Tumgik
#Anadolu Selçuklu Devleti
bunedycom · 2 years
Text
Babailer Ayaklanması Nedir, Sonuçları Nelerdir?
Babailer Ayaklanması Nedir, Sonuçları Nelerdir?
Osmanlı Devleti’nin kurulmasından önceki dönemde ve kuruluş sürecinde Anadolu topraklarında Orta Asya’dan gelmiş pek çok Türk aşireti ve bunlarla birlikte pek çok göçebe Türk boyu yaşamaktaydı. O dönemin hakim gücü olan Anadolu Selçuklu Devleti, yeni gelen göçleri doğru yönetememiş ve Türk topluluklarını açlığa mahkum etmişti. Bu dönemde Baba İshak ve Baba İlyas liderliğinde toplanan halk, bugün…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
nevzatboyraz44 · 2 years
Text
تركيا Iğdır Caravanserai أو Ejder Caravanserai هو Caravanserai من سلالة السلاجقة يقع في حي Kervansaray بقرية Harmandöven في Iğdır. تقع على الجانب الغربي من منطقة كرفان سراي ، على بعد 31 كم جنوب إيجدير ، وقد تم بناؤها في عهد شرف الدين إجدير ، أمير سورملي (في 1300-1400).
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Türkiye,Iğdır Caravanserai or Ejder Caravanserai is a Caravanserai from the Seljuk Dynasty located in the Kervansaray neighborhood of the Harmandöven Village of Iğdır. It is located on the west side of Kervansaray district, 31 km south of Iğdır. It was built during the time of Şerafeddin Ejder, Emir of Surmeli (in the 1300-1400's).
Tumblr media Tumblr media
Iğdır Kervansarayı ya da Ejder Kervansarayı, Iğdır'ın Harmandöven Köyüne bağlı Kervansaray mahallesinde bulunan Selçuklu Hanedanından kalma bir Kervansaraydır. Iğdır'ın 31 km güneyinde, Kervansaray mahallesinin batı tarafında bulunmaktadır.Sürmeli Emiri Şerafeddin Ejder zamanında (1300-1400'lü yıllarda) yaptırılmıştır.
88 notes · View notes
altinovaguncel · 10 months
Text
Oral: Malazgirt, Anadolu’nun tapusu oldu
Altınova Belediye Başkanı Dr. Metin Oral, yayınladığı mesajla Malazgirt Zaferi’nin 952. yıl dönümünü kutladı. Başkan Oral, Sultan Alparslan’ın 16 Ağustos 1064 yılında Bizans’a bağlı surlarıyla meşhur Ani Kalesi ile Kars ve çevresini fethetmesinin ardından 26 Ağustos 1071 Malazgirt Meydan Muharebesi ile Anadolu’yu Türklere yurt yaptığını söyledi. “Anadolu İslamlaştı” Altınova Belediye Başkanı…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
yalnzardc · 5 months
Text
Türklerin kısa tarihi / Tufan Gündüz
Selçuklular :
Her ne kadar Anadolu'nun fethi Alparslan'ın emriyle başlamışsa da fethin gelişmesi ve tamamlanması Melikşah zamanında oldu.
[Anadolu Selçuklu
§ Haçlılar Kudüs'e doğru ilerlerken I. Kılıçarslan Ege ve Batı Anadolu'da sahip olduğu yerleri terk etmek zorunda kaldı.
Selçuklu Sultanı, bu defa Konya'yı kendisine başkent yaptı.
§ 1101 yılının ilk baharında Haçlı orduları İstanbul'a ulaştı ve alelacele Anadolu'ya geçirildi.
I. Kılıçarslann Anadolu'ya geçen ilk Haçlı ordularını Merzifon yakınlarında birkaç gün sonra da ikinci orduyu Konya önlerinde perişan etti (1101). Birkaç hafta sonra da üçüncü Haçlı ordusu Anadolu'ya geçti ancak onlar da Selçuklu topraklarına girer girmez, Ereğli yakınlarında imha edildi.
]
§ Melikşah 1092 de vafa edince yerine oğlu Berkayuk geçti ama iç isyanları bastırmaya çalışırken ne Kudüsün düşünşüne müdahale edebildi nede 1. Kılıç arslana haçlılar karşısında yardım edebildi.
Sonunda Azerbaycandan Kuzey Suriye'ye kadar olan yerleri kardeşi Mehmet Tapar'a bıraktı ve böylece Büyük Selçuklu Devleti göreceli de olsa ikiye bölündü.
Berkyaruk tam huzura kavuştuğunu düşündüğü sırada bu defa hastalık yakasına yapıştı. Aynı yılın sonlarına doğru, 1104'te, veremden öldü.
Böylece Selçuklu tahtı Mehmet Tapar'a kaldı.
O 1118'de hastalık sebebiyle vefat ettiğinde henüz kırk yaşına bile ulaş mamıştı.
Oğlu Mahmut'un sultanlığı da uzun sürmedi. Küçük kardeşi Sencer tahtı hemen ele geçirdi; yeğeni Mahmut'u Suriye Selçuklu melikliğine gönderdi.
1126 da batınilere ağır bir darbe vurmuştu.
§ Selçuklular henüz İslâmiyet'e girmemiş olan Türk boyları tarafından da taciz ediliyorlardı
§ Sultan Sencer, Oğuzları yola getirmek amacıyla büyük bir ordu ile üzerlerine yürüdü. 1153'te cereyan eden savaşta Oğuzlar galip geldiler. Sultan bu savaşta esir düştü.
Sencer 1156'da soydaşları Oğuzların elinden kaçmayı başardıysa da artık Selçuklular darmadağın olmuşlardı. Onun 1157'de ölümüyle ise Büyük Selçuklu Devleti tarihten çekildi.
[Anadolu Selçuklu
II. Kılıçarslan'ın 17 Eylül 1176 tarihinde Isparta yakınlarında Miriyokefalon mevkiinde büyük bir savaş meydana geldi. Geceleyin biten savaşta Bizans ordusu tamamen imha edildi.
§ II. Kılıçarslan, Selçuklularda gelenek haline gelmiş olan bir uygulamayı yeniden hayata geçirdi. Ülkesini on bir oğlu arasında bölüştürdü. Kendisi de ulu sultan olarak Konya'ya çekildi.
Çocukları daha onun sağlığında bağımsız hareket edip birbirleriyle saltanat mücadelesine tutuştular.
iktidar mücadelesi II. Kılıçarslan'ın 1192'de ölümünden sonra da devam etti
§ I.Alaeddin Keykubat zamanında Anadolu Selçuklu Devleti en güçlü dönemlerini yaşıyordu.
§ Selçuklu topraklarında kalanlar ise Baba İshak adlı bir dervişin etrafinda toplanıp Selçuklu idaresine karşı büyük bir isyan başlattılar.
Çok geçmeden Moğol orduları Selçuklu sınırlarını geçmeye başladı.
§ II. Keyhüsrev în oğlu II. Keykavus, 1249'a kadar tahtta kalabildiyse de Moğolların müdahalesi yüzünden iktidarını kaybetti.
Keykavus'un kaybettiği tahtın varisleri de yine kardeşleriydi. Ancak onlar, Moğolların sözünden çıkamaz durumdaydılar. Bu yüzden 1249-1254 yılları arasında Selçuklu tahtında aynı anda üç hükümdar yer aldı.
§ Anadolu'da Moğol baskısı 13. yüzyılın sonlarına doğru İlhanlı hükümdarı Gazan Han'ın Müslüman olmasıyla nispeten azaldı.
II. Keykavus'un oğlu II. Mesut son Selçuklu hükümdarı olarak kısa bir süre göründüyse de onun 1308'de ölümüyle Selçuklu soyu tarihten tamamen çekildi.
]
2 notes · View notes
aykutiltertr · 2 days
Video
youtube
TEST 1 1.Hafta 1 ESKİ TÜRK MEDENİYETLERİNDE GRAFİK TASARIM  Sorularla Öğrenelim Türk Grafik Tasarım Tarihi 1. ESKİ TÜRK MEDENİYETLERİNDE GRAFİK TASARIM Soru 1: Dil, inanç, örf-adet ve gelenekler, zanaat ve güzel sanatlarla ilgili faaliyetler içeren kavram aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ Kültür Sanat Kimlik Bilim Tarih Cevap : Kültür Soru 2: Türk kültürünü belgeleyen ve Türklere ait ilk örnekler olarak kabul edilen eserler nerede bulunmuştur ? (Çoktan Seçmeli) Şanlıurfa, Göbeklitepe ✔ Altay Dağları, Pazırık bölgesi Çorum, Çatalhöyük Çanakkale, Truva Antik Kenti Adıyaman, Nemrut Cevap : Altay Dağları, Pazırık bölgesi Soru 3: Gelenekler, öğretiler, anlatılar, eserler, resimler, biçimler, desenler gibi birçok bileşeni içeren ve aynı zamanda tasarımın bir parçası olan unsur nedir? (Çoktan Seçmeli) İnfografik İdeogram Amblem ✔ Sembol Pikdogram Cevap : Sembol Soru 4: Atatürk tarafından ulusal sembol ilan edilen, tarih boyunca birçok Türk devleti tarafından kullanılan sembol aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Geyik At Kartal Hayat Ağacı ✔ Kurt Cevap : Kurt Soru 5: Anadolu da ve dünyanın birçok bölgesinde karşılaşılan bir figür olmakla birlikte, özellikle Selçuklu Döneminde üretilen birçok eser üzerinde yer alan sembol hangisidir? (Çoktan Seçmeli) Kartal Bozkurt ✔ Çift Başlı Kartal Ejder Koçbaşı Cevap : Çift Başlı Kartal Soru 6: Günümüzdeki “marka” kavramı, eski Türk kültüründeki hangi geleneksel uygulamanın karşılığıdır. (Çoktan Seçmeli) Sembol ✔ Tamga Tasarım Simge Motif Cevap : Tamga Soru 7: Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar geniş bir coğrafyada kullanıldığı görülen tamga aşağıdakilerden hangisidir? (Çoktan Seçmeli) ✔ Kün-Ay Yıldız Güneş Koçbaşı Dragon Cevap : Kün-Ay Soru 8: 1989 yılında Grafik Tasarım Sanatçısı Mengü Ertel tarafından hazırlanan bakanlık logosu için kullanılan, hayatı ve var oluşu betimleyen, bolluk, bereket, ölümsüzlük, sağlık vb. anlamları taşıyan motif hangisidir. (Çoktan Seçmeli) Ay yıldız Eli Belinde ✔ Hayat Ağacı Koçbaşı Selçuklu Yıldızı Cevap : Hayat Ağacı Soru 9: Eski Türk topluluklarının hayvancılıkla uğraşması, özellikle küçükbaş hayvancılığın yaygın olması sonucunda ortaya çıkan sembol nedir? (Çoktan Seçmeli) At Ok-Yay Muska Geyik ✔ Koçbaşı Cevap : Koçbaşı Soru 10: Her aile için ayrı bir simgesi olan, boyları, aileyi ifade eden aidiyet kavramına vurgu yapan işaretler nelerdir? (Çoktan Seçmeli) Sembol Marka İmge ✔ Tamga Logo Cevap : Tamga Eski Türk Kültüründe Tasarım Tarih boyunca insan, öncelikle hayatta kalabilmek için icatlarda bulunmuş, sonra bunları iletişim ihtiyacını karşılamak amacıyla değerlendirmiş ve en nihayetinde estetik özellikler katarak yaşamını renklendirmiştir. Bu gayretler bir yandan yaşama değerler katarken, diğer yandan toplum bilincini oluşturmuş, aynı zamanda nesilden nesile aktarılarak kültürel miras kavramını ortaya çıkarmıştır. İnsanlar topluluklar halinde yaşamaya başlayarak üretim ve paylaşımlarını arttırmış, bunların sonucunda ortak değerler geliştirerek bir yaşam kültürü oluşturmuştur. Birlikte yaşamanın gereği olarak ortak değerler geliştirilir, geçmişten gelen, yeni olanaklarla harmanlanarak güncellenir, kullanılır, yaşanır ve sonraya aktarılır. Aktarılan her şey ihtiyaca, sosyalleşmeye ve toplum olma bilincine yöneliktir. Bu anlamda ortaya çıkan tüm değerler kültürü oluşturur. Kültür kavramı çok geniş bir içeriğe sahip olmakla birlikte, ait olduğu toplumda yaşanan olaylar, dil, inanç, örf-adet ve gelenekler, zanaat ve güzel sanatlarla ilgili faaliyetler gibi konular kültürün içeriğinde yer alır. Sosyal bilimcilerce çok sayıda tarifi yapılan kültür, en yalın ifadeyle; bir grup insanın ortak hayat tarzı olarak tanımlanabilir (Tümertekin ve Özgüç, 1997). Türk Dil Kurumunca “bir topluma veya halk topluluğuna özgü düşünce ve sanat eserlerinin bütünü” olarak özetlenerek; “tarihsel, toplumsal gelişme süreci içinde yaratılan bütün maddi ve manevi değerler ile bunları yaratmada, sonraki nesillere iletmede kullanılan, insanın doğal ve toplumsal çevresine egemenliğinin ölçüsünü gösteren araçların bütünü” biçiminde tanımlanmıştır (TDK, 2021). Turan’a göre “kültür, bir toplumda geçerli olan ve gelenek halinde devam eden her türlü dil, duygu, düşünce, inanç, sanat ve yaşayış öğelerinin tümüdür” (Turan, 1990). Bozkurt Güvenç, kültürü dört temel kavramda tasnif etmiştir. Sorularla Öğrenelim,Türk Grafik Tasarım Tarihi,ESKİ TÜRK MEDENİYETLERİNDE GRAFİK TASARIM,örf-adet ve gelenekler,zanaat ve güzel sanatlarla ilgili faaliyetler içeren kavram,Kültür,eserler nerede bulunmuştur,Altay Dağları,Pazırık bölgesi,tasarımın bir parçası olan unsur nedir,Sembol,Atatürk tarafından ulusal sembol ilan edilen,Kurt,Selçuklu Döneminde,Çift Başlı Kartal,Günümüzdeki “marka” kavramı,Tamga,tamga,Kün-Ay,Mengü Ertel,Hayat Ağacı,Koçbaşı,bakanlık logosu (TEMEL TASARI...
0 notes
onderkaracay · 29 days
Text
Tumblr media
🎯 DİN VE PARA BELASI İNSANLIĞIN SON İBRETİNİ YAŞATTI 🎯
Sömürgecilerin iki temel araçları var;
Biri din, diğeri para!
Din ile beyin yıkar, uyuşturur görünmeyeni satar, para ile görünen madde gücü kimin elinde ise satın alır.
Her ikisini de tehdit amaçlı ve korku amaçlı kullanır.
Dinden çıkarsan cehennemlik olursun diyerek korkutur.
Ve
Bana hizmet etmezsen parasız aç kalırsın korkusu ile düşünmeyen düşüncesiz her insanı esir alır.
İlk sömürge aracı para, ilk sömürgeci ideoloji dindir.
Para takas zor olduğu için yaşamı kolaylaştırrmak adına icat edilir sonra sömürü aracına döner.
Banka fikri ile bütün dünyada yaygın organize bir tefecilik düzeninin temeli İtalya da bir bank üzerinde sonbet eden iki kişinin birbirine borç para vermesi ve karşısında faiz alması ile atılır. Bütün dünyaya tefeciliğin ismini banka olarak yayılmasının ilk adımı olur. Bu kötü örneği şeytani akıl alır dünyayı ve insanlığı sömürmek esir etmek için kullanır. Para ve banka bu zalimlerin düzeni ile gerçek amacına uygun bir araç olarak kullanılamaz.
Din ilk başta çok masum bir şekilde zulmü bitirmek adına insanlar arasından biri seçilerek kötülüğü yok etmek yerine iyiliği getirmek amaçlı bir mesaj olması gerekirken yine şeytani aklın eline bir fırsat verir. Ve din üretim merkezi bu yolla kurulur.
Din hiç arzu etmediği halde şeytanlığın kurnaz zihninde ilk sömürgeci ideoloji olarak kendini bulur.
O gün bugündür ortadoğu denen yere huzur mu gelir?
Yetmez dini dünyaya yaymaya kalkarlar.
Yerel bir zulüm genel bir zulme böyle döner.
Us ve duyuncunu kullanan her toplum savaşını verir dinin yaşamı tayin edici baskısı ve korkusundan kurtulur.
Cehaletin hüküm sürdüğü her yerde zalimler din sayesinde para ve gücün üzerine oturur.
Ve gün gelir aynı zulmü yaşamak zorunda kalan insanlığın adı Türkler önce Selçuklu devleti sonra Osmanlı imparatorluğu devletini dini siyasete alet edenler yüzünden kaybeder.
Tarihin akışını değiştirecek Türk Mustafa Kemal Atatürk işte böyle bir zamanda Türklük bitmesin ve yeryüzüne töre adaletini Türkler yeniden getirsin diye ilmi sır ile yine yaşamı buna hazırlık mücadelesi ile geçerek sahneye çıkar.
Dini devlet yönetiminde sömürge ve zulüm aracı olmaktan, parayı bir tehdit amacı olmaktan çıkartan savaşı verir devrim yapar ve insanlığı yeniden dünyada Türk töresi sayesinde kendisi yaşarken sorunsuz yaşatır.
Anadolu'nun gördüğü en huzurlu, gururlu ve üzerinde yaşayanların mutlu olduğu geleceğe umutla baktığı günler onunla başlar onsuz yeniden tersine döner.
Onun gibi bir dahinin yeri bir türlü içinizde satılanlar yüzünden bir türlü dolmaz.
Yerinde gözü olan kötülük madde gücünün esirleri toprak ağaları din ve parayı cehaletin bitmediği Anadolu'da, yeniden kullanarak devleti ele geçirirler.
İlk dinin icat edildiği ve sonra üzerinde plan ve proje değişikliği ile sanki tanrı ile pazarlık yapmış gibi vaad edilmiş topraklar bizim olacak diye Mustafa Kemal Atatürk'ün yokluğunu fırsat bilerek bu din ve para adına terörü ortadoğu denen bataklığa parayla çakma bir devlet olarak kurarlar.
Türk Cumhuriyeti'nin başına ise kendilerine hizmet eden birisini yeter söz milletindir din adına söyletir toplumu kandırır sanki çok iyi bir şeymiş gibi her mahallede bir milyoner üreteceğiz diye bu iki din ve para aracını yine Anadolu da Mustafa Kemal Atatürk'ün onların çöpe attığı projelerinin kuyruk acısı olarak bir intikam aracı olarak kullanarak yetmiş beş yıl Türk insanına darbeler, krizler, cinayetler, ırkçılık, mezhepçilik, bozgunculuk vb aklınıza gelen gelmeyen her kötülük zulüm ile yapılır.
Bir asır sonra planlarını gerçekleştirmek için tüm hazırlıklar yapılır.
O askeri darbelerin yapıldığı zamanlarda bir Türk çocuğu bu zulmü Mustafa Kemal Atatürk gibi bitirmek adına doğu Anadolu da güneş yeniden doğudan doğsun diye dünyaya gelir. Yaşamı bu sırrın uğruna mücadeleye döner çünkü düşman farkında olmadan o çocuğun yüreğinde bir yara açar kendi sonunu kendi getirmek için insanlığa bir fırsat daha verir.
Düşman bütün maddi araçları ele geçirir cehaleti zaten din sayesinde taşeronları aracılığıyla çok iyi yönetir son darbeyi vurmak adına 11 Eylül 2001 tarihinde islam coğrafyasında terörü sözde bitirmek adına kendi terörlerini Anadolu'ya getirmek için aslında Türklere savaş açarlar.
11 Eylül 2001 tarihinde tanklardan daha büyük tehdit olan bankalarını daha güçlü hale getirmek için kur vurgunu ile bir gecede holding bankaları aracılığıyla siyaset ve adalet mekanizması göz yumarak servetleri büyüklüğünde serveti Türk ulusundan çalarlar.
O gün o holdingin amiral gemisi diye anılan bankasının Mahmutpaşa şubesinden çalışan ve bu zulmü bitirecek olan o yaralı çocuk bunun bilgi ve belgelerini kimlerin nasıl kimler aracılığıyla bu hırsızlığı organize ettiğine gözleri ve kulakları ile canlı şahit olur.
Ve o holdingin amiral gemisi diye anılan bankası bu krizden en güçlü çıkan banka biz olduk diye utanmadan övünür!
İki yüz bine yakın bankacı içinde bir tek o çocuk bundan rahatsızlık duyar.
Kaleyi içten yıkacağı günlere doğru ilerlerken ülkenin başına 28 Şubat operasyonu ile bir oyun oynanır ve oval ofis cesaret madalyalı biri onların adına devlet yönetmek nedir bilmeden medya desteği ile önceden çeşitli yöntemler ile hazırlanan toplum sayesinde seçimleri kazanır ve 2002'de Türk ulusunun neyi var neyi yok dini siyasete Anayasal suç olduğu halde kullanarak bu şerre satar.
Hatta kendisine birde eşbaşkan unvanı verilir yönettiği ülkenin topraklarını da isteyen projede Türk ulusunun haberi olmadan görev alır otuz iki ayrı yerde bu görevini cesaretle itiraf eder.
O Türk genci bütün bunları karanlık sicil gibi tutar.
Yeri gelir aleni ülkeye ve ulusa yararı olmayan bu talan ve tefeciliğe karşı çıkar.
Siyaset ve sermaye ortaklığı adeta bir ulusu kol kola girerek baskı ve zulüm uygulamaya başlar.
Uyanmıyorlar ise utanmaya gerek yok diyerek yüzlerinde perde bırakmazlar. O Türk genci Türk ulusunu kitabı ile uyandırmak ister kitabını sermaye mafyası piyasa kitabı olmadığı için topluma ulaşmasını kitabı yazan satın alınması mümkün olmadığı için engellemeye kalkar. Sözleşmesi olduğu halde piyasa kitapçılarının rafında yer alamaz. Buna rağmen yüz perdeleri yırtıldığı için yinede utanmazlar.
