Tumgik
#amerika üniversite
mysweetorangetreez · 11 months
Text
Cok da kolay olmayan zamanlardan geciyoruz, farkindayim.
Yurtdisinda egitim ve yasam ile ilgili her soruyu cevaplamaya hazirim. Ilgileneniz varsa eger, reblog edip bu postu yayabilirsiniz.
Tesekkurler 🫶🏼
3 notes · View notes
fuatturgut · 2 years
Photo
Tumblr media
Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya Silikon Vadisinde Bulunan Okulumuz @calcc.esl Bugün Ankara Sheraton da Düzenlenen @ieftfuarlari na Katıldı ve Büyük Bir İlgiyle Karşılandı. Çok Yakında Büyük Bir Yaz Okulu Fırsatını Size Duyuracağız. #amerika #silikonvadisi #calcc #usa #siliconvalley #studyabroad #yurtdışıeğitim #üniversite #yükseklisans #university (Sheraton Ankara) https://www.instagram.com/p/Cj3OKkFtpVP/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
gatabs · 2 years
Text
Amerika'da Üniversite Okumak! Başvuru Süreci Ve Şartları gatabs.com #Üniversite Amerika'da Üniversite Okumak! Başvuru Süreci ve Şartlar Liseyi Türkiye'de okuyanlar için Amerika'da üniversite eğitimi almaya karar verenlerin 11. sınıfta hazırlıklara başlaması gerekiyor. Türkiye'deki öğrenci seçme sınavlarının A...
0 notes
altinovaguncel · 2 years
Text
Türkiye-Latin Amerika ilişkileri ivme kazanıyor
Türkiye-Latin Amerika ilişkileri ivme kazanıyor
Prof. Dr. Mehmet Necati Kutlu, Bakan Çavuşoğlu’nun 23-29 Nisan’da düzenlediği Uruguay, Brezilya, Ekvador, Kolombiya, Panama ve Venezuela’yı kapsayan Latin Amerika seyahatinin akabinde Türkiye’nin bölgeyle ilişkilerini kaleme aldı. 1998’de ilan edilen ve 2006’da güncellenen Latin Amerika ve Karayipler Eylem Planı ile Türkiye’nin somut hedefleri arasına giren Latin Amerika açılımı, başta Dışişleri…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
perge · 5 days
Text
sırf Filistin’deki vahşete soykırıma tepki gösterdikleri için joplanan ters kelepçe yiyen üniversite öğrencilerini görüyorsunuz demi, Amerika başta olmak üzere Almanya,Fransa’da çıkan olaylar. iki yüzlü yavşak Avrupa demokrasisi. bir de bizde sözde tesettürlü olup sturbucks da kahve yudumlayan asalaklar.
15 notes · View notes
epifizz · 7 months
Note
Ne olacak bu halimiz?
Ben kahin ya da tarihçi değilim bu konuda bir şey söylemek bana düşmez ancak tarihe baktığımda geçmişte neler yaşandığını görmek bir fikir veriyor.
Nietzsche'nin nihilist dönemindeyiz gibi hissediyorum. Tüm anlam kurguları birbir önemini yitiriyor, toplumlar ve kültürler çözünüyor yeni bir dizge ihtiyacı dile gelmemiş bir şekilde her köşeden haykırılıyor. Kapitalizmin temelinde yatan borç ekonomisi daha önce tekrarlarını gördüğümüz şekilde kopma noktasına geldi, böyle durumlarda kapital ekonomi kopma yaşayarak çeşitli şekillerde (kriz, savaş ya da darbe) kendini sıfırlama yoluna gidiyor ama bunun faturası da genellikle halka oluyor. Şirketler çok beslendi, ekonomi artık durgunlaştı birkaç devin yanında insanlar büyümeye gidecek atılımlar yapamıyor. Bunun yanında hareket serbestisi olan ekonominin görülmeyen sorunu olan göçmen krizi kimlik sorunları yanında kültürel çözünme ve eş miktarda kültürel tutuculuğu yani sonuç olarak daha sağcı ve daha tutucu iktidarları yaratıyor. Bu iktidarlar istikrarlı bir şekilde diyaloğu kesmeye ve düşman imgesine odaklanarak bir savaş ortamını besliyor. Amerika açık bir şekilde son iki dönemdir son zamanların en kötü iktidarlarını deneyimliyor işin kötüsü bu iki iktidar da farklı partilerden... Öbür yanda Ortadoğu zaferlerinde sarhoşlaşmış ve kan tadını almış Rusya savaştan savaşa atlıyor, Çin yükselmeye başlamışken AB devletleri muhafazakar kabuğuna çekilmiş durumda. Göçmenler insanları tekrar aryancılığa yaklaştırıyor. Bu da yetmezmiş gibi Fransa özellikle silahlı bir Avrupa Birleşmiş Ordusu arzusunda.
