Tumgik
#acayip zevkli
yakazakalb · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media
Şu bi kaç gündür yaptığım en havalı şey bu gül mayasını 5 cm uzaktan yüzüme püskürtmek. Hakkaten çok havadar ve ferah hissediyor insan. Eskiden elime sıkıp yüzüme öyle sürüyordum neden yüzüme direk sıkmak aklıma gelmedi ise. Gözüme kaçarsa sıkıntı olur diye düşündüm muhtemel ama kullanma talimatında da öyle yazınca fıss fıss. Günde üç defa. Çok eğlenceli. Bunu daha önce neden keşfetmedim bilmiyorum ama gerçekten aldığımdan beri her gün düzenli kullansam şu biraz nasıl geçer diye düşündüğüm güneş lekeleri şimdiye çoktan geçmiş olurmuş sanırım. Çünkü üç günde cildim gerçekten çok fark etti.
.
27 notes · View notes
acupoflie · 1 year
Text
lan bu kıza nolmuş böyle.. çok değişmiş
2 notes · View notes
tipitip213 · 22 days
Text
Yasak sırlar 10
Umarım doğru yerden devam ediyordur.
ilk siktiğim am annemin amı hemde teyzemin evinde acayip zevkli ve heyecanlıydı, annem içime boşalma sakın peçeteye gökhan lütfen pisletme dedi tamam aanne dedim içinden çıktım içinden çıkınca annem bana doğru döndü peçeteleri alıp sikime tutunca boşalamayacığımı anladım anne gerimi gidiyor boşalıcaktım dedim annem hemen elini attı eliyle otuzbir çekmeye başladı annem neler yapıyordu böyle az önce yalvararak ikna ettiğim kadın şimdi amını bana siktirip eliyle beni boşaltmaya çalışıyordu zevk deryasında yüzüyordum resmen hadi yavrum hadi yavruşum gökhanım benimmm diyip yüzüme bakıyordu annemin altı dizlerine kadar çıplak yandan domalık vaziyette kalçalarını görünce çok değişik bi hazla peçeteye annemin ellerinde boşladım hayatımda böyle bişey yaşamamıştım annem yüzüme bakıyordu çok utanmıştım annem çok güzeldi dedim annem çenemi tutup bilmemmi oğlumm dedi gülerek hadi git banyoya peçeteyi atmayı unutma kovaya dedi pijamamı çekip yatağa oturdum anne dur dinleneyim atarım dedim annem iyi ver bana dedi yataktan inip pijamasını götüne çekip toparlanıp banyoya
tekrar geldi oğlum hadi bak Kilodunu pijamanı giy biri gelecek kızıyorum artık diye bana çıkıştı, bende tamam anne ya napayım keyfini çıkartıyorum anın annemi sikmişim birakta keyfini süreyim dedim annem böyle konuşmamdan hoşlanmıyordu, tamam sikme sokma kelimelerini kullanma rahatsız oluyorum beni günaha soktun zaten beni günahın bana annem dedim hee heee dedi odadan çıktı bende kilodumu pijamamı giyip içer geçtim annem sesizce ayaklarını uzatmış sırtınıda yaslamış tv ye bakıyordu annemm seni çok seviyorum dedim bende karşısına oturdum onu daha fazla zorlamak istemiyordum annemde bende seni çok seviyorum yavrum dedi.
annemmle sohbet etmeye başladık annem utanıyordu sorularıma kaçamak cevaplar veriyordu anne evde sikişince sevişicekmiyiz annem oğlum şu kelimeleri kullanma demedimmi ben sana diye uyardı beni tamam özür dilerim dedim hadi cevap ver dedim bakarız dedi anne hadi düzgün söyle ya dedim oğlum normal çiftler gibi yaparız işte dedi her zaman yaparmıyız anne artık hep yapıcaz dimi dedim bilmiyorum gökhan dedi anne her zaman yapalım lütfen lütfen dedim oğlum her zaman olmaz benim kocam var ev işleri var baban görür anlarsa öldürür bizi dedi gündüzleri yaparız anne babam işteyken olmazmı valla pek sana güvenemiyorum baban evdeyken orda burda beni sakın sıkıştırma bak yemin ederim amımın yüzünü göremezsin dedi annem amını yerim senin annem dedim gülerek oda yeme git teyzeninkini ye dedi trip atarak anne sana bişey sorucam sen önce teyzemi sikmeme karşı çıkmıştın ama şimdi sikersen sik diyorsun sen gece bizimi izleyeceksin doğru söyle dedim annem hahahha diye kahkaha attı izliyimmi dedi bilmem sen bilirsin izlemek istiyorsan izle istersen bizi basar gibi yap gel sende bize katıl aa daha neler dedi annem neyse kaptalım bu konuyu gelirler melirler deyip susturdu beni yarım saat sonra teyzem geldi elinde poşetler yardım ettim mutfağa aldık sohbet muhabbet öyle günü öldürdük akşam kuzenler geldi yemekler yeniyordu ben annemin yanına oturmuştum herkez yemek derdinde kuzenler kendi aleminde benim tek düşüncem annemdi masa altından bacağını ellesimmi düşünüyordum elimi yavaşça bacağına götürdüm annem elimi ittirdi oğlum doyduysan mutfağa götür tabaklarını dedi elinize sağlık deyip tabağımı mutfağa götürdüm peşimden annem geldi oğlum sen ne yapıyorsun bak yemin ederim bidaha beni rüyanda görürsün böyle bişey bidaha olursa ya biri fark etse sen sapıttın iyice dedi ben sesizce bön bön yüzüne bakıyordum.
annem çok kızmıştı içeri gittik çay faslıda bittikten sonra kuzenler kendi odalarına gittiler tek odada beraber tekli yataklarında yatıyordular iki ikişi yatamazdı yani ben kimle yatıcaksam diğeri salonda yatmak zorundaydı teyzem tülay uykunuz geldiyse serelim yatakları dedi annem olur abla dedi benim uykum yoktu ama gece olacaklara sabırsızlandığım için benimde uykum geldi dedim annem iyi madem dedi siz gidin teyze yeğen ben bardaklara su geçireyim yatarım dedi tamam aşkım dedi teyzem anneme benim içim kıpır kıpır ediyordu hadi iyi geceler annem diyip öpüp yatak odasına gittim annemle yatarken pijamamı çıkarmamıştım ama teyzeme daha iyi dayayabilmek için boxırla girdim yatağa üstüme yorganı çekip teyzemi beklemeye başladım iki dakka sonra teyzem geldi ışığı söndürmeden üstündeki v yaka kazak ile altındaki taytı çıkardı ilk defa bana teyzemi görüyordum beyaz bir ipli atlet dar altında da da siyah tayt şort gibi bişey vardı hani şu kızlar eteklerinden altı gözükmesin diye giydiklerinden teyzemi öyle görünce sikim birden Şahlandı verdi şortunun altında beyaz basenleri kalçalara kilot izinden taşıyordu ışığı kapatıp yanıma geldi iyi geceler Gökhanım teyzesinin bir tanesi deyip yanağımdan öpüp yorganın altına girdi heyecandan kalbim küt küt atıyordu 15 20 Dakika ikimizde hiçbir şey yapmadan sırt üstü yatarak tavana bakıyorduk ilk hamle teyzemden geldi bana doğru döndü elini göğsümün üzerine koydu sarılıp uyuyormuş gibi yapıyordu kalbimin atışını hissetmemesi inkansızdı bende ne olacaksa olsun dedim alttan elimin tersini teyzemin baldırına sürtmeye başladım ilk önce çok yavaş yapıyordum.
56 notes · View notes
murat-o41 · 9 months
Text
Annemin Sikişmeleri! (Ali 26 Y., İstanbul)
Bundan 10 sene öncesi Anadolu'nun uzak bir köyünde yaşıyorduk. Tam olarak kaç yaşındaydım hatırlamıyorum. Benden başka 2 kardeşim daha var, ama onlar benden çok daha küçüktüler. Köyde gelirimiz sınırlı olduğu için babam para kazanmak için sürekli büyük şehirlere inşaatlarda çalışmaya giderdi. Amcamlarla evlerimiz birbirine yakındı. Babam yine çalışmaya gurbete gitmişti. Annem yatakodasında, ben ve kardeşlerim ise öteki odada yatardık. Babam gideli 3-4 gün falan geçmişti. Gece olmuş yatmaya gitmiştik. Bir ara bazı sesler duyup uyanmıştım. Kuşlık vakti, hava yeni yeni aydınlanıyordu. Neler oluyor, eve hırsız mı girdi diye kalktım bakmaya gittim. Sesler annemin odasından geliyordu. Kapıya yaklaşınca annemle amcamın seslerini duydum. Annem amcama, "Sessiz ol, çocukları uyandırma!" diyordu. Resmen şok oldum, annem öp öz amcamı yatakodasına almıştı...
Ben tabii daha da merak ettim ve kapının deliğinden baktım. Yataktalardı, ama sevişmeye daha yeni başlamışlardı, amcamın üzeri giyinikti ve annemin üstünde gecelik vardı. Biraz öpüşüp fingirdeştikten sonra amcam soyunmaya başladı. Annem de geceliğini, sütyen ve külodunu çıkardı. Annemi çıplak olarak ilk defa görüyordum. Bembeyaz vücudu vardı. Amı hafif kıllıydı ve göğüslerinin ucu kahverengiydi, ama uçları dimdik olmuşlardı. Annem sırt üstü yattı, amcamın soyunmasını bekliyordu. Amcam en son külodunu da çıkarınca yarrağı kalkmıştı. Amcamın yarrak baya kalın ve uzundu, diyebilirim ki 19-20 cm rahat vardı. Amcam annemin bacakarasına yanaşıp annemin dudaklarını öpüp yalamaya başladı. Sonra göğüslerine inip, annemin memelerini emzik gibi emiyor, ısırıyor, yalıyor öpüyordu. Amcam daha sonra aşağılara inip annemin amını yalarken ise annem inliyordu...
Amcam annemin amını baya uzunca yaladı. Annem, "Hadi erkeğim sok içime, şimdi çocuklar uyanacak, yakalanacağız!" diye yalvarıyordu. Amcam yarrağının başını tükürüpleyip annemin bacak arasına yanaştı, annemin amına soktu. Annem sanki acı çekiyor gibi sesler çıkarıyor, sanki almakta zorlanıyor gibiydi. Amcam pompalamaya başladığında annem sürekli, "Yavaş ol, amımı yırtacan!" diyordu. Anladığım kadarıyla babamın siki amcamın yarrağı kadar büyük değildi. 5-6 dakika sonra amcam artık annemin amına çok seri gidip gelmeye başlamış ve annem sadece zevkten Ohhluyor, "Kökle erkeğim, daha derinlere kökle!" diyordu. Amcam ise, "Abimin siktiği amı sikmek kadar zevkli bir şey yok!" diyerek pompalamaya devam ediyordu. Daha sonra amcam annemin bacaklarını omuzladı ve sikmeye devam etti. Annemin bacakları tavana bakarken amcamın yarrağı herhalde daha derinlere giriyordu ki, her soktuğunda annem, "Yavaş ol hayvan herif!" diyordu. Ama amcamın bir sokması vardı ki, gidip gelirken taşakları annemin götüne çarpıyor, 'Şak! Şak! Şak!' diye ses çıkarıyordu...
Amcam annemi yarım saate yakın sikti. Bir ara acayip hızlandı ve hırlamaya, böğürmeye başladı. Annem, "Sessiz ol, çocuklar uyanacak!" diye yalvarıyordu, ama amcam dinlemiyordu. Ve sonunda amcam birden sarsılarak hareketsiz kaldı. Galiba annemin amının içine boşaldı. Sonra annemin üzerine yığılıp kaldı. Annemi biraz öptükten sonra kalktı ve üzerini giyinmeye başladı. Ben o sırada sessizce gidip yattım, uyuyormuş gibi yaptım. Annem bizim odanın kapısını açıp, baktı biz uyuyoruz, kapıyı tekrar kapatıp amcamı gönderdi. Amcam gittikten sonra annem banyoya girdi. Daha sonra gelip bizi uyandırdı. Ben tabii yeni uyanıyormuşum gibi açtım gözlerimi. Annemin saçları ıslaktı, "Banyo mu yaptın?" dedim. "Evet, gece çok terlemişim!" diye cevap verdi, kahvaltı hazırlamaya gitti. Vayy be, annem gözlerimin içine bakarak yalan söylüyordu. Onun bu kadar fahişe olduğunu bilmiyordum. Zavallı babam bize ekmek parası kazanmak için gurbet ellere gidiyor, annem kocasının kardeşine kendini siktiriyordu...
Bu, annemle amcamın (benim tanık olduğum) ilk sikişmeleriydi, ama ilk ve son değildi. Yakalanmamak için annemi uzaktan takip ediyordum, nezaman yengem ve çocukları evde olmasa, annem bir koşu amcamın evine gidiyor ve yarım saat bir saat sonra perişan bir halde dönüyordu. Ara sıra da amcam yine gece geç vakitlerde bize gelip, annemi babamın yatağında sikiyordu. Bazen de annem gecenin bir vakti, ahıra hayvanları sağmaya gidiyor, birkaç dakika sonra da amcam ahıra damlıyordu...
Bir seferinde babam gurbetten dönüyordu, şehir merkezine kadar gelmişti. Köye gelmeden evi arayıp anneme, "Büyük çocuğu al şehir merkezine gel, Takım elbise istiyordu, kendisi beğensin, alacam." dedi. Annem, "Nasıl geleceğiz şehire?" diye sorunca, babam da, bizim köyün merkeze yolcu taşıyan minibüsleri vardı, onlardan birini hususi tutup gelmemizi istemişti. Annem de, "Tamam." deyip minibüsçünün birine telefon etmişti. Aradan 20 dakika geçmeden minibüs kapıya geldi. Koca minübüs annemle beni şehire götürecekti. Bizim köyden merkeze uzaklık 2 saat sürüyor, yollar bozuk olduğundan. Neyse bindik yola çıktık. Öne oturmuştuk, annem şöförün yanında, ben cam kenarındaydım. Annemle şöför konuşup duruyorlardı, ben camdan dışarıyı seyrediyordum. Baya bir gittikten sonra fısıldaşarak konuşmaya başladılar, konuştuklarını duyamaz oldum. Bizim köyden şehire giden yol dağlık ve ormanlıktır. Hava sisli olduğu için sağımızı solumuzu pek göremiyorduk, onun için yavaş yavaş gidiyorduk...
Kartalkaya denilen mevkiye gelmiştik ki, annem şöföre, "Kenara çek, sıkıştım çişimi yapacam!" dedi. Şöför kenara çekti durdurdu minibüsü, annem indi ve ormana doğru gitti. Aradan iki saniye geçmeden şöför bana, "Hazır durmuşken ben de işeyip geleyim!" diyerek indi ve o da ormana doğru gitti. Ben cahilim ya, güya kandırdılar beni. Yemedim tabii, kendi kendime, şunun şurasında az yolumuz kaldı, bu çiş molası da nerden çıktı şimdi diye şüphelendim, iki dakika sonra ben de indim ve ormana doğru gittim. Sisten dolayı ve onlara görünmemek için yavaşça ilerliyordum. Onları görebileceğim kadar yakınlaştığımda, gördüğüm manzara karşısında şaşırmıştım. Şöför anneme sarılmış ayakta öpüşüyorlardı. Sessizce izlemeye başladım. Şöför annemin kazağını yukarı sıyırıp memelerini sütyeninden çıkardı ve memeuçlarını yalamaya başladı. Bir elini de eteğininin altına sokmuş, annemin bacaklarını, amını ve götünü okşuyordu. Annem, "Acele et, kocam bizi bekliyor, hem oğlum arabada tek başına korkar!" diye söyleniyordu...
Şöför ceketini çıkarıp yere serdi ve annemi ceketinin üzerine sırtüstü yatırdı. Annem hemen külodunu çıkardı ve şöför de kemerini çözüp pantolonunu çıkardı, yarrağını ıslatıp anneme kökledi ve annemin amını sikmeye başladı. Annem, "Ahhh, ohhh!" çekerek inliyordu. Şöför anneme, "Vay azgın orospu vay, yarım saat sonra kocana kavuşacaksın, ormanda benle sikişiyorsun!" deyip yarrağını annemin amına sert sert sokup sokup çıkarıyordu. Az sonra annem şöföre, "Yat aşağı!" diyerek şöförün üstüne çıktı, yarrağı amına yerleştirdi ve sanki bir atın üstünde gibi hoplamaya başladı. Şöför anneme, "Yavaş ol orospu, yarrağımı kıracaksın!" diyor, annemin belinden tutup hoplama hızını yavaşlatmaya çalışıyordu. Şöför arada bir annemin göğüslerini emiyor ısırıyordu. Annem, "Fazla ısırma göğsümde morluk olmasın!" diye yalvarıyordu. Bir iki dakika sonra annemin çıkardığı seslerden boşaldığını anlamıştım. Şöför daha boşalmamıştı ve bu sefer annemi dörtayak domalttı, arkasına yanaşıp yarrağını arkadan annemin amına geçirdi ve belinden tutup hızlı hızlı pompalamaya başladı. Çok geçmeden de hırlayarak annemin amına boşaldı...
Şöför annemin amından çıkınca, onlar daha toparlanıp üzerlerine çeki düzen vermeden, ben hemen sessizce arabaya gittim ve beklemeye başladım. Az sonra birlikte geldiler ve bana, "Tek başına korktun mu?" diye sordular. Ben de, "Erkek adam korkar mı?" dedim. Şöför bana, "Aferin koçuma!" dedi ve yola devam ettik. Şehre varıp merkezde babamı bulduk. Babam, "Geçiktiniz?" dedi. Şöför de, "Hava çok sisliydi, ondan mecburen yavaş geldik." dedi. Merkezde biraz oyalandıktan ve bana Takım elbise aldıktan sonra, aynı minübüse binip köye doğru yol aldık. Kartalkaya mevkiinden geçerken, şöförün dikiz aynasından anneme baktığını fark ettim. Anneme göz kırpmıştı, annem de hafif gülümsemişti.
Doğrusu annemin bu kadar azgın olduğunu hiç tahmin etmezdim. Ailemiz dağılmasın diye olanları babama anlatmadım. Ama annemin sikişmeleri bu kadarla bitmedi tabii, daha birçok kişiyle sikiştiğini biliyorum...
[Ali]
116 notes · View notes
artniyetsizsikerimx · 30 days
Text
Bir Acayip durum-3
Mutfağın konsolu, masa ve sandalyeler arasında epeyce sıkışmıştık. Dar alanda kısıtlı hareketlerimiz vardı; ama şu an bunu pek dert edinecek halde değildik. Zeliha Hanım, ağzını becertme faslından kurtulmuş, aletimi sıkı sıkıya kavramış, kontrolü ele almış; varoşların da zevkli olabileceklerini, estetik kaygılara sahip duygular taşıyabileceklerini anlatıyordu ve baya baya ikna edici de oluyordu. “Güzelce sikilmek “ istediğini yaşının olgunluğu ve vakarı ile genç efendisine anlatıyordu. Dudağımdan gırla dökülen hakaretler tutukluk yapan ağzımdan tek tek zorla çıkmaya başlamıştı. Kadın çok güzel yalıyordu, evet zevk sahibiydi. Başı kasık bölgemde ve uyluklarımın üzerinde hiç rahat durmuyordu. Ara ara memeleri bacaklarım bir değip bir kaçıyordu. Dağılmış saçlarının bir kısmı karnıma yapışmış, aşağıda yumak haline gelmişti, saçlarından başka bir şey görünmüyordu. Sikim, taşaklarım güpegündüz karanlığa gömülmüştü. Aşağıda olup biteni kafamda canlandırmaya çalışıyordum. Başının hareketleri ile kabaran, sağa sola dağılan kuzgun saçlarından başka bir şey yoktu. Dişleri, dili, dudakları bedeninden ayrılmış her biri ayrı bir yerde işini görüyordu.  Hayal etmeye çalışmam çenemi kapamış olacak ki “Susma” diye gaipten sesler geldi kulağıma. Ormanların sık çalılıklarına dönmüş saçlarının arasından yılan gibi süzüle süzüle kulağıma gelmişti. İnilti ile karışık “Susmama” isteği. Kiminle seviştiğimi unutmuştum “ Aşkım “ diyebildim, harikasın “Aşkım” , sikim sıcacık havlularla sarıldı bir anda dibine kadar, istemediğim bir duygusallığın içine çekiliyordum.  “ Orospu beni ele geçirmene fırsat vermeyeceğim!!!” diye haykırasım geldi, ama garip bir şekilde zavallı kadının güzelce sikilme isteğine yenik düşmek üzereydi egom.
Parmaklarım saçlarına dolanmıştı, kafasını kasıklarıma iyice bastırdım, sikim dışarıda suratında geziniyordu. Dudakları karnımın altında, kasıklarım üzerindeydi. Ellerimle tuttuğum kafasını yukarı karnıma çekiyor, sonra aşağı indiriyor, yüzünü hınçla paspas gibi o bölgede dolaştırıyordum. Bu “aşkım” meselesinden kurtulmalıydım,  sikim hariç her yerimi yalatıyor, taşaklarımı emdiriyordum.
Salyalarını bırak, iyice ıslat kasıklarımı.
Emri doğru almıştı, ruhu itaat etmesini biliyordu. Yüzü ve kasıklarım erimiş dondurma gibiydi. Islak, kaygan, yapış yapış. Başını iki yanından tutup arkaya doğru ittim. Yüzü ortaya çıkmıştı, ağzına giren saç tellerini dili ile dışarı itmeye çalışıyordu. Sırılsıklamdı suratı. Parlıyordu. Ucuzdu. Ama çok güzeldi, çok çekiciydi. Almadığım kadar derin bir nefes almıştım, nefes değildi aslında iç çekişti. Canım inanılmaz çekiyordu temizlikçi kadını. Tutku dolu sevişmek ile ezilmiş erkekliğimin acısını çıkartarak becerme arasında gidip geliyordum. Aralık gözlerini iyice açtı, bir bok yoktu gözlerinde, umursamadım. Öyle herkeste olan bir gözdü ama bakışları sikiyordu belamı. Ağzından çıkartamadığı bir iki saç telini kenara çektim, inatla yüzünden ayrılmadılar, sinir oldum ne halleri varsa görebilirlerdi. İşime döndüm.
-İyice aç ağzını
İtaatkâr kadın ağzını açtı, bakışlarından kaçmak istiyordum ama hiçbir boka benzetemediğim bakışlarına yakalanmıştım
-İyice aç ağzını aşkım
Bu sefer itaat eden bendim. Sevdirecekti kendini illaki.
Bir kez daha iyice açıldı, başını ileri doğru ittim, o ılık boşluğa hiç temas etmeden sonuna kadar girdim. Zeliha hanımın gözlerinin iriliği kadar ağzının da böylesi büyük olduğunu şimdi fark ediyordum. Kimyasalların içinde geçen yılların tahribatına rağmen ince, uzun parmakları ve yıpranmaya yüz tutmuş ellerinin çekiciliği uyluklarımın üzerinde ağzına daha fazla girmemem için emniyet supabı gibi yer almıştı. Kollarımla başına sarıldım, kafasını iyice kasıklarıma bastırdım. Şimdiye kadar hiçbir kadına böylesine sarılmamıştım. Ona, bunu hissettirmek için daha sıkı sarıldım,  gırtlağına değil beynine ulaşmak istiyordum. Müthiş bir andı, kadın benimdi ve her istediğimi yapabileceğimi görmüştüm ve dahi bunu ona anlatmak istiyordum.
Dolandığım saçlarına asılıp yüzün kasıklarımdan ayırdım, “Bana mısın “ demeyen o dik ve anlamsız bakışlarla yine karşılaştım, göz bebekleri yoktu orospunun ya da yok etmişti sanki. Biraz korku biraz nefretle sikimi yine ağzına soktum, itaatkâr ağız açılması gerektiği kadar açılmış ve beni içine almıştı tekrardan. Sımsıkı sarıldım yeniden, sarılmam yetmemişti üzerine doğru eğilmişti gövdem. O arada sıkıştırmak istemiştim adeta onu. An durmuştu ilerlemiyordu ama nefessiz kalan kadın için son saniyelerin geldiğini bedenime geçen tırnaklar ve bacaklarıma gelen basınç haber vermişti. Son anda serbest bıraktım, ikimizde nefes nefeseydik, onunla birlikte nefesimi tutmuştum salak gibi.
-Boğuluyordum.
Diyen ben oldum, şaşkın şaşkın baktı , “yala” demek üzereydim ki, ıslak dilini kürek gibi çıkarıp taşaklarımın üzerine seriverdi. Hayalarıma yapışan dili ile koca yalamaya başladı, aşağıdan tepeme kadar. Defalarca. Dili taşaklarıma her dokunduğunda içimdeki fabrika taşa taşa sperm üretiyordu. Üretim bandı hızlanmıştı.
Ayağa kaldırdım, üzerindeki tişörtü çıkarttım. Kolları havadaydı, tişörtün başından geçmesi için bekliyorlardı. Bir süre öyle baka kaldım; memeleri sutyeninden kısmen kurtulmuş, gerinen beden dolayısı ile dimdik hale gelmiş, kaburgaları genç kız bedeni gibi ince ve tek tek sayılacak şekilde belirginleşmişti. Doğum kırışıklıklarına rağmen dümdüz aşağı inen bir gövde vardı. Öyle kalmıştım , “çok güzelsin dedim”, acır gibi olmuştum, kıymeti bilinmemiş diye düşündüm. Tişörtü çıkardım, lanet gözleri ile yine karşı karşıyaydım İçimde yumuşayan salağa küfür ederek sutyenini çıkardım. Altında ne varsa sıyırdım.
-Önüme düş.
Önüme düştü, nereye gideceğini biliyordu. Zayıf gövdeye fazla gelen irilikteki götü seyrede seyrede yatak odasına girdik. Yatağın üzerine ittim. Düştü. Sonra sırt üstü uzandı.
-Evde değilken bu yatakta kendini becerdin mi, sadece temizlik yaptığını hiç sanmıyorum?
Anlamsız, laf olsun diye sarf edilmiş bir cümleydi. Daha ziyade kendi tatminim için söylemiştim. Vereceği cevap umurumda değildi aslında. Maksat biraz daha üste çıkmaktı.
-Becermedim, ama karşı komşun sikti bu yatağın üzerinde.
Ağzımın açarken iki kere düşünmem gerekiyordu, bunu öğretmişti o an varoş orospusu. Söylediği doğru muydu bilmiyorum ama sinirimi bozmuştu. Sinirlenmiştim.
-Ters dön, domal.
Emir anlaşılmıştı. İtaatkâr orospu söyleneni yapmıştı ama aslında gözlerinden kaçmanın ve susturmanın bir yoluydu bu benim için, zafiyetimi fark etse onun yerine ezilen yine ben olacaktım diye korkuyordum, an meselesi gibi geliyordu. Şu an yaşadığım ya da bana müsaade ettiği üstünlüğün keyfi cinselliğin ötesindeydi. Hele ki o üstünlüğü kaybetmek… Korku ve adrenalin dolanıp duruyordu ortalıkta.
Dört ayağı üzerinde duruyordu önümde. Gözlerindeki anlamsızlık şu an bütün bedenine yayılmış gibiydi. Doluya tutulmuştum. Belini içine çekmiş, bacaklarını epeyce aralamış, gövdesini biraz aşağı almış, götünü oluşturan o iki yarım küreyi dikebildiği kadar yukarı dikmişti. Eğik başını ileri bakacak şekilde sabitlediğinde kadının dönüşümü tamamlanmıştı. Islanmış ve zaten bakımsız olan saçları iyice perişan olmuş, yorgunluklarını atmak için omuzlarına yerleşmişti.
-Kimseyi seni beklediğim gibi beklemedim Onur Bey
-Güzel sev beni
Orospu diye geçirdim aklımdan, siktiğimin orospusu elimden alıyordu her şeyi yine. Telaşla “Kapa çeneni “ deyip oldukça acemi bir şekilde üzerine çullanıp ağzını kapadım. Elim dudaklarının arasında dişlerinin üzerinde yarı yarıya ağzının içindeydi. Acemice çenesini kavramış gibiydim daha çok. Vücuduna o kadar yaklaşınca etkilenmemek zordu. İçinde bulunduğumuz ruh hali de bu zorluğu dayanılmaz hale getiriyordu. Kaskatı, zımba gibi duruyordu, oldukça gergindi. Diğer elimi o güçlü duran sırtında dolaştırmaya başladım.  Omuzlarından, omur çukuruna, oradan beline ve parmaklarımı saplamak istediğim kalçalarına kadar sevip, okşadım. Gayri ihtiyari bir şeydi, elim kendiliğinden üzerinde dolaşmaya başladı. Ağır işçiliğin, yoğun çalışmanın geride bıraktığı güçlü ama sıska bir bedeni vardı. Ağzından elimi çektim, saçlarını omuzlarından alıp boynuna sıraladım. Şimdi iki elim de üzerinde dolaşıyordu. Deniz analarının açılıp kapanması gibi avuçlarım üzerinde açılıp kapanıyor, sırtı, bacakları, kalçası ve aşağı sarkan memelerini sevip, okşuyordum. Gözlerinde her ne varsa bedeninden bana sızmıştı.
-Sev beni, güzel sev.
Kulağıma, aklıma bunu sokup duruyordu. Omuzlarına yöneldim, dişlerimi geçirdim. Kocaman bir parçasını ağzıma doldurup ısırdım. Bir elim kaba etine geçti, diğeri memelerinin canına okuyordu. Teninin tadı hoşuma gitmişti. Verdiği tepkiler hoşuma gitmişti. O arada kalan beden kıvranıyordu. Acıtmıyordum canını, o kadar sert değildim, tadındaydı ama gittikçe gözümü et bürüyordu. Diğer omuzuna dişlerimi geçirdim. Bu sefer uyluklarındaydı elim. Diğeri çenesinin altına yerleşmişti.
Bir ısırık daha aldım, omuzlarını şöyle bir içine çekti. Öpmeye başladım, zikzaklar çizerek aşağılara indim. İstediği gibi seviyordum sanırım şimdilik.  Kaba etlerine geldi suratım, büyük bir iştahla her iki elimle kavradım. Lezzetli bir sandviçi tutar gibiydim, ağzımı kocaman açıp güneş görmemiş etlere dişlerimi geçirdim. Diş köklerim sızladı, etinin tadı dilimdeydi. Lezzet!! Hayat bunun peşinde koşmakla geçiyordu. Isırdım, iç geçirdi, biraz kıpırdandı Zeliha Hanım. Bir daha ısırdım, damağım hiç bu kadar şenlenmemişti, bir daha ısırdım içimde garip bir şeyler oldu. Garip bir iştah duyuyordum ilkel, hayvani bir şeyler oluyordu.  Her defasında iç geçirdi, acıtmadım ama canını. İstediğim bu değildi, itaat etmesiydi. Öyle de etti. Muhteşem bir keyifti, sırtlanı da aslanı da şimdi daha iyi anlıyordum. Beslenmek!!!. Diğer bir mücadelemizdi var olmak için ve o direnmiyordu. Av olması iyi öğretilmişti; o derme çatma evlerin sofalarında, kömürlüklerinde, esnafın veresiye defterlerinde kim bilir daha nerelerde yıllarca ayaküstü becerilmişti orospu!!
-Epeyce kullanılmışsın, belli. Ne istendiğini biliyorsun,
Elimden geldiğince hayvanlaşmaya çalışıyordum, ruhu ezilmeliydi ama becerebiliyor muydum bilmiyorum.
-Bakkal, çakkal veresiye defteri açmıyordu sana değil mi ?
Gıkı çıkmadı yine.
Kafamı kaldırıp üzerinde bıraktığım izlere baktım. Kendime geldim. Ben 3-4 kez diye sanıyordum ama sırtı da kalçası da diş izlerimle doluydu. Ne ara o kadar dişledim hatırlamıyordum. Lezzet ve beslenme bir arada olunca lokmalar sayılmıyormuş demek ki.
-Canını acıttım mı?
Yine gıkı çıkmadı
- Canını acıttım mı!!?
- Çok değil.
- Dayanıklı orospusun yani.
Elim kaba etine sertçe indi. Sonra diğeri. Arkasına geçtim iki kaba eti araladım. Sikimi elime alıp amına dayamaya yeltendim ama kendimi, suratım o yarığın içine girmiş köpek gibi yalarken buldum. Gözlerindeki berbat ifade belirmişti bir şekilde o yarıkta ve beni içine çekmişti. Temizlikçi kadın tertemizdi, beklenmedik şekilde bakımlıydı, pırıl pırıldı o kadınsı aralık. Açlığımı hissetim tekrardan bu sefer benim dil ve dişlerim dolanıp duruyordu üzerinde. İyice ilkelleşmiştim, ayazı yemiş aç kurtların saldırması gibi saldırmıştım kadının deliklerine, ilkelliğim gittikçe artıyordu.
Doğruldum, gözlerim fıldır fıldır üzerinde dolaşıyordu, suratımdaki ıslaklığı hissediyordum. Üstü başı batmış, yemeğini yüzüne gözüne bulaştırmış çocuk gibiydim. Elim yukarı kalktı, Zeliha orospusunun kaba etinde patladı. O sıska beden bir dikildi, kafası yukarı aşağı oynadı, sırtı kasıldı, bir daha indi kalkan elim kaba etine. Bir daha. Etrafa ter, kadınsı sıvı, ağzımdan akan salyaların karışımı saçılıyordu her vurduğumda. Sesini çıkartamıyordu, zayıfça bir “IIhh” çıkabildi anca. Bir de;
-Güzel sev
Diye inlemeye başlamıştı iyice. Başarıyordum demek ki.  Kızarmış etlerini öptüm.  Arkasına iyice yerleştim, büyük bir keyif ve kolaylıkla Zeliha Hanımın içine girdim, beli iyice içeri gömüldü, gövdesini bana doğru itti, hala güzel sevilme derdindeydi. Yumuşak kalçasını kasıklarımın üzerinde ezdi.  Bir elim gerinmiş olan boynuna doğru gitti, çenesinin altından başını kendime doğru çekmeye başladım gövdemi üzerine eğdim, bir elim omuzunda diğer elim boynunda kendime doğru çekip o yumuşakçaları daha da eziyordum. Yetmiyordu, kendisi de gövdesini bana doğru itmeye devam ediyordu. Bedeni ağır, vakarlı bir şekilde kıvranıyordu, yapmacık planlı inlemeler değildi. Ben ne kadar planlı ve hain bir şekilde egomu üzerinde tatmin etmek için hareket ettiysem O da, o kadar doğal tepkiler veriyordu.
Yatağımda başka bir adamla becerildiğini söylediği gelmişti aklıma ya da ezilmiş egom getirmişti bir anda , “Eze eze becer diyor, kim bilir kaç kişi geçmiştir orospunun üstünden , sana mı kaldı tasası”
Doğruldum, memelerine dadanmış olan elimi saçlarının köküne doladım,  Nazlı’nın kibri ile bilenmiş nefretimi yayarak, intikam alırcasına içine girip çıkmaya başladım. Onu hiç dinlemiyordum sikimin zevkine göre üzerinde beceriksizce tepiniyordum. Sikim iki de bir dışarı çıkıyor,  alelacele deliği sokmaya çalışıyor, deliği tutturamıyor,  acemi binici gibi altımdaki kısrağın canına okuyordum. Hem de tepe tepe tüm rezilliğimle yapıyordum bunu. Sakil sakil sesler çıkartıyor kendimi alamadığım bir heyecanın öncü inlemeleri ile ağlamaklı mırıldanıyordum.
Gözlerimi çarşafa doladığım bölgeden kaldırdığımda Zeliha Hanım’ın 360 derece dönmüş yüzü ile karşılaştım, korku filmi gibiydi. O gözlerindeki anlamsız halleri daha korkutucu olmuş, huzursuz, sabırsız istediğini alamayan bir yaratık gibi anaç bir ses tonu ile “Güzel sik” beni deyip duruyordu. Amına koduğumun karısının söylediği başka bir şey yoktu. Kendime gelmiştim biraz, yine aynı kolaylıkla içine girdim. Zeliha Hanımı öne doğru eğildi, başını yatağa yasladı, kaba etleri daha da yukarı çıktı. Zeliha Hanımın iniltilerinin ritmine uyarak gidip gelmeye başladım. Tekrar tekrar dile getirdiği “Güzel sik” cümleleri ile beni ve egomu ehlîleştiriyor gibiydi, hızlandıkça bende hızlandım.
 Ritmin zirvesine çıkmamıştık, aynı tempodaydık, kalçasının yanaklarına parmaklarımı geçirmiş deli gibi sıkıyordum, parmaklarımı arka deliğinin üzerinde dolaşıyordum, sokmak istedim. Sol elimin baş parmağını arkasına soktum, avcumu iyice sıktım etleri, deliği, avucumun içinde bez parçası  gibi olmuştu. Zeliha Hanımın dudaklarındaki tempo artıyordu “İstediğin buysa, becer beni” dedi “Sen de diğerleri gibi kullan beni”…
Güzel sikilmekten vaz geçmişti temizlikçi kadın. Tempo da, talep de değişmişti. Arkasında hızlanmıştım “Becer beni” diyordu, arkasına girmek istiyordum, iki parmağımı soktum götüne, parmaklarımın ucundaki o daracık deliğin içindeki sımsıkı sarılmayı sikimde hissettim. Tanrım ; arkasındaydım sanki, deli gibi abanmaya başlamıştım yokuş aşağı gidiyordum. Çok istediğim ve gıkını çıkarmayacağını bildiğim halde amından çıkıp arkasına giremiyordum. Parmaklarımın içinde olması daha da tahrik etmişti. Gözlerindeki anlamsızlık, sesine yansımıştı, hırıltılar yayılıyordu ve yine korkutuyordu beni. İki parmağım yarıya kadar arkasındaydı; becerebildiğim kadar hızlı bir şekilde becermeye çalışıyordum. Ağlamaklı inlemelerle, ter içinde ilk kez kadın görmüş ergen gibi titreye tireye boşalmaya başladım içine. Acemice içine boşalıyordum, beynim zonkluyordu, ama sonrasında ne olacağı umurumda değildi. Kadın hala doğurgan bir kadındı yine de içine boşlamam tüm risklerine rağmen muhteşem oluyordu. Kasılıyordum, parmaklarım da kasılıyordu. Arkasında dimdik baston yutmuş gibi kalmıştım, alt taraflarımız birbirine yapışmış haldeydik. Sırasıyla kalçam, bacaklarım kasılıyor sonra içinde ki aletim kasılıyor Zeliha’nın kadınlığına tatmin olmuş erkekliğimi zerk ediyordum. Harikulade bir durumdu ve Zeliha Hanım’ın “İçime boşal” demesi her şeyi daha da muhteşem kılıyordu. Kamçı gibiydi isteği. Kendimden geçmiştim, ne sinir sistemi kalmıştı ne akıl ne da başka bir şey. Zembereğimi de boşaltmıştı temizlikçi kadın, doğası gereği aradığı genler de kadınlığının içine hapsolmuştu.
Son damlama kadar savaştım kadının arkasında, içinde gidip geliyor, ne varsa son damlasına kadar içine sağmaya çalışıyordum. Nihayetinde yığılıp kalmıştım. Tatlı bir uyku çökmüştü. 10-15 dakika nefeslerimizi toparlayana kadar yatakta kaldık. Zar zor üzerinden kalktım, sırılsıklamdı her yer.
-Örtüleri değiştireyim.
Dedi temizlikçi kadın.
-Siz de bir duşun alın.
Diye devam etti.
Kalktım elinden tuttum, duşa götürdüm. Temizlikçi kadını güzelce yıkadım. Duruladım. Yıkanmadan yatağa yattım. “Yatak böyle kalsın ben de böyle kalmak istiyorum” dedim. Komidinin üzerindeki cüzdanı aldım , içinde ne kadar varsa ki epeyce bir para vardı, son hayvanlığımı da yapıp,
-İyi orospuymuşsun.
Deyip parayı komidinin üzerine koydum. İnime girdim sırtımı döndüm yattım. Yatağı koklayarak gözlerimi kapadım.
-Öyleyimdir
Dedi. Gözlerim kapandı.
Kulağımı tırmalayan elektrik süpürgesi sesi ile gözlerimi açtım. Saate baktım, ne kadar uydum ki diye düşündüm. Çıkan sesler Zeliha Hanım’ın hala evde olduğunu gösteriyordu. Çişimi yaptım,  Seks kokuyordum!!!, koltuk altımdan yayılan ter kokusu ile karışıktı. Daha başka kokardı seksten sonra, daha kesif, daha keskin. Bana hep öyle gelirdi. Şu an o kokudan kurtulmak istemiyordum. Sağı solu işaretleyen erkek kediler gibi mağrur hissetmiştim kendimi. Mart aylarında -ki artık mart falan dinlemiyordu onlarda gerçi- dişi kedileri üçer beşerli kovalamaları ve çiftleşeceğim diye resmen sapkın bir şekilde ısrarcı takipleri aklıma geliverdi.  Daha ne kadar ilkelleşebilirim diye düşündüm. Tanımlayamıyordum durumu; kurtulmuş erkek egosu mu yoksa adice bir hayvanlık mıydı ? Buna rağmen Zeliha hanımı becerirken gözlerinin hissettirdiği ilkellik hoşuma gitmişti. Elimi yüzümü yıkadım, üzerimi oradaki tişörtlerden biri ile sildim. Altıma bir şort geçirdim. Komidinin üzerinde duran parayı gördüm. Aldım. Odadan çıktım.
Elektrik süpürgesini kapadım.
-Paranı almamışsın
-O çok fazla
-Az veya fazla ben verdim karşılığı bu işte al çantana koy.
Dalga geçtiğini sonra anlayacaktım. Salaklık güzel bir şeydi anı yaşarken, sonradan kafaya dank edince kötü oluyordu ama.
Saçları bağlı değildi. “O çok fazla” derken doğrulmuş hafif bir tebessümle söylemişti bu cümleyi.
Dudakları ilk kez o zaman dikkatimi çekti. Zeliha’yı dudaklarından hiç öpmemiştim sikerken. Tişörtünün altında sutyensiz memeleri de dikkatimi çekti sonra. Onların canına okumuştum, ama dudaklarım değmiş miydi hatırlamıyordum. Bu sefer gözlerine bakabiliyordum, ne gördüğümü, beni neyin korkuttuğunu anlamıştım. Para avucumdan düştü. Zeliha iyice doğruldu. Ne olacağını biliyordu. Süpürgeyi elinden bıraktı, gelmemi bekliyordu.  Yaklaştım. Yanaklarından tuttum öpmediğim o güzel dudaklarını öpmeye başladım. Yüzünü, yanaklarını. Boynunu. Yeni başlıyorduk.
Soydum güzelce. Onun isteği gibi “Güzelce” . Dudaklarından ayrılamıyordum, ellerim kadife ten üzerinde dolanıyordu, “Güzelce” . Boynundan aşağı indim. Memelerinin üzerine geldiğimde gövdesini biraz daha yanaştırdı, biraz sarkmış, biraz yumuşamış olan memelerini misafirini ağırlayan ev sahibesi edası ile naifçe sundu. Her ikisini de çocuk gibi emdim, emdim. Yüzümü, yanaklarımı sürdüm. Karnına indim, nefes alışını hissettim. Kırışıktı ama gerçekti karnı. Tertemiz kasıklarını tattım. Güzel bacakları vardı, titriyorlardı. Güzel seviliyorlardı. Ayağa kalktım, döndürdüm. Aklıma yer etmiş o güzel sırtının acıttığım yerlerini özür dilercesine sevdim. Şamarlarımı patlattığım kalçasından da özür diledim. Kadın mis gibiydi, “Zeliha…” dedim, hanımlığı kalmamıştı, orospuluğu da. Kadınlığı çıkmıştı ortaya “Zeliha çok güzel kadınsın” dedim.
Kucağıma aldım, zor geldi yemin ederim. Öyle güçlü biri değildim, titremesi hala geçmeyen bacaklarımın üzerinde şöyle bir sarsıldım. Düşürecek gibi oldum kadını. Toparladım. Yatağa bıraktım öptüm, elbette güzelce sevdim her yerini. Üstüne uzandım, bacaklarının arasına yerleştim ama altımdan kurtuldu, sırt üstü uzandım ve kadını bekledim.
11 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 9 months
Text
Tumblr media
“İsim Şehir...
Kelime hazinemizi, coğrafyamızı,
kültürümüzü gelişteren masrafsız ama
çok zevkli bir oyundu.
‘İsim-şehir-hayvan-bitki-eşya-artist-ülke’
sıralaması ile oynanan basit ama şahane
zevkli bir oyundu.
Baştan herkes kağıtlara çizgilerini çizip bu başlıkları yazarak hazırlık yapardı.
Sonra bir arkadaş içinden alfabeyi okurdu, başka bir arkadaş da ona ‘dur’ dediğinde
o anda hangi harfteyse,
onunla başlayan şeyler bulunmaya çalışılırdı.
Diğerlerinden farklı bir şey yazana daha fazla puan verildiği için değişik acayip şeyler bulmaya çalışılırdı.
Mesela ‘O’ harfinden bitkiye herkes ‘ot’ yazarken bazıları ‘okaliptüs’ yazardı.
Mesela bazıları ‘N’ den hayvan bulamayınca
‘nil timsahı’ yazardı,
diğerleri de bunu kabul etmez ve kavga çıkardı.
Yalın zamanların fakir ama gururlu bir oyunuydu...
60'lar Hikaye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane...”
23 notes · View notes
loveis-adagger · 1 year
Text
Herkese merhaba eminim birçoğunuz beni tanımıyor ben de sizi tanımıyorum haliyle ama eminim ki sizlerle tanışmak benim için zevkli olurdu neyse
Bu yaşadığımız şeylerde yarının garantisi olmadığını çok daha iyi anladım o yüzden bir şeyler yazmak istiyorum
Ben Almila. Bu uygulamayı uzun süredir içimi dökmek için kullandım çünkü hiç bir zaman kendimi kimseye tam anlamıyla açamadım. Yeri geldi burası sayesinde güzel şeyler yaşadım muhteşem arkadaşlıklar elde ettim yeri geldi burası yüzünden hayatımdan bir şeyler koptu ama hiç bir zaman pişman olmadım. Hesaplarımı silip silip geri geldim çünkü ihtiyacım vardı içimdekileri kimse okumayacak olsa da yazmaya
Psikoloji istiyordum buraya geldiğimde. Şimdi pdr öğrencisiyim. Her zaman insanlara yardımcı olmayı sevdim çünkü hayatımın amacı buymuş gibi hissettim çok uzun süre boyunca.
Ne zaman birine yardımcı olsam kendimi o kadar mutlu hissediyorum ki sizlere anlatamam. Son anım dahi olsa başkalarına yardımcı olmak istiyorum (arkadaşlarım bu konuda bana kızıyor arada bencil ol falan diye ama olamıyorum bu benim kaderimmm)
Çok boş yapan bir insanım. Arada kafa açan sohbetlerim olur. Aşk, Sevgi tarz konularda çok güzel konuşabilirim. Aşka aşık bir kızım ben
Acayip açık görüşlü biriyimdir. Bu konuda bolca övünebilirim. Aslında kendimi hem çok severim hem nefret ederim
Zıtlıkların buluştuğu biriyim
Balık burcuyum. Yükselenim kova. Ay burcum da başak. (evet burçlara inanırım çünkü gerçekten ben yanii)
Aslında çok daha fazla şey yazmak isterdim ama şimdilik bu yeter
Ay yine çok boş yaptım. Bunu buraya kadar okuyan kişi sen işsiz misin?
Neysee kendinize çok dikkat edinnnn
11 notes · View notes
Text
Kocam Beni Neden Başka Erkeklere Siktirdi! (1) (Çağla 30 Y., İzmir)
Merhaba sevgili 31 Seks Hikaye okuyucuları, ben İzmirden Çağla. Bu sitede benim gibi insanların hikayelerini paylaşıyor olması gerçekten çok hoş. Şu anda 30 yaşındayım. Bir kadın olarak oldukça çekici bir fiziğim var, 1.70 boyunda, 92-60-95 ölçülerindeyim, 53 kiloyum, kumral, uzun düz saçlıyım. Çevremdeki insanlar güzel olduğumu söylerler, ama öyle bir manken kadar güzel de değilim. Neyse hikayemi anlatayım...
Anlatacaklarım evliliğim ile başladı. O zaman 22 yaşında genç bir kızdım. Üniversiteden sevgilim olan Can ile okul biter bitmez evlenmiştik. O benim ilk erkeğim ve kocamdı. Ondan önce birkaç öpüşme ve mastürbasyondan başka bir deneyimim yoktu. Ama ısrarlı bir pørnø izleyicisi olduğumu inkar etmemem gerek. Lise yıllarımdan beri sekse aşırı derece ilgi duyuyor, ama aile baskısı sebebiyle herhangi birşey yapmaya cesaret edemiyordum. Artık evlenmiştik. Gerdek gecemizde Can bana oldukça sakin ve sabırlı davranmıştı ve oldukça zevkli geçmişti. Ancak özellikle belirtmem gereken şey, Can'ın yarağı. Oldukça büyük ve kalındı. İlk günler benim alışma sürecimde Can oldukça sakin davranıyor, sadece beni zevke getirmek için çabalıyor ve yarağına alışmam için zorlamıyordu.
Gerdekten 2 hafta geçmişti, artık yarağının tamamını içime alabiliyordum, sonunda alışmıştım ve büyük zevk duyuyordum. Aslında gerçek gerdeğimizi 2 hafta sonra yaşadık diyebilirim. Evleneli iki hafta olmuştu ve yine Can ile yatakta idik. Oynaşmaya başladık, önce öpüşmeye başladık, sonra Can aşağı doğru kaymaya, diliyle bütün vücudumu keşfetmeye başladı. Boynuma, oradan memelerime ve oradan da amıma inmiş, dili ile beni çıldırtıyordu. Dilini öyle güzel kullanıyordu ki, anlatmak mümkün değil. Am dudaklarımı emiyor, dilini amımın içine sokuyor, hızla hareket ettiriyordu. Arada bir götümün deliğine dili ile dokunuyordu ve bu benim çok hoşuma gidiyordu. Ama ilkkez bunu yapıyordu. Ben artık amıma girmesi için yalvarır hale gelmiştim, "Hadi aşkım, sok!" diye inliyorum. "Gir içime, seni istiyorum!" diye yalvarırken, Can üzerime gelip yerini aldı ve amıma girmeye başladı. Her milimetresini hissediyordum. Ve birden kökledi! Ohhh! Nasıl bir şeydi bu böyle! Gözlerimde şimşekler çaktı sanki. Acayip hoşuma gitmişti ve Can aynı hızla gidip geliyor, bir yandan da memelerimi emiyordu...
Muhteşem bir şeydi ve ben kısa sürede boşalmaya başladım. Çok şiddetli boşalıyordum, çığlıklarım odanın duvarlarında yankılanıyordu. Can halen içimde gidip geliyordu. Ama küçük bir farkla, bir parmağı ile de göt deliğimi uyarıyordu. Daha önce seyrettiğim pørnølarda anal seks yapan kızları görmüştüm ve anlamıştım ki Can da beni götümden sikmek istiyordu. Ben de istiyordum, ama yarağının büyüklüğü nedeniyle korkuyordum. Can öylece devam ederken, kulağına eğilerek, "Beni arkamdan sikmek mi istiyorsun?" diye sordum. "Evet aşkım!" dedi. Ben de, "Ben de istiyorum, ama çok korkuyorum, seninki çok büyük, canım yanar!" dedim. "Merak etme, ben seni alıştırırım, amını nasıl alıştırdıysam, götünü de alıştırırım!" dedi. Onun bu sözleri beni rahatlatmıştı. Bir süre daha devam etti ve ben tekrar Orgazm'a ulaştıktan sonra amımdan çıktı ve aşağı kayıp göt deliğimi yalamaya, dili ile hafi hafif masaj yapmaya başladı. Çok hoştu, acayip hoşuma gidiyordu...
Biraz sonra Can yataktan kalktı, çekmeceden bir krem çıkarttı ve onu göt deliğimin etrafına sürmeye başladı. Sonra da göt deliğime kremli parmağını sokmaya başladı ve kremi içeri doğru sürüyordu. Kısa süre sonra götümde bir uyuşukluk hissetmeye başladım. Nedenini sordum. Can da, "Aşkım kremin etkisi, senin canının yanmaması için, alışana kadar bu kremi kullanacağız!" dedi ve ikinci parmağını da sokmaya başladı. Kremin etkisiyle neredeyse hiçbir şey hissetmiyordum. Bir süre devam etti. İki parmağı ile götümdeki uyuşukluk iyice artmıştı ve üçüncü parmağını sokmaya başladı. Ama ben hiçbir şey hissetmiyordum, iyice uyuşmuştum. "Bak aşkım, böyle uyuşunca dört parmağımı alabiliyorsun! Alışınca uyuşmadan alabileceksin beni, şimdilik bu kadar yeter." dedi ve dört parmağıyla götüme epey bir süre masaj yaptı. Parmaklarını çıkarttığında götüme buz gibi hava girdiğini hissettim. Sonrasında Can tekrar amıma girdi, git gel yapmaya başladı. Ama acayip hızlı yapıyordu, çıldırmış gibiydi. Birden içimden çıktı ve yarağını ağzıma getirdi, ben de emmeye başladım ve kısa sürede böğürerek ağzıma boşalmaya başladı. Filmlerde hep gördüğüm ve merak ettiğim bir şeydi, şimdi kocam yapıyordu bunu bana. İlk anda iğrenç gelmişti, midem bulandı biraz, ama sonrasında yuttum hepsini. Hoşuma da gitmişti doğrusu. Ben hepsini yutunca Can ağzımdan çıkarttı, yanıma uzandı ve öpüşmeye başladık. Bana, "Aşkım çok korkuyordum benim seks fantazilerime uymazsın diye, ama sen hepsini kabul ediyorsun!" dedi. Ben de, "Tabii aşkım, sen iste yeterki, ne istersen yaparım, bu konuda üstüme düşeni büyük bir zevkle yerine getiririm!" dedim sarıldık ve uyuduk.
Muhteşem bir gece geçirmiştim. Sabah kalktığımda mutluluktan ayaklarım yere değmiyordu, ama götümde hafif bir sızı vardı. Aradan biraz daha vakit geçmişti, bu sırada Can beni anal sekse alıştırmak için değişik boylarda vibratörler almıştı ve her sevişmemizde onları götüme yerleştiriyor ve o oyuncak götümde, deli gibi sevişiyorduk. Beni anal sekse iyice alıştırıyordu. Artık aldığı oyuncakların en büyüğünü canım yanmadan götüme alabiliyordum ve Canın yarağını almaya hazırdım artık. Artık onu istiyordum.
Bir Cumartesi akşamıydı, beraber sinemaya gitmiştik. Filmde erotik öğeler vardı. Koca filmden aklımda kalan 2-3 dakikalık bir erotik sahneydi, çünkü o sahneyi seyrettikten sonra, aklım hep bir an önce eve gidip bir güzel sevişmekteydi, iyice azmıştım resmen. Neyse film bitti, eve dönüyorduk. Arabayı Can kullanıyordu. Birden aklıma pørnø filmlerin birinde gördüğüm bir şey geldi ve elimi uzatıp Can fermuarını açmaya başladım. Can, "Ne oluyor?" dedi. "Görürsün!" dedim ve yarağını dışarı çıkarttım, eğilip emmeye başladım. Kısa sürede kazık gibi olmuştu. Ben de iştahla emiyor, bir yandan da kendimle oynuyordum. Can, "Eve kadar dayanamadın mı?" diye sordu. Ben de, "Hayır, hemen beni sikmeni istiyorum!" dedim. Can gaza iyice basmaya başladı, gittikçe hızlanıyordu. Ben yarağını emmeye devam ediyordum. Ne olduğunu anlamadan Can arabayı durdurdu, "Hadi aşkım, eve geldik!" dedi. Elinden dondurması alınmış çocuk gibiydim, toparlandım, evimize çıktık.
Kapıdan girer girmez Canın dudaklarına yapıştım ve birbirimizi soymaya başladık. Kısa sürede ikimiz de çırılçıplaktık. Hemen Can'ın kucağına zıpladım ve sikini amıma aldım. Beni kucağında zıplatarak yatağımıza kadar taşıdı ve beni yatağa bırakıp, dört ayak olmamı istedi. Ben de hemen yaptım. Ve yine amıma girmeye başladı. Kocaman yarağı amımda ilerledikçe ben uçuyordum. Kısa sürede boşalmıştım ve "Aşkım artık seni arkamdan almak istiyorum, seni götümde hissetmek istiyorum!" dedim. "Peki aşkım!" dedi. Ama sesi öyle sevinçli idi ki, anlatamam. Sonra komidinde duran bebe yağını alıp, önce götüme, sonra da koca sikine sürdü ve götüme sikinin başını dayayıp, hafif hafif itmeye başladı. Alıştırmalar işe yaramıştı, yavaş yavaş götüm açılıyor ve Canın koca siki milim milim götüme giriyordu. Biraz sonra artık başı girmişti ve Can çok sakin hareketlerle ilerliyordu. Hafif bir sızı hissediyordum, ama hiç önemi yoktu benim için...
Yavaş hareketlerle tamamen götüme girmişti. Kasıklarını kalçalarımda hissettiğimde dünya benim olmuştu, sevgili kocamın koca yarağını götüme alabilmiştim. Ve öylece bir süre bekledikten sonra Can hareket etmeye başladı. O götümde hareket ettikçe zevk almaya başlamıştım, iyice rahatlamıştım ve Can da hareketlerini hızlandırmaya başladı. Bir süre böyle devam etti ve artık götümde iyice rahat hareket ediyordu, gittikçe hızlanmaya başlamıştı. Biraz canım acıyordu, ama aldığım zevkin yanında hiçbir şey değildi bu acı. Can ise bana sürekli iltifat ediyor ve olanca gücüyle götümde gidip geliyor, her yüklenişinde kalçalarımı sanki tokatlıyormuş gibi sesler çıkıyordu. Ve fazla sürmedi, kısa süre sonra Can resmen haykırarak götüme boşalmaya başladı. Hiç onu bu şekilde görmemiştim, öyle şiddetli boşalıyordu ki, sanki götümde yanardağ patlamıştı, içimi yakıyordu. Onun boşalmasıyla ben de tekrar boşalmıştım ve bir süre öyle bekledikten sonra içimden çıktı. Can götümden çıktığında, arkamdan içime resmen hava dolmuştu, o hissi hiç unutmayacağım, ama ikimiz de çok zevk almıştık.
Biraz dinlendikten sonra kalkıp duşa girdik, birbirimizi yıkamaya başladık. Ama Can beni sabunlarken ben tekrar ateşlenmeye başladım. Döndüm ki, Can da benim gibi ve hemen önünde diz çöküp yarağını emmeye başladım. Ama beni yukarı çekti, arkamı döndürdü. Ellerimi duvara yasladım, Can yarağını amıma yerleştirip pompalamaya başladı. Öylesine şiddetli yapıyordu ki, anlatamam. Uzunca bir süre bu şekilde beni becerdi. Bu şekilde en az 4 kez boşaldım. Artık ayakta zor duruyordum, "Aşkım hadi sen de gel artık!" dedim. "Dur o zaman!" dedi ve amımdan çıkıp göt deliğime dayadı ve girmeye başladı. Bu sefer götüme daha da kolay girmişti ve pompalamaya başladı. Ben nasıl dayanacağımı düşünürken, 2-3 dakika bile geçmeden tekrar götüme boşalmaya başladı. Bana sarılıp iltifatlar ediyor, devamlı teşekkür ediyordu. Bu arada şunu öğrenmiştim, normalde yarım saatten fazla süre amımda gidip gelirken boşalmayan kocam, beni götten sikmeye dayanamıyor ve kısa sürede boşalıyordu. Neyse, sonrasında güzelce temizlenip duştan çıktık, yatağımıza geçip, çıplak bir şekilde uyuduk.
O günden sonra artık seks hayatımız çok daha güzel olmuştu. Haftada en az iki gece ve Pazar günü gündüz akşama kadar deliler gibi seks yapıyorduk. Aradan geçen 6-7 ay içinde resmen seks delisi bir kadın olmuştum, her an aklımda seks yapmak vardı. İşyerinde veya evde boş kaldığım her anda seks düşünür olmuştum. Canı her gördüğüm yerde mutlaka bir şekilde beni sikmesini istiyordum. Hemen her gün sevişiyorduk. Regl dönemimde bile sikişiyorduk, tabi o günlerde sadece götten sikiyordu ve o günleri Can daha çok seviyordu. Sadece anal yaptığımız için tam onun istediği gibi oluyordu.
Birinci yılımızı doldurmuştuk ve benim seks düşkünlüğüm aynen devam ediyordu. Yalnız Can bu durumdan çok memnun değildi, her gün seks yapmak ona biraz fazla gelmeye başlamıştı, çünkü sevişmeye başladığımızda, 2-3 saat sevişmeden Canı rahat bırakmıyordum. Ciddi anlamda fiziksel olarak zayıflıyor, güçten düşüyordu. Ama benim için hiç önemli değildi, çünkü onu seviyordum ve onun için yapmayacağım şey yoktu. Kendime daha hakim olmaya çalışarak, seks isteklerimi bastırmaya başladım. Can kendini toparlamaya başladı, ama aradan 6-7 ay daha geçmişti ki, artık Can'ın ailesi bizden torun istiyorlardı. Direkt söylemeseler de ima ediyorlardı. Biz de çocuk yapmaya karar verdik. Bir ay boyunca sürekli olarak her gün denemelerde bulunduk, ancak bir türlü hamile kalmamıştım ve doktora gittik. Yapılan testler sonucunda sorunun bende olduğu anlaşıldı. Bundan sonraki 2 yılı aşkın süre bu sorunu çözmenin bir yolunu bulmaya çalıştık, bir sürü tedavi denedik, ama olmadı. Bu arada seks hayatımız yavaşlamaya başlamıştı ve bu durum hiç hoşuma gitmiyordu. Ama yapacak bir şey yoktu, kocamı aldatmayı ise aklıma bile getirmiyordum.
Evliliğimin 3. yılıydı, artık çocuğumuzun olmayacağını kesin bir şekilde öğrenmiştik, bütün tedavileri bir kenara bırakıp, normal hayatımıza geri döndük. Hayat normale dönmüştü, ama seks hayatımız haftada bir geceye kadar düşmüştü. Bu arada yine herzamanki gibi pørnøfilmler seyrediyorduk, ancak bir fark vardı, Canın getirdiği filmlerin hepsi grup seks içerikli olmaya başlamıştı. Benim de hoşuma gidiyordu bu filmler. Filmlerdeki kadınlar aynı anda 2, hatta 3 tane kocaman yarağı içine alıyorlar ve zevkten kuduruyorlardı. İşin açıkçası canım istiyordu öyle sikilmeyi. Ve en sonunda Can bir gece sevişirken bombayı patlattı, "Aşkım, grup seks sence nasıl birşey?" dedi. Ben de, "Aşkım bilemiyorum, ben seni başka bir kadınla paylaşamam, sanrım sen de beni başka bir erkekle paylaşamazsın diye düşünüyorum, ama zevk almak açısından bakarsak, mutlaka zevkli olacaktır. Düşünsene, 2 kadın aynı anda senin sikini emiyor, yada ikisi senin önünde domalmış bekliyor, hangisini istersen onu sikiyorsun. Yada benim açımdan bakarsak, 2 tane erkek koca sikleriyle beni sikiyorlar, biri amımda biri götümde gidip geliyor! Güzel olur her halde!" dedim.
O gece öylece geçti, ama sonrasında bu konu daha çok gündeme gelmeye başladı. En sonunda Can bana, "Aşkım benim eski performansım yok biliyorsun, sana yetmediğimin farkındayım, başka bir erkek bulayım, ikimiz birden sikelim seni. Deneyelim, eğer hoşumuza giderse devam ederiz. Sonra da sen bir kadın ayarlarsın, bir de öyle deneriz." dedi. Ben önce biraz naz yaptım, ama içimden deli gibi istiyordum ve kabul ettim. Bana, "Aşkım sen harikasın!" dedi ve o gece beni öyle bir sikti ki, anlatamam. Aynı ilk günlerimizdeki gibi bir gece geçirmiştik.
Aradan birkaç hafta geçmişti ve bana, "İlk grup deneyimimizi yaşayacağız yakında, bakalım iki erkeği nasıl kabul edeceksin!" dedi. Ben de, "Eğer sen gerçekten istiyorsan, beni başka bir erkeğin siktiğini görmeye dayanabileceksen, ben senin istediğin her şeyi yaparım aşkım!" dedim. Duygulandı, gözleri doldu, ama bir şey söylemedi...
[Çağla]
177 notes · View notes
alikum · 2 years
Text
Sonraki hedef, midi klavye.
Daha önce atmışımdır kesin ama şunun seksiliğini tekrar görmeniz lazım...
Tumblr media
Amma şimdi alsam da, çok fazla potansiyelini kullanamayacağım diye gözümü bu güzelliğe dikmedim. Ayrıca çalışma masamdaki yer sıkıntısını da bilmeyeniniz kalmamıştır. Onun yerine aklımda daha sade, mini mini bir hanımefendi var.
Tumblr media
hem ufacık, hem de yine baya bir fonsiyona sahip kendisi. At çantaya, istediğin yere götür çalış modu acayip zevkli.
Keşke tr şartları olmasa da ikisini birden alabilsem.
5 notes · View notes
aynurantt · 3 years
Text
Tumblr media
“İsim Şehir...
Kelime hazinemizi, coğrafyamızı,
kültürümüzü gelişteren masrafsız ama
çok zevkli bir oyundu.
‘İsim-şehir-hayvan-bitki-eşya-artist-ülke’
sıralaması ile oynanan basit ama şahane
zevkli bir oyundu.
Baştan herkes kağıtlara çizgilerini çizip bu başlıkları yazarak hazırlık yapardı.
Sonra bir arkadaş içinden alfabeyi okurdu, başka bir arkadaş da ona ‘dur’ dediğinde
o anda hangi harfteyse,
onunla başlayan şeyler bulunmaya çalışılırdı.
Diğerlerinden farklı bir şey yazana daha fazla puan verildiği için değişik acayip şeyler bulmaya çalışılırdı.
Mesela ‘O’ harfinden bitkiye herkes ‘ot’ yazarken bazıları ‘okaliptüs’ yazardı.
Mesela bazıları ‘N’ den hayvan bulamayınca
‘nil timsahı’ yazardı,
diğerleri de bunu kabul etmez ve kavga çıkardı.
Yalın zamanların fakir ama gururlu bir oyunuydu...
60'lar Hikaye, 70'ler Terane, 80'ler Şahane...”
Muharrem Kaşıtoğlu
4 notes · View notes
sibidikkokarca · 3 years
Text
bu arada bi süredir ülkede olup biten hiçbi şeyi siklemiyorum ne sedat pekeri ne big brotherı ne diğerlerini süpermiş valla böyle ot gibi yaşamak ülkenin yüzde ellisi çok haklı böyle yaşamakta acayip zevkli götünden donunu elinden ekmeğini alıyorlar hiç sikinde değil harika
dipnot anasını sikeyim böyle ülkenin
3 notes · View notes
eskibirhirka · 4 years
Text
Merhabaların en dikalasından merhaba hepinize!
Bugün tercih listem açıklandı. 790 kişinin ataması yapılacak ve ben 5998. sıradayım. Anam umutlu, "ben her gün dua ediyorum." diyor. Kız kardeşimle geçtiler laptop başına kimsenin tercih etmeyeceğini düşündüğü yerlerin listesini çıkardılar. Beni atayacaklarını düşünüyorlar. Tercih listemde Habur Sınır kapısından Edirne'ye kadar, Türk Bayrağının dalgalandığı tüm iller var. Atanırsam bir yanlışlık olduğunu düşünüp şikayet dilekçesi yazarım.
Şu, eve kedi alındığı için pabucu dama atılmış muhabbet kuşu meselesi vardı ya. Gittik aldık o kuşu. İsmi de "Limon." İddia ediyorum, hayatınızda bu kadar sessiz bir muhabbet kuşu daha görmemişsinizdir. Kuşa yalvarıyorum artık "N'olur öt. Ötmenden rahatsız olayım da uyuyamayayım." Ama tık yok. Batu kaliteli yem aldı. Tam tüy dökme dönemi zaten bir de üstüne strese girince iyice keyifsizleşti. Gerçi aldığım kadının ifadelerine göre bu kuş hep uysalmış. Artık uysal mı mutsuz mu? Bilemiyeceğim! 🙄
Hemen hemen 3 hafta oldu alalı daha yeni yeni alıştı bana. Streste ve tüy dökme döneminde olduğu için vitaminini de aldırdım. Mineral taşı, kalamar kemiği falan aldık hep. Limon hala mutsuz. Kafesin kapısı günün çoğu vaktinde açık. Yahu bir çık, kaçmaya çalış, 2 tur uç. Yok! Öööyle bakıyor kapıya. Çıksa bile kafesin tepesinde takılıyor. Gerçi dünden beri azıcık uçuyor şimdi hakkını da yemeyelim.
Neden muhabbet kuşu almaya karşı olduğumu anladım tekrardan. Kafese ayna koymuşlar, yavrum gidiyor oraya yaslanarak uyuyor. Hayvan mutsuz kafeste. Çok üzülüyorum haline. Yanına arkadaş almaya karar verdik. Baktım ücretsiz kuş sahiplendiren yok mecburen parayla alacağız.
Yine de kuşun teras katında mutlu olduğunu hissediyorum. Teras katımız camla kaplı, tepeden denizi, yeşilliği falan görüyor. Köşede de serçe yuva yapmış. Özellikle güneşin doğduğu ilk saatlerde çıkardığım zaman çok mutlu oluyor. Köşedeki serçe yavrularını beslemek için gelip gittiği, tüm kuşların uçup şakıdıkları saatler. Özellikle serçenin yuvasına geldiğini görünce bizimki uçup, şarkılar söylemeye başlıyor. Cam boyunca, baştan sona bir kaç tur atıyor, üstelik serçeyle birlikte. Camın dış tarafında serçe, iç tarafında Limon uçuyorlar birlikte. O anı izlemek çok zevkli oluyor. Her seferinde videoya çekeceğim diyorum, izlerken unutuyorum.
Yalnız tek sıkıntımız teras katı acayip sıcak oluyor. Öğlen kuşu oturduğumuz kata indirmem gerekiyor. Orada da mutsuz oluyor. İndirmesem sıcaktan hayvanın nefes alışverişi değişiyor. Mesela şu an suluğunun içine ayaklarını sokmuş öyle uyuyor, sıcaktan. Bugün biraz serinlesin diye bir kapta su koydum önüne, biraz girdi, yıkandı da yetmemiş demek ki.
Limon da selam söylüyor size.
Sağlıcakla kalın... 🌻
24 notes · View notes
Text
Öyle bütün havucu bugs bunny gibi yemek acayip zevkli
18 notes · View notes
maxpayne · 5 years
Text
Maxpayne 3'ü Türkçe oynamaya başladım bu sefer acayip zevkli geldi diyaloglar sanki yaşanmış gerçek gibi 😁😅😂
2 notes · View notes
alikum · 3 years
Text
2 gündür acayip Mor ve Ötesi övesim var ama nasıl, anlatamam size.
Yardım Et şarkısının akorlarını açtım geçen çat diye, kendim de söylüyorum bokbok da olsa, aşırı zevkli.
Ama keşke bir vokalim olaydı diye ağlamaktan kendimi zor aldım açıkçası. En son üni’de böyle stüdyoları falan dolanıp grup arkadaşı arıyordum müzik yapmak için.
4 notes · View notes
oya-lamaca · 6 years
Photo
Tumblr media
✍️Polisiyeyi 'ikinci sınıf edebiyat' olarak niteleyenlere ne diyorsunuz? ✍️ Hayatım bununla mücadeleyle geçti. Hep şunu söylerim. İyi polisiye iyi edebiyattan üstündür. ✍️ "İyi bir yazarım" diyor musunuz? Hiç fena değilim. ✍️ Yazmak ille de yalnızlık mı? ✍️ Öyle bir algı var ama değil. Hem çok iyi hem çok sosyal yazarlar var. Ben mesela ayartması kolay bir yazarım. Tam yazmaya başlayacağım, bir arkadaşım arayıp, "Gel iki tek atalım" dedi mi hemen bırakır giderim. ✍️ Yaşaması yazmaktan daha zevkli bir şey? ✍️ Hiç tereddütsüz aşk. ✍️ Duvarın arkasını hayal etmek mi duvarı görmek mi yazarı daha yaratıcı yapar? ✍️ Duvarı görüp, onu yeniden yaratmak. ✍️ Yazar kıskançlığı diye bir şey var mı? ✍️ Hem de ne fenadır. Çok sattığın zaman tüm yazarlar seni kıskanır. Satmadığında ben de, "Beni anlamıyorlar" diyordum. Bir teselli bulmak zorundayız tabii. ✍️ Yazarlar iyi dedikodu yapar mı? ✍️ İyi dedikodu yapanları var tabii. Eskiden de böyleymiş. Orhan Kemal'ler, Sait Faik'ler... Hepsi birbirinin iyi dedikodusunu yaparmış. ✍️ Bir dönem hepsi aynı kadınlara aşık oluyormuş. Sizce neden? ✍️Çünkü o zaman hem güzel hem entellektüel kadın yok. Tomris Uyar'a mesela, Turgut Uyar, Ülkü Tamer, Edip Cansever... Hepsi ona aşık olmuş. Ama şimdi hem güzel hem entellektüel kadınlarımız var. Ona açıklık getirelim de. Aman topa tutmasınlar (gülüyor). 🙌🏻 Ahmet Ümit yine acayip bir kitapla karşımızda. İçinde çocuk tacizcilerini öldüren bir seri katil var. Suriyeli göçmenler var. Organ mafyası var... Sona nasıl geldiğinizi anlamıyorsunuz. Beyoğlu'ndaki ofisinde buluştuk. Hem 'Kırlangıç Çığlığı'nı hem de yazarların ruh halini konuştuk. Yarın #cumartesipostası 'nda. Okuyalıııımm 🙏🙏 #ahmetümit #kırlangıççığlığı #kitap #book #polisiye #polisiyeroman #röportaj #interview #postagazetesi #istanbul #turkey #goodnight (Istanbul, Turkey)
1 note · View note