Tumgik
#evet tam da bu
visalilall · 1 year
Text
belki ölü bir şehrin öfkesi olan sinsi bir depremle belki de dözerin pençeleri arasında sıkıştığı için acıyla ya da bir kuş konduğu için çatısına merhametle yıkılmış olan yerleri görünce bakışlarım içime dönüyor harabelerde sürekli kendimi görüyorum
25 notes · View notes
kalopcia · 10 months
Text
çok tuhaf hissediyorum, sanki her an bir yerden fırlayıp irem şu konu hakkında ne düşünüyorsun adlı bir ses kaydı atacakmış gibi djcncmgkdlsl
2 notes · View notes
kimmkitsuragi · 1 year
Text
i will make one of my friends click the decline button i cant do that myself
#bay kemal lütfen kazansın ya#zor olması gereken kısmı atlatıp 1 milyon tele sahibi değilim diye önüme gelen offerı reddetmek çok koyuyor şu an#ve evet şaka değil okul + yaşama masrafı cidden yaklaşık 1 milyon tl oluyor keşke şaka olsa#sabahtan beri yapmam gereken şeye de odaklanamıyorum lmaoooo bi yandan mezun olmam bi yandan da gelecek için araştırma yapmam lazım#ama beynim kitlendi rip#bi de bi ara sandık görevlisi başvurusu yapacam#bunu da istiyorum ciddeb#annem de boşver okulunda kal veya o / d / t / üye git diyor jsdfhsfsh (tagde çıkmasın diye öyle yazdım)#okulumda kalırsam bi de üstüne para verecekler büyük ihtimal sigh. ama benim amacım farklııııı lol#+ + + bi de back up plan olarak iş bakmam lazım sighhhhhhh ben hiçbirine hazır değilim#hiçbir şey istemiyorum ya. orta maaşa haftada 7 gün çalışıp kendi hayatımı asla kuramayacağım gibi geliyor yeeeyyy#gelecekten korkuyorum. hakkında bir şey yapmam gerek ama çok stresli. bi de bi şey yapmaya çalıştım o da olmadı fhsdfshd#bakalım şimdi ne yapıcam#artık ağlamayayım yeter#her konuda fazla kırılganım bence ya. ofiste herkes 6 veya 7 gün çalışıyordu yani sanki sadece benim için zor olacakmışgibi davranıyorum lol#+ mesailer tabi ki. adam literally ofiste sabahlamıştı proje bitsin diye. herkes için bu normal mi yani? :p#tam böyle üzgün üzgün düşünürken tip ve erkan bey aklıma geliyor mal mısın tabii ki normal değil ve normal gibi davranılmamalı diyorum aksdh#cidden bakalım ne olacak gelecekte ya#salak salak işler için haftada 60 70 saat çalışmak istemiyorum sadece ya#ama dediğim gibi herkesin hayatının gerçeği bu#ama mal mıyız biz neden buna okey oluyoruz#gibi gibi sorunlar lol#🗒
2 notes · View notes
filyiyenzurafa · 12 days
Text
Yarın mavili bi kombin yapmayı düşünmüştüm ama şu sıralar mavi asla ruh halim değil ve yarın bi lacivert eyeliner patlatasım var simdi mavi boncuk gibi dolasmayalım etrafta başka kombin dusuneyim ben
0 notes
irtifuck · 10 months
Text
Bu geri zekâlıların Vefa'nın öldüğü şarkıyla yarışmaya katılmadığını söyleyin bana.
Ben Cemre öldükten sonra izlemedim gerçekten her şeyi sonradan öğrendim.
Tumblr media
1 note · View note
Text
Otobüste Elime Verdi! (Meltem 24 Y., Adana)
Herkese selamlar, ben Meltem, 24 yaşındayım. Güzel olduğumu düşünüyorum. Adana'da yaşıyorum ve 3 yıldır evliyim. 2 yaşında kız çocuğum var. Kocamı çok seviyorum, ama azgınlığımı durduramadığım için onu aldatmak zorunda kaldım. Bankacıyım ve 2 ayda bir eğitim için İstanbul'a gitmem gerekiyor. Yine eğitim için İstanbul'a gidecektim, ama uygun uçak bileti bulamamıştım, o yüzden otobüsle gitmeye karar verdim. İnternetten bilet aldım ve kocam beni otogara bıraktı.
Otobüse koltuğuma oturmak için bindim, ama yan koltuğumda bir erkeğin oturduğunu gördüm. Hemen inip bilet ofisine, "Ben bayan yanı almıştım, ama yanımda bir erkek oturuyor!" diye şikayetçi oldum. Onlar da, "Kusura bakmayın çok yoğunluk var, bütün seferler dolu, beyfendinin de acelesi varmış!" deyince artık yapacak birşey yoktu, adamı otobüsten indirtmem yanlış olurdu. Hem zaten ben bu tarz şeylere de karşıyım. Ama aylardan Temmuz ve Adana yanıyordu, ben de altıma kısacık şort giymişim ve tanımadığım bir erkeğin yanında 12 saat öyle yolculuk yapacaktım.
Neyse, bindim otobüse. Selamlaştık. Bana, "Kusura bakmayın rahatsız ettim sizi. Üniversite öğrencisiyim, ailemi ziyarete geldim, sınavlara yetişmek için sağolsun yardımcı oldular." deyince, bana karşı bu nazik ve hoş tavırları çok hoşuma gitmiş, biraz da olsa rahatlamıştım. İlk bindiğimde fark etmemiştim, ama çok yakışıklıydı. Adana'dan çıkana kadar sohbet ettik. Adı Cem idi ve sohbeti, konuşması beni çok etkilemişti. Kocamla lisedeyken tanışmıştım ve benim ilk erkek arkadaşım olmuştu. Lise sonrası evlenmiştim onunla ve onun dışında daha önce hiç ilişkim olmamıştı. İş yerindeki müşterilerim hariç, ilk defa yabancı bir erkekle bu kadar uzun hoş sohbet ediyordum. Sebebini bilmiyorum ama Cem'e kanım kaynamıştı.
Sohbet esnasında parmağımdaki yüzüğü görünce, "Evli misin?" diye sordu. "Evet!" deyince şaşırdı. Ben, "Ne olduuu? Niye şaşırdınnn?" deyince, "Senin gibi biri nasıl hemen evlenmiş!" dedi. Ben de, "Benim gibi derken?" dedim. "Güzel ve kültürlü biri!" dedi. Ben de, "Niye, aşık olmuş olamaz mıyım?" diye sorunca, aşka inandığını, ama evlenmeye karşı olduğunu, bir imza ile birine bağlanmanın ve ömrünün sonuna kadar onunla olup ona sadık olmayı kabul etmediğini söyledi ve "Herkes istediği kişiyle birlikte olabilir!" dedi. Bu söz beni etkilemişti ve Cem'den anlaşılmaz bir şekilde hoşlanmaya başlamıştım.
Biraz daha sohbet edip, "Yorgunum!" dedim ve uyumak için gözlerimi kapattım. Birkaç saat sonra gözlerimi açtığımda, başımı Cem'in omzunda ve ellerimi de onun kucağında, hatta bir elimin şortunun (Yarağının!) tam üstünde olduğunu fark edip hemen toparlandım. Utancımdan kıpkırmızı olmuştum. Güldü ve "Sorun değil, ben rahatım, uzanabilirsin!" dedi. Ben, "Dalmışım kusura bakma!" deyince, bir elini bacağıma koyup, "Gerçekten sorun yok!" dedi. Gözlerimle eline baktım ve o da hemen çekti elini. Ama bu olay beni biraz azdırmış, Cem'in elinin bacağımda olması çok hoşuma gitmişti. Hatta elini çektiği için resmen üzülmüştüm. İçimden, beni okşadığını, öptüğünü, hatta siktiğini bile hayal ediyordum. Bir yandan da kendi kendime (Kendine gel kızım, evlisin sen, aklından çıkar böyle şeyleri!) diyordum.
