Tumgik
#ruhsal belgeseller
choirubyy · 1 year
Text
👉🏻Kendinizin en iyi versiyonu olmak icin tavsiyeler 👈🏻
1 : Gecmisi gecmiste birak : hayatini gecmise bagli kalarak yasayamazsin bu sadece ilerlemene engel olur gecmisi suan bana gosterebilir misin ? Hayir ama suani yasayip kendinin en iyi versiyonu oldugunu kanitlayabilirsin gecmis hakkinda dusunup sadece zaman kaybediyorsun gecmis gecmiste kaldi
2 Gelecegi planla : Gecmiste yasamayi birakip suan ve gelecege odaklan cunku seni en iyisine tasiyacak olan bu gelecekte nasil olmal istiyorsun , ne yapmak istiyorsun buna karar ver ve tam suan istedigin sey icin adim at , istedigin seyi tezahur et elde edecegine inan gecmis gecmiste kaldi izlerini hala tasiyor olabilirsin ama kendini iyilestirmeye ve en iyisi olmaya odaklan
3 : Kendini affet: hepimiz hata yapariz , insaniz ve kusurluyuz degil mi ? onemli olan bu hatalardan sonuc cikarip ayni seyi tekrar yapmamak , hatalarinda yasama onlar gecmiste kaldi hata yaptigin icin kendine zarar vermek yerine kendine soyle hata yapmakta sorun yok cunku bu sana iyiyi ogretecek , hayatinin sonuna kadar kendine sahipsin kendini affetmelisin kendine kusmemelisin , sen teksin ve ozelsin hata yapman seni kotu yapmiyor kusurlarimiz bizi kusursuz kilan seylerdir
4.Saglikli yasam tarzini benimse : Gunluk hayatinda ufak degisiklikler yap kendini sev meditasyon yap , yuruyuse cik , eger elinden geliyorsa tek basina disari cikip hava al , kendin hakkinda dusun pozitif kalmaya calis kitap oku , film izle , dans et kisacasi sana yararli gelen aktiviteleri yap boylece bikmis hayat moodundan cikip iyileseceksin ek olarak gunluk hayatinizda daha fazla su icmek hem stresi azaltacak hemde sagliginiz icin iyi olacaktir
5.Kendinle ilgilen : kendini bakima layik gormelisin evet ilk adim oldugun bedeni ve yuzu kabul etmektir kendini oldugun gibi kabul et ve sev , daha sonra kendinde ufak degisiklikler yap yuzunu daha sık yika , bakim maskesi kullan , gunluk olarak gunes kremi sur kendini sevdigini kendine hissettir , kendine soyle kendimi seviyorum ve bu yuzden kendimle ilgilenecegim
6. ruhsal bakim ( mental saglik): Tramvalar , psikolojik rahatsizliklar bunlar kisi icin cok yorucu seyler eger boyle bir rahatsizliga sahip oldugunu dusunuyorsan bunu guvendigin birine anlat ve psikolojik destek almaya basla ailene anlatamayacagini dusunuyor olabilirsin o zaman youtube gibi platformlardaki psikologlarin videolarini izle kendini kendin iyilestirmeye calis bir arkadasina duygularini anlat icini dokmek insani farkinda olmadan rahatlatir eger icini dokecek birisi yoksa kagida yaz bir oyuncaga anlat ama duygularini paylas yoksa o duygularin altinda ezilen sen olursun odanizda yanlizsiniz ve konusucak kimseniz yokmu tanriyla konusun , evrenle konusun inanciniz neyse onunla ilgili dusunup kendinizi rahatlatabilirsiniz ( lutfen psikolojik bir rahatsizliginiz oldugunu dusunuyorsaniz bunu aileniz ile paylasin ve profosyonel bir destek alin!)
7 Toxic iliskilerden uzak dur : Kendimizi yalniz hissettigimiz icin bazen bosluga dusup arkadas arama yoluna girebiliyoruz , zehirli sana zarar veren seni inciten insanlardan olabildigince uzak dur cunku bu sana da zarar verir , eger karsidaki kisiyi iyilestirmek iyi hissetmesini saglamak istiyorsan o zaman once iyi sen iyi hissetmelisin seni kotuye surukleyen biri ile olmamalisin seni sevmeyen birinin pesinden kosup aglamamalisin eski iliskini unutamiyorsun ama biliyorsun o kisi sana cok zarar verdi kendine bunu yapma ve hayatina seni gercekten sevebilecek insanlari al
8. Bilgi arastir / kendini gelistir : Kitap okumak ile baslayabilirsin , daha once hic kitap okumadiysan ve sevmedigini dusunuyorsan kendine uygun bir kitap arayabilirsin ,merakli oldugun konular hakkinda arastirma yapabilir kendini gelistirebilirsin , dinledigin sarkilari kendi diline cevirerek yeni diller ogrenebilirsin , hosuna giden konular hakkinda belgesel izleyebilirsin kendini gelistirmek tamamen senin elinde sadece cabala
9 Kendine saygi duy : seni haketmeyen birisi ile birlikte olma , sana kotu davranan birisi ile arkadaslik kurma , kendinin degerli oldugunu ve cok daha iyilerine layik oldugunu bil standartlarini yukselt iste o zaman gercekten istedigin gibi seyleri hayatina cekeceksin ne kadar degerli oldugunu bil , senden bir tane var ve baska olmayacak kendinin en iyi versiyonu olmalisin
10 Ne dediginin farkinda ol : bu en onemlisi kendin hakkinda kotu seyler soylememelsin sen boyle dogdun ve kendini boyle kabul edeceksin kendini degistirmek istiyorsan cirkin oldugunu soylemek yerine guzel oldugunu soylemelisin bir seyi kafanin icinde surekli soylersen o sey gercek olur !! baska ihtimal yok kesinlikle gercek olur kelimelerini buna gore sec bugun cok guzel gorundugunu soylersen cok guzel gorunursun bu bu kadar basit
Bu blog thewizardliz adli youtube kullanicisinin be better or stay bitter adli videosundan yola cikilarak hazirlanmistir araya kendi yorumlarimi da ekledim umarim begenmissinizdir 💋!!
-Kendini sev , cunku yoksa baskasi sevemez
- Kendini sev , cunku sen sadece kendine aitsin
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
29 notes · View notes
besincikitap · 1 year
Text
1 Yıl 12 Kitap ( Mayıs, Haziran, Temmuz, Ağustos, Eylül, Ekim )
Mayıs 2022
Kendine İhanet.
Bu kitap özgürleşmenin kitabı sevgili dostlar. Okuyun ve özgürleşin.
Arno Gruen sevgiye kalbimizi nasıl kapattığımızı bunun sonucunda neler olduğunu ve sevgiyle yeniden nasıl buluşacağımızın yollarını anlatıyor.
Tumblr media
Haziran 2022
Posta Kutusundaki Mızıka
Şartlanmış, öğrenilmiş yaşamlarımız hep aynı şekilde düşünmeye ve duyumsamaya neden oluyor.
Hep aynı hatalar ve aynı sonuçlar aynı hevesler ve aynı korkular. Oysa yaşadığımız hayat ve zihnimiz bir nehir.
Nasıl şekillendiğimizi anlamak ise kaosa tahammülü ve kabulü gerektirir. Belki buna şükretmeyi.
Posta Kutusundaki Mızıka ışığı ile pek çok noktaya değiniyor. Bize kendi müziğini anlatıyor ve cesaret veriyor.
Özgün üslubu ve şiirsel anlatımıyla Ali Ural bize bu nehri anlatıyor.
Ali Ural hem yazıyor hem yazar yetiştiriyor. Pek çok ödüllü yazar yetiştirdi. Ayrıca edebiyat dünyasının farklı alanlarında çalışan pek çok isme ilham veriyor ve çalışmalarının kaynağını oluşturuyor.
Bu davate katılın.
Bu eseri kısa zamanda okumanızı temenni ederiz.
Tumblr media
Temmuz 2022
Uygarlaşan İştah.
Son yıllarda küresel çapta, iklim krizi çevre felaketleri gıda güvenliği sorunuyla ilgili pek çok şey duyuyor ve okuyoruz.
Anlaşılan denge kimi zaman insan için çalışırken kimi zaman doğa için çalışıyor. 
Uygarlaşan İştah, işte tamda buna değiniyor.
Kibrimizle doğaya kafa tuttuğumuzda trajedilerle nasıl dengeye geldiğimizi, durumun ne zaman aleyhimize ve ne zaman lehimize çalıştığını, ekmek yemeği bilmeyenlerden iklim krizi ile nasıl başa çıkacaklarını bilmeyenlere kadar iştahın ve yiyeceğin serüvenini anlatıyor.
Son dönemde çokça duyduğunuz İklim, besin, gıda, güvenlik, tedarik ilişkileri gibi sorulara arkeolojik ve bilimsel veriler ışığında yanıt veriyor.
Ayrıca kitabın belgesel yapımcılarının da  iştahını kabartacak türden olduğunu söylemeden geçmeyelim.
Tumblr media
Ağustos 2022
Bağlanma Kuramı ile Allah Tasavvuru - Akif Hayta
Son dönemde sıkça duyduğumuz bir kaç kavram var. Bağlanma, nesne ilişkileri, güvenli ve güvensiz bağlanma vb.
Bağlanma Kuramı çerçevesinde İslam teolojisinin Allah/Tanrı tasavvuru ve bağlanma stillerini konu alan tez kitabıdır.
Kısmen Hristiyan teoloji ile karşılaştırmalı olarak ele alınan çalışmada
Şu sorulara yanıt bulabilirsiniz.
-Allah'a güvenli bağlanma/uyum/temas/ilişki oluşturabiliyor muyuz?
-İslam teolojisi sağlıklı bağlanmayı nasıl sağlıyor?
-Sağlıklı bağlanmak ne demek?
-Anneye bağlanma stilimiz mi Allah'a/Tanrı'ya bağlanma stilimizi ve Allah/Tanrı imgemizi belirliyor?
-Hristiyanlıkta bağlanma ve Tanrı imgesi anne üzerinden mi baba üzerinden mi şekilleniyor?
-Hristiyan ve Müslüman anne babalık tutumları bunu nasıl şekillendiriyor?
-Toplumumuzda sağlıklı bir ailede ve ortamda gelişim sağlayamayan kişiler yine de Allah/Tanrı kavramını nasıl oluyor da dengeli bir çerçeveye oturtabiliyor?
-İlk bağlanma nesnemizden sonra oluşan Tanrı/Allah tasavvurumuz yaşam olayları ile baş etmekte (ciddi hastalıklar, kayıp, yas, üzüntü, deprem, boşanma, ölüm, çaresizlik gibi) bize nasıl yardımcı oluyor?
Ve konu ile ilgili öneriler içermektedir.
Bu nadide eser hem alanın uzmanlarına hem de tüm okuyuculara sesleniyor. 
Faydalanmanızı temenni ederiz.
Tumblr media
Eylül 2022
Bu ay Beşinci Kitab'ın konuğu dünyaca ünlü mentör Dr. John Demartini.
"Değerler Prensibi" Demartini'in benzersiz motodunu içeriyor. Bu metot tamamen Dr. John Demartini'ye ait ve alandaki pek çok uzmana büyük destek sağlıyor.
Davranış bilimleri alanında artık onarımın her daim mümkün olduğunu biliyoruz.
Beynimiz her dönem ve her yaş için yeniden yapılanmayı mümkün kılıyor. (Nöroplastisite)
-Değerlerimiz (önceliklerimiz) değişir mi yoksa sabit midir?
-Değer tam olarak ne demek?
-Kendi değerlerimi ve önceliklerimi başkalarının değer ve öncelikleriden nasıl ayırabilirim?
-Yoğun sevgi ve üzüntü durumlarında bozulan, içsel biyolojik ruhsal ve davranışsal özdenetim yapılanmasını, değerlerimi düzenleyerek yeniden yapılandırmak mümkün mü?
-Katı sosyal kurallar içerisinde değerler prensibi nasıl işler. Ve "Demartini Metodu" bunu yeniden nasıl yapılandırıyor?
-Arzularımı önceliklendirip gerçekten hedeflerime ulaşmak mümkün mü?
Demartini'in eşsiz metodu sayesinde yukarıdaki sorulara yanıt bulabilirsiniz. Alanın uzmanlarına ve herkesin anlayacağı şekilde tüm okuyuculara sesleniyor.
Tumblr media
Ekim 2022
Ekim ayının kitabı "İmtihan Psikolojisi"
İmtihan psikolojisi din psikolojisi alanında yazılmış bir tez kitabı.Tez; down sendromlu çocuğu olan ailelere, dini inançlarının durumla başa çıkmak ve durumu anlamlandırmak için nasıl yardımcı olduğunu konu alıyor.
Kimi aileler bunu imtihan olarak görürken kimi aileler bir şükür vesilesi olarak görüyor.
Down sendromlu bir çocuğa sahip olmanın fiziki ve maddi zorluklarının yanında, her daim bir dikkat ve özen içinde olmanın manevi dünyalarına nasıl yansıdığını okuyoruz.
Her şeyin emanet olduğu.Niyetlerimiz ve hareketlerimiz üzerinde nasıl özenli ve dikkatli olmamız gerektiği. Her şeyden sorumlu olduğumuz konusunda bizlere rehberlik eden dini inançlarımız üzerinde hepimize derinlemesine düşünme fırsatı veriyor.
Doç.Dr. Behlül Tokur, alanın uzmanlarına ve genel okuyucuya sesleniyor.
Tumblr media
.
0 notes
mistikyol · 4 years
Photo
Tumblr media
Evde zaman geçirdiğimiz bu günlerde ruhsal gelişimimize katkıda bulunan filmler ve belgeseller izlemek çok iyi fikir... #mistikyol RUHSAL GELİŞİM İÇİN FİLMLER: 1- What Dreams May Come- Aşkın Gücü 2- Nosso Lar- Bizim Evimiz 3- Conversations With God- Tanrıyla Sohbet 4- Truman Show 5- Groundhog Day- Bugün Aslında Dündü 6- Waking Life- Hayata Uyanmak 7- Life Is Beautiful- Hayat Güzeldir 8- Green Mile- Yeşil Yol 9- Butterfly Effect- Kelebek Etkisi 10- The Fountain- Kaynak
RUHSAL GELİŞİM İÇİN BELGESELLER: 1- The Secret- Sır 2- What The Bleep Do We Know- Ne Biliyoruz Ki 3- Inner Worlds- Outer Worlds- İçimizdeki Dünyalar- Dışımızdaki Dünyalar 4- Kymatica 5- The Reality of Me 6- Home- Evimiz 7- The Power of the Heart- Kalbin Gücü 8- Zeitgeist 9- Zeitgeist: Addendum
13 notes · View notes
yurekbali · 3 years
Text
Tumblr media
Türküleri yakamazsınız, turnalar sizi çarpar. 2 Temmuz 1993 günü Sivas şehrimizde 33 yazar, şair ve aydınımızın gericiler, yobazlar tarafından yakılarak katledilmesi çağlar geçse unutulmayacaktır ve asla da bu insanlık dışı vahşet unutturulamayacaktır. Bu dünya acısı katliam için nice sanatçılarımız, şiirlerle, şarkı ve türkülerle anmışlar, ağıtlar yakılmış, romanlar yazılmış, ayrıca Genco Erkal’ın Sivas ‘93 adlı belgesel oyunu sahnelenmiş ve oyunun müziklerini Fazıl Say bestelemiştir. Bu arada Ulaş Bahadır’ın yazıp ve yönettiği Madımak: Carina’nın Günlüğü Sivas 93 adlı sinema filmini de saymalıyım. Ne yazık ki, o günden beri hepimizin canı acıyor, canı yanıyor, canı ağlıyor ama bir tek insan postuna bürünmüş, insan maskesi takmış mahlûkatlar hariç! O suratından salyalar akan, “vurun kahpeye” filminden çıkmış, irin yüzlü, çirkin yüzlü, dünyada haybeye yer kaplayan mahlûkatları Allah nasıl cezalandıracak bilemiyorum ama bu dünyada yok öyle bir şey! Türküleri yakamazsınız, semah sizi çarpar. Orada aşk, gönül, muhabbet vardı. O günü asla unutmamız mümkün değil. Bu yazımı yazarken bile tüylerim diken diken oluyor, insanlığımdan, insanlıktan feci hâlde utanıyorum. Bunları yapan kâbus yüzlü mahlûkatları o gün ve bugün değil, her zaman lanetleyeceğimi biliniz. O manyak, hasta, budala ve tedavisi pek mümkün olmayan karanlık zihniyet hâlâ aramızda dolaşmakta, çağdaş olana, Cumhuriyet’e, Atatürk ilke ve devrimlerine, insanlığa olan düşmanlığını sürdürmekte, neredeyse her gün kötülük ve karanlık için iş başı yapmaktadır. Canım dostum Aziz Uzun’un pek sevdiğim bir cümlesi vardır, hemen paylaşmalıyım: “Bütün bu kâinat, Allah’ın çeyiz sandığıdır.” Bu derin cümlenin içinde insan yavrusu elbette vardır ama canlı olmayan bu zombi kılıklı mahlûkatlar insana, ağaca, hayvanlara, çocuklara kısacası doğaya düşmandırlar. Şu an yazımı yazarken sevdiğim insanım, Atatürk âşığı gerçek bir ‘dindar’, zarif ve beyefendi bir insanımızı kaybetmişiz, Yaşar Nuri Öztürk’ü. Mekânı cennet olsun. Üzgünüm çok ve giderek azalıyoruz, farkında mısınız? Cehalet kadar korkunç bir şey yoktur, cehaletin işgali altında yaşıyoruz ve cehalet büyük bir terör örgütüdür. Korkarım cehaletten ve cahil insanların cehaletiyle övünmelerinden sakınır ve uzak dururum. Hakikat denilen kâinatın ruhunu incitirseniz doğanın dengesi yerinden oynar ve elinde tespih sallayarak yolda yürüyen, aklını örten, özgürlüğü değil; biat etmeyi işaret eden, sizin yerinize başkalarının karar verdiği, tek tip bir anlayışın ve despotizmin egemen olduğu bir fabrikasyon tipi çıkar. Yani kendisine ait olmayan, kendisi olamamış, baskı altına alınmışlıktan âdeta ‘huzur’ duyabilen bir cehalet dağı oluşur. O cehalet dağından insanlık bahçesi çıkmıyor. İnsan kardeşini yakar mı hiç, yakamazsınız, ağaçlar sizi çarpar! Söz gelimi bir zeytin ağacı çiçek açtığı zaman aradan tam 9 ay 10 gün geçiyor, bunu biliyor muydunuz? Bu bağlamda annelere, kadınlara kıymayınız maço suratlı, badem bıyıklı, düğünlerde havaya mı nereye ateş açtığını bilmeyen katil suratlı kötülük arsızları. Yeter artık! Nice güya ‘okumuş’ profesör “namaz kılmayan hayvandır” dediği ülkemizde, gerçekleri anlatmaya çalışan gazeteciler, yazarlar ve aydınlarımız içeride, ama unutmayınız tarihin diyalektiğinin tekeri hiç kırılmadı, geriye doğru değil, ileriye doğru bir nehir, ırmak gibi akar. Siz ey yakıcılar nasıl uyuyorsunuz yataklarınızda, rüyalarınız yanıyor mu? Ülkemizin ruhsal, dinamik yapılarını zedelemek isteyenleri, ‘özel hayatımıza müdahale edilmesin’ diyen Gezi Parkı’ndaki o güzelim gençlere ‘çapulcu’ denildiğini nasıl unuturum. Acımasızca nasıl gençlerimizin üzerine biber gazı sıkıldığını da unutmadım, unutmadık. Şu polis kardeşlerimize soruyorum ve böyle bir film bile yapılabilir, yahu üzerine biber gazı sıktığın evlat senin oğlun bile olabilir. Madımak Katliamı insanlık tanımayan bir zorbalıktır. Katilleri nerede? Ve toplumunu kucaklayacakken, halkına sarılacakken ısrarla yine adamın biri konuşuyor: Adam ülkesine uzlaştırıcı, barışçı ve kardeşlik duygusuyla gelmiyor. Bu karanlık zihniyetin derdi cahil insanlar yetiştirmektir, o yüzden sürekli ‘üç çocuk yapın’ der ama ‘üç çocuk eğitin’ demez. Bayağılaştırılmış kültür ve magazin düzeyinde toplumun, halkının cahil kalmasını ister. Neden mi? Bu zihniyet canavar bir kötülüğün ta kendisidir. Onlar velileri, sufileri, ilim, irfan, ihsan sahibini bilmezler. Giderek kafa kesici bir yönelişe doğru koşarlar. Okumazlar, erdem, fazilet, maneviyat nedir sorun bilmezler, anlamazlar ve insanlık fırtınası onlara dirhem uğramamıştır. Ve inanın cehaletinden ‘memnun’ halkın güce tapmak, güce tapınmaktan başka bir derdi yoktur. Zalimliğin, salaklığın, kafayı yemişliğin ameliyatla düzeltilememesi acıdır. Dünya ne yazık ki kaos çağına girdi. Dünyanın kendisi toplama kampına mı dönüştü bilemiyorum ama Sivas, Madımak ruhumu delik deşik eden bir vahşet bombasıdır, tıpkı Hiroşima’ya ve Nagazaki’nin üzerine bırakılan bomba gibi. Sözü uzun tutmak istersem kaç cilt dolusu kitap yazasım var. Hakikati, insanlığı, merhameti, sanatı ve türküleri öldürmek ve yakmak isteyenler, bunu hiç utanmadan yapanlar her gece rüyalarında kaç kere ölüyorlardır bilemem? Gezi aynı zamanda özeleştiri yapmayan iktidara ve provokatörlere karşı enfes bir duruştu. Şiddet, zalimlik ve kısacası faşizm her zaman, karşısında demokrasinin, cumhuriyetin o insanlık tokadını yemiştir. İçkiden nefret edip ama kibir sarhoşluğu içinde uygarlığı tersine çevirmek isteyen nice yobazlar yok olup istedikleri karanlığa gömülüp gitmişlerdir. Aziz Nesin’in 1993 yılında söylediği o önemli sözü hatırlayın lütfen. “Özgürlüğün en büyük düşmanı hâlinden memnun kölelerdir” sözü kulağımıza küpe olsun. Gül yazısı bu ama kül kardeşlerim için yazıldı. Ne demişti şair: “Temmuz yandı, şiir yandı, dil yandı. Mektup yanar, zarf yanar, pul yanar bundan. Annem gibi kızıl gül yanar bundan.” İnsanın aklını, barışı, kardeşliği yakamazsınız, tarihin diyalektiği çarpar! - Engin Turgut, Semah - Görsel Manipülasyon: İstasyon Dergisi (Temmuz, 2021, Sayı: 10)
25 notes · View notes
denizkabuguincisi · 2 years
Text
Gecikmiş bi toparlanma yazısıdır bu. 2021 kitap, dizi, film açısından ölgün bir vaziyette geçti benim için. Pandeminin getirdiği odak problemlerinden kaynaklandığını düşünüyorum. Yılın ikinci yarısında küçük bir göçebelik ve internet kıtlığı ve de ruhsal boğuşmalar yaşayınca bu tarz keyiflerden uzak kaldım. Gereksiz bi derdimi anlatma ihtiyacı hissediyorum bu konuda. Bu sene zamanı biraz daha dondurmayı, yavaş yaşayabilmeyi, nefes alacağım alanları uyuşarak değil de kitapla, filmle geçirmek istiyorum. Çünkiii “okuduklarımız, izlediklerimiz, dinlediklerimiz zihnimizin diyetidir.”
İki tane filmle kısaca açıyorum bu yılı. Birincisi geçtiğimiz aylarda izlediğim(iz) bir belgesel: Merhaba Canım.
Tumblr media
Merhaba Canım, şiirini duyduğum, kitabını elime aldığım anların zamanını fotoğraf kareleri şeklinde hatırladığım bir şair hakkında olunca Mubi’ye geldiği zamandan beri izlemek istediğim bir belgeseldi. Arkadaş Zekai Özger’in hayatını arkadaşları, ablası ve de dizeleriyle bir araya getiriyor Ulaş Tosun. Şairin hayatındaki ilişkileri, toplumda edindiği yeri, kimliğini, ölümünü, aykırılıklarını izliyorsunuz 58 dakika boyunca. Genç yaşta ölümünün Türkiye tarihindeki yerine de değinildiğini hatırlıyorum. Ülkenin karışık, kızgın dönemlerinde yaşamış kırılgan bir şair… Belgesel olarak çok başarılı bulmadım aslında. Şiirleri, yaşam öyküsü belgesel olmadan bile etkileyiciyken başarılı bir akış oluşturulamamıştı bana göre. Ya da ben kendimi vererek izleyemedim. İzleyici olarak belgeselden beklentiler de bu noktada devreye giriyor olabilir. Bir hikayenin içine alsın ve izleyici olarak takip edelim istiyorum ben belgeselleri. Merhaba Canım, benim için bu noktada eksiklikler taşıyordu. 25 senelik dünya yaşantısını, yaşını almış arkadaşlarından dinlemenin burukluğunu “şairin” geride bıraktığı dizeler tamamlanıyor:
güzelleşip bir sevginin göğsüne yatmak biraz biraz yorgun biraz korkak bir insan sevmek biraz
2022’ye güzel başlayalım, gülerek başlayalım diyerekten izleyeceğim ilk şeyin Cem Yılmaz’ın stand-up gösterisi olmasını istemiştim. Evet en son çıkan. Evet cmylmz diamond elite platinum plus.
Tumblr media
Bir belki de iki kuşağın mizah, komedi kültürüne büyük katkısı var Cem Yılmaz’ın. Gündelik hayatta kullandığımız replikler, tespitler Cem Yılmaz’ın gösterilerinden, filmlerinden çıkma. Dilimize yerleşiyor çünkü karşılaştığımız şeyler, gülebilmemiz için anlatıma aktarılabilmiş şeyler-di. İzlediğimiz gösterinin sonunda düşündüğüm ilk şey daha önceki standup’larında karnıma ağrılar girerek gülebiliyordum. Bu sefer birkaç yerde kıkırdayıp anlamaya çalışmakla geçti tüm izlence.
Cem Yılmaz son zamanlarda gülmekten ziyade kendini anlatma ihtiyacı duyuyor gibi. Düzene, insanların çürümüşlüğüne, sonradan görmenin kanıksanmasına, kıymetli olan üretilerin karşılığını alamamasına aşırı tepkili ve “böyle bir şey nasıl olabilir ya” şeklinde seyircilerle dertleşiyor. Ya gerçekten gülmeyi unuttuk, ülkedeki mizah gittikçe kara bir hale geliyor ya da Cem Yılmaz izleyici kitlesindeki beklentinin değişmesini istiyor. Değişimler elbet olur, olmalı ama tadı tuzu eksik şekilde karşımıza çıkıyor. “A” dense hayır ona “B” demelisin gibi herkesin her şeye ve alanı olmadan laf atmasından bunalmış ve çekinmiş bir Cem Yılmaz izledik bence. Yeni dizisi ve filmi için beklentilerimi tamamen azalttım. Ve Ata Demirer bi Ege filmi daha yapsa gülerek izleriz sanki.
5 notes · View notes
menittebeazzikra · 4 years
Note
Abi kendimi bir türlü intihar düşüncesinden vazgeçiremiyorum.Tek başıma banyoya girmeye korkuyorum.Anneme yardım ederken ya da yemek yaparken elime bıçak aldığım zaman hayır kendine zarar vermeyeceksin diye kalbime ve aklıma mukayyet olmaya çalışıyorum.Her şeyin farkındayım.İmtihan ağırsa lutfü da çok olur ama ailemin davranışları bu düşüncemi tetikliyor.Ramazanı şerifin geldiğini bile anlayamamıştım. Elhamdülillah Ramazanı şerif geldi de nefsim düşünmeye utanıyor en azından.Lütfen bana dua edin
Güzel kardeşim ne demek kendimi bir türlü alamıyorum olur mu öyle şey. Alacaksın, almalısın güzel kardeşim. Birkaç senedir çektiğin acı ve sıkıntıyı sonsuza dek yaşamak istemiyorsan kendini bu düşünceden kurtaracaksın güzel kardeşim. Allah yasak etmiş intiharı ve edene ebedi azab olarak geçiyor lütfen.. O'nun verdigi cana sen nasıl kastedebilirsin güzel kardeşim. Daha elimizin bir ateşte hafifce yanmasına dayanamıyorken, dişimiz bir gün ağrısa ağrısından duramıyorken ebedi azaba nasıl dayanırız çıkar aklından şu düşünceleri. Ne olcak intihar ettiğinde ailenden intikam mı almış olacaksın evlatlarına kötü davranıp kıymetini bilmedikleri için? Yoksa bunca acıya son mu vermiş olacaksın? HAYIR.. Sen sadece kendine zarar vermiş olacaksın başka hiçbir şey degil. İçinde bulunduğun ruhsal çöküntü olsun vereyim gideyim diyor ama öyle değil kardeşim. Şeytan seni tetikliyor senin kötü düşüncelerini destekliyor hatta kendisi üfürüyor. Sakın aldanma. Nefiste üzgün ve birşekilde birşeyler yapmak için debeleniyor bas üstüne.! Dinleme. Kalk güzelce abdestini al ikindi namazını kıl güzelce bir giyin evin içinde kendine bi çeki düzen ver. Aç bir sayfada olsa Kuran oku. Okumayı bilmiyorsan otur al eline bir tesbih "estağfirullah, estağfirullah, estağfirullah..." çek güzel kardeşim.. biliyorsan bir İnşirah Suresi oku. Bir İhlas oku. Nedir yani intihar edince ne olacak.... bırak bu düşünceyi yahu şeytan sürekli tetikliyor seni görmüyor musun... ordan bi gedik bulmuş habire eşeliyor orayı... intihar et intihar et bunlar üzülsün sen de kurtul onlarda yap hadi .. diye... bu kansız şeytanı mı dinleyeceksin yoksa Âllahu Teâla Hazretleri 'nin güzelim Peygamberi Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem Efendimizi mi..... engel olacaksın o düşüncelerine açıp bi iki sayfa kitap oku ilmihale başla otur bir tarihi belgesel izle sohbet dinle yap bir güzel iş sana faydası olsun... kurup durma oturduğun yerde...... insanların yanında bombalar patlıyorda oturmuş eline almış bir kaşık kendi küçücük kardeşine yemek yedirmeye çalışıyor... afrika'da insanlar o kadar fakir ki hafız olacak talebeler tahtadan levhalara yazıp ezberliyorlar Kur'an ayetlerini... biz napıyoruz ? Ben napıyorum de aynaya... Rabbül Âlemin en güzel surette yaratmışken seni bu düşünceler de neyin nesi güzel kardeşim... bi tefekkür et bakalım ben napıyorum neler düşünüyorum diye ve sakın etme böyle şeyler düşünme tamam mı. Bir sorun olduğunda da gelip yazabilirsin ayrıca. Ayrıca blog içi aramada intihar yazarsan evvelce hadisi şerifleri de paylaşmıştık yazılara ulaşabilirsin yine ayrıca çok ayrıca dedim biliyorum:) aşağıya paylaşacağım sohbetleri izleyeceksin kaçarı yok. Öyle yazıp dua isteyip gitmesi değil.. paylaşıyorum..🌹
1. Sohbet
2. Sohbet
3. Sohbet
Her gün en az 1 kere de bu videoyu dinlemeni tavsiye ediyorum kardeşim
Sadatı Kirâmın duası olsun inşaÂllah. Acizâne bizde dua ederiz. Bu güzelim ayın hayırlar bereketler güzellikler getirmesini niyaz ederim. Hayırla kal inşaÂllah :)⚘
9 notes · View notes
yantekerlek · 5 years
Note
Merhaba Yante 🌸 insana kendini değersizmiş gibi hissettiren ne sence? Kendimi herkesin her zaman önünden geçtiği fakat kimsenin farkedemediği bir 'şey' gibi hissediyorum.
Merhaba Anonim 🌸 buna genel-geçer cevaplar verilebilir. ama kişi bazlı düşünmemiz daha faydalı sonuçlara vardırır. o yüzden kendinize sormanız gerekiyor.
"insanı değerli kılan, insan yapan şeyler neler?"
insan bu soruya verdiği cevap içeriğinin kendisinde olmadığını düşündüğü için kendisini değersiz hissedebilir.
diyelim ben bir kişiyi değerli yapan şeyin dış güzellik olduğunu düşünüyorum. hem kendime hem başkasına verdiğim değer buna göre şekillenir. kendimi güzel bulmuyorsam değerli değilimdir. değerli değilsem değerli hissedemem. ya da muhatap olduğum insanları içimden dış görünüş açısından eleştirip duruyorumdur. sempati duyduğum, yakın olmaya çalıştığım, yakın hissettiğim tipler dış görünüşe önem veren, afet-i devran olmasalar bile dış görünüşünü parlatmaya çalışan buna zaman ayıran insanlar olur. bir belgesel kanalı değil de bir makyaj kanalı değerli olur benim için youtubeta. gerçi hem makyaj videoları hem belgesel izleyen insanları görmezden gelmiş oldum. ama zaten genellemiyorum. örnekle basitçe anlatmaya çalışıyorum. yani genelliyorsun saçma bence diye düşünebilirsiniz. normaldir.
ya da işte sosyal medya üzerinden gidelim. birilerine takipçi ve beğeni sayısı odaklı değer veren bir insanım diyelim. değeri buna göre veriyorum diyelim. hem kendime hem diğer kullanıcılara. değer ölçütüm buysa layk gelmedikçe kendimi değersiz hissederim, moralim bozulur. ya da işte layk almamış bir hesabı değerli bulmam, takip etmem.
marka üzerinden gidelim. kıyafet, araba üzerindeki logolara ve bu logoları üzerinde taşıyan insanlara değer veriyorum diyelim. bu logolar benek benek üzerimde olmayınca değersiz hissederim. logoların üzerinde olmadığı insanı da pek değerli bulmam. bunu fark etmem biri sorsa insanlara ekonomik durumlarına göre mi muamele edersin dese. yooo asla derim ama sinsi sinsi edimlerimde ortaya çıkar bu zihniyetim.
bilgi/malumat üzerinden gidelim. mesela bilgiye değer veriyorumdur. her konuda biraz bilgimin olmasını her konuda konuşabilmeyi değerli buluyorumdur. kültür ve sanat benim için çok önemlidir. şiir, kitap falan filan. bunlara değer veriyorumdur. bunlarla donanmadıysam kendimi değersiz hissetmeye başlarım. aynı şekilde başkasına da bunlar üzerinden değer biçiyorsam bunlarla donanmamış biri de bana basit, sıradan, gereksiz bir "şey" gibi gelir.
değer konusunda kendimizi bir ölçüp tartmamız gerekiyor. değer verdiğimiz şeyler neler? neler olmalı? bence neler olmalı kısmı çok çok önemli. değer verdiğimiz şeyleri saptadıktan sonra tertemiz bir elemeye gitmemiz müslümanca yani insanca değerlere yönelmemiz lazım. bizim en hayırlımız kim? Peygamber Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem bu konuda neler buyurmuş? zihni ayetlerle örülmüş yaşayışı Kuran olan peygamberimizin hadis-i şerifleri bu açıdan çok besleyici. çünkü insan yaşayışının derinliklerine ruhsal hallerine toplumsal hallerine derinlemesine bakıyor ve olması gerekeni net bir şekilde vurguluyor. ayetlerle birlikte hadislerden de beslenmemiz lazım o yüzden.
değerlerimizi belirledikten sonra bu değerlere önem vermeyenlerin bize değer vermeyebilecekleri, çabucak sıkılacakları, görmezden gelebilecekleri, belki de dışlayacakları gibi ihtimalleri de aklımızda tutmamız gerekiyor. değerimizi kulların belirlemesine, kulların verdiği değerle değerli hissetme huyumuzu biraz hafifletmemiz gerekiyor. elbette kimse kimseye değer vermesin, sevgi sözcüklerine ne gerek var, bunlar boşşş şeyler, önemli olan ahiret. uzaklaşın insanlardan kaçın. yav bırak münzevi hayat yaşa. naaaapçan insanları demiyorum. fakat bir ayar çekmemiz gerekiyor. dengeyi sağlamamız gerekiyor. mümkünse bizi değerli kılan instagram fotoğrafımız altındaki seni yerimler, seni ısırırımlar, dişlerimler kalpler, öpücükler olmasın. ne bileyim ya. böyle şeyler işte.
11 notes · View notes
bakmisonline · 5 years
Video
İLGİNÇ GERÇEKLER Moğollar ve Cengiz Han Türk Mü? Tatar Mı? Orta asya - Kırım - Türkiye
Dünya tarihi dendi mi ilk aklınıza gelen Cengiz Han olmalı. Türk tarihi için önemli bir isim aslında. Peki Türk mü? Moğol mu? Tatar mı? Kırım Türklerin mi? Bu belgesel tadında videomuz da Türkiye'den Orta Asya içine Moğollar ı araştırıyoruz. ► ABONE OL.! http://bit.ly/2ReyspU 1162 yılında Onon Nehri kıyısında bir çocuk dünyaya gelmişti. Doğduğunda avucunun içinde kan vardı. Kabilenin şamanı, bunun tanrılar tarafından gönderilen bir işaret olduğunu ve bu işareti, doğan çocuğun ileride çok büyük bir hükümdar olacağı şeklinde yorumlamışlardı. Bütün dünyanın kaderini ve düzenini değiştirecek olan bu çocuk Cengizhan’dan başkası değildi! Doğan bu küçük çocuğun ‘Cengizhan’ olması hiç kolay olmamıştı… O kadar çok kan döktü ki Müslümanlar ve hiristiyanlar deccal olduğuna inandılar. O kadar çok kadınla beraber oldu ki bugün  Her 200 erkekten biri Cengizhan’ın soyundan geldiği düşünülüyor. Geçmişin gizemli dünyasında bugün, Moğolların en büyük kağanı olarak tarih sayfalarında yerini alan Cengizhan’ın Moğol mu yoksa Türk mü tartışmalarıyla ilgili konuyu ele alıyoruz… Moğollar Türk mü? Peki Osmanlı devleti Türk müydü? Osmanlı tarihi nden başlatılan tarihimiz bizlere ezberletilen Osmanlı torunları tanımı ne kadar doğru? Peki ya dünya üzerinde yaşayan her 200 erkekten birinin Cengizhan'ın torunu olduğunu biliyor muydunuz? ilk Türkleri araştırmamız bu videomuz da devam ediyoruz. Cengiz han belgeseli olarak isimlendirdiğim bu video içerisinde ilginç bilgiler ile karşı karşıya kalacak gerçek vatan ımızın sınırlarını sorgulayacaksınız. Osmanlı tarihi ve padişahlar ne kadar Türk? Tamamı Türkçe olan bu belgeselimizi izlerken çok şaşıracak ve ülkemizde ki tarih eğitim ini sorgulayacaksınız. Türk tarihi ve hatta Dünya tarihi göktürkler (göktürk yada köktürk) üzerine kurulmuştur. Kırım tatarları ve kırım türkleri Kubilay han tengri. Kırım nerede? ilber ortaylı ► Bu videolara da bakman gerekiyor! NEDEN Tarihçilerimiz Kripto YAHUDİ Sır Gibi Gizlenen Türk Tarihi : https://youtu.be/5VBHpIUgEmQ AY'IN GİZEMİ Gezegenler Belgeseli (Nasa, Ufo, Uzaylılar): https://youtu.be/0yWAvQuK8h8 Kahin Alois Irlmaier' in 3. Dünya Savaşı Kehaneti : https://youtu.be/g6IWc20ESu0 Yeni akıma inanamayacaksınız!: https://youtu.be/BegLpYYKKoE Zombi Testini geçebilecekmisin?: https://youtu.be/lFfAHBhjVdw Doğaüstü Güç Sahibi Tehlikeli Kitap Necronomicon : https://youtu.be/Kitd4QNuSNw Kıyamet Projesi Svalbard Küresel Tohum Deposu: https://youtu.be/VyxiLBKFGoI Deprem Kahini Frank Hoogerbeets Yine Bildi: https://youtu.be/x3dKr9m80J8 Zombi Rakunlar Şehri İstila Etti: https://youtu.be/oQjSZIeH5m8 UFO larla Yakın Temasa Hazır Olun!: https://youtu.be/MDbFXa9xLzI Dünyayı Onlar Yönetiyor! En Zengin Gizemli Aileler: https://youtu.be/9dkYEZegml8 Beden Dışı Deneyime HAZIRMISIN (Astral Seyahat): https://youtu.be/bHmcDg6XC2M Türkiye'de Meleklerin Yaşadığı Yeraltı Şehri : https://youtu.be/F5iN534gatY Büyük Marmara Depremi için Tarih Verildi 2019: https://youtu.be/n6xdTD9SQmQ 9 ve 19 Sayısı GİZEM SIR MUCİZE : https://youtu.be/kd6ZRfda2ds Hayvanlar Neden DÖNÜYOR? Deccal - Hz Mehdi : https://youtu.be/jPCNt2t0GVk YECÜC ve MECÜC - Kuran ve Kıyamet Alametleri: https://youtu.be/khsEoPfBinE Lucid Dream Bilinçli Rüya Teknikleri: https://youtu.be/_W3APSr7oIg Epifiz Bezi Nasıl Temizlenir Zihin Gözü ilacı 3. Göz : https://youtu.be/rVPqxeWLsZ0 ► ABONE OL.! http://bit.ly/2ReyspU ► Oynatma Listelerimiz; Beğendiğim videolar; http://bit.ly/2Fodqla Kıyamet ve sonrası (Bilim Kurgu); http://bit.ly/2Whqyyv Zombi virüs salgını videoları; http://bit.ly/2Yaw0Vl Son dakika güncel konular; http://bit.ly/2W8igIV Parapsikoloji ve Ruhsal Gelişim Okültizm; http://bit.ly/2WezFQp Büyük İstanbul depremi videoları; http://bit.ly/2ugFQHz Uzaylılar, Ufolar, Reptilian Dünya Dışı Yaşam; http://bit.ly/2U4jacl Kehanet ve Gizemler - Türkiye & Dünya 2019; http://bit.ly/2Wb9LNb Merhaba Youtube Türkiye de yeniyim. Bakmış kanalı hızla gelişmeye, büyümeye devam ediyor. Bur da dev gibi bir aile için  her hafta iki yeni video yüklüyorum. Bakmış videolarında teknoloji ve bilimi kullanarak komplo teorileri, gizli bilgileri, kehanet, gizemli olayları, merak edilen arkeoleji çalışmalarını sizler için araştırıyor ve benzeri bir sürü  video paylaşıyorum. Eğer siz de dünya insanlarından saklanan gizli bilgilere , belgelere ilgi duyuyorsanız , farklı bilgilere meraklıysanız, trend ve popüler haber incelemelerini takip etmek istiyorsanız kanalım ve hazırlamış olduğum videolar tam sizin için demektir. Sizde aileye katılın ne duruyorsunuz abone olun ! ►  http://youtube.com/c/BAKMIŞ ►  instagram.com/bakmisonline/ ►  [email protected] ►  #cengizhan #türktarihi #türk #moğol #tatar ►  Müzikler : "Morgana Rides " Kevin MacLeod (incompetech.com) Licensed under Creative Commons: By Attribution 3.0 License "Crossing the Chasm" Kevin MacLeod (incompetech.com) Licensed under Creative Commons: By Attribution 3.0 License "Burnt Spirit" Kevin MacLeod (incompetech.com) Licensed under Creative Commons: By Attribution 3.0 License bakmış, cengizhan, cengiz han, cengiz han belgeseli, moğol, moğollar, moğollar türk mü, dünya tarihi, türk tarihi, göktürk, göktürkler, osmanlı, tarih konuları, osmanlı devleti, osmanlı torunları, osmanlı tarihi, orta asya, padişahlar, türkiye, belgesel izle, türk, bilgi, ilginç bilgiler, türkçe, tarih, belgesel, kubilay han, eğitim, tarih soruları, vatan, kırım, tatar, kırım tatarları, kırım türkleri, tatar kızı, kırım nerede, ilber ortaylı, turkey, tengri, türkçü, gerçekler, atsız, türk devleti
2 notes · View notes
Text
Şifa
Tumblr media
Her ne kadar kendimi kanser hastası olarak görüp hissetmesem de; böyle de bir gerçek maalesef ki var. Hal böyle olunca insanın ilgi alanı da başka konulara kaymaya başlıyor; örneğin sağlık. Yeni ilgi alanımın ilk ürünü olan Şifa Belgeseli ile karşınızdayım.
Öncelikle dikkatinizi çekmek istediğim konu sebebi bilinemeyen hastalıkların çokluğu. Benim hastalığım gibi, neden olmuş, bilinmiyor. İşte bu noktada işin içine psikoloji giriyor ve sebep bulunuyor stres. Youtube’da izlediğim iki kanser hastası kardeşim var, onlar da çok sağlıklı olmalarına rağmen (sağlıklı beslenme, spor, kötü alışkanlık yok, aile öyküsü yok) birden bire yakalandıkları bu hastalıktan öncesindeki dönemlerinin, onlar için stresli bir dönem olduğunu ifade etmeleriyle bende şimşekler çaktı ve bu belgeseli izlemeye karar verdim. İşte belgesel de sebebi stres olarak tespit etmesinin yanında, tersinin de mümkün olabileceğini bize gösteriyor. Doktorların kesinlikle hiçbir umut vermediği hastaların çok kısa sürelerde, sadece zihinlerinin gücüyle elde ettikleri mucizelere bizleri şahit ediyor. 
İlaç firmasında kanser ilaçları üzerinde çalışan bir organik kimya uzmanının sözleri çok ilginçti mesela. İlaçları test ederken bir gruba gerçek ilaç, bir gruba da ilaç adı altında etkisiz bir madde veriliyormuş. Bu aslında ilaç olmayan ilaçların başarı oranı ile gerçek ilaçların başarı oranı kimi zaman aynı bile olabiliyormuş. Müthiş bir iddia gerçekten, resmen adamlar ilaç içtiklerini sanarak iyileşmişler. İnancın vücudumuzda gerçekleştirdiklerine bakar mısınız? Hastalığımı ilk öğrendiğimde de söylemiştim, ah biraz popo olacak da, kemoterapi falan istemeyip, kendi kendini iyileştirmenin yoluna bakacaksın. 
Başka bir tarafta modern tıbbın temellerinin hali hazırda Newton fiziğine dayandığını, artık oraları çoktan geçtiğimizi kuantum fiziğinde olduğumuzu, bu yüzden de modern tıbbın pek çok konuda aksadığından bahsediliyor. O kadar doğru ki, güya benim kanser olduğumu teşhis edecekler, yaptırdıkları bütün tetkikler kansere sebep olabiliyor (tomografi, PET, röntgen), hadi teşhisi geçtim ilaç diye verdikleri şey kanser yapıyor, yan etkileri say say bitmez, hepsi de sık görülen yan etkiler.
Çok ilginç bir kadın -hoş belgeseldeki herkes ilginç- vardı belgeselde, kadının işi; doktorların bizim yapacağımız bir şey kalmadı, artık yolun sonundayız dediği, ama azimle farklı ve alternatif yöntemler ile hastalıklarını yenen insanları bulup onlarla eni konu sohbet ederek istatistiklerini tutmak. Kadın kendine bunu iş edinmiş, bayılıyorum yabancıların bu farklı işlerine, meraklarına. Bizde yok böyle araştırmacılık, en araştırmacı gazetecilerimiz, akademisyenlerimiz bile tırt, tırışka. İstatistik tutmak yok bizde bir kere, veri okumak, analiz etmek; sıfır, sıfır, sıfır. Neyse, biz kadınımıza geri dönelim. Yaptığı sanıyorum 1.400 görüşmenin sonucu şu: herkesin hastalıklarını yenmede uyguladığı bir şeyler var, hepsini toparladığımızda 75 maddelik bir liste ortaya çıkıyor. Ama bu 75 madde herkeste aynı değil, birinin yaptığını öbürü yapmıyor. Herkesin yaptığı ise 8 şey varmış ve şunlarmış:
Diyetinizi kökten değiştirmek
Sağlığınızı kontrol altına almak
Sezgilerinizi takip etmek
Bitkileri kullanmak
Bastırılmış duyguları serbest bırakmak
Sosyal destekleri kucaklamak
Manevi (ruhsal) yönünüzü derinleştirmek
Yaşamak için güçlü bir nedene sahip olmak
Alın size “kanseri 8 maddede yenin” içeriği :)
Daha fazla uzatmayayım ki bir miktar izleme hevesi kalsın içinizde, merak etmeyin bunlardan başka bir sürü ilginç şey daha bulacaksınız belgeselde. Özellikle nedeni bilinemeyen kronik hastalıkları ve kanseri olanların kesinlikle izlemesi gereken, ufuk açıcı olduğu kadar umut verici de olan bu belgeseli şiddetle öneriyorum. Eğer sağlığınız yerinde ise de buna şükür etmek ve sağlıklı bir hayat sürmeye devam edecek tüyoları yakalamak için izleyebilirsiniz. 
1 note · View note
tuuguide · 5 years
Text
Evvelinden sahne kareleri bloglarda ve sosyal medya sayfalarında görünürdü, listelerde adı geçerdi veya birileri sanki tanrının ışığını görmüş gibi överdi filmi. Yine bir arkadaşımın bahsetmesi üzerine bu kadar yeter diyip açtığım Tree of life, son zamanlarda izlediğim en sıkıcı ve vasat filmdi. Bana birçok yönden bir filmde neler aradığımla ve hangi türden filmleri sevdiğimle ilgili birçok ipucu verdi.
- Hikayenin gerçekliği yansıtmasının tek başına hiçbir kıymeti yok. Gerçeklik hissini duygusal, zihinsel veya ruhsal boyutlarda eğer karşı tarafa taşıyamıyorsa metin etkisiz. 
- Çok yavaş, çok belgesel ve sessiz ve duygusuz filmlerde sağırmışım gibi hissediyorum. Bütün karanlık ve aydınlık yönleriyle akşamları rengarenk parlayan şehir ışıklarının görüntüsü misali filmler beni avlıyor  
- Aile filmlerini, hele ki devamlı çocuk sevgisini gösteren yada çocukları merkeze alsa da ebeveynler tarafından baskılanan çocuk psikolojisini ısrarla devamlı izleten filmler çok akışsız ve duygu yüksüz. 
- Müzikleri olan, içinde ses, gürültü, bağırış olan filmleri tercih ediyorum. Sadece gerilmiş veya kendini güvende hissetmeyen ve başka şeylerin kontrolünde yaşayan varlıkların geri çekilmiş fısıltılarını değil. 
- Erkeğin bütün o bir yere varmayan ama bir şey kanıtlama arzusundaki erkeklik gösterilerinin karakterleri yönettiği ve susturduğu bir film değil, baba-oğul ilişkilerinde oğulun babayı dünyanın kaç kucaktan oluştuğunu hatırlatabildiği filmleri seviyorum. 
hiçbir şeyden etkilenemediğim bu filmde hiçbir şey hissedemedim. Tek anlamlı hissedebildiğim şey, John denen en büyük çocuğun aslında ilkokuldaki manitama aşırı derecede benziyor oluşuydu. Onun düşmüş yüzünü görünce, bana bakarkenki üzüntüsü ve mahcubiyetini hatırladım. Nasıl bu kadar benzeyebilir bilmiyorum ama aşırı aynılar.
1 note · View note
falsantraliblog · 2 years
Photo
Tumblr media
Fal Çeşitleri Hakkında Bilgiler – 4
Fal Çeşitleri Hakkında Bilgiler
Su Falı
En güçlü fal çeşitlerinden biri Su falı olarak bilinir. Epey iyi sonuçlar vermesi ile bilinir. Bundan dolayı da gitgide yaygınlaşmıştır. Öncelikle belli başlı dualar okunması gerekir. Su falı için önemli noktalardan biri de duaların bilinmesidir. İlk olarak duaların okunması su ile daha iyi iletişime geçebilmek içindir. Ardında ise suyun görünümüne önem verilir. Aynı zamanda fal bakılan ortam kesinlikle tamamen aydınlık olmamalıdır. Çünkü loş bir ortamda daha iyi bakılabilir. Ortam özellikle çok sessiz olmalıdır.
Su bir kabın içerisine koyulur ve hazır hale getirilir. Bunun yanında falına bakılacak kişi bazı sorular sormalıdır. Üstelik merak edilen tüm sorular su falı bakılırken sorulabilir. Bununla birlikte su üzerinde görülen motifler, sizin sorularınıza cevap verecektir. Lakin bunu ancak falcı anlayabilir. Herhangi birinin bu şekilleri yorumlaması imkansızdır.
Rumi Tarot
Rumi tarot destesi 78 adet karttan oluşan bir desteye sahiptir. Kartların her biri farklı anlamlar içerir. Tıpkı klasik tarot geleneğine benzeyen bir yapısı vardır. Bununla birlikte kişinin ruhunun derinliklerine ulaşan bir yöne sahiptir. İlk olarak 20 adet kart seçilir. Bununla birlikte fal baktıracak kişi 20’ye kadar bir sayı tutar. Ardından tuttuğu sayı ile denk gelen karta bir soru sorar ve kart yorumlanır. Soru ister genel ister aşk, iş hayatı anlamında sorulabilir. Kısacası akla takılan herhangi bir konu üzerinde soru sorma seçeneğine sahip olursunuz.
Gelgelelim bir diğer bakımda tüm kartlar karıştırılır. Karıştırılan kartlar arasından 5 tanesi seçilir. Bunun yanında ortada yer alan sizi temsil eder. Diğerleri ise iç dünyanızı ve ruhsal güçlerinizi temsil eden kartlardır. Son olarak bilinmeyene ve gizemli taraflara yönelen Rumi tarot pek çok kişi tarafından tercih edilir.
Mum Fal
Genel anlamda aşk hayatı hakkında bilgi veren bir fal türüdür. Çok yaygın bir fal değildir ancak aşk hayatı ile ilgili epey bilgi verir. Aşk hayatı hakkında bilgi verirken üstelik kimle nasıl karşılaşacağınızı da söyler. Fal bakılırken öncelikle bir mum yakılır. Artık fal bakılmak için hazır hale gelir. Lakin yüzeysel yorumlar yoktur. Kesinlikle falcı ateşe iyi bir şekilde odaklanmalıdır.
Yalnız sadece ateşe bakılmaz. Bununla birlikte mumun eriyen kısmı da incelenir. Özellikle iki kişi arasında bulunan ilişki incelenecekse iki adet mum yakılır. Böylelikle mumların birbirlerine doğru yaptığı hareketler izlenir.  Öyleyse bu hareketlere göre de ilişkinizin gidişatı yorumlanacaktır. Mumun hangi yöne doğru eridiği, nerede toplandığı önemlidir. Çünkü bu durum pek çok anlam içerir. Bunun yanında ateşte nasıl hareket ediyorsa ona göre anlamlar çıkarılır.
Laro Tarot
Laro Tarot, Ata Nirun tarafından ortaya çıkarılmıştır. İstatistik uzmanı ve gazeteci olan Ata Nirun, astroloji, mitoloji gibi konularla yakından izlemiştir. Üstelik pek çok belgesele de sahiptir. İnançlar üzerine yaptığı birçok araştırma da bulunur.
Klasik tarot falında olduğu gibi 78 adet kart ile bakılan bir tarot çeşididir. Ancak konu bakımında klasik tarot ile oldukça farklıdır. Laro tarotu anlamlarına bakıldığında pek de kolay olduğu söylenemez. Anlamları açık değildir. Seçilen kartlar yoruma açıktır ve seçen kişinin sorusuna göre yorumlanır. Hatta anlamlar kültürden kültüre bile farklılık gösterebilir. Fakat sezgileri kuvvetli bir falcı en iyi şekilde kartları yorumlayacaktır. Kartları çıkaran Ata Nirun, bu konuda aslında ruhsal detayların ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışmıştır. Başka bir deyişle kartlar bu yüzden yoruma açıktır. Tamamen ruhsal ve bilince dayalı yorumlar yapılır. Üstelik kartların üzerinde Mısır kültürüne ait detaylar yer alır. Bu semboller aracılığı ile seçilen kartlara anlamlar yüklenir. Kişiye özel bakımda kişiye ve sorusuna göre her kartın anlamı farklı noktalara çıkmaktadır.
Melek Fal
Tarihi açıdan bakıldığında çok eski zamanlara dayandığı görülür. Lakin çok az falcı tarafından bilinir. Çünkü oldukça zor bir bakıma sahiptir. Hatta bu konuda uzman bir falcı bulmak epey zor olacaktır. Ancak bakıldığında özellikle geleceğe dair pek çok bilgi verir. Gelecekte başınıza ne geleceğini size söyler. Üstelik nasıl davranmanız gerektiğine dair bilgilerde verir. Fal büyük bir odak gerektirir ve meleklerin gösterdiği yolda ilerlenir. Başka bir deyişle yanınızda bulunan melekler size yol gösterecektir. Kısacası melekler size doğru yolu göstermek için yardım edecektir.
Akla takılan tüm sorulara cevap verir. Hatta kararlarınızın doğruluğunu ve yanlışlığını da söyleyecektir. Pek bilinmeyen bir fal çeşidi olması nedeniyle Melek falı bakan çok nadir kişiler vardır. İşin uzmanı bulmak dışında bakımı da epey zahmetlidir.
0 notes
sondakikabu · 3 years
Text
Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali Sinemaseverlerle Buluşmak İçin Gün Sayıyor
Tumblr media
27-29 Ağustos tarihleri arasında sinemaseverleri Atlas Sineması’nda farklı coğrafyaların dikkat çeken diaspora hikayeleriyle buluşturmaya hazırlanan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, 24 filmlik bir dünya turu sunacak.  Yurtdışı Türkler ve Akraba Topluluklar Başkanlığı (YTB) tarafından Türkiye Radyo Televizyon Kurumu (TRT) kurumsal iş ortaklığında; T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Sinema Genel Müdürlüğü ve Global İletişim Ortağı Anadolu Ajansı destekleri ile; Boğaziçi Kültür Sanat Vakfı organizasyonunda farklı kültürleri, gelenekleri ve görenekleri diaspora toplulukları aracılığıyla bir arada gösterme fırsatı sunacak olan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, kuvvetli bir film seçkisiyle seyircisini buluşturacak. İlk yılında 6 kıtadan toplam 3123 filmin başvuru gerçekleştirdiği ve 24 filmin finalist olmaya hak kazandığı festival, 27-29 Ağustos tarihleri arasında Atlas Sineması’nda gerçekleştirilecek. Diaspora toplumların ortak konularını, hayata tutunma çabalarını, farklı ülkelerde farklı kökenlere mensup diasporaların benzeşen hayatlarını gösterecek festival, özenle belirlenen film seçkisi ve yan etkinlikleriyle sinemaseverlere farklı dünyalarda yolculuğa çıkaracak. Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’nde En İyi Filme 5.000 € Türkçe ve/veya Türkçe lehçelerinde çekilen filmlerin yer aldığı Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’nde ise jüri üyelerinin değerlendireceği filmler arasında Nazim Şerbetov’un Karabağ’da çıkan savaş sırasında hatıralara dalıp uyuyan bir kadının rüyasında gördüklerini anlatan 28, Çağıl Bocut'un modern bir Türk ailesinin,  kızlarına yaz tatilinde arkadaşlık etmesi için Fransa’dan gelecek olan değişim öğrencisiyle karşılaşmalarına odaklanan Brigitte Bardot, Gülden Gevher Özve Olcay Seda Özaltan'ın Müslüman ve Yahudi ailelere mensup olan iki yakın arkadaşın ayrılmadan önce yaptıkları teselli sohbetini işleyen Cennet, Cemalettin Baş'ın Almanya’ya gelin giden Reyhan’ın bir fotoğraf stüdyosunda yaşadığı hayal kırıklığını anlatan Düğün Fotoğrafı, Roman Hodel'in bir futbol maçını yöneten hakemin karşı karşıya kaldığı baskılar sonucundaki reaksiyonunu anlatan ve Venedik Film Festivali’nin de seçkisinde yer alan filmi Hakem, Yasemin Demirci'nin üniversite eğitimini tamamlamak için Londra’ya giden İklim’in yaşadığı yabancılaşma hissini sunan İklim Değişimi, Sami Morhayim'in “bar mitzva” töreni sabahı kendini odasına kilitleyen Susam’ı odadan çıkarmak için çabalayan ailesine odaklanan Susam, Sezer Salihi'nin DokuFest’te de yer alan ve doğum gününü kutlayan Metin’in 25 Temmuz 1963’te Üsküp’ün yüzde seksenini yok eden depremi hatırlamasını anlatan Temmuz, Doğuş Özokutan'ın hasta çocuğunun iyileşmesi için hızlı yoldan para kazanmak isteyen Yusuf’un yaşadıklarını anlatan ve Torino Film Festivali’nde de gösterilmiş filmi Teslimat, Hüseyin Aydın Gürsoy'un eşiyle Fransa’da çalışan Elif’in, oğluna daha iyi bir gelecek sunmak için Türkiye’ye dönüp dönmeme konusunda yaşadığı çatışmaya odaklanan ve daha önce Festival International du Cinéma Méditerranéen de Montpellier’de yarışan filmi Toz Olmak, Emir Külal Haznevi'nin 8 yaşındaki Zehra’nın Almanya’da işçi olarak çalışan dayısının hayatını tesadüfi bir şekilde kurtardığını anlatan Yüksek İrtifa ya da Şeylerin Tuhaflığı ve Hatip Karabudak'ın savaştan kaçarak İstanbul’a gelen 12 yaşındaki Ali Raşid’in var olma mücadelesini işleyen Zamanın Rengiyer alıyor. Bu kategoride ise En İyi Film Ödülü’nü kazanan film 5.000€, TRT Özel Ödülü’nü kazanan film 2.500€ ve En İyi İkinci Film Ödülü’nü kazanan film 1.500€ para ödülünün sahibi olacak.  Seçkin Festivallerden 12 Film Yabancı Dilde Filmler Yarışma Kategorisi’nde Festivalde Türkçe haricindeki bir dilde çekilen diaspora temalı filmlerin yer aldığı Yabancı Dilde Filmler Yarışması Kategorisi’nde jüri üyelerinin değerlendireceği filmler arasında Mahdi Fleifel’in Filistinli gençlerin kamplardaki kötü yaşam koşullarını ortadan kaldırmak amacıyla başvurduğu farklı çözüm yolları ve yaşadıklarına dair sosyolojik bir inceleme sunan 3 Logical Exits, Malaz Usta’nın genç bir adamın İstanbul’daki ilk yılını anlatan ve Boğaziçi Film Festivali’nden ödülle dönen filmi A Year in Exile, Jason Park’ın mobil hediyelik eşya dükkanı sahibi olan ve Chicago şehrinde satış yapan genç bir Koreli Amerikan dolandırıcının hikayesini anlatan ve daha önce Sundance Film Festivali’nde yarışan filmi Bj's Mobile Gift Shop, Sandra Desmazieres'in Vietnam’da büyüyen fakat savaş nedeniyle Kuzey ve Güney’e savrulmak zorunda kalan iki kız kardeşin birbirlerine gönderdikleri mektuplarda yazanları işleyen ve Curtas Vila do Conde Uluslararası Film Festivali’nde de gösterimini gerçekleştirmiş Flowing Home, Morad Mostafa'nın Sudanlı ressam Halima’nın gittiği bir düğünde karşılaştığı gelinle arasında yaşadığı gerilim dolu anlara odaklanan Henet Ward, Viv Li'nin Amsterdam Uluslararası Belgesel Film Festivali’nde de yer almış ve on yıldır yurt dışında olan bir sanat öğrencisinin Pekin'e yaptığı seyahatin hüzünlü ama esprili bir anlatımını yansıtan I Don't Feel At Home Anywhere Anymore, Shahi Derky'nin Helsinki’ye yerleşen bir kadının psikolojik olarak karşı karşıya kaldıklarını anlatan ve Tampere Film Festivali’nde yarışan filmi Leftovers, Maximilian Badier-Rosenthal'ın Clermond-Ferrand Film Festivali programında da kendine yer bulan ve gece banliyödeki evlerine dönen Mourad ve Harrison’ın Vietnam kökenli yaşlı bir adamla karşılaşmasını işleyen Malabar, Denise Fernandes'in vatanından ayrıldıktan 14 yıl sonra vefat eden kardeşini görmek için geri dönmek zorunda kalan Salomé’nin çıktığı ruhsal yolculuğu sunan Nha Mila, Florence Bamba'nın Senegal asıllı genç bir Fransız kızın arkadaşlarıyla yaptığı futbol antrenmanını anlatan Number 10, Rikke Gregersen'in Sundance Film Festivali seçkisinde yer alan ve kalkıştan dakikalar önce bir sorunla karşı karşıya kalan uçakta geçen olayların olduğu Tha Affected ve Natalia Luque'nin New York’ta yaşayan Kolombiyalı  Rocio’nun vefat etmek üzere olan büyükannesine teknolojinin de yardımıyla ettiği vedayı anlatan ve Palm Springs Uluslararası Film Festivali seçkisinde de kendine yer bulmuş The Virgin, The Old Lady, The Journey filmleri yer alıyor. Bu kategoride En İyi Film Ödülü’nü kazanan film 5.000€, Jüri Özel Ödülü’nü kazanan film 2.500€ ve En İyi İkinci Film Ödülü’nü kazanan film 1.500€ para ödülünün sahibi olacak.  En İyi Diaspora Hikayesine Bir Ödül de Seyircilerden Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali’nde yer alan filmler kategori ödüllerinin yanı sıra bir ödül için daha yarışacak. Programda yer alan tüm filmler salondaki gösterimlerin yanı sıra festivalscope.com adresinden de çevrim içi olarak erişime açılacak. Filmleri bu adresten veya salonda takip eden sinemaseverler daha sonrasında festivalin web sitesi diasporafilmfestival.com verdikleri oylarla 500€ değerindeki Seyirci Ödülü’nün sahibini belirleyecekler.  Filmleri Değerlendirecek Jüri Üyeleri Festivalin Türkçe haricindeki bir dilde çekilen diaspora temalı filmlerin yer aldığı Yabancı Dilde Filmler Yarışması Kategorisi ile Türkçe ve/veya Türkçe lehçelerinde çekilen filmlerin yer aldığı Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi’ndeki toplam 24 filmi altı jüri üyesi değerlendirip ödüllerin sahiplerini belirleyecek. Festivalin ilk yılındaki jüri üyeleri Yönetmen Anthony Nti, Asya Dünya Film Festivali Direktörü Asel Sherniyazova, Bakü Uluslararası Kısa Film Festivali Direktörü Fehruz Shamiyev, Saraybosna Film Merkezi Direktörü Ines Tanović, Yönetmen Nariman Aliev ile Yazar ve Yapımcı Samed Karagöz’den oluşuyor.   Festivalde Tüm Gösterimler Ücretsiz! Dünyanın farklı ülkelerinden 24 filmi sinemaseverlerle buluşturacak festivalde tüm gösterimler ücretsiz olarak gerçekleştirilecek. Seyircilerin sağlığı ve salonlarda dezenfeksiyona zaman ayırmak amacıyla günde üç seansın gerçekleştirileceği festivalde gösterim saatleri 14.00, 17.00 ve 20.00 olarak belirlendi. COVID-19 Önlemleri Hakkında Önemli Bilgi  27-29 Ağustos tarihleri arasında yapılacak Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali gösterimleri, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı Yatırım ve İşletmeler Genel Müdürlüğü’nün 23 Haziran 2020 tarihli “Kültür ve Sanat Tesislerinde Kontrollü Normalleşme Süreci Genelgesi” kapsamında alınacak tedbirlere uygun gerçekleştirilecek. Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali, gösterimlerini COVID-19 tedbirlerine uygun olarak düzenlenen seans saatleriyle birlikte seyircisini Atlas Sineması’nda ağırlayacak. Tedbirler kapsamında sinema salonu, filmlerin başlama saatinden belirli bir süre önce hazır hale getirilecek ve filmler başlamadan önce mekâna kademeli olarak misafir almaya başlayarak kalabalık oluşumu engellenecek. Zeminde 1,5 metrelik fiziki mesafe koşullarını gösteren uyarılar olacak. Seyircilere girişte temassız ateş ölçümü yapılacak, 37,5 dereceden yüksek ateş ölçümlerinde seyirci mekâna alınmayarak bir sağlık kuruluşuna yönlendirilecek. Bunun yanı sıra mekân girişinde el antiseptiği bulundurulacak ve seyirci/katılımcıların ellerini dezenfekte ettikten sonra salona girişleri sağlanacak. Seyircilerin sinema ve salon içinde maske kullanımının zorunlu olacağı festival süresince, sosyal mesafeye uygun şekilde ön ve yan sıralarda birer koltuk boşluk bırakılan bir oturma planı oluşturulacak. Film gösterimleri sırasında sinema salonunun havalandırma sistemleri de salonu yüzde yüz taze havayla besleyecek şekilde çalışacak. Filmler bittikten sonra fuaye alanında kalabalık oluşması durumunda görevliler sosyal mesafe kuralına uygun bir şekilde çıkış sağlanması için yönlendirmeler yapacak. Danışma bölümleri ve tuvaletlerde sıra oluşmasının engellemesine yönelik sosyal mesafe kuralına uygun yer işaretleri, şerit, bariyer gibi düzenlemeler yapılacak.   Festival 27 Ağustos’ta Başlıyor! Bu yıl 27-29 Ağustos 2021 tarihleri arasında İstanbul’da Atlas Sineması’nda ilki düzenlenecek olan Diaspora Uluslararası Kısa Film Festivali hakkında daha fazla bilgiye festivalin web sitesi diasporafilmfestival.com üzerinden ulaşılabilir.   “Yabancı Dilde Filmler Yarışma Kategorisi” Finalistleri 3 Logical Exits -- Mahdi Fleifel A Year in Exile -- Malaz Usta Bj's Mobile Gift Shop -- Jason Park Flowing Home -- Sandra Desmazieres Henet Ward -- Morad Mostafa I Don't Feel At Home Anywhere Anymore -- Viv Li Leftovers -- Shahi Derky Malabar -- Maximilian Badier-Rosenthal Nha Mila -- Denise Fernandes Number 10 -- Florence Bamba Tha Affected -- Rikke Gregersen  The Virgin, The Old Lady, The Journey -- Natalia Luque     “Türkçe Konuşan Filmler Yarışma Kategorisi” Finalistleri 28 -- Nazim Şerbetov Brigitte Bardot -- Çağıl Bocut Cennet -- Gülden Gevher Öz & Olcay Seda Özaltan Düğün Fotoğrafı -- Cemalettin Baş Hakem -- Roman Hodel İklim Değişimi -- Yasemin Demirci Susam -- Sami Morhayim Temmuz -- Sezer Salihi Teslimat -- Doğuş Özokutan Toz Olmak -- Hüseyin Aydın Gürsoy Yüksek İrtifa ya da Şeylerin Tuhaflığı -- Emir Külal Haznevi Zamanın Rengi -- Hatip Karabudak Kaynak: (BHA) - Beyaz Haber Ajansı Read the full article
0 notes
itssporttimeus · 3 years
Photo
Tumblr media
1961 yılında New Jersey’de dünyaya gelen Dennis Rodman, mali durumu iyi olmayan bir ailede büyüdü. Lise çağlarının sonuna doğru evden ayrıldı ve tam anlamıyla hayatının ilk dönüm noktalarını o zamanlar yaşadı. Kötü alışkanlıklara bulaşabilir, bağımlı olabilir ya da öldürülebilirdi. O basketbol topunun sesini seviyordu. Sıra dışı giyim tarzı ve tavırları ile. Bir şekilde 1983 yılında Southeastern Oklahoma State üniversitesi için parkede yer alan ‘The Worm’ lakaplı oyuncu, 1986 yılında ikinci tur ikinci sıradan Detroit Pistons seçimi olarak NBA’ye ayak basmış bulundu. Ancak daha sonrası tam bir roller coster! Kendi sert, acımasız oyun tarzıyla çok iyi uyuşan Detroit Pistons ile 80’lerin sonunda 2 şampiyonluk kazandı. Michael Jordan önderliğinde Chicago Bullsla da 3 şampiyonluk kazanan ‘The Bad Boy’, her ne kadar başarılı gözükse de kendine has arıza kişiliği ve aykırı tarzıyla NBA kariyeri boyunca bizlere oldukça ilginç hikayeler sunmaktan da kaçınmadı. Bizde NBA kariyeri boyunca yaşadığı Dennis Rodman’ın bilinmeyen hikayelerini sizin için derledik. Dennis Rodman her zaman savunma yetenekleri ile ön planda oldu. Özellikle nasıl bir Ribaund canavarı olduğunu bilmeyen yoktur. Rodman bu algılara öylesine kavuşmadı. 1993 yılında Spurs’te iken Aralık ayının ilk 3 haftasında sayı atamayıp en az 24 ribaund aldığı 3 maç vardı. 1 Aralık’ta Hornets’e karşı 0 sayı atıp 28 ribaund alan Rodman, bu istatistik ile hiç skor bulamayıp en çok ribaund alan isim olarak ilginç bir rekora da imza atmış oldu. Aykırı tarzı ile kendinden her zaman söz ettiren Rodman, bu sefer biraz fazla ileri gitti. Sık sık saçlarını farklı renklere boyatan çılgın kahramanımız, Spurs’un stadyum açılışına sadece saçlarını boyattığı için 30 dakika geç giriş yaptı. Kendisinin bu durum ile ilgili görüşleri ise şu şekildeydi; ‘’Kahretsin Beyazlatma işi çok uzun sürdü!’’ 1993’te özel hayatı ile ilgili bir çok sorun yaşayan Dennis, hayati anlamda çok önemli bir sınırdaydı. Elinde bir çok not ile intahar etmeyi düşünen yıldız oyuncuyu efsanevi NBA muhabiri Craig Sager bu aptalca düşüncesinden vazgeçirdi. Maçtan sonra Rodman’ın ruhsal durumunu anlayan Sager, kendisine uyarılar yaptığını ve vazgeçirmeye çalıştığını söyledi. Dennis Rodman ise 2016’da Sager’ın ölümünün ardından yaptığı açıklamada şunları twitledi. ‘’ Yardıma ihtiyacım olduğunda hayatımı kurtardığı için Sager’a teşekkür ederim.’’ NBA’den sonra en yakın arkadaşlarından biri ünlü yönetmen Penny Marshall’dı. Penny’nin NBA maçlarına sık sık gitmesi üzerine samimi oldular. 2018 yılında Marshall’ın ölümünün ardından damadının açıklamaları ikili arasındaki bağı özetliyordu. ‘’ 2012 yılından itibaren Rodman hakkında bir belgesel ile uğraşıyordu. Sanırım onda kendisini gördü. Hayattaki geçirdiği zor zamanlar ve iniş çıkışlar.’’ Rodman’ın bile delilik sınırlarını zorlayan bir hikaye ancak şaşırtıcı değil. WCW etkinliğinde ünlü güreşçi Hulk Hogan ile görünen Rodman, 1998 NBA finalleri sırasında Amerikan güreşi etkinliğine katılmak için antrenmana katılmadı. Anlaşılan Last Dance belgeselinde bahsedilen Vegas kaçamaklarından birini finallerde yapmış görünüyor.
0 notes
radyobalfm · 4 years
Text
Akbank Sanat Yöneticisi Derya Bigalı, sanatın düzgünleştirici ve motivasyon artırıcı gücüne vurgu yaptı: ‘Umut aşılamaya devam’
Akbank Sanat Yöneticisi Derya Bigalı, sanatın düzgünleştirici ve motivasyon artırıcı gücüne vurgu yaptı: ‘Umut aşılamaya devam’
Tumblr media
Haziran ayı sonuna kadar gizli kalacak olan Akbank Sanat’ta salgın öncesinde Sakıp Sabancı Müzesi’ndeki Marina Abramovic standı kapsamında medya ve belgesel gösterimleri yapılıyordu. Akbank Sanat Yöneticisi Derya Bigalı ile bu süreci konuştuk. Bigalı, “Zor bir periyottan geçiyoruz, bu pandemi yalnızca fizikî sıhhat olarak değil, ruhsal olarak da bizi zorluyor. Bu devirde sanatın güzelleştirici…
View On WordPress
0 notes
baknedio · 4 years
Text
Ruh sağlığınızı koronavirüsten nasıl korursunuz?
18 Nisan 2020, Cumartesi 12:02
İstanbul
Tumblr media
Koronavirüs salgınında ruh sağlığının nasıl korunması gerektiğiyle ilgili tavsiyelerde bulunan Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Taha Can Tuman,  “Koronavirüs nedeniyle evde olduğumuz süreçte normal rutininizi mümkün olduğunca korumalısınız. Öncelikle doğru beslenme, egzersiz, uyku ve dinlenme dahil sağlıklı bir yaşam tarzının hastalığa karşı en iyi savunma olduğunu unutmamalıyız. Dinlenmek için zaman ayırmalıyız. Fiziksel ve ruhsal dayanıklılığımızı arttırmak, sıkıntıyla baş etmemizi kolaylaştırır” dedi.
  Esenler Medipol Üniversitesi Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümünden Uzm. Dr. Taha Can Tuman, koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan karantinada ruh sağlığını korumanın yollarına ilişkin tavsiyelerde bulundu. Dr. Tuman, salgınların toplumu ilgilendiren acil durumlar olduğundan stres, kaygı ve endişe oluşturduğunu belirterek “Sıklıkla insanlarda hastalığa yakalanma ve ölüm korkusu, sevdiklerine, yakın çevresine hastalığı bulaştırma korkusu, karantina altına alınma ile ilgili kaygı ve endişeler, karantina altında iken sıkıntı, huzursuzluk, endişe ve çaresizlik hissi görülebilir. Ayrıca salgın nedeniyle ekonomik durumda kötüleşme, işine devam edememe, işten çıkarılma ile ilişkili gelecek kaygıları ortaya çıkabilir” dedi.
RUTİNİNİZİ DEVAM ETTİRMEYE ÇALIŞIN
Salgının kontrol altına alınabilmesi için evde kalma çağrılarının önemine de değinen Dr. Tuman, karantina döneminde dikkat edilmesi gerekenleri şöyle açıkladı: “Evde izolasyon önerileri salgının kontrol altına alınabilmesi için hayati önemde olmakla birlikte izolasyon esnasında ruh sağlığımızı korumamız için dikkat etmemiz gereken bazı hususlar var. Öncelikle doğru beslenme, egzersiz, uyku ve dinlenme dahil sağlıklı bir yaşam tarzının hastalığa karşı en iyi savunma olduğunu unutmamalıyız. Bağışıklık sistemini zayıflatan alkol ve diğer sarhoş edici maddelerden kaçınmalıyız. Sağlıklı bir vücut, düşüncelerimiz ve duygularımız üzerinde olumlu bir etkiye sahip olabilir, böylece daha iyi kararlar vermemize ve belirsizliklerle başa çıkmamıza yardımcı olabilir. Dinlenmek için zaman ayırmalıyız. Fiziksel ve ruhsal dayanıklılığımızı arttırmak, sıkıntıyla baş etmemizi kolaylaştırır. Hayatın zorluklarıyla geçmişte nasıl başa çıktığımızı aklımıza getirmeliyiz. Normal rutininizi mümkün olduğunca korumalıyız. Bunların başında evde tek başına fiziksel egzersizler, nefes egzersizleri, farkındalık egzersizleri yapabiliriz.”
SÖYLENTİLERE KULAKLARINIZI KAPATIN
Dr. Tuman, söylentilerden uzak durarak, TV başta olmak üzere iletişim araçları başında geçirilen zamanı azaltmak gerektiğini belirterek, şu değerlendirmede bulundu: “Yalnızca yetkili kurullar tarafından yapılan açıklamaları günde bir veya iki kez takip etmeliyiz. Anlık olarak haber ve gelişmeleri takip etmekten, kaygı verici, felaketleştirici haberlerden ve programlardan uzak durmalıyız. İnsanların büyük çoğunluğunun bu hastalığı atlatacağını düşünerek, en kötü senaryolara odaklanmaktan kaçınmalıyız. Her şeyin düzeleceğine ilişkin umudumuzu korumalıyız. Vaktimizi ilgi alanımıza giren, sevdiğimiz aktiviteler ile meşgul olarak geçirebiliriz. Mesela, kitap ve dergileri okumak, film ya da belgesel izlemek, müzik dinlemek, el işi yapmak, sevdiğimiz kişilerle iletişim kurmak olabilir. Ayrıca bu süreçte sosyal ağlardan ya da telefon yolu ile sosyal iletişimi korumak, duyguları paylaşmak ve stresi azaltmak için değerli bir yol olabilir. Sağlık çalışanları yüz yüze sosyal temasları sınırlamanızı tavsiye ederse sosyal medya aracılığıyla bağlı kalabilirsiniz”
AŞIRI HİJYEN ÖNLEMLERİNE DİKKAT
Salgınla ilgili bir dereceye kadar korku veya endişe normal olduğunu da ifade eden Dr. Tuman, şu bilgileri verdi: “Ancak bazen insanların stresle başa çıkmak için yardıma ihtiyaçları vardır. Eğer kalıcı kaygı, endişe, uykusuzluk, sinirlilik veya depresyon, izole olduğunuz noktaya kadar sosyal temaslardan kaçınma, kişinin vücudunu sürekli olarak kontrol etme veya doktorunuzdan, arkadaşlarınızdan, ailenizden veya internetten sağlığınız hakkında sürekli olarak güvence aramak, ihtiyaç duyulmadığı halde ellerinizi tekrar tekrar yıkamak gibi aşırı veya gereksiz hijyen önlemleri almak veya stresle başa çıkmanın bir yolu olarak aşırı yeme gibi durumlarda yardım almanız önerilmektedir. Gerekirse izolasyon altında bir ruh sağlığı profesyoneli ile telefon ile ya da internet üzerinden online görüşmek stresle başa çıkmakta faydalı olabilir.”
Kaynak: DHA
Bu Yazı Ruh sağlığınızı koronavirüsten nasıl korursunuz? adresinde ilk olarak yayınlanmıştır. BakNeDio.Com.
source https://baknedio.com/ruh-sagliginizi-koronavirusten-nasil-korursunuz/
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
0 notes