Tumgik
#Küçüklüğüm
ozgur-ce · 3 months
Text
Bütün challenge'lara itinayla katılınır 😁 minnak Özgür vardı burda sildim tabiki (alttakine benziyor kaşlar aynı) 🐣😜😂 burdaki bütün arkadaşlarımın da çocukluk fotolarını merak ettim lütfen atar mısınız rica etsem 😁📷🎞️
Tumblr media Tumblr media
136 notes · View notes
1-gelincikk · 3 months
Text
Tumblr media
Allahım bu ne tatlılık böyle 😉😇☺️🥰🥰🧿
132 notes · View notes
papatyamsirem · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Biri bana bundan alabilir miii 🥹
10 notes · View notes
Text
"Yaklaşıp yakından bakınca gördüm,
Yatan benim küçüklüğüm,
Ve ben büyüdüm..."
9 notes · View notes
berkemiyim · 3 months
Text
küçüklüğüm karşımda olsa ve ona bir süreliğine bakacak olsam muhtemelen çizgi romanlarla dolu bir odada biraz kurabiye ve sütle sıcak bir ortam hazırlar en azından bir süreliğinde tetikte olmamanın verdiği huzuru yaşamasını isterdim.
35 notes · View notes
silenceof3night · 5 months
Text
" Küçük kız. Küçük kız. Benim terk ettiğim... Onu kurtarırsam kendi çocukluğumu da yaşatabilir miydim? Ya da ölü bir küçük kızın mezarını kazabilir miyim? "
" Neredesin? Küçük kız, neredesin? İçime sakladığım ama aslında ölen küçüklüğüm, sen neredesin? Hangi arabanın altında bırakmıştım onun cesedini? "
21 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
sana biraz kendimi anlatacağım, zafer. gözlerin dolmasın, ellerin titremesin. olur mu? olsun. her aynaya bakışımda bir canavar onun arkasında ise ağlayan küçük bir kız görüyorum. kendi küçüklüğüm. kan revan hâlde yalvarıyor bana, zafer. bir anda ağlamaya başlıyorum. bomboş evde, yapayalnız kaldığım boş koridorlarda hıçkırıklarım yankılanıyor. sesim duyulacak diye korkuyorum. hep susturdular beni, zafer. konuşsam tekrar, kızarlar değil mi? bundan suskunluğum. bundan korkaklığım. elleri tütün kokan, kan kokan bir çocukluk benimkisi. ağlamak isterken ağlayamamak. gülmek isterken sadece kıkırdayabilmek. hep karanlık odalara saklanmak. ben savaşmayı nasıl öğrendim bilmiyorum, zafer. ama öğrendim ya da öğrendim sandım. çok düştüm. hâlâ düşüyorum. düştüğüm yeri yuva belliyorum. yazının bu kısmında başladı ellerim titremeye. ama korkma halledeceğim ben. her şeyi, sırayla halledeceğim. o kandan korkan küçük kız bendim, zafer. sonra yaralarımı sarmayı öğrendim. canımı yakan şeyleri bana iyi gelir sanarak yapmaya başladım. daha çok canım yandı. çocuktum ben, zafer. küçük bir çocuktum. bir gecede büyüttüler beni. büyümek zorunda bıraktılar. elleri kan kokan hangi çocuk çiçekleri sever, zafer? ben sevemedim. toprağıma ekilen tek bir çiçeği bile yaşatamadım. susuz bıraktım. zehir döktüm belki de. zehirdim ben, zafer. öyle dediler. nefes almam bile zararmış. söyleyemedim. nefesimi kesmek için her şeyi yaptım ama hep başarısız oldum, diyemedim. ben yine sustum, zafer. ağladım. geceler boyu, küçük bir çocuk gibi ağladım. karşıdan karşıya geçerken eli bırakılan bir çocuk gibi savunmasız hissettim kendimi. korktum. kimseye sarılamadım, kimseye sığınamadım. hep hallederim sandım. tek başıma hallederim dedim. bak, zafer. gözlerim doldu. ama merak etme, ağlamayacağım. artık o küçük çocuk değilim ben. değiştim. çok değiştim. içimi sevinç değil nefret bürüdü. önümü göremedim. koşa koşa gittiğim sokakta yürürken kalbime saplanan ağrı beni kıvrandırdı acıdan. nefes alamadım, zafer. küçükken oyunlar oynadığım parkta kaç paket bitirdiğimi saymadım bile. sayamadım. yalnız kaldım. dört duvar içersinde yaşadım. yıktılar o duvarları üzerime. boşluklara daldım. çok sigara içtim, zafer. ve bunu ölmek için yaptım. ama hâlâ yaşıyorum. gücü olmayan, yenilmiş birisi gibi görüyorum artık kendimi. konuşmaya bile hâlim yok. satırlarca yazdığıma aldanma, olur mu? bir sigaram kaldı, bugün için. ama içimde binbir acı var. ben bu acıları kaldıramıyorum, zafer. bir sigaram, bir de gazı azalmış çakmağım kaldı. içim nasıl yanıyor, bilmiyorsun. titreyen sesim ile seslenmek istiyorum. birisi gelsin yardıma, uçurum kenarında ölmek istemiyorum ben zafer. o kalan son adımı atmak istemiyorum. ağlamayacağım demiştim ya. ağlıyorum, zafer. saklayamıyorum artık yaşlarımı. süzülüyor her biri birer birer. ben gittikçe eksiliyorum. daha çok şey var, sana anlatacağım. ama nefesim yetmiyor. acım lânetim, nefesime düşman. hoşçakal.
155 notes · View notes
arbrenu · 1 year
Note
Küçüklüğüm şu anki beni tanısa sevmezdi. Peki çocukluğun seni tanısa sever miydi?
Ben çocukluğumun kahramanıyım
122 notes · View notes
birumutsuzunnefesi · 2 days
Note
Esmer bulutlar yanıyor bu gün;
Yağmak yerine,
Gök paramparça,
Şimşekler çatırdıyor,
Alabora olmuş gemiler;
Her biri öylesine sarhoş,
Dumandan bir emare yok etrafta;
Karanlığa boğulmuş gökler.
Gözü dönmüş rüzgarın,
Yakacak, yıkacak koskoca şehri,
Acımasızca.
Necip Salacan
Herkes aciz ve acizliğiyle iki büklüm
Korkudan dilini yutmuş ,
Çok bilen inançsız feylesof
Çare bulamıyor çaresiz kalmış küçüklüğüne,
Kapanıyor birden açık unutulmuş bütün kapılar
Ve toza dumana bulanıyor ,
Göz alabildiğine her yer .
...
Çaresizim ben geçmişime. Küçüklüğüm yetim gibi bakıyor öylece . Bütün kapıların ardında bir yüz , bir de karanlık bir silüet. İçimde geniş bir fırtına başlıyor . Yağmalıyor kırık dökük kalbimi sonra fark ettirmeden bırakıyorum öylece fırtınayı belki unutmuş gibi yaparsam diner diye .
11 notes · View notes
kirlisiyah · 4 days
Text
Sorun nesnelerin ortadan kalkması değil yalnızca. Ortadan kalkan şeyin anısı da kayboluyor. Beyinde karanlık bölgeler oluşuyor, ortadan kaybolan şeyleri hatırlamak için sürekli bir çaba göstermezsen o nesnelerin anısı da çabucak silinip gidiyor ve bir daha asla akla gelmiyor. Bu hastalığa benim de bağışıklığım olduğu söylenemez, benim kafamda da o tür boşluklar vardır herhalde. Bellek insanın isteğine bağlı olarak çalışan bir şey değil çünkü. İnsanın isteği dışında, elde olmadan çalışıyor ve her şey habire değişirse beynin çalışması da aksıyor, kimi şeyleri kaçırıyor. Kimi zaman, açık seçik biçimlendiremediğim bir düşünceye takıldığımda bizim oradaki günlerim, küçüklüğüm, yaz tatillerinde ailece trene binip kuzeye gidişimiz gözümün önüne geliyor. William büyüğüm olduğu için pencere kenarındaki yeri bana bırakırdı her zaman.Yüzümü cama dayayıp oturur, kimseyle konuşmadan dışarısını, göğü, ağaçları, trenin geçtiği ıssız yerlerdeki gölleri seyrederdim çoğu kez. Bunlar gözüme çok güzel görünürdü; kentte gördüklerimden çok daha güzel. Her yıl, sen bunlardan daha güzel bir şey görmedin, Anna, derdim kendi kendime. Bu gördüklerini hatırlamaya, her güzelliği belleğine kazımaya, ezberlemeye çalış ki artık göremediğin zaman bile aklında kalabilsin, hep kafanda bulunsun. Dünyayı en dikkatli seyrettiğim günler o tren yolculuklarına çıktığımız günlerdi. Her şeyin bana ait olmasını, benim bir parçam haline gelmesini isterdim. Hepsini aklımda tutmaya, gerçekten gerek duyacağım günlerde hatırlayabilmek için belleğimde depo etmeye çabalardım. Ama ne tuhaftı ki hiçbiri aklımda kalmıyordu. Onca çabaya karşın hepsini unutup gider, sonunda, hatırlamak için harcadığım çabadan başka bir şeyi hatırlayamazdım. Hepsi hızla geçip giderdi; birini gördüğüm anda o görüntü kafamdan silinmeye başlar, onun yerini, görür görmez gözden kaybettiğim yeni görüntüler alırdı. Şimdi aklımda kalan yalnızca bir bulanıklık; güpgüzel, ışıl ışıl bir bulanıklık. Ama sular, ağaçlar ve gökyüzü... Bunların hepsi kayboldu. Başından beri kayıptılar, ben yakalayamadan kaçıp gitmişlerdi.
Son Şeyler Ülkesinde, Paul Auster
7 notes · View notes
ozgidkt · 1 year
Text
Büyümek için can atan küçüklüğüm, dolu dolu yaşasaymissin o gunleri burda bi sey yok
33 notes · View notes
1-gelincikk · 4 months
Text
Tumblr media
MaşAllah insanın gülüşü hiç mi değişmez 😉☺️🫠🤗🥰🧿🧿🧿
133 notes · View notes
papatyamsirem · 1 year
Text
Bu şarkının her sözü beni anlatıyormuş gibi...
Bu şarkı da küçüklüğümden beri aynı geceyi, aynı anıları hatırlatıyor dede...
18 notes · View notes
kusurum · 9 months
Text
anne,
bu akşamın diğer akşamlardan hiçbir farkı yok. neden yazdığımı bilmiyorum. yine bir fırtına koptu ve bizi bambaşka kıyılara savurdu. söylemekten çekindiğim ama söylemedikçe de içimde yük olan o kadar çok gerçek var ki nereden başlayacağımı ve konunun nerelere varacağını bilmiyorum. kestirmesi güç bir denklemin bilinmeyeniyim sanki. insan kendini kaç yaşına geldiğinde tanır bilmiyorum. ben henüz on dokuzum. hayatın baharı denebilecek bir yaştaymışım. doktor bize hiç bahsetmedi ama benim bahara alerjim var galiba. iyi gelmiyor bana. fazla kötüleştim. fazla kötüleşti her şey ve ben nereye kaçacağımı bilemez haldeyim. okuduğum kitaplardan kafamın bulandığını söylerken sana çok kızardım ama haklıymışsın. yeni yeni hissetmeye başlıyorum. kafamın içinde tehlikeli ve devrik cümleler birikmiş. öğrendiğim her kelime benim aleyhime hizmet etmeye başladı. her şeyimi kaybediyorum. suçlayacak birilerini arıyorum ama tüm oklar beni gösteriyor. bir tane ok farklı yönü gösterse peşine düşücem ve diğer her şeyi görmezden gelicem ama yok işte. ben farklı bir ok görmek isterken sen de bana hasta olduğumu söyleyip durunca işler daha da sarpa sarıyor. kendimi daha fazla kandırmamalıyım biliyorum ama elimde değil. bir kitapta okumuştum. sinsice beyne yerleşen bir tümör insanın huyunu suyunu değiştirme kudretine sahipmiş. bunu öğrendiğimden beri ayağıma kısa süre hüküm süren tümöre kızıp duruyorum. yanlış yere yerleşmiş ki tutunamamış da zaten. eğer kafamın içinde konaklasaydı o bir oka sahip olacaktım. suçlayacak bir şey bulmuş olacaktım. o zaman korkmadan gösterecektim iki resim arasındaki dokuz farkı. bak diyecektim bu küçüklüğüm bu da şimdiki canavarlaşmış halim. sebebi aptal bir tümör, ben suçsuzum. kafamdaki ağrının sebebi de buymuş diyecektim ve işin içinden sıyrılacaktım. her şey çok kolay olacaktı. ben bu kadar vebali tek başıma sırtlamayacaktım ve belki de kamburum hiç olmayacaktı. ama bir tümöre ev sahipliği yapmıyorum ve ne yazık ki tek suçlu benim. herkesi kaybeden ve her şeyden vazgeçen yalnızca benim. tüm oklar beni gösteriyor ve kaçacak bir yerim kalmadı. bu yüzden asabileşiyorum belki de. bilmiyorum. dedim ya, insan kendini kaç yaşına geldiginde tanır bilmiyorum. ben yalnızca kendimi tanımadığımı biliyorum. ve tanımaya fırsatım olacak kadar çok vaktimin kalmadığını hissediyorum. suçlu bensem -ki başka tek bir ok bulunamadı- artık cezamı çekmem gerekiyor. biraz cesarete ihtiyacım var. mahkeme kurulsun ve en öfkelisinden dokuz tanık aleyhime ifadelerini versinler. dava görülsün ve neyse cezam artık çekeyim. bitsin bu işkence. daha fazla dayanamıyorum. tükendim.
10 notes · View notes
hayatveolumarzusu · 22 days
Text
Evet, küçüklüğüm, başardık. Bu defa annemizin adı, adımızın yanına yakışıyor..
2 notes · View notes
esmaelnourukbayev · 1 year
Text
дика хандош дошуш...
Eylemler sözlerden değerlidir..
(Çeçen Ata'm sözü)
Tumblr media
Küçüklüğüm..☺️
21 notes · View notes