Tumgik
#maaş zammı
cagdasyatirim · 4 months
Text
Tumblr media
0 notes
hesapla · 4 months
Text
0 notes
tatilgez · 5 months
Text
Son 20 yılda en çok emekliler kaybetti: En düşük emekli maaşı asgari ücretin ne kadar gerisinde?
En düşük emekli maaşının asgari ücrete oranı 2003 yılından bu yana hiç bu kadar düşmemişti. – GRAFİK REKLAM Resmi verilere göre emekliler için son 20 yılın en kötü dönemi 2023 yılıydı. En düşük emekli maaşının asgari ücrete oranı 2003 yılından bu yana hiç bu kadar düşmemişti. 2003 yılında en düşük 4’üncü emekli maaşının asgari ücrete oranı 1,47 idi. Yani en düşük emekli maaşı asgari ücretin 1,5…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
manicimuallim · 10 months
Text
Öğretmen dediğin parasız yaşar
Çökelekle yetinsin neyine kaşar
Düzü,başı,uzmanı her çeşidi var
Bir lokma ekmekle dağları aşar
0 notes
yardimsorgulama · 2 years
Text
Emeklilere en düşük 5500 lira emekli maaşı kararı! emekli 2023 #Maaş 2022 Güncel
Emeklilere en düşük 5500 lira emekli maaşı kararı! emekli 2023 #Maaş 2022 Güncel
Emeklilere en düşük 5500 lira emekli maaşı kararı! emekli 2023 yazımıza hoş geldiniz. Ayrıca Emeklilere en düşük 5500 lira emekli maaşı kararı! emekli 2023 konusundaki görüşlerinizi alt kısımdan yorum olarak oluşturursanız seviniriz. #Maaş konusu son zamanlarda oldukça günceldir. 2022 yılı içerisinde çok popüler olan ve de farklı kişiler tarafından farklı görüşler ile sunulmuş olan bu duruma en…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
sinerjiportfoy · 2 years
Link
0 notes
memurkamu · 2 years
Link
Dış ticaret Operasyon Sorumlusu olmak eğitiminizi tamamladıktan sonra bu alanda işe başlayarak elde edeceğiniz deneyim ile mümkün. Hem işi öğrenmek hem de teknik anlamda ilgi sahibi olmak eğitim ve işin bir arada yürümesi ile olacaktır. Bunun için sunulacak olan fakülte eğitimleri arasında 4 yıllık ve 2 yılık fakülteler vardır. Eğitimin bu alanda tamamlanması halinde staj sonrasında işe girerek deneyim kazanabilirsiniz.
1 note · View note
erenist · 1 year
Text
toplantı sırasında kesinliği çok net olan vergilendirme konusunda normalde iki kere iki dört deyip basitliği ifade ederdim.. ama altı kere sekiz kırk sekiz dedim.. herkes şaşkın parmaklarıyla hesaplayamadıkları için sus pus olup birbirlerine baktılar
yaa biz boşuna muhasebeci olmadık.
7 notes · View notes
hesaplama · 4 months
Text
0 notes
imarpanosu · 1 year
Link
Cumhurbaşkanı Erdoğan, #memur ve tüm #emekli lere #zam müjdesi verdi... İşte memur ve emekli maaşlarına yapılacak zam oranı...
0 notes
korkutkalkan · 1 year
Text
Memur ve emekli memur zammı ne kadar olacak? Memur maaş zammı için heyecanlandıran açıklama
Memur ve emekli memur zammı ne kadar olacak? Memur maaş zammı için heyecanlandıran açıklama
Memur ve emekli maaşı 2023 yılı itibariyle zamlanacak. Maaşlarını yettirmek için uğraş harcayan memur ve emekliler yeni yılda ne kadar maaş zammı alacak merak ediyor. Geçim derdini bir nebze azaltma imkanı sunan maaş zammı enflasyon rakamlarına göre belirleniyor. MEMUR ZAMMI NE KADAR OLACAK? Enflasyondaki artış aralık ayında yüzde 3 civarında gerçekleşir ve seçime yılına özel ilave zam verilmezse…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cevikmedya · 2 years
Text
Yeni asgari ücret zammı açıklandı
2022 yılı asgari ücrete yapılacak ek zammın belirlenmesi için Asgari Ücret Tespit Komisyonu dün ikinci kez toplandı. Asgari ücret zammının 1 Temmuz'dan itibaren geçerli olmasına yönelik karar Resmi Gazete'de yayımlandı #asgariucret #asgariücret #sondakika
Asgari ücrete zammı açıklandı. 2022 yılı asgari ücrete yapılacak ek zammın belirlenmesi için Asgari Ücret Tespit Komisyonu dün ikinci kez toplandı. Asgari ücret zammının 1 Temmuz’dan itibaren geçerli olmasına yönelik karar Resmi Gazete’de yayımlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan asgari ücrete yapılan ek zammı az önce açıkladı. ASGARİ ÜCRET ZAMMI NE KADAR OLDU? 2022 Ocak asgari ücrete yapılan yüzde 50…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tarimormanhaber · 2 years
Text
Kabine Yarın Toplanacak: Ana Gündem 3600 Ek Gösterge
Kabine Yarın Toplanacak: Ana Gündem 3600 Ek Gösterge
Cumhurbaşkanlığı Kabinesi yarın 3600 ek gösterge ve kira artışlarına yapılacak düzenleme gündemiyle toplanacak. Cumhurbaşkanlığı Kabinesi, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında yarın Beştepe’de toplanacak. Gündemin en önemli başlıklarından biri memur ve memur emeklilerini ilgilendiren 3600 ek gösterge düzenlemesi olacak. Kabine toplantısının ağırlıklı gündemini ekonomi oluşturacak.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ishaberi · 2 years
Link
0 notes
doriangray1789 · 3 months
Text
memur maaşlarına yüzde 50 zam gelecek diye neredeyse ta ağustos ayında açıklama yapıldı ve aylardır söyleniyor. hesap kitap hep ona göre yapıldı, tüik ‘de son iki üç aydır işi buraya bağlamak için uğraştı didindi sonunda oldu.. Ancak,
tüik’in hesaplamalarına göre yüzde 64,7 olarak 2023 yılı tüketici enflasyonu yüzde 129,4 dolayında hissedildi…
HİSSEDİLDİ..!?
maaş zammı alanlar hissetti.. böyle sağdan sağdan geldi.. cereyan yaptı..
Kardeşim son 20 yıldır verdiğiniz tek doğru rakam IBAN no oldu.. bir ara IBAN oğulları beyliğinde Yaşar gibiydik…kardeşim millet hissedileni de geçti, direk kanırttıran enflasyonla yaşıyor.
%129 dolayında hissedilen meğer %94 hissedilmiş…
t: ağam bizimle eğlenir tarzı bir itiraf.
Sen ne yaşadığını bilmiyormusun..! Çarşıya çıktığında elektrik sundoğalhaz ödediğinde alabilirsen üstüne başına bişeyler aldığında çok nadir de (- eğer yasaklanmadıysa-) olsa bir kültürel etkinliğe katıldığında çocuğunun okul masraflarında bunu yaşamıyormusun.. aldığın benzinden ödediğin vergilere kadar, bizzat yaşıyorsun .. NE HİSSEDİLENİ? Bas bayağı haşırttı blakport olarak hissetmiyormusun?
herkes tenis topu, soba borusu almıyor. Türkiye’nin en büyük sorunu gıda enflasyonudur. gıda enflasyonu yıllık %300’lerde.
kanıt isteyen var mı? simit, tavuk, et, çay vs fiyatlarına baksın istediği marketten…
değişik gelir gruplarının enflasyonu farklıdır. siz enflasyon sepetinde kiranın ağırlığını %16 tutarsanız, bu aylık 150 bin kazanan biri için doğrudur ama asgari ucretlide saçmadır, kim 2000 lira kira veriyor bu devirde? asgari ücretli gelirini çoğunlukla kira, temel faturalar ve gıdaya harcar; geçen sene en çok zamlanan kalemler de bunlardır.
tiyatro biletleri zamlanmamış olabilir, bu yüksek gelirli insanların enflasyonunu düşürür. gelir gruplarına farklı enflasyon sepeti uygulasalar takke düşer kel görünür, bu yüzden yapılmaz.
Ben işletme mezunuyum bankacılık yaptım şimdi cafe işletiyorum, sörf okulumuz, otel, rehabilitasyon okulumuz tamamı yurt dışına yönelik iç mimari işlerimiz var Eee bunları neden anlattım “burası linkedin” profesyonel fakirler yazar durur ya .. kardeşim ben bile bunları yazıyorsam maaşlı çalışan “bana hat bildiren” sen düşün diye yazıyorum.. iş ilanı açsam ilk önceden bana yorumlarda atıp tutanlar başvuruya gelecek…
dünyanın en kötü 5. enflasyonu bizimki.
bizdeki hesap "olacak o kadar" hesabı. şuna üç desek, elde var bir, hop 65 çıktı.
bunu ölçüp değerlendirecek, hesap edecek, net doğru sonucu verecek bir excel tablosu yok mudur? uluslararası standardı olmaz mi bunun? mesela: 10 lira olması gereken kutu süt 35-40 lira. demek ki enflasyon %135 %140, gibi.
tanım: doğru olarak ölçülemeyen şey hissidir.
Bu şöyle bişey değil ki: dışarı çıktım işaret parmağımı ıslatıp havaya kaldırdım, hava bana hisssi olarak soğuk geldi ama tam bilemedim…
Şimdi bu ali Cengiz oyununu anlamayan bir memur bir işçi var mıdır? Zam açıklanacak düşük enflasyon sonra hissedilen.. sendikalar desen.. ne diyimki nereden tutucan…
7 notes · View notes
seslimeram · 10 months
Text
Hep Eksik Kılınıyor Hayat!
Tumblr media
Didaktik, belirgin bir biçimde saplantılarla donatılmış, duraksamadan yok etmenin yolunu arşınlayan bir biçimde hayata kastın devam olunduğu bir zemindeyiz. İnsanlık mefhumu, insana ait olan hakkaniyet / hak ve hürriyet tanımlamalarının topyekun zehirlendiği, afaki bir biçimde görmezden gelindiği bir zeminin ortasındayız. Her yanımız simsiyah. Hemen her günümüz kapkaranlık. Dünden ağır bir şimdi, şimdiden teyakkuz halinde yıkımlar bir biçimde sınırlandırmalar üstünden ilerleyen, yok etmenin eşiklerini araya duran bir yerin hazin öyküsüdür mesele. Her şekilde hemen her anlamda, sıradanın hakkının, hukukunun alelade değil doğrudan milimetrik yıkıma terk edildiği zeminde mübalağa değil doğrudan yaşadığımız yerin halidir mesele, meselemiz.
Madun siyaset aktörlerinin hepsinin, hep birlikte ama en çok da baş efendi ve şürekasının suna geldiği yenilenmiş ülke şablonunda bu mesel olunan yıkımın / yok etme / çürütmeye dair pek çok örnek birlikte var edilir. Gündelik yaşam tahayyülünün açmazlara rehineliği bir yanda, toptancı bir zihniyetin artık vahamet sınırlarını da aşan sınırlama çabaları diğer yanda, her durumda o yok etme istemi sürekli güncel bir mesele kılınır. Belirsiz değil her anlamda doğrudan yinelenen haller / tahayyül ve pratiklerle birlikte o cürüm sahasına bir adım daha yaklaşılır. Yazılı, verili hakların ters yüz edildiği, ya hiç, ya yok sayıldığı kala kala bir avuç insani mefhumun savunusunun avuntu kabilinden bildirildiği yerde yıkımın her nereyi, her neyi kapsadığı zaten afakidir. Cürümlere tutunarak ilerleyen bir menzilde, salt rakamlardan ibaret görülen asgari ücretin güncellenmesi, memur, emekli maaşlarına doğrudan yapılmış müdahaleler bir iyileştirmeyi değil tam aksine, güncellendikçe daha da dipsiz bir karanlığı arşınlamayı mümkün kılar. Cerahat elinin, eline kan bulaşıp oturmuş o sermaye ile kotardığı vizyonsuz ülke pratikte zorun / ceberut olagelen bir sarmalın kendisi olarak güncellenendir. Budur artık yeni ülke, her dem daha ağır yıkımların sahnelendiği bir cerahat sarmalı.
Evrensel Gazetesinden aktaralım: “ENAG'ın yüzde 108,58 olarak açıkladığı yıllık enflasyonu TÜİK'in yüzde 38,21 olarak açıklaması üzerine KESK İstanbul Şubeler Platformu Cevahir AVM önünde "İnsanca yaşanacak ücret istiyoruz" şiarıyla basın açıklaması gerçekleştirdi. Tüm illerde ortak gerçekleştirilen basın açıklamasını İstanbul'da KESK İstanbul Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü Ayfer Koçak okudu.
"İyileştirme Gerçek Enflasyon Üzerinden Yapılsın"
Basın açıklamasında esnasında "TÜİK şaşırma, maaşımı aşırma", "Rakamlar sahte, yoksulluk gerçek", "Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz" sloganları atıldı. Basın açıklaması öncesinde konuşan Eğitim Sen İstanbul 1 Nolu Şube Başkanı Mesut Mike, "Maaşlarımızın yoksulluk sınırı üzerinde olmasını istiyoruz, bugün yoksulluk sınırı yapılan pek çok araştırmaya göre 34 bin ile 35 bin civarında. TÜİK'in açıkladığı enflasyon rakamlarının doğru olmadığını, bugün bize yansıyan yakıcı enflasyonun ise kesinlikle 100'ün üzerinde olduğunu görüyoruz, biliyoruz ve yaşıyoruz. O nedenle yapılan iyileştirmeler enflasyona ezdirilmeyecek deniyorsa zamların gerçek rakamlar üzerinden yapılması gerektiğini bir kez daha kamuoyuyla paylaşıyoruz" dedi.
"Büyümeyle Övünenler Refah Payını Emekçilerle Paylaşmıyor"
Koçak basın açıklamasına “Alanlardayız. Çünkü güvenli bir gelecek, güvenceli bir iş istiyoruz. Alanlardayız çünkü büyükşehirlerde 12 bin TL’yi aşan ev kiralarını karşılayacak gücümüz kalmadı” diye başladı. TÜİK’in hayat pahalılığını en az yarı yarıya düşük göstererek maaş artışlarımızı bir kara delik gibi yutmaya devam ettiğini ifade eden Koçak, “Yaşadığımız gerçek hayat pahalılığı ile ilgisi olmayan bu sanal rakamlar özellikle maaş zammı alacağımız dönemlerde daha da aşağı çekiliyor. Seyyanen yapılması zorunlu hale gelen artışlar bunun en büyük itirafıdır” dedi.
"22 Bin TL 55 Günde Bile Eridi"
Ülkeyi yönetenler tarafından yıllardır “işçiyi, memuru, emekliyi, asgari ücrete ezdirmedik” nutukları atıldığını vurgulayan Koçak, “Yandaş Memur-Sen yöneticilerinin her toplu sözleşmede iktidarın belirlediği hedef enflasyon rakamlarına imza atmasından bıktık. Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş bulunuyor. En yüksek ücreti alan kamu emekçisi maaşı dahi yoksulluk sınırı altında kalıyor” ifadelerini kullandı.
Koçak iktidarın seçimlerden önce verdiği “en düşük memur maaşı 22 bin TL olacak” sözünü hatırlatarak Türk lirasının sadece son 55 günde dolar karşısında %25 değer kaybettiğini ifade etti. AKP’nin her fırsatta büyüme rakamları ile övündüğünü vurgulayan Koçak, o büyüme rakamlarını emeği, alın teri ile yaratanlara, bizlere refah payı vermeye yanaşmadığını söyledi.
"Ağustos Ayında Ankara’da Olacağız"
Kamu emekçilerine seslenen Koçak, “Gelin yıllardır tekrarlanan bizi her geçen gün daha sefalete iten bu oyuna artık dur diyelim. Ne TÜİK’in sahte enflasyon rakamlarına ne iktidarın refah payı aldatmacasına kanmayalım. Yandaş basının müjde haberlerine itibar etmeyelim. Bugün sunulan 17.55 + 8077 seyyanen zam ile kamu emekçilerinin eline geçek olan gelir bugünkü yoksulluk sınırının dahil çok altında kalmaktadır” dedi. Toplu iş sözleşmesi süreci için bilerek kamu emekçilerinin tatilde olduğu ağustos ayının tercih edildiğinin altını çizen Koçak, tüm kamu emekçilerini Ankara’ya davet etti.
"İnsanca Yaşanacak Ücret İçin Mücadele Etmek Zorundayız"
Kamu emekçilerini, emeklileri yıllardır kaybettiren bu yoksulluk ve sefalet düzenine karşı insanca yaşayacak ücret, güvenceli iş, güvenli gelecek mücadelesinde omuz omuza vermeye çağıran Koçak, KESK adına talepleri yineledi:
* Bunun için en düşük kamu emekçisi maaşı temmuz ayı itibari ile eş ve çocuk yardımı, yoksulluk sınırının üzerine çıkarılmalıdır.
* Her üç ayda bir yoksulluk sınırında yaşanan artışa göre güncellenmeli, üzerine her çeyrekte yaşanan büyüme rakamları refah payı olarak eklenmelidir.
* Gelir vergisi birinci dilim oranı %15 ten %10’a düşürülmeli, yoksulluk sınırına kadar olan maaşlar-ücretler birinci vergi diliminde sabitlenmelidir.
* Seçim öncesi verilen kira yardımı, mülakatın kaldırılması sözlerinin gereği zamana yayılmadan hemen yerine getirilmelidir.”
Daimi bir biçimde kendi kötülük eşiğini durmadan güncelleyen bir zemindeyiz vesselam. Hiç kimseyi ezdirmedik lafzı döndürülüp, ısıtılıp aralıksız servis edilirken oluşturulan tüm o cerahatin her neye tekabül ettiği zaten başlı başına dile getirilenler ile anlatılmıştır. Bugünün ülkesinin dününden de ağır bir sınamayı, iyileştirme diyerek kaktırma çabasının vardığı düzlemin ne kadar hazin bir sonucu beraberinde getirdiği o eylemlerle çıka geleni, itirazı dikkatle baktığımızda gözler önüne serer. İktidarın yalan / riyayla birlikte kurduğu ve var ettiği ülke tiradının nasıl da boşa düştüğü gözler önündedir. Büyüme rakamları, bir biçimde var edilen muktedir ülke olma halleri, hiçbir surette yaşamda imkanları, olasılık, ihtimalleri bırakılmamış bir kesimi / büyük çoğunluğu sessizlikle kuşatır. Geçinmenin bir biçimde tamama erdirilip, lütfen var edilen iyileştirmeler karşısında anında gerisin geriye iptal olunmasının / heder edilmesinin mesel edilmediği bir yerde emekçilerin sesini kim, nasıl, nerede duyacaktır? Sahiden bunca bodoslamadan ilerlenen bir yok etme kültürünün, ekonomik çökertme halinin ortasında, bütünüyle var edilen imdat çığlıklarını kim nerede, ne zaman duyacaktır?
Düzenleme diye düzensizliğin, iyileştirme diye yoksunlaştırma hallerinin, gelir artırımı ve refah derken yerinde sayan bir eksiltmeyi reva gören, bunu sadece asgari ücretliye değil aynı zamanda kendisinin de oy deposu kıldığı / bildiği emeklilere de var eden bir düzlemde kim neyin hakkını, nerede ne zaman duyacaktır? “Önergelere göre yüzde 25'lik zam, daha önce 5 bin 500 liradan 7 bin 500 liraya yükseltilen en düşük emekli aylığına uygulanmayacak. Emekli zamları sadece kök aylıklara yapılacak. Buna göre örneğin kök aylığı 6 bin lira olup Hazine desteğiyle 7.500 lira aylık alan emeklinin 6 bin liralık kök aylığına yüzde 25 zam yapılacak.” Sonucunda dönüp dolaşıp, batmaya son sürat devam denilen bir menzilde iki gıdım hayat hakkını da çok görmeye devam diyenlerin elinde kalakalır ülke? Misal, hiçbir biçimde görünür kılınmayan, artık mevzu dahi edilemeyen o asgari ücretle / devlet memurunun asgarisi arasındaki uçurum bahsi ne açılır / ne söz hakkı ne de tek bir itiraza yer bıraktırılır. Ülke nüfusunun ekseriyetle ezici çoğunluğuna takdim edilen / eline kan oturmuş sermayenin vermemek için kırk takla atıp, vergisinden düşmeye gayret ettiği asgari ücretin kuş kadar kılınması mesel olunmaz, bu açık imdatları kim ne zaman duyacaktır ki sahiden?
BirGün Gazetesinden iliştirelim: “Temmuz ayı memur maaş katsayısındaki yeni düzenleme kapsamında artırılan sosyal yardım ödemeleri artırıldı.
Düzenlemeye göre, yaşlı aylığı 2 bin 348, yüzde 40-69 engelli aylığı 1874, yüzde 70 ve üzeri engelli aylığı ise 2 bin 811 liraya yükseltildi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, artışa ilişkin yazılı bir açıklama yaptı.
Göktaş, açıklamasında, "Yapılan yeni düzenleme sonrasında sosyal yardım programlarımızın aylık ödemelerini artışlı bir şekilde hak sahiplerimizin hesaplarına yatıracağız" dedi.
Dezavantajlı durumdaki bireylerin çeşitli hizmet ve sosyal yardım modelleriyle desteklendiğini ifade eden Göktaş, memur maaş katsayısında yapılan düzenleme sonrası sosyal yardım programlarının aylık ödemelerini artırdıklarını belirtti.
Bakan Göktaş, şunları kaydetti:
"Temmuz ayı memur maaş katsayısında yapılan yeni düzenleme sonrasında sosyal hizmet modelleri kapsamındaki yaşlı aylığı 1997 liradan 2 bin 348 liraya, yüzde 40-69 arası engelli oranına sahip vatandaşların aylığı 1594 liradan 1874 liraya, yüzde 70 ve üzeri engelli raporu bulunan vatandaşların aylığı da 2 bin 392 liradan 2 bin 811 liraya yükseldi. Diğer yandan 18 yaş altı engelli yakını olan vatandaşlara ödenen engelli yakını aylığı 1594 liradan 1874 liraya, hafif silikozis aylığı 3 bin 445 liradan 4 bin 50 liraya, orta silikozis aylığı 3 bin 938 liradan 4 bin 629 liraya, ağır silikozis aylığı ise 4 bin 388 liradan 5 bin 158 liraya çıktı."
Her şey ortadayken hangisini neresinden yazarsınız sahiden? Bütünüyle kafasını kuma gömülü tutmaya devam diyen hazirunun varlığı söz konusuyken şu yukarıdaki haberlerin hiçbir anlamı yok mudur? Sokağa çıktığınızda düşünmekten heder olup, dalgın dalgın bir yerlere yetişme telaşında olan insanlara bir tek olumlanabilir bahis açılabilir mi? Yok o iş sandığınız gibi değil denilebilir mi? Marketlerde, öyle on yıldız, beş yıldız, kocaman mega bilmem ne marketlerde değil, un ufak edilmiş hayatlarında hayatta kalmak için bir mücadeleye tutunanların ucuz ürünlerden hangisi daha ucuz bunu alabilmek için bile kırk kez düşünmesinin hesabını mesela kim fark edecektir? Bıraktık, içkiyi, sigarayı, bıraktık o dışarıda yemeği içmeyi, bir yerlerde bir konsere / tiyatroya / sinemaya gidebilmeyi bir tek kitap alabilmenin bile imkansız kılındığı yerde cehaletin yükseltilen duvarlarını bütün bu yoksunluğa dair kime neyi anlatabiliriz sahiden? Bir biçimde sınırlanan, daha da eksik kılınan, her defasında hizaya geçip emir erliğine devam etmesi beklenen, duraksamadan da oyuna talip olunup, yaşam sürmesi beklenen insanların hayatına tek bir iyileştirme sahi ama sahiden de söz konusu edilebilir mi? Markette parası kalmadığı için ketçap çalmaya çalışanı, bir biçimde ekmeğe katık edip onunla yaşayabilmeyi aklında gerekçelendirebilir mi yaygın medya soytarıları, sarayın palyaçoları, üç kuruşa onurlarını satanlar, şunlar ve dahi bunlar! Sahiden!
Didaktik, saplantılarla donatılmış, duraksamadan yok etmenin yolunu arşınlayan bir biçimde hayata kastın devam olunduğu bir zemindeyiz. Ezdirmedik halkımızı derken baş efendi bizatihi nereye yollandığımızı da göstere gelen günlerden geçmekteyiz. Kemerdeki sıkılacak deliğin kalmadığı, katığın ekmekten mülhem ağırlıkta olduğu bir ülkede fikriyat hep geri plana aksettirilirken çığ gibi yükselen faturalar mesela ezdirilmeyen yurttaşları hiç bildirmemektedir. Bütünüyle vergilendirme dilimlerinin tarumar edildiği bir yerde her harcamasını mahsup ettirip, vergi kaçıran mümtaz, müesses nizam asalaklarını mesela kim ne zaman görecektir? Beşli çete nam bir kolektifin memleketin her gününde ol yerli ve milliyi sömüre geldiği bir düzlemde, milletin a. koyacağız buyuranların var ettiği tüm o çürümenin hesabını kim verecektir mesela, sahiden? Devlete ödenen harçların en asgari yüzde elli küsur arttırıldığı, artık bir hayal kılınmış ülke içindeki takoz hiçbir işlemi tek bir kerede var edemeyen dandik telefonların yanında sahiden bir şeye benzeyen, hayır illa ayfon değil, x, y, z marka bir telefonun kayıt ücreti yüzde üç yüz otuz neye dayanarak arttılılır, kaçak şebekesinin başı zaten ak partili bir temsil iken misal! Sahiden yol nereyedir, her neresidir gidilen! Kesintisiz bir girdap halini alıyor koca memleket. Düşman addettiği kesimlerin var edemeyeceği bir ekonomik buhranı memleketin sahici, öz, yerli ve milli denilen evlatları var ediyor. Kış çok daha ağır şartlara gebe kılınırken bir mübalağaya gerek kalmazdan yaşam yağmalanırken, şimşek efendi, hafize hanım, bilmiyoruz kimler kimler için devletin kasası sonuna kadar açılırken, onca yağma var edilip durulurken yıkıma karşı el aman feryadını ne zaman ortaklaştırabileceğiz mesele budur. Tümüyle gemi su aldı, batmaya devam ediyor. Sahiden bunca badirenin ortasında bir imdat çığlığını ortaklaştırmak ne zamandır, iş işten geçmeden...
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2023
Görsel: Nicole TUNG – Bloomberg
2 notes · View notes