel analizler için sıkça kullanılan bir programlama dilidir. R dili kullanılarak veri toplama yöntemleri genellikle istatistiksel analiz ve veri bilimi projelerine yöneliktir. İşte R dili kullanılarak yaygın olarak kullanılan bazı veri toplama yöntemleri:
Paketler Aracılığıyla Veri İndirme: R dili, çeşitli paketler aracılığıyla çeşitli veri kaynaklarından veri indirmek için kullanılabilir. Örneğin, dplyr veya tidyverse paketleri, çeşitli veri setlerine erişim sağlar.
Tumblr media
2. Web Scraping: rvest veya httr gibi paketlerle web sayfalarından veri çekmek mümkündür. Web scraping, belirli bir web sitesindeki veriyi çekme ve analiz etme süreçlerinde kullanılır.
Tumblr media
3. API (Application Programming Interface) Kullanımı: httr veya jsonlite gibi paketlerle API’ler aracılığıyla veri çekmek mümkündür. API’ler, çeşitli platformlardan veri alışverişini sağlar.
Tumblr media
4. SQL Bağlantısı: R, veri tabanlarına bağlanarak SQL sorguları aracılığıyla veri çekme yeteneğine sahiptir. DBI ve RMySQL gibi paketlerle veritabanlarına bağlanabilirsiniz.
Tumblr media
Bu örnekler, R dili kullanılarak veri toplama işlemlerinde sıkça kullanılan yöntemlere genel bir bakış sağlamaktadır. Projelerin gereksinimlerine bağlı olarak, bu yöntemleri özelleştirmek mümkündür.
Kaynak: R ile Veri Bilimine Giriş | 2023 – Kod Akademi (kodyazilimakademisi.com.tr)
0 notes
cointahmin · 6 months
Text
Piyasalar haftanın ana makro olayından kaynaklanan bir “şoktan” kaçmayı başardı. Bu ortamda Bitcoin 29.000 dolar civarında sağlam duruyor.PCE “şok edecek bir şey” sunmuyorTradingView’den alınan datalar, BTC’nin Bitstamp’ta 29.000 dolar civarında dalgalandığını gösteriyor. cointahmin.com’dan takip ettiğiniz üzere, haftanın makro olayı olan ABD Şahsî Tüketim Harcamaları (PCE) Endeksi dataları, piyasaların halihazırda fiyatlandırdığı sayılara genel olarak uygun geldi. Bu yüzden Bitcoin için bir performans katalizörü sağlayamadı. Finans yorumcusu Tedtalksmacro, şu değerlendirmeyi yapıyor:Trend bizim dostumuz, fakat şimdilik çekirdek yapışkan. Aralık ayından bu yana %4,6’da seyrediyor. Son sayılar, genel olarak piyasayı şok edecek bir şey olmadığını gösterdi.ABD pay senetleri açılışta çok az hareket gördü. Bitcoin için Binance buyruk defteri dataları, spot fiyata hakikat hareket eden mütevazı teklif likiditesi gösterdi. Doğal olarak bu da potansiyel oynaklığı sıkıştırdı.https://twitter.com/MI_Algos/status/1651920729342976001 Dikkatler giderek önümüzdeki haftanın makro olaylarına odaklanıyor. Bunların başında ise Federal Reserve faiz oranı kararı geliyor. Finansal yorum kaynağı The Kobeissi Letter mevzuya ilşkin bir kıymetlendirme yapıyor. Bu bağlamda analiste nazaran, esasen güçlü olan faiz artırımı ihtimali PCE verisiyle ivme kazandı. Twitter tahlilinin bir kısmında, şu noktalara dikkat çekiyor:İlginç bir halde, Haziran ayında 25 baz puanlık bir faiz artırımı mümkünlüğü %28’e yükseliyor. Lakin, bu yıl en az 2 faiz indirimi bekleniyor. Fed hala bu yıl rastgele bir faiz indirimini desteklediğini söylemedi. Önümüzdeki hafta çok büyük olacak.CME Group’un FedWatch Tool’a nazaran, %0,25’lik bir faiz artırımı, bir evvelki güne nazaran %5’lik bir artışla, yazının yazıldığı sırada %90’lık bir muhtemellikte.Fed gaye faiz olasılıkları grafiği / Kaynak: CME GrupBitcoin fiyatı kısa vadeli aralığı güçlendiriyorBu ortada, Bitcoin fiyat hareketinde çok az katılık var. Bu nedenle, traderlar uzun vadeli eğilime odaklandı. Analist Jelle, büyük düşüşlerin önleneceğinden esasen emin. Bu nedenle analist, BTC için 29.000 dolar işaretinin çabucak altına kadar mümkün bir “yavaş kanama” ile yeni süreç aralığını işaret etti.https://twitter.com/CryptoJelleNL/status/1651866409012457477 Bu ortada, tanınan trader ve analist Rekt Capital, geçen yılki düşüş eğiliminin sona erdiğini teyit etmek için tarihî yükseliş eğilimlerinin potansiyel bir tekrarını göz önünde bulundurarak daha da yakınlaştırıyor. Analist, buradan hareketle şunları söylüyor:Bitcoin (BTC) düşüş trendini çoktan kırdı. Artık her şey yeni yükseliş trendini sürdürmekle ilgili. Asıl soru, bir tekrar teste gereksinim olup olmadığı. Lakin tarih, orta ve uzun vadeli görünümün yükseliş istikametinde olduğunu gösteriyor.Bitcoin (BTC) fiyatı açıklamalı grafik / Kaynak Rekt Capital/Twitter
0 notes
bakbi3452 · 7 months
Text
EN YAKIN YÜZLÜĞE YUVARLAMA MATERYALİM
https://www.youtube.com/watch?v=PrkrxIEdBgM&feature=youtu.be EN YAKIN YÜZLÜĞE YUVARLAMA Onlar basamağı 10, 20, 30, 40 olan sayılar önceki yüzlüğe yuvarlanır. Örneğin; 420 sayısı -> 400 sayısına yuvarlanır. 640 sayısı -> 600 sayısına yuvarlanır. Onlar basamağı 50, 60, 70, 80, 90 olan sayılar sonraki yüzlüğe yuvarlanır. Örneğin; 480 sayısı -> 500 sayısına yuvarlanır. 850 sayısı -> 900…
View On WordPress
0 notes
forumsinifkitabicom · 8 months
Link
İlkokul 3. Sınıf Matematik TUNA Yayınları Kitabı Üç Basamaklı Doğal Sayılar Metni Cevapları Sayfa 13 14 15 "3. Sınıf Matematik Kitabı Sayfa 13-14-15"
0 notes
ilkokulum · 9 months
Text
7 Rakamı Çalışması - 1. Sınıf Doğal Sayılar 7 rakamı çalışması ile öğrencilerimiz 1. sınıf matematik dersinde sayıları öğrenecekler. Bu rakamlar matematikteki doğal sayılardır. Matematik dersinde işlemleri yapabilmek için doğal sayıları öğrenmek çok önemlidir. 7 rakamı etkinlikleri ile doğal sayıları öğrenmek artık çok kolay. Doğal sayıları öğrendikten sonra matematikte diğer tüm konuları kolaylık ile yapabiliriz. Doğal sayılar : Sıfırdan dokuza kadar olan sayıların hepsine doğal sayılar denir;  1, 2, 3, 4, 5, 6, 7, 8, 9, 0. 7 rakamı çalışmasını öğretmek ve öğrencilerimizin öğrenirken eğlenmesini sağlamak amacıyla özgün çalışmalarla h... https://ilkokulum.com.tr/7-rakami-calismasi-1-sinif 📚 Özgün İlkokul 1, 2, 3 ve 4. Sınıf Etkinlikleri 🔐 İçeriklerimizi Pdf olarak web sitemizden ÜCRETSİZ bir şekilde indirebilirsiniz. #ilkokul #ilkokuletkinlik #uzaktaneğitim #matematik #türkçe #hayatbilgisi #1sınıf #etkinlik #5n1k #toplama #okumaetkinliği #boyama #eğitim #ögrenci #2sınıftürkçe #3sınıfmatematik #okumayazma #bilsem
0 notes
terapist01-posts · 1 year
Text
TYT Matematik Çalışma Planı
TYT Matematik için 60 dakikalık günlük ders çalışma ve 40 soru çözme planı aşağıda sunulmuştur. Bu programı dilediğiniz süre boyunca takip edebilirsiniz. Bu tabloyu Excel’e kopyalayarak kullanabilirsiniz. Hafta Gün Konu Ders Süresi Soru Sayısı 1 Pazartesi Temel Kavramlar 60 dk 40 1 Salı Doğal Sayılar 60 dk 40 1 Çarşamba Ondalıklı Sayılar 60 dk 40 1 Perşembe Bölme ve Çarpanlar 60…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberinzamani · 2 years
Text
Türkiye'nin dünyayı kıskandıran projesi: Altın ve elmas deposu ülkeye Türkiye damgası
Türkiye’nin dünyayı kıskandıran projesi: Altın ve elmas deposu ülkeye Türkiye damgası
Özellikle Avrupa uzun yıllar uzunluğu Afrika kıtasının doğal kaynaklarını ve insan gücünü sömürürken, Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kıta tarihinde daha evvel karşılaşılmayan bir yaklaşımı ortaya kondu: Eşit iştirak ve Kazan-Kazan Afrika‘ya yüzünün dönen Türkiye‘nin başlatılan bu açılım olumlu sonuçları ise sayılar ortaya koyuyor. Güney Afrika; varlıklı yeraltı ve yer üstü kaynakları, güçlü…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
matematik1 · 2 years
Text
temel kavramlar
rakam={0,1.2.3....9}
Tamsayılar={-3,-2,-1...}
doğal sayılar={0,1,2,3,4......}
1 note · View note
netbilge · 2 years
Text
Z Matematikte ne demek? N Matematikte Ne demek? Q matematikte ne demek?
Z Matematikte ne demek? N Matematikte Ne demek? Q matematikte ne demek?
Z Matematikte ne demek? N Matematikte Ne demek? Q matematikte ne demek? Matematikte tam sayılar kümesi Z şeklinde gösterilir. Z harfi Almanca zahlen (sayılar) sözcüğünden gelir. Pozitif tam sayılar “0”dan uzaklaştıkça büyür. Negatif tam sayılar ise “0”dan uzaklaştıkça küçülür. am sayılar, doğal sayılar ile bunların negatif değerlerinden oluşan sayı kümesi. Kesirsiz ve ondalıksız sayıların…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes