Tumgik
#Ayvalik&039;ta yasam
Text
Vizörden Görünen Fotoğraf Yarışması Şubat 2019 Programı
Vizörden Görünen Fotoğraf Yarışması Şubat 2019 Programı
Yöneticiliğini sevgili Özlem Şahin’in ( @gunestengelen ) yaptığı Facebook Grubu Vizörden
Görünen Hayat’ın Şubat 2019 Programını aşağıda paylaşıyorum.
Kar manzaralı, makro ve vitray fotoğraflarınızı paylaşabilirsiniz. Onlar yoksa da serbest fotoğraflarınızı paylaşmanız dileğimle!
4 Şubat 2019, OZM
Not: Yarışma hakkında detaylı bilgi çin Facebook Grubu’na katılabilir ayrıca grubun Instagram hesabı…
View On WordPress
1 note · View note
Photo
Tumblr media
Gerisayım – 24 Aralık
1 note · View note
Text
İyi seneler!
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Vizörden Görünen Fotoğraf Yarışması Mayıs 2019 Peogramı
Yöneticiliğini sevgili Özlem Şahin’in ( @gunestengelen ) yaptığı, Facebook grubu Vizörden Görünen Hayat’ın Mayıs 2019 programını aşağıda bulabilirsiniz.
Gruba ayrıca Instagram üzerinden aynı isimli hespatan da ulaşabilirsiniz.
Keyifli yarışmalar dilerim!
01. Mayıs.2019, OZM
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Hayata tutunmak
Hayata tutunduğunuz nice güzel günleriniz olsun, Pazar gününüz güzel olsun 🙂
14 Ekim 2018, OZM
View On WordPress
0 notes
Text
Mola
Aşağıda paylaştığımı bu fotoğrafı 21 Şubat 2020 tarihinde Ayvalık’ta çekmiştim. O günlerde Korona virüsün ayak sesleri yazılı ve görsel basında duyuluyordu, uzmanlar tarafından dile getirilmeye başlanmıştı. Yaklaşık 18 gün sonra da hayatlarımız değişti.Bugünlerde ise tedbirlere dikkat ederek yeniden Ayvalık’ta olabiliyoruz, yeniden sevdiklerimizi görebiliyoruz, Kvcii’de mola verebiliyoruz.
Sa…
View On WordPress
0 notes
Text
Vizörden Görünen Hayat Fotoğraf Yarışması Haziran 2020 Programı
Vizörden Görünen Hayat Fotoğraf Yarışması Haziran 2020 Programı
Sevgili dostlarım,
Yılın yarısına geldiğimiz şu günlerde Facebook grubu Vizörden Görünen Hayat’ın Haziran 2020 programını aşağıda bulabilirsiniz.
Yöneticiliğini sevgili Özlem Şahin’in ( @gunestengelen ) yaptığı 6 yıllık Facebook Grubu Vizörden Görünen Hayat’ın yarışmalarına Facebook üzerinden katılabilir ayrıca gruba @vizordengorunenhayat isimli Instagram hesabından da ulaşabilirsiniz.
View On WordPress
0 notes
Text
Kuzey Ege'li Sedena, şifa oldun bana...
Kuzey Ege’li Sedena, şifa oldun bana…
Bir zeytin ağacına ya da herhangi bir ağaca en azından bir kere sarılmalı, sırtını dayamalı. Rüzgârın getirdiği ağacın kokusunu duymalı. Sarılmalı bir kutsal zeytin ağacına ya da başka bir kutsal ağaca, öylece sarılmalı, gölgesine bırakmalı kendini, rüzgârını hissetmeli…
Korona Günleri başlamadan önce cildimde döküntüler olmuştu  ve doktorum da bana bir krem vermişti. Faydasını gördüm hatta bu…
View On WordPress
0 notes
Text
Buluşmak Üzere
Bu gün sıra Can Yücel’in şiirinde değerli dostlarım… Ege Denizi var bu şiirde. Ege Denizi sadece şiirde değil tabii, Ayvalık ve civarının Ege Denizi’ne kıyıları vardır. Ayvalık’ta bir de Tabiat Parkı vardır, o parkın da kıyısı Ege Denizi’ne doğrudur. Ege Denizi önemlidir, Ege kıyıları da önemlidir. Deniz ve kıyılar; olmasa ne olurduk acaba? Bu arada, Ege Denizi seslenmez ama bu sesi yok demek…
View On WordPress
0 notes
Text
Alıp başını gitme vaktidir şimdi...
Alıp başını gitme vaktidir şimdi…
Özgür Öztürk ( @ozgurozturk_74 ) Ayvalık Veteriner Kliği’nin sahibi ve aynı zamanda da – doğru hatırlıyorsam – AYFOD’un ( Ayvalık Fotoğraf Derneği ) kurucusu ve başkanı.
27 Aralık 2015’te aşağıdaki fotoğrafı AYFOD’un Facebook sayfasında paylasmıştı. Fotoğrafı Cunda’da çekmiş. O zaman bu fotoğrafı kendi sayfamda paylaşmış ve alıp başını gitme vaktidir şimdi diye yazmıştım.
27 Aralık’ta…
View On WordPress
0 notes
Text
Vizörden Görüne Hayat Fotoğraf Yarışması Aralık 2019 Programı
Aralık ayı geçmeden, Ocak ayı konuları gelmeden işte huzurlarınızda Vizörden Görünen Hayat Fotoğraf Yarışması Aralık programı!
Yalnız bu defa ajandama yazdığım notu da sizlerle paylaşıyorum.
Size, grup yöneticisi sevgili Özlem Şahin’e ( @gunestengelen ) güzel, neşeli, sağlıklı yıllar dilerim! Yıl bitene kadar ve hatta kısmetse yeni yılın da ilk haftasında da yeni yıl kutlamalarına devam…
View On WordPress
0 notes
Text
Bin altın saat...
Bin altın saat…
Her ne kadar hayatın koşturmasında farkına varmasak da, – bana göre – bize verilmiş her an altın değerindedir ve ona elimizden geldiğince sahip çıkıp iyi değerlendirmeliyiz.
Bu durumun farkında olan Açık Radyo 94,9 programcısı Gürhan Ertur, 12 haziran 2019, saat 15.30 ile 16.30 arasında Altın Saatler isimli programıyla 1000. kez bizlerle birlikte olacak. Bu programda kendisine Nuray Altınoğlu…
View On WordPress
0 notes
Text
sdr
mde
  Bugün sevdiklerimiz, bizlere rahatlıkla gülen kalpler çizebiliyorsa bunun nedeni geçmişimiz de gülen kalplerini seve seve bizler için feda edenlerdir. Onların zaten Cennet’te olduklarına inanıyorum ve oradan hala bize gülen kalpler yolladıklarına da. Küçücük bedenlerindeki kalpleri ne kadar da büyükmüş ve ne kadar da içten gülümsemiş ki, 115 yıldır içimizi ısıtmaya devam ediyor ve devam da edecek çünkü Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır hem zaten bize kim zincir vuracakmış? Şaşarım…
  Geçtiğimiz Perşembe günü Efe’yi okuldan ben almıştım ve annemlere gidiyorduk. Annemin evine yaklaştığımız sırada ve sonrasında da kapının önünde, arabada geçen konuşmamızı sizlerle de paylaşmak istedim.
Efe: “ Teyze, 18 Mart geliyor ya okulda tören yapacağız. Şiir okuyacağız. 18 Mart’ta düşmanlar bizimle savaşmış. ” Diye söze girdi.
–     Evet Efe, İngilizler, Fransızlar ve diğer birkaç ülke bizimle savaştı. Hatta İngilizler Hindistan ve Avustralya’dan da asker getirdiler ama yenildiler.
–  Peki sonra ne oldu Teyze?
– O sırada bizim arkadaşımız olan Almanlar yenildiği için biz de yenilmiş
  sayıldık. Sonra Kurtuluş Savaşı oldu ve kazandık. Sonra da o ülkelerle dost olduk. Atatürk o ülkeleri ziyarete gitmedi ama o ülkelerin devlet başkanları, kralları bizi ziyarete geldiler.
– Kurtuluş Savaşı niye olmuştu Teyze?
– Düşmanlar yurdumuzu işgal etmişti Efeciğim. Biz de bunu kabul etmedik.
– Teyze, geçen gün de 12 Mart’tı. İstiklal Marşımız kabul edilmiş.
– Evet Efeciğim. İstiklal Marşımızın sözlerinin tamamını şimdi pek anlamayabilirsin ama sözleri çok güzeldir. İlerde ne demek istediğimi anlayacaksın.
– Öğretmenimiz de öyle söyledi Teyze. Dördüncü sınıfa geçince anlayacakmışız. Hem zaten ben şimdiden dört kıtasını ezbere biliyorum. ( Bu son cümleyi Efe Mert gururla üstüne basa basa söyledi. )
– Seyit Onbaşı varmış, mermiyi kaldırmış.
– Evet Efeciğim, çok güçlüymüş.
– Çok güçlü değilmiş Teyze, yapabileceğine inanmış, kendine güvenmiş ve yapmış. ( Teyze ilk anda afallar ama sonra cümlenin nereye vardığını duyunca rahatlar. )
-Haklısın Efeciğim, kendisine güvenmiş, inanmış ve mermiyi kaldırmış. Efe, hani biz Ayvalık’a giderken havaalanına iniyoruz. İşte o havaalanının adı Seyit Onbaşı’nın adı. Kendisi oralıymış.
-Biliyorum Teyze, Ayvalık’a giderken heykelini görmüştüm.
-Efeciğim Seyit Onbaşı gibi Nene Hatun var, Kara Fatma var.
-Onları bilmiyorum Teyze.
-Olsun Efeciğim, öğrenirsin. Onlar da bizim kahramanlarımız. Yurdumuzu işgal ettiklerinde bir avuç Türk, Atatürk’le birlikte düşmana karşı savaşmış. Kahramanlıklar yapmış Seyit Onbaşı gibi.
Süper kahramanlar gibi. ( O sırada Efe Mert’in gözleri heyecan ve şaşkınlıktan iyice açılır.)
-Evet Efeciğim, Süper Kahramanlar gibi.
-Ama onlar gerçekmiş Teyze! ( Bu sefer de Teyze’nin gözleri hem şaşkınlıktan hem de sevinçten açılır çünkü Efe’nin yaptığı Süper Kahramanlar benzetmesi hoşuna gider hem de Efe o kahramanların gerçek olmadığının farkındadır. Çok şükür ki, gerçek kahramanları da hemen ayırt edebilmektedir. )
-Evet Efeciğim, onlar gerçekmiş.
-( Arabanın konsolundaki yazıları işaret ederek ) Teyze, artık yazım güzelleşti buradaki yazıların üstünden geçeyim. Sana da bir sürpiz daha yapayım.
– Peki yap hadi!
Efe hem “ Seni çok seviyorum “ yazısının üzerinden geçer hem de yanına gülen bir kalp yapar.
  Bu gülen kalp, tüm süper kahramanlarımız ve çocuklar için olsun. Her biri umut, fidan ve geleceğimiz olanlar için olsun hatta bizler için de olsun.
Ne mutlu süper kahramanlarımız var, hem de gerçek süper kahraman onlar!
18 Mart 2019, OZM
          Süper kahramanlar, gülen kalpler Bugün sevdiklerimiz, bizlere rahatlıkla gülen kalpler çizebiliyorsa bunun nedeni geçmişimiz de gülen kalplerini seve seve bizler için feda edenlerdir.
0 notes
Text
5 yıldır yazılarımı paylaştığım bu bloğu neden mi yazıyorum? Blog hakkında başlıklı sayfada da belirttiğim gibi, hem  bana, aileme ve sevdiklerime ev sahipliği yapan, cömert davranan Ayvalık ve civarına, bu topraklara teşekkür etmek için hem de elimden geldiğince Ayvalık ve civarını başka diyarlara, başka diyarları da Ayvalık ve civarına getirmek için yazıyorum.
İstiyorum ki; Ayvalık ve civarına geleceksiniz, buraya bir göz atıp yola çıkın ya da Ayvalık’taki dostlar İstanbul’a ya da başak bir şehre yolunuz mu düştü? Bu bloğa bir göz atın ve böylelikle yolculuğunuzu, ziyaretinizi kolaylaştıracak bilgilere ulaşın.
Kendimi hele ki eğitim hayatımı anlatmasını tercih etmiyorum. Herkesinki özeldir, kendine göredir ama size biraz da bloğunda sizlerle paylaşımlar yapan bu insanı da daha yakından tanıyın istedim. O yüzden biraz daha konuşacağım, – yani yazacağım – yani kendimden bahsedeceğim…
Tabii bir de tahmin edeceğiniz gibi yazmasını seviyorum! Okumasını da! Ben şanlıydım, şükür hala da şanslıyım. Şanslıyım çünkü ailem, ilkokul öğretmenim Feriha Altan ve rahmetli Türkçe öğretmenim Fatma Vicdan Başol, sevgili İngilizce öğretmenim Füsun Ersoy ve diğer öğretmenlerim bizi okuyan, sorgulayan, araştıran kişiler olarak yetiştirdiler. Sınıfça konuşmasını ve yazmasını çok severdik. Sınıfım diye söylemiyorum ama ortaokul ve lisede bizim sınıf başkaydı!
İlk okuduğum kitap Pinokyo idi. Bambi de çok etkilendiğim ikinci kitaptı. Bu kitapları ilkokul bir ya da ikinci sınıfta okudum. Rahmetli babam iş gezilerinden gelirken bana hediye olarak kitap getirirdi. Dayımla Fatih’te dolaşmaya çıktığımızda bana kitap alır hatta yeri geldiğinde döner tekrar kitapçıya giderdik. Ben, kardeşlerim ve kuzenlerim özen gösterilen çocuklardık, kaale alınırdık. Çocuktuk ama insandık, bize öyle davranıldı. Herhalde bu yüzden olsa gerek biraz da olgun olarak da büyümüş olduğumuzdan olsa gerek; ta lise 1’deyken üniversitede hangi iki bölümü okumak istediğime karar vermiştim. Okumak istediğim bölümlerden bir tanesi Amerikan Edebiyatı, diğeri de iç mimarlıktı. Birbiriyle ne kadar da bağlantılı iki bölüm değil mi? Bu arada lisede fen bölümündeydim dikkatinizi çekerim! Çok şanslı olduğumdan istediğim iki alanda da eğitim aldım.
Amerikan Edebiyatı Bölümü’ne, İngiliz Edebiyatı ve diğer branş dersleri de eklendi. İç mimari içinse Milli Eğitim Bakanlığı’ndan onaylı özel bir sanat evinde iki yıl eğitim aldım. Gecenin geç saatlerine kadar çizimler yapardım, çift kaçışlı perspektif çizerdim zamanında, bir ara cetvel kullanmadan çizim yapabiliyordum. Şimdi nerde!
Sonrasında yabancı bir yayınevinin Türkiye Ofisi’nde çalışmaya başladım. Okuldayken okuduğum kitapların arasındaydım. Gelin görün ki, hayat beni alıp her aile şirketi olan aile bireyinin başına geleni bana da yaşattı. Aile şirketimde çalışmaya başladım. Aile şirketleri bana göre önemlidir. Aile şirketleri aynı zamanda KOBİdir de. Hem aile şirketi hem de KOBİ olmanın önemini başta İtalya olmak üzere gittiğim diğer ülkelerde daha da iyi anladım. Benim aile şirketim, otomotiv yan sanayi olarak hizmet vermektedir ve yurt içi ve yurt dışındaki ana sanayiler başta olmak üzere, toptan satış yapan yedek parça firmalarıyla çalışır. İthalatı önlemek ve ihracat yapmak için 70li yılların başlarında kurulmuş bir firmadır.
Orada çalıştığım sürede endüstri mühendisi ya da yurt dışında eğitim almış makine mühendisi olduğumu sananlar oldu. Pek çok eğitim daha aldım, pek çok kalite denetiminden geçtim. Yeri geldi haddehanelerin cüruflarının döküldüğü yerlere kadar gittim, ana sanayilerin montaj hatlarındaki toplantılara katıldım. Size, internette alışveriş yaptığım bir yer hakkında sadece kendi alışveriş sürecime dayanarak oturduğum yerden firmanın profilini çıkartabilir, iyileştirilmesi gereken yerlerini bile söyleyebilirim ama ayağa kalktığımda kendi ayağıma basarak düşebilirim. Tecrübeyle sabittir! Gülün gülün, hatırladıkça ben de gülüyorum zaten!
Elişlerini değerli bulurum, onları ayrı severim. El emeği, göz nurunun yeri her zaman ayrıdır.
Türkiye’den sonra ikinci vatanım İtalya’dır. Bunu zaman zaman dile getiriyorum.
Ailem, yeğenlerim Efe Mert ve Derin Naz, arkadaşlarım, sizler, kitaplarım, sevdiğim filmler, TV programları, müzik, fotoğraflar, yemeklerim, İstanbul, Ayvalık ve civarı, gezilecek yeni yerler, tanışılacak yeni insanlar, tahmin edemeyeceğim ama yaşayacağımı umduğum pek çok tecrübe ve ben buralardayız. Bu sayfalardayız hatta bazen yüzyüzeyiz…
Vakit ayırıp ziyaret ettiğiniz ve yazdıklarımı okuduğunuz için teşekkür ederim.
17 Aralık 2019, OZM
  Önemli not ( ! ) : Fotoğraftaki topun rengi kırmızıdır. Kırmızı top, kırmızı hasır sepet ve kırmızı rugan papuçlar önemlidir!
Kimim ben? Ben kimim? Bu bloğu nedne yazıyorum? Neden yazıyorum bu bloğu? 5 yıldır yazılarımı paylaştığım bu bloğu neden mi yazıyorum? Blog hakkında başlıklı sayfada da belirttiğim gibi, hem  bana, aileme ve sevdiklerime ev sahipliği yapan, cömert davranan Ayvalık ve civarına, bu topraklara teşekkür etmek için hem de elimden geldiğince Ayvalık ve civarını başka diyarlara, başka diyarları da Ayvalık ve civarına getirmek için yazıyorum.
0 notes
Text
Vizörden Görünen Hayat Fotoğraf Grubu Ocak 2019 Yarışma Programı
Vizörden Gör��nen Hayat Fotoğraf Grubu Ocak 2019 Yarışma Programı
Yöneticiliğini sevgili Özlem Şahin’in ( @gunestengelen ) yaptığı Vizörden Görünen jayat Fotoğraf Grubu’nun Ocak 2019 progamını aşağıda paylaşıyorum.
Bu ay serbest, çerçeve, ateş ve kıvrımlı konularına uygun fotoğraflarınızla yarışmaya katılabilirsiniz.
Kurallar ve daha fazlası için Facebook’ta aynı isimli grup sayfasını ziyaret edebiir, gruba üye olabilirsiniz. Ayrıca Instagram’da da…
View On WordPress
0 notes
Photo
Tumblr media
Gerisayım / 16 Aralık
0 notes