Tumgik
#dipsiz kuyu
seslimeram · 10 days
Text
Gösterilen - Yaşatılan
Tumblr media
Gösterilenler ile yaşananlar arasındaki uçurum hali her gün daha derinleşiyor. Bir yerdeki bir menzildeki yaşam idesinin dönüşümü ol mutlak iktidar pratikleriyle birlikte yenilenip dururken gösterilen her şey yaşananları karşılamıyor. Hiçbir biçimde doğrunun varlığının söz konusu edilmediği, esamesinin okunmadığı, yalanın, riyanın, hakaretlerin birbirini bu sahada takip ettiği bir döngünün yinelendiği zeminde hayat mefhumu derdest edilendir. Ol asgari yaşam hakkının talanına devam olunan yerde, herkesin birbirine kırdırılmasına devam olunur. Cürmün var edildiği zeminde, yalanın, kötülüğün, tahakküme rehineliğin bir biçimde aralıksız kılınmasından bu dönüşüm mefhumu okunabilir. Yıllar yılıdır süre duran aklın eylediği her şeyin yekunu toplumsal bir çürüme diskurundan başkası değildir. Bugün varılan radde, bunca sınamanın hemen arkasından çıkagelen şeylerin / etkin halini göz önüne getirdiğimiz vakit ol gösterilenlerle yaşatılanlar arasındaki uçurum hali kesin, kati bir uçurumu bildirir.
Duraksamadan var edilmiş riya söyleminin sunduğu, gerçekliği örseleyen hamlelerin tüm yekunu zaten meseleyi başından bu yana bildirir. Vatan, millet hikayesi seslendirilirken o devletin / devletlinin her durumda başı sıkıştığında var ettiği açmazları aşmak için başkası ya da diğerlerini hedef kılması bu uçurum mefhumunu görünür kılar. Tanımlanan nefretin birbiri peşi sıra sunulagelen hiddet halinin, pragmatizmin tamamlayıcısı olagelen şiddetin tam ve eksiksiz çağrılması hallerinden sonra çıkagelen her şey o yaşatan değil çürüten yer mefhumunu anlaşılır kılar. Cerahat elinde, toplumu daha da baskılayarak, eksilterek belli bir biçimde kuşatarak, daimi bir gözetimi var ederek ama her şeye müdahil olarak harap viran bir demokrasinin inşasına devam olunur. Her şeyin eksik kılındığı bir zeminde kaç seçim yengisi bir doğruyu var edecektir ki! Alışılageldik reflekslerin sergilendiği birbiri ardına herkesin oyuna sahip çıkmasına mersiyeler dizilen bir düzlemde, oradaki iradenin daha seçim gecesinden başlayarak törpülenmeye, ezilmeye nasıl başlandığı artık giz değil sır hiç değildir. Didaktik ezberlerini halkın birbirini ezmesi için bir vesile kılan bununla bir eylemselliği var eden, toplumu dönüştürüp, kutuplaşmayı sonsuz ihtimaller sarmalına ekleyen bir aklın sundukları ile uçurumlarla çevrilmiş ülke bir fabl değil hakikat olarak yerini alır. Budur hikayemiz.
Fethi Balaman'ın Mezopotamya Ajansında yayınlanan haberidir: “Polisin işkenceyle kafasını 3 yerden kırdığı 17 yaşındaki çocuğun götürüldüğü hastanede adli muayenesi yapılmadı, rapor olmadan savcılığın talebiyle tutuklanmasına karar verildi. Götürüldüğü cezaevi adli muayene raporu olmadan çocuğu kabul etmeyince, alelacele rapor düzenlendi.
Êlih’te, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi’nin (DEM Parti) seçimi kazanmasından sonra 4 Nisan’da yapılan kutlamalara katılan 17 yaşındaki Süleyman Ç., kutlama sonrası işkence edilerek gözaltına alındı. Olay günü polisler tarafından gözaltına alındıktan sonra kafasına silah dipçiği ile vurulan ve kafası 3 yerden kırılan Süleyman Ç.’ye, adli muayene için götürüldüğü Batman Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde rapor düzenlenmedi. Gerekçe belirtilmeden raporunun verilmemesi üzerine Süleyman Ç., önce Batman İl Emniyet Müdürlüğü sonra Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’na sevk edildi. Adli muayene raporu olmamasına rağmen Süleyman Ç. hakkındaki işlemleri sürdüren savcılık, tutuklama istemiyle Batman Sulh Ceza Hakimliğine sevk etti. Sulh Ceza Hakimi, dosyada adli muayene raporu olmadan Süleyman Ç.’nin tutuklanmasına karar verdi.
Alelacele Rapor Alındı
Hukuki gereklilikler yerine getirilmeden yapılan işlemler, Süleyman Ç.’nin cezaevi kapısından dönmesine neden oldu. Süleyman Ç. sevk edildiği Batman M Tipi Kapalı Cezaevi idaresi, işkence gören Süleyman Ç.’nin adli muayene raporu olmadan, onu kabul etmeyeceğini bildirmesi üzerine bu sefer alelacele adli muayene raporu düzenlendi.
Müvekkilinin yaşadıklarını aktaran Süleyman Ç.’nin avukatı Yunus Bağış, cezaevi idaresinin darp raporu olmadan müvekkilini cezaevine alamayacağını bildirmesi üzerine alelacele İluh Devlet Hastanesi’nden rapor çıkarıldığını söyledi. Rapor olmadan gerçekleşen emniyet, savcılık ve hakimlik işlemlerinin kanuna aykırı bir durum olduğunu kaydeden Bağış, darp uygulayan polisler, raporu vermeyen doktorlar, rapor olmadan tutuklama isteyen savcılık ve tutuklama kararı veren mahkeme hakkında suç duyurusunda bulunacaklarını söyledi.
Kafasında 3 Kırıkla Rapor Olmadan Tutuklandı
Kutlama sonrası dağılan kitleye polisin tazyikli suyla saldırdığını hatırlatan Bağış, “Çocuk yaştakiler gözaltına alınıp darp edildi. Bunlardan biri de müvekkilimdir. Gözaltı esnasında şiddete maruz kalıyor. Kafasındaki 3 kırık ile hastaneye götürülüyor. Gözaltına alınan kişiye uygulanan işlem burada uygulanmıyor. Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne götürülüyor. Ancak kafasındaki kırığa rağmen rapor verilmiyor. Ve bu şekilde TEM’e götürülüyor. Burada birebir görüştük ve işkenceyi ondan duyduk. Savcılığa sevk edildiğinde rapor meselesini ilettik. Ancak savcılık tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk edildi. Burada da rapor talebimiz oldu. Ancak mahkeme tutuklama istedi. Tutuklandıktan sonra cezaevine götürülüyor. Cezaevi yönetimi rapor olmadan cezaevine alamayacaklarını belirtti. Bunun üzerine alelacele başka bir hastaneden rapor alındı. Sonrasında cezaevine alınan müvekkilim sonrasında Diyarbakır Cezaevine sevk edildi. Batman’da çocuk cezaevi olmadığı için buraya sevk edildi” diye konuştu.
‘Suç Duyurusunda Bulunacağız’
Gözaltı ile başlayan hukuksuzluğun tutuklama sürecine kadar devam ettiğini kaydeden Bağış, “Bu hukuksuzluğun yaşandığı sürecin tamamını zapta geçirdik. Elimizdeki ihlal belgeleri ile birlikte bu ihlal zincirinde kim suç işlemiş ise suç duyurusunda bulunacağız” dedi.
Hukuksuzluk Zinciri
Müvekkilinin tek bir somut gerekçe olmadan hukuksuz bir şekilde tutuklandığını kaydeden Bağış, “Tutuklama gerekçesi ise ‘Örgüte üye olmamak ile birlikte örgüt adına suç işlemek’ iddiası oldu. Bilindiği gibi bu madde iptal edilmişti. 8’inci yargı paketi ile birlikte tekrar devreye konuldu. Müvekkil dağılma esnasında bir sivil polis aracına atılarak işkence edilmiş. Hiçbir eylem ve etkinliğin içinde yokken evine giderken bu yaşandı. Kamu görevlisi veya malına karşı bir saldırı girişimi dosya içinde yok. Dosya arasında sunulan görüntüler de de yok. Tarafımız ve savcılık tarafından da incelendi. Tek bir delil yok. Ancak hukuksuz bir şekilde tutuklandı. Bu hukuksuzluk zincirleme bir hukuksuzluk oldu” şeklinde konuştu.”
Gösterilenler ile yaşatılanlar arasında, aksettirilen ile hakikat arasındaki bağlantısızlığın her neyi var ettiği Elih’te ortaya çıkan şu işkence tavrından dahi anlaşılabilir. Bir asırdan uzunca bir süredir terbiye etme / hizada tutma / bu ülkenin yurttaşları olduğunu sindirme konusunda arpa boyu yol alınamamış olduğunu gösteren bir karşıtlık bir çocuğun canının yakılmasında bir kere daha belirir. Durup dururken kolluk şiddetinin bir çocuğa, salt Kürd olduğu için var edilebilmesinin cüretidir mesela sorun. Hiçbir biçimde kural tanımama hal ve istemidir misal sorun. Bir çocuğa işkence edip, kafasında kırıklarla birlikte mahpusa yollayabilme iradesindeki sakatlıktır sorun. Bütünüyle birbirinin benzeri olagelen bir tavır silsilesi içerisinde Bakur Kürdistan’ı coğrafyasında hakkın da hukukun da telef edilmesi haline bunca canhıraş çabadır misal sorun. Anlatılan ile yaşananların arasındaki derin yar, o kör karanlıklarda nice hayatın gasp edilebildiği bir ülke gerçekliği söz konusuyken asıl nerede komşuluğun / eşit yurttaşlığın / hürriyet ve adaletin gasp olunabildiğinin / eksikliği ya da hiç var edilmemesinin meselidir misal sorun. Kim nasıl verecektir bunca ağır vebal, yıkıcılığın hesabını değil mi?
Evrensel Gazetesine bağlanalım: “Şırnak merkezde dün yaşanan uzman çavuş tacizi yürüyüşle protesto edildi. Yürüyüşe, Emek ve Demokrasi Platformu bileşenleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’na (KESK) bağlı sendikalar, Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Şırnak Milletvekili Newroz Uysal Aslan, Barış Anneleri Meclisi üyeleri, Özgür Kadın Hareketi (Tevgera Jinên Azad-TJA) aktivistleri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) ile İnsan Hakları Derneği (İHD) yöneticilerinin yanı sıra çok sayıda kişi katıldı.
Cumhuriyet Meydanı’nda bir araya gelen kitle, “İstismar ve tacize dur de" pankartı ile KESK binasının önüne kadar yürüdü. Sık sık “Susma sustukça sura sana gelecek” sloganının atıldığı yürüyüşün ardından KESK binası önünde açıklama yapıldı.
“Cezasızlık Güç Veriyor”
Açıklamayı yapan Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Şırnak Şubesi Eş Başkanı Murat Özbey, halkın müdahalesiyle kadının kurtulduğunu söyledi. Özbey, “12 Nisan 2024 günü akşam saat 21.30 sularında Şırnak merkezde bulunan Dicle Mahallesi’nde evlerinin bulunduğu binaya giriş yapan genç yaştaki iki kadını takip eden Z.Ç. isimli şahıs, bina girişinde kadınlara karşı cinsel saldırıda bulunmuştur. Kadınların etraftan yardım istemesi üzerine vatandaşlar olaya müdahale etmiş ve müdahale neticesinde failin yaralandığına dair bilgiler yazılı ve görsel medyaya yansımıştır. Şırnak Valiliği'nin resmi açıklaması ile failin kamu görevlisi olduğu belirtilmiş olmakla birlikte kamuoyunda fail Z.Ç.'nin uzman çavuş olduğu belirtilmiştir” dedi.
Daha önce de benzer durumların yaşandığına dikkat çeken Özbey, failin cezasızlık politikası sonucu bu eylemi gerçekleştirdiğini dile getirdi. Özbey, “Deneyimlediğimiz üzere failin kamu görevlisi olması ve özellikle kolluk personelinin fail olduğu benzer vakalarda etkin ve adil bir soruşturmanın yürütülmemesi, faillerin cezasızlık zırhı ile korunması, failin bundan aldığı güçle bu eylemde bulunması toplumda böylesi bir infial yaratacak sonuç doğurmuştur. Cezasızlık bu coğrafyada başta kadın ve çocukların yaşam hakkı olmak üzere genel hak ihlallerinin en büyük zırhı olmuş ve olmaya da devam ediyor. Kamunun gücünü arkasına alarak bu suçları işleyen hiçbir failin etkili bir ceza aldığına şahit olmadık. Batman Beşiri'de Musa Orhan, Cizre'de fail Aslan A. ve Hakkari'de Esra Yücel davaları ve onlarca kamuoyuna yansımış davalar bu cezasızlık politikasının en net örnekleridir."
“Valilik Faili Korudu”
Valiliğin tacizle ilgili yaptığı açıklamanın faili korumaya yönelik olduğunu söyleyen Özbey, şöyle dedi: "Olayın basına yansıması sonrası Şırnak Valiliği tarafından yapılan basın açıklamasında fail ile ilgili herhangi bir adli ve idari soruşturmanın başlatıldığından söz edilmeksizin faile karşı eylemde bulunduğu iddia edilen 4 kişinin gözaltına alındığı belirtilmiştir. Şırnak Valiliğince yapılan bu açıklama, faili korumaya yönelik eksik ve yanlı bir açıklama olmakla birlikte adli ve idari makamların kamu görevlisi olan fail hakkında etkin bir soruşturma yürütemeyeceği yönündeki kuşkuları artırmıştır. Adli ve idari makamlarca etkin ve şeffaf bir soruşturma başlatılması ve yürütülecek soruşturma neticesinde failin hak ettiği cezaya çaptırılması için ilgili makamları göreve çağırıyoruz. Kurumlarımızın bu sürecin takipçisi olacağını ve demokratik tepkiler dışında hukuki sürecinde yakından takipçisi olunacağını tüm Şırnak halkına ve değerli kamuoyuna bildiririz."
“Fail Kaçırıldı”
Açıklamanın ardından konuşan DEM Partili Newroz Uysal Aslan ise, olaydan sonra failin polis tarafından kaçırıldığını ve korunduğuna dikkat çekti. Uysal, “Bugün burada olmamızın sebebi acı verici bir olaydır. Kolluk güçleri, halkımız arasında uyuşturucu, ajanlık dağıtmaya amaçlıyor. Burada yaşanan Firdevs Babat olayı aynı kişilerin eliyle yapıldı. Sakine Kültür olayı hala aklımızda. Bundan üç yıl önce buna benzer bir olay daha yaşandı ve tüm Şırnak halkı buna karşı ayağa kalktı. Dün yine sokaklarımızda aynısı yapıldı. Şırnak halkı bunlara karşı her zaman tepkisini ortaya koyacaktır. Olay sonrasında yaralı olarak gösterilen fail acil bir şekilde hastaneye kaldırıldı ve kaçırıldı” diye belirtti.
Açıklama, “Jin, jiyan, azadî” ve “Susma sustukça sıra sana gelecek” sloganlarıyla son buldu.”
Fail daha sonra açığa alınır, 17 Nisan günü ajanslara düşen habere göre de tedavisinin hemen ardından ceza hakimliğince tutuklanır. Tümüyle gösterilenler ile yaşatılanların arasındaki uçurum halinin her nasıl biçimlendirildiğine dair keskin / iç kıyıcı bir örnek karşımızdadır. İnsanların tepkimesi, siyaset örgüt / yapılarının kararlı baskılarının ardılı daha önce pek çok defa olduğu gibi kulak ardı edilmeden, insanlık düşmanı bir zatın en kestirmeden adalet önünde hesaba çekilmesi var edilir. Anlatılanlar ile var edilmiş olanı karşılaştırdığımızda gerçekliğin nasıl da biteviye bir sürünceme taşımaksızın “kuşatma” olduğu meydana çıkar. Biyopolitik bir tahakküm şeceresini mütemadiyen yeniden ve hiç yılmadan kullana gelen, yeniden birleştiren, yön tayini için zemin kılan aklın elinden daha kurtarılacak kaç insan vardır? Kaç kişinin canı yakıldıktan sonra nihayetinde bir ülkede ol ötekinin de yaşam hakkının farkına varılacaktır? Sorular soruları bütünlüyor. Kesin olarak emin olduğumuz yegane şey budur.
Kendini tekrardan var eden bir gümbürtü içerisinde seçim yenilgisini yeniden öteki olarak kodlanmış / bellenmiş olana saldırarak unutturma yolunda yürünür. Onca canhıraş yıkımı var eden bambaşka bir sureti temsilmiş gibi yeniden bildiğimiz, nobran, madun siyasetin en olmadık hamlelerini olur addeden bir cerahat sarmalına ülke teslim olsun istenir. Yalın bir halde / keskin / sürekli hedef alan, bilen bir yönetim katının varlığında hangi doğrulara yer vardır. Düpedüz doğrudan kesintisiz kılınan cerahat halinin ortasında hiçbir yarının var edilmemesi için halihazırda sürgit yinelenen hallerle / hamlelerle her nasıl bir yarına varılacaktır. Görünen, var edilen, yaşatılan ve sonrasına aktarılan her tahayyül ile güncel kılınmış bir tahakküm ekseninde uçurum dört bir yanımızı kuşatıyor. Geleceksizliğin tam da ortasında hayatın perişanlığına itiraz edilmedikçe, seçimden seçime memleket akla düşüp sonrasında unutulduğu müddetçe devam olunacak bir kısır döngü. İçinize siniyor mu?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2024
Görsel: Bul Beni – İsmet DEĞİRMENCİ – ArtDog İstanbul
1 note · View note
yakazakalb · 11 months
Text
Tumblr media
Dünya dipsiz bir kuyu; içine düşen ne kadar sonunu bulmak istese de erişemeyecek… Oysa mühim olan düşmemeyi becermekten önce, dipsiz olduğunu bilebilmek…
Ey hayat! Zor olan hakikatle yüzleşebilmek değil mi, zira yüzleşmese de yaşıyor insan gerçeğini. Yüzleşirse ancak eğer, o zaman altına imzasını atıp ebediyetle payelendirebiliyor.
Hayat! Bilirsin! İnsan neyin ucundan tam tutmak istese, öbür tarafından birşeyler sökülüp geliyor. Burası dünya kabul etmeli, hiçbirşey ikmale er(e)miyor…
O halde hazırlık yapmalı, biriktirmeli ve serpmeli hayatına, ahirette yeşertmeli; uzanıpta tutamağı, kavuşmak isteyip te buluşamadığı, yaşamakları kursağında kalan her güzelliği… Ne de olsa, tüm varlıkla çabalansa da erişilemeyecek dipsiz olan bu dünyada.
Ancak dikkat etmeli, emek vermeli ve erişebileceğimiz asıl yurtta mahrum kalanlardan olmamalı…
20 notes · View notes
kelebekpapatya-72 · 4 months
Text
Anlatamamak dipsiz kuyu
Anlaşılmamak felaket...
Tumblr media Tumblr media
121 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 1 month
Text
Günaydın hayırlı cumalar
BURALAR Soğuk,
Buralar KARANLIK Sensiz...
Dipsiz Bir Kuyu Belki DE...!
Anlatılmaz Yaşanır Derler
Ya Hani...
İşte O Hesap Benimki DE...
Bir Garip DUYGU DÜŞTÜ Yüreğime...
Özlemlerin EN Dayanılmaz ANI
Sanki Bu GÜN...!
Herşeyi Bırakıp SANA Koşmak İstedim
AMA Ellerimi Bırakmıyor
Çaresiz ÇIKMAZLAR...
