Tumgik
#Taş Yolu
dilfiruzz · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Bir adım dahi atmadan
Yolun sonundan korkar olmuşuz.
Zamana bırakmışız
Ama zaman korkuyu geçirmezmiş daha da büyütürmüş.
Çünkü zaman her şeyin ilacı değilmiş.
8 notes · View notes
Tumblr media
Nakliyeciler, Çorlu Tır Garajı Kamyon Garajı, Evden Eve Nakliyat, Genel, Kara Yolu Nakliye Ve Nakliyeciler Taşımacılık, Nakliyeciler Kamyon Garjları, Parsiyel Taşımacılık, Tır Garajı Kamyon Garajları, Yük Eşya Taşımacılığı içinde Ambar, Çer Taş Lojistik, Çer Taş Nakliyat Lojistik, Çorlu, Çorlu kamyon tır garajı, Çorlu nakliyat firmaları, Çorlu Nakliyat Şirketi, Çorlu Nakliyeciler, Çorlu nakliyeciler garajı, Çorlu şehir içi, Çorlu şehirler arası nakliyat, Çorlu Tır
0 notes
olafkardanadam · 4 months
Text
Sen başaracaksın güzel kızım Merida. Yalnızlık sana korkutucu gelmeyecek. Karanlık yollarda özgürce yürüyeceksin. Hiçbir kötülüğe uğramadan, ayağına taş, yüreğine gam değmeden özgürce koşacaksın bu yolu. Bir sevgi kırıntısına muhtaç olmayacak, bir erkeğin merhametine kalmayacaksın. Sen güçlü, neşeli ve hep çocuksu olacaksın. Kimse seni mecbur bırakamayacak hiçbir şeye, kimsenin hayatını yaşamayacaksın. Yanlışı da, doğruyu da sana anlatacağım hangisini seçeceğin sana kalacak ve her seçiminde daima arkanda olacağım. Hata da yapacaksın, bunlar tecrübelerin olacak, yine yanında olacağım. Başkalarının değil, sen sadece kendini hayatını yaşayacaksın ve ben sana bunu sağlayacağım güzel kızım Merida.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
76 notes · View notes
derdiderun · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media
"Yolu açın Gazze'ye cihada gidelim" desek, diyoruz, diyelim...
Ama HAMAS cihada katılan mücahidlerde "namazı kazaya kalmamış olma şartı" koyuyor.
Bu şarta göre yol açılsa kaç kişi cepheye gidebilir?
Kendimizi kandırmayalım. Camideki yerimizi doldurtmayan iman, cephedeki yeri nasıl doldursun???
Diri, güçlü, birlik olamayışımızı üzülerek, utanarak çok görmüyorum bu yüzden.
Arap ve İslam dünyasının sessiz kalmasıyla, yani kınamaktan, kızmaktan öteye geçememesiyle Gazze'de kadın çocuk demeden taş üstünde taş koymayacağı bir politikaya yönelmiş durumda Terörist, katil İsrail.
Allah, İslâm ülkelerinin liderlerine aslında daha doğrusu bizlere neden sessiz kaldığımızın, neden dirilmediğimizin, neden cihada gelene kadar daha ilk sıradaki namazdan sınıfta kaldığımızın hesabını soracak hiç şüphesiz...
137 notes · View notes
selenisworldsblog · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Sözüm Sana Ey Hayat!
Yolu yarısını çoktan arşınladım.
Bugüne kadar biraz yalpalayarak
Kimi zaman düşe kalka
Çoğu zaman yanılarak yaşadım.
Geriye ne kadar yolum var bilmiyorum.
Ama daha dikkatli olgun çağlarım.
Adımlarım şimdi daha yavaş.
Daha tadını çıkarır gibiyim bastığım toprağın.
Hoşgörü kuşandım artık,
Huzur yoldaşım,
Yalnızlıksa, en vefalı arkadaşım.
Ey hayat!
Şimdi beni iyi dinle.
Bu yaşıma kadar,
Ne yaşadıysam yaşadım .
Hepsi gelmiş geçmiş olsun.
Ben bu hikayeyi mutlu sonla bitireceğim
Bu da sana son sözüm olsun!
İnan Durak Taş
Tumblr media
139 notes · View notes
ertan2618 · 6 months
Text
Tumblr media
Kırılır da bir gün bütün dişliler,
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim.
Gökten bir el yaşlı gözleri siler,
Şenlenir evimiz, barkımız bizim.
Yokuşlar kaybolur, çıkarız düze,
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze,
Sapan taşlarının yanında füze,
Başka âlemlerle farkımız bizim.
Kurtulur dil, tarih, ahlâk ve iman;
Görürler, nasılmış, neymiş kahraman!
Yer ve gök su vermem dediği zaman,
Her tarlayı sular arkımız bizim.
Gideriz nur yolu izde gideriz,
Taş bağırda, sular dizde, gideriz,
Bir gün akşam olur, biz de gideriz,
Kalır dudaklarda şarkımız bizim...
Necip Fazıl Kısakürek - 1964
22 notes · View notes
yazan-kalem-siyah06 · 6 months
Text
Pençe kilit hareketinde üç şehidin var Türkiye başın sağolsun
taş üstünde taş gövde üstünde baş birakmayin insallah
Tumblr media
Düşünsene;
Köydesin.
Tarlada uğraşıyorsun.
Gazetelerden Yunanlıların Ege' yi işgal ettiklerini okuyorsun.
Yaşadığın köye çok uzaktalar. Sana gelene kadar durdurulacaklarını ve köyüne gelemeyeceklerini düşünüyorsun.
iki gün sonra gazeteye bakıyorsun.
Komşu şehirdeler. Yolu yarılamışlar.
Endişeleniyorsun.
Birkaç gün sonra gazete de çıkmaz oluyor.
Çevre köylerden haber geliyor.
Hepsinin basılıp yakıldığını duyuyorsun.
Bıçak kemiğe dayanmış.
Gidecek yerin de yok.
Bekliyorsun. Sabah oluyor , akşam oluyor sonra tekrar sabah oluyor .
Belki bizim köye gelmezler diyorsun.
Köyden silah sesleri gelmeye başlıyor.
Kaçınılmaz son geliyor.
Artık senin köyündeler.
Düşünüyorsun.
Eşini kızını ve oğlunu kilere saklıyorsun. Silahını alıp evin camından dışarısını gözlüyorsun.
Dakikalar sonra evin önünde 30 kişilik düşman müfrezesi görünüyor.
Basıyorsun tetiğe.
Biri indi.
Bir daha basıyorsun. Bir düşman daha indiriyorsun
Üç dört beş derken mermin bitiyor.
Dalıyorlar evin içine. Dipçik ile suratını dümdüz ediyorlar.
Aman beni vurup gitsinler de ailemi bulmasınlar diye dua ediyorsun.
Buluyorlar.
Askerlerden üçü " Biz bunu bir sorgulayalim " deyip pis pis gülerek eşini sürükleyip ahıra götürüyor.
Diğer üçü de kahkahalar ile " Biz de bunu sorgulayalim" deyip kızını bahçeye çıkarıyor.
Askerlerden biri oğlunu işaret ediyor.
" Öldürün bunu. Büyüdüğünde intikam almak ister"
iki asker vurmak için oğlanı evin arkasına götürüyor.
Çaresizsin.
Beni vurun onlara dokunmayın diyorsun ama nafile.
Ellerin bağlı. Bir şey yapamıyorsun.
"Herşey buraya kadarmış" diyorsun.
Tam bu esnada köyde silah sesleri başlıyor.
Ancak bu sefer çığlıklar köylülerden değil düşman askerlerinden geliyor.
Türk askeri giriyor köye.
5 Mehmetçik evin arkasına koşuyor oğlanı kurtarmak için. Düşman askerini indirip oğlanı kurtarıyorlar.
4 Mehmetçik. Ahıra saldırıyor eşinin ırzına geçmesinler diye. Son anda yetişiyorlar. Orada ki düşman askerini de vurup hatunu kurtarıyorlar.
Diğer Mehmetçikler evin bahçesine dalıyor. Kısa sürede çatışma bitiyor. Kıza da zeval gelmeden kurtarıyorlar.
O asker senin canını, namusunu , serefini kurtarıyor.
Şimdi sen bu askerlere " Oruç tutuyor musun, namaz kılıyor musun , cumaya gidiyor musun, hangi partilisin, mezhebin nedir, dinin nedir " diye soru sorar mısın ?
O noktadan sonra senin için önemi olur mu ?
Bizi birleştiren partimiz , rengimiz, dinimiz ya da mezhebimiz değildir.
Bizi birleştiren maya akrabalıktir, Türklüktür,
Birbirinize sahip çıkın.
Sizin köyünüze sıra gelmeden... Anadoluyu vatan yapan, " Yurtta Barış, Dünyada Barış " diyerek bağımsız ve özgür Türkiye Cumhuriyetini kuran, eşsiz, yüreğinde sadece vatan sevgi ve şuuru olan önderimiz Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK, kahraman ve fedakar komutan ve silah arkadaşları ecdadımızı ve vatan millet yolunda can veren tüm şehitlerimizi saygı ve minnetle anıyoruz.
🔴 Bizde #Yiğitler Tükenmez ❗Rabbim Muhafaza Etsin #Sizleri...🇹🇷🦅😎🧿
#JÖH 🇹🇷🦅
21 notes · View notes
Text
Ellerindeki taş ile füzelerle savaşan Filistinli gençleri ebabil kılmanın yolu.. Israilin ekonomik ve siyasal politikalarını desteklememek..
İsraile karşı tavır sergilemek ve zulüm karşısında hakkı savunmaktır...
#israel Boycott
18 notes · View notes
siyahsever1adam · 1 month
Text
Bizim Şarkımız☝️🇹🇷👆
Kırılır da bir gün tüm dişliler
Döner şanlı şanlı çarkımız bizim
Gökten bir el yaşlı gözleri siler
Şenlenir evimiz barkımız bizim
Yokuşlar kaybolur çıkarız düze
Kavuşuruz sonu gelmez gündüze
Sapan taşların yanında füze
Başka alemlerle farkımız bizim
Kurtulur dil tarih ahlak ve iman
Görürler nasılmış neymiş kahraman
Yer ve gök su vermem dediği zaman
Her tarlayı sular arkımız bizim
Gideriz nur yolu izde gideriz
Taş bağırda sular dizde gideriz
Bir gün akşam olur bizde gideriz
Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim...
Necip Fazıl Kısakürek👆🇹🇷☝️
14 notes · View notes
29137 · 3 months
Text
Hiç iyi değilim nedensiz bugün çok duygusallım ağlayacak gibiyim hep boğazımda bir yığın yumruyla tavanı izliyorum düşünüyorum da benim iyi olacağım bir gün olur mu? diye emin olamıyorum. Hep eksik yaşadım çoğu hissi iyim hissini, mutluyum hissini, başardım hissini ben iyiye giden bütün yoları hep yarım yürüdüm yolu yarılarken ayaklarımı kırdılar ellerimi parçalayıp kalbimi yerler altına aldılar engel olamadım ben bana yapılan onca insafsızlığa dur diyemedim ben bile bir yerden sonra alıştım bunca şeye sonra kimse yapamadıysa ben yaptım o eziyeti kendime insan acının bağımlısı olunca kimse yapmasa dahi kendi kendini cimdikliyor bir yerde tuhaf bir şey güçlü güçsüzlük bile kavrama dönüşüyor insan yaşadıkça dik durmayı güçlülük sanırıyor yaşadığı şeylere karşı inada biniyor, acı insanı yoğurur taştan duvar olursun ya da değişme zorunluluğu olur ve farkındalıklarla bir şeyleri düzeltirken hata yapma lüksünü düşürür kendini korumayı öğrenirsin. Taş duvar olmak bak giden gelen duvarına çarpar toslar o duvarın arkasında olan her şey enkazda kalır hata lütiksü yüksek sevgiye kanma süresi az her çiçek uzatanın elinde taş olduğunu görmez çiçekler boyar gözü sevmeler kalbe yaşam nefesi sanki hep böyle böyle sanılır her şey ben taştan duvramışım meğer her şey de üstüme yıkıldı enkaz mıyım? yoksa hala duvarın dibinde miyim bilmiyorum yada ben neydim ne olmuşum hiç bilmiyorum.
9 notes · View notes
doriangray1789 · 3 months
Text
Tumblr media
Antalya eski lara yolunda kaliteli bir et lokantası- SIRALI “kaliteye göre fiyat” uygulaması var… ancak yolunuzun düşmesi halinde “lezzet” ve “hizmet” olarak pişman olmayacağınız bir mekan… “sizin için denedim” şaka şaka Mehmet Yaşin gibi olmadık acıktım ve kendimiz için yedik.. Evde alkol alacağımızdan bu mekanda ödediğimiz hesap sadece yemek
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Cafe adı : The Bıg Man Yer : eski Lara yolu / Şirinyalı Güzel bir mekandır Fiyatlar makuldür Türk Lahvesi +Capucino + lokum ve taş çikolata
Tumblr media Tumblr media
7 notes · View notes
efruz8 · 4 months
Text
Dargın bir taş gibiyim...
Hiç gelmeyecek bir yolcunun yolunda unutuldum.
Ben bu yolu elimde boşlukla,
Omzumda kar,
Başımda ateşle;
Gölgesiz,
Topuklarımda dikenle yürüdüm.
Bu yolu koştum.
Bu yolu düş-tüm.
Ben bu yolda dargın bir taş gibiyim...
14 notes · View notes
Text
Körpe Stefaniyi Üvey Abisi Sikiyormuş! (Erdoğan 46 Y., Ohlenberg / Almanya)
Selam sevgili Seks Hikayeleri okurları. Almanya'ya gelişimin henüz üçüncü haftasıydı. Ve ben kararımı verdim. En kısa zamanda Almancayı öğrenmeliydim. Bu böyle olmuyordu. Neden mi? Birincisi, o zaman daha henüz bu kadar Türk yoktu, derdimizi anlatamıyorduk. İkincisi de, etrafımız am kaynıyor, biz sikimiz elimizde abaza abaza, çaresiz dolaşıyoruz, Almanca bilmediğimizden. Üçüncüsü de, İşyerinde daha başarılı olmanın yolu söyleyeni anlamaktan geçiyor. Bunu anlamıştım en azından. Öyle de yaptım. Kendi kendime öğrenmeye karar verdim, çünkü burası küçük bir kasaba. Kurslar büyük yerlerde var, ve bana uzak.
Uzatmayalım, benden seneler evvel gelmiş bir arkadaşla tanıştım. Adı Çetin. Komşu kasabada bir beton fabrikasında çalışıyor. Sürekli onun yanına gidip geliyordum. Bu iki kasaba arasında 'Tauchsee' adında büyük bir göl var. Çok ta şirin bir göl. Bir köşesini yüzmeye açmışlar, diğer taraflarında Kuğular ve Ördekler dolaşıyorlar. Sonradan öğrendim, buradan görülmeyen gölün altında da, sazlıkların arkasında çıplak yüzücüler için bir köşe var. Millet daltaşak, am, göt meydanda, çalkalaya çalkalaya, kimisi yüzüyor, kimisi kumlara uzanmış güneşin tadını çıkarıyor. Yedisinden yetmişine kadar her yaşta insan var, erkeği, kadını. Alışmak benim için zordu, ama orada olmak için benim de daltaşak dolaşmam lazımdı. Bu da başlarda benim işime gelmiyordu...
İlk zamanlar o çıplakların yakınına gidip, az mı 31 çektim, kana kana, dolu dolu. Oradakiler alışmışlar anlayışla karşılıyorlardı, ama hayli bir mesafe bırakmak şartıyla. Yakınlarında yasak tabii. Çok zaman sonra ben de onlardan biri oldum. Sikimi sallaya sallaya aralarında dolaştım, laf attım, karı ayarladım. Hele bir seferinde, hemen oracıkta, az ilerde ağaçların altında ayarladığım karıyı bir sikişim var ki, kanırta kanırta. Birkaç seyircim bile vardı. Fark etmez. Biraz yaşlıydı, ama ne yapalım. Fazla seçici olma şansımız yoktu. Am olsun da, çamurdan olsun diyorduk o zamanlar.
Fakat bir defasında tamamen tersi oldu. Oltama bir taze yakalanmıştı. Kızın adı Stefani. Yaşı da daha henüz 16, çok taze. Öyle ki, memeler daha tomurcuk, am şeftali tüylü. Stefani yaşından beklenilmeyen bir beceride sikişiyordu, hiç unutamam. O yaşta, önce erkek arkadaşına siktirmiş kendisini, sonradan da üvey abisine. O kadar güzel yarak yalamasını da üvey abisinden öğrenmiş zaten. Ben hayatına giren üçüncü erkek idim. Her haftasonu Cuma günleri üvey abisi işten dönünce, Stefani de okuldan gelmiş oluyormuş. Analığı ve babası çok sonra geliyorlarmış eve. Üvey abisi duşunu o zamandan beri artık Stefani'siz almıyormuş. Önce yarağını ağzına veriyor, bir güzel yalatıyormuş duşun altında, sonra domaltıp bir güzel geçiriyormuş o tazecik amcığa. Ama pompalama çok kısa sürüyormuş ve Stefani bundan memnun değil. Esas sikişi asıl bende görmüş.
Hele bir defasında eve attım bunu. Her ikimiz de ter içersinde kalmamıza rağmen, çeşitli variyasyonlarda onu amdan sikmeme rağmen, üçüncü sikişimde bir türlü gelemiyordum. Aklıma götü geldi, hoş o güzel ve tazecik taş gibi göt zaten hiç aklımdan çıkmıyordu. Ama götünden de acır diye siktirmiyordu bizim yavru. Üvey abisi de götünü sikmeyi birkaç defa denemişse de başaramamış. Ama durumu o da görüyordu: Yan yatırdım amdan siktim olmadı, köpekçe domalttım amdan siktim olmadı, hoppa hoppa ata bindirir gibi bindirdim yarağıma, amını siktim olmadı. Bir türlü boşalamıyordum. Götünden sikmek tek çareydi. "Üzgünüm Stefani, götünü bügün siktireceksin bana, başka çare yok!" dedim...
Stefani kaç defa orgazm oldu bilmiyorum, ama ben daha henüz boşalmamama rağmen, ikinci sikişimden arda kalan döllerim ve onun amının suyundan, amı vıcık vıcık olmuştu. Onları parmaklayıp parmaklayıp götüne taşıdım. Götüne önce bir, sonra iki, sonra üç parmakla girebildiğim kadar derinliğe girip çıkabildim en sonunda. Buna rağmen sikimin kafasını bile sokmayı başaramadım götüne. Götünü sikme uğraşım uzun sürdüğünden olacak, benimki de sertliğini kaybetmeğe başlamıştı. Çaresiz tekrar ağzına verdim. Önce bir yaladı, yanlardan başlayıp sikimi kafasına kadar, sonra gırtlağına kadar aldı ağzına. Ohhh! Unutulmaz bir zevk. O küçücük ağızda girip çıkmaları sadece seyretmesi bile bir zevk. Ağzının o sıcaklığı ve ıslak sürtünüşü, benim malafatı tekrar kısa zamanda formuna soktu. O da bundan zevk almış olmalı ki, belki de orgazm oldu bilmiyorum, amı bir o kadar sulanmıştı...
Canım çekti, önce amına bir girdim, birkaç pompaladıktan sonra götünün ağzına dayadım yarrağımı. Artık kararlıydım girmeye bu güzel ve tazecik göte. İkinci yüklenişimde kafasını sokabildim yarrağımın. Stefani'nin 'Ahhh!' çığlığı ortalığı yardı. Ev sahibi gerçi en üst katta oturuyor ama, hani yandaki komşular ona aktarabilirlerdi. Çaresiz a��zını kapattım bir elimle ve kökledim sonuna kadar. Çığlıkların bini bir para. Biraz bekledim, ama çığlıkların sonu gelmiyordu. Çaresiz ağzını kapıyordum sol elimle. Önce yarrağımı biraz geriye çektim, sonra tekrar kökledim. Üçüncü, dördüncü vargelden sonra artık kafasına kadar geriye çekip çekip köklemeye başladım. Götünün içi ateş gibi yanıyor ve o kadar dar ki, vantuz gibi emiyordu yarrağımı adeta. Buna can mı dayanır. Saatlerce amında gidip gelememe rağmen, bu daracık büzük beni 8-10 vargelden sonra bitirdi. Hemde nasıl bir bitiriş, iliğime kadar aldı döllerimi içine. Kesik kesik titremeler ve yarrağımın kafasının hareketi beni yerlere serdi. Nefes nefese kalmıştım...
Yaa işte böyle sevgili okurlar. Ancak abisine falan yakalanma tehlikesi çok büyük olduğundan, 2-3 hafta sonra mecburen ilişkiyi bitirdim. İki sene sonra tesadüfen dışarda karşılaştığımızda, bana yüz vermedi. Onu unutamadığımı ve çok arzuladığımı söylememe rağmen, bir türlü sikişmeye ikna edemedim.
[Erdoğan]
107 notes · View notes
fikret-i · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Uyum uyum uyum...
Bu kelimenin hayatımda yansımasına o kadar çok muhtacım ki!
Evet uyum, her aşamada sağlıklı, neşeli, huzurlu bir hayatın anahtarı. Cansız maddelerde dahi önemi tezahür eden bir husus. Bir minareye, kubbeye bakın! Uyum ne kadar ehemmiyetlidir anlarsınız. Taş duvar ustalarının işine bakın! Uyumsuz taşları nasıl da acımasızca yontuyorlar, parçalıyorlar. Mimarlar, modacılar, peyzajlar... Her alanda uyumu, ahengi tutturamaya çalışıyorlar.
Peki ya biz? Ya uyum sağlayabileceğimiz birilerine denk gelmiyoruz ya da orta yolu bulmak, uyumu sağlamak için kendimizden azıcık bir parça dahi kopartılmasına müsaade etmiyoruz. İnsanlığın çoğunluğu böyle malesef. Bazen bir belgeselde, ya da bir seyahat sırasında, ya da birilerinin anlattığı yaşanmış hikayelerde denk geliyorum uyumlu eşlerin huzurunun muhteşemliğine. Hayranlık duyulası. Kadın, kocasıyla birlikte şehri, medeniyeti bırakmış dağ başında ilkel yaşam sürdürmeye karar vermişler, ya da çoğu kişinin asla yapmayacağı, üşeneceği, pis gördüğü iş alanında üretime geçmişler. Siz nasıl bir araya geldiniz arkadaş? Nasıl birbirinizi buldunuz 8 milyarın içinden. Kendi çevrenizi düşünün, hatta kendi nefsinizi. Hangi eş, dost, sevgili bir araya gelip solucan gübresi, hamam böceği, akrep üretimi yapabilir. Kim rahat döşeğini, doğalgazlı evini terkedip biriyle yola çıkıp mağara misal dağlarda yaşamayı tercih edebilir. Falancayla kim ömür boyu karavanda ya da bir gölün ortasında balıkçı kulübesinde yaşamayı tercih eder. Kim eşiyle, neredeyse dönmemek üzere yoksul ülkelere gidip yardım organizasyonlarının peşinden sürüklenir?
Hakikaten aranızda böyle uyumlu dostu, arkadaşı, sevdası, eşi... olan var mı?
Yoksa gördüklerimiz, duyduklarımız filmlerden mi ibaret. Yahut bir iki numune gördüğümüz belgesellerden mi ibaret?
Fikret İ.
32 notes · View notes
insanzee · 9 months
Text
Ağzı bozuk anonim ben geldim sen de gel ama beynini yanında bulundur anlatacaklarım var.
Şimdi şu ebrehenin fil ordusu ve onu helak eden ebabil kuşlarına gelelim. Konuyu özetle herkes az çok bilir ki, ortada İslam yokken hak din hristiyanlık iken bir putperest müşrik ebrehenin yeni yaptırdığı kiliseye pisler ebrehe de senmisin lan der ve ne kadar putperest mabed varsa yıkmak üzere filleriyle yola çıkar( o günlerde ortada Muhammed yok, İslam yok hak din hristiyanlık) adamın hedeflerinden biri de 360 tane put'un olduğu kabe. Şimdi soruyorum bu ebrehe 12 tane fil ile 1120 küsür km.lik çoğu çöl olan yolu nasıl aştı? Lan bir fil doğal ortamında günlük 150 kg. Besin 40 lt. Su tüketiyor çöl yolunda bu daha da artar bu durumda bu herif bu yolu fillerle nasıl aştı?! Mucize deyip geçelim ve kâbe ye gelelim. Kuşlar ne kadar büyük taş attı da bu filleri helak etti? Ayrıca Allah bu ebabil kuşlarını gönderip puthaneyi koruyup, yıkmak isteyen ebreheyi niye helak etti?! Hee diyeceksiniz ki orası Allahın evi İbrahim ve oğlu inşa etti,hatta Adem den beri var o yüzden korudu. E madem öyle ise daha önce ve sonra kabe defalarca yakıldı, yıkıldı, mancınıklarla harap edildi( dikkat ettiyseniz petra da mancınık kalıntıları, kayalarda fil ordularını tasvir eden kabartmalar mevcut!) neredeydi ebabil kuşları, neredeydi Allah?! Bizim reis gibi darbeyi eniştesi söylemese haberi yok yani! Bu konu da kur'an ve hadisler ışığında söyleyecek çok sözüm var bi ara belki değinirim. Hani şu bahsi geçen, Muhammed yukarı tania dan girer aşağı tania dan çıkardı diyor ya! (Tania: yarık, dağ yarığı vs.) petraya çok uyuyor. Yağmur yolu, sütunlu yol felan diye bahsedilen yer tıpa tıp petra yı gösteriyor. Tabiki sadece bunlar değil, kayalardaki fil ordusunu tasvir eden kabartmalar, kur'an da adı geçen lat, menat ve uzza tapınakları, İslam da bahsi geçen mağaralar vs. Hepsi petra yı gösteriyor. Bu konu da 30 yılını o coğrafya da geçiren Dan Gibson belgeseline ve canım kardeşim İlyas Özkan'ın 4-5 videoluk toplam 12 saatlik yayınlarına bir bakın derim. Ve tabiki bu konuda çok sevdiğim canım arkadaşım @sirinesirin-34 arkeolog olduğu için ve petra konusuna benden daha çok hakim olduğu için müsait olursa bi katkı sağlar diye umuyorum ve konuyu kapatıyorum. Sabaha kadar yazacak kadar çok şeyim var ama biraz da iptal olan! misafirimle ilgileneyim😊
Not: konu hakkında sorulara takla atarak, kıvırarak şeytanlık yapan malum sitenin cevaplarıyla gelmeyin ben onları çürüttüm siz de çürümeyin, komik olmayın!
18 notes · View notes
gurbet1616 · 19 hours
Text
dönem Bursa Milletvekilimiz Niyazi Pakyürek'i son yolculuğuna uğurladık.
Rabb'im kabrini nur, mekânını cennet eylesin.
Gideriz nur yolu izde gideriz Taş bağırda sular dizde gideriz Bir gün akşam olur bizde gideriz Kalır dudaklarda ŞARKIMIZ bizim…
NECİP FAZIL KISAKÜREK
5 notes · View notes