O Türk genci bu yaşananların hiçbirini kabul etmez her seferinde itiraz eder. Yalnız toplum din ve para ile uyuşturulduğu için onun gördüğünü kimse göremez.
12 Eylül 2012 tarihinde o holdingin bankası 12 Eylül 1980 tarihinde toplu esir aldık şimdi tek tek bize itiraz edenleri yok ediyoruz diyerek ve kendi ayaklarına kurşun sıktıklarının farkında olmadan o yaralı çocuğun içinde bir yara daha açarlar.
Aynı gün hiç tereddüt etmeden eyleme geçer.
İnsanlık tarihinin en ibret verici ve son ibreti mahşer tufanı ve canlı ölüler ibretini yaşatacağını bilmeden kitabını yazmaya başlar.
İki adet sır bilginin yır satırları kitapta yer alır. Hatta bu sırdır kitapla manifesto ile MUHTIRA vererek bir gemi kılığında kitabını mahşer tufanını yaşayacağı sosyal ağlar denen pislik yaymak fitne ve fesat çıkarmak için tasarlanmış bu susuz şer denizinde 21 Aralık 2015-21 Ocak 2016 tarihleri arasında Türklerin yeni doğum gününde bu tufanı ve ibreti atası Nuh gibi yine İstanbul merkezli Anadolu'da yine bir gemi ile bir holdingin amiral gemisi tefeci gemisinin itibarını batırır bir diğer kötülük holdinginin en başından birinin canının alındığına geriye tüm zalimlerin çıkması mümkün olmayan leke kalpleri karartılarak canlı ölülere dönüştürüldüğünü yaşatır ve gemisinin insanlık adına Türk kaptanı olarak bu ilmi sırrı insanlığa ilan etmeye başlar.
12 Eylül 2012 tarihinde nasıl bir yanıt alacaklarını bilmeyen zalimler o gün çırpınmaya başlar. Ülkenin en zengin işadamı kendi hastanesine yetişmeden kalp krizi geçirdi diye yaygara ile algı medyası ile yayar.
Türk fırtınası ise bunun sebebini sırrı ilmi gereği bu tufan sunucu olduğunu bu ibretin bir uyarı faturası olduğunu ve Anadolu'da zulmün bitişinin başlangıç noktası olduğunu kapitalizmin Anadolu'da yıkılacağını geriye kalan zalimlerin yaşattıkları zulmü yine zulüm yaşatarak biteceklerini yazdığı halde bu zalimler kuyruğu dik tutmak adına son bir kurtuluş olur diye dünyanın her yerinden Türklere karşı harekete geçtiler.
Ukrayna da kendi adamlarını devletin başına getirterek kardeş iki ulusu birbirlerine kırdırdılar.
Pandemi sahtekârlığı ile Çin hedef alındı para vurgunu yaptılar yine de Çin'i durduramadılar.
Hitler soykırımı yaşadık diye ağlama duvarı olan bu zalimler şimdi tamamen bitmek için Filistin topraklarında soykırım ve katliam yapıyorlar.
Susuz denizde insanlık adına bir ibret yaşatan beyin savaşları komutanı Mustafa Kemal Atatürk'ün bir askeri olan o çocuk tarafından ilmi sır ile yaşatılan tufan ve canlı ölü ibreti ile zalimlerin yeni dünya düzeni hayalleri susuz denizde suya düştü. Bir Türk dünyaya bedeldir sözünün ne anlama geldiğini tüm zalimler anladığı halde hiçbir işe yaramayacak olan madde gücü ile tehdit ve haklı olma derdine düşman bu şekilde düştü. Türk ile yeryüzüne yeniden insanlık geldi.
Yeryüzünde töre insanlık adına adalet, zulüm ise tüm zalimlere ve onlara destek olanlara yeryüzüne ibret ile gelen zulmün kendi cehenneminde Türk insanlık adaleti ve merhameti karşısında yok olacak.
2015 sonrası bu sebeple bütün dünyada harekete geçtiler ve kendilerini kendi yaptıkları ile yaşattıkları zulmü görerek bitiriyorlar. Bu ilmi sır bu ibretin bu şekilde yaşanmasını onlara yaptırarak insanlık tarafından anlaşılmasını sağlayacak.
Madde gücü sahibi ahlaksız, vicdansız, merhametsiz, hileler yoluyla elde edilir ise işte bedeli böyle ağır olur bu ibretin akıllarda kalması gereken ahlakı olacak.
Önder Karaçay
0 notes
kerimustacom · 5 months
Photo
Tumblr media
İbn Bîbî: Anadolu Selçuklu Tarihinin En Önemli Kaynağı
İbn Bîbî, 13. yüzyılda yaşamış İranlı bir yazar ve tarihçidir. Anadolu Selçuklu Devleti tarihi hakkında kaleme aldığı el-Evâmirü’l-Alâiyye fi’l-umûri’l-umûriyye adlı Farsça tarih kitabı, Selçuklu tarihinin en önemli kaynaklarından biridir.
0 notes
yavuzbay-fan · 7 months
Text
ANLAYANA  (1/2)
ATATÜRK: "SIR.?"
BAŞKENT KÂDİM DEVLET:
13 EKİM
DAİM MİLLÎ GÜVENLİK.!
DAİMDİR... 'SEKİNE TABUT!'
☆"AN" VE "KARA"
(ANılacak ve Yerleşilecek Kara/Toprak)
☆ "BAŞ" VE "KENT"
(Merkez-i İlelebet)
☆ "ANIT" VE "TEPE"
(Başbuğlukta Anıtkabir)
ANADOLU TİMSALİN DE..
GAZİ PAŞA DA..
İnanarak, Düşünerek, Bilerek;
▪'Anne Kara; Tanrı'
▪'Altın Merkez; Zat-I Serap'
▪'Bayat; Tanrı (Ulu)'
▪'Aşağı Yüz; Sağ Fasıl'
▪'Aşağı Yüz; Sol Fasıl'
▪'Anıt Tepe; Anıtlar'
Tarihsel Ufkun DA..
YENİ TÜRKİYE DEVLETİ'NİN,
BAŞKENTİ OLARAK,
ANKARAYI SEÇMİŞTİR.
DÜNÜN... BUGÜNÜN...
YARININ;
Devlet’i yönetmeye talip olanlar.
ÖNCE,
TÜRK VE YÜCE İSLÂM’IN;
Kadim özde bilgilerini, değerlerini,
Bilmek, Anlamak, Kabullenmek,
Mecburiyetindedirler.
KADİM "BAŞ" ANADOLU;
Bu Kudsi Rahman-i Elzem,
ALLAH-U ÂLEM YOLU NDAKİ,
BU MANEVİ ‘SIR’
(.. KUTSAL TOPRAKLARDAN...
YAYILAN İSTİKAMETİ BİR YOLDA..
PİR'İ Türkistan;
Hoca Ahmed YESEVİ YE..
ANADOLU YA..
Şeyh Edebali ye..
Hacı Bektaşi Veli ye..
Yunus Emre Ye..
Ahi Evran Veli ye..
Hacı Bayram Veli Ye..
Avşar Baba,  Geyikli Baba,
Abdal Musa,  Horoz Dede,
Emir Çinosman, Gaj-Gaj Baba,
Şeyh Nusret, Sarı Saltık’A..
Kadar birçoklarının Ulviyetin DE..
Kudsiyet-i tevcih edilen,
Kudsi emanet fikrin,
Cihan-ı Ekber görevlerinin,
SIR'lı sürdürmesinden..
Yola çıkılmıştır.!?)  
BU,
Muhkem; Kudred; Kadim;
OLAN,
İstiklâl ve İstikbal Yolu.
BİR HİLAL UĞRUNA;
Altaylar. Orta Asya. Maveraünnehir.
Semerkand. Buhara. Horasan.
Ankara. Bursa. Edirne. İstanbul'A..
ANADOLU YA;
Atılan köklü has mayanın..
‘SIR’RI;
Türkistan Tevcihin DE..
Ahmet Yesevi Sultan’da gizlidir.
ANADOLU Merkezli;
Büyük Selçuklu Atılımları..
Osmanlı Cihana Adımları..
☆Devlet-i Âliye.
☆ Devlet-i Muazzama.
☆ Devlet-i Ebed Müddet.
Kuruluş temelleridir.?
Kim kurdurdu Osmanlı’yı.?
Hoca Ahmed YESEVİ,
Şeyh Edebali’nin..
Niyetleri, fikri ve zikirlerinde..
Türk İslâm Sancaktarlığının,
ANADOLU DA..
Oluşturulan has maya'nın..
Büyümesinde öncülük eden,
Anadolu Ahilik Teşkilatını..
Öz/Özündedir. 
TÜRKLER DE..
‘Cumhuriyet’ İradesi olan,
Tam uygulamalı;
'Ankara Ahilik Cumhuriyeti'
Varlığı ve Yönetimi Tekdir.
MAALESEF Kİ!
'MAGNA CARTA'YI;
"Dünyanın ilk Anayasası!
Büyük(Özgürlük) Ferman'ıdır!"
Diye, överek Anlatırlar DA..
TÜRKİYEMİZİN;
Başkentinin Temeli Olan,
Kurulmuş TEK DEVLET Olarak,
- 'Ankara Ahi Cumhuriyeti'Nİ..
- 'Ankara Ahi Devleti'Nİ..
Kayıtlı Tarihimiz Nedense,
Anlatmazlar?.
GERÇEĞİNDE..
Peygamber Efendimiz (s.a.v.)'İN..
Beytullah, Mescidü’l-Haram’IN..
'Kutsal Emanetler'ini..
İstiklâl-İstikbal Gereğinde..
(Aksaçlılar>Aksakallılar)
Telkin ve Tercihleriyle,
Gazi Mustafa Kemal PAŞA'NIN;
"BAŞ" Düşüncesi Fikrinde..
Mekke Savunmasının
MİLLΠ KAHRAMANI;
Fahrettin PAŞA Tarafından..
(Çöl Kaplanı)
Anadolu Topraklarına..
ÖZELLİKLE.. ANKARA YA..
İntikal ettirmiştir.
BU denli doğruluğundan,
Karar alınma değerinde..
Büyük Selçuklular Emanetinden,
İtibaren...Osmanlının...
Söğüt> Bursa> Edirne>İstanbul>
Merkezi Şehirlerin Tevcihi..
BUGÜN Kİ!
'Baş' 'Kent' Ankara’dan,
Yönetilebilir Olmasıdır.
Neden Ankara?
Neden Kadim Devlet?
Neden Cumhuriyet?
Olmasında..
En son Ankara Şehtininde kalıp,
Milli Mücadeleyi başlatıp,
Kurtuluş Savaşı'nın
'Emanet-in Ehline Verilmesi'
Takdirinde ve Tecellisinde..
Gazi Mustafa Kemal PAŞA'NIN..
☆ANADOLU MÜCADELESİNİ,
☆'KUTSAL EMANETLER'İN.
☆KURTULUŞ SAVAŞI'NIN,
☆ANKARA "BAŞ" OLMASI,
☆TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ.
Mutlak Kurulmasında..
İSTİKLÂL VE İSTİKBALİNDE;
ALDIĞI, YETKİSİNDE UYGULADIĞI,
EN ÖNEMLİ! EN TAKTİRDE ŞAYAN,
MİLLÎ KARARLARIDIR.      1/3..
STRATEJİTÜRK
0 notes
elazigsurmanset · 7 months
Text
5 bin yıllık Harput Kalesi’nde, Arkeolojik Kazılar Devam Ediyor. Prof. Dr. İsmail Aytaç, Çalışmalarla İlgili Konuştu
Tumblr media
Urartu Krallığı tarafından kurulan ve tarihe ışık tutan 5 bin yıllık Harput Kalesi'nde, bir yandan arkeolojik kazılar bir yandan da restorasyon çalışmaları tüm hızıyla devam ediyor. UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan Harput Mahallesi'nde Urartu Krallığı tarafından kurulan ve tarihe ışık tutan 5 bin yıllık Harput Kalesi’nin tahrip olan surları, başlatılan kazı ve restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılıyor. Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü idaresinde bir firma tarafından yürütülen 'Harput Kalesi Restorasyonu 3. Etap Projesi' çerçevesinde çalışmalar tüm hızıyla sürüyor. Bu çerçevede Kızlar Burcu, Bizans duvarı ve Belek Burcu alanlarında hem kazı hem de restorasyon çalışmaları devam ediyor. Harput’ta yapılan arkeolojik kazıların 2014 yılından beri başkanlığını yapan Prof. Dr. İsmail Aytaç, yapılan kazı çalışmaları ilgili gazetemize açıklamalarda bulundu. İşte sorduğumuz sorular ve Prof. Dr. İsmail Aytaç’ın cavapları:
Tumblr media
- Harput Kalesinin Tarihçesi Hakkında Bilgi Verir misiniz? Harput’un tarihi, 2016 yılında Harput Kabartması’nın ortaya çıkmasıyla Orta Tunç Dönemi’ne (M.Ö. 2000-1850 yılları arası) kadar uzanmaktadır. Bölge, M.Ö. 16. yüzyıldan M.Ö. 12. yüzyıla kadar Hurri-Mitanni, Hitit, İşuwa ve Asur krallıkları tarafından kontrol edilmiştir. Urartu kralı II. Sarduri zamanında Harput Urartu’ya bağlı bir eyalet merkezi olarak planlanmıştır. M.Ö. 660-M.Ö. 560 yılları arasında Medler, M.Ö. 560-M.Ö. 331 yılları arasında da Persler bölgeye egemen olmuşlardır. M.Ö. 301’den M.Ö. 53 yılına kadar Sophane, Seleukos ve Armenia Krallıklarını görmekteyiz. M.Ö. 53-M.S. 55 yılları arasında Roma-Part mücadelesi sonrasında ise M.S. 64-305’de Roma hâkimiyeti ön plana çıkmıştır. M.S. 309-379 Sasaniler, 379-476 arasında ise Roma İmparatorluğu söz sahibi olmuştur. 5-6. yüzyıllarda Bizans-Sasani mücadelesini ve 7. yüzyılda ise İslâm orduları görmekteyiz. Bölge, 8. yüzyılın ilk yarısına kadar, Emevi-Bizans mücadelesine sahne olmuştur. Bu dönemden 935’e kadar da Abbasi-Bizans savaşlarında sık sık el değiştirmiştir. 935-938 yılları arasında kısa süren Hamdaniler devrinden sonra Harput 1085 yılına kadar Bizans’ın elinde kalmıştır. 1085 yılında Çubukoğulları Harput’u ele geçirerek bölgenin Türkleşmesinde önemli rol oynamıştır. 1115 yılında Artuklu idaresi başlamıştır. 1185 yılında İmameddin Ebu Bekir’in kurduğu Harput Artukluları, 1234 yılına kadar devam etmiştir. 1234-1289 arasında Anadolu Selçuklu Devleti, 1289’dan 1339’da ise İlhanlı egemenliği hâkim olmuştur. 1339-1364 arası Eretnaoğulları, 1364-1465 yıllarında Dulgadır-Memlük, 1645-1507 arasında da Akkoyunlular tarafından idare edilmiştir. 1507 yılında Safevi Devleti’nin eline geçen Harput, 1516 yılında ise Osmanlı İmparatorluğu’nun yönetimine girmiştir. Harput Mahallesi, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu çerçevesinde, 30.05.1985 tarih ve 1089 sayılı ilgili Koruma Bölge Kurulu'nun kararı neticesinde Kentsel Sit Alanı, Harput Kalesi de aynı tarih ve sayı ile I. Derece Arkeolojik Site Alanı ilan edilmiştir. Harput ve çevresi 2005 yılında Kültür ve Turizm Koruma ve Geliştirme Bölgesi olarak seçilmiştir. Harput Kentsel Tasarım Projesi de 19.02.2009 tarih ve 2057 sayılı kararla Diyarbakır Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylanmıştır.
Tumblr media
- Harput Kalesinde Kazılar Ne Zaman Başladı ve Ne zaman tamamlanacaktır? İlk olarak Harput iç kalede 1995-1999 yılları arasında Ertuğrul Danık tarafından yüzey araştırması yapılmıştır. Ayrıca 2001 yılında yayınlanan "Ortaçağ'da Harput adlı çalışmalarda; Harput'un Ortaçağ yapıları ile birlikte özellikle İç Kale'nin ayrıntılı çalışmaları aktarılmakta olup ilk defa İç Kale ve İç Kale içindeki kimi birimlerin rölöveleri verilmiştir. Harput İç Kale Kazıları ise, iki dönemde gerçekleştirilmiştir. İlk dönem kazıları, 2005-2009 yılları arasında Elazığ Arkeoloji ve Etnografya Müzesi Müdürlüğü’nün Başkanlığında, Prof.Dr. Veli Sevin’in bilimsel danışmanlığında yapılmıştır. Bu yıllar arasında 2. bölge olarak adlandırılan Urartu Sarnıcında, 3. bölge Artuklu Sarnıcında, 5. bölge orta mahalle adasında, batı yamacı Atölyeler Grubu ve Harput İç Kalesi’nin güneyinde bulunan güney yamaç evinde kazı çalışmaları yapılmıştır. İkinci dönem kazıları ise, 2014 yılında Elâzığ Valiliği ve Fırat Üniversitesi iş birliği ile Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürlüğü’nün izni ve Bakanlar Kurulu Kararı ile Prof. Dr. İsmail AYTAÇ’ın Başkanlığında kazı çalışmalarına yeniden başlanmıştır. 2014 yılı kazı çalışmaları, 1. Bölge Artuklu Sarayı’nın önü, 3. Bölge Belek Burcu ve çevresi, ayrıca Belek Burcu’nun doğusundaki tonozlu mekânda yapılmıştır. 1. Bölgede 300 ve 3. Bölgede 300 m2 olmak üzere 600 m2 alanda kazı yapılmıştır. 2015 yılında kazı çalışmaları üç farklı alanda gerçekleştirilmiştir. Bu yıl içinde yaklaşık 900 m2’lik alanda çalışılmıştır. 2016 yılında kazı çalışmaları üç farklı alanda gerçekleştirilmiştir. 10x10 m2’lik kareleme alanları belirlendikten sonra, 1. Bölge Artuklu Saray Önü açmaları, 5. Bölge açmaları ve Urartu su sarnıcı havalandırma sondajı açmalarında sürdürülmüştür. Doğu ve batı sur duvarı üzerine, ziyaretçilerin şehri görebilecekleri yaklaşık 60 m2’lik bir alana temperli camdan 2 (iki) adet seyir terası yapılmıştır. Harput İç Kale 2017 yılı arkeolojik kazı sezonu, 1. Bölgede (Artuklu Sarayı önü) ve 2. Bölgede toplam 800 m2’lik bir alanda gerçekleştirilmiştir. 2018 yılı kazı çalışmaları, arazi çalışmalarını kazı çalışmaları ve restorasyon çalışmaları olmak üzere iki başlık altına toplayabiliriz. Arkeolojik kazı çalışmaları;1.Bölge’de (Sarayönü), 5.Bölge (Orta Mahalle) restorasyon projesine dahil edilen 6. Bölge’de, restorasyon projesine yönelik Fahreddin Kara Arslan Burcu’nda olmak üzere toplam 3 bölgede yapılmıştır. 2019 yılı kazı çalışmaları, arazi çalışmaları, “kazı ve koruma uygulamaları” olmak üzere iki başlık altında değerlendirilmiştir. Bu yıl arkeolojik kazılar kısa sürmüş, koruma çalışmalarına ağırlık verilmiştir. Harput İç Kalesinde kazı çalışmaları toplamda 7000 m2 alanda yapılmıştır. 2020 yılında, Covid-19 salgın nedeniyle kazı evinde teknik çizim, eserlerin temizliği, fotoğraf çekimi ve tasnifi yapılmıştır. 2021 yılı kazı çalışmaları; Urartu Açık Hava Tapınım Alanı kazı ve temizlik çalışmaları, Fahrettin Karaaslan Burcu üstü K-20 ve L-19 açmaları, Orta Mahalle O-4 ve P-4 açmaları, II. Bölge / F-13 açması (Arkeolojik Sondaj Kazısı) olmak üzere farklı alanlarda yapılmıştır. 2022 yılı kazı çalışmaları; O-4 açmasındaki iki bağımsız sarnıçta kazı çalışmaları tamamlanmıştır. Bu yıl, Türk Tarih Kurumu Başkanlığının proje destekleri kapsamında Harput İç Kalede yer alan Urartu su sarnıcı/zindan’ın tonoz ve havalandırma kubbesi tamamlanmıştır. 2023 yılı kazı çalışmaları; Sarayönü mutfak bölümündeki tandırlarda konservasyon çalışması yapılmıştır. Burç duvarlarında ve kale kapılarında derz boşalmaları olduğu için güçlendirme çalışması yapılmıştır. Demirci atölyesi konservasyon çalışması devam ediyor.
Tumblr media
  - Harput İç Kale Kazılarında bulunan Küçük Buluntulara örnek verir misiniz ve hangi yüzyıl aralığında tarihlendiriyorsunuz? Harput İç Kale kazılarında görülen figürlü seramik fragmanlarını, Ortaçağ’a tarihlendirmekteyiz. Figürler, boyalı kazıma tekniği ile yapılmıştır. Vazo/ibrik dışındaki fragmanların iç yüzeyleri tamamen, dış yüzeyleri ise belli seviyelerde beyaz/krem renk astarlı, sarımsı yeşil, açık mat yeşilimsi, şeffaf yeşil ve şeffaf yeşilimsi krem sırlı, yeşil, kahverengi ve hardal sarısı renklerinde de boyalıdır. 1 numaralı tabak fragmanında kıvrımlı balık figürü;  2 numaralı kâse fragmanında, profilden yürür pozisyonda bir adet aslan figürü; 3 numaralı tabak fragmanında da sıralı kuş figürleri resmedilmiştir. Figürlerin etrafı ise çiçeklerle dekore edilmiştir. 4 numaralı vazo/ibrik büyük fragmanda ellerinde kaşık benzeri çalgı aletleri ile dans eden dansöz bir kadın, küçük fragmanda ise yanak yanağa resmedilmiş bir çift yer almaktadır. Fragmanlardaki kompozisyonları bir bütün olarak değerlendirdiğimizde eğlence ve aşk temalı bir kompozisyon işlendiğini söyleyebiliriz. Figürlerin üst kısmında ise bordür içine alınmış sülüs yazı bulunmaktadır. Okunamadığı için kabın etrafını çevreleyen yazının ne ile ilgili olduğu anlaşılamamıştır. Anadolu Selçuklu Devleti’ne ait sikke, üç kardeş devri (H.644-665/M.1246-1266) sultanlarından IV. Rükneddin Kılıç Arslan’a ait olup sultanın ikinci defa tek başına sürdüğü saltanatı (H.655-663/M.1257-1264) sırasında Lulu’da basılmış olmalıdır. Ön yüzünde Mühr-ü Süleyman motifi içinde sağa dönük aslan figürü olan Ebu Said Bahadır Han’a (H.716-736/M. 1316-1335) ait İlhanlı sikkesi ise olasılıkla Sivas’ta darp edilmiştir. 1658-1711 arasına tarihlenen Nürnberg jetonu da, usta Cornelius Lauffer tarafından hesaplama jetonu olarak üretilmiştir. Osmanlının 24. padişahı Sultan I. Mahmud’a (H.1143-1168/M.1730-1754) ait sikkenin ön yüzünde padişahın tuğrası, arka yüzünde ise, duribe fi Konstantiniyye 1143 yazısı yer almaktadır. Kolye uçları genel olarak günlük hayatımızda süs objeleri içinde değerlendirmekte olduğumuz ve yüzükler kadar popüler olan bir diğer takı grubunu oluşturmaktadır.  Kazı çalışmalarında da geneli metal olan kolye uçları ile bulunmuştur. Bunlardan sağdakinin üzerinde, nazar gibi hallerden korunmak adına yapılmış tılsım kolyedir ve üzerinde bu amaca uygun olarak “Maşallah” yazısı vardır. Harput İç Kale’de, 2017 kazı sezonu boyunca ele geçirilen eserler arasında farklı form ve tipolojiden oluşan temrenler de bulunmaktadır. Özellikle Bizans Dönemi’ne tarihlendirilen yassı temren örneğinin omuz, bel, bilezik kısımları ve genel kondisyonu diğer örneklere oranla daha iyi durumdadır. Benzer temren örnekleri, Ayanis Kalesi, Gevale Kalesi, Karacahisar Kalesi gibi farklı kale kazılarında da görülmüştür. Bu tip kısa mesafeli temrenler, hem av için kullanılır hem de savaşlarda zırhsız düşmana atılırdı. Harput İç Kale’de görülen yassı tip temrenlerin, yine aynı bölgede yer alan Taşkun Kale ve Aşvan Kale yerleşimlerinde de var olduğu bilinmektedir. Urartulardan Osmanlı dönemine kadar farklı kültürlerin izlerini taşıyan boncuklar, yapılış itibarı ile kendi dönemlerinin estetik algısını günümüze yansıttığı için önemli arkeolojik buluntular arasındadır. Harput İç Kale’de yoğun miktarda metal obje bulunmuştur. Çoğunluğu Geç Osmanlı Dönemi’ne ait olan bu eserler arasında; kapı, pencere, mobilya aks amı, mutfak gereçleri, terzi aletleri ile günlük yaşamda kullanılan birçok obje yer almaktadır.
Tumblr media
- Harput Kalesindeki çalışmaların Turizme Katkısı nedir? Son yıllarda Harput’ta İç Kale (1. Derecede Arkeolojik Sit Alanı) başta olmak üzere birçok tarihi eserde arkeolojik kazılar yapılmış, bu eserlerin restorasyon projeleri tamamlanmış ve uygulama aşamasına gelinmiştir. Ayrıca Harput, bütün olarak 2018 yılında UNESCO Kültür Mirası Geçici listesine kabul edilmiştir. Aşağıda bahsedeceğim çalışmalar sonucunda Harput Kalesine gelen yerli ve yabancı turist sayısında artış beklenmektedir. Turizm destinasyonunda Harput önemli bir ivme kazanacaktır.
Tumblr media
  Harput İç Kalede Kazı, Konservasyon, Restorasyon ve Turizm Amaçlı Yapılan Genel Çalışmalar Osmanlı (Orta) Mahalle Restorasyon Projesi: Orta Mahalle ve Urartu Kurban Kesim alanını restorasyon projesi İl Özel İdaresi tarafından çizdirilmiştir. Bu proje ilgili kurul tarafından onaylanmıştır. Bu alanın restorasyon projesinin yapılarak turizme açılması önemlidir. Bu proje kapsamında 2022 yılı kazı sezonunda, Harput İç Kalede yer alan Çubukoğulları Dönemine (M.1085) tarihlenen “Fetih Cami ve Çilehanesi” nin Konservasyon çalışmaları yapıldı. Osmanlı (I Nolu) Konut Restorasyon Projesi: Harput İç Kaledeki Osmanlı (I Nolu)  Konut’un restorasyon projesi İl Özel İdarenin Harput İç Kale Kazılarına ayrılan ödenek ile çizimi yapılmıştır. Restorasyon projesi İlgili kurul tarafından onaylanma aşamasındadır. Bu projenin uygulaması yapılarak Harput İç Kale Kazı evi olarak kullanılması ve ayrıca etnografik eserlerin sergilenmesi planlanmaktadır. Urartu Su Sarnıcı (Zindan) Restorasyon ve Konservasyonu Projesi: Urartular döneminde sarnıç olarak yapılan ve Artuklu Döneminde, Haçlı Kral ve Kontlarının, ayrıca IV. Murat Bağdat ve Revan seferlerinde esir aldığı Safevî Komutanlarının hapsedildiği Zindanın restorasyon projesi İl Özel İdarenin Harput İç Kale Kazılarına ayrılan ödenek ile çizimi yapılmıştır. Kazı Başkanlığı olarak 2021 Yılı Eylül ayında bu alanın konservasyonu yapılıp, ışıklandırması yapılmış ve geçici olarak ziyarete açılmıştır. 2022 yılında Türk Tarih Kurumu Başkanlığı tarafından konservasyon uygulaması tamamlanmıştır. Atölyeler: Harput İç Kale Kazılarında çok sayıda atölyeler gün yüzüne çıkarılmıştır. Bu atölyeler; Demirci atölyesi, Maden eritme atölyeleri, cam atölyeleri, seramik atölyeleri, kalaycı ve terzi atölyelerin sponsorluk yolu ile turizm amaçlı canlandırılması yapılacaktır. Demirci atölyesinin içten destek verilerek, etrafındaki beden duvarları yükseltilecek ve üzeri de düz dam ile kapatılarak turizme kazandırılacaktır. Orta Mahalle Atölyeler Bölgesindeki Urartu Açık Hava Tapınım Alanı ve Su Sarnıcı: Urartu Açık Hava sarnıcı, kaya oyularak kuzey güney doğrultulu yapılmıştır. Yaklaşık 2 m genişliğinde, 8.70 m uzunluğunda ve 3.90 m derinliğindedir. 2021 yılında Açık Hava Sarnıcının üzerindeki Geç Dönem Osmanlı duvarları (tahribata uğramış ve yıkılma durumundaki) ilgili kurul tarafından izinleri alınarak bir kısmı kaldırılmıştır. 2022 yılında da tamamen duvarlar kaldırılmış olup bu alanda Urartu Dönemi Açık Hava Tapınım Alanı ve su sarnıcı bütün olarak turizme kazandırılmıştır. Artuklu Sarnıcı Konservasyon Çalışmaları: Artuklu dönemine tarihlenen bu sarnıç esasen yağmur suyu toplamak için kullanılmaktaydı. Kayaya oyulmuş 52 adet basamakla inilen yapının dip kısmında 2 m çapında bir su haznesi bulunmaktadır. Ortalama genişliği 2.30 m olup, yüksekliği tonozlu mekânın olduğu yerde 11 m’ye kadar çıkmaktadır. Sarnıcın aydınlatmasının kandiller ile sağlandığı düşünülmektedir. Kazı çalışmalarının sarnıç ile ilgili kısmı 2015 yılında tamamlanmıştır. 2021 yılı kazı sezonunda, Türk Tarih Kurumu Başkanlığı tarafından desteklenen proje kapsamında Artuklu su sarnıcında konservasyon çalışması yapılmıştır. 2023 yılında ise bu sarnıcın üstünde yer alan Demirci Atölyesinin konservasyon çalışması başlamıştır.
Tumblr media
O-4 Açması Kayaya Oyulmuş Su Sarnıçları: 2021 ve 2022 yıllarındaki kazı çalışmalarında O-4 açması içinde iki adet birbirinden bağımsız sarnıca ulaşılmıştır. Bu sarnıçların derinliği -11 m’dir. İki sarnıcın kazı çalışmaları tamamlanmıştır. Kürsübaşı Alanı Konservasyon Çalışması: Harput Kürsübaşı geleneği Türk seyirlik oyunları içerisinde UNESCO asil listesinde yer almaktadır. Kalede orijinal Kürsübaşı mekânı günümüze gelen konut kazı ile ortaya çıkarılmıştır. 2021 yılı kazı sezonunda, Orta Mahallede Etnografik eşyalar serildi. Ayrıca bu mekân içinde Kaleden çıkarılan taş eserlerin sergileme alanının düzenlenmesi yapılmıştır. Kürsübaşı alanı etnografik eserler ile turizme açılması neticesinde çok yoğun bir şekilde ziyaretçi akınına uğramıştır. Artuklu Sarayı Projelendirme Çalışması: Artuklu Saray önündeki 2200 m2 kazı bölgesinin restorasyon projesinin çizilmesi planlanmaktadır. 2023 yılında bu alanda yer alan tandırlarda Konservasyon/Restorasyon çalışmaları başlamıştır. Harput Kalesi 3. Etap Sur Restorasyonları Çalışması: 2022 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Harput Kalesi 3. Etap Harput Kalesi Surlarının Restorasyon çalışmaları Bizans Surlarında, Belek Burcunda ve Kızlar Burcunda başlatılmıştır. Elâzığ Rölöve ve Anıtlar Müdürlüğü tarafından denetimi yapılmaktadır.
Tumblr media
    Read the full article
0 notes
mutlu-dunya · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes
eglence-blo · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes
ilan-blo · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes
nevzatboyraz44 · 11 months
Text
Tumblr media
📍 Sivas Gök Medrese
📌Sivas Gök Medrese tarihine Geçmeden önce Anadolu Selçuklu Devletinden bahsedelim. Anadolu Selçuklu Devleti’nin 1243 Kösedağ Savaşıyla Moğollar karşısında yenilgisi sonrasında Anadolu Selçuklu Devleti zayıflamaya başlamıştır.
🔶🔶🔶
📌Anadolu, özellikle 13. yüz yılın ortalarından itibaren İran Merkezli kurulan İlhanlı valileri tarafından yönetilmeye başlanmıştır. Anadolu’nun İlhanlılar tarafından kontrol altında tutulmaya çalışıldığı, vergilerin ağırlaştığı bu dönemde imar faaliyetlerinde Anadolu Selçuklu Sultanlarının etkinliğinin azaldığı bilinmektedir.
🔶🔶🔶
📌Mimari yapılanmada Selçuklu vezirlerinin etkinliklerinin arttığı görülmektedir. Sultan III. Gıyâseddin Keyhüsrev devrinde ( 1259-1284) vezir Fahreddin Ali Bin Hüseyin Sahip Ata, özellikle Konya ve Sivas kentinde çeşitli yapıların baniliğini yapmıştır.
🔶🔶🔶
📌13. yüz yılın ikinci yarısında çoğunlukla İlhanlılar ile iyi geçinmeye çalışan Sahip Ata, Sivas kentinde bugün İç Kale ( Torakkale)’nin kuzeydoğusunda, Kale-i Cedid Mahallesinin doğu sınırında ve kendi adını taşıyan mahalle içinde bir medrese inşa ettirmiştir.
Sivas Gök Medresenin inşa tarihi H. 670/M. 1271’dir.
Yazan: Esra Dumuş- Sanat Tarihi Uzmanı
.........
Sivas Gök Madrasa
📌Before moving on to the history of Sivas Gök Madrasa, let's talk about the Anatolian Seljuk State. After the defeat of the Anatolian Seljuk State against the Mongols in the Battle of Kösedağ in 1243, the Anatolian Seljuk State began to weaken.
📌Anatolia, especially since the middle of the 13th century, started to be governed by the governors of İlhanlı, which was founded in Iran. It is known that the effectiveness of the Anatolian Seljuk Sultans in zoning activities decreased in this period when Anatolia was tried to be kept under control by the Ilkhanate and the taxes were heavy.
It is seen that the activities of the Seljuk viziers have increased in architectural structuring. Sultan III. During the reign of Gıyâseddin Keyhüsrev (1259-1284), the vizier Fahreddin Ali Bin Hüseyin sahibinden Ata was the patron of various buildings, especially in the cities of Konya and Sivas.
📌13. Owner Ata, who mostly tried to get along with the Ilkhanate in the second half of the century, had a madrasah built in the city of Sivas, in the northeast of the İç Kale (Torakkale) today, on the eastern border of the Kale-i Cedid District and in the neighborhood that bears his name.
Sivas Gök Madrasa was built in H. 670/M. It is 1271.
46 notes · View notes
balina-a · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes
teknolojiye-dair · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes
haberin-burada · 11 months
Text
Elbistan
Elbistan
Elbistan Kahramanmaraş'ın bir ilçesidir. Bu ilçe yaklaşık 110.000 nüfusluk bir ilçedir ve ilçeden Ceyhan nehri geçmektedir. Bu ilçe Kahramanmaraş'ın en çok gelişmiş ve en kalabalık ilçelerinden birisidir. Osmanlı tarihinde de önemli bir yere sahip olan bu ilçe Dulkadiroğlu beyliğinin uzun yıllar boyunca başkentliğini de yapmıştır. İlçede yer alan tarihi ve doğal güzellikleri ziyaret ederek hem Osmanlı devleti hakkında bilgi sahibi olabilmek hem de doğal güzelliklerin tadını çıkarabilmek mümkündür. Elbistan Selçuklular tarafından da fethedilmiş ve Haçlı seferleri sırasında büyük yıkıma uğramış bir ilçedir. Selçukluların ardından şehrin denetimi Anadolu Selçuklu Devleti'ne geçmiştir. 1515 yılında Osmanlı İmparatorluğu'nun topraklarına katılan bu ilçe Türkiye'nin en güzel ilçelerinden biri olmayı başarmıştır.
0 notes