Tumgik
#homeopati yan etkileri
Text
Homeopati Nedir?
Homeopati Nedir?
Tumblr media
#EvdeHomeopati, #HomeopatiDoktoru, #HomeopatiEğitimi, #HomeopatiFaydaları, #HomeopatiKitapları, #HomeopatiNedir, #HomeopatiTedavisi, #HomeopatiYanEtkileri, #HomeopatiYöntemleri, #HomeopatikIlaçlar, #SamuelHahnemann, #SimiliaSimilibusCurentur https://is.gd/CjwgyW https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/makaleler/homeopati-nedir/
Homeopati nedir sorusu bu günlerde çok soruluyor. Homeopati, vücudun kendi kendini iyileştirme gücünü uyarmak için doğal maddeler kullanarak yapılan bir alternatif tıp tedavi yöntemidir. Homeopatinin temeli, “benzer benzeri iyileştirir” ilkesine dayanır. Bu ilkeye göre, bir madde belirli bir semptomları oluşturuyorsa, aynı madde çok düşük dozlarda alındığında, vücudun bu semptomları tedavi etmek için kendi kendini iyileştirme gücünü harekete geçireceği varsayılır.
Homeopatik ilaçlar, doğal kaynaklardan elde edilen bitki, mineral, hayvan veya diğer maddelerden hazırlanır. Bu maddeler belirli bir seyreltme ve potansiyelle hazırlanır. Homeopatik ilaçlar, düşük dozlarda verilir ve bazen ilaç maddesi çok düşük veya neredeyse yok denecek kadar az miktarda kalabilir.
Homeopati, bir hastanın tüm semptomlarını, fiziksel, zihinsel ve duygusal olarak değerlendirir ve bireysel bir tedavi planı oluşturur. Bu nedenle, homeopati, her hastanın bireysel sağlık durumuna uygun bir tedavi planı sunar.
“Remedi”, homeopatik ilaçların ana bileşenidir ve homeopatik tedavinin temel taşıdır. Remedi, bir hastalığın tedavisinde kullanılan homeopatik ilacın bir diğer adıdır.
Homeopatik ilaçlar, doğal kaynaklardan elde edilen bitki, mineral, hayvan veya diğer maddelerden hazırlanır. Bu maddeler homeopatik ilaçların ana bileşenleridir ve belirli bir seyreltme ve potansiyelle hazırlanırlar.
Remediler, belirli bir hastalık veya semptomların tedavisinde kullanılan homeopatik ilaçların adıdır. Homeopatik tedavide, bir hastanın semptomlarına göre seçilen ve belirli bir seyreltme ve potansiyelle hazırlanan bir remedi verilir. Homeopatik ilaçların seçimi, semptomların yanı sıra hastanın genel sağlık durumu, yaşam tarzı, stres faktörleri ve diğer faktörlere dayanır.
İlginizi çekebilir: Agrohomeopati – Doğal ve Sürdürülebilir Tarımın Geleceği
Homeopatik ilaçlar düşük dozlarda verilir ve belirli bir seyreltme ve potansiyelle hazırlandıklarından, bazen ilaç maddesi çok düşük veya neredeyse yok denecek kadar az miktarda kalabilir. Homeopatiye göre, bu ilaçların düşük dozları, vücudun kendi kendini iyileştirme gücünü uyarır ve semptomların ortadan kalkmasına yardımcı olur.
Homeopatide kullanılan remedi örneklerine birkaç örnek vermek gerekirse:
Arsenicum album: Sindirim sorunları, mide ağrısı, ishal, grip ve soğuk algınlığı semptomlarının tedavisi için kullanılan bir remedi.
Ignatia: Stres, kaygı, üzüntü ve depresyon semptomlarının tedavisi için kullanılan bir remedi.
Belladonna: Baş ağrısı, ateş, kızarıklık ve iltihaplanma semptomlarının tedavisi için kullanılan bir remedi.
Nux vomica: Mide bulantısı, hazımsızlık, baş ağrısı, sinirlilik ve uyku bozuklukları semptomlarının tedavisi için kullanılan bir remedi.
Arnica: Kas ağrısı, yaralanmalar, morluklar ve şişlik semptomlarının tedavisi için kullanılan bir remedi.
Bu remedi örnekleri, homeopatide kullanılan popüler ve sık kullanılan ilaçlar arasındadır. Ancak, homeopatik tedavinin amacı, semptomların bireysel duruma ve hastaya özgü olarak seçilen ilaçlarla tedavi edilmesidir. Bu nedenle, her hastanın semptomlarına ve sağlık durumuna özel bir remedi seçilir.
Homeopati, bazı hastalıkların tedavisi için bir seçenek olabilir ancak gerekli olup olmadığı, hastalığın türüne ve şiddetine, kişinin genel sağlık durumuna ve diğer faktörlere bağlıdır. Homeopati, alternatif tıp olarak kabul edilir ve tıbbi uzmanlar arasında farklı görüşler bulunmaktadır. Bazı uzmanlar homeopatinin etkili olduğuna inanırken, diğerleri etkinliğinin bilimsel olarak kanıtlanmadığına inanır.
Homeopati tedavisi, bazı hastalıkların tedavisinde etkili olabilir ancak tıbbi bir tedavi yöntemi olarak kabul edilmez. Birçok hastalık için geleneksel tıbbi tedavi yöntemleri daha etkili olabilir ve homeopatinin kullanımı, doktorun tavsiyesi ve izni olmadan uygulanmamalıdır. Bu nedenle, bir hastalığın tedavisi için homeopatiye başvurmadan önce mutlaka bir doktora başvurulması önerilir.
Homeopati uzmanı olmak için genellikle aşağıdaki adımlar izlenir:
1- Lisanslı bir üniversiteden tıp veya sağlık bilimleri lisans derecesi alın. Homeopati, alternatif tıp bir yöntem olsa da, birçok ülkede homeopat olarak çalışmak için lisanslı bir tıp doktoru olmanız gereklidir.
2- Homeopatik tıp alanında eğitim alın. Birçok üniversite ve kolej, homeopati eğitimi sunmaktadır. Homeopati eğitimi, tıp, farmakoloji, bitki bilimi, anatomi ve fizyoloji gibi çeşitli konuları kapsar. Homeopati eğitimi, sertifika veya lisans programlarında sunulabilir.
3- Homeopatik uygulama için lisans alın. Homeopatik uygulama yasal olarak birçok ülkede düzenlenir ve homeopatik uygulama yapmak için belirli bir lisans veya sertifika gerekebilir. Homeopatik lisans alma gereksinimleri ülkeden ülkeye değişebilir.
4- Uygulamalı homeopatik eğitimler alın. Homeopatik eğitim, teori ve pratik arasında bir denge sağlar. Uygulamalı homeopatik eğitimler, homeopati klinikleri veya hastanelerinde staj yapmak gibi pratik deneyim sağlayabilir.
5- Homeopati sertifikası alın. Birçok ülke homeopati sertifikasyon programları sunar. Homeopati sertifikasyonu, homeopati eğitimi ve pratik deneyim gerektirir ve belirli bir standardı karşılamak için sınavları geçmeniz gerekir.
Homeopati, tıbbi bir uzmanlık alanıdır ve birçok ülkede düzenlenir. Homeopat olmak için, homeopati eğitimi almanız, homeopatik uygulama için lisans veya sertifika almanız ve uygulamalı homeopatik eğitimler almanız gerekir.
Homeopati, birçok farklı sağlık sorunu için kullanılabilir, ancak özellikle alerji, astım, migren, cilt rahatsızlıkları, sindirim problemleri, uyku bozuklukları ve stres gibi yaygın rahatsızlıkların tedavisinde kullanılır. Homeopatinin kullanımı ve etkililiği hakkında bazı çalışmalar olsa da, bilimsel verilerin yetersizliği nedeniyle, homeopati hakkında farklı görüşler bulunmaktadır.
0 notes
yagmurweb · 3 years
Text
Homeopati ile Aşının Yan Etkilerini Tedavi Edebiliriz
Homeopati ile Aşının Yan Etkilerini Tedavi Edebiliriz
Homeopatinin temelinde “Similia Prensibi” yani, “benzer benzeri ile tedavi edilir” kuralıyla çalıştığımız için şifa, benzer remedilerle (ilaçlarla) yapılır. Benzerlik ilkesine göre hareket ettiğimiz için, Covid, grip, AIDS, Kolera veya başka herhangi bir hastalıkla, genellikle hızlı ve etkili bir şekilde tedavi etmede sorunumuz yoktur. Bu ilkeye göre, aşıdan sonra çıkan yan etkilerin…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kocaalihaber · 4 years
Text
Kanser hastalarına zerdeçal uyarısı !
Tıbbi Farmakoloji Fitoterapi ve Homeopati Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Iraz, “Kanserde zerdeçal uygun formda ve uygun bileşenlerle kullanılmadıkça yeterli etkiyi oluşturamaz. Kanser tedavisindeki bütün gelişmelere rağmen, son 30 yılda azalma olmamıştır. Aksine teknolojideki gelişmelere paralel olarak yeni kanser tanısı konulan hasta sayısı gün geçtikçe artmaktadır. Kanser oluşumuna ve ilerlemesine katkıda bulunan moleküler değişiklikleri anlamak, kanser önleme ve tedavisinde anahtar bir faktördür. Günümüzde kemoterapinin kullanımını sınırlandıran en önemli faktör yan etkilerdir. Şiddetli yan etkilere neden olmadan tümör gelişimini, ilerlemesini ve yayılmasını önlemek için spesifik kanser hücrelerini hedeflemek gerekir. Sentetik antikanser ilaçlara ek olarak, Porsuk ağacı (Taxus brevifolia), Rozet – Pervane çiçeği (Catharanthus roseus), Huş ağacı (Betula alba), Porsuk apacı (Cephalotaxus türleri), Koka ağacı (Erythroxylum previllei), Kantaron (Hypericum perforatum), Kenevir (Cannabis sativa), Isırgan otu (Urtica dioica), Zerdeçal (Curcuma longa) gibi birçok bitki farklı kanser türlerinde destek tedavisi amacıyla kullanılmaktadır.
Bunlar arasında zerdeçal içinde bulunan kurkumin maddesi önemli antikanser etkinliğe sahip bileşiktir. Kurkumin zerdeçal bitkisinden ilk kez 1870 yılında saf olarak elde edilmiştir. Hemen hemen tüm dünyada yaygın olarak kullanılmaktadır. Ancak bu kadar yaygın kullanılmasına rağmen beklenilen faydayı görememektedirler. Bu etkisizlikler çoğunlukla maksimum etki için gerekli olan şartların yerine getirilememesinden kaynaklanmaktadır. Çünkü zerdeçal kullanımı çoğunlukla sade bitkinin veya tozunun bir baharat olarak kullanımından ibarettir” dedi.Zerdeçalın içindeki kurkuminin antikanser etkisinin kanser hücrelerinin kendiliğinden programlanmış ölümü (apopitoz)’u uyarması ve çeşitli hücresel sinyal yolaklarını baskılayarak kanser hücrelerinin çoğalmasını ve çevre dokulara yayılmasını durdurarak yaptığını ifade eden Prof.Dr. Iraz, “Birçok çalışmada, kurkumin’in meme kanseri, akciğer kanseri, baş ve boyun kanserleri, prostat kanseri ve beyin tümörleri üzerindeki antikanser etkileri gösterilmiştir.
Ancak, kurkuminin suda çözünme özelliği düşük olması nedeniyle ağız yolundan alınması durumunda emilimi sınırlıdır. Ayrıca kurkuminin antikanser etkisini gösterebilmesi için hücre içine ulaşması gerekir. Kurkuminin suda çözünürlüğü az olduğundan hücre zarından geçişi de zayıftır. Bu nedenle gereken ek şartlar oluşturulmadan kurkumin beklenen antikanser etkisini gösteremeyecektir. Kurkuminin yapılındaki küçük değişiklikler ve/veya ortamdaki değişiklikler hücre içine alınmasını artırmaktadır. Bu durum kurkuminin östrojen hormonu bağımlı meme kanserinde ve testosteron bağımlı prostat kanserindeki etkinliğini artırmaktadır. Ayrıca kurkuminin doğal bir şekere bağlanması da antikanser etkinliğini artırmaktadır.
Ayrıca bakır, nikel ve çinko gibi metallerle kurkuminin oluşturduğu bileşikler kanser hücresinin DNA’sına daha iyi bağlanabilmekte ve antikanser etkisi güçlenmektedir. Bunun yanında kurkumin ve türevleri vücutta ağır metal şelasyonu da oluşturarak kansere karşı koruyuculuk ve tedavi edicilik özelliğine sahiptir. Günümüzde kurkuminin hücre içine ulaşmasını artırmak ve antikanser etkisini artırmak için polimerle kaplama, elektrik yükünü değiştirme, lipozom içine yükleme, metalik nanopartikül oluşturma, nanojel yapımı, antikor kaplama, peptit veya protein içine gömme gibi farklı teknolojik formların oluşturulması için çalışmalar devam etmektedir” diye konuştu.
source https://saglik.kocaali.com/kanser-hastalarina-zerdecal-uyarisi/
0 notes
istandistmag · 5 years
Text
Gribe iyi geliyor diye bilinenler, gerçekten faydalı mı?
Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Güzin Oğuz Yıldırım, bağışıklık sistemi ve grip hastalığı hakkında önemli bilgiler verdi.
Yıldırım, “Bağışıklık sistemi; değişen hava koşullarına uygun adaptasyon sağlayacak kıyafet seçimi yapmamak, vücut ısımızın dengesini bozacak şekilde giyinmek, düzenli ve sağlıklı uykuya sahip olamamak, dengeli düzenli ve vücudumuzun ihtiyaç duyduğu besinleri dengeli şekilde vücudumuza sağlayamamak ve bu yönde yaptığımız ihmaller nedeniyle olumsuz etkilenmektedir” uyarısında bulundu.
Stres, bağışıklık sisteminin çalışmasını engelliyor
Uzm. Dr. Yıldırım, “Stresli iş yaşamı, genel hayata karşı koşuşturma hali, özel veya sosyal hayatımızdaki sorunlarla birlikte ek olarak sahip olduğumuz birçok hastalığın eşlik etmesi gibi faktörlere bağlı olarak bağışıklık sistemimiz yeterli derece çalışamaz” diyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bağışıklık sisteminin çalışmasındaki aksaklık ise birçok fırsatçı mikroorganizmanın vücudumuzda hastalık yapma sürecini ortaya çıkarmaktadır. Kış aylarında bu fırsatçı mikroorganizma özellikle viral solunum yolu hastalıkları olup; havadaki soğumanın etkisi, toplu yaşam, kapalı alan koşullarını sağlamak zorunda kalma ve iç-dış mekân sıcaklık farkı etkisi ile de hasta kişilerden hızlı bulaş sağlayan grip ve nezle, en sık gördüğümüz hastalıklardandır.
Mutasyona uğrayan virüs, tedaviyi zorlaştırıyor
Grip hastalığına sebep olan ‘influenza virüsünün başka canlılarda görülmesinin yanı sıra, hızlı mutasyona uğrama ve bağışıklık sistemini zayıflatması nedeniyle maalesef ki grip hastalığı, tedavide zaman zaman zorlandığımız hastalıklardan sayılabilir.”
Gribe iyi gelir diye bilinenler, ne kadar faydalı?
Ekinezya: Bağışıklık sistemine etkinliği zayıf. Yapılan hayvan deneylerinde bağışıklık sistemi üzerine olumlu etkileri olduğu ispatlanmış. Tekli ya da küçük grup insan deneyimlerinde soğuk algınlığına olumlu etkileri olduğuna dair veriler mevcut. Standardize çalışmalar da henüz yok. Bazı küçük çapta, kontrollü insanlar üzerine yapılan çalışmalar, ekinezyanın gribal şikayetleri azalttığı yönünde sonuçlansa da bazıları herhangi bir faydası olmadığı yönündedir. Aynı zamanda alerjik reaksiyon riski, bulantı kusma ve ateşin eşlik ettiği yan etki potansiyeli yüksektir. Bazı romatolojik hastalıkları ilerleyen süreçlerde insanlarda geliştirebildiğine dair kanıtlar da mevcut. İlaç etkileşimi yapma riski nedeniyle kemoterapi etkinliğini bozarak rahim ağzı ve meme kanserini artırdığı da ortaya konmuştur.
Reishi Mantarı: Asya Uzak Doğu tıp tedavisinde bağışıklık güçlendirme ve kanser tedavilerinde tercih edilmekle birlikte yapılan bilimsel analizler zayıf olduğundan, bu bitki hakkında fayda- zarar açısından yorum yapmak için gelecek çalışmaları takip etmek gerekmektedir.
Ginkgo Biloba: Özellikle nörolojik hastalıklardan olan Alzheimer ve bunama tedavisinde kullanılan bu bitkinin solunum yolu hastalıklarında fayda sağladığına dair bilgiler bulunsa da bunlar henüz hayvanlarda yapılan deney sonuçları olup, insanlar üzerindeki faydasına dair kesin veri bulunmamaktadır. Aynı zamanda kanama pıhtılaşma bozukluğu yönündeki yan etkisine mutlaka dikkat edilmelidir.
Sarımsak: Üst solunum yolu hastalıklarını önleyici etkisine dair bilimsel çalışmalar henüz tamamlanmamıştır.
Çinko: Eksikliği olan kişilerde bağışıklık sisteminde zayıflık görülmektedir. Erişkin kadınların günlük 8 mg, erişkin erkeklerin günlük 11 mg, gebe ve emziren kadınların da ortalama 11-12 mg çinko ihtiyacı bulunmaktadır. Sebzeler çinko rezervi açısından zayıf besinler olup, günlük 1-2 midye, 1 porsiyon sığır eti, 2 kase kahvaltılık yulaf gevreği çinko ihtiyacını karşılayabilir. Yengeç, kaju, nohut, badem, barbunyada da düşük miktarlarda çinko rezervi bulunmaktadır.
Bal: 1 yaş üzeri çocuklarda ergen ve erişkinlerde öksürük azaltıcı balgam çıkarmayı kolaylaştırıcı olarak kullanılabilir (1 tatlı kaşığı erişkinler, 1 çay kaşığı çocuklar için). Yüksek allerjenik madde olmasından dolayı dikkatli kullanmak gerekmektedir ve allerjisi olanlar kesinlikle kullanmamalıdır.
D vitamini: Normal seviyelerde D vitaminine sahip kişilerin günlük ihtiyaç harici ek D vitamini kullanmaları bağışıklık için fayda sağlamaz. Ayrıca vücutta birikim ile vücuda toksin etkisi yaratabilir.
C vitamini: Günlük ihtiyacın vücuda sağlanması dışında bağışıklık sistemini güçlendirici ek katkısı bulunmamaktadır. Günlük olarak atılan vitamin olduğu için, böbrekten fazlası atılmakta ve ihtiyaç fazlası alım sadece ek olarak böbreği yormaktadır.”
Çocuklarda dengeli beslenme ve düzenli uykuya dikkat!
Çocuklardaki grip sürecinde rutin dengeli beslenme, düzenli uyku, ortama uygun giyim ve hasta insanlardan kaçınmanın önemine değinen Güzin Oğuz Yıldırım, “Bu önlemler dışında,
-C vitamini takviyesi
-Düşüklüğü düzeltmek dışında ek çinko takviyesi
-Ekinezya
-Homeopati
-Probiyotikler önerilmemektedir” uyarısında bulundu.
“Ekinezya ile ilgili çocuklara yönelik henüz çalışma yok” diyen Yıldırım, “Bölgesel olarak burun içi çinko kullanımı duyu sinirlerini zedelemekte ve koku duyu kaybına sebep olmaktadır. Homeopatinin faydası ise henüz ispatlanamadı” diye konuştu.
 Bağışıklığınızı güçlendirmek için bu önerilere kulak verin!
-Bol sıvı tüketimi
-El hijyenine dikkat etmek
-Hasta insanlarla yakın temastan kaçınma, gerekirse maske kullanma
-Havasız ortamlardan uzak durma
-Dengeli beslenme
-Düzenli uyku istirahat bağışıklığınızı güçlü tutacaktır.
The post Gribe iyi geliyor diye bilinenler, gerçekten faydalı mı? appeared first on İstanbul'a dair en güncel haber sitesi.