Gözlerimi kapattım, uyumaya çalışıyordum, ama sürekli aklım ondaydı, hep beni sikerken canlandırıyordum kafamda. Bir süre sonra azgınlığım mantığımın önüne geçmiş ve isteyerek başımı tekrar onun omzuna koymuştum. O da omzunu iyice yaklaştırmıştı. İkimizden de çıt çıkmıyordu. Ben elimi tekrar onun şortunun üzerine koyunca, kulağıma eğilip, "Rahat ol!" dedi ve saçlarımı okşamaya başladı. Benden ses çıkmayınca da elini tekrar bacağıma atıp okşamaya başladı. Çok zevk alıyordum. Bir eliyle bacağımı yukarı çekti ve ayaklarıma kadar her yerimi okşamaya başladı ve ben de biraz daha sokuldum ona. Elim halen şortunun üzerindeyken yarağının kalktığını hissediyordum. Diğer eliyle elime bastırdı, yarağını şortunun üzerinden elimin içine verdi. Ben biraz elimle oynadıktan sonra kafamı kaldırdım ve sağa sola baktım, acaba gören falan var mı diye. Bana, "Merak etme, herkes uyuyor!" dedi. Ben de tekrar kafamı göğsüne yasladım. Cem bu sefer yarağını şortundan çıkarıp elime verdi. İtiraz etmeden yarağıyla oynamaya devam ettim. O da elini amıma götürmüş okşamaya başlamıştı.
Artık zevk sarhoşu olmuştum. Kafamı kaldırdım ve yüzyüze geldik. Gözlerine arzu dolu bakıyordum. Bana iyice yanaştı ve yanaklarıma, dudaklarıma öpücük kondurmaya başladı. Kulağıma, benim çok güzel olduğumu ve İstanbul'a gider gitmez beni eve atıp tüm gün sikmek istediğini söyledi. Ben ses çıkarmıyor ve öpücüklerin keyfini çıkarıyordum. Bir an önce İstanbul'a varmak ve dediği gibi tüm gün beni sikmesi için sabırsızlanıyordum. Herkes uyanana kadar biz elleşip öpüştük.
Sabah saatlerinde İstanbul'a vardık. Taksiyle hemen evine gittik. Kapıdan girer girmez öpüşmeye başladık. Beni kucağına alıp odasına götürdü. İkimiz de çabucak soyunduk. Yatağa uzanınca heryerimi yalayıp öpmeye başladı. Amımı çılgınca yalıyor, beni deli ediyordu. 69 olduk ve ben de onun sikini ağzıma alıp ona sakso çekmeye başladım. Sonra çekmeceden kondom alıp sikine taktı. Beni altına aldı ve sikini amıma yerleştirip pompalamaya başladı. Beni inlete inlete sikiyor, bana zincirleme orgazm yaşatıyordu. Ben de, "Durma, sik beni aşkım!" diyordum.
Bir süre sonra beni domaltıp amımı sikmeye devam etti. O pozisyonda amımı sikerken parmakları sürekli göt deliğimde geziniyordu. Parmağını götüme sokup, "Aşkım götünü de sikmek istiyorum!" deyince, "Kocam beni oradan hiç sikmedi! Kısmet seninmiş, sik aşkım!" deyip ona onay verdim. Hemen gitti banyodan şampuan getirdi ve iyice götüme yedirdi. Ben kıvranıyor, "Hadi sok artık!" diyordum. Götüm ilk defa sikileceği için hepsini sokana kadar epey bir uğraştı. Önce yavaş, sonra hızlı şekilde götümü sikmeye başlamıştı. İlkin acı çektim, ama sonradan aldığım zevk o acıya değmişti...
Sözde İstanbul'a Cem sınav için, ben de eğitim için gelmiştim, ama sınavdan ve eğitimden artan sürede iki gün boyunca evden çıkmayıp sürekli sikiştik. Artık her eğitim için İstanbul'a gittiğimde sevgilimin yanında kalıyor, ona karılık yapıp dönüyordum. Hatta bazen eğitim yokken bile, kocama, "Yine eğitim var!" diyerek yalan söyleyip İstanbul'a kaçıyor, kendimi Cem'in kollarına bırakıyorum!
160 notes · View notes
tipitip213 · 2 months
Text
Libyadaki Amcamın Karısını ve Körpe Kızını Siktim!
Slm, ben İzmir'den Anıl. 23 yaşımdayım. Size anlatacağım olay bir yıl önce başladı ve halen de devam etmekte. Yengem Zeynep 45 yaşında, kapalı, muhafazakar, 1.65 boylarında, biraz tombul, iri memeli, harika oval kalçalı bir kadın. Yengemin kızı Gamze ise 17 yaşında, harika vücut ölçülerine sahip, portakal büyüklüğünde memeleri, inanılmaz kıvrımlı kalçaları ve beli olan, fıstık gibi diye tabir edilebilecek, tam çıtır bir kız. Ben ergenliğimin ilk dönemlerinden beri yengeme hastayım, hep yengemi düşünüp 31 çekerdim. Hangi kızı sikersem sikeyim, en son postayı yengemi siktiğimi hayal ederek sikerdim.
Bundan bir yıl önce Elektrik Tesisatçısı olan amcam Libya'ya çalışmaya gidince, yengemle kızı Gamze yalnız kaldılar. Evimiz 2 katlı, üstte biz, altta amcamlar oturur. Geçen kış, fırtınalı bir günde Gamze yukarı geldi ve beni çağırdı. Fırtınadan dolayı zangır zangır titreyen Alüminyum pencere ve kapı doğramalarının çıkardığı seslerden korkmuşlar, "Bizde kalır mısın?" dedi. Alt kata indiğimde yatağımı hazırlamışlardı bile. Hepimiz sobalı odada yatacaktık. Oda gayet genişti, ama yataklar yine de bitişik serilmişti. Yengem, "Anıl sen ortamızda yat, korkuyoruz!" dedi. Ben de, "Tamam yenge!" dedim. Herkes gecelğini giydi ve yataklarımıza girdik. Tam o sırada birden gök gürüldedi, kapı pencere sallanmaya başladı. Yengemle kızı hemen bana sarıldılar. Ama öyle bir sarıldılar ki, o an ben de onları kendime çektikçe çekesim geldi. Gamze, "Abi ben sana sarılıp uyuyacam!" dedi. Gamze aklımda hiç yoktu, "Tamam!" dedim. Gamze bana sarıldı, yattık uyuduk.
Bir ara uyandım. Ben hep sağıma doğru uyurum. Sağımda yatan yengemin üzeri açılmış, geceliği küloduna kadar sıyrılmıştı. Benim yarrak bir anda oldu fişek. Odanın karanlığında yengemin bembeyaz külodundan gözümü alamıyorum. Bu yüzden gözümde bir damla uyku da kalmadı. Dayanamadım ve yengemin hayallerimdeki kalçalarına hafifçe dokunmaya başladım. Bir iki dakika usulca okşadım, külodunu falan kenara kaydırdım. Aynı anda sikimi okşarken ani bir refleksle sıkıvermişim yengemin poposunu. Yengem irkilince ürktüm ve hemen yorganı kafama çektim. Aralıktan baktım, yengem geceliğini aşağı indirmiş, yorganı üzerine çekiyordu ki, benim yorganımın da çekili olduğunu gördü ve duraksadı. Sonra tekrar açtı yorganı ve sıyırdı geceliğini, kalçasını iyicene uzattı bana doğru. Ben çekinerek üzerimdeki yorganı açtım. Baktım yengem uyuyormuş gibi hareketsiz yatıyordu, ama poposunun arasına iyice girmiş küloduyla götü tüm ihtişamıyla sikimin tam hizasında duruyordu...
