Tumgik
#ve bu o kadar normalleşmiş bir şey ki
gokkusaginda · 11 months
Text
Gercek hilal nasıl birisi tam olarak bilmiyorum ve bu berbat bi sey
9 notes · View notes
guzelhatiralar · 2 years
Text
23 Ağustos 01.07
Bugün 18 yıl oldu. Annemin bu iğrenç dünyadan gidişinin 18. Yılı… Bazen iyi ki diyorum. İyi ki gitmişsin annem. Seni pek tanımıyorum ama hep söylediklerine göre kalbin tertemizmiş ve çokça sevgi doluymuşsun. Herkes iyilik meleği olduğunu söylüyor. Böyle sevgisiz ve kötü bir çağa denk gelmeni ben de istemezdim. Eğer yaşasaydın için kan ağlardı biliyorum. Ve ben melek annemin üzülmesini hiç istemezdim. Anne biliyor musun bu çağ öylesine kötü ki her şey alelade yaşanıyor. Kimse kimsenin kalbini önemsemiyor. Hatalar hep sonradan dank ediyor.Çok bariz yalanlar söyleniyor. Öyle normalleşmiş ki her şey hayretle seyrediyorum yaşadıklarımı. Keşke geçirecek biraz daha vaktimiz olsaydı. Sana daha çok sarılmayı isterdim ve çokça anlatırdım her şeyi. Bazen Günay ablaya bir şeyler anlatamıyorum. Aslında mükemmel bir kadın ve hiçbir yönden beni eksik hissettirmiyor hakkını ödeyemem. Ama belki de sen yaşasaydın daha farklı olurdu her şey. Şu an bir şeylerin kötü gitmesinden dolayı söylemiyorum ama o ne olursa olsun öz annem değil ve bunun sıcaklığını kendi çocuklarından başkasına hissettiremez. Ben onun iyi bir arkadaşıyım. Koşulsuz seviyor biliyorum ama anlatıyorlar bazen anne sıcaklığını. Belli yerlerde eksik hissediyorum. Hâlâ seni arıyorum. Abim anlattı bana bazı şeyleri. Sen öldükten sonra ben her ambulans sesi duyduğumda ağlıyor ve ambulansın peşinden koşuyormuşum anne anne diyerek. Hâlâ da korkarım ambulans sesinden. Gökyüzünü seyrediyorum şu an. Sen de seyrediyorsun beni değil mi? Ah benim deli kızım da diyor musun? Belki bazen gülüyorsundur bana çünkü cidden çok saçma sapan davranışlarım oluyor. Oralarda bir yerlerde mutlu olduğunu düşünüyorum. Hep bunun için dua ediyorum. Sana layık olmaya çalışıyorum şu sıralar. Çok namaz kılıp çok dua ediyorum. Ve seni çok özledim. Çok fazla çok. Nolur rüyama gel. Konuşalım dertleşelim. Yol göster kafamın karışık olduğu konularda. Büyük çıkmazlara giriyorum. Kalbim ve beynim aynı şeyi söylüyor ama içimde bir yerlerim sızlıyor. Sana ihtiyacım var anne. Biraz bana uğra lütfen. Kız bana yanlış yaptığım konularda. Doğrusunu anlat ama nolur biraz gel. Benim sana çok ihtiyacım var. Hem de hiç olmadığı kadar.
0 notes
yerlisnellman · 3 years
Text
Kaypaklık!
Ülkemiz insanları, özellikle yaşıtım sayılabilecek gençler (25) neden bu kadar yalan söylemeye meyilliler? Evet yada şöyle söyleyeyim bizden iki önce ki nesle kadar yalan denilen eylemin çok kötü olduğu, neredeyse bir çok büyük ayıp ile denk tutulduğu biliniyor. Oysa kağıt üzerinde halen daha bu kadar kötü bir şey, fakat o kadar normalleşmiş ki ufak yada büyük tonla yalan söyleniyor. Ben şuan kendi (+-4) akranlarım hakkında konuşuyorum ki aslında bizlerden daha yeni olan nesillerde durum çok daha kötü. Kendimin de sütten çıkmış ak kaşık olduğunu iddia etmiyorum ama emin olun ki dikkat ediyorum oldukça az yalan konuşuyorum. Hatta ve hatta bu dobralığım yüzünden çoğu zaman egoistlikle suçlanıp dışlanıyorum (hahaha!). Kimseye akıl vermek haddime değil fakat şunu biliniz ki yalan söylemediğiniz zaman yani gerçekler ile yüzleştiğiniz an emin olun çok daha olgun hissedecek belki de ufak bir arınma yaşayacaksınız.
1 note · View note
operasyon · 4 years
Text
Epeyce kişisel... iyi ki bütün hikayelerden aşkı çıkardım. Yoksa bana yine her şey çok saçma gelecekti.
Herhalde 18 yaşımdan beri kadınlarla aramı bu kavram açıyor. Aşk. Bunu kafama kim soktu hiç bir fikrim yok. Benim batıl inancımda her zaman aşktı herhalde.
** 
Üniversitenin ilk yılında, iyi bölümler kazanıp sonra o okullardan  atılmış, yaşça büyük bir sınıf arkadaşım vardı. Okulun daha ilk bir kaç ayındayız. 
Tecrübesiyle bana hayat dersleri veriyormuş ama bir öğüdü almaya müsait değilseniz yol göstericiliği bile anlamazsınız ki. Ben de onu anlamıyordum. 
**
Bu arkadaş bir gün dedi ki: Şu x kız var ya hüseyin. Biz tanışmıyoruz ama senin çevrende görüyorum.
- evet var.
- Seni izledim onunla konuşurken. O kız seninle sevişmek istiyor ama sen bunu anlamıyorsun. Bak.... sadece sevişmek istiyor. Yani şu anda çapkınlık yapmak istiyor. Belki seninle evlenir bile ama başlangıçta niyeti sadece çapkınlık. Bu duruma aşk meşk katma. Aşık olursan, aşkı katarsan o kızı kaybedeceksin. Onun niyeti aşk değil. Benimle sevişmek istese benden kaçmaz ama seninle sevişmek istiyor sadece. Bu işi başar.
ben de bir yandan o kızla aramızda hiç bir şey olmadığına dair, onun yanlış düşündüğüne dair yalanlamaya çalışıyorum ama herif yemiyor.
En sonunda dedi ki : Senin gözlerin şimdiden bulutlu bulutlu bakıyor. Bu durumda kaybedeceğini zaten biliyorum da, bir ihtimal varsa diye sana  olması gerekeni anlattım.
Sonra da çekti gitti.
***
Aptal kafamla kendi kendime düşünüyorum... Nasıl yani yav... şimdi şu hatun benimle sadece seks mi yapacak? Yüzüne bakıyorum kötü niyetli varlığın. Yok, bana çok masum görünüyor. Beni sevmeden, aramızda aşk olmadan, benle mi sevişecek...Hiç olası değil. Pislik herif benim başımı gül gibi kızla belaya sokacak...Böyle kutsal, böyle nadide bir güzellik beni sevmiyorsa benle niye sevişsin ki...
 ..... gibi düşündüm...
***
Sonrada tam da bu arkadaşın dediği gibi o hatunla aramıza aşk girdi ve daha fazla arkadaş olarakta kalamadım. Benle sevişmek isteyen hatunu aşk yüzünden terk ettim. Tam da tecrübenin konuştuğu gibi gelişti her şey. 
***
Yıllar yıllar sonra bu gün, bana o nasihatleri veren arkadaş kadar olgun muyum? Hayır yine değilim. Hep insanları eleştiriyorum ya, bu da benim mankurtluğum olsun, olmayan aşka inanıyorum. Bir ezber olarak kafama yazılmış. Böyle bir şeyin varolduğuna dair beynimi yıkamışlar. Aşka inanmaya devam ediyorum. İnanıyorum ama yıllar içinde şunu öğrendim hiç olmazsa, bu inancımdan kimseye bahsetmemem gerek. Bir çeşit tersine münafıklık gibi. Gizlice aşka inanıp inanmıyormuş gibi yapan adam. Bende bu yüzden aşkı kendime saklayıp seks seks seks diyorum. O zaman toplumsal ölçüler içinde normalleşmiş oluyorum. Aşk diye bağıran bir adam yadırganır ama seks diye bağıran bir kişi, hele de erkekse ve yalnızsa kolay kolay yadırganmaz.
***
Bu yazıyı yazarken kendime dair inanılmaz analizler yaptım. Resmen ruhumdaki önemli bir noktayı ilk kez bende bu yazıyla netleştiriyorum. Güzel oldu.
0 notes
gegirti · 6 years
Text
eve döndüm
hani vardır ya bardağın dolu tarafıyla boş tarafının ince çizgisi...
tezimi bitiremedim, yavaş ilerledim bugün. ama bu gece film keyfi yapsam vicdan azabı çekecekle çekmeyecek çizgisindeyim. teorik olarak acı çekmem gerekirken sonuç olarak çekmeyecek tarafa oynuyorum. ama hesaplama işinin içinden çıktım. bence çok az işim kaldı. 
ve tabii ki bugünün güzel tarafı, her evden çıkmışlığımda olduğu gibi bugün de çok güzel şeyler oldu. soğuk havada eve girince elimin üstü yanar, yanaklarım allı allı gibi ılık ılık aaaaaaaaaa neler söylüyorum... olan şu: dışarıda elimde poşetler rüzgara karşı tek kulaklık şemsiyeyle yürüyorum. tek derdim eve ulaşmak, sığınmak... çocuğun biri -ERGEN- -ERGENLİĞİN ZİRVESİNDE YAHUT DİBİ SİZ KOYUN ADINI- en olağan şekilde önce selam verdi sandım sonra bir şey söyledi, bir şey ister tarzda olduğunu anladım. sonra açık kulağımı ona yönelttim, yüzüne bakıp göz teması kurdum ve sigaranız var mı? dedi. beni en çok etkileyen şey o havada o nazik ses tonuyla sizli bizli konuşması ve istediği şeyin sigara olmasıydı. ne kadar normalleşmiş olmalı sigara istemek hayatında diye düşündüm. biraz üzücü bir şey. sonra sigara yerine alternatif ne istese güzel olur diye düşünürken şemsiyeyi falan kapattım. 
hayat çok garip be arkadaşlar
0 notes