Tumgik
#uranüs
dilhunbiri · 9 months
Text
Şimdi kalkacağım, ve kendi koluma gireceğim. Bu dünya bana yaslanacak bir dağ bir hayat borçlu diye oturup yas tutacak değilim.Sırt da benim. Dağ da benim..
75 notes · View notes
felsefebilim · 1 year
Text
Yunan Mitolojisi Nasıl Ortaya Çıkmıştır?
Tumblr media
Antik Yunan tarihinin en önemli anlatıcılarından birisi de Hesiodos’tur. Heredot, Homeros gibi Hesiodos’un da Yunan inançları ve Yunan tanrılarının yaratılmasından önemli bir rolü olduğuna inanır. 
Hesiodos, o dönemde birçok farklı bölge görmüş seyyahların, şairlerin farklı sözlü anlatılarından etkilenerek bir mitolojik bakış açısı geliştirmiş; bunları eserlerinde anlatmıştır. Onun bu bağlamdaki en önemli eseri Theogonia’dır. Theogonia, tanrıların doğuşunu anlatır ve  sonraki dönemlerde Yunan mitolojisinde kabul görmüş mitleri temelidir.
Hesiodos, bu eserinde adeta evrenin doğuşunu resmeder. Dünya, Khaos (boşluk) ile başlar der. Ardından Khaos’tan Gaia doğmuştur. Gaia, ana tanrıça bir nevi toprak anadır. Gaia yalnızlıktan kurtulmak için Uranüs’ü (gökyüzünü) yaratır. Sonrasında ise yeryüzü-toprak (Gaia) ve gökyüzünden (Uranüs) diğer tanrılar, titanlar, devler ortaya çıkar. Yani ilk tanrılar doğanın saf temel elementleridir.
33 notes · View notes
yusufalioglu · 8 months
Video
Strange Dreams by Yusuf Alioğlu Via Flickr: Strange Dreams My Interplanetary Memories Interplanetary Travel I began to have strange dreams. They are unusual and so meaningless. Maybe it seems that way to me. Sometimes I look into what my dreams mean. Every time I look at the meanings of my dreams, I think that I can find answers to the questions in my head. At least I'm looking for a sign about my future in my dreams. When I read the meanings of the dreams I had, the idea of returning to earth outweighs. However, I would like to state that I am still undecided on this issue. Yes, I know this topic is getting too long. But the fact that there was no concept of time where I was was causing me to take my decisions too late. The delay in my decision making actually affects only one of the two decisions. It just influences my decision to return to Earth. I'm already living out my other option, my plan to stay in space. The delay in making my decision lags behind the progress of time on Earth as time progresses. Although the concept of time was meaningless in space, it had a lot of meaning on Earth. And time was moving on in the world. Actually, in a way, the concept of time was also valid for me. As time progressed in the world, it continued to progress for me biologically. I was getting older. This could create a negative situation for me when I return to the world. Due to my advanced age, I would have a hard time starting a new life. Therefore, I knew that I had to make my decision as soon as possible. But even though I was conscious of it, I was taking everything too slow. I think I was terrified by the idea of returning to earth. I think I was expecting a "Come" Actually, I've had enough adventures in space. I saved thousands of memories on other planets. Maybe it's time to go back to the world and embark on new adventures. Maybe I should go back to Earth and make new memories. Maybe I should give myself another chance. Camera: Canon EOS Kiss X7i Photograph by Yusuf Alioglu Location: Outer space (space) Facebook Become a Patron! Instagram (Yusuf Alioglu Photography) Instagram (UnbornArt) Twitter Youtube iStock Blogger Vimeo UnbornArt deviantART Tumblr Check out this portfolio on Shutterstock!
2 notes · View notes
bilimuzay · 1 year
Text
Güneş Sistemi Nedir? - Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
Tumblr media
Güneş Sistemi Nedir? - Gezegenler ve Asteroit Kuşağı
Güneş Sistemi, Dünya'mızın dahil olduğu bir sistemdir. Bu sistem, Güneş'in çevresinde dolanan 8 büyük gezegen, cüce gezegenler, asteroid kuşağı ve diğer birçok cisimden oluşur. Gezegenler, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün'dür. Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'nin gezegenlerinin arasında yer alan, çoğunlukla kayalık parçalardan oluşan bir bölgedir. Bu yazıda, Güneş Sistemini, gezegenler ve asteroit kuşağı hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.
Güneş Sistemi Nedir?