Elimi hafif hafif yengemin kalçasına dokundurdum. Yengem kalçasını kıvırır gibi kıpırdamalara başladı. Ama bende inanılmaz çekince ve korku vardı. Evet yengemi sikmek içi yanıp tutuşuyordum, ama yengem o kadar tutucu biriydi ki, herhalde amcama bile ayda bir siktiriyordur diye düşünüyordum. Amcam çok zayıf ve pısırığın biri, yengem verse de sikemiyordur diye düşünüyordum nedense...
Birden cesaretlenerek yengemin külodunun kenarından taktım parmağımı ve külodunu hafifçe aşağı sıyırmaya çalıştım. Baktım yengem yandan kalçasını kaldırıyor, bunu görünce yengemin de istediğinden iyice emin oldum ve diğer elimi de attım, bir çırpıda çıkardım yengemin külodunu. Koklayıp yastığın altına koydum. Mis gibi kokuyordu yengemin külotu. Artık yengemin o muhteşem götü ve ballı kara kutusu çırılçıplak karşımdaydı. Bir anda tuttum yengemi ve kendime çevirdim. Yengemle göz göze geldik. Yengem (Devam et!) dercesine kapadı gözlerini. Hemen yengemin dudaklarına yumuldum. Yengemle deli gibi öpüşmeye başladık. Yengem kulağımı öperken, "Çok yavaş! Gamze uyanmasın!" dedi. Sessizce, "Tamam yenge!" deyip yengemin geceliğini ve sütyenini çıkarttım. Yengem başörtüsünü çıkartıyorken ben engel oldum, çıkarttırmadım. Belki fantazi, belki yasağın cazip gelmesi, ama ben yengemi kafasında başörtüsüyle sikmek istiyordum...
Yengemin göğüsuçları kapkaraydı. Uzun uzun yaladım yengemin memelerini, yanaklarıma değdirdim, sıcaklığını hissettim iliklerimde. Sonra yalaya yalaya yengemin amına doğru indim. Hafif tüylü ama gür olmayan kıllarla kaplı amını ritmik dil hareketleriyle ağzımda helva kıvamına getirene kadar yaladım. Yengem şelale gibi akıttı zevk çeşmesinin şifalı sularını ağzıma. Yengemin orgazm olup ağzıma boşalması tarif edilemez bir duyguydu. Amının sularını yaladım yuttum...
Yengem kısık sesle, "Sok!" diye yalvarırken, yengemin küçük ağzına bileği kadar kalın yarrağımı dayadım, yalamak istemedi, ittirdi, ağzını kapadı. Yengeme, "Eğer seni sikmemi istiyorsan yala!" deyince mecburen açtı o güzel ağzını ve yalamaya başladı demir kazığımı. Yengeme fazla ızdırap çektirmeden ağzından çıkardım yarrağımı ve bacaklarını omzuma alarak dayadım birtanecik yengemin bebeksi amcığına. Alev alev yanan amcığın duvarlarına temas ettiğinde resmen kavruldu, yandı yarrağımın mantar kafası. Ben yengemin gizli tapınağını yavaş yavaş keşfederken, yengem de yorganı ağzına alıp inlememek için kendini zor tutuyordu. Yavaş yavaş hızlanarak Git-Gel'lere başladım ve yarrağımın tümünü yengemin amında kaybettim. Hızlı hızlı pompalamaya başladım. Tanrım, hayal mı bu diye düşünürken, hızlandıkça hızlandım. Yengem sürekli boşalıyor, zevk suları taşaklarımdan ve bacak arasından süzülüyordu...
Ben de boşalmaya hazırlanırken birden inanılmaz bir gök gürültüsü, ardından içeriyi aydınlatan bir şimşek ve annesini Bacak-Omuzda sikerken bizi gören Gamze, "Anneeee! Bravo! Babamı, onun en sevdiği yiğeniyle, hem de kızının yanında aldatıyorsun!" dedi. Yengem altımda kıvranırken, "Kızım sen büyüdün artık, biliyorsun ki benim de ihtiyaçlarım var, baban gideliden beri amım alev alev yanıyor. Sağ olsun Anıl abin beni ellerin pis yaraklarına muhtaç etmedi, ateşimi söndürüyor. Zaten bu akşam ilk defa sikiştik. N'olur babana birşey anlatma, ne istersen yaparım güzel kızım!" derken, ben de, "Evet Gamzeciğim, ne istersen yaparız!" diye destekledim yengemi. Bunu duyan Gamze, "Madem ne istersem yapacaksınız, ozaman ben de size katılacağım!" deyiverdi.
Yengem, "Olmaz kızım, sen bakiresin, kesinlikle olmaz!" dedi. Gamze de, "Ozaman derdinizi babama anlatırsınız!" dedi. Ben yengemin kızını sikmeye dünden razıydım. Yengem istemeyerek te olsa, "Amdan olmaz! Amdan yalayabilir sadece! İlla kendini siktirceksen, götünden siksin Anıl abin!" dedi. Gamze hemen, "Tamam!" dedi ve çırılçıplak soyundu. Ben de yengemin üzerinden kalkıp lambayı açtım, bu güzellikleri daha net görmek istiyordum. Hemen Gamze'nin o körpecik ve kaymak gibi amını yalamaya yumuldum. Yengeme, "Zeynep gel sen de yarrağımı yala!" dedim. Yengem kendisine ismiyle hitap etmeme bozulmuştu, "Hemen Zeynep mi olduk şimdi?" dedi. "Eee bir kere yedin artık bu yarrağı Zeynepciğim!" dedim. Yengem yarağıma yumuldu ve yalamaya başladı, ben de kızı Gamze'nin amını pamuk helva gibi yaptım altımda yalayarak. Sonra çevirdim Gamze'yi, domaltıp göt deliğini yalamaya ve içine dilimi sokmaya başladım. Götüne bir parmağımı sokmaya başladım ki, Gamze hafif bir çığlık attı. Yengem hemen, "Bak gördün mü kızım, bir parmağı alamadın, o koca yarrağı nasıl alacaksın o küçücük götüne?" dedi. Gamze de annesine, "Sana ne! Sen amına nasıl aldıysan, ben de götüme öyle alacam!" diyerek, bana da, "Sen devam et canım abim!" dedi...
Ben Gamze'nin götüne iki parmak, üç parmak sokmaya başladım. Yengem, Gamze vazgeçer diye beklerken, Gamze'de çıt yoktu. Yengem artık kızının götten siktireceğine kanaat getirince, gitti yatak odasından Vazelin aldı geldi ve kızının götüne sürmem için elime tutuşturdu. Yengeme, "Ne o? Amcam seni götünden de mi sikiyor?" dedim. "Yok nerdeeee? Benim götüm de bakire!" dedi. "Tamam onu da sikeriz, merak etme!" dedim. Vazelini Gamze'nin götüne ve yarrağıma bolca sürdüm ve kafasını Gamze'nin göt deliğine dayadım, biraz ittirdim. Gamze'den, "Immm!" diye bir ses çıktı. Sonra biraz daha yüklendim ve kafasını soktum. Ama götünün deliği nasıl dar bir delik ki anlatamam, sikimi sıkmaktan mosmor etti. Daha fazla dayanamadım bir kez daha yüklendim, taşaklarım yapıştı Gamze'nin götüne. Gamze acıdan bayılmış gibiydi ve bağırmamak için kendini zor tutuyordu. Yengem kızını okşayarak acısını dindirmeye çalışırken, sıranın da biran önce kendisine gelmesini bekliyordu. Ne de olsa artık rahat rahat sikşebilecekti benimle...