Dünyanın hemen her yerinde gençler umutsuz, hayat pahalılığı her yeri vuruyor. Gençler orta sınıf ailenin bir bireyi olarak ev alabildiğin günlerin artık çok eskide kaldığını hissediyor. Modern vaatler bir bir çökmekteyken insanlar yeni paradigma arıyor. Kimse geleceğin daha aydınlık olacağını, teknolojinin ve bilimin bize hayat kolaylığı sağlayacağına inanmıyor artık. Teknoloji ve bilim bir pazar olarak başka bir kapitalist yüz gibi kanımızı emiyor ve bağımlılıklarımızı besliyormuş gibi algılıyoruz artık. Eski paradigmalar çöküyor, eskiden daha eskilerin çöktüğü gibi. Koca bir anlamsızlık çağındayız, yeni bir paradigma için çevresine bakınan insanlar gizlenmiş neo-nazi kimliklerine ya da spiritüel şarlatan söylemlere düşüyor birer birer. Okullar da bir krizin içinde, her üniversite bağnazlaşmış çeşitli istatistikleri yukarıda tutmaya özen gösteren bir markaya dönüşmüş durumda. Tüm değer sistemimiz de aynı şekilde parçalanmış durumda, değer kişinin ya da şeyin kendinde aranmıyor artık. Değer yalnızca şeyin parasal karşılığı, üst sembolik anlamı (markası) veyahut ötekilerin rağbeti bir beğeni ve görüntülenme mekanizması üzerine kurulu. Ve bu değer atfetmede eşya ile kişi ayrımı iyice silikleşmiş durumda. Nietzsche tam da böyle çöken, içi boşalan ve kıvranan çağlara nihilist dönemler olarak bakıyor. Bunu yeni doğmakta olanın doğum sancıları olarak görüyor. Ama şu da var ki Nietzsche her ne kadar kıta felsefesinde ayrıksı bir isim de olsa, modern bir gelecek algısı ile tarihe bakıyor. Bu nihilist dönem her ne kadar deneyim olarak karanlık da olsa anlamca olumlu olduğu görüşünde kendisi. Ama bizim çağımızda gelecek konusunda iyi ya da kötü bir algı yok sadece ve sadece belirsizliğin kaygısı var, burada dahi bir yokluk algısı var çağımızda.
Tarih bize şu zamana kadar böyle anlarda yıkım, çözünme ve ardından yeni bir söylem getirdi. Gelecekte ne olur bilemem dediğim gibi kahin değilim ama şimdide bu oluyor ve geçmişte böyle anlardan sonra bunlar olmuştu.