Güneş Sistemi, Güneş'in çevresinde dolanan bir grup gezegen, cüce gezegen, asteroidler, kuyruklu yıldızlar, kuiper kuşağı ve diğer gök cisimlerinden oluşan bir sistemdir. Güneş Sistemi, Güneş'in kütleçekim etkisi altında kalarak bir arada tutulan birçok gök cismini içerir. Güneş Sistemi, genişliği yaklaşık 100.000 Astronomik Birim (AU) olan bir alanda yayılmıştır. 1 AU, Dünya'nın Güneş'e olan uzaklığıdır ve yaklaşık olarak 150 milyon kilometreye denk gelir. Güneş Sistemi'nde bulunan en büyük gök cisimleri gezegenlerdir. Güneş Sistemi'nde 8 büyük gezegen bulunur: Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün. Bunların yanı sıra, Ceres, Plüton, Eris ve Haumea gibi cüce gezegenler de bulunur. Güneş Sistemi'nde bulunan bir diğer önemli özellik de asteroid kuşağıdır. Bu kuşak, Güneş Sistemi'nin gezegenlerinin arasında bulunan, çoğunlukla kayalık parçalardan oluşan bir bölgedir. Asteroid kuşağı, Jüpiter'in kütleçekim etkisi altındadır ve çoğu zaman asteroidlerin birbirlerine çarparak parçalanmalarına neden olur. Güneş Sistemi, insanlık için çok önemlidir. Dünya, Güneş Sistemi'nde yaşamın olduğu tek gezegen olarak bilinir ve bu nedenle, Güneş Sistemi'ni anlamak, gezegenimizdeki yaşamın sürdürülebilirliğini anlamamız açısından önemlidir. Güneş Sistemi'nin Oluşumu Nasıl Gerçekleşti? Güneş Sistemi'nin oluşumu, evrenin oluşumu ve ilerleyişi hakkındaki teorilerden biri olan Güneş Bulutu Teorisi'ne göre gerçekleşmiştir. Bu teori, yaklaşık 4,6 milyar yıl önce bir yıldızın patlaması sonucu oluşan gaz ve toz bulutunun kendi çekim kuvveti altında çökmeye başlamasıyla başladı. Bulut, yavaş yavaş dönerek bir diski oluşturdu. Bu disk içindeki maddeler, çekim gücü nedeniyle birbirlerine çekilerek büyük parçalar halinde birleşmeye başladılar. Bu birleşmeler sonucu oluşan devasa cisimler, gezegenlerin oluşumuna yol açtılar. İlk olarak, Güneş Sistemi'ndeki en içteki gezegen olan Merkür ve en dıştaki gezegen olan Neptün, süper ısıtmalı bir gaz diski içinde oluştu. Güneş Sistemi'nin iç bölgesinde yer alan gezegenlerin oluşumu, çarpışmalar ve birleşmeler yoluyla gerçekleşti. Büyük gezegenler, kütlelerinin artmasıyla birlikte çekim kuvvetleri de arttı ve küçük cisimleri kendilerine çekmeye başladılar. Jüpiter, oluşumu sırasında büyük bir gaz ve toz diskini çekti ve bu disk, Jüpiter'in çekim kuvvetinin oluşumundan sonra yavaş yavaş dağılmaya başladı. Bu disk, kendi etrafında dönerek birçok küçük parçaya ayrıldı ve asteroid kuşağına yol açtı. Güneş Sistemi'nin oluşum süreci, zamanla gök cisimlerinin birbirlerine çarparak, parçalanarak ve yeniden birleşerek evrimleşmelerine yol açtı. Bu süreçte, Dünya gibi bazı gezegenlerin oluşumu sırasında, büyük gök cisimlerinin çarpışması sonucu magma okyanusları oluştu. Zamanla bu okyanuslar soğudu ve bugünkü yüzeylerini oluşturdu. Güneş Sistemi'nin oluşumu, evrende yaşanan fiziksel süreçlerin bir sonucu olarak gerçekleşti ve Dünya'daki yaşamın evrimleşmesine yol açtı. Bu nedenle, Güneş Sistemi'nin oluşumunu anlamak, evrenin tarihini ve doğa olaylarını anlamamız açısından son derece önemlidir.
Güneş Sistemindeki Gezegenler
Güneş Sistemi, Merkür, Venüs, Dünya, Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs ve Neptün olmak üzere 8 gezegenden oluşur. Bu gezegenler, Güneş'e yakınlık sırasına göre dizilirler. Merkür, Güneş'e en yakın gezegendir ve küçük, kayalık bir gezegendir. Venüs, Dünya'ya benzer bir yapıya sahiptir ancak aşırı sıcaklık ve asitli bulutları nedeniyle yaşam için uygun değildir. Dünya, yaşamın bulunduğu tek gezegendir ve sıvı suya sahip tek gezegendir. Mars, Dünya'ya benzer yapıya sahip olup kızıl gezegen olarak da bilinir. Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegendir ve gaz devi olarak adlandırılır. Satürn, halkalarıyla tanınan bir gaz devi gezegendir. Uranüs ve Neptün de gaz devi gezegenlerdir ve en dış kısımda yer alırlar. Güneş Sistemi'nde ayrıca, bu gezegenlerin yörüngeleri arasında dönen küçük gök cisimleri olan asteroitler, kuyruklu yıldızlar ve diğer cisimler de bulunur. Gezegenlerin özellikleri, Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi hakkında da bilgi verir ve gök bilimcilerin çalışmalarında önemli bir rol oynar. Marsta Hayat Var mı? sorusunun cevabı için tıklayın. En Büyük Gezegen: Jüpiter
Tumblr media
Hubble Uzay Aracı Tarafından Çekilen Jüpiter Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki en büyük gezegendir ve yaklaşık 318 Dünya kütlesine sahiptir. Gaz devi olarak adlandırılır ve atmosferi hidrojen ve helyumdan oluşur. Büyük Kırmızı Leke olarak bilinen devasa bir fırtına sistemi de dahil olmak üzere birçok büyük fırtına sistemi içerir. Ayrıca, Galileo adlı uzay sondası tarafından yapılan keşiflerle Jüpiter'in en az 79 uydusu olduğu tespit edilmiştir. Jüpiter, Güneş Sistemi'nin evrimi ve oluşumu hakkında önemli bir rol oynayan bir gezegendir ve gök bilimciler tarafından yoğun bir şekilde incelenmektedir Jüpiter hakkında detaylı bilgi almak için tıklayın. En Küçük Gezegen: Merkür
Tumblr media
Merkür Merkür, Güneş Sistemi'ndeki en küçük gezegendir ve Güneş'e en yakın olanıdır. Yüzeyi oldukça kayalık ve kraterli olan Merkür, yoğun bir şekilde kraterleşmiştir ve düşük yer çekimi nedeniyle atmosferi yoktur. Yörüngesi oldukça eliptiktir ve Güneş'in etrafında tam bir turunu tamamlaması 88 Dünya günü sürer. Merkür, Güneş Sistemi'nin oluşumu ve evrimi hakkında da bilgi veren önemli bir gezegendir ve NASA'nın MESSENGER adlı uzay aracı tarafından incelenmiştir.
Asteroit Kuşağı Nedir?
Tumblr media
Asteroit Kuşağı Asteroit kuşağı, Güneş Sistemi'ndeki gezegenler arasında yer alan kayalık gök cisimlerinin oluşturduğu bir bölgedir. Kuşak, Mars ve Jüpiter arasında, Güneş'e olan uzaklıklarının 2,2 ile 3,2 astronomik birim (AU) arasında olduğu bölgede yer alır. Bu bölgede yer alan asteroitler, Güneş Sistemi'nin oluşumu sırasında gezegenlerin oluşumundan geriye kalan malzemelerdir. Asteroitler, çoğunlukla çarpışmalardan dolayı küçük parçalara ayrılmış büyük bir asteroit olan Ceres'in etrafında toplanmıştır. Asteroitlerin boyutları ve şekilleri oldukça değişkendir ve çoğu çok küçük olmakla birlikte bazıları da binlerce kilometre boyutunda olabilir. Asteroit kuşağı, uzay araştırmaları açısından da büyük önem taşımaktadır ve birçok uzay aracı tarafından incelenmiştir.
Güneş Sistemi'nin Diğer Cisimleri
Güneş Sistemi, sadece gezegenlerden oluşmamaktadır. Bunun yanı sıra, Güneş'in etrafında dönen asteroitler, kuyruklu yıldızlar, uydular ve diğer gök cisimleri de bulunmaktadır. Bu cisimler, Güneş Sistemi'nin çeşitli özelliklerini ve oluşumunu anlamak için önemli bir kaynaktır. Kuyruklu Yıldızlar
Tumblr media
Halley Kuyruklu Yıldızı Kuyruklu yıldızlar, Güneş Sistemi'nin dış bölgelerinde bulunan küçük gök cisimleridir. Kuyruklu yıldızlar, buz ve tozdan oluşur ve yörüngeleri eliptiktir. Bu nedenle, Güneş'e yakın olduklarında hızlıca ısınır ve buharlaşan gazlar ve toz, genellikle güzel bir kuyruk oluşturacak şekilde dışarı püskürtür. Kuyruklu yıldızlar genellikle yıllarca, hatta yüzyıllarca Güneş Sistemi'nin dışında, Oort Bulutu veya Kuiper Kuşağı gibi bölgelerde yörüngede kalırlar. Ancak bazen, yörüngeleri Güneş'e yakınlaştığında, Güneş'in çevresinde dönerler ve böylece dünyadan da görülebilen parlak kuyruklar oluştururlar. Kuyruklu yıldızlar, Güneş Sistemi'nin oluşumunun anlaşılması ve gezegenlerin oluşumu sırasında kalan materyallerin incelenmesi açısından büyük önem taşır. Kuyruklu yıldızlar arasında en ünlülerinden biri Halley Kuyruklu Yıldızı'dır. Bu kuyruklu yıldızın yörüngesi, Dünya'nın yörüngesiyle kesişir ve Dünya'ya her 76 yılda bir yakın geçiş yapar. Halley Kuyruklu Yıldızı'nın keşfi, 18. yüzyılda İngiliz gökbilimci Edmond Halley tarafından yapıldı ve bu yıldız onun adını almıştır. Halley Kuyruklu Yıldızı, diğer kuyruklu yıldızlar gibi buz, toz ve kayalar gibi malzemelerden oluşur. Kuyruklu Yıldız Nedir? başlıklı makalemizden kuyruklu yıldızlar için daha detaylı bilgiler alabilirsiniz. Cüce Gezegenler
Tumblr media
Nasa Tarafından Çekilen Plüton Cüce gezegenler, Güneş Sistemi'nde gezegen olarak sınıflandırılmış olan ancak özellikleri nedeniyle diğer gezegenlerden ayrı tutulan küçük gök cisimleridir. Cüce gezegenler, genellikle gezegenlerin aksine, yeterli kütleleri olmadığı için yörüngelerindeki diğer cisimlerden çekim kuvveti ile temizleyememişlerdir. Bu nedenle, asteroit kuşağı ve Kuiper Kuşağı gibi bölgelerde bulunan birçok küçük gök cisimleri arasında yer alırlar. Plüton, en ünlü cüce gezegenlerden biridir. Plüton, 1930'larda keşfedildi ve uzun süre gezegen olarak sınıflandırıldı. Ancak 2006 yılında Uluslararası Astronomi Birliği, Plüton'un diğer gezegenlerden farklı olduğunu ve cüce gezegen olarak sınıflandırılması gerektiğini belirten yeni bir tanım yayınladı. Cüce gezegenler, gezegenler kadar büyük değillerdir, ancak gezegenlerle benzer özelliklere sahiptirler. Örneğin, Güneş Sistemi'ndeki cüce gezegenlerin çoğu, diğer gezegenler gibi bir çekirdek, bir mantolama ve bir kabukla kaplıdır. Cüce gezegenlerde ayrıca volkanik faaliyet, buzul hareketleri ve atmosferik etkileşimler gibi fenomenler gözlemlenebilir. Kuiper Kuşağı Nesneleri
Tumblr media
Kuiper Kuşağı Kuiper Kuşağı, Güneş Sistemi'nin dış kısmında yer alan ve Güneş etrafında yörüngede dönen birçok küçük gök cisimlerinin yer aldığı bir bölgedir. Bu gök cisimleri, buz ve kayalık malzemelerden oluşurlar ve çoğu, Plüton gibi cüce gezegenlerdir. Kuiper Kuşağı'ndaki gök cisimlerinin bazıları, Kuyruklu Yıldızlar gibi Güneş'e yaklaştıklarında ısı ve radyasyondan dolayı gazlarını kaybederek görkemli kuyruklar oluşturabilirler. Bu bölgedeki gök cisimleri, Güneş Sistemi'nin ilk dönemlerinde oluşan kalıntıları temsil ederler ve bu nedenle gezegenlerin oluşum süreci hakkında önemli bilgiler sağlayabilirler.
Güneş Sistemi Dışındaki Gezegenler
Güneş Sistemi'nden çok uzaklarda, milyarlarca yıldızın yer aldığı evrende başka gezegenlerin var olabileceği teorisi uzun yıllardır bilim insanlarının ilgi odağıdır. Bu teori, keşfedilen binlerce gezegenle doğrulanmıştır. Güneş Sistemi dışındaki gezegenler, yıldız sistemlerinde yörüngeye girmiş gezegenlerdir ve "egzoplanetler" olarak da adlandırılırlar. Egzoplanetler, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlere benzer özellikler gösterebilirler. Bazıları kayalık yüzeylere sahip olabilirken, diğerleri gaz devleri olabilir. Bazıları atmosferlerinde su gibi sıvıları barındırabilecek koşullar da oluşturabilirler. Bu yüzden, egzoplanetler, hayatın var olabileceği yerlerin keşfi açısından büyük önem taşımaktadır. Egzoplanetlerin keşfi, teknolojik gelişmeler sayesinde son yıllarda hız kazanmıştır. Uzay teleskopları ve özellikle NASA'nın Kepler Uzay Teleskobu, binlerce egzoplanet keşfetmiştir. Bu egzoplanetler, yıldızlarına göre belirli periyotlarda tekrarlayan gölgelerle veya yıldızın ışığında görülen küçük dalgalanmalarla tespit edilirler. Güneş Sistemi dışındaki gezegenlerin keşfi, evrende yaşamın var olup olmadığına dair sorulara cevap aramak için de büyük bir fırsat sunmaktadır. Bu gezegenlerde hayatın var olması için uygun şartların oluşup oluşmadığını inceleyen bilim insanları, bir gün uzayda yaşamın keşfine yönelik büyük adımlar atabilirler.
Tumblr media
Hubble Uzay Teleskobu Hubble Uzay Teleskobu, uzayda bulunan en ünlü ve etkili teleskoplardan biridir ve gezegen dışı yaşam arayışı dahil birçok bilimsel çalışmada kullanılmıştır. Hubble, başta transit yöntemi olmak üzere, çeşitli yöntemlerle binlerce gezegen dışı gezegenin keşfedilmesine katkıda bulunmuştur. Transit yöntemi, gezegenin ana yıldızının önünden geçerken ana yıldızın ışığında meydana gelen küçük bir azalma olarak tanımlanır ve bu yöntemle gezegenlerin boyutu ve yörünge süresi gibi bilgiler elde edilir. Hubble'ın yardımıyla, örneğin, 1997'de ilk kez başka bir yıldız sistemindeki bir gezegen keşfedilmiştir. Bunlar arasında, birçok "süper Dünya" ve "sıcak Jüpiter" gibi ilginç ve farklı tipteki gezegenler yer almaktadır. Hubble'ın keşifleri, Güneş Sistemi dışındaki gezegenler hakkında bilgilerimizi genişletmeye yardımcı olmuştur ve bu da gezegenlerin oluşumu, evrimi ve yaşamın olası koşulları hakkında daha fazla anlayışımıza yol açmıştır.
Tumblr media
James Webb Uzay Teleskobu Bildiğiniz gibi günümüzden çokta uzak olmayan günlerde uzaya yeni bir teleskop fırlatıldı "James Webb Uzay Teleskobu". Webb'in, Hubble'dan hem teknik hem de teknolojik olarak daha donanımlı olması bizlerde büyük bir beklenti yaratıyor. Gelecek aylarda veya yıllarda Webb'in çektiği fotoğraflar ve detayları analizleriyle birlikte evrendeki canlı varlıklara belki bir yenisi daha eklenebilir. James Webb Uzay Teleskobundan Gelen İlk Görüntüleri görmek için ve detaylı bilgi için tıklayın.
Güneş Sistemi ve Yaşam
Güneş Sistemi ve yaşam konusu oldukça merak uyandıran bir konudur. Şimdiye kadar keşfedilen tüm yaşam formları, bizim içerisinde yaşadığımız ve adına “Dünya” dediğimiz bir gezegende var oldu. Diğer gezegenlerde yaşamın var olup olmadığına dair araştırmalar sürmektedir. Bu araştırmalarda Hubble Uzay Teleskobu ve James Webb Uzay Teleskobu gibi teknolojik araçlardan faydalanılmaktadır. Hubble ve Webb, Güneş Sistemi dışındaki yıldızların etrafındaki gezegenleri inceleyerek, bu gezegenlerin atmosferindeki özellikleri ve varsa yaşam belirtilerini araştırmaktadır. Ancak, şu ana kadar keşfedilen gezegenlerin yaşanabilir olma ihtimali oldukça düşüktür. Bu nedenle, uzay araştırmaları ve teknolojik gelişmeler ile gelecekte yaşam barındırabilecek gezegenler keşfedilmesi umut edilmektedir. Kaynak: Güneş Sistemi Nedir? Read the full article
2 notes · View notes
akrepblog · 9 days
Text
Tumblr media
Uranüs Jüpiter Kavuşumu ve Döngüsü
Uranüs Jüpiter Kavuşumu ve Döngüsü
Uranüs Jüpiter Kavuşumu ve Döngüsü, Uranüs Jüpiter Kavuşum Döngüsünden Hangi Burç ve Ev Konumu Nasıl Etkilenecek? Olumlu ve Olumsuz Etkileri
Uranüs ile Jüpiter 21 Nisan tarihinde 21° Boğa burcunda kavuşum yaşayacak. İki gezegenin boğa burcundaki kavuşumu en son 1941 tarihinde olmuş. Boğa burcu toprak unsuru olduğu için sonuçlarının,
toprak ve sınır değişimleri
üretim
ekonomi ve ekonomik sistemler
dijital para ve
ve teknolojik gelişmelerle ilgili olduğunu söyleyebiliriz.Uranüs ve Jüpiter'in kavuşum döngüsü, astrolojide önemli bir olaydır. Bu döngü, iki büyük gezegenin bir araya gelmesini simgeler ve genellikle büyük bir enerji patlaması gibi hissettirir. Bu yazıda, bu güçlü birleşmenin periyodu, etkileri ve hangi ev ve burçlarda nasıl etkili olduğu gibi konular ele alınacaktır. Ancak daha önce Uranüs ve Jüpiter etkilerini birer kelime ile özetleyelim.
