Tumgik
#mehmet akif inan
nazenderr · 6 months
Text
56 notes · View notes
dareyynn · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Nehirler düşlerim göl kenarında..
26 notes · View notes
nefismuhasebesi · 1 year
Text
GİTME... Gecenin karanlık kucağına bırakma beni! Taş duvar her yer, Bütün şehir yalın ayak, Kimsesiz güvercinler, Gitme!... Kanatsız yaralı bir kuşum yokluğunda, Nereye çarpsam yüzün, Nereye dönsem sevda yüklü bu hüzün Gitme!... Sarı çocuklarını döker koynundan ağaçlar… Mevsimler küser, yıldızlar üşür… Gitme!… Yalnız bir ardıç gölgesi olur yaralı kalbim Güneşler söner, gölgeler büyür.. Zarif bir hüzün çöreklenir şehrin üstüne.. Gitme!... Yüzümden sarkar külleri şehrin.. Bir yangın yeri olur Maraş'ta hüznüm..
ŞİLAN AVCI
78 notes · View notes
kitapsevenbiriii · 9 months
Text
Tumblr media
Artık mevsim kış,
Serin bir sabahın huzuruna eğilip,
Toprağı öpüyor yapraklar.
Her şeyin rengi soluk bu günlerde
Her şey kirli bir sarıya dönük.
Tozunu yuttuğumuz zamanın kollarında uyuyor şimdilik gençliğimiz.
Anılar eskinin rüzgarıyla ile aklımın kıyısına vurup duruyor.
Birbirine vuruyor herkesten saklı,
Kendi ikliminde kayıp, derin kabuklu yaralarımız…
İçimden akıp yükselen, özlemlerine değen ,
Derin bir kış hikayesi bu.
Merdivenlerinde koştuğumuz,
Sıralarında sırdaş olduğumuz,
Bir Kara Lise Hikayesi…
• Cahit Zarifoğlu
42 notes · View notes
sade1-adam · 1 year
Text
Sevdayı bir deli gömleği gibi ansızın giydirdi gözlerin bana.
23 notes · View notes
fani1816 · 3 months
Text
...
İçimde bir düzen kaynaşmaktadır
Büyük ve çekingen bakışlarından
En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince...
4 notes · View notes
sayiklamalarim · 1 year
Text
“Susarak anlattım bütün gizliyi Sakladım duygumu ben konuşarak”
Günün, sessizliğin ev sahipliğinde geçen geç saatlerinde, bırak sayfalarca susmayı veya konuşmayı iki kelimeyi yan yana getirip bir cümle inşasına girişme konusunda bile ilkokul terk beceriksizlikler yaşarım bazen. Bir deprem başlar ruhumun yedi kat derininde. Dilim tutulur ve göğsümün sol yanında kısa süreli sancılar meydana gelip damarlarımdaki kan akışı kesilir gibi olur. Fakat yine de en çok bu anları severim. Kalbimin sesi, bir müzik kutusunun tatlı melodilerine dönüşür ve gözlerim, karanlığın okyanusunda perdenin izin verdiği ölçüde pencere kenarından sızan sokak lambasının zayıf ışığının yardımıyla tavanda belli belirsiz şekiller görmeye başlar.
İşte tam da bu vakitlerde hayal dünyamın perdesi açılır renklerin kaçıştığı yokluk sahnesinde. Gözlerimi kapatır beynimin içinde süregiden savaşları, barışları, yenilgileri, galibiyetleri, ayrılıkları ve kavuşmaları izlerim. Kahramanlarım korkusuz, ejderhalarım merhametli, insanlarım becerikli ve şehirlerim şefkatlidir. Ne muazzam bir cümbüştür bu. Böyle geçer zaman. Bazen. Gece ve karanlık. Derin.
Keşke yanımda olsan da şahit olsan kafamın içindekilere. Ne çok isterdim sana susmayı satırlarca ve ardından yine sana konuşmayı sayfalarca. Ses tellerinden çıkan titreşimlerin, kafesinden kaçmayı başarıp mutluluğa kanat çırpan bir kuş gibi dudaklarından ayrılıp kulaklarıma varmasına ve kafamın içinde yeni masallar başlatmasına ne çok sevinirdim her defasında. Ceplerimde biriktirdiğim taze heyecanları bırakırdım avuçlarına ve bu sayede ellerinden taşıp parmaklarının arasından damla damla dökülen yaşamak arzusuna dikkat kesilirdim hevesle. Ne güzel.
“En iyi anlatış artık susmaktır Anladım bunu ben seni bilince”
Zaman dedim, suyunun akış hızını ayarlayabileceğimiz, içinde milyarlarca galaksisiyle evreni ihtiva eden, lakin insanların genelde farkında olmadığı bir ırmak gibidir. Gözlerini başka yöne çevirdiğinde ve başka şeylere dikkat kesilip hızlı yaşamların peşine düştüğünde deli gibi akar. Günlerin ve yılların nasıl geçtiğini bilmezsin. Fakat duraksayıp onu seyretmeye başladığında öyle yavaşlar ki, ağır çekim film karesi gibi her ayrıntıyı gözlerinin önüne serer.
Beklemek işiyle meşgul olurken böyle bir ağır çekim hissi yaşıyorum. Muhteşem bir tabloya ilham kaynağı olacak kadar güzel renklere ev sahipliği yapan karşı bahçedeki yapraklar, dalından ayrılarak yeryüzüyle buluşmanın gönülsüzlüğüyle yer çekimine direnerek, düşüş mecburiyetini en iyi sabır ustasının bile dayanamayacağı kadar uzatıyor. Beyaz tül perdeyi ve yüksek binanın üst katındaki dairenin balkon demirine bağlanmış bez afişi hareketlendiren kışın habercisi kuvvetli rüzgar hafif yaz meltemine benzemeye başlıyor. Duvar saatindeki kırmızı renkli saniye kadranı, yorulmuş karıncalar gibi bir sonraki saniyeye tırmanıyor yavaşça ve evlerin üstünde havalanan serçeler uçmaya yetecek en az kanat çırpışının sınırlarını bulmak için rekor denemeleri yapıyor.
Sayısız kez, beklemek bunaltıcı bir kısır döngüyle kartopu aceleciliğinde büyüyüp taşınamayacak denli ağırlaşan yük gibi düşer omuzlarımın üstüne. Öylesi anlarda akreple yelkovan hızlansın ve bu delicesine dönen girdap beni zaman ırmağının içinde kaybetsin isterim. Göz kapaklarımı kapatıp derinlere daldığımda "eski bir yüzyıla uyanmak" çok sıkılınca yüzeye çıkıp bu anda var olmak isterim.
Gözlerimi kapattım şimdi. Kulaklığımdan gelen anlamadığım dildeki hüzünlü şarkıyı dinledim bir süre hiçbir şey yazmadan. Ben kımıldamadan böylece dururken zaman akıyor, insanın insana eziyeti devam ediyor, şehirlerarası yollarda araçlar süratle ilerliyor, dünya sonsuz boşlukta kendi etrafında dönmeye devam ediyor ve uzayın derinlerinde yıldızlar ölüyordu.
Kim bilir şimdi nerede ne yapıyorsun? Söylemekten imtina ettin fakat ben hep merak ettim gündelik hayatını. Bu mail dijital evrende yol alıp gözlerinle buluştuğunda iyi gelecek miyim sana, kelimelerimin kudreti yetecek mi acaba bir an olsun sevinmene? Ve okumayı bitirdiğinde düşüncelerin ne olacak. Sorular, belirsizliğin ve tedirginliğin içinde çoğalıp dururken ben yazmanı bekleyecek, bir kaç cümleyle geçiştireceğin cevabını bile hasretle bekleyeceğim .. Ve zaman yavaşlayıp durağanlaşacak yine.
Evet, ruhumun yorgunluğu geçsin diye yazıyorum sana. Evet, geçer gibi biraz acılarım. Fakat bedenim yoruldu şimdi. Uyumalıyım. Uykunun koynunda sessiz dehlizlerde yol almalı sabaha ulaşmalıyım yine.
Gün olağan koşturmalarla başlayacak, her şey her zaman olduğu gibi devam edecek ve ben, üstümde takım elbisem kalbimi ve içindeki büyük acıları gizlemenin telaşına kapılacağım.Ama neden olmasın, belki yağmurdan önce gelir sözlerin. Belki bir gün isimsiz bir tepede geniş düzlüğü seyrederken sana dokunurum. Yazmayı bırakıp konuşuruz. Neden olmasın.
Olur ya, dirilir bir gün ruhum, iyileşir kalbim ve ben kalkıp yürürüm tekrar.. Belki sen de.. Neden olmasın..
10 notes · View notes
wehuzunngeldi · 1 year
Text
o düşlerde kalan şarkılarımı gözlerin getirir sabahlarıma
hoyrat saçlarıma seslerin rüzgar papatya dişlerin bahar haberi
aydınlığında yol bulduğum yıldız bin parçadır şimdi derin göklerde..
14 notes · View notes
Text
Şimdi uzaklardayım kanat sesinden
Rüya burçlarından gök şarkısından
Mehmet Akif İnan
Tumblr media
4 notes · View notes
ay-misali · 5 months
Text
Tumblr media
Gün sendin her sabah yeniden doğan Ve her akşam sendin dönüşen aya Çiçek sendin toprak sendin gökler sen Seninle boyandı evren sevdaya
Senden yana gelen seher yelleri Sevda bulutları gerer üstüme O altın vakitler cennet anılar Üşüşürler birer birer üstüme
Kuşatır çevremi gül kokuların Nefesin bir dünya örer üstüme Belirir eşyada yüz çizgilerin Ay bestelerini sürer üstüme
Yüreğim genişler ufkum donanır Aşk kanatlarını serer üstüme
Seslerin yoldaşı kulaklarımın Seninle konuşur canımın içi Gözlerinle baktım göklere yere Seninle tanırım hüznü sevinci
Mehmet Akif İnan
Dışarıda Bırakılmış Şiirler- S.66
79 notes · View notes
bert06 · 12 days
Text
Tumblr media
"Maddemsin mânamsın varım yoğumsun
Ufkumsun yakınım uzağım sensin
Göklerim yerlerim dağım denizim
Yanım yönüm solum ve sağım sensin..."
I Mehmet Akif İNAN I
17 notes · View notes
menemennpastirma · 1 month
Text
Tumblr media
Adınla girmesem güne, geceye bu gökyüzü her an kurşunlar beni.
- Mehmet Akif İnan
Kaynak: https://www.instagram.com/p/C3XW7ErICvq/
8 notes · View notes
siir-defterim · 6 months
Text
Tumblr media
Susarak anlattım bütün gizliyi
Sakladım duygumu ben konuşarak
Bir acı tarlası sessiz yüzünde
Aşkı yürürlüğe koyma savaşı
İçimde bir düzen kaynaşmaktadır
Büyük ve çekingen bakışlarından
En iyi anlatış artık susmaktır
Anladım bunu ben seni bilince
Gel denize yaslan yalnız denize
Sırrını denizler taşır insanın
Zaman bir hızdir ve yıldızdır akan
Esneyen günler ve gece üstünden
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Gözlerin ne kadar İstanbul öyle
Sebiller uçuşur parmaklarında
Ortak günlerimiz tarih şöleni
Saçlarında sayfa sayfa güneşi
İçimde bir sergi var portrelerin
Hayalim heryerde kavrar gölgeni
Aşka ve tabiata ulaştır bizi
Gel kurtar bu ��ehrin gürültüsünden
Terketme n’olursun bir eşya gibi
Ölümsüz bir hasret yaşarken bende
Vurulmuş bir geyiktir sensiz zamanlar
İçimin ormanı bir yangın yeri
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Istırap varoluş şartımız oldu
Esef etme yasım karaymış diye
Bir yanım vahşidir ürkütür seni
Aykırı düşerim sulhçulüğüne
Bir gün deli gibi sarsarak seni
Göklerin yolunu sorabilirim
Başımı taşlara vurabilirim
Aklımdan çıkarsa anılarımız
Paramparçayım sen onar beni
Topla aynalardan eski gölgemi
Göçebe ömrümü bağla zamana
Dağılsın içimin karıncaları
Bir uyku bölmezse anılarımı
Korkarım çıldırtır bu hayal beni
Mehmet Akif İNAN / Zaman
15 notes · View notes
yazyagmuru-1 · 10 months
Text
Tumblr media
"Gel kurut bu çağın kargaşasını
Seninle beklenen şimdi şafaktır."
Mehmet Akif İnan
27 notes · View notes
oakinci70tr · 6 months
Text
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹
🌹🇹🇷🇪🇭⭐🌙🌍👉🌙🌙🌙👈🌎⭐🌙🇪🇭🇹🇷🌹
🌹❤🌹🕋👉"(Mescid-i-Aksa)"👈🕋🌹❤🌹
🌹🇹🇷🇪🇭⭐🌙🌍👉🌙🌙🌙👈🌎⭐🌙🇪🇭🇹🇷🌹
🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹❤🌹
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu
Varıp eşiğine alnımı koydum
Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu
Gözlerim yollarda bekler dururum
Nerde kardeşlerim diyordu bir ses
İlk Kıblesi benim ulu Nebi’nin
Unuttu mu bunu acaba herkes
Burak dolanırdı yörelerimde
Mi’raca yol veren hız üssü idim
Bellidir kutsallığım şehir ismimden
Her yana nur saçan bir kürsü idim
Hani o günler ki binlerce mü’min
Tek yürek halinde bana koşardı
Hemşehrim nebi’ler yüzü hürmetine
Cevaba erişen dualar vardı
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
☆♡☆{[Mehmet Akif İnan]}☆♡☆
Osmanlı Akıncı Bülent Ergincanlı
-(OAKINCI70TR)-
-(GÖNÜLDOSTLARI)-
2 notes · View notes
miracagidenyol · 1 year
Text
Şimdi kimsecikler varmaz yanıma
Mü’minde yoksunum tek ve tenhayım
Rüzgarlar silemez gözyaşlarımı
Çöllerde kayıp bir yetim vâhayım
Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde
Götür müslümana selam diyordu
Dayanamıyorum bu ayrılığa
Kucaklasın beni İslâm diyordu
Mehmet Akif İnan
4 notes · View notes