8 notes · View notes
miscesine · 9 months
Text
Chicago Üniversitesi Ve Tüm Merak Edilenleri
Tumblr media
Chicago Üniversitesi, Amerika Birleşik Devletleri'nin en tanınmış ve etkili üniversitelerinden biridir. 1890 yılında kurulan üniversite, Chicago, Illinois'deki Hyde Park bölgesinde yer almaktadır. Bugün, dünyanın dört bir yanından gelen öğrencilere birçok akademik program sunan ve geniş bir araştırma portföyüne sahip olan prestijli bir kurumdur.Washington Üniversitesi hakkında bilgi almak için tıklayın. Read the full article
2 notes · View notes
risalefabrikasi · 1 year
Photo
Tumblr media
[Ehemmiyetli bir hakikat ve Demokratlarla Üniversite Nurcularının bir hasbihalidir.] Şimdi milletin arzusuyla şeair-i İslâmiyenin serbestiyetine vesile olan Demokratlar, hem mevkilerini muhafaza, hem vatan ve milletini memnun etmek çare-i yegânesi; ittihad-ı İslâm cereyanını kendine nokta-i istinad yapmaktır. Eski zamanda İngiliz, Fransız, Amerika siyasetleri ve menfaatleri buna muarız olmakla mani olurdular. Şimdi menfaatleri ve siyasetleri buna muarız değil; belki muhtaçtırlar. Çünki komünistlik, masonluk, zındıklık, dinsizlik; doğrudan doğruya anarşistliği intac ediyor. Ve bu dehşetli tahrib edicilere karşı, ancak ve ancak hakikat-ı Kur'aniye etrafında ittihad-ı İslâm dayanabilir. Ve beşeri bu tehlikeden kurtarmağa vesile olduğu gibi, bu vatanı istila-yı ecanibden ve bu milleti anarşilikten kurtaracak yalnız odur. Ve bu hakikata binaen Demokratlar bütün kuvvetleriyle bu hakikata istinad edip komünist ve masonluk cereyanına karşı vaziyet almaları zarurîdir. Bir Ezan-ı Muhammedî'nin (A.S.M.) serbestiyetiyle kendi kuvvetlerinden yirmi defa ziyade kuvvet kazandılar. Milleti kendilerine ısındırdılar, minnetdar ettiler. Hem manen eski İttihad-ı Muhammedî'den (A.S.M.) olan yüzbinler Nurcularla, eski zaman gibi farmason ve İttihadcıların mason kısmına karşı ittifakları gibi; şimdi de aynen İttihad-ı İslâm'dan olan Nurcular büyük bir yekûn teşkil eder. Demokratlara bir nokta-i istinaddır. Emirdağ Lâhikası 2 - 24 #risalefabrikasi #ihlasnurneşriyat #envarneşriyat #sözlerneşriyat#Rnk #nursöz #Üstad #risalefabrikasi #Bediüzzaman #SaidNursi #Ömür #Dünya #Hayat #Kuran #RisaleiNur #Risaleinur #envarnesriyat #Bediüzzaman #Bediülbeyan #RisaleiNurdan #Risalei NurOkuyoruz #Bediuzzaman #bediüzzamansaidnursi #süleymanyasinakdeniz https://www.instagram.com/p/CnT-B_2DjRX/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
sdkhaber · 2 years
Text
ODTÜ'lü öğrencilerden Onlyfans gibisi girişim! Para karşılığı soyundular
ODTÜ’lü öğrencilerden Onlyfans gibisi girişim! Para karşılığı soyundular
Yeni eklenen ODTÜ’lü öğrencilerden Onlyfans gibisi girişim! Para karşılığı soyundular son dakika haberini aşağıda okuyabilirsin. Orta Doğu ve Teknik Üniversiteli (ODTÜ) öğrencilerin kurduğu Odtufans isimli internet sitesi toplumsal medyanın gündemine oturdu. Amerika merkezli Onlyfans sitesi ile emsal biçimde çalışan sitede belirlenen bağış ölçüsüne ulaşıldıkça çıplak fotoğraflar olduğu üzere…
Tumblr media
View On WordPress
3 notes · View notes
tripuck · 4 days
Link
0 notes
gundemarsivi · 1 month
Text
Tumblr media
Lider Nasıl Seçilir?..
✍🏻 Ercan Şimşek, 20 Ocak 2019
https://www.gundemarsivi.com/lider-nasil-secilir/
Her zaman beynimizde düşünür ve bir çok parametre sayarız.
Özellikle KARİZMA tanımı ile torba yasa yapar gibi sözde düşündüğümüz her şeyi içerisine atıp soruya cevap verme yükünden kurtulur ve rahatlarız.
olmaz olamaz demeyin,asla da şaşırmayın, size yaşanmış gerçek bir hikaye anlatayım ister misiniz?
Evet hikayemiz Amerika Birleşik Devletlerinden. Ve John F.Kennedy nin başkanlık seçimleri yarışından.. Yıl 1960, Rakip Richard NIXON
Rakip oldukça güçlüdür ve Kennedy nin kazanma şansı zayıftır. Seçim kampanyasını yöneten ajans olayı Kennedy lehine çevirebilmek için önceki bütün başkanlık seçimlerinde Başkan adayları konusunda bir bilgi tablosu hazırlıyor.Bu tabloda boyundan,ayakkabı numarasından,sevdiği renk,şarkı vs. akla gelebilecek her şey yazılıyor.
Tüm dökümantasyonlar hazırlandıktan sonra özel bir yazılım ile kazanan başkanların ortak özelliklerini çıkartıyorlar. İnanılmaz bir sonuç çıkıyor ortaya…
Boyu uzun olan başkan adayı kazanmış..
Uzun boy bu kadar etken midir? sorusunun bilimsel yanıtı için bir araştırma firması ile anlaşıyorlar ve sonuçlar geliyor.
Aynı üniversiteden mezun ve hatta aynı şirkette çalışan bireyler arasında uzun boylu olanların %10 fazla ücret aldıkları belgeleniyor.
Bu bilgilere dayanarak (Tabi ki kendileri bakımından gizli tutarak), Kennedy ile rakibinin TV konuşmasında ilgili TV kanalından bir ricada bulunuyorlar.Başkanımız rahatsız,ayaklarından asla soğuk almaması gerekiyor, bu hassasiyet için konuşma yapacağı kürsüye ayaklarının altı için ahşap bir tabla koymak istiyoruz diyorlar. Elbette ki bu masumane talep ret edilmiyor.
Program başlıyor.Kameralar 2 adayı ne zaman yan yana getirse Kennedy rakibinde uzun görünüyor.
Sonucu hepiniz biliyorsunuz..
Bu olayda asıl değinmek istediğim şey;
1-Lider için her toplumun bu kadar basit ön tercihleri vardır. (Kasımpaşalı olmak tercih olabilir mi? )
2-ABD uzun yıllar Sosyoloji alanında oldukça fazla bilimsel makale yayınlamış ve araştırma yapmıştır.Bulguları ele geçirdiğinde, ne yaparsam, ne olur sorularının cevabını çok iyi bilmektedir. Örneğin gazete de 1 haber okuyorum; ABD Türkiye’de “Öz güven” araştırması yapmış;Türkler “Ülkeyi yönetebilir misiniz ” sorusuna %95 EVET demiş. Bununla kalmamış %65 i Dünyayı bile yönetirim demiş.Herkes bu haberi övgü ve beğeni ile okurken ben de kendi kendime “Biz bir ABD şirketinin ülkemiz bireyleri arasında neden böyle bir araştırma yapmasına izin veriyoruz? ” diye soruyordum.
Bu konuyu 2.nci bir sosyal deney ile pekiştirmek isterim:
1 sayfalık yazı için 1000 kişilik denek öğrenci gurubu alınmış ve gurup 500 er kişi olarak bölünmüş. Guruplardan birisine yazının Abraham Lincoln den alındığı,diğerine de karl Marx tan alındığı söylenerek yorum yazmaları istenmiş.Bütün yazılanlar incelendiğinde şöyle bir sonuç çıkmış: 2 gurup arasında tek kelime yorum benzerliği bulunamamış.
Ülkemize dönersek, Mevlana,Hacı Bektaşi Veli,Hacı Bayramı Veli gibi aynı yıllarda yaşamış,aynı okuldan çıkmış bu 3 insan Konya-Nevşehir-Ankara gibi 3 ayrı yere gelmiş ve felsefelerini anlatmış. Sonuç farklılıklarını
(Algı mühendisliğine giriş) sizlerin takdirine bırakarak başka bir sosyal deneyin sonucu ile ülkemizde yaşanan bir dönemi hatırlatmak istiyorum.
Deneyi bilimsel sonucu: Temelinde mantıksız olan,ancak mantıklıymış gibi sunulan şeylere inanma oranı en yüksek olan gurup= Üniversite gençliğidir.
1970-1980 yıllarında yaşayan Üniversite gençliği (ben dahilim bu yıllara) ile yaşanan olayları ve bu olaylardan sonra bir araya gelen karşı gurupların 30 yıl sonraki ortak payda tespitlerini de takdirlerinize sunarım.
3. Son olarak ülkemizde seçilen Liderin nasıl seçildiğini ve nasıl devam ettirildiğini de bu kısa örnekler doğrultusunda tekrar değerlendirmenizi rica ediyorum.
Bilimin gücüne karşı durabilmek için kendi biliminizi geliştirmeniz ve yükseltmeniz gerekir. Dünya insanlığı uzaya giderken Dünya bize kalacak diye sevinip böbürlenen bir millet olmaktan kurtulmalıyız.Kıyamet kopacak onlar bu yüzden yeni yaşamlara yelken açıyorlar, bizim sonumuz geldi gerçeğini öğretmemiz gerekiyor.
