Çok iyi bir filmdi ya. Neden genel olarak beğenilmediğini anlamadım ama Tetris bence gerçekten başarılı olmuş. Belki Tetrisi sevdiğim için biraz daha fazla bana hitap ediyordur ama yine de ortalamanın üstünde bir film olmuş. Hikayesi çok güzel akıyor ve hiç sıkmıyor.Komünizmin gericiliğini güzel yansıtmış. Karakterler çok iyi işlenmemiş olabilir ama hikayesi çok dolu dolu olduğu için göze batmıyor. Sürekli ne olacağını düşünerek izlemeye devam ediyorsunuz. Ek olarak gerçek bir hikaye olması da ayrı bir zevk katıyor. İzlenmesini öneririm.

The Fault In Our Stars

Aynı yıldızın altındayı geç keşfedenlerdenim. Doğrusu on yargılıydım fazlasıyla. "Ergen" etiketi altında bahsediliyordu hep. Şans verdikten sonra iyi ki dedim. Ölüme bu kadar iki yakın insanın aşklarıyla birlikte ektikleri umut tohumlarını izlemek son derece keyif vericiydi. Drama ve romantik kategorisini izlemeyi sevdiğimi söyleyemem dogrusu. Bu kategoriyi sevdiren filmler sıralamasında 2. oldu. Duygusal ve biraz kafa dinlendirici bir film arıyorsanız bence bire bir. Müzik seçimleri ile beni daha çok bağladı diyebilirim. Sevmediğim yön ise bazı bölümlerin fazla aceleye getirildiğini düşünüyorum. Sahneler genel itibariyle biraz daha uzatılabilirdi bence.

Puanım: 10/8

FİLMİN ADI:TO THE BONE

Uzun zamandan beri izlemeyi beklediğim orjinal Netflix filmlerinden biri olan To The Bone Türkçe çevirisi ile Kemiklerine Kadar, 13 Reasons Why’dan sonra bu aralar ‘’menthal health’’ konusu üzerinde durulan 2.yapım.Peki birçok insan tarafından beğenilirken birçoğu tarafından tartışma konusu olan bu yapımın konusu neyi anlatıyor? Başrol de 20 yaşındaki Anoreksiya Nervoza hastası Ellen’ı canlandıran Lily Collins’in yer alıyor.Ellen ailesinin baskısı ile sıra dışı bir doktorun yönetimindeki grup evinde kendini keşfedeceği üzücü ve kimi zaman eğlenceli bir yolculuğa çıkacaktır.Peki günümüz de bu kadar sık olarak görülmeye başlayan yeme bozukluğu tam olarak ne anlama gelmektedir?Günümüz de ‘’mükemmel-ideal vücut’’ olarak kavramlaştıran sosyal baskı sonucu oluşan şişmanlıktan korkma, mankenlere özenme ve psikolojik etmenler sonucu oluşan bir hastalıktır.Yeme bozuklukları, yediğinden suçluluk duyarak kusma, tiksinerek yememe veya bir daha yiyemeyecekmiş gibi aşırı yemeden dolayı açığa çıkmaktadır. Anoreksiya kişinin kilo almaktan korkarak çok düşük kalorili bir diyet uygulayarak ağır sporlar yapmasıdır. Diyetin kendi kontrollerinde olduğunu düşünürler.Bir diğer yeme bozukluğu olarak bilinen Bulimia Nervoza kişinin yaptığı şeyin yanlış olduğunu bile bile şişmanlamamak uğruna yediklerini kusmasıdır.Bu kusma kişiye birçok farklı mide hastalıklarına daha yol açmaktadır.Ve son olarak pek bilinmediğini veya diğerleri gibi pek önemsenmediğini düşündüğüm kontrolsüz yeme yer almakta.Bu yeme bozukluğu Bulimia gibi aşırı kalorili yiyeceklerin tüketilmesi ancak dışarı kusma ile atılmamasıdır.Kişi aynen Bulimia gibi yediklerinden pişmanlık duyar ancak kusma refleksi oluşturmamaktadır. Bu kişilerin kimlik duygusunda, duygu durumunda ve ilişkilerinde sürekli bir tutarsızlık vardır. Çaresizlik duygularını yenmek için beden ağırlığı, biçimi ve yeme davranışları üzerinde aşırı bir denetim sağlamaya çalışırlar. Bunu başaranlarda anoreksia nervoza, başaramayanlar da ise kontrolsüz yeme nöbetleri görülmektedir. Yeme bozukluğu olan kişiler durumu basit görmemeli ve tıbbi yardım almalıdır.Çünkü hangi kiloda olursak olalım biz güzeliz ve bu dış görünüş bizim kişiliğimizi yansıtmıyor.Sosyal güzellik anlayışlarını bir kenara atıp yardım alınırsa bu hastalar tekrardan eski sağlıklı kimliklerine kavuşabilirler. 

Hayatın kıyısında (All the bright places ) 

izlerken aşırı üzüldüm. en yakın zaman da kitabını da okumayı düşünüyorum. 

erkek karakter sanki video oyunundan çıkmış gibi bir dış görüntüsü var.

kızın başından geçenler de çok kötü. filmin sonunda gözünüzden damlalar akabilir dikkat :)

Düşünüyorum da bu filmi erken yaşta izleseydim muhtemelen tepkim daha farklı olurdu. Yani kadını kötü beller, babanın fedakarlığına odaklanırdım. Meselem "Bir ebeveyn neden evladını terk eder?" olurdu. Sanırım orta yaşa yaklaştığımı resmen kabul edebilirim, zira filme baktığımda suçlu göremiyorum. Toplumun ondan beklediği kadın ve erkek rolüne sıkışıp kalmış bir iki insanın hikayesinden ötesi değil. İyi yok, kötü yok, sadece insan olmak ve toplumun bize dayattığı roller var. Taraf tutamıyorum; zira kadın kendini gerçekleştirme isteğinde haklı... Erkeğin kendi kendisiyle yüzleşmek zorunda kalması ve yarattığı dünyayı bozmak istememesi de haklı... Her ne kadar başlangıcında tersi gibi dursa da filmin en sevdiğim kısmı nihayetinde kimseyi aslında yargılamıyor. Çünkü herkes hayatla savaşında haklı... Yalnız her şey bir yana, Dustin Hoffman benim için iyi oyuncuydu ama bu filmde resmen devleşti. Gözüyle oynamak diye buna diyorlar. . . . #kramervskramer #dustinhoffman #merylstreep #justinhenry #robertbenton #averycorman #filmyorumu #filmes #filmreplikleri #filmonerisi #film #hollywood #malumatfuruş #malumatfüruş #malumatfurus #yollarinustasisacmahastaglerinhastasiyim #kramer #seinfeld #kramerkramerekarşı https://www.instagram.com/p/BpsszUHBugD/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1fowko7ueu4qy

Sradha DAS in saree Please like us Form More Entertainment News Updates https://www.facebook.com/filmyframe/ SUBSCRIBE US ON YOUTUBE https://goo.gl/c746C6 #sradhadas ,#model ,#filmyorumu ,#filmyframe ,#moviescenes

#filmyorumu 📽

#kitaptavsiyesi 📖

Beni Asla Bırakma, Kazuo Ishiguro'dan okuduğum ilk kitap. Nobel ödüllü yazara böyle bir kitapla başladığım için kendimi çoook şanslı hissediyorum! Kitabın konusu da şöyle: Hailsham isimli bir yatılı okul var. 🏫 Burada öğrencilerin yegane görevi sağlıklı kalabilmek çünkü bunlar birer donör. Yapabildikleri bütün bağışları yapıp vücutları artık çalışmayınca ölüyorlar. Yaşama başka bir amaçla getirilmiyorlar. Bu okulda da Kathy, Ruth ve Tommy adlı üç öğrenci arkadaşlık kuruyor. 👩🏻👱🏻‍♀️🧑🏻 Mutlulukları, çaresizlikleri, sırdaşlıkları okurken insanı alıp götürüyor.

Filme gelecek olursak; film de oldukça başarılıydı. 🎦 Biraz yavaş ve karamsar olsa da kitabın atmosferinin güzel yansıtıldığını düşünüyorum. Olması gerektiği gibi çekilmiş. Oyunculuklar ve görüntüler de süperdi. Son yirmi dakikasında salya sümük ağladığımı söylemeden geçemeyeceğim. Çok güzeldi 😭

Ben filmi üçüncüye izledim, hatta kitap ve filmle alakalı daha detaylı bir blog yazım da var 2017 senesinden. Okumak isteyenler için linki aşağı bırakıyorum 👇🏼

#blogger #blogspot #kitap #okuryorum #okudumbitti #izledimbitti #bookstagram #bookstagramturkey #bugünneizlesem #bugünneizlesek #bugünneokusam #bugünneokusak #birkitapbirokur #yky #yapıkrediyayınları #vscocam

Değerlendirelim sayfayı

#kitap #filmyorumu

Yedi - Film Yorumu

Yedi – Film Yorumu

Merhaba arkadaşlar!

Bu sefer de biraz eskilere gittim ve bir tavsiye üzerine not aldığım 1995 yapımı Yedi filmini izledim.

Polisiye türünü sevdiğimi az çok biliyorsunuzdur o yüzden hiç de uzatmadan hemencecik filmin yorumuna geçeceğim.

  Yedi – Konusu:

Deneyimli bir cinayet masası dedektifi ve yeni ortağı, işlediği korkunç suçları Yedi Ölümcül Günah’a dayanan bir katili amansızca yakalamaya…

View On WordPress

Cuma günü vizyona giren Ferdinand’ı izlediniz mi? Yorumlarınız nedir?✌🏻 #ferdinand #vizyondakifilmler #animasyon #animasyonfilm #cocukfilmi #lulutatacom #sinema #filmyorumu http://ift.tt/2C36Tcm http://ift.tt/2C8oMcs

Fallen Leaves - Sararmış Yapraklar

Güzel bir mizahı olsa da filmin içinde çok az kalmıştı. Tabii ki asıl amacı mizah değildi ama biraz daha olsun isterdim. Filmin biraz daha dolu olması da güzel olurdu. Bence biraz boş kalmıştı. Güzel sahneleri de vardı ama ortalama bir filmden öte değildi benim için.

DUNKİRK FİLMİ NASIL? #filmyorumu @PG_ ERAY

@netflixturkiye #filmönerisi #filmyorumu #tehlikelinokta #teskale @teskalecom https://www.instagram.com/p/CLb6KNgJTsV/?igshid=1glig1dmmzs4i

FİLMİN ADI:SUICIDE SQUAD

Bugün Dünya’da 600 milyon dolarlık hasılatı ile DC çizgi romanı okurlarının uzun zamandan beri beklemiş olduğu evrenin kötülerini ele alan Suicide Squad hakkında yazmak istedim.Ne kadar Rotten Tomatoes (yabancı eleştiri sayfası) tarafından beğenilmemiş olsa da büyük bir DC hayranı olarak filmin artı ve eksilerini paylaşmak isterim.(Rotten Tomatoes’ın Marvelcı olduğunu söylemeden geçemeyeceğim çünkü diğer yayınlanmış DC filmlerine verdikleri puan olsun ya da yaptıkları eleştiri olsun filmlerin Marvel yapımı gibi olmaları istedikleri kesin) Öncelikle bilmeyenler için karakterlerden bahsetmek isterim.

1.Jared Leto’nun büyük bir ustalıkla canlandırmış olduğu Joker karakteri bazı izleyiciler tarafından sahneleri silinip az bulunduğu için eleştirilse de ben bu film için yeterli buldum.Öncelikle performansını çok etkili bulduğumu söylemeden geçemeyeceğim.İlk başlarda diğer yıllarda ki yayınlanan karakterlerden farklı olduğunu gördüğüm aman biraz ön yargı yaklaşıp beğenmemiştim ancak ekrardan çizgi romanlara veya çizgi dizilerine bakınca çok güzel uyarladıklarını anladım.Tabikide ben de herkes gibi ayrı bir Joker filmi çekilmesini isterim.

2.Bir çoğunuzun bu filmle tanımış olduğu Margot Robbie’yi Joker’in hayatına Dr. Harleen Quinzel olarak girmiş olup yardakçısı haline gelen Gotham’ın soytarı kraliçesi Harley Quinn olarak izledik.Filmde de izlediğiniz gibi Arkham hapishaneside bir psikologtur.Kimyasallara atılması ile tekrardan doğuş yaşayan karakterimizin önceden seksiliğini kullanmadığını söylemek büyük yalan olur.(çizgi romanlarına bakabilirsiniz)Karakterimizin Joker ile filmde yaşanılan aşkına bakıp kıskananlara çizgi romanda ne kadar da sosyopat bir ilişki hatta ilişkiden daha çok birbirlerini çıkarları için kullanma,birlikte çalışma desek daha uygun olur çünkü birbirlerine davranışlarından dolayı büyük bir çoğunluk Joker ile değil Poison Ivy ile shiplemektedir.(Ben neden Black Canary ile shipliyorum hiç bir fikrim yok oysaki Green Arrow’u severim ama okuduğum bir kaç çizgi roman olsa gerek) Film de Deadshot ile samimi olmasını alakasız bulanlara çizgiromanda Harley ve Joker ayrıldıktan bir zaman sonra takıldıkları belirtilmiştir. Son olarak Harley’den bahsetmek gerkirse kıyafetleriniçok sevmiş olsam da aslında Fransız soytarıların ortaçağ da giymiş olduğu kırmızı siyah takımı giymektedir.Ne kadar olumsuz gibi yazmış olsam da ben Margot ve oyunculuğunu ve Harley’i çok sevdim.

3.Will Smith tarafından canlandırılan Floyd Lawton namı değer paralı asker Deadshot karakteri Batman serileri dışında Green Arrow ile de tanıyor olabilirsiniz.Deadshot usta silahbecerisiyanında öldürmüş olduğu kişilerin yanına imzası olan bir kurşun bırakır.

4.DC evreninde 3 tane Ed Diablo bulunuyor olsa da film de sonuncusu olan gangster Chato Santana’yı izleyeceğiz.Bu karaktere hayat veren Jay Hernandez’in istediği bir nesneyi ateşeverme yeteneği var.

5.June Moon olarak karşımıza çıkan sanat ruhlu karakterimizin içine Dzamor adlı iblisin girmesi ile kötü tarafa geçmiş olup Suicide Squad’ın tek doğaüstü yeteneklerine sahip karakterini ünlü manken ve oyuncu Cara Delevigne canlandırıyor.

Hızlıca geçmek gerekirse Jai Courtney’i Flash’ın düşmanı olan sosyapat  bıçakçı olara Kaptan Boomerang olarak göreceğiz ayrıca timsah ve insan iç güdülerine sahip Killer Croc ve ip ve halat uzmanı Slipknot Amanda Wallet tarafından oluşrlmuş olan bu takımda yer alan diğer azılı suçlulardan.Bildiğiniz üzere Katana kötü bir karakter olmayıp ölen kocasının intikamını almak isteyen Asyalı bir eştir ayrıca Green Arrow da yer almıştır.Son olarak Batman’i görmek çok güzel bir sürprizdi.

Ben şahsen filmi çok beğendim ayrıca soundtracktan bahsetmeden geçemeyeceğim.21 Pilots-Heathens ,1975 grubunun coverladığı Bohemian Rhapsody ayrıca Kehlani’nin Gangsta şarkısını dinlemenizi öneririm.

Okuyan ve bilgilenen herkese çok teşekkür ederim.

Joy : https://cinemottoblog.blogspot.com

Bizim ülkede Hakan Peker neyse, Amerika'da Tom Cruise o... Adam yaşlanmıyor kardeş, Scientology'de ne yediriyorlarsa artık adama... Film genel olarak izlenebilir. Özellikle sesti, efektti, tasarımdı; teknik yönden gayet iyi... Bu arada izleyenlere not: Sonradan hakkında yazılanları okudum da aradaki 60 yıl mevzusunu anlamamış kimse. İki arada, tek bir satır geçiyor o mevzu... O zaman aralığında Julia ve diğerleri dünyaya dönmeye programlı olsalar da ortada dünya kalmadığından uyku modunda uzayda sürükleniyor ve çapulcular dünyaya geri çağırıyorlar. Onun dışında hikaye tabii ki klişe... Kıyamet sonrası filmlerinin orijinal olması gerekmiyor illa ki... O kadar klişe ki 67878.defa kullanılmasına Empire State'i görmeden filmi tamamlayamıyoruz, gözümüze sokuyorlar çünkü. Bu kadar klişe dediğine bakmayın; büyük beklentiyle izlemeyecekseniz gayet de iyi... Otobüs filmi olarak fena gitmedi yani. Yeni nesil Morpheus Morgan Freeman için bile izlenebilir herhalde. Evet, Zuckerberg kadar zengin olsam kesin evimin yapay zekası için Morgan Freeman'ın sesini kullanırdım ben de... İzleyecekseniz bundan sonrasını OKUMAYIN: Yalnız sonunu sevmedim; kırk dokuz olmazsa elli iki olur ne arkadaş? . . . #hakanpeker #tomcruise #oblivion #olgakurylenko #andreariseborough #josephkosinski #morganfreeman #nikolajcosterwaldau #jamielannister #matrix #morpheus #scientology #izledim #filmyorumu #filmes #movies #hollywood #malumatfuruş #malumatfüruş #malumatfurus #yollarinustasisacmahastaglerinhastasiyim https://www.instagram.com/p/Bpf2dyFhVkB/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1uvul8x18u8mv