Ben başladım Gamze'nin götünde gidip gelmeye. O kadar dardı ki, 2-3 dakika siktim sikmedim, volkan gibi patladım Gamze'nin götüne. Tam 5 dakika fışkırdı yarrağımdan döller Gamze'nin götüne. Biraz önce yengemi sikerken Gamze yakalayınca boşalmadan çıkmanında etkisiyle deli gibi boşaldım. Yarrağım küçülene kadar Gamze'nin götünden çıkarmadım. Sonra çıkardım ve banyoya gittim yıkadım geldim. Gamze yorganı çekmiş üstüne, yüzüstü ölü gibi yatıyordu. Yengem ise aç kurt gibi ölü yarrağıma ve sarkık taşaklarıma bakıp, (Ben bunu diriltir, bir güzelde suyunu sıkarım!) der gibi iç geçiriyordu.
O gece amcamın kapalı karısını 2 posta daha amından ve altın vuruşla 1 posta da bakire götünden siktim. Amcam bana kızmasın, hatta kıymetimi bilsin, yoksa karısı az daha orospu oluyormuş, yaraksızlıktan yanıyormuş ki ben yetiştim imdadına ve yiğenlik vazifemi yaptım. Ne de olsa amcam onları bana emanet etti gitti :)
Yengem ve körpe kızıyla sikişmelerim halen devam ediyor. Şimdi gidip yengem gelmeden çıtır Gamze'nin kaşınan götünü sikmem lazım, zira beni kızından kıskanıyor yengem olacak orospu :)
[Anıl]
Alıntıdır…
152 notes · View notes
layezalll · 5 months
Text
07 Ekim pazar 03.44
Yalnızlığı daha çok hissettiğim ve bir böcek gibi kendi kabuğuna çekildiğim o kuytu geceler.
Neden hep gecelerdir insanı düşünceler denizinde yüzdüren.
Neden hep gecelerdir unuttum dediklerimi denizin dibinden çıkarıp bana geri getiren.
Neden hep geceler hatırlatır yaşadığım ama izi kalmış acılarımı…
Sevinçlerimi…
Mutluluklarımı…
Hepsi birer inci gibi çıkar kumsallara.
Ben istemesen de vurur gecenin dalgaları bir bir yüzüme
Senin yalnızlık adını verdiğin kıyılarına…
Sabaha gene unutursun.
Bir koşuşturmaca.
Hayatın kargaşası derken gelmez aklına…
Ya yeni gelen gece?
Geceler niye böyledir bilir misin?
Çünkü insan başını yastığa koyduğunda…
O sessizlikte Tüm kentin uyuduğu o vakitte hisseder insan yalnızlığını.
En çok o zaman hisseder.
İşte bu yüzden geceler seni bana hatırlatır.
Sadece seni de değil.
Yaşanmış ya da yaşanmamış tüm aşkları…
Mutlu olduğum anları, kızgınlıklarımı, bir çiçek gibi solduğum zamanları…
Kimi zamanda ilkbaharın yağmurlarıyla açıp pembelikleriyle kendisini hayran bırakan o güller gibi güldüğüm mutlu olduğum zamanları.
Çocukluk anılarımı bunları çoğaltmak mümkün…
Yorganı üzerime çekip başımı yastığa koyduğum o vakitlerde…
Hele bide uykumda kaçmışsa, işte o zaman rüyalara dalana kadar bir düş filmi oynar odamda.
Görüntüler canlanır aklımda bir bir geçer yaşadıklarım gözümün önünden.
Tek kişilik nostaljik bir sinema. Konusu benim dünyam ve dünyamın unutulmazları..
Kendimce kararlar alırım bazen bu düşünceler denizinde yüzerken.
bundan sonra şöyle, bundan sonra böyle olacağım"gibisinden cümleler kurarım.
Kimi zaman pişmanlıklarım bir kaç damla gözyaşı olur akar kalbime…
O derin sessizlikte, kimi zamansa yaşadığım mutlu anlar birer tebessüm olur yüzümde…
İşte kimi geceler acı tatlı karışık bir film oynar odamda, duvarlarımla…
Eşyalarımla kısacası en sırdaş arkadaşlarımla izlediğimiz.
Sonra ben yorumlar yaparım onlar da güzel güzel dinler beni.
Biliyorum herkes böyle.
Herkesi götürür geceler derin düşüncelere, hayallere…
Hayaller büyüdükçe azalır mı peki?
Evet azalır.
Çünkü sen büyüdükçe içinde çocuk yavaş yavaş ölmeye başlar.
Hayallerinde seni çocuksu bir dünyaya götüren en güzel oyuncakların değil miydi onlarla mutlu olup.
Onlarla gülümsediğin ama hiç bir zamanda hayallerin tam anlamıyla bitmez.
Sen nefes aldıkça mutlaka ceplerinde bir umudun ve hayalin yer alır.
Sana anlam katar..
hiçbir zaman hayallerinizden vazgeçmeyin .
Hayat önüne duvarlar örmeye çalışsa da Siz de kendi merdiveninizi kurun ve çıkın basamaklarından…
Hemen olmasa da çok geçte olsa mutlaka o duvarın arkasındaki güneşe ulaşıp.
Güneşe gülümseyin
bu güne kadar bir çok hata yapmış olabilirsiniz
Ama hiçbir zaman geç diye sözcük yer almamalı hayat sözlüğünüzde
Umut,sevgi hep bu sözlükte yer almalı
Bundan sonra üzüldüğünüzde kalbinizden hem beyaz mendilini çıkartıp gözyaşlarınızı elleriyle silecek insanları dünyanıza  yerleştirin
ve değerini her zaman bilin
Size yakın olan cana siz de yakın olun
Sarın kalbini incelikle
Tutun ellerini sımsıkı bu uzun gibi görünen ama 40 yılını şu kısacık hayat yolunda
İşte bunlarda bu gecenin bir yorumudur bu gecenin hisleriydi hayalhanemde
Bu geceden hayat defterime düşen notlardı.
156 notes · View notes
siyahtanbiiradam · 4 months
Text
Hani bazen "neden yaşıyoruz ki, amaç ne" tribine girer ya insan, herkes gibi bana da olmuştu. Tam tarih veremesem de önemli olan bu değil zaten. Şöyle ki; o anda ben sadece hayattaki güzel anlar için yaşadığımı fark ettim. Mutlu olduğum, bir şey başardığım, güldüğüm, eğlendiğim anlar. Sonra o güzel anları düşündüm, hangi sıklıkla güzel şeyler oluyordu hayatımda? Sanırım pek sık sayılmazdı. Tanıyorum kendimi az çok. Öyle mutlu olmak için kocaman mutlulukları beklemem. Ufak şeyler de sevindirir beni (herkese olduğu kadar), ama buna mutluluk demek kelimenin içini boşaltır biraz. İnsanın mutluluğu kendi içinde bulabileceği safsatalarına inanmam şahsen. Yok yani, bildiğin aldatmaca. Biraz kafası çalışan mutsuzların, mutluymuş gibi hissetmek için uydurdukları yöntemler, gerçek mutluluğun önünü tıkayanlar bir bakıma. Mutluluk dıştan gelen etkenlerle tetiklenen sonra da bünyenin mecburen verdiği bir tepkidir bana göre. Yine de bilimsel dayanağı yok, şu an uydurdum. Şimdi bakıyorum hayatıma, şöyle bir genel tarıyorum. Güzel şeyler var elimizde, efendim iyi okul, tam iyi diyemesek bile bir aile, iyi bir kaç arkadaş. Ama bunlar artık sindirilmiş şeyler. Mutluluk cepten yemek değildir, olmamalıdır. "Ne güzel her şey yolunda, hayat çok güzel" kandırmacasına doyuyorsun bir şeyden sonra. Her şey yolunda değil aslında, her şey sıradan. Depresif belirtiler gösterdiğimi fark ediyorum bazen. Tabi bunu kendi başıma keşfettiğim için yanılma payı da bıraktım. Olmaya da bilirim. "hayattan sıkıldım" çerçevesinde bir şeyler yazacaktım. mutluluktan girdim, çıkamadım bir yerden. Evet Mehmet Pişkin’e geldik. Uzun zamandır tasarladığım hayalimdeki şeyi yapmış adam. Kullandığı cümleler, motivasyonu, düşünceleri ve realizmiyle adeta kendimi ekranda izliyormuş gibi hissettim. Tam aklımdaki şey buydu aslında ve kendisine aşk olsun, benden daha önce davrandığı için. İnsanoğlunun bütün bu gerzek çırpınışlarına ve bir zavallı gibi mutlu rolü yapmaya çalışmasına inat, göte göt demiş ve gitmiş. Mutsuz olduğu her halinden belli ve bununla yüzleşebilecek kadar cesur. Her gün, bıkmadan usanmadan mutluluk rolü yapanlara ve mutsuz olduğunu anlayamayacak kadar moron olanlara inat. Hangimiz kaçıp gidebilme cesaretini gösterebiliriz bu adam gibi? Aslında hayat çok güzel bak kuşlar çiçekler böcekler zırvalıklarına kanmadan hepsine bir siktir çekip gidebiliyoruz? Birçok insanın cesaret edemediği şeyi gerçekleştirmiş, hayatına son verme hakkını kullanmış. İnsan için en iyi ikinci şeyi bir parça geç de olsa kendi isteğiyle yerine getirmiş, iyi de yapmış. Ve açıkçası şanslı bir ölüm olmuş onun için. Herkes, istediği şekilde, son kez bir kadeh şarap, bir sigara içerek ve en önemlisi en sevdiği şarkıyı son kez dinleyerek ölemez. Ve belki bu kadar zaman niçin dünyada var olduğunu öğrenmiştir ölünce. “İnsan için en iyisi hiç doğmamış olmaktır. ikinci en iyi şey ise hemen ölmek." Siyahtanbiiradam olarak eski hesabımla birlikte yaklaşık 6-7 yıldır buradayım. Bu platformda çok güzel dostluklar edindim çok güzel insanlar tanıdım eğer bilmeden istemeden birinizin kalbini kırdıysam af ola. Hep beraber, bir şeyler denemeye devam. Hoş çakalın aşkla yaşayın çok güzel olsun hayatınız. Genellikle derin bir ıstırap içinde olsam da içimde hâlâ sükûnet, kusursuz düzen ve ahenk var. Çiçekler solar, kitaplar biter, şiirler olur, bana da elveda demek düşer. Zamanınızı çaldığım için özür diliyorum.
135 notes · View notes
murat-o41 · 9 days
Text
KARIMIN YAŞLI SIKICISI 2
Rıza abilerin bahçesine ailecek gitmiş ve mangal yapmıştık. Rıza abi tuvaletten karıma Mesaj yazmıştı bende okuyordum. Mesajda, Kıçına çok yakışacak bir kırmızı bir don aldım, şuan üzerini döllüyorum birazdan gel ve bunu giy, şu an kıçındakini de çıkararak aynı yere bırakı ver? diyordu.Doğrusu Rıza?nın taktiği beni çok azdırmıştı, Rıza tuvaletten geldikten bir süre sonra eşim yerinden kalkarak bana canım ben bir lavaboya gidiyorum çocuklara bakar ol uzaklaşmasınlar dedi. Bende merak etme canım dedim. Eşim giydiği dar kot pantolonlu kıçını kıvıra kıvıra tuvalete Rıza?nın döllediği hediyesini kıçına geçirmeye gitti. Eşim tuvalete gittikten sonra mesajları kontrol ettiğimde Eşim, Rıza?ya ?amma döllemişsin vıcık vıcık nasıl giyerim bunu ya pantolondan belli olursa? şeklinde mesaj çekti. Rıza da cevap olarak ?fazlasını temizlersin orospu? şeklinde talimat verdi.Heyecandan yerimde duramıyordum. Eşim yine kıvıra kıvıra geldi. Eşimin kıçına Rıza?nın döllediği külotu giydiği düşüncesi ile ben de hemen tuvalete gidip, eşimin sabah giydiği külotu çamaşır dolabında buldum ve koklayarak mastürbasyonla rahatladım. Tam o esnada Rıza?dan eşime mesaj geldi. ?o fazla dölleri kıçına akıtmak isterdim? diyordu. Eşim ise ?fazla dölleri ne yaptığımı birazdan kocamın yanında sözlü olarak söyleyeceğim? dedi.Yemek yendiği esnada eşim Rıza?ya ?Rıza abi valla ellerine sağlık çok lezzetli olmuş, vallahi balıkları yemedim resmen yuttum? dedi. O an eşimin Rızanın fazla döllerini ne yaptığını anladım.Rıza bir süre sonra tekrar tuvalete gidip oradan bu sefer, eşimin çamaşır dolabına bıraktığı külotunu sikine sarıp çektiği fotoğrafı göndererek donunu sikimde taşıyacağım bugün diyordu. Faaliyetin esnasında bol bol foto çekilmiştik. Fotoğraflardan birkaç tanesinde Eşim, Rıza ve Benim de olduğu fotoğraflar facebook?a koymuşlardı. Eşimin giydiği döllü külot ve Rıza?nın sikinde eşime ait donla çektirdiği fotoğraflardan birkaç tanesi benim için çok özeldi.Nihayetinde akşama doğru evlere gittik. Çocuklar yattıktan sonra eşimin kıçına el atıp sevişmek istediğimi belli ettim. Genelde yorgunluğundan dolayı pek olumlu cevap vermezdi ama bu sefer eşim de çok azdığı için karşılık verdi ve öpüşmeye başladık. Eşimi soymaya başladım, pantolonunu çıkardığımda çok güzel arkası şeffaf siyah bir külot vardı. Külotun ne güzelmiş yeni mi aldın diye sorduğumda evet canım dedi. Eşimi yatağa yatırarak başımı bacak arasına götürdüğümde eşim külotunu çıkarmak istedi ama ben izin vermedim. Külotunla seni becermek istiyorum dedim. Eşim biraz panik oldu ama belli etmedim. Amcığına külotunun üzerinden ısırıklar atarak yalamaya başladım. Resmen Rıza?nın spermlerini yalıyordu. Bu beni ve eşimi inanılmaz tahrik etmişti. Bir süre yaladıktan sonra amcığa girdiğimde eşimin her zamankinden çok ıslandığını fark ettim. Eşime ne kadar şanslı olduğumu söyledim. Eşim, neden şanslıymışsın bakalım dedi. Ben de ya baksana bugün Rıza Abi?nin şalvarlı eşini görmedin mi, ya öyle bir karım olsaydı sikim kalkmazdı herhalde dedim. Doğru söylüyorsun yazık adama ama o da başkalarına kaldırıyordur dedi. Neyi dedim. Eşim birden şaşırdı. Resmen eşimi becerirken Rıza?nın sikinden konuşuyorduk. Her ikimizde tahrik olmuştuk. Sorduğum soruya eşim, sikini tabi ki neyini olacak dedi. Bende muhabbeti uzatmak için siki kalkıyor mudur? diye bir soru daha sordum. Bilmem kalkıyordur herhalde dedi. Bende e tabi şalvarlıya değil ama senin gibi güzellere kalkıyordur dediğimde beraber doruklara ulaşmıştık.Biraz soluklandıktan sonra, eşime dönüp çok iyiydi ya Rıza Abi?nin sikinin muhabbetini yaparak boşaldık resmen diyerek espri yaptım. Beraber gülerek, eşim temizlenmek için banyoya gitti. O esnadan eşim Rıza?ya mesaj attı. ?Manyak bugün çok azdırdın beni, eşimin altındaydım biraz önce hatta benim için akıttığın döllerini adama yalattım? Rıza?da ?az orospu değilmişsin, daha dur sen sadece donundan değil amından da yalatacağım döllerimi kocana ? şeklinde cevap verdi. Yani yakın zamanda Rıza?nın, eşimi becerip bana göndereceğini anladığımda heyecanım daha da artmıştı.
56 notes · View notes
sexcxsblog · 11 months
Text
KAYNIM BENİ BOZDU
Ben Nurgül kaynım ile olan birlikteliğimizi anlatıcam. 20 yaşında görücü usulü ile Mithat ile evlendim. Ne ben istekliydim ne de o. Mithat daha önce evlilik yapmış. Karısını çok erken yaşta kaybetmişti. Ailesine eğer tekrardan evlenirse üstündeki bu buhrandan kurtulacağını düşünüp tekrar evlendirmişler. Kendisi benden 7 yaş büyüktü. Düğündü kınaydı derken evlendik. Ama Mithat benim yüzüme hiç bakmıyordu. Evde sanki hizmetçi gibiydim. Eli elime değmiyordu. Bende kaybı yüzünden pek üstüne gitmiyordum. Zamanla her şeyin düzeleceğini düşünerekten fazla kafa yormuyordum. Aylar geçti her şey aynıydı. Mithat sabah erken işe gider. Kendisi tır şoförüydü. Bazen birkaç gün bazen de bşr hafta sonra eve gelirdi. Her gelişinde sarhoş olur. Uyuyana kadar ağlardı. Bu duruma çok üzülüyordum. Ama elden bir şey gelmiyordu. Bu geç gelmeler artınca kadın başıma evde yalnız kalmama kayınpederim razı gelmedi. Mithatın abisini bizim eve yolladı. Kazım abi Mithat a göre daha güleryüzlü daha cana yakındı. Bazen samimiyetini aşacak el şakaları yapardı. Ben bazen rahatsız olsam da evde ses olduğu için gıkımı çıkarmazdım. Evleneli 2 ay geçmişti ama ben hala bakireydim. Bu durumu kimse bilmiyordu. Körpe bir gelindim. Kocam erkenden işe gider. Ben kazım abi ile yemek yer sohbet ederdik. Kazımın belirli bir işi yoktu gündelik işlere giderdi. Onun dışında hep beraberdik. Zamanla birlikte vakit geçirince kazımda daha rahat etmeye başladı. Küfürler,temaslar evin içinde boxerla gezmeler. Bazen boxerın önündeki o şişkinliği görünce ağzımın suyu akardı. O rahat olunca bende rahat davrandım tabi onun kadar değil. Evde sabahlığımla dolaşırdım. Göğüslerim belli olurdu. Kazım abi de gözlerini benden alamazdı. Onu tahrik etmek çok hoşuma gidiyordu. Arada sürtüşmeler oluyor acayip zevk alıyordum. Günlerden bir gün görümceme ziyarete gittik. Ev çok kalabalıktı ve bende aşırı bunalmıştım. Kazım abiye sıkıldığımı hava almak istediğimi söyledim. O da gel bşraz dolaşalım dedi. Tam çıkarken görümcem bebeğini bşraz gezdirmemizi söyledi. Aldık yanımıza arabayla geziyorduk. Ben ve görümcemin bebeği arka koltuktaydık. Biraz muhabbet ettikten sonra bebek ağlamaya başladı. Ben susturmaya çalışıyordum ama asla susmuyordu. Ordan kazım abi
-aç olmasın Yenge
-bilmem ki
-açtır açtır emzirsene
-abi bende süt yok ki
-olsun belki öyle susarda uyur
Giydiğim gömleğin düğmelerini açtım ve südyenimi aşağı çektim. Kazım abi aynadan Benim dolgun mememe bakıyordu. Bebek hemen yapıştı mememe.
-emiyor mu Nurgül
-evet abi
-şuna bak kimsenin dokunmadığı memelerime bir bebek açılış yaptı
-ne dedin yenge
Kahretsin sitem ederken bşraz sesli söylemiştim. Kaynım duymuştu. Ama haksız da sayılmazdım.
-valla şanslı kerata ya. Bebek olmak istedim şuan resmen
-süt gelmiyor ki
-süt için değil ki o güzelim memeler için
-ya abi deme öyle şeyler
-ne kızım doğruları söylüyorum valla benim senin gibi karım olucak ufff
Devamını getirmedi. Ben de aşırı heyecanlandım bu dediğinden.
-napalım abi kader işte ona böyle talih kuşu kondu ama acısından gözü hiçbir şey görmüyor
-sokayım onun acısına böyle bir karı bulmuş acı mı kalır
-ne sen sor ne de ben anlatayım abi. Kaç ay oldu eli elime değmedi. Üstüne de varmıyorum ama sizinkiler torun ister. Benim kusurlu olduğumu düşünürler hamile kalmazsam
-kocan asıl kusurlu olan benim güzel yengem. Şimdi kalkıp siksem seni 10 tane çocuk doğurursun evelallah. Bozma sen moralini
Bu cümlelerden sonra kazım abi daha da hoşuma gitmeye başladı. O sırada çocuk ağlayınca onu görümceme bıraktık eve döndük. Eve giderken de kazım abi bu konuyu tekrar konuşalım dedi.
217 notes · View notes
alexay76 · 7 months
Text
Arkadaşımın Azgın Dul Annesi
Selam sex hikayesi severler, bundan 4 ay önce arkadaşımın annesini ilk defa nasıl siktiğimi paylaşmak istiyorum. Gezmeyi eğlenmeyi fazla seven biriyim, haftasonları Klüplere gider, sabaha kadar takılırım. Tabi bu takılmalarımda arkadaşım olan Serkan da olur yanımda. Serkanın dul annesi de kızardı, sabaha kadar gezmelermize, “Ne yapıyosunuz oralarda? Yabancı karılarla mı yatıyorsunuz? Hastalık falan kaparsınız!” diyordu sürekli. Serkanın annesiyle, yani Suna ablayla bayağı samimi konuşur olmuştuk son zamanlarda.
Yine bir akşam Serkanla Klübe gittik, orda daha önceden tanıştıgımız Rus karılarla buluşup, Serkanların evine atacaktık karıları. Serkan, annesinin evde olmadığını söylemişti. Neyse Rus karılarla buluştuk, biraz içip, eğlenip, tam kalkmak üzereyken, Serkana annesi telefon açıp, evde olduğunu söyledi. Planlarımız alt üst oldu tabii. Ama ben Rus karıyı sikmeyi kafaya koymuştum. Serkana, “Hadi karıları alıp otele gidelim!” dedim. Serkan da, “Yok, sen takıl, ben eve gidecem!” dedi. Tabi Serkana kızdım, bu geceyi beraber planlamışız, yavşak sonradan kayış atıyor. Aramızda tartıştık, Serkan bozuk bir şekilde çıkıp gitti. Ben de Rus karıyı alıp otele gittim. Bir posta siktikten sonra Serkanı aradım, her nekadar kızgın da olsam, arkadaş işte, merak ettim. Ama cep telefonu kapalıydı. Ben de evini aradım, eve gitti mi diye sormak için…
Telefona annesi çıktı ve “Serkan evde değil, senle beraber diye biliyordum!” dedi. Ben de, “Aramızda tartıştık, o da çıkıp gitti!” dedim. Annesi de, “Sen nerdesin peki?” dedi. Otelde olduğumu söyledim. Bana, “Yine yabancı karı mı var yanında? Bak birgün hastalık kapacaksın!” gibi şeyler söylemeye başlayınca, ben de dayanamdım ve “Ne yapayım Suna abla, sokaktaki karılara mı tecavüz edeyim?” dedim. O da, “Bul birini, sürekli onla takıl!” dedi. Ben de, “Herzaman aynı yemek yenmez ki!” dedim. Suna abla da, “Ben hep aynı yemeği yiyordum, ama bak şimdi onu da bulamıyorum!” dedi. Hem onun konuşmalarından, hemde alkollü olmamdan aldığım cesaretle, “Biz arayıp buluyoruz, sen de arasan bulursun, taş gibi hatunsun!” deyiverdim. O da, “Erkeler için aramak kolay oluyor da, kadınlar için zor!” dedi. Şakayla karışık, “Suna abla, istersen sana yardımcı olurum!” dedim. Birden ciddileşti, “Sen ne demek istiyorsun?” dedi. Ben de, “Bulalım iyi birini, evlendirelim seni! demek istedim…” dedim. “Tamam, hadi kapatalım telefonu, ben yatacam!” diyerek telefonu kapattı. Yanımda manken gibi Rus karı varken, nedense birden Suna ablayı canım çekti, Rus karıyı sikerken onu sikiyormuş gibi düşünerek siktim sabaha kadar.
Sabah otelden çıktım ve eve geldim. Suna abla benim geldiğimi görmüş, telefonla beni arayıp, “Serkan da yeni geldi eve, nerde sabahladıysa, hemen odasına gitti yattı. İşin yoksa arabayla beni alırmısın? Biraz konuşalım!” dedi. “Olur, işim yok!” dedim. “Tamam ben hazırlanayım, seni ararım!” deyip telefonu kapattı. Akşamdan beri hayalimde siktiğim Suna abla benimle konuşmak istiyordu, belki de sikişecekti benimle diye umutlandım, ama Rus karıyı okadar çok sikmiştim ki, Suna ablayı nasıl sikecektim? Hemen gidip Via.. hapı aldım. İki duble de Wiski içtim, daha rahat olmak için. Daha sonra beni aradı, hazır olduğunu, gelip kendisini almamı söyledi. “Tamam!” deyip almaya gittim…
Suna abla 44 yaşında, esmer, balık etli, gerçekten taş gibi kadın. Evet, o gün o da beni istiyor olmalıydı, giyinişinden anladım. Diz seviyesinde bir etekle, fileli çoraplarını giymiş, gelip arabaya yanıma bindi. Oturup üzerindeki kabanı çıkardığında, eteği yukarı doğru sıyrılmış, baldırlarını görüyordum. Bu da beni tahrik etmeye yetmişti, sikim kalkmış, pantolondan belli oluyordu. Benimle sikişmek istediğini hissediyordum, ama konuya nasıl girecektim, onu düşünüyordum ki, konuyu o açtı, “Akşam sen telefonda ne sapık sapık konuşuyordun?” dedi. “Ne sapıklığı yaptım ki?” dediğimde, “Bana taş gibi karısın falan dedin, bende gözün mü var yoksa?” dedi. “Yok valla, sen kadınlar erkekler kadar rahat bulamıyor deyince, ben de seni evlendirelim demek istemiştim!” dedim. “Ben bu saatten sonra evlenmem!” dedi…
Artık tamamen emindim, evlenmek te istemiyordu, ama azmıştı ve sadece kendini sikecek birini arıyordu. Tüm cesaretimi toplayıp, elimi bacağına koydum ve hafif sıkıp, “Yine kızma da, harbiden taş gibi kadınsın, istesen evlenmeden de herzaman bulursun!” dedim. Bana şöyle bir baktı ve elini önüme attı, sikimi sıkıp, “Sen de taş gibisin!” dedi ve gülümsedi. Artık ok yaydan çıkmıştı, fermuarımı açtım, sikimi çıkartıp eline verdim. O sikimi okşarken, ben de arabayı, akşam Rus karıyla sikiştiğim otele doğru sürdüm. Hemen bir oda kiralayıp anahtarı aldım ve Suna ablayla odaya çıktık. Hapın da etkisiyle sikim kazık gibi olmuştu. Odaya girer girmez, Suna ablanın beni yatağa itip, sikimi ağzına alması bir oldu…
Okadar iştahlı yalıyordu ki, ben de onu yanan amcığını yalamak istedim, hemen soyunup 69 yaptık. Amcığını yeni traş etmiş tertemizdi ve suları akıyordu. Hemen yumuldum amına, yalamaya başladım. Yarım saate yakın amının heryerini yalayıp, dilledim ve Suna ablayı çıldırttım. Resmen yalvarıyordu, “Hadi içime gir, sik beni, içimde patla!” diye. Onun yalvarması beni dahada azdrıdı ve “Tamam, senin amcığını yaracam şimdi!” deyip altıma aldım ve artık patlamak üzere olan yarağımı amına kökledim. Öyle derin bir ‘Ohhhhh!’ çekti ki, sikilmeyi nekadar özlediği belli oluyordu. Ben amına pompalarken nerdeyse mutluluktan ağlamak üzereydi. Altımda nekadar orgazm oldu bilmiyorum ama, ben sabaha kadar sikişmemin ve hapın da etkisiyle, ancak 45 dakika sonra amına boşaldım. “Ohhh erkeğim benim!” diyerek dudaklarımdan öptü ve sigara içmeye başladık.
Sigaralarımız bittikten sonra, Suna abla sikimi ağzına alıp, yine yalamaya emmeye başladı. Kadın gerçekten yarrak hasretiyle yanıyormuş, okadar iştahla yalayıp emiyordu ki, benim yarrak kazık gibi oldu. “Erkeğim boğa gibisin, sabaha kadar karı siktin, halen sikin demir gibi oluyor!” dedi. Konuşmaları yetiyordu zaten sikimin kalkmasına. “Orospummm benim, seni düşünerek siktim Rus karıyı sabaha kadar, şimdi sikim nasıl demir gibi olmasın?” dedim. Hoşuna gitmişti ona orospum demem, “Hadi sikicim, erkeğim, sik beni, doyur yarrağına!” dedi. Bacaklarını omzuma alıp, yanan amcığına kökledim. Abartısız 1 saate yakın, evire çevire, her pozisyonda siktim. Ben onu sikerken, o da beni tahrik edecek sözler söyleyip, daha çok azdırıyordu. “Orospumm, daha önce bu amı neden siktirmedin bana!” diyerek yüzüne tokat attım…
Attığım tokat ta hoşuna gitmiş ki, “Siz nezaman Klübe gitseniz, yabancı karıları sikeceğinizi bildiğimden, her seferinde seni düşünerek, amıma sokmadığım salatalık kalmadı! Ama oğlumun arkadaşısın, beni sikmezsin diye birşey söyleyemedim! Bundan sonra ben senin karınım, orospunum! Bundan sonra istediğin zaman gel sik orospunu, senin kölenim ben, erkeğim, sikicim!” dedi. Artık ikimiz de kopmuştuk, saçlarından tutup bunu domaltım. Belliydi sert sikişten hoşlandığı, kalçalarına tokat vurup, “Orospumm, seni götten sikmek istiyorum! Götünü yarmak istiyorum!” dedim. “Daha önce hiç yapmadım, yapanlardan duyduğuma göre çok acıyormuş, lütfen çok acıtma!” dedi. “Korkmana gerek yok, ben daha önce çoook göt siktim, canını yakmayacağım, çantanda krem var mı?” dedim. “El kremi var!” deyip, çantasından kremi çıkartıp bana verdi…
Kalçalarını elleriyle ayırttırıp, göt deliğine kremi sürdüm. Büzüğünün etrafını kremleyip masaj yaparken zevk almaya başladı, inliyordu. Hakikaten daha önce hiç sikilmemiş, dar ve küçüktü göt deliği, parmağımı soktuğumda bile, “Yavaş!” diye bağırdı. “Alıştırıyorum daha aşkım, birazdan götünün kızlığını bozacam!” dedim. Herhalde fazla parmakladım ki, sabırsızlandı, “Hadi erkeğim yarrağını sok götüme, sik götümü!” diye inlemeye başladım. Artık götü kıvama gelmişti, sikime de kremi sürüp göt deliğine dayadım. Yavaş yavaş kafasını sokup biraz bekledim. Suna abla bağırmamak için çarşafı yırtıyor, yastığı ısırıyordu. Acıtmak istemiyordum, ama böyle yavaş sokarsam, uzun süre acı duyacaktı, onun için kalanını bir seferde kökledim götüne. Attığı çığlık beni daha azdırdı ve hiç bekletmeden, hızlı hızlı pompalamaya başladım götüne…
