3 notes
·
View notes
Susamadım.
Çok konuşmak istiyorum ama harfler yetmez, diller yetmez... Ben ülkemde rahat rahat yaşamadıktan sonra, doğuyu Ziyaret edip gezemedikten oradaki çocukları tanıyamadıktan sonra yemişim sizin siyasetinizi! Düşman yetişen nesiller 20-30 yıl sonra tekrar savaşa hazır olur. Ama niyet zaten barış değil ki...
2 notes
·
View notes
Surface Area
2K notes
·
View notes
1 temmuzdan itibaren hikayeleri pc te toplayıp düzenlemeye başlıyorum :)))) umarım işe yarıcaklar sonunda =D
0 notes
Domino Etkisi
http://www.dunyasaati.org/bireysel-katilim/irem-gokce
1 note
·
View note
If
f you can keep your head when all about you
Are losing theirs and blaming it on you;
If you can trust yourself when all men doubt you,
But make allowance for their doubting too:
If you can wait and not be tired by waiting,
Or, being lied about, don't deal in lies,
Or being hated don't give way to hating,
And yet don't look too good, nor talk too wise;
If you can dream---and not make dreams your master;
If you can think---and not make thoughts your aim,
If you can meet with Triumph and Disaster
And treat those two impostors just the same:.
If you can bear to hear the truth you've spoken
Twisted by knaves to make a trap for fools,
Or watch the things you gave your life to, broken,
And stoop and build'em up with worn-out tools;
If you can make one heap of all your winnings
And risk it on one turn of pitch-and-toss,
And lose, and start again at your beginnings,
And never breathe a word about your loss:
If you can force your heart and nerve and sinew
To serve your turn long after they are gone,
And so hold on when there is nothing in you
Except the Will which says to them: "Hold on!"
If you can talk with crowds and keep your virtue,
Or walk with Kings---nor lose the common touch,
If neither foes nor loving friends can hurt you,
If all men count with you, but none too much:
If you can fill the unforgiving minute
With sixty seconds' worth of distance run,
Yours is the Earth and everything that's in it,
And---which is more---you'll be a Man, my son!
Rudyard Kipling
0 notes
“A single dream is more powerful than a thousand realities.”
J.R.R. Tolkien
3 notes
·
View notes
Ofis Hayatı için 10 Kural:
1- Kimseyle muhatap olmayın
2- Derdinizi kimseye anlatmayın
3- Kimsenin derdini dinlemeyin
4- İşten çıkarılan arkadaşlarınızla görüşün ama görüşmüyormuş gibi davranın
5- Patronun ailesini sevin!
6- Kimseyi sevmeyin
7- Kimsenin sizi sevmesine izin vermeyin
8- Her şeyi bilmeyin - bütün iş size kalır
9- Fazla sempatiklikten uzak durun
10- İmkanınız varsa kendi işinizi kurun
0 notes
Nerde çokluk...
Anonim
0 notes
Midem bulanıyor, galiba dünya tuttu...
Teoman
3 notes
·
View notes
Az şey bilirsen aptalsın, çok şey bilirsen egoistsin, ne anladım ben bu işten...
iremm
1 note
·
View note
EGO
Öncelikle "ego"nun tanımı bilmeyen arkadaşlar için yardımcı olacağına inandığım bir kaç cümle ile başlamak istiyorum:
"İd, ego ve süperego insan zihninin katmanlarıdır. Bu katmanlar birlikte yer almalarına karşın farklı düzlemlerde fonksiyon görürler.
İd, zevk temelli bir istekler ve aşırı ısrarcı temel enerjinin çıkış noktasıdır. Temel ve en ilkel benliktir. Ana kaynağı cinsellik, açlık gibi ihtiyaçların en bencilce doyurulmasıdır
Ego ise idin bu isteklerini gerçeklikle karşılayan kısımdır. Çeşitli savunma mekanizmaları ile idi dengeler. İd ve süperego arasında dengeleyici unsurdur. Temel görevi kişisel güvenlik sağlamak ve idin bazı isteklerine izin vermektir. Freud ilerki yıllarda gerçekliği test etmek, savunma, bilgi sentezi ve zeka fonksiyonları ile hafızayı bu merkeze bağlamıştır"
İş hayatında çeşit çeşit insanla karşılaşırız. Kimisi maddi durum için mecburen çalışır, kimisi evde oturmaktan sıkıldığından, kimisi de her iki durumu da reddedip 'canım istio yae' durumundan çalıştığına inanır. İnsan önce kendini bilmeli. Ben mesela tamamen maddiyat için iş hayatındayım eğer paraya ihtiyacım olmasa çalışmam gezer tozarım kardeşim yalan değil. Bu birrr.
Çalıştığın kurum ya da kuruluş her neresi ise orada 3 yıldan fazla bir zaman geçirdiysen o iş senin hayatının bir parçası olur, rüyalarına girer, haftasonu bile kafanda acabalarla uyanırsın. Yaptığın işi başka birisine devretmek ise çocuğundan ayrılmak gibi gelir. Ona iyi bakacağına emin olmak istersin. Gözün arkada kalmasın istersin o yüzden de sürekli takipte olursun. Ama yaranamazsın 'o' kişiye. Çünkü o kendini senin altında sanmaya başlar işini yaptığı için, bu da kendinde bir şeyler kanıtlama çabasına dönüşür, ondan sonra da başkalaşır ve tanımadığın hırslı birisine dönüşür. Sana sataşır, 'ego'n olduğu için böyle davrandığı söylemek gibi gafletlerde bulunur. Ha yukarıya bakıyorumda EGOsuz insan insanlıktan çıkar diyesim geliyor ve evet iyi ki de egom var senin gibi süperegomu dengeleme sorunu yaşamıyorum...
Küçük bir hatırlatma yapmak istiyorum; eğer ofiste yakın bir arkadaşınız varsa ve işiniz bir noktada kesişiyorsa o artık yakın arkadaşınız yok demektir. İnsanoğlu gariptir. Jim Morrison'un da dediği gibi "People are strange, when you are a stranger".
Bir de sizden bir tavsiyem var bir insanın ne iş yaptığından tam emin olamıyorsanız, onu 'ego'lu olarak yargılamayın. Belki de gerçekten başkalarının kaldıramayacağı kadar yükü kaldırabiliyordur. Allah zaten insanın kaldırabileceği kadar dert, tasa, iş, güç verir, bence...
0 notes
Hep kalan Fenerbahçe...
- 1989-1990 ilkokula başladım duvarımda Aykut Kocaman posterim vardı. Takımın başına geçti dünyalar benim oldu. Fenerbahçe'de 140 gol atmış, şampiyonluk yaşamış ama bir Alex olamamış. Heykeli dikilmemiş. Aziz Yıldırım'ın maşası olmuş.
- 2004'de Alex geldi, ısınamadım ona. Sonradan sonradan alıştım. 136 gol attı şampiyon yaptı, maç kaybettirdi, saç baş yoldurttu. Hocasına kafa tuttu. Avrupada hangi futbolcu hocasına twiterdan atıp tutabilir. Tamam Alex başkaydı ama o da hata yaptı. Ama bunca senede bir o muydu kadro dışı olan, anlaşması fesh edilecek futbolcu.
- Aziz Yıldırım diktatör oldu zaten ama dediği TEK bir şeye katılıyorum:
"HİÇ KİMSE FENERBAHÇE'DEN ÜSTÜN GÖRÜLÜMEZ"
evet, Ne Alex, ne Aykut ne Aziz!
Bu takımdan kimler geldi kimler geçti. Oğuz ve Aykut'u attılar takımdan o kadar emeklerine rağmen. Pierre Van Hooijdonk vardı o da gitti... O da benim için Kral'dı.
Ben Sarı-Lacivert renkleri seviyorum, takımı takım olarak seviyorum, tek adam tek oyuncu değil benim için Fenerbahçe. Herkesin fikrine saygım var bu da benimkisi...
2 notes
·
View notes
Kahve falı bakan Huniler
Huni 1: Şurdaki kuşu gördün mü?
Huni 2: Hayırrr?!?
Huni 1: Bendeeee
1 note
·
View note
Dub The Frequencies Of Love
Eugene Hutz
1 note
·
View note
Eat and sleep without desire, Would you like window or aisle?
Eugene Hutz - Gogol Bordello
15 notes
·
View notes