from WordPress https://istandist.com/gribe-iyi-geliyor-diye-bilinenler-gercekten-faydali-mi/
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç 3-7 m Ca, Ho, Na 5-6 Aylar Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna, Syn: Crataegus oxyacantha Kalp gülü Alıç (yemiş ) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden,Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan?da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa?da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç?ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç?ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa?da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç?ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚?den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları ), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E?nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2?ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr?ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70?lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati?de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn: ? pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya?ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğerlerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm?iş bulabilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye?nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
yagmurweb · 2 years
Text
Yeni Dünya ve Homeopati
Yeni Dünya ve Homeopati
Alternatif şifa yöntemleri ve özellikle homeopati giderek önem kazanmaktadır. Sağlık sorunları için sadece geleneksel tıbba güvenmek artık uygun görünmüyor. İnsanlar, geleneksel tıbbın tedavisini, örneğin yan etkileri nedeniyle agresif buldukları için, daha nazik şifa yöntemleriyle iyileşmeye giderek daha fazla çabalıyorlar. Bu düşünce değişikliğinin başka nedenleri de olabilir, ancak alternatif…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç 3-7 m Ca, Ho, Na 5-6 Aylar Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna, Syn: Crataegus oxyacantha Kalp gülü Alıç (yemiş ) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden,Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan?da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa?da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç?ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç?ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa?da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç?ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚?den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları ), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E?nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2?ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr?ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70?lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati?de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn: ? pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya?ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğerlerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm?iş bulabilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye?nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç 3-7 m Ca, Ho, Na 5-6 Aylar Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna, Syn: Crataegus oxyacantha Kalp gülü Alıç (yemiş ) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden,Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan?da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa?da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç?ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç?ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa?da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç?ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚?den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları ), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E?nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2?ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr?ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70?lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati?de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn: ? pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya?ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğerlerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm?iş bulabilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye?nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KÜÇÜK CEZAYİR MENEKŞESİ Çok Yıllık | 0,1-0,2m | 4-7 Aylar | CA,Ho,Na | Otu Küçük Cezayir menekşesi, Kleines Immergrün, Vinca minor L. Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: K.C Menekşe otu; Vincae minors herba K.C. Menekşe otu (yaprak. Çiçek ve sürgünleri) çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: K.C. Menekşe otu zakkumgillerin bir alt grubu olan vincagiller dahil olup bu gruba 7 bitki dahildir. Fakat bunlarında yetiştiği bölgeye, toprağa ve iklime göre oldukça çok ırkları mevcuttur. Vinca kelimesi Latince vincere kelimesinden türemiş olup hakkından gelmek anlamına gelir ve minor küçük anlamına gelir. Eskiden hekimler başta deri has¬talıklarına karşı özelliklede kafa derisindeki kaşıntıya karşı, nadiren de rahim kanaması ve kuşpalazı (difteriye) karşı kullanılmıştır. Vatanının Kuzey Afrika olduğu tahmin edilen bitki Avrupa ve Asya’nın ılıman ve subtropik iklimli bölgelerine yayılmıştır ve nihayet Kuzey Amerika’ya götürülen bitki orada da yayılmıştır.  Botanik: K.C. Menekşesi yerde sürünen ve boyu 60 cm yi bulan bir bitkidir. Çevreye yayılır fakat sadece 20cm’lik kısmı dikey olarak yük¬selir. Bitki sürgünleri ile kısa zamanda bulunduğu yerde kümeler oluştu¬rarak çoğalır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz geniş bir mızrak şeklinde veya oval şekilde, kenarları bütün kısa saplı, derimsi sertlikte veya sapsız, üst yüzeyi koyu yeşil ve parlak, alt yüzeyi mat ve yeşil renk¬lidir.  Çiçekleri açık maviden mora kadar çeşitli renk tonlarında olabilir ve beş adet olan taç yaprakları baştan ortalara kadar oval şeklinde iken buradan itibaren bel veya mala şeklini alır ve yahut da pervaneyi andırı şekil¬dedir. Pervane şeklindeki taç yaprakların geri kısmı boru şeklindedir.  Yetiştirilmesi: Bitki süs bitkisi olarak hemen hemen Türkiye’nin her yöresinde yetiştirilebilir. Köklerinden alınacak bir parça ekildiği yerde kısa sürede kümeler oluşturur.  Hasat zamanı: Yaprak dökmeyen bir bitki olması nedeniyle toplanması hemen her zaman mümkündür. Fakat en uygun zaman Nisan ve Mayıs ayında, yeni çıkan filizlerinin çiçek açmadan biraz önce toplanırsa en yüksek oranda Alkaloit içerir.  Birleşimi: K.C. Menekşe otunun birleşimindeki en önemli maddeler; a) Alkaloitler %0,15-1,4 arasında olabilir ve en önemlileri; Vincamin %25-65, Eburnamin, Akuammilin, Vincorin, Vincorubin, Eburenin, Eburnamenin, Vincaminin, Vincarubin ve Vincoridin içerir.  b) Ayrıca Tanin, Flavonit glikozitler, Urolikasit, Saponinler, Eterik yağ, C-vitamini ve Mineraller içerir. Araştırmalar: Önceleri yüksek tansiyona karşı etkileri araştırılan K.C. Menekşe otunun asıl etki alanının beyin olduğu görülmüştür. K.C. Me-nekşesi beyine kan akışını arttırıcı ve düzenleyici, beyin metabolizmasını arttırıcı, beyin kaslarının çalışmasını düzenleyici ve beyin fonksiyonlarını arttırıcı olduğu tespit edilmiş ve bu yönde yüzlerce araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucu asıl etkili olan alkaloitin Vincamin olduğu tespit edilmiştir. Bu müspet araştırmaların yanında hayvanlar üzerinde yapılan başka araştırmalarda da bitkinin kanın yapısını bozduğu ve böylece vücudun bulaşıcı hastalıklara karşı koymasının imkansız hale geldiği tespit edilmiştir. Çünkü savunma sistemi yetersiz kalmıştır. (geniş bilgi için yan tesirine bak). Bu araştırmalardan bazıları; 1) E.Szczeklik, J.Hano, B.Bogdanikow ve J.Mai tarafından 1957’de Po¬lon-ya’da K.C. Menekşe otu ile yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 30 hasta üzerinde klinik tedavi denemesi yapılmış ve hastaların çoğunun iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 2) Y.A.Shelekov ve ekibi 1964’de Rusya’da yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 90 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastalardan 74’ünün iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 3) J.Schier çiçek açan K.C. Menekşe otundan elde ettiği tentürle tedavi denemesi yapmıştır ve tedavi denemesinde K.C. Menekşe otu ten-türünün deri ve damarlardaki kan akışını arttırdığını gözlemlemiştir. (B.Vonarburg.I.118) 4) MIKUS yaptığı araştırmalarda K.C. Menekşesinin (hapının) beyin damarlarındaki sertleşmeyi (serebrale sklerose) önlediğini ve böylece unutkanlık, baş dönmesi, baş ağrısı, iç huzursuzluk, konuşma bo-zuklukları gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğunu tespit emiştir. (R.F.Weiβ 241) 5) RENECKE çevre veya beyinsel nedenle ağrı duyma rahatsızlığı olan 20 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastaların durumunda iyileşme olduğunu gözlemlemiştir.  Tesir şekli: Kan dolaşımını arttırıcı, kanı temizleyici, iç kanamayı ön¬leyici, tansiyonu düşürücü, idrarı arttırıcı ve teskin edici özelliklere sahiptir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; K.C. Menekşe otu ve ilaçları yüksek tansiyon ve beyin damarları sertliğine (serebrale sklerose) kullanılırsa da yan tesirleri nedeni ile yan tesiri olmayan Gökçek İksir tercih edilmelidir.  b) Homeopati’de K.C. Menekşe otu tentürü başta; yüksek tansiyon, akıntılı, pis kokulu ve kabarcıklı deri hastalıkları ve ekzema özellikle baş ve yüz derisindeki; burun ve rahim kanamasına karşı kullanılır.  c) Halk arasında yüksek tansiyon, unutkanlık, mide, bağırsak ve mesane üşütmesi ve ishale karşı kullanılır.  Çayı: Çayının veya diğer ilaçlarının kullanılması Alman Sağlık Bakan¬lığınca Almanya’da kullanılması yasaklanmıştır fakat bana göre tentürünün kullanılmasında bir mahzur olmasa gerek. Çünkü D3 tentürü 1/1000 sıvılaştırılmıştır. Homeopati’de: K.C. Menekşe otundan (yaprak, çiçek ve sürgünleri) 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir. Bu şişe içindeki sıvı süzülerek Homeopati’de <<Vinca minor>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden 10 ml alınarak 90 ml %70’lik alkolle karıştırıldıktan sonra D3 dozajında tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) En önemli belirtisi baş derisinde lekeler (benekler) ortaya çıkarsa ve buralardan pis kokulu sıvı akar ise 2) Baş derisinde amansız kaşıntılar hasıl olursa  3) Hasta kendini kanatıncaya kadar kaşıyorsa 4) Büyük dermansızlık ve ölümcül zafiyet 5) Vücudun boşluklarında kanama  6) Deride sulu ve kaşıntılı, yanmalı kabarcıklar varsa o zaman K.C. Menekşe otu tentürü kullanılır. Yan tesirleri: Alman Sağlık Bakanlığı 20 Temmuz 1987’de K.C. Menek¬şe otu içeren ilaçları piyasadan çekmiştir. Gerekçe olarak kanın yapısını bozduğu ve bunu da bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini azalttığını ileri sürmüştür. Bu nedenle yan tesiri olmayan Gingko drogları (Gingkolu ilaçlar) tercih edilir.  B) Büyük Cezayir Menekşesi, Groβes Immergrün, Vinca major  Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: B.C.Menekşe otu; Vincae majoris herba B.C.Menekşe otunun kökleri hariç tamamı kullanılır. Genellikle Akdeniz ülkelerinde yetişen bu türün yaprakları yumurta şeklinde uçları hafif sivri, kenarları hafif dalgalı ve yüzeyi parlaktır. Çiçekleri öncekinden farklı olarak eflatun (vişneçürüğü) renkli ve bazen de açık mavi renkli olabilir. Bileşiminde Alkaloit türevlerinden (%0,72-1,87) başta Vincamin ve az miktarda Akuammicin, Akuammin ve diğerlerinden içerir. Özel¬likleri, kullanılması ve yan tesirleri aynı K.C.Menekşesi gibidir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
LOBELYA Bir Yıllık | 7-9m | Ho,Na | Otu | Zehirli Lobelya, Lobelie, Lobelia inflata Kızılderili Tütünü  Şikin Lobelya Familyası: Lobelyagillerden,Lobeliengewaechse, Lobeliaceae Drugları: Lobelya otu: Lobeliae herba Lobelya tentürü: Lobelia inflata Lobelya otu tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır, fakat asla çayı içilmez. Çünkü zehirlidir. Giriş: Asıl vatanı kuzey Amerika’nın doğu kısmı olup günümüzde Alman-ya, Fransa, İngiltere, Polonya, Türkistan ve Türkiye gibi ülkelerde yetiştirilmektedir. Diğer ülkelerde tıbbi maksatla ve sis bitkisi olarak ye-tiştirilirken Türkiye ve Türkistan’da sadece süs bitkisi olarak yetiştirilmektedir. Lobelyanın bilinen 250 türü mevcuttur ve bunlardan şişkin lobelya: ’’lobellia inflata’’ en çok kullanılan türüdür. Bu nedenle bu tür üzerinde duracağız. İnflata şişkin anlamına gelir, bu türün çiçekleri solduktan sonra meyve kapsülleri şişer, bu nedenle bu isimle anılır. Bunun haricinde kırmızı lobelya: ’’lobelia purpurea (lobelia cardinalis)’’, mavi lobelia: ’’lobelia syphilitica (lobelia cardinalis)’’, beyaz lobelya: ’’lobelia album’’ ve Çin lobeyası: ’’lobelia chinensis’i’’ sayabiliriz. Botanik: Lobelya 30-70 cm boyunda bir yıllık dikine yükselen ve çatal-laşmayan gövdesi hafif tüylü, açık yeşil ve dört köşeli bir bitkidir. Yap-rakları 4-7 cm uzunluğunda 2-5 cm eninde oval (eliptik) şekilde, kenar¬ları hafif kertikli, üstü koyu, altı açık yeşil renkte, tüylü ve kısa saplı ve de gövdeye değişken sıra ile dizilmiştir. Çiçekleri esmerimsi yeşil renkte ve çan şeklindeki kupa yaprakları vardır ve taç yaprakları kav¬ranmıştır. Taç yaprakları diğerlerinden farklı olarak daha küçük pem¬bemsi beyaz veya mavimsi beyaz renkte gerisi boru uç kısmı ise loplu¬dur. Taç yaprakları iki dudaklı olup üst dudakta iki, alt dudakta üç lop bulunur. Çiçekleri solduktan sonra kupa yaprakları kapanarak şişer ve içi iki bölümlü küçük tohumlu meyve kapsülleri oluşur ve bu meyveleri 0,5-1 cm büyüklüğündedir. Yetiştirilmesi: Türkiye’nin hemen her bölgesinde rahatlıkla yetiştirile¬bilir. Hasat zamanı: Hazirandan Ekime kadar toplanabilir, fakat en uygun toplanma zamanı Eylülde çiçeklerini döküp meyveye dönüşmeye başladığı andır. Tentür yapmak için bitki yerden 5-10 cm yukarıdan kesilir ve taze olarak işlenir. Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutla¬ka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kuru-tulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz; a) Piperidin-Alkaloit türevleri %0,3-0,6 arasında olup en önemlileri; Lobelin, Lobelanin, Lobelanidin, Isolobelin (Izolobelin), Lobelidin ve Isolobinin’i sayabilir bunların haricinde 20 alkaloit daha mevcuttur.  b) Lobelinasit, Chelidonikasit, Eter yağları, Reçine, Zamk ve Tanin ve Flavonitler içerir. Tesir şekli: Antiasmatik (astıma karşı), balgam söktürücü, kramp çözü-cü, terletici, nefes alış verişlerini düzenleyici, sinirleri kuvvetlendirici, teskin edici ve kusturucudur.  Araştırmalar:  1) VOISIN ve MEZGER hastalar üzerinde yaptıkları araştırmalarda Lobelya tentürünün astıma karşı en etkili bitkilerden biri olduğunu ispatlamıilardır (LBH.II.803). 2) WIELAND Lobelya’nın bileşimindeki Lobelinin etki şeklini ve özelliklerini belgelemiştir. Buna göre Lobelya balgam sökücü, nefes alış verişlerini düzenleyici ve de iyi bir astım ilacı olduğunu DRF 42 ve 43 No’lu reçetelerle belgelemiştir (Age). Bu araştırmalar çok eski ve yetersizdir, bu nedenle yeni ve modern an-lamda klinik araştırmalarına ihtiyaç vardır. Bu konuda mesela Çuha kökü ve Duvar sarmaşık ve de Kekik ile yeterince araştırma yapılmıştır ve de etkileri ispatlanmıştır.  Kullanılması:  a) Homeopati’de korku, nefes darlığı, astım, bronşit, akciğer iltihabı, zatüre, emfizem,sinüzit,trigeminus nevralji, yüz felci, bulantı, kusma hissi ve bağımlılık rahatsızlıklarına (alkol ve sigara içme gibi) karşı kullanılır.  b) Halk arasında; eskiden Kızılderililer tarafından astıma karşı kullanılan Lobelya yapılan araştırmalarda bu etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir. Fakat yinede bu araştırmalar modern klinik araştırmaları de¬ğil¬dir. Ayrıca bronşit, boğmaca, kramplı öksürük, kuru öksürük gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: Lobelya’nın etkisi fakat etki süresi kısadır. Eskiden astım, koma, dumandan boğulma ve narkoz zehirlenmesine karşı damardan (0,1 gr) iğnesi yapılarak hastalar kurtarılmıştır. Günümüzde bu tür ra¬hat-sızlıklara karşı başka kimyasal ilaçlar kullanılmaktadır. Eskiden Kızılderililer tarafından astıma karşı tütün gibi sarılarak sigarası içilmiştir. Lobelya’nın birleşimindeki Lonbelin tütünün birleşimindeki nikotine çok benzer , bu nedenle sigara içenler Lobelya’yı sigara gibi içerlerse kişiye tiksinti verir. Sigara bırakmak için Lobelya yaprakları sigara gibi içilebilir fakat dikkat edilmelidir ve fazla içilmemelidir. Çayı: Lobelya’nın çayı içilmez, zira oldukça zehirlidir. Homeopati’de: Taze Lobelya otundan 50 gr ince doğrandıktan sonra bir şişeye konur ve üzerine 500 ml %70’lik alkol ilave edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır. Güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir ve bu süre sonunda süzülerek Homeopati’de <<Lobelia inflata>> ismi ile anılan bir tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4 defa 10-15 damla 6-8 hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtisi (semptom):  1) Astım, mide rahatsızlığı ile bağlantılı 2) Hemen alınganlık gösterme 3) Oldukça çok korkuları olan 4) Soğukta ve aşırı çalışmakta astımı azıyorsa  5) Kapı veya pencere açılınca rüzgarın cereyanına karşı aşırı duyarlılık gösteriyorsa 6) Nefes darlığı nedeni ile ölüm korkusu içinde ise  7) Göğsü daralıyorsa o zaman Lobelya gerekir. Yan tesirleri: Tarife uyulmadığında zehirlenmelere sebep olabilir. Şayet tentürü ve natürel ilacı bulunamaz ise ½ kahve kaşığı (1-2 gr) 250-300 ml kaynar su ile haşlanır ve demi gün boyunca yudum yudum içilir. Bir günde bir bardaktan fazla içilmez. B) Kırmızı Lobelya, Rote Lobelie, Lobelia Purpurea Şişkin Lobelya’ya göre büyük, geniş yapr5aklı, büyük kırmızı çiçekli bir tür olup birleşiminde Lobelin bulunmaz. C) Mavi Lobelya, Blaue Lobelie, Lobelia syphilitica  Çiçeklerinin mavi olması nedeni ile Mavi Lobelya diye anılır ve yaprakları büyük 1 mm boyunda bir tür olup köklerinin eskiden frengi hastalığına kullanılması nedeni ile syphilitica diye anılır. Birleşimindeki maddeler şiş¬kin Lobelya’ya benzemez, bu nedenle aynı maksatla kullanılamaz. D) Beyaz Lobelya, Weiβe Lobelie, Lobelia album  Çiçeklerinin beyaz renkte olması nedeni ile Beyaz Lobelya diye anılır ve kırmızı mavi Lobelya gibi büyük bir türdür. Bu üç tür genellikle süs bitkisi olarak yetiştirilir ve tıbbi olarak ek kullanılmaz. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KÜÇÜK CEZAYİR MENEKŞESİ Çok Yıllık | 0,1-0,2m | 4-7 Aylar | CA,Ho,Na | Otu Küçük Cezayir menekşesi, Kleines Immergrün, Vinca minor L. Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: K.C Menekşe otu; Vincae minors herba K.C. Menekşe otu (yaprak. Çiçek ve sürgünleri) çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: K.C. Menekşe otu zakkumgillerin bir alt grubu olan vincagiller dahil olup bu gruba 7 bitki dahildir. Fakat bunlarında yetiştiği bölgeye, toprağa ve iklime göre oldukça çok ırkları mevcuttur. Vinca kelimesi Latince vincere kelimesinden türemiş olup hakkından gelmek anlamına gelir ve minor küçük anlamına gelir. Eskiden hekimler başta deri has¬talıklarına karşı özelliklede kafa derisindeki kaşıntıya karşı, nadiren de rahim kanaması ve kuşpalazı (difteriye) karşı kullanılmıştır. Vatanının Kuzey Afrika olduğu tahmin edilen bitki Avrupa ve Asya’nın ılıman ve subtropik iklimli bölgelerine yayılmıştır ve nihayet Kuzey Amerika’ya götürülen bitki orada da yayılmıştır.  Botanik: K.C. Menekşesi yerde sürünen ve boyu 60 cm yi bulan bir bitkidir. Çevreye yayılır fakat sadece 20cm’lik kısmı dikey olarak yük¬selir. Bitki sürgünleri ile kısa zamanda bulunduğu yerde kümeler oluştu¬rarak çoğalır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz geniş bir mızrak şeklinde veya oval şekilde, kenarları bütün kısa saplı, derimsi sertlikte veya sapsız, üst yüzeyi koyu yeşil ve parlak, alt yüzeyi mat ve yeşil renk¬lidir.  Çiçekleri açık maviden mora kadar çeşitli renk tonlarında olabilir ve beş adet olan taç yaprakları baştan ortalara kadar oval şeklinde iken buradan itibaren bel veya mala şeklini alır ve yahut da pervaneyi andırı şekil¬dedir. Pervane şeklindeki taç yaprakların geri kısmı boru şeklindedir.  Yetiştirilmesi: Bitki süs bitkisi olarak hemen hemen Türkiye’nin her yöresinde yetiştirilebilir. Köklerinden alınacak bir parça ekildiği yerde kısa sürede kümeler oluşturur.  Hasat zamanı: Yaprak dökmeyen bir bitki olması nedeniyle toplanması hemen her zaman mümkündür. Fakat en uygun zaman Nisan ve Mayıs ayında, yeni çıkan filizlerinin çiçek açmadan biraz önce toplanırsa en yüksek oranda Alkaloit içerir.  Birleşimi: K.C. Menekşe otunun birleşimindeki en önemli maddeler; a) Alkaloitler %0,15-1,4 arasında olabilir ve en önemlileri; Vincamin %25-65, Eburnamin, Akuammilin, Vincorin, Vincorubin, Eburenin, Eburnamenin, Vincaminin, Vincarubin ve Vincoridin içerir.  b) Ayrıca Tanin, Flavonit glikozitler, Urolikasit, Saponinler, Eterik yağ, C-vitamini ve Mineraller içerir. Araştırmalar: Önceleri yüksek tansiyona karşı etkileri araştırılan K.C. Menekşe otunun asıl etki alanının beyin olduğu görülmüştür. K.C. Me-nekşesi beyine kan akışını arttırıcı ve düzenleyici, beyin metabolizmasını arttırıcı, beyin kaslarının çalışmasını düzenleyici ve beyin fonksiyonlarını arttırıcı olduğu tespit edilmiş ve bu yönde yüzlerce araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucu asıl etkili olan alkaloitin Vincamin olduğu tespit edilmiştir. Bu müspet araştırmaların yanında hayvanlar üzerinde yapılan başka araştırmalarda da bitkinin kanın yapısını bozduğu ve böylece vücudun bulaşıcı hastalıklara karşı koymasının imkansız hale geldiği tespit edilmiştir. Çünkü savunma sistemi yetersiz kalmıştır. (geniş bilgi için yan tesirine bak). Bu araştırmalardan bazıları; 1) E.Szczeklik, J.Hano, B.Bogdanikow ve J.Mai tarafından 1957’de Po¬lon-ya’da K.C. Menekşe otu ile yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 30 hasta üzerinde klinik tedavi denemesi yapılmış ve hastaların çoğunun iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 2) Y.A.Shelekov ve ekibi 1964’de Rusya’da yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 90 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastalardan 74’ünün iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 3) J.Schier çiçek açan K.C. Menekşe otundan elde ettiği tentürle tedavi denemesi yapmıştır ve tedavi denemesinde K.C. Menekşe otu ten-türünün deri ve damarlardaki kan akışını arttırdığını gözlemlemiştir. (B.Vonarburg.I.118) 4) MIKUS yaptığı araştırmalarda K.C. Menekşesinin (hapının) beyin damarlarındaki sertleşmeyi (serebrale sklerose) önlediğini ve böylece unutkanlık, baş dönmesi, baş ağrısı, iç huzursuzluk, konuşma bo-zuklukları gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğunu tespit emiştir. (R.F.Weiβ 241) 5) RENECKE çevre veya beyinsel nedenle ağrı duyma rahatsızlığı olan 20 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastaların durumunda iyileşme olduğunu gözlemlemiştir.  Tesir şekli: Kan dolaşımını arttırıcı, kanı temizleyici, iç kanamayı ön¬leyici, tansiyonu düşürücü, idrarı arttırıcı ve teskin edici özelliklere sahiptir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; K.C. Menekşe otu ve ilaçları yüksek tansiyon ve beyin damarları sertliğine (serebrale sklerose) kullanılırsa da yan tesirleri nedeni ile yan tesiri olmayan Gökçek İksir tercih edilmelidir.  b) Homeopati’de K.C. Menekşe otu tentürü başta; yüksek tansiyon, akıntılı, pis kokulu ve kabarcıklı deri hastalıkları ve ekzema özellikle baş ve yüz derisindeki; burun ve rahim kanamasına karşı kullanılır.  c) Halk arasında yüksek tansiyon, unutkanlık, mide, bağırsak ve mesane üşütmesi ve ishale karşı kullanılır.  Çayı: Çayının veya diğer ilaçlarının kullanılması Alman Sağlık Bakan¬lığınca Almanya’da kullanılması yasaklanmıştır fakat bana göre tentürünün kullanılmasında bir mahzur olmasa gerek. Çünkü D3 tentürü 1/1000 sıvılaştırılmıştır. Homeopati’de: K.C. Menekşe otundan (yaprak, çiçek ve sürgünleri) 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir. Bu şişe içindeki sıvı süzülerek Homeopati’de <<Vinca minor>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden 10 ml alınarak 90 ml %70’lik alkolle karıştırıldıktan sonra D3 dozajında tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) En önemli belirtisi baş derisinde lekeler (benekler) ortaya çıkarsa ve buralardan pis kokulu sıvı akar ise 2) Baş derisinde amansız kaşıntılar hasıl olursa  3) Hasta kendini kanatıncaya kadar kaşıyorsa 4) Büyük dermansızlık ve ölümcül zafiyet 5) Vücudun boşluklarında kanama  6) Deride sulu ve kaşıntılı, yanmalı kabarcıklar varsa o zaman K.C. Menekşe otu tentürü kullanılır. Yan tesirleri: Alman Sağlık Bakanlığı 20 Temmuz 1987’de K.C. Menek¬şe otu içeren ilaçları piyasadan çekmiştir. Gerekçe olarak kanın yapısını bozduğu ve bunu da bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini azalttığını ileri sürmüştür. Bu nedenle yan tesiri olmayan Gingko drogları (Gingkolu ilaçlar) tercih edilir.  B) Büyük Cezayir Menekşesi, Groβes Immergrün, Vinca major  Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: B.C.Menekşe otu; Vincae majoris herba B.C.Menekşe otunun kökleri hariç tamamı kullanılır. Genellikle Akdeniz ülkelerinde yetişen bu türün yaprakları yumurta şeklinde uçları hafif sivri, kenarları hafif dalgalı ve yüzeyi parlaktır. Çiçekleri öncekinden farklı olarak eflatun (vişneçürüğü) renkli ve bazen de açık mavi renkli olabilir. Bileşiminde Alkaloit türevlerinden (%0,72-1,87) başta Vincamin ve az miktarda Akuammicin, Akuammin ve diğerlerinden içerir. Özel¬likleri, kullanılması ve yan tesirleri aynı K.C.Menekşesi gibidir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
Yüksek dozda vitamin ve bitkisel ilaç kullanan ya da şiropraktöre başvuranlardansanız, dünyanın her ülkesine yayılmış hastalığı önlemek ya da çeşitli hastalıkları tedavi etmek için alternatif tıptan yararlanan milyonlarca kişinin arasında yer alıyorsunuz. Çok çeşitli terimlerle tanımlanan alternatif tıp (tamamlayıcı, bütünleştirici ve konvansiyonel olmayan), konvansiyonel tıpta (tıp camiasında uygulanan ya da kabul edilen) yer almayan tedavi uygulamalarını içerir. Batılı ülkelerde tıbbi uygulamaların büyük çoğunluğunun konvansiyonel olmasına karşın, tüm dünyada sağlık hizmetlerinin yaklaşık %70 ya da %90 ı alternatif gelenekler ve uygulamalarla sağlanıyor. Yüzlerce farklı felsefe ve işlemi dışlayan alternatif tedaviler genellikle, ideolojik kökenlidir. Bu tedavilerin çoğu, güvenliliği ve etkililiği belirleyen bilimsel araştırmalarla desteklenmiyor. Bazı alternatif tedavilerin tehlikeli yan etkileri vardır. Ayrıca konvansiyonel tıbbi tedavi yerine alternatif tedavi uygulanması, hastaların bilimsel dayanağı olan tedavilerden yararlanma şansını geciktirebilir ya da kaybettirebilir. Amerikalılar alternatif tıp pratisyenlerini 1990 yılında 427 milyon kez ziyaret ederken, 1997 yılında bu sayı %47 artışla 629 milyona yükselmiştir. 1997 yılında alternatif tedavi için harcanan miktar (sigorta kapsamı dışında) 27 milyar dolardır. Bu miktar, 1997 yılında ABD de tüm hekim ziyaretlerinde harcandığı hesaplanan miktarla (sigorta kapsamı dışında) neredeyse aynıdır. BAZI ALTERNATİF TEDAVİ TİPLERİ: Akupunktur: Vücudun belirli noktalarına tedavi amacıyla iğne batırılması; vücuttaki anatomik akupunktur noktalarını uyarmak için ısı, basınç ya da elektromanyetik enerjiyi de içerebilir. Aromaterapi: Çiçek, yaprak, bitki sapı, meyve ve köklerden elde edilen uçucu yağın tedavi amacıyla kullanılması. Şiropraktik: Omurgadaki bozuklukların hastalığın temel nedeni olduğu düşüncesine dayanır; omurga üzerinde elle yapılan işlemleri ve girişimleri kapsar. Folk tıp: Belirli bir topluluğun ya da etnik/kültürel grubun inançlarına, gelenekve göreneklerine dayanan tıbbi tedavidir. Bitkisel tıp: Belirtileri tedavi etmek ve sağlıklı olmak için bitkilerin çeşitli bölümlerinin kullanılması; bitkilerin tıp tarihinde uzun bir öyküsü vardır, ancak yıllar önce etkili olduğu kanıtlanmış birçok bitkinin yerini daha etkili sentetik bileşikler aldı; ABD Gıda ve İlaç İdaresi (Food and Drug Administration: FDA) günümüzde bitkisel ürünlerle ilgili bir işlem yapmıyor. Üretici ve dağıtıcılar FDA nın onayı olmadan sağlıkla ilgili belirli iddialarda bulunamadığından, bu ürünler sadece besin ekleri olarak pazarlanabiliyor. Homeopati: Yalnızca vücutta iyileşmeye yönelik yanıtı uyarmak amacıyla kullanılan bitki, hayvan ve mineral kökenli ilaçlar. ALTERNATİF TEDAVİLERLE İLGİLİ DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN KONULAR: Güvenlilik ve etkililik: Ürün ya da uygulama hiçbir zarara yol açmamalı ve istenilen yararı sağlamalıdır. Herhangi bir alternatif ya da tamamlayıcı tedavinin güvenliliği ve etkililiğiyle ilgili özel bilgiler verilebilmelidir. Alternatif tıp pratisyeninin uzmanlığı: Herhangi bir alternatif tıp pratisyeninin eğitimi, niteliği ve yeteneği yakından araştırılmalıdır. Alternatif tıp, konvansiyonel tıp kadar iyi düzenlenmemiştir. Hizmetin kalitesi: Sunulan hizmetin tıbbi güvenlilik ve bakım standartlarına uygun olup olmadığını belirleyin; bu konuyla ilgili devlet ya da yerel idareler ve tüketici kuruluşlarıyla temas kurun; pratisyeni muayenehanesinde, klinikte ya da hastanede ziyaret edin; ve bu hizmetten yararlananlarla görüşün. Maliyet: Birçok alternatif tedavi sigorta kapsamı dışında kaldığından, bu tedavilerin maliyetini diger pratisyenlerin uygulama maliyetiyle karşılaştırın ya da hekim birliklerine danışın. Hekiminize danışın: Her tip tıbbi tedaviyi doktorunuzla tartışın. Doktorunuzun sizi daha etkili biçimde tedavi edebilmesi ve tedavi etkileşimlerini önleyebilmesi için daha önce uygulamış olduğunuz ya da halen uyguladığınız konvansiyonel ve alternatif tedavileri bilmesi gerekir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç | 3-7 m | Ca, Ho, Na | 5-6 Aylar | Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna Kalp gülü Syn: “ oxyacantha Alıç (yemiş) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden, Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan’da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa’da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç’ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç’ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa’da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç’ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚’den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşimi: Yaprak ve çiçeklerinin birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz; a) Flavonitler %1,5-2 arasında olup en önemlileri; Vitexin-2-O-α-L-rhamnosit %0,53, Hiperoksid %0,28, Rutin %0,17, Vitexin %0,02 ve ayrıca Vitexinrhamnosit, Epiodictyolglikozit, İzovitexin, Orientin, Orientin-2-O-rhamnosit ve Apigenin-Luteolin ve Kâmpferol türevleri b) Procynidin türevleri %2-3 arasında olup (+)-Cartechin ve (-)-Epicatechinler’in 0C-4 ve C-8’dan çeşitli şekilde birbirleri ile bağlanmasıyla Procynidin türevlerini oluşturur. Procyanidinler; Procynidin B-2=((-)-Epicatechin/(-)-Epicatechin) Procynidin B-1=((-)-Epicatechin/(+)-Epicatechin), Procynidin B-3=((+)-Catechin/(+)-Catechin) ve Procynidin B-4=((+)-Catechin/(-)-Epicatechin) ve Procynidin A-2 içerir. A çift bağlantıyı, B tek bağlantıyı ve C üçlü bağlantı olduğunu açıklar. c) Organik asitler; Chlorogenasit, Kahve asidi d) Triterpencarbonikasitler; Oleonol asit, Ursolasit ve Crataegolasit (=2-α-Hyroxyoleanolasit) e) Aminler; Cholin, Asetilcholin ve Alkalaminler f) Xanthin türevleri; Adenin, Adenosin ve Ürik asit g) Vitaminler ve mineraller özellikle Potasyum içerir. Meyvesinin birleşiminde olan maddeler; a) Triterpenasitler %0,3-0,5 arasında ve en önemlileri; Ursolasit ve Crataegolasitler içerir. b) Flavonitler; Vitexin, Vitexinrhamnosit ve Hyrosid Procyanidinler; %2,5-3,5 arasında olup en önemlileri; Procynidin B2, B3, B4, B1 ve A2’dir. Araştırmalar: Alıç ekstresi ile binlerce klinik veya muayenehanede binlerce kalp zafiyeti olan hasta üzerinde tedavi denemeleri yapılmış ve çok güzel sonuçlar elde edilmiştir. 1) Sadece 1991-1994 yıllarında 14 kontrollü klinik araştırmasında toplam 741 kalp zafiyeti olan hasta üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu araştırmalarda önce hastalara günde 180mg Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) verilmiş ve bu miktar sürekli artırılarak 1994’den itibaren günlük 900mg’ın daha etkili olduğu tespit edilmiştir. (RP.104) 2) Toplam 3664 kalp rahatsızlığı olan hasta üzerinde 940 doktorun kendi muayenehanesinde veya Üniversite kliniğinde kimyasal ilaçlarla veya Alıç ekstresi ile tedavi denemesi yapılmıştır. Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) alan 1476 hastanın kimyasal ilaç alanlara göre daha iyi duruma 8 haftada ulaştıkları tespit edilmiştir. Alıç ekstresinin hiçbir yan tesri olmadığı gibi diğer organlarda olumlu etkileri vardır. Bu tedavi sonunda hastalarda görülen güçsüzlük, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kalp teklemesi, ödem, göğüs basıncının artması (göğüs sıkışması), zorlanarak öksürme gibi rahatsızlıkların iyileştiği görülmüştür. (ZP.1.98.22) 3) A.Förster ve ekibi 1994’de kalp zafiyeti olan 40 hasta üzerinde Alıç ekstresi ile 8 hafta süren tedavi denemesi yapmıştır. Bu tedavi so-nucu, dermansızlık, hemen yorulma, zorlanmada nefes darlığı, göğüs sıkışması ve güç kaybını iyileştirdiği tespit edilmiştir. (ZP.1.94.20) 4) Tauchert ve ekibi 1994’de Leverkusen’da kalp zafiyeti olan 132 hasta üzerinde klinik araştırması yapılmış ve bunlardan bir gruba günde 3x500mg Alıç ekstresi, diğer gruba kimyasal ilaç olan Kaptopril verilmiştir. Tedavi 8 hafta sürmüş ve Alıç ekstresi alanların kimyasal ilaç alanlardan daha etkili olduğu anlaşılmıştır. (ZP.2.94.78) Tesir şekli: Kalp kaslarını kuvvetlendirici (inotrop), kalp damar-larındaki (koroner) kan dolaşımını artırıcı, kalp frekanslarını düzenleyici, tansiyonu düzenleyici, damarları genişletici, krampları çözücü ve teskin edicidir. Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E’nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati’de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2’ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Gökçek Kalp çayı (kalp güçlendirici ve yüksek tansiyona karşı); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >40 gr Ökse otu >20 gr Oğulotu yaprağı Gökçek Kalp çayı (sindirim bozuklukları ve kalp rah.); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >20 gr Oğulotu yaprağı >15 gr Papatya çiçeği >15 gr kimyon tohumu Gökçek Kalp çayı (kramplı kalp rahatsızlığına karşı); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >20 gr Kaz otu >20 gr Oğulotu yaprağı >10 gr Arnika çiçeği Gökçek Kalp çayı (sinirsel nedenle); >40 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Oğulotu yaprağı >20 gr Turunç kabuğu >10 gr Zencefil kökü Gökçek Kalp çayı (sinirsel kalp rahatsızlık); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Oğulotu yaprağı >20 gr Turunç kabuğu Dr.Rauch Kalp çayı (kalp ve alçak tansiyon için); >30 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Biberiye yaprağı >30 gr Civanperçemi otu Homeopati’de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr’ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati’de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): 1) Baş ateş gibi sıcak ve yanıyorsa 2) Kalp çarpıntısı ve kalp hışırtısı 3) Mide-bağırsak rahatsızlıkları 4) Kalp ağrısı ve batması 5) Baş dönmesi 6) Deri kaşıntısı 7) Hava alamama, tık nefes, nefes darlığı 8) Dermansızlık, güçsüzlük 9) Göğüste ağrı ve göğüs kafesinde ağrı 10) Baş ağrısı, migren, başta basınç ve başta hissedilen ağrı 11) Burun kanaması 12) İç huzursuzluk 13) Uyuyamama veya uyuma zorluğu 14) Kusma 15) Kalbi büyümüş gibi hissetme Bu gibi hallerde Alıç tentürü gerekir. Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn:“ pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya’ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğer-lerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm’iş bula-bilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra  Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye’nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç | 3-7 m | Ca, Ho, Na | 5-6 Aylar | Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna Kalp gülü Syn: “ oxyacantha Alıç (yemiş) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden, Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan’da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa’da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç’ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç’ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa’da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç’ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚’den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşimi: Yaprak ve çiçeklerinin birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz; a) Flavonitler %1,5-2 arasında olup en önemlileri; Vitexin-2-O-α-L-rhamnosit %0,53, Hiperoksid %0,28, Rutin %0,17, Vitexin %0,02 ve ayrıca Vitexinrhamnosit, Epiodictyolglikozit, İzovitexin, Orientin, Orientin-2-O-rhamnosit ve Apigenin-Luteolin ve Kâmpferol türevleri b) Procynidin türevleri %2-3 arasında olup (+)-Cartechin ve (-)-Epicatechinler’in 0C-4 ve C-8’dan çeşitli şekilde birbirleri ile bağlanmasıyla Procynidin türevlerini oluşturur. Procyanidinler; Procynidin B-2=((-)-Epicatechin/(-)-Epicatechin) Procynidin B-1=((-)-Epicatechin/(+)-Epicatechin), Procynidin B-3=((+)-Catechin/(+)-Catechin) ve Procynidin B-4=((+)-Catechin/(-)-Epicatechin) ve Procynidin A-2 içerir. A çift bağlantıyı, B tek bağlantıyı ve C üçlü bağlantı olduğunu açıklar. c) Organik asitler; Chlorogenasit, Kahve asidi d) Triterpencarbonikasitler; Oleonol asit, Ursolasit ve Crataegolasit (=2-α-Hyroxyoleanolasit) e) Aminler; Cholin, Asetilcholin ve Alkalaminler f) Xanthin türevleri; Adenin, Adenosin ve Ürik asit g) Vitaminler ve mineraller özellikle Potasyum içerir. Meyvesinin birleşiminde olan maddeler; a) Triterpenasitler %0,3-0,5 arasında ve en önemlileri; Ursolasit ve Crataegolasitler içerir. b) Flavonitler; Vitexin, Vitexinrhamnosit ve Hyrosid Procyanidinler; %2,5-3,5 arasında olup en önemlileri; Procynidin B2, B3, B4, B1 ve A2’dir. Araştırmalar: Alıç ekstresi ile binlerce klinik veya muayenehanede binlerce kalp zafiyeti olan hasta üzerinde tedavi denemeleri yapılmış ve çok güzel sonuçlar elde edilmiştir. 1) Sadece 1991-1994 yıllarında 14 kontrollü klinik araştırmasında toplam 741 kalp zafiyeti olan hasta üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu araştırmalarda önce hastalara günde 180mg Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) verilmiş ve bu miktar sürekli artırılarak 1994’den itibaren günlük 900mg’ın daha etkili olduğu tespit edilmiştir. (RP.104) 2) Toplam 3664 kalp rahatsızlığı olan hasta üzerinde 940 doktorun kendi muayenehanesinde veya Üniversite kliniğinde kimyasal ilaçlarla veya Alıç ekstresi ile tedavi denemesi yapılmıştır. Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) alan 1476 hastanın kimyasal ilaç alanlara göre daha iyi duruma 8 haftada ulaştıkları tespit edilmiştir. Alıç ekstresinin hiçbir yan tesri olmadığı gibi diğer organlarda olumlu etkileri vardır. Bu tedavi sonunda hastalarda görülen güçsüzlük, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kalp teklemesi, ödem, göğüs basıncının artması (göğüs sıkışması), zorlanarak öksürme gibi rahatsızlıkların iyileştiği görülmüştür. (ZP.1.98.22) 3) A.Förster ve ekibi 1994’de kalp zafiyeti olan 40 hasta üzerinde Alıç ekstresi ile 8 hafta süren tedavi denemesi yapmıştır. Bu tedavi so-nucu, dermansızlık, hemen yorulma, zorlanmada nefes darlığı, göğüs sıkışması ve güç kaybını iyileştirdiği tespit edilmiştir. (ZP.1.94.20) 4) Tauchert ve ekibi 1994’de Leverkusen’da kalp zafiyeti olan 132 hasta üzerinde klinik araştırması yapılmış ve bunlardan bir gruba günde 3x500mg Alıç ekstresi, diğer gruba kimyasal ilaç olan Kaptopril verilmiştir. Tedavi 8 hafta sürmüş ve Alıç ekstresi alanların kimyasal ilaç alanlardan daha etkili olduğu anlaşılmıştır. (ZP.2.94.78) Tesir şekli: Kalp kaslarını kuvvetlendirici (inotrop), kalp damar-larındaki (koroner) kan dolaşımını artırıcı, kalp frekanslarını düzenleyici, tansiyonu düzenleyici, damarları genişletici, krampları çözücü ve teskin edicidir. Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E’nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati’de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2’ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Gökçek Kalp çayı (kalp güçlendirici ve yüksek tansiyona karşı); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >40 gr Ökse otu >20 gr Oğulotu yaprağı Gökçek Kalp çayı (sindirim bozuklukları ve kalp rah.); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >20 gr Oğulotu yaprağı >15 gr Papatya çiçeği >15 gr kimyon tohumu Gökçek Kalp çayı (kramplı kalp rahatsızlığına karşı); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >20 gr Kaz otu >20 gr Oğulotu yaprağı >10 gr Arnika çiçeği Gökçek Kalp çayı (sinirsel nedenle); >40 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Oğulotu yaprağı >20 gr Turunç kabuğu >10 gr Zencefil kökü Gökçek Kalp çayı (sinirsel kalp rahatsızlık); >50 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Oğulotu yaprağı >20 gr Turunç kabuğu Dr.Rauch Kalp çayı (kalp ve alçak tansiyon için); >30 gr Alıç yaprak+çiçeği >30 gr Biberiye yaprağı >30 gr Civanperçemi otu Homeopati’de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr’ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70’lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati’de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): 1) Baş ateş gibi sıcak ve yanıyorsa 2) Kalp çarpıntısı ve kalp hışırtısı 3) Mide-bağırsak rahatsızlıkları 4) Kalp ağrısı ve batması 5) Baş dönmesi 6) Deri kaşıntısı 7) Hava alamama, tık nefes, nefes darlığı 8) Dermansızlık, güçsüzlük 9) Göğüste ağrı ve göğüs kafesinde ağrı 10) Baş ağrısı, migren, başta basınç ve başta hissedilen ağrı 11) Burun kanaması 12) İç huzursuzluk 13) Uyuyamama veya uyuma zorluğu 14) Kusma 15) Kalbi büyümüş gibi hissetme Bu gibi hallerde Alıç tentürü gerekir. Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn:“ pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya’ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğer-lerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm’iş bula-bilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra  Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye’nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ALIÇ Ağaç 3-7 m Ca, Ho, Na 5-6 Aylar Çiçek, Yaprak ve Meyveleri Alıç, WeiBdorn, Crataegus monogyna, Syn: Crataegus oxyacantha Kalp gülü Alıç (yemiş ) Yemişen Erderan Beyaz diken Familyası: Gülgillerden,Rosengewâchse, Rosaceae Drugları: Alıç meyvesi; Crataegi fructus Alıç çiçek ve yaprağı; Crataegi folium cumflore Giriş: Alıç çiçek ve yaprakları genellikle birlikte kullanılır ve birebir karıştırılır. Alıç çiçek ve yaprakları çay, ekstre ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Alıcın meyvesi ise tentür yapımında kullanılır. Alıcın bilinen 1000 türü vardır ve bunlardan Dişli Alıç; Crataegus monogyna, Loplu Alıç; Crataegus laevigata ayrım yapılmadan kullanılır. Bu iki türün haricindeki Alıç türleri de kullanılabilir, fakat etkileri oldukça düşüktür. Alıç çiçek ve yaprağının kalp zafiyetine karşı kullanılması oldukça eskidir fakat ilk klinik araştırmasını E.Assmann 1930 yılında gerçekleştirmiş ve onu diğer araştırmalar takip etmiştir. Dişli Alıç genellikle Avrupa, Kuzey Afrika, Türkiye, Horasan ve Türkistan?da Loplu Alıç ise genellikle Avrupa?da yetişir. Bazı yazarlar Almanca Weibdorn karşılığı olan Akdiken kelimesi ile Akdiken bitkisinin kastedildiğini iddia etmişlerdir. Oysa Akdiken bir bitkidir ve Alıçla hiçbir ilgisi oktur. Bu nedenle bu konuda kitap yazanların sapla samanı ayırmaları gerekir. Botanik: a) Dişli Alıç veya Tek iğneli Alıç?ta denir çünkü yapraklarının lopları sivrice olup köpek dişine benzerken çiçeklerinin göbeğinde tek iğne (monogyna) olduğundan Tek iğneli diye anılır. Yaprakları derin loplu ve lopların ucu sivri olduğundan Dişli Alıç diye de anılır. Yaprakları 3-5loplu, üst yüzeyi koyu yeşil renkli, parlak, alt yüzeyi açık yeşil renkli ve donuk ve de derimsidir. Çiçekleri demet gibi topluca bir arada, uzun saplı, kupa yaprakları incecik ve yeşil renkli, taç yaprakları 5 adet, 0,5cm çapında, küre şeklinde, beyaz veya beyazımsı pembe renklidir. Çiçeklerin ortasında 15-20adet topuzcuğu pembemsi, beyaz saplı döllenme tozlukları ve göbekte bir iğnesi vardır. Bu alıç?ın göbeğinde bir iğne olduğundan Tek iğneli (monogyna) ismi ile de anılır. Meyveleri küre veya yumurta şeklinde, 0,6-1cm uzunluğunda, 0,4-0,8cm eninde, koyu kırmızımsı renklidir. b) Eliptik Alıç; Crataegus laevigata, bu tür yukarıdakinden daha farklı olarak genellikle Avrupa?da yetişir ve yaprakları ile çiçeklerinden basit farklılıklar vardır. Yapraklarına eliptik denmesinin nedeni eliptik şekilde olmasındandır ve kenarları da kertiklidir. Yaprakları 3-5loplu, loplar bazen derin, bazen de oldukça küçüktür ve kenarlarının kertikli olmasının nedeni ile Kertikli Alıç?ta denir. Çiçekleri aynı yukarıdaki şekilde olup yalnız iki küçük farkı vardır. Döllenme tozlukları kırmızı renkte ve göbekte iki iğnesi vardır. Meyveleri oldukça küçük olup 1-5cm çapında, kırmızı renkli, içinde 2-3çekirdek bulunur. Yetiştirilmesi: Bu iki türün de Türkiye?nin hemen her bölgesinde yetiştirilmesi mümkün olup özel bir bakıma ihtiyacı yoktur. Hasat zamanı: Yaprak ve çiçekleri ayrı ayrı veya birlikte toplanır ve kurutulur. Çiçek ve yaprakların eşit oranda veya eşite yakın oranda olması en uygun ve etkili olanıdır. Alıç çiçek ve yapraklarının gölgede kurutulması ve 38C˚?den fazla ısı olursa çiçeklerinin birleşimindeki eterik yağlar bozulabilir. Maalesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutulmalıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş?te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlarda açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukça azaltır. Birleşiminde: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Araştırmalar: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Tesir şekli: Geniş bilgi: Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp isimli kitabımızda mevcuttur. Kullanılması: a) Araştırmalara göre; Alıç ekstresi (Alıç yaprak ve çiçek ekstresi) başta; koroner yetmezliği, kalp çarpıntısı, güç kaybı (kalbin beslenememesi nedeni ile), göğüs sıkışması, kalp atışlarında anormallik (aritmi=kalp ritim bozuklukları ), nefes darlığı, hemen yorulma, vücudun su toplaması (ödem) ve gece nefes darlığı gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Bütün bu rahatsızlıklar kalp zafiyeti sonucu ortaya çıkarlar. b) Komisyon E?nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç yaprak ve çiçek çayının ve ekstresinin NYA I.ve II.derecedeki kalp zafiyetine karşı kullanılabileceği beyan edilmiştir. c) Homeopati?de; Alıç tentürü Alıç meyvelerinden hazırlanır. Başta; yorgunluk, dökülmüş gibi dermansızlık, iştahsızlık, korkulu ve tahriş edici hal, ağır baş ağrısı, baş dönmesi, uyuyamama ve korkulu rüyalar görmeye karşı kullanılır. d) Halk arasında; Kalp ve damar rahatsızlıkları, yüksek ve alçak tansiyona karşı kullanılır. Meyvesinin kullanımı ise; a) Komisyon E2nin 19.07.1994 tarih ve 133nolu monografi bildirisinde Alıç meyve çayı, tentürü veya ekstresinin kalp damarlarında (koroner) kan dolaşımını artırıcı ve genişletici, kalbi kuvvetlendirici, kan dolaşımını düzenleyici ve arteriosklerozu önleyici olduğu beyan edilmiştir. b) Alıç meyvesinin tentürü başta kalp zafiyeti ve kalp zafiyeti ile ortaya çıkan güçsüzlük, nefes darlığı, göğüs daralması, yüksek tansiyon, damara sertliği gibi rahatsızlıklara karşı kullanılır. Açıklama: New York Kalp hastalıkları derneği (N.Y.H.A=New York Hearth Association) kalp hastalıklarını ağırlığına göre 4 bölüme ayırmış ve Alıç ekstresinin NYHA 1 ve 2?ye karşı etkili olabileceğini beyan etmiştir. N.Y.H.A 3 ve 4. derecedeki kalp rahatsızlığına karşı Digitalis (Yüksük otu tentürü) veya Adasoğanı tentürü kullanılır. Alıç diğer kalbe etkili olan bitkilerden farklı olarak hem yüksek hem de alçak tansiyona karşı etkilidir. Yani tansiyonu ayarlayıcıdır. Alıç yaprak ve çiçeklerinden elde edilen ekstreye kısaca Alıç ekstresi denir. Alıç ekstresi kalp damarları yani koronerleri genişletir. Buralardaki tıkanmaları önler ve kalp kaslarına oksijen, besin ve akyuvar akışını artırarak kalbi besler, buradaki iltihapları önler. Bu nedenle en iyi koroner ilacı olarak gözükür ve de ispatlanmıştır. Çayı: İçilecek her bardak çay için iki kahve kaşığı demliğe konur ve üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Homeopati?de: Olgunlaşmış Alıç meyvesi ezildikten sonra 20gr?ı bir şişeye konur ve üzerine 80ml %70?lik Alkol ilave edildikten sonra 6-8hafta bekletilir ve sonra süzülerek Homeopati?de<<Crataegus>>ismi ile anılan tentür elde edilir. bu tentürden günde 3-5defa 10-15damla 4-6hafta süreyle alınır. Hastalığın belirtileri (semptom): Yan tesirleri: Alıç yaprak, çiçek ve meyvesinin bilinen bir yan tesiri yoktur. Bu yukarıdaki iki türün haricinde kullanılabilen üç tür daha vardır. B) Türk Alıcı, Azaroldorn, Crataegus azarolus (Syn: ? pontica) Bu alıcın vatanı Türkiye, Horasan ve Türkistan olup buradan İtalya?ya oradan da Akdeniz ve Avrupa ülkelerine yayılmıştır. Türk Alıcı diğerlerinden farklı olarak meyveleri 1,5-3cm çapında, bazen de 4cm?iş bulabilir. Bu meyve küre veya muşmula şeklinde, sarı veya portakal renginde olabilir. Çiçek, yaprak ve meyveleri aynı yukarıdaki şekilde kullanılabilir. C) Esmer Alıç, Schwarse Weibdorn, Crataegus nigra Vatanı Balkanlar, Macaristan, Çekoslovakya, Slovak ya olup meyvelerinin esmer olması nedeni ile diğerlerinden ayrılır. Bu türünde çiçek, yaprak ve meyveleri de aynı şekilde kullanılır. D) Beş iğneli alıç, Fünfgriffige Weibdorn, Crataegus pentagyna Bu Beş İğneli Alıç Balkanlar, Macaristan, Ukrayna, Kafkaslar ve Türkiye?nin Kuzeyinde yetişir. Çiçeklerinin göbeğindeki iğnelerin 5 adet olması nedeniyle meyvelerinde 5 çekirdek bulunur. Meyveleri siyahımsı kırmızı renktedir. Beş iğneli Alıçta diğer Alıç türleri gibi kullanılır. Geniş bilgi için Şifalı Bitkiler ve Alternatif Tıp ismli kitabımızda mevcuttur. Bağırsak florası ve kılcal kan dolaşımı sağlıklı yaşayabilmek için çok önemlidir. Çünkü vitamin, mineral, aminoasit, enzim, glikoz, vb, besleyici maddenin hazırlanması, hücrelere ulaşması ve de mikroplarla mücadele eden makrofaj, T ve B- Hücreleri gibi savunma mekanizmalarının hücre aralarında dolaşması buna bağlıdır.Gökçek İksir'i ile tedavi olmak mümkündür. Tabii doğru beslenirseniz tedavi sürecide o oranda kısalır.Gökçek İksiri vücudu cüruflardan arıtır, iltihaplı hastalıkları iyileştirir ve bağışıklık sistemini güçlendirir.Gökçek Tonik mide-bağırsak rahatsızlıkları, deri hastalıkları ve her türlü alerjiye karşı etkilidir. Asla peynir yememeli, çünkü asidoza ve iltihaplanmaya sebep olur.Siyah çay, kahve ve kola içilmemeli, çünkü bağırsakları kurutur ve vitamin, mineral ve aminoasitlerin alımını (absorbesini) önler.Alkol ve sigaranın zararları belli kanser, damarların yağlanması vb, artı uzun süre bira içilirse cinsel ikdidarsızlık ve hatta kısırlığa sebep olmaktadır.Sucuk salam sosis gibi et mamullerine 5-6 ay ara vermek gerekir (sade temiz et az yenilebilir) çünkü asidoza sebep olmaktadır.Bu da birçok hastalığın ana kaynağıdır.Akşam yemeği yerine yoğurt, meyve veya salata yenilebilir veya sebze çorbası içilebilir.Hayvansal besinler, patates, tahıl (beyaz pirinç), bakliyat ve hamurlu yiyecekler, özelikle de tatlılar akşam yenirse tam sindirilmez ve zamanla problemlere sebep olur.Ne kadar beyaz pirinç, patates, hamurlu yiyecekler, tatlı yiyecek ve içecekler, o kadar yağ oluşturur.Çünkü nişasta glikoza (şekere) dönüşür, şekerde yağa dönüşerek vücutta depolanır.Şeker ve antibiyotikler bağırsak mantarları çoğaltır, mantarlar ise her türlü hastalığı tetikler.Tatlı deyince akıla baklava, çikolata, dondurma vs gelir, kavun, karpuz ve üzümde tatlıdır ve bunlarda mantarı tetikler, çünkü aşırı şeker içeriler.Gökçek Diyet Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
KÜÇÜK CEZAYİR MENEKŞESİ Çok Yıllık | 0,1-0,2m | 4-7 Aylar | CA,Ho,Na | Otu Küçük Cezayir menekşesi, Kleines Immergrün, Vinca minor L. Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: K.C Menekşe otu; Vincae minors herba K.C. Menekşe otu (yaprak. Çiçek ve sürgünleri) çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır.  Giriş: K.C. Menekşe otu zakkumgillerin bir alt grubu olan vincagiller dahil olup bu gruba 7 bitki dahildir. Fakat bunlarında yetiştiği bölgeye, toprağa ve iklime göre oldukça çok ırkları mevcuttur. Vinca kelimesi Latince vincere kelimesinden türemiş olup hakkından gelmek anlamına gelir ve minor küçük anlamına gelir. Eskiden hekimler başta deri has¬talıklarına karşı özelliklede kafa derisindeki kaşıntıya karşı, nadiren de rahim kanaması ve kuşpalazı (difteriye) karşı kullanılmıştır. Vatanının Kuzey Afrika olduğu tahmin edilen bitki Avrupa ve Asya’nın ılıman ve subtropik iklimli bölgelerine yayılmıştır ve nihayet Kuzey Amerika’ya götürülen bitki orada da yayılmıştır.  Botanik: K.C. Menekşesi yerde sürünen ve boyu 60 cm yi bulan bir bitkidir. Çevreye yayılır fakat sadece 20cm’lik kısmı dikey olarak yük¬selir. Bitki sürgünleri ile kısa zamanda bulunduğu yerde kümeler oluştu¬rarak çoğalır. Yaprakları karşılıklı bir sonraki ile çapraz geniş bir mızrak şeklinde veya oval şekilde, kenarları bütün kısa saplı, derimsi sertlikte veya sapsız, üst yüzeyi koyu yeşil ve parlak, alt yüzeyi mat ve yeşil renk¬lidir.  Çiçekleri açık maviden mora kadar çeşitli renk tonlarında olabilir ve beş adet olan taç yaprakları baştan ortalara kadar oval şeklinde iken buradan itibaren bel veya mala şeklini alır ve yahut da pervaneyi andırı şekil¬dedir. Pervane şeklindeki taç yaprakların geri kısmı boru şeklindedir.  Yetiştirilmesi: Bitki süs bitkisi olarak hemen hemen Türkiye’nin her yöresinde yetiştirilebilir. Köklerinden alınacak bir parça ekildiği yerde kısa sürede kümeler oluşturur.  Hasat zamanı: Yaprak dökmeyen bir bitki olması nedeniyle toplanması hemen her zaman mümkündür. Fakat en uygun zaman Nisan ve Mayıs ayında, yeni çıkan filizlerinin çiçek açmadan biraz önce toplanırsa en yüksek oranda Alkaloit içerir.  Birleşimi: K.C. Menekşe otunun birleşimindeki en önemli maddeler; a) Alkaloitler %0,15-1,4 arasında olabilir ve en önemlileri; Vincamin %25-65, Eburnamin, Akuammilin, Vincorin, Vincorubin, Eburenin, Eburnamenin, Vincaminin, Vincarubin ve Vincoridin içerir.  b) Ayrıca Tanin, Flavonit glikozitler, Urolikasit, Saponinler, Eterik yağ, C-vitamini ve Mineraller içerir. Araştırmalar: Önceleri yüksek tansiyona karşı etkileri araştırılan K.C. Menekşe otunun asıl etki alanının beyin olduğu görülmüştür. K.C. Me-nekşesi beyine kan akışını arttırıcı ve düzenleyici, beyin metabolizmasını arttırıcı, beyin kaslarının çalışmasını düzenleyici ve beyin fonksiyonlarını arttırıcı olduğu tespit edilmiş ve bu yönde yüzlerce araştırma yapılmıştır. Bu araştırmalar sonucu asıl etkili olan alkaloitin Vincamin olduğu tespit edilmiştir. Bu müspet araştırmaların yanında hayvanlar üzerinde yapılan başka araştırmalarda da bitkinin kanın yapısını bozduğu ve böylece vücudun bulaşıcı hastalıklara karşı koymasının imkansız hale geldiği tespit edilmiştir. Çünkü savunma sistemi yetersiz kalmıştır. (geniş bilgi için yan tesirine bak). Bu araştırmalardan bazıları; 1) E.Szczeklik, J.Hano, B.Bogdanikow ve J.Mai tarafından 1957’de Po¬lon-ya’da K.C. Menekşe otu ile yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 30 hasta üzerinde klinik tedavi denemesi yapılmış ve hastaların çoğunun iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 2) Y.A.Shelekov ve ekibi 1964’de Rusya’da yüksek tansiyon rahatsızlığı olan 90 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastalardan 74’ünün iyileştiği görülmüştür. (H.H.B.VI.1130) 3) J.Schier çiçek açan K.C. Menekşe otundan elde ettiği tentürle tedavi denemesi yapmıştır ve tedavi denemesinde K.C. Menekşe otu ten-türünün deri ve damarlardaki kan akışını arttırdığını gözlemlemiştir. (B.Vonarburg.I.118) 4) MIKUS yaptığı araştırmalarda K.C. Menekşesinin (hapının) beyin damarlarındaki sertleşmeyi (serebrale sklerose) önlediğini ve böylece unutkanlık, baş dönmesi, baş ağrısı, iç huzursuzluk, konuşma bo-zuklukları gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğunu tespit emiştir. (R.F.Weiβ 241) 5) RENECKE çevre veya beyinsel nedenle ağrı duyma rahatsızlığı olan 20 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmış ve hastaların durumunda iyileşme olduğunu gözlemlemiştir.  Tesir şekli: Kan dolaşımını arttırıcı, kanı temizleyici, iç kanamayı ön¬leyici, tansiyonu düşürücü, idrarı arttırıcı ve teskin edici özelliklere sahiptir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; K.C. Menekşe otu ve ilaçları yüksek tansiyon ve beyin damarları sertliğine (serebrale sklerose) kullanılırsa da yan tesirleri nedeni ile yan tesiri olmayan Gökçek İksir tercih edilmelidir.  b) Homeopati’de K.C. Menekşe otu tentürü başta; yüksek tansiyon, akıntılı, pis kokulu ve kabarcıklı deri hastalıkları ve ekzema özellikle baş ve yüz derisindeki; burun ve rahim kanamasına karşı kullanılır.  c) Halk arasında yüksek tansiyon, unutkanlık, mide, bağırsak ve mesane üşütmesi ve ishale karşı kullanılır.  Çayı: Çayının veya diğer ilaçlarının kullanılması Alman Sağlık Bakan¬lığınca Almanya’da kullanılması yasaklanmıştır fakat bana göre tentürünün kullanılmasında bir mahzur olmasa gerek. Çünkü D3 tentürü 1/1000 sıvılaştırılmıştır. Homeopati’de: K.C. Menekşe otundan (yaprak, çiçek ve sürgünleri) 20 gr ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edilir. Bu şişe içindeki sıvı süzülerek Homeopati’de <<Vinca minor>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden 10 ml alınarak 90 ml %70’lik alkolle karıştırıldıktan sonra D3 dozajında tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-4defa 10-15 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) En önemli belirtisi baş derisinde lekeler (benekler) ortaya çıkarsa ve buralardan pis kokulu sıvı akar ise 2) Baş derisinde amansız kaşıntılar hasıl olursa  3) Hasta kendini kanatıncaya kadar kaşıyorsa 4) Büyük dermansızlık ve ölümcül zafiyet 5) Vücudun boşluklarında kanama  6) Deride sulu ve kaşıntılı, yanmalı kabarcıklar varsa o zaman K.C. Menekşe otu tentürü kullanılır. Yan tesirleri: Alman Sağlık Bakanlığı 20 Temmuz 1987’de K.C. Menek¬şe otu içeren ilaçları piyasadan çekmiştir. Gerekçe olarak kanın yapısını bozduğu ve bunu da bulaşıcı hastalıklara karşı vücudun direncini azalttığını ileri sürmüştür. Bu nedenle yan tesiri olmayan Gingko drogları (Gingkolu ilaçlar) tercih edilir.  B) Büyük Cezayir Menekşesi, Groβes Immergrün, Vinca major  Familyası: Zakkumgillerden, Hundsgiftsgewâchse, Apocynaceae Drugları: B.C.Menekşe otu; Vincae majoris herba B.C.Menekşe otunun kökleri hariç tamamı kullanılır. Genellikle Akdeniz ülkelerinde yetişen bu türün yaprakları yumurta şeklinde uçları hafif sivri, kenarları hafif dalgalı ve yüzeyi parlaktır. Çiçekleri öncekinden farklı olarak eflatun (vişneçürüğü) renkli ve bazen de açık mavi renkli olabilir. Bileşiminde Alkaloit türevlerinden (%0,72-1,87) başta Vincamin ve az miktarda Akuammicin, Akuammin ve diğerlerinden içerir. Özel¬likleri, kullanılması ve yan tesirleri aynı K.C.Menekşesi gibidir. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes