Seninle bir gün pamuk şeker yemek dileği ile

Günaydınn, Sevgili N seninle bir gün böyle olmanın hayali ile yaşıyorum her gün

Çok değer verdiğiniz birinin sizden vazgeçtiğini yavaş yavaş izlerken hayatınızı sorgulamaya başlıyorsunuz. İlk kendinizde hata arıyorsunuz. İlla ki sizde de hata vardır ama karşı tarafın kendisinde hiç hata yokmuş gibi davranması işte bu biraz hatta biraz değil çok fazla sizi kırıyor. Varlığı ile ısındığınız, bakışları ile kendinize geldiğiniz, sözleri ile can bulduğunuz kişi sizi kendinizden uzaklaştırıyorsa işte orada durup düşünüyorsunuz. Kalbinize bir hançer saplanıyor. O hançer durmuyor yüzlerce kez saplanıyor. O kalp ölesiye kadar orada duruyor. Yavaş yavaş solup gidiyorsunuz. Kimse fark etmiyor kimse duymuyor. Size zarar veriyor ruhsal manada ama onsuz da yapacağınızı biliyorsunuz. Bir yerde hem gitmesini istiyorsun hem de gitmemesini öyle bir hâl alıyor ki durum içinden çıkamıyorsunuz. Sezen Aksu’da git dedikten sonra gitme diyor. Aynı o durumu yaşıyorsunuz. Gitmesini öyle istemiyorsunuz ki ne yapacağını bilemiyorsunuz. Yavaş yavaş bitiyor her şey ama elinden hiçbir şey gelmiyor. En kötüsü de bu ya elin kolun bağlı ne yaparsan yap hiçbir etki etmiyor. Bu işte son nokta oluyor. Kendinize zarar vermek istiyorsunuz. Kendinizi öldürmek istiyorsunuz. Daha ne kadar tahammül edebileceğinizi bilmiyorsunuz. Onun acısı ile baş etmek size o kadar zor geliyor ki hemen bu durum düzelsin istiyorsunuz ya da bu dünyadan ayrılmak istiyorsunuz görmek istemiyorsunuz, bittiğini duymak istemiyorsunuz. sadece ona sarılıp onun kokusunu içine çekmek istiyorsunuz. Her şeyin geçeceğine inanmak istiyorsunuz ama olmuyor. Karanlık büyüyor. Onsuzluk büyüyor. Kendinize ve onun yokluğunuza yeniliyorsunuz ve her şey bitiyor... artık ne yaşama isteği kalıyor ne de kendinizle savaşacak hâl en sonunda intihar dediğimiz o illetin kapısını çalıp onunla anlaşma yapıyorsunuz o da Azrail’le ve gözlerinizi hayata yumuyorsunuz her şey bu kadar, bitti.

Yalnız kalınca gökyüzüne bak kadın, kendini eksik hissedince de bak çünkü ben hep orada olacağım.

Mutlu yıllar sevgilim, Bir yıl daha geçip gitti. Güzel kadın N kötü olduğunu sanan N, umarım bir gün Cem Adrian’ın dediği gibi bir gün güneş bize doğar. Yeni yıla bir gün beni sevebileceğinin düşüncesi ile girdim. Beni kendinden koruduğunu zanneden güzel kadın sen beni kendinden uzak tutarak beni kendinden korumuş olmuyorsun en çok burada yanılıyorsun. Olsun ben seni her şekilde seveceğim. Sevgilim yeni yılın kutlu olsun umarım sevgim sana zarar vermez. Mutlu yıllar aşkım.

Tanrı’nın bana verdiği en güzel hediye olan N, sarı gözlerinin ışığı altında kutsanırken senden daha ne isteyebilirim ki? Sevgini mi? Bunu istiyorum ama vermesen de olur. Sadece benim yanımda kal. Rüyalarımdan hiç çıkma. Ama nolur bir gün beni sev. Buna aşırı ihtiyacım var.

İnsanlar bakar körler, duyar sağırlar. En çok da sevdiğim insanlar ben yavaş yavaş ölüyorken ne çığlıklarımı duyuyorlar ne yaralarımı görüyorlar. Aksine hançerle yaramı deşmeye devam ediyorlar. Görün artık ben de buradayım diyorum gözlerinin içine bakıyorum. Kimse anlamıyor. Kimse dinlemiyor. Ben iyi değilim desem bile fayda etmiyor. Sadece yaralamaya devam ediyorlar. Ben son demlerimi yaşıyorum. Ben son umutlarımı tüketiyorum. Kurumuş parça parça dökülen dudaklarımı hala ısırmaya devam ediyorum. Dudaklarımda ruhum gibi yara bere içinde yaşım büyüdükçe sorunlarım daha da iç karatıcı bir hâl aldı. Küçükken ele avuca sığmaz bir çocuktum tüm dünyaya karşı öfkeliydim. Herkese kızardım öfkemi dışa vururdum. Şimdi onu yapacak gücüm dahi kalmadı. Sadece ve sadece hayata tutunmaya çalışıyorum. Yüksek bir yerden suya atlıyorum sırf kendime gelebilmek için ama sanırım olmuyor. Ben kendi denizimde boğuluyorum. Parça parça dökülüyorum. Yine kimse görmüyor. Görsede yanımda değil. Sanırım artık ölmüş birine kimse yardım edemez.

Love is love 🏳️‍🌈

Hayallerimi süsleyen güzel kadın N, Bir gün sana olan bu sevgimden öleceğimi düşünüyorum. Bir daha kimseyi böyle sevebileceğimi düşünmüyorum. Güzel kadın sen beni sevmesen bile seni sevmeye devam edeceğim. Bir kitapta okumuştum birisini karşılık beklemeden severseniz o kişi başka birisini sevse bile sizin olur. Güzel kadın N sen benimsin bunu hiçbir güç değiştiremez.

Tanrı’nın yarattığı güzel kadın, sen benim hem kurtarıcım hem cellatımsın. Hayatımın her anında senin benim yanımda olmanı istemem sadece bana öyle güzel bakmanı istemem bencillik olsa da bende ki etkin beni buna sürüklüyor. Güzel kadın N bir gün beni sevmen dileği ile...

Tanrı insanları yarattı insanları da kadın erkek olarak ayırdı. Her insana bir akıl bir kalp bir de bir ruh verdi. Aklın iradesini bize kalbin iradesini kalbin kendisine bıraktı. İnsanlar kimi seveceğini kendi seçemez. Kalbini kontrol edemez. Eğer kontrol edebilseydik ne olurdu acaba? Bunu hep düşündüm. Bir sonuca varamadım. Çünkü daha sevgi dediğimiz kavram ne ona bile anlam yükleyemiyorum. Sevgi ya sandığım sevgi değilse? Acaba takıntı ile sevgiyi karıştırıyor muyum? Buna bir cevabım yok ama sevgi eğer birisini koşulsuz sevmek ise onu her kusuru ile kabul etmekse ben de seviyorum sanırım. Sevmek değil de daha çok bağlılık gibi bence sevgiden önce bir insana bağlanmamız gerekiyor. Sevgi her zaman yetmeyebiliyor bir insana bağlandığınız zaman onu üzmemek için uğraşırsınız ona tüm sevginizi vermeye çalışırsınız aslında bağlılık da temelinde sevgiye dayanıyor ama bağlılık çok farklı bir duygu sevgi gibi hemen geçecek bir şey değil. Sevgi de hemen geçmez ama hiçbir zaman bağlılık kadar kalıcı değildir. Sevgi sadece kadın ve erkek arasında mı olur? Kadın kadını sevemez mi? Erkek erkeği sevemez mi? Ya da sadece cinsiyet olarak kadın ya da erkek mi var? Bir insan çift cinsiyetli olamaz mı? Niye bunlar yadırganıyor? Ben bunu anlamıyorum. Ben bir kadını sevdim diye niye yargılanıyorum ya da farklı oluyorum, benim diğer insanlardan ne farkım var ki? Sadece kendi cinsiyetimden birisini sevdim diye yargılanmak çok bencilce geliyor kulağa, bize insanların yönelimlerine karışma hakkı nereden doğuyor? Biz kimiz ki? Bizim ne hakkımız var? Bunların cevaplarını bilmiyorum tek bildiğim şey benim hayatıma kimsenin karışamayacağıdır. En son bağlılık diyorduk bağlılık öyle kolay bir şey değildir. Önüne gelen herkese bağlanamazsın. Bağlılık çok farklıdır. Nasıl olduğunu anlamadan bağlanırsın. Bağlılıktan hem nefret edersin hem seversin. Hayatın bir an da alt üst olur ama bir yandan düzeldiğini hissedersin. Garip duygudur bağlılık, cinsiyetin önemi yok bağlandığın kişi hemcinsin de olabilir ama olmayadabilir bilemezsin. Bağlılık seni gelir bulur ve pençesine alır bunun başka bir açıklaması olamaz.

Sen gülüşünde uzayı taşıyan kadın sana daha nasıl sahip olacağımı bilmiyorum