Uranüs - Ani Değişimler
Uranüs Jüpiter Kavuşumu ve Döngüsü
Uranüs Jüpiter Kavuşumu ve Döngüsü, Uranüs Jüpiter Kavuşum Döngüsünden Hangi Burç ve Ev Konumu Nasıl Etkilenecek? Olumlu ve Olumsuz Etkileri
Uranüs ile Jüpiter 21 Nisan tarihinde 21° Boğa burcunda kavuşum yaşayacak. İki gezegenin boğa burcundaki kavuşumu en son 1941 tarihinde olmuş. Boğa burcu toprak unsuru olduğu için sonuçlarının,
toprak ve sınır değişimleri
üretim
ekonomi ve ekonomik sistemler
dijital para ve
ve teknolojik gelişmelerle ilgili olduğunu söyleyebiliriz.Uranüs ve Jüpiter'in kavuşum döngüsü, astrolojide önemli bir olaydır. Bu döngü, iki büyük gezegenin bir araya gelmesini simgeler ve genellikle büyük bir enerji patlaması gibi hissettirir. Bu yazıda, bu güçlü birleşmenin periyodu, etkileri ve hangi ev ve burçlarda nasıl etkili olduğu gibi konular ele alınacaktır. Ancak daha önce Uranüs ve Jüpiter etkilerini birer kelime ile özetleyelim.
Uranüs - Ani Değişimler
Jüpiter - Genişleme
Kimler daha yoğun etki alacak?
Bu tür astrolojik etkilerde bakmanız gereken ilk nokta kavuşum derecesidir. Doğum haritasında 21° derece ve yakınlarında gezegenleri bulunan toprak burçları,
Boğa burcu,
Başak burcu ve
Oğlak burcu
daha fazla etkilenecek. Etkilere sabit ve transit haritalarınıza bakarak görebilirsiniz.
Kavuşum Etkilerini Haritanızda Nasıl Öğrenirsiniz?
Boğa Burcu ve 21 Dereceyi Belirleme:
Doğum haritanızı kullanarak Boğa burcunu ve 21 dereceyi tespit edin.
Gezegen Konumlarını Kontrol Etme:
Boğa burcunun ve 21 derecenin etrafındaki gezegenleri inceleyin.
Özellikle Güneş, Ay, Yükselen ve diğer önemli gezegenlerin bu derecelerdeki konumlarına odaklanın.
Açıları Gözlemleme:
Bu gezegenlerin birbirleriyle ve doğum haritanızdaki diğer önemli noktalarla olan açılarını inceleyin.
Özellikle, kavuşumlar, kareler, üçgenler gibi açıları dikkate alın.
Ev Konumlarını Değerlendirme:
Gezegenlerin bu derecelerde hangi evlerde bulunduğunu kontrol edin.
Hangi evlerin etkilendiğine ve kavuşumun bu evlerle ilişkisine odaklanın.
Kişisel Yorumlama ve Anlamlandırma:
Bu gezegen konumlarının ve açıların sizin için ne anlama geldiğini düşünün.
Hangi yaşam alanlarının etkilendiğini ve bu etkilerin nasıl hissedilebileceğini değerlendirin.
Bu gibi geniş çaplı etkilerde genel yorumların bireysel etkilerle doğrudan bağlantılı olmadığını unutmayın. En doğru bilgileri kendi doğum haritanızdan elde edersiniz.
Kimler daha yoğun etki alacak?
Bu tür astrolojik etkilerde bakmanız gereken ilk nokta kavuşum derecesidir. Doğum haritasında 21° derece ve yakınlarında gezegenleri bulunan toprak burçları,
Boğa burcu,
Başak burcu ve
Oğlak burcu
daha fazla etkilenecek. Etkilere sabit ve transit haritalarınıza bakarak görebilirsiniz.
0 notes
uranusum · 1 month
Text
Tumblr media
Yıldızlara sadece parlak noktalar olarak bakmayın.
Evrenin genişliğini almaya çalışın
0 notes
aswinih16 · 7 months
Text
Tumblr media
0 notes
dynpostraining · 1 year
Photo
Tumblr media
#Karadeniz #SASB #gaz sahasında iki #yeni #kuyu hizmete girdi #TrilyonEnergyInternational, Karadeniz'in #Türk sektöründeki SASB gaz sahasına ilişkin #17 kuyulu geliştirme programı hakkında bir #güncelleme yayınladı. #Kasım ortasında ilk yeni kuyu olan #Güney Akçakoca devreye girdi ve #Akçakoca-3 kuyusu şu anda gaz satış #boru hattına 3,3 MMcf/d ile #üretim yapıyor. #GSP'nin #Uranüs #jackup'ı  o zamandan beri sözleşmenin üçüncü kuyusu olan Batı Akçakoca-1'i delmek üzere yeniden konumlandırıldı. Uranüs şu anda Batı Akçakoca-1 ve #Gülüç-2 kuyularını delip tamamlayacağı Akçakoca #platformunun #kuzey tarafında bulunuyor. Her iki kuyu için 17½ inç çapındaki delik, kıyıdan teçhizata gidip gelmek için özel ekipmanın taşınması gerektiğinden, zamandan ve maliyetten tasarruf etmek için sırayla açılacaktır. Gülüç-2, daha önce dikey bir kuyu tarafından keşfedilen ancak üretime geçmeyen bir gaz havuzu. Bu, uzun erişim yönlü bir kuyu olacaktır. https://www.instagram.com/p/CmG1BVvo7sn/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
cilginfizikcilervbi · 2 years
Text
Uranüs: Güneş Sistemi'nin Aykırı Üyesi
Uranüs: Güneş Sistemi’nin Aykırı Üyesi
Uranüs: Güneş Sistemi’nin Aykırı Üyesi Uranüs güneş sisteminin yedinci ve çap olarak en büyük üçüncü gezegenidir. Bir buz devidir ve 13 zayıf halka ile 27 küçük uyduyla çevrilidir. Bir teleskop yardımıyla keşfedilmiş ilk gezegendir ve neredeyse doksan derecelik eksen eğikliğiyle döner. Bu benzersiz eğim onun adeta yana yatmış bir şekilde, yuvarlanan bir top gibi dönmesine yol açar. Uranüs’ün…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
uranustenarin · 2 years
Text
Koca bir saçmalık bu dünya
Kurtuluş Uranüs
1 note · View note
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
Text
Tumblr media
08 Kasım 2022 14:01 de Boğa Burcunun 22 derecesinde bir ay tutulması yaşayacağız. Bu tutulmadan öncelikle Boğa- Aslan-Akrepve Kova burçlarında önemli yerleşimleri olanlar etkilenecektir. Ay tutulmaları güçlü dolunaylardır, olayları sonuçlandırma enerjisi taşır ve bilinçli isteklerimiz ile bilinçdışı arzularımız arasındaki ikilemi, çelişkiyi anlatır.
Boğa-Akrep aksı ana olarak para aksıdır. Uranüsyen olan bu tutulma taşınabilir ya da taşınamaz tüm menkullerle ilgili sarsıcı değişimleri işaret eder. Balık burcundaki Jüpiter-Neptün kavuşumu ve T kare apeksindeki Satürn , halkların enflasyon karşısında ciddi bir sıkışma yaşayacağını gösteriyor. Bu aks sabit olduğu için doğal afetlerin de habercisi olabilir.
Kişisel yaşamlarımızda , 25 Ekim de yaşanan krizlerle birlikte bırakmak zorunda kaldıklarımızın sonuçları ve yerine konulacak enerjinin belirlenmesi açısından önemli bir tutulma ve sürprizlere çok açık .öyle ki gider dediğiniz kalır , kalır dediğiniz gider ancak tüm bu zorlanmaların içinde ilahi bir kolaylık var. Balık burcundaki Jüpiter-Neptün kavuşumu aradan kendisini çekip , ilahi sisteme izin verenler için geniş ufuklar vaad ediyor. Arzu ve isteklerimizin tuzaklarının olmadığı bir yerde Mevlana’nın dediği gibi “Doğru ve yanlışın ötesinde bir bahçede “ buluşmak dileğiyle…
Tutulma ile birlikte yaşantımızda açığa çıkacak karşıtlıklar ise şunlardır⬇️⬇️
🌕 Tutmak-bırakmak arasında çelişki
🌕Maddi dünya-Manevi dünya arasında çelişki
🌕Yapıcı-yıkıcı karşıtlığı
🌕Sakinlik-duygu fırtınaları arasındaki çelişki
🌕Güvenli alan ile Kaos ve bilinmezlik arasındaki çelişki
🌕Statüko-Krizler
🌕Huzur veren-ayartan arasındaki çelişki
🌕Seks ve tabular katşıtlığı
Kaynak: Susan Miller Astrolojide Açılar
2 notes · View notes
karakartal00 · 25 days
Text
8 Nisan tutulma anında 7 gezegenin tamamı gökyüzünde olacak...anlamını talebelerimiz anlatır ..birde kıyruklu yıldız ..kimse hiç bir şey kazanmadı olay cengiz han taktiği …. bir zaman sonra herkes herşeyi anlayacak ….konu çok derin anlayışlar çok sığ …zor ..bu kadar balık hafızalı günlük yaşayan kimliklerle …işimiz çok zor ….her şey çok tuhaf dahada tuhaflaşacak ….uranüs jüpiter kavuşumu ..çok da iyi bir şeyler beklemeyin ..
Tumblr media
48 notes · View notes
yusufalioglu · 1 year
Video
Isolating Thoughts by Yusuf Alioğlu Via Flickr: Isolating Thoughts My Interplanetary Memories Interplanetary Travel Sometimes you want to go. To far away. For a human, the depths of space is the farthest point one can go. Going this far from home can cause many mood disorders. I am currently suffering from some emotional distress caused by this situation. But on the other hand, the excitement of discovering a new planet made me forget all these emotional problems for a while. Perhaps, when I discover a new life form or even a civilization, I will be completely free of all my troubles. At least I hope so. There is only one thing I need to convince myself of. And that is my belief that one day I will encounter a civilization on a planet suitable for life. Otherwise, the idea of returning home will continue to haunt me. I both wanted and didn't want to go home. The dilemma that I would start everything over and over again and whether I would be successful or not scared me a lot. After my long time in space, would I be able to re-adjust to life on planet Earth? Would I be able to communicate with people? Or would I be longing for the solitude I'm used to in space? The questions that I couldn't find the answer to were growing in my mind. I needed to find some answers for myself. When will I find an answer to these questions my mind is asking me? I needed to clear my mind of my memories. Or I needed to go back to planet Earth where I lived my memories. This will be a very difficult decision for me. Camera: Canon EOS Kiss X7i Photograph by Yusuf Alioglu Location: Outer space (space) Facebook Become a Patron! Instagram (Yusuf Alioglu Photography) Instagram (UnbornArt) Twitter Youtube iStock Blogger Vimeo UnbornArt deviantART Tumblr Check out this portfolio on Shutterstock!
0 notes
songeceresitali · 1 year
Text
Canımın içi..Titreyen ellerim kendine çare bulamazken bu hâlde nasıl birilerini yaşatsın? Yapamayacağım canımın içi. Her şey olsa benim ellerim kimseyi iyileştiremez. Ellerimi durduramıyorum bu ara.. çok fazla titriyorlar. Engelleyemiyorum Uranüs. Durmuyor. Biliyor musun, bazen yemek yerken çok titriyorlar diye yemeği bırakıyorum. Dökülüyor.. birisi fark etmesin diye yemiyorum bende. Bu gün kalem tutarken çok titrediler yine, diğer elimle sıktım. Titreme diye fısıldadım kendi kendime durmadı, daha çok sıktım durmadı. Kızardılar sıkmaktan. Gözlerim doldu, titremesinler istedim. Titrediler. Çok titredi. Sen olsan titremesine izin vermezdin değil mi? Vermezdin, biliyorum.. benim ellerim sen varken hiç titremiyorlardı ki zaten.. Bak.. bu küvet yine çok soğuk galiba. Bedenim de titriyor. Sanırım soğuk. Neden durmuyorlar? Ben üşümüyorum ki.. Biliyor musun? Artık okuldaki kızın ellerime dokunmasına izin vermiyorum. Kimse görmemeli. Görürseler düşerim. Bunları sana nasıl yazdığımı bilemezsin.. defalarca kez yazıp siliyorum. Görüyorsun değil mi? Özür dilerim. Ellerimi durduramadığım için. Şarkını seçtim. Ne söyleyeceğimi karar verdim. O gün ellerim daha çok titreyecek, 2 senedir olduğu gibi. Olsun. Bana kızma. Biliyor musun? Bu banyodan çıkmak istemiyorum. 1 saattir burda oturuyorum. Çıkarsam gülmek zorundayım.. oysa gülmek istemiyorum ben. Hiç geçmeyecek değil mi? Ben hiç başaramayacağım. Kuzenim burda.. onlara bakınca gözlerim doluyor. Bize çok benziyorlar görüyor musun? Onlara bakarken gülümsemek ne kadar zor bilmiyorsun.. Sen de mi bilmiyorsun? Sen bil. Kimse bilmiyor. Sen bil.. biliyorsun değil mi? Biliyorsun. Sen beni anlıyorsun canımın içi. Bir sen anlıyorsun işte. Bir senim var..
75 notes · View notes
akrepblog · 1 year
Text
Venüs Uranüs Karesi
Venüs Uranüs Karesi Venüs Uranüs karesi bizler nasıl etkiler? 15 Ocak 2023 tarihinde Kova Burcundaki Venüs ile Boğa Burcundaki Uranüs arasında gerilimli bir kare açı gerçekleşti. Önümüzdeki birkaç günlük süreçte bağlanma ve özgürlük çatışması neticesinde özgürlüğümüzü ifade ediş tarzımız ile ilişki kurma biçimimiz arasında gerilim yaşayabiliriz. Venüs Uranüs kare açısı süresince • sevgi, barış,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes