Tumgik
#kesik bileklerim
witchgirll3 · 1 year
Text
Bileklerim onları kesmem için kaşınıyor. Bileklerimi kessem içimdeki acı diner, bileklerimin kaşıntısı geçer mi? Ben artık çok yoruldum; tüm ilişkilerden, yaşayamamaktan ve ölememekten yoruldum.
38 notes · View notes
narkozlugece · 2 years
Text
Zor zamanlardan geçmek daha doğrusu geçememek çok koyuyor. Berbat hissetmeyi umursamıyorum. Sadece öyle keskin bir acı var ki içimde geçmek bilmiyor. Ne yapacağımı bilmiyorum. Bu sefer gerçekten bilmiyorum.
22 notes · View notes
hiclikteyim · 1 month
Text
Canımı yakan kesik bileklerim değildi.
Bileklerimi kesmeme sebep olanlardı...
29 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
sigaramdan düşmek üzere olan külü düzelttim az önce parmak uçlarımla. izi var. acısını hissetmiyorum. içimin yangını yakıyor beni. bir sigaranın ateşi sızlatmıyor artık bedenimi. şimdi hem kendimden hem de senden gidiyorum. daha doğrusu kaçıyorum yine. kalbimde başlayan ağrıya inat yazıyorum bu satırlarımı. herkese inat yaşayacağımı söylerken nefes alamıyorum ben. boğazımda parmak izlerim. saklama çabam yok artık. gözlerim içi kırmızı. dudaklarım mor. bedenim acının rengine boyandı. deli bir ressamın tuvaline dönüştüm ben. anlatma çabam da yok artık. bakma öyle satırlarca yazdığıma. yazarken içimde en ufak bir duygu, his yok. bomboşum. acıyı dahi hissetmiyorum. ağlamıyorum da artık. dün ağladığım son geceydi. bir gün de son sigaramı içeceğim. o günü unutma. ölümüm olacak o gün. ezberinde kalsın. çok güçlü o, diyerek omuzlarıma yüklediğin yüklerin altında kalışımı unutma. beni unut. gidişimi unutma. ölümü zikrediyor, dudaklarım. adımlarım silik. sağlam basamıyorum. düşüyorum. ben hep düşüyorum. artık kalkmayı da istemiyorum. kaldıran da olmayacak, biliyorum. yana yana öğrendiğim kimsesizliği odamın tavanına astım, bileklerime kazıdım. kendimi ölüme sürüklemekten kaçınmıyorum artık. o üzülür, şu bunu yapar diyerek durdurmuyorum kendimi. gözlerimin kırmızısını sunuyorum insanlara. sorularına gülüp geçiyorum. ama sen de bilirsin, en son ne zaman gerçekten güldüğümü hatırlamıyorum. ellerimin titreyişini saklamıyorum. görecek misin, gör. acıyacak mısın, acı. ben artık rolümü bitiriyorum. maskem düştü. kalbim taştan. ağlasan da dokunmaz artık yüreğime. acıdan kıvransam da, acıdan iniltiler dökülse de ağzımdan. ağlamayacağım. her sike geçer diyeceğim. yarın intihar mı edeceksin, geçer. ölmek mi istiyorsun, geçer. siktir olup gideceksin sonra. herkes gidecek. ben kalpsiz oluşumu kendime sunacağım. her kesik eklendiğinde bedenime kahkaha atacağım. ben buyum. ve böyle oluşumu artık saklamayacağım. gelip sızlanma bana. kapı orada.
49 notes · View notes
Text
Dilim lâl olur susarsın bazen evet.
Peki ya parmakların bile tutmuyorsa artık?
Susmaya, konuşmamaya alışmıştım evet.
Fakat ilk defa parmaklarım yazmayı reddetmişti.
Öyle bir acı yüklemişlerdi ki bana,
Bunun yüzünden parmaklarım bile duygularımı aktarmayı reddetmişti.
Sorarım sizlere,
Bu kadar acı vermeniz elinize ne getirmişti?
Bir cevap beklerdim yana yakıla.
Parmaklarıma bakardım gecenin karanlığında,
Titreyen o parmaklara bakardım.
Eskiden ne çok severdi o parmaklar satırlar yazmayı.
Şimdiyse yanıp yıkılan harabe bir evdi onlar.
Kanlar akıyordu her bir yanından parmakların,
Fakat hiçbir yer kan değildi.
Yüreğimden geliyordu bu kanlar,
Parmaklarımın bile dökemediği duyguları yüreğim dökmeye başlamıştı.
Sonrasında gözüm parmaklarımdan bileklerime döndü,
Oradan da kanlar seller sular altında kalmıştı.
Fakat yine hiçbir yer kanamıyordu,
Sadece ve sadece titriyordu her yerim.
Sonrasında gerçekliğe dönerdim,
Farkederim ki hepsi birer anıdan ibaretti.
Parmaklarım kaleme dokunur hasretle,
Sonrasında bileğime dokunur alışkanlıkla.
Ne yaptın diye kızarım kendime,
Hızlıca satırlar yazmaya çalışırım.
Fakat felaketle sonuçlanır her bir deneme.
Parmaklarımı duygularımı anlasın diye çabalarım.
Başarısız geçen her bir denemeden sonra,
Bir felaket daha açarım kendimde.
Bu felaketler ruhumda bir kesik daha açar sonra,
Kapanmayacak bir yara daha açarım kendimde.
Sonu gelmezdi bunların bilirdim,
Sonu gelmesi için yalvarırdım yana yakıla.
Hiç bu kadar yıkılmamıştım kendimden bilirdim,
Bu benim son çırpınışlarımdır diye bağırırdım yana yakıla.
Yazmayı unutmuşum nerdeyse, parmaklarım bile lâl olmuş...
3 notes · View notes
yineeeyeniden · 10 months
Text
senin yalanların benim bileklerime kesik
7 notes · View notes
okyosunwe · 3 months
Text
Bileklerim çok acıyor. Hayır kesik değiller. Mor rengindeler. Bembeyaz tenimin yanında kalan mor renkler.
Gözlerim acıyor. Hayır gözüme toz kaçmadı. Kıpkırmızılar. Uykusuzluktandır.
Sonuna kadar uyursam eğer gözlerim ve bileklerim iyileşir mi?
3 notes · View notes
geberiyorum · 2 years
Text
bileklerim değil, bacaklarım kesik içindedir benim. yaralarımı göstermeyi sevmem. kimseye söylemem. acımı hep kendim çekerim. bazen bu yük ağır gelir, kamburlaşırım. yine de ağzımı açıp tek kelime söylemem.
29 notes · View notes
ruhizimsinn · 1 year
Text
bileklerim kesik dindi kalbimin sesi
4 notes · View notes
nnyksss · 2 years
Text
bileklerim kesik şimdi küvete koy beni beklerim ölmeyi.
-khontkar
-nyks🦇🖤
10 notes · View notes
kalpkarakolu · 10 months
Text
Elimi uzatsam tüm dünya aynı anda "Cıs!" deyip kızacak diye korkuyorum. Sanki ellerimi bile bile körüklerle yanan bir sobaya uzatıyormuşum gibi. Sanki gitmezsem beni çağıran her kulak ardı sese, sanki kucak açmazsam etrafımı dönen her yabancı sokağa; ayak bileklerime iki kesik atıp düşüreceğim kendimi o soğuk kaldırıma. Yamacımda bir acıyla oturacağım ve dert yanacağım, ağlayacağım sanki ağrı kesiklerimdenmiş gibi. Sanki asıl ağrı beni yutmuş, ona ağrı ben olmamışım gibi. Beni görmeyecekler. Çünkü istemeyecekler. Ellerimde bereler yuvalamış, gözlerim kan çanağı, sanki kılcalları patlamış gibi diye değil.
Kimse sahipsiz mezarları eşelemez diye.
1 note · View note
sessizprensesblog · 1 year
Text
Evim harabe, kafamda milyonlarca düşünce
Bileklerim değil, saçlarım kesik
İnsanlar acımasız, hayat güzel.
0 notes
siyahananas · 2 years
Text
Kesik bileklerim,asılmış boynum,içilmiş haplarım,uçurumdan atlamış bedenim.Sanırım ben buyum,bunu yapmak istiyorum.
0 notes
bbeybekk · 3 years
Text
Sırada beş yaşlarında olduğunu tahmin ettiğim küçük bir erkek çocuğu uzattı elini, parlak karamel tonlarında dalgalı saçları vardı,
"Merhaba, ben Alp." o kadar masum bir çocuktu ki, içim hemen ona karşı ısınmıştı. Elimi bırakmadı ve bileklerime baktı. Çok utanmıştım, küçük bir çocuğun karşısında bilekleri kesik halde oturmaktan.
"Sen bir melek misin?" dedi. Sorduğu soru ile baya afallamıştım, ellerimi bırakmamış hala arada bileklerime bakıyordu. "Ne?" dedim kısık çıkan sesimle.
"Annem bana kimin bileklerinde işaretler varsa, onların melek olduklarını söylemişti." utanmıştım. Bileklerimi kesmiştim ben, melek olamazdım. Çok büyük bir günah işlemiştim. "Hayır, bir melek değilim." dedim.
"Tabi ki de öylesin. Annem dedi ki sadece melekler kendilerine zarar verirlermiş, çünkü dünyadaki yaşamlarını sevmezlermiş. Bu dünya onları paramparça edermiş. Ve tekrardan cennete dönmek isterlermiş. Kendi acıları ve başkalarının acılarına karşı çok hassaslarmış." dediği şeylere şok olmuştum. Bu hayat küçücük bir çocuğa böyle şeyler söyletebiliyordu işte. "Biliyor musun annen bir bilge." dedim.
"Teşekkür ederim. O da bir melek ama çoktan evine döndü. Hatta onu dayımla birlikte mezar denilen bir yere bıraktık. Orası cennete açılan bir kapıymış, o gitti ben burada kaldım ama bir gün mutlaka buluşacağız. Biliyorum." dedi boyu küçük, derdi büyük olan çocuk. Sonra yavaşça geriye çekildi ve diğer kişiye yer verdi. On sekiz yaşlarında olduğunu düşündüğüm erkek çocuk elini uzattı ve "Merhaba, ben de Cem." dedi. "Memnun oldum." dedim ve buruk tebessümlü yüzüne baktım.
Kitabın ismi Geleceğe Dair
7 notes · View notes
Text
Yoruluyorum kalabalıklardan. Şaraba dalıp çıkıyoruz. Biraz da kuru yakıyoruz. Kadeh tokşturuyoruz. Kahkaha atıyoruz. Kırk ton yük gibi üstümde. Eziliyorum, nefes alamıyorum. Misafir gibi dizildiğimiz bu koltuğa sığamıyorum. Her bir cümle kesik oluyor benim bileklerime. Benim değil diyorum burası. Size dost meclisi. Bana cehennem ateşi. Kavruluyorum ama tutuşmuyorum. Orta yerinden çatlayan göğüs kafesim. Siz görmüyorsunuz ben can çekişiyorum.
2 notes · View notes
onlyinhisdream · 3 years
Text
durup bir nefes aldım kıpırdaman etrafı renkleri nesnelerin şeklini kavradım sonra vücuduma yoğunlaştım ayaklarımın soğukluğunu hissettim farkına vardığımda kendi varlığını hissetti nefesim varlığı her şeyin önüne geçti şimdi arada derin bir nefes, arada bir güçlükle alıyorum kesik kesik ama yaşatacak kadar alabildiğimi düşünerek rahatlıyorum. bugün yoga yaptığımın belirtileri dizlerimin arkasındaki hafif gerilmeden hissediyorum, kollarım ve el bileklerim onları harekete geçirdiğim için teşekkür ettiklerini var sayıyorum.ve şimdi  zor gelen bir cümleyi kurmak cesaretini göstermek için kendimi yavaşça hazırlıyorum. ona engel olan bir kaç duyguyla yüzleşiyorum ;bir hayatı yaşamanın güçlüğüyle gelen stres. Belki biraz da kendime yabancılaştığım bir süre.(kendimden çok başka insanlara yoğunlaştığımın sebebi). mutluluğu uzaklarda arayışım. sahip olduklarımı unutup, farklı bir hayat görmek. hepsi benimleydi. şimdi şunu söylemek istiyorum. ‘’farkındayım’’ ve ‘’mutluyum’’.
evet kolay olmuyor kötü alışkanlıkları bırakmak, düşüncelerimize her zaman  egemen olmak, düşüneler ki bir bıraksak en kötü senaryoları yazabilecek güce ulaşıyor. düşüncelerimin ve eylemlerime göz dikiyorum benim egemenliğimdesiniz ve sizi görüyorum. farkındalığımdan kaçışınız yok.ve bilin ona göre adım atın. biraz ayar vermem gerekliydi ama yani.bi rahatlama geldi. şimdi gidip midemin alarmıyla bir şeyler yiyeceğim. son sözüm; ‘’farkındayım’’.
hoşça’kalayım
5 notes · View notes