Uzun süre sonra tekrardan devam, tabii gece olmuş saat 1-2 Sümeyye’yle biraz tartıştıktan sonra dedim yarın sabahtan haber edeceğim uyuduk sonra sabah oldu bizimkiler pata küte artık yorulmuş bir şekilde hadi gidelim dediler bende çekindim söyleyemedim bir defa daha Sümeyye’yi göreyim de gidelim diyemedim Sümeyye’ye dedim yalan uydurdum bizimkilerin gelmeye niyeti yok diyerek çok üzüldü bir şeyde diyemedi benim yine salaklığım yüzüne kızı üzdüm yolda giderken gönlünü yapmaya çalışıyorum ama nafile çok üzdüm biliyorum bir süre bu şekilde devam ettik iyi oluyoruz kötü oluyoruz idame ettiriyoruz sonrasında dönüm noktasına geldik temmuzun ayı içerisindeyiz ben akşam üstümü Beytullah diye arkadaşımla beraber parkta otururken hiç tanımadığım sabit bir numara aradı üsteğmen … dedi buyurun dedi hayırlı olsun kara kuvvetleri astsubay meslek yüksek okulunu kazandınız bir hafta içerisinde okula gelip kayıt yaptırıp intibah eğitimine tabii tutulacaksınız dedi ben hayatımda ilk defa birşeyi başarmanın gururuyla çok sevindim ama ne sevinme geleceğim kurtuldu her şey çok güzel olacak dedim Beytullah’la paylaştım oda sevindi ama bir nebze olsun hissettim onun üzüldüğünü çünkü oda girmişti ama kazanamamıştı neyse dedim Sümeyye’yi aradım dedim sevgilim kurtulduk ne oldu dedi askeriyeyi kazanmışım dedim onun o telefonda ki sevincini hala bilirim sonrasında aklına ee Furkan birşey diyeceğim dedi ve sesi böyle bir buruklaştı 25 temmuzda görüşemeyecek miyiz dedi bende o an bir duruldum çünkü yanına gidemeyecektim yarim çok özür dilerim bu sefer gelemeyeceğim ama bundan sonra nice 25 temmuzları beraber yaşacağız dedim üzüldük ama elimizden bir şey gelmezdi olsun dedik çünkü sonrasında gerçekten mutlu olacaktık biz buna inanıyorduk ben ne kadar aptal bir insan dahi olsam seviyordum Sümeyye’yi o zaten bana her şekilde her türlü inanıyor seviyordu beni buna her zaman güvenmiştim gün geldi ailecek Balıkesir’e doğru yola koyulduk Sümeyye’yle mesajlaşıyoruz ama içimizde bir burukluk artık öyle sürekli konuşamayacaktık ama ilerisine güveniyorduk bu bize bir umut veriyordu sabah 8.15 civarı oldu ben Sümeyye’yi aradım dedim balım ben artık içeri giriyorum telefonum annemlerde ben sana ulaşabileceğim anda ulaşacağım dedim orada o sesi beni parçaladı ama elden birşey gelmezdi arabadan indim ailemle kucaklaştık vedalaştık nizamiyeden içeri girdim artık yeni bir hayat başlıyordu direkt olarak evrakları verdim incelendi onayladılar toplu bir şekilde berberhanenin önüne gittik sıra bana geldim içeri geçtim oturdum memnuniyetsiz suratsız bir memur otur şöyle dedi oturdum saçlar hemen 3 numaraya vuruldu 30 an olmadan traş bitti traştan sonra revire götürdüler orada bir sağda bir solda asker makine gibi aşı vuruyorlar aşıyıda olduktan sonra hiç görmediğim bir ortam sıkıcı sürekli birşeyler için sıra beklemek koğuşa götürdüler sadece 1 parça sivil kıyafet bırakmışlardı yanıma bir kot pantolon ve bir kazak bunlarla uyudum sabah bir uyandım bağırış çağırış kalk diye kaldırdılar jilet dağıtıldı o sıralar zaten köseyim traş olacaksınız dediler daha önce ne traş olmuşum bilmiyorum öyle köpüğü yüzüme vurdum pata küte olmuş gibi traş oldum ardından kahvaltı Faslı vs ardından bizi topladılar sabah içtiması diye bölükler falan belli oldu ben 4. Bölüğe düşmüştüm bir sıra numarası verdiler orada artık candostu yani badin falan belli oluyordu benim candostum Enesti Enes böyle cana yakın harbi bir insandı Balıkesirli ama Manisa’da yaşıyordu öyle bir tanıştık ardından Trabzonlu şeref Tokatlı tufan derken yavaş yavaş insalarla kaynaşmaya başladık üçüncü günde artık bizlere kamuflaj verildi artık askerlik başlamıştı
Ebruya iletir misin lütfen. Birer fincan kahveye ve seninle sabaha kadar konuşmaya çok ihtiyacım var. Seni özlüyorum. Seninle sohbet etmeyi özlüyorum. Benimle uğraşmanı, seni kızdırmayı bile çok özlüyorum. Yeri doldurulamayacak bir boşluk var hayatımda sen yokken. Haklı olmaktan nefret ettiğini biliyorum ama haklıydın. Seni dinlemeliydim yanında olmak için her yolu denemeliydim kolay olanı seçmemeliydim hayal kırıklığına uğramanı hiç istemedim çok ama çok üzgünüm candostum
Biz sadece milletin işine gelince kankası dostu oluyoruz ama hiç işleri olmazlarsa hiç yanına bile gelmezler kanka napıyosun falan demezler ama benim bir dostum bir kardeşim var ondan başkada kimsem yok saten o bu yazıyı okuyordur kardeşim seni çok seviyorum iyiki varsın ❤
Çok önemli bir post lüffen kaydedin Yangın hepimizin istemesek de başına gelebilecek bir durum bilinç ve yeterli bilgiyle en az hasarla can dostlarımızı kurtarabiliriz. #yangın #ilkmüdahale #hayvan #ilkyardım #candostum (Tantrona) https://www.instagram.com/p/CSLvcldDT22/?utm_medium=tumblr
Film tövsiyəsi #26 The İntouchables (ing.) Müqəddəs dostluq (işarə dili ilə) (Aze) Can dostum (tr.) Təsviri (türkcə) Can Dostum, felçi bir adam ve ona bakıcılık yapan gencin hikayesini anlatıyor. Zengin bir iş adamı ve aristokrat olan Philippe, yamaç paraşütü yaparken geçirdiği kaza sonrası felç olur ve boynundan aşağısı kullanamaz hale gelir. Driss ise hapishaneden henüz yeni çıkmış bir işsizdir. Philippe 7 gün 24 saat boyunca bakımını üstlenmesi için Driss'i evine yatılı yardımcı olarak alınca ikisinin de dünyası değişecektir. Normal şartlar altında hiçbir zaman yan yana gelmeyecek bu ikili iyisiyle kötüsüyle hayatın tadını beraber çıkarmaya başlarlar. Fransa'da geçtiğimiz kasım ayında vizyona giren film, hayatta bir noktadan sonra kültür ve sınıf farklılıklarının ortadan kalkması temasına odaklanan ve dram-mizah arasında gidip gelen bir yapım. Fransız sinemacılar Olivier Nakache ve Eric Toledano'nun beraber yazıp yönettiği filmin başrollerinde ise François Cluzet ve Omar Sy var. Səhifəni izləməyi unutmayın @novella.kitabevi #novellakitabevi #kitab #kitablar #film #filmler #filmtövsiyəsi #filmönerisi #komedifilmi #dramfilmleri #theintouchables #candostum #muqeddesdostluq (at Novella kitab evi) https://www.instagram.com/p/CQxkrO6DTD6/?utm_medium=tumblr