Ümidin Bitti, Biteceği YERDEÎM...!
Sanki AYAKLARIMA Zincirler Vurulmuş...
O Bir ADIMI Atamıyorum..
SADECE Seyrediyorum SENİ...
Dizlerine YATIP Elini
Sımsıkı TUTMAK İstiyorum...
Gökyüzüne BAKAR Gibi
Gözlerine DALMAK İstiyorum...
Sana BAKARKEN Zincirlerin
AYAĞIMA Değil YÜREĞİME
VURULDUĞUNU Hissediyorum...
İçin İçin YANAN Yüreğime...
SENÎ Sevenin BEN DEĞÎL
Yüreğim OLDUĞUNU ANLIYORUM..!!
Tumblr media
Tumblr media
142 notes · View notes
bifilozofundilinden · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media
İnsan yalnızca kalbiyle sevmez ki, unutmaya ilk oradan başlasın.Unutmak kör kuyu,unutmak dipsiz karanlık..
43 notes · View notes
bisema · 18 days
Text
Burası nasıl bir dipsiz kuyu kaçıncı dönüşüm sayamadım.. :)
12 notes · View notes
hacegah · 6 months
Text
Tumblr media
Yaşam ne zaman sonlanır hiç düşündünüz mü? Ne zaman kesilir nefes almalar zamanın solukları. Ve gördüm ki anlamlı bir bitmişliğin sessizliğinde gömülürmüş o yaşanmış tüm hatıralar ve bir bir silinirken insanlar. İşte o zaman anlarmışsın öldüğünü. Herkesin seni hatırladığı bir dünyada ölmek zordur çünkü. Herkesin hikayesinin içinde olduğun bir özlemden yoksun bırakıldığında sonlanır her şey. Ve sonra karanlığın hikayesi başlar dipsiz bir kuyu gibi.
20 notes · View notes
aspaldiko · 7 months
Text
Sesin, içine düşüp sağırlaşmak istediğim bir dipsiz kuyu. Sesin, o dipsiz kuyuda sessizliğin melodisini kollarınla sımsıkı sarman gibi..
#a
21 notes · View notes
Text
Ocağın üzerinde bir dipsiz kuyu misali bekliyor
ne yana baksam kahretsin sen batıyor dilime
dinmeyen bir yaranın en değersiz parçasısın bu gidişle
9 notes · View notes
aynodndr · 2 months
Text
Tumblr media
Zaman...
Bekleyene uzun
Kaçana hızlı
Acı çekene bitimsiz
Ölene sonsuz
Kalana dipsiz kuyu
Yarası kabuk tutana huzurlu
Gence ayrı, yaşlıya ayrı
Gündüz başka, gece başka
Yazın sıcak , kışın ayaz
Ama sevene zaman H��...
Attila İlhan
7 notes · View notes
ysfogzdgrz51 · 1 year
Text
GÜNAYDIN ARKADAŞLAR
BURALAR Soğuk,
Buralar KARANLIK Sensiz...
Dipsiz Bir Kuyu Belki DE...!
Anlatılmaz Yaşanır Derler
Ya Hani...
İşte O Hesap Benimki DE...
Bir Garip DUYGU DÜŞTÜ Yüreğime...
Özlemlerin EN Dayanılmaz ANI
Sanki Bu GÜN...!
Herşeyi Bırakıp SANA Koşmak İstedim
AMA Ellerimi Bırakmıyor
Çaresiz ÇIKMAZLAR...
Ümidin Bitti, Biteceği YERDEÎM...!
Sanki AYAKLARIMA Zincirler Vurulmuş...
O Bir ADIMI Atamıyorum..
SADECE Seyrediyorum SENİ...
Dizlerine YATIP Elini
Sımsıkı TUTMAK İstiyorum...
Gökyüzüne BAKAR Gibi
Gözlerine DALMAK İstiyorum...
Sana BAKARKEN Zincirlerin
AYAĞIMA Değil YÜREĞİME
VURULDUĞUNU Hissediyorum...
İçin İçin YANAN Yüreğime...
SENÎ Sevenin BEN DEĞÎL
Yüreğim OLDUĞUNU ANLIYORUM..!!
Tumblr media
111 notes · View notes
syhnoya · 3 months
Text
dayanılmaz olana dayanmak. dayanılmaz acı, dayanılmaz düşünceler ve dayanılmaz olaylar... kimi zamansa bu bir uyku. bazıları için. bazılarımız için. o'nun için. karşı koyamadıklarımıza dayanırken, yaslanırken buluruz kendimizi... çok çelişkili değil mi? acına dayanamıyorsun ama gün geliyor o acına öyle bir dayanıyorsun ki onun verdiği güç ile ayağa kalkıyorsun. ya da düşünceler... ah o bitmek bilmeyen, tükenmez düşünceler. asla sonu yoktur, asla bitmez ve asla sonuca götürmez. düşünce, düşünceyi açar. yeni kapılar yeni sırları. yeni sırlar yeni paradoksları. bu böyledir. değişmez kaide. cehenneme döner bazen zihin. ama seni umursayan kim? düşünceler işte... onlar da dayanılmazdır kiminde. ama o da dayanır düşüncelerine. bir kuyuya sarkıtılmış, yıpranmış bir halata benzer tıpkı. dipsiz kuyudan öylesine korkar ki insan... düşmek istemez, canı acır çünkü bilir. sıkı sıkı sarılır bu yüzden. kopacağının korkusunu yaşar ama bırakamaz. ikisi de can yakar nihayetinde. düşsen kırılan kemiklerin olmaz yalnızca. kalbin ve düşlerin... onlar da kırılırlar onunla. sıkı sıkı tutunsan halata... bu sefer de kanayan ellerin, yara bere içinde... acı bu... çekilecek bir şekilde. bu yüzden dayanır bazıları da dayanılmaz düşüncelerine. dayanır ki umuttur, ihtimal her zaman vardır.
ne demiştim başka? ah evet o dayanılmaz olaylar... nice olaylar vardır, onlara dayansan da dayanılmazdır. seni kandırır, aldatır. geçti zannettiğini sana kazır, ağlatır. ama geçmez. ne o izler ne de geriye kalan izler, yaralar ve bereler... yine de buna da dayanmaya çalışır insan. çünkü umudu her zaman kalbinde taşır. umutsuzluk onu bir yere taşımaz çünkü, bundandır ki o taşır umudu gideceği her bir yere. ve en acısına geldi sıra benim nezdimde. uyku... uyku kaybedilen an'lardır bazen. yaşanılmamış dakikalar, hissedilemeyen saniyeler... kontrol sende değildir. bu delicedir. an'a tutunamazsın. göremezsin, düşünemezsin, anlayamazsın. hem bir lütuf hem de bir ceza yaşamayı dolu dolu tercih edenlere... hem ölüme de en yakın andır değil mi? korkan kalplere bir tehdit. yalnızsın hem uykunda. acı gelir bu zihnime... düşlerindekiler yalan. hiçbirisi yok seninle. daha nice satırlar dolardı bu cümlelere... fakat kelimeler de durmalı bir yerde. yeterince tehlikeliler neticede... bu yüzden en acısı uyku dedim size. çünkü çaresizsin, çaresizliği görmesen de.
daha düşüneceğim. ancak ne yazık ki uyku beni çağırıyor yalancı düşlere... ben demiştim oysa, uyku en dayanılmazıdır, dayandığımız onca hayal olmasına rağmen.
o kuyu benim evim, kimi zaman o halatla ellerim kanaya kadar dans etsem de...
dayanılmazlara dayandığımız sabrımıza ve inandığımız hayallere,
sevgilerle,
E.
02.02.2024, 01.09
8 notes · View notes
lifemakesmedie · 4 months
Text
en dibini ancak senin bildiğin o dipsiz kuyu
14 notes · View notes
dolunay0 · 1 year
Text
Anlatamamak dipsiz kuyu, anlaşılmamak felaket.
31 notes · View notes