0 notes
haber71net · 7 months
Link
Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ersan Aslan Amerika Birleşik Devletleri ziyaretleri kapsamında gittikleri Chicago Eyalet Üniversitesi’nde seminer verdi. HABER: YAKUP ÖZCAN KIRIKKALE... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
fisiltihaberleri · 7 months
Text
Tumblr media
SUBÜ’nün tüm bölümleri akredite edildi SUBÜ’de 2023-2024 Akademik Yılı Bahar Yarıyılı Akademik Genel Kurulu gerçekleştirildi. Programda konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, akreditasyon başvurusu yapılabilecek tüm bölümlerinin akredite edildiğini, diğer bölümlerin ilk mezunlarını vermesiyle onlar için de akreditasyon başvurusu yapacaklarını söyledi. Sarıbıyık, kuruluşunu gerçekleştirdikleri MEDEK’in 83 programı akredite yetkisi aldığını ve meslek yüksekokulları akredite olan ilk üniversite olacaklarını da kaydetti.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi (SUBÜ) 2023-2024 Akademik Yılı Bahar Yarıyılı Akademik Genel Kurulu, Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık’ın sunumuyla başlayan program, daha sonra başarılı çalışmalar gerçekleştiren akademisyenlere ödül takdim edilmesiyle devam etti. Son olarak ise Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Serdar Özkan, Prof. Dr. Ali Fuat Boz ve Prof. Dr. Oğuz Türkay ile Genel Sekreter Dr. Öğretim Üyesi Gökhan Ergen’in de dahil olduğu soru-cevap bölümü yapıldı. Rektör Sarıbıyık sunumunda pandemi ve depremlerin ardından normale dönüş sürecine hızlı bir şekilde adapte olduklarını kaydederken; eğitim-öğretim, inovasyon, proje, ikili ilişkiler ve hayatın tüm alanlarında ‘iki günü birbirine eşit olan ziyandadır’ anlayışıyla hareket edeceklerini vurguladı.
Yapay zekâdan yararlanılmalı
Yapay zekâ döneminde akademisyenlik sürecine yönelik değerlendirmeleriyle konuşmasına başlayan SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Chat GPT başta olmak üzere birçok alanda yapay zekâ uygulamaları ortaya çıktı. Dünyanın dört bir yanında birçok akademisyen bunları aktif bir şekilde kullanıyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin Yale Üniversitesi kısa süre önce Chat GPT’yi banlama kararı aldı. Biz ise aslında Yapay Zekâ ve Veri Bilimi Uygulama ve Araştırma Merkezimizi kurarken niyetimizi açıkça belli etmiştik. Yapay zekâ uygulamaları banlanmak yerine faydalı modeller olarak ele alınmalı. Günümüzde bilgiye ulaşmak oldukça kolay hale geldi. Artık akademisyenlerin rolü de mentörlüğe dönüştü. Biz uygulama becerisinin fark oluşturacağına inanıyoruz” diye konuştu.
90’dan fazla ülkeden öğrenci var
Üniversitenin gelişmeye devam ettiğini kaydeden Sarıbıyık, “Şu anda toplam personel sayımız 1.131’e ulaşmış durumda. 31 bin 350 öğrencimiz var. Bunların 4 bininden fazlası 90’dan fazla ülkeden gelen uluslararası öğrencilerimiz. +1 Eğitim Modelimiz fayda üretmeye devam ediyor. 2022-2023 Akademik Yılı’nda 3 bin 100 öğrencimizi iş dünyasıyla buluşturduk. Eğitimde önemli olan şey öğrenim kazanımlarını sağlamak. Öğrenci merkezli eğitimle uygulama becerisi yüksek insanlar yetiştirmek için gayret gösteriyoruz. Topluma hizmet çalışmalarımız sürüyor. Yaşam Boyu Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezimiz kuruluşundan itibaren 43 binden fazla sertifikalandırma yaptı. Projede oldukça iyi durumdayız. Hem aktif olarak birçok proje üretiyor hem de projeleri etkin bir şekilde yürüterek faydaya dönüştürmeyi başarıyoruz. Bunların teknolojiden ziraate, sağlıktan spora çeşitli alanlarda olması ise bizleri mutlu ediyor. Sahayla bağlantımızı güçlendirmek için de Kobi +1 Yönetim Danışmanlığı Sistemi’ni kurduk.”
SUBÜ Radyo test yayınına başladı
SUBÜ Radyo’nun kurulduğunu ve test yayınına başladığını söyleyen Sarıbıyık, “Şu anda web sitemizde canlı dinlemek için bir bağlantı mevcut. Burada da gerek sosyal gerek akademik anlamda faydalı programlar üretmeyi düşünüyoruz. Bunun yanı sıra müzik yayınımız da olacak. SUBÜ Konuşmaları öğrencilerimizin akademik gelişimi için fayda üretmeyi sürdürüyor. Türkiye’nin önde gelen isimlerini burada ağırlıyoruz. Akademik Çalışmalar dersi ile öğrencilerimizin entelektüel gelişimine ve sosyal transkriptlerine katkı sağlıyoruz. 53
programımızı tamamladık. Uzaktan Eğitim Uygulama ve Araştırma Merkezimizde 17 dersin çekimi gerçekleştirildi. 12 dersin çekimleri devam ediyor. Stüdyolar işlerimizde bizlere büyük kolaylıklar sağlıyor” ifadelerini kullandı.
Adım adım hedeflere ulaşılıyor
Daha önceki genel kurulda bahsettiği 4 yılda 4 hedef açıklamasına vurguda bulunan Sarıbıyık, “Bunlardan ilki ‘Eğitim ve Ar-Ge’. İş garantili bölümlerimizden ilk mezunumuzu vererek iş dünyasına yerleştirdik. Fakültelerde bölüm akreditasyonları tamamlandı. Diğer bölümlerimizin mezunlarını vermesiyle onlar için de akreditasyon başvurularını yapacağız. Lisansüstü tezlerimizin iş dünyasıyla tam entegrasyonu için çalışmalar sürüyor. Meslek yüksekokulu akreditasyonlarına hazırız. Kuruluşunu gerçekleştirdiğimiz Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği, 83 programı akredite etme yetkisi aldı. Meslek yüksekokullarında programları akredite olan ilk üniversite olacağız. Uygulanabilir Ar-Ge çalışmalarımız sürüyor. Bunları destekleyecek Nehir Teknokent’in kurulumunu gerçekleştirdik. İkinci hedefimiz dijital dönüşümümüzü tamamlamak. Bu büyük bir iş. Veriye dayalı stratejik yönetimi amaçlıyoruz. Tümüyle dijital bir üniversite olma arzusundayız. Üçüncü hedefimiz meslek yüksekokullarının organize sanayi bölgelerine taşınması. Hendek MYO’nun 2. OSB’de yapılacak yeni binası için ihale bir ay sonra yapılacak. Dördüncü hedefimiz ise yeni kampüsümüz. Bunda belli bir aşamaya geldik. Kampüs yeri olarak düşündüğümüz yerle ilgili belediyenin çalışmaları sürüyor.”
https://www.fisiltihaberleri.com/haber/subunun-tum-bolumleri-akredite-edildi-9391.html #FısıltıHaberleri #Fısıltı #Yapay #YapayZeka #Zeka #MYO #OSB #Subü #Sakarya #SakaryadanHaber #SakaryaHaber #Gündem #Medya #Sondakika #Eğitim #Rektör #Sarbıyık #Kampüs #MehmetSarıbıyık
0 notes
gatabs · 2 years
Text
Bu Videoyu İzlemeden Üniversite Tercihi Yapma gatabs.com #Üniversite BU VİDEOYU İZLMEDEN ÜNİVERSİTE TERCİHİ YAPMA!! Üniversite tercihleri başladı, tercih döneminde dikkatli seçim yapın, perspektifinizi değiştirin, Erasmus ilişkileri iyi olmayan üniversiteyi bal olsa unutun.. eyyorumlamam bu kadar. ...
0 notes
cinaraslan · 9 months
Text
6. Filo uğruna öldürülen genç: Vedat Demircioğlu
6. Filo, Türkiye karasularında ağır ağır yol alırken, dönemin gençliği “6. Filo Defol!” diyerek eylemler yapıyordu. Bu gençlerden biri Vedat Demircioğlu, polislerce pencereden atılarak öldürüldü.
Amerikan 6. Filosu Türkiye karasularında ağır ağır yol alıp İstanbul’a yaklaşırken, bir genç, arkadaşlarıyla bu “kirli” ziyarete karşı hazırlanan afişleri asmak için çabalıyordu. Amerika ileri karakol olarak görmek istediği Türkiye’de filosuyla gövde gösterisi yapacaktı. Askerleri ise iskeleye çıkar çıkmaz “Yayılmacılığın verdiği yetkiye dayanarak” taşkınlıklara başlayacaktı. Buna karşı çıkmak için hazırlanan el ilanlarını günler öncesinden dağıtan o genç, geceleri de afiş asarak “6. Filo Defol!” haykırışını duvarlara işliyordu. Gece gündüz demeden çalışan o genç, Vedat Demircioğlu’ydu.
DOLMABAHÇE’DE AMERİKALILAR İÇİN HAZIRLIK
Gençler, İstanbul’un Amerikan işgali altında olduğunu ve hükümetin buna çanak tuttuğunu göstermek amacıyla bayrakları yarıya indirmişti. Amerikalı askerlerin üzerine mürekkep ve zift atıyor, şapkalarını alıp fırlatıyorlardı. 6. Filo Dolmabahçe’ye demirler demirlemez Amerikan askerlerinin bazıları adet olduğu üzere Beyoğlu ve Galata sokaklarına dağıldı. Dönemin Başbakanı Süleyman Demirel bu konuda çok hassastı, en iyi şekilde ağırlanmalarını istiyordu. Polis teyakkuzu bundandı. Adet olduğu üzere İstanbul’daki genelevler badanalandı, gece kulüplerinde hummalı bir çalışma yürütüldü. Polis bazı caddeleri tutmuş, giriş ve çıkışları denetlemeye başlamıştı. Amerikan askerleri rahat gezsin diye yurttaşlar engelleniyordu.
Bu engellemelerden biri bardağı taşıran son damla olacaktı…
16 Temmuz günü sakin başlamıştı. Devrimci örgütlerin bir eğitim toplantısı vardı. Toplantı gecenin ilerleyen saatlerine kadar sürmüş, acıkan öğrenciler Beyoğlu’da çorba içmeye karar vermişti. Öğrencilerin karşılarına polisler çıktı, öğrencilerden 11’i durduk yere tutuklandı! Sebebi aslında belliydi. Harun Karadeniz o günü, anılarında şöyle anlatacaktı:
“Polis, arkadaşlarımızı tutuklayınca tek kelimeyle tepemiz attı. Çünkü o gece bütün Beyoğlu’da sazlarda, barlarda Amerikan erleri gezip eğleniyorlardı. Biz bu memleketin gençleri olarak çorba içmeye gidemiyorduk. 6. Filo düpedüz işgal ordusu konumuna geliyordu gözümüzde.”
ÖNCE CAMDAN ATILDI, SONRA TEKMELENDİ
Yurt tamamen sarılmıştı ve polisler coplarla öğrencilerin üzerine atıldı. Öğrenciler yurdu savunmak için direndi ama polisin saldırısı çok sertti. Öğrenciler önce yurdun içine, ardından üst katlara doğru giderek kendilerini korumaya çalıştı. Polis onları üst katta da takip etti.
Arbede devam ederken Vedat pencereye doğru çekildi. Polisler son bir hamleyle Vedat’a saldırdı. Son darbe Vedat’ı pencereden aşağı atmak içindi! Vedat aldığı darbenin etkisiyle ikinci kattan düştü. Ama polislerin hıncı bitmemişti. Vedat’ın düştüğü yerde birden dört polis belirdi. Vedat’ın etrafını sarıp tekmelemeye başladılar. Ardından Vedat’ı tam 300 metre sürükleyerek dış kapıya götürdüler. Vedat’ın kan izleri günlerce yerde kaldı…
10 dakika kadar bulunduğu yerde kalan Vedat’ı bir polis İlkyardım Hastanesine götürüp hızla hastaneden uzaklaştı.
YAŞAR KEMAL: HİTLER BİLE BUNA CESARET EDEMEDİ
Ant dergisine göre Vedat’ın kafatası parçalanmış, kolları kırılmış, aldığı darbeler nedeniyle vücudu mosmor olmuştu. Kan kaybeden Vedat derhal ameliyata alındı ama girdiği komadan çıkamadı. 7 gün sonra, 24 Temmuz’da öldü. Onu 6. Filo’yu korumak uğruna iktidardan emir alan polisler öldürmüştü. Annesi Naciye Hanım cenazeyi aldığında şunları söyledi:
“Ölmedi ki o, gitmedi ki… Kurban edildi, polislere vurduruldu. Elin gencecik çocuğundan ne istersiniz polisler…”
Yaşar Kemal, Vedat Demircioğlu’nun ölümü üzerine polisin tavrını Nazi polislerine benzeterek şu satırları kaleme aldı:
“Son Teknik Üniversite olayları gösterdi ki, bu polis gerçek bir SS’tir. Hitler en haşmetli devrinde bile bir üniversite bastırmaya cesaret edememiştir. Öylesine korkunç bir zihniyetle yetiştirilmiştir ki toplum polisi, gencecik kardeşlerini yerlerde sürükleyerek öldürmekten çekinmemişlerdir.”
Vedat, ’68 kuşağında öldürülen ilk gençti. Ant dergisi Vedat’ı, “İkinci kurtuluş savaşının ilk şehidi” diye andı.
DENİZ’İN SESİ: ‘AKIN VAR AKIN’
Vedat’ı öldürenler, 50’nin üzerinde genci de öldüresiye dövmüştü. Polis durmadı. Çok geçmeden bir sürek avı başlayacaktı. Hedef, sosyalist gençlik liderleriydi. Veysi Sarısözen tutuklandı; Deniz Gezmiş, Bozkurt Nuhoğlu, Bora Gözen, Harun Karadeniz, Çetin Uygur, Kemal Bingöllü, Osman Saffet Arolat hakkında tutuklama kararı çıkarıldı.
Ama bu sürek avı dahi gençleri engelleyemedi. Vedat’ın komada olduğu haberiyle sarsılan gençler 18 Temmuz’da Taksim’de toplandı, sloganlar attı. Dolmabahçe’ye doğru binlerce kişilik ilerleyiş Deniz Gezmiş’in yükselen sesiyle başladı:
“Akın var akın/Güneşin zaptı yakın…”
Öğrenciler bir sel gibi limana akıyordu. Limanda bekleyen askerler neye uğradığını şaşırdı. Amerikan askerleri tekme ve yumruklarla denize atıldı! Amerikan araçları tahrip edildi.
Gelişmelerden haberdar olan ABD Ankara Büyükelçiliği, Dışişleri Bakanlığı Sekreteri Zeki Kuneralp’i arayarak eğer ABD askerlerinin can güvenliği sağlanmazsa Türkiye-ABD ilişkilerinin temelinden zedelenebileceğini belirterek adeta bir ültimatom verdi. Bu konuşma üzerine 30 genç tutuklandı. Ancak gençlerin hiçbir şekilde geri adım atmayacağı anlaşılmıştı.
ARANAN DENİZ GEZMİŞ CENAZEDE EN ÖNDE
Öğrenciler arkadaşları Vedat’ın cenazesini istedi, cenaze verilmedi. Bunun üzerine sembolik bir tabutla tören düzenlendi. Törende yaklaşık 5 bin kişi vardı.
Aranmasına karşın Deniz Gezmiş cenaze töreninde en ön saflardaydı. Törene polis saldırınca ortalık yangın yerine döndü. Polisin yanında sağcı gruplar da vardı. Çatışmalarda çok sayıda öğrenci yaralandı.
6. FİLO VE KANLI PAZAR
Bu ziyaretlerden memnun olanlar da vardı. Gericiler, ABD gemileriyle kendilerine de güç devşirme derdindeydi. Bugün, Son Havadis gibi gazeteler “cihat” ilan edecek kadar ileriye gitti! Öyle ki, 6 Filo şubat ayında tekrar geldiğinde 6. Filo’ya karşı namaz kıldılar! Birbirlerini tanımak için yakalarına kağıtlar takan gericiler, dağıtılan sopalarla 6. Filo’yu protesto eden solcu gençlere saldırdı. 16 Şubat 1969’da yaşanan olaylarda 2 kişi öldü, 114 kişi yaralandı. Bu korkunç olay, “Kanlı Pazar” olarak anılageldi…
1 note · View note
sondakikahaberleri101 · 11 months
Link
#Gündem
0 notes