10 dakika çığlıkları eşliğinde götünü siktikten sonra, götü alışmış, artık zevkten inliyordu, “Sik erkeğim, heryerim senin, dağıt amımı götümü, parçala beni, doldur döllerini götüme!” diyordu. Ben de artık fazla dayanamadım ve götünün içine patladım. İkimiz de yorulmuştuk, sigaralarımızı yakıp içtikten sonra banyoya girdik. Banyoda birbirimizi yıkarken, yine kalkan sikimi, “Kurban olurum ben bu yarrağa!” diyerek ağzına aldı, yalamıyor resmen yiyordu. Ben de ona hakkını verip aslan sütü içirdim. Döllerimin bir pendik escort damlasını ziyan etmeden hepsini yuttu ve sikimin içinde kalan döllerimi de, sikimi sıkarak çıkartıp yaladı…
Serkanla aramız halen bozuk, özellikle aramızı düzeltmiyorum ki, o sabahlara kadar tekbaşına Klüplerde yabancı karılara takılırken, ben evinde annesini rahat rahat sikiyorum :))
120 notes · View notes
kimmkitsuragi · 2 years
Text
neyse arkadaşım japonyadan hediye almış buna da ağlıycammm 🤧🤧🤧
Tumblr media
2 notes · View notes
bilinmezliklere · 4 months
Text
büyük hüsran
nasıl başlayıp ne yazacağımı bilmiyorum, hiç bir zamanda bilemedim. zaten iki kelimeyi bir araya getirene kadar da her zaman arkamdan bir çok iş çevrilmiş, hep bir ihanet yaşanmış oluyor. bu nedenle nereden, nasıl başlayacağımı hiç bir zaman bilemedim. kendimi özlüyorum en çok kendimi.. nasıl olurda bu kadar ihanetin, kahpeliğin, sevginin olmadığı bir yerlerde olabiliyorum bilmiyorum. kendime kızıyorum benim savaşım zaten kendi kalbimle değil mi; evet öyle hiç bir zamanda bitmedi.. başkalarını da kendim gibi gördüm, düşündüm her zaman. işte tam da bu yüzden kaybettim. herkesin kalbini kendi kalbim gibi gördüm düşündüm. zoruma giden çok şey var hangi ihanetten başlasam, hangi kahpeliği bu gece anlatsam bilmiyorum. tek bildiğim bir şey varsa o da şuan içime atıp bir kaç güne bunların hiçbirini hatırlamayacak olmam.
56 notes · View notes
anonimbeyy · 26 days
Text
Tumblr media
Rahmân ve Rahim olan Allah'ın adıyla,
"Evlenmek Lüks Oldu"
( Evet, bugün tam da bu başlıkla paylaşılan bu fotoğrafa denk geldim. Hiç gündemimde yokken bu konuyla ilgili biraz kelâm etme ihtiyacı hâsıl oldu, uzun zamandır da tefekkür tecessüm bulmuyordu sayfamda, dinleyelim; dinlenelim. )
Bu tarz vâkıaları görünce merhum Doğan Cüceloğlu'nun şu sözleri hatrıma gelir : "Düğün bir maddi güç gösterisi olmamalı. Evlenme olgunluğuna gelmemiş olanlar düğünü çok önemser... "
Hocanın sözüne bakılırsa olgunlaşmadan evlenen ne kadar da çok insan var değil mi? -O zaman şu neticeye varıyor bu söz: isteklerimiz bizim kimliğimizdir. Bir insanı veya kendinizi tanımak istiyorsanız ne istediğinize bakın. Başkası için yaşayanlar kendi başlarına mutlu olamazlar. Oysa evlilik esasında iki kişinin mutluluğu üzerine bina edilen güzide bir akitleşme.
Bırakalım da fâkihler konuşsun evliliğin fıkhî üzerine. Bırakalım da biyologlar evliliği sadece neslin devamı için şart koşsun. Biz başka bakalım mevzuya. Evliliğin ne üzerine kurulması gerektiğine dair gelin vahyin şu serinletici haberiyle bakalım:
"Kendileri ile huzur bulasınız diye sizin için türünüzden eşler yaratması ve aranızda bir sevgi ve merhamet var etmesi de O’nun delillerindendir. Şüphesiz bunda düşünen bir toplum için elbette ibretler vardır. (Rûm, 30/21)"
Acaba bugün kaç tane evlilik "-Kendisiyle huzur bulmak." gibi güzide bir temel üzerine kuruluyor. Ne kadar da uzaklaştık kendimizden, hep başkalarına özenerek aradık huzuru, eşyalara tahakküm ederek elde edeceğimizi sandık. Ve elde ettiğimiz hiç bir şeyede doymadık, hep dahasını aramakla zâyi ettik hayatı. Borçlar altına girdik, çil çil altınlarla donattık nâzik bedenimizi, bir eleştiri daha az almak için hep en güzeli için yıprattık hayat arkadaşımızı, kendimizi ama günün sonunda yine memnun edemedik kimseyi, üstelik herkes gitti altında ezildiğimiz gerçeklerimizle tek başına kaldık.
O zaman anladık en ucuz oturma grubuyla en pahalı oturma grubuna aynı huzursuzlukla oturulduğunu meğer huzur eşyada değil bizim içimizdeymiş.
Ülkemizde 2023'te 171 bin 881 tane çiftin boşandığını biliyor muydunuz? Bir çok şehirden daha kalabalık bir sayı bu. Acaba biz evlilik kadar güzide bir akitleşmeyi/ hayat arkadaşlığını yanlış mı anladık? Hayata bir defa geliyoruz, ıskalamayın!
Kıblegâh evlere tâlip olalım kardeşler! Vallahi en çok masrafı yapan en huzurlu olmuyor. Üsveyi hâsenemiz efendimizin ﷺ "kolaylaştırınız zorlaştırmayınız" emrine kulak kesilin. Vallahi elalem sizin için huzur yaratmaya Kadir değildir el-Âlime firar ediniz. Amalardan fakatlardan Allaha ve Resulune hicret ediniz. Başkaları hep konuşacak, 8 milyar insanı memnun etmek yerine Bir ve Tek olan O zâtın memnuniyetine çalışınız çünkü Onun cenneti var başkalarının değil.
Vallahi faize bulanmış merasimler Allah'ın emri değil! Kadın erkek karışık atılan göbekler peygamberin kavli değil! Başkalarını memnun etmek için dizilen evler, alınan çeyizler, içinde düğün günü farz namaz kılınamayan gelinlikler, çiğnenen haremlik selamlıklar size Ali ve Fâtımanın saadetini vermeyecek vallahi! Çünkü amellerimiz Ebu cehilin ameli tâlip olduğumuz saadet ashabı kiramın...
Son olarak Küfüv denen bir terim var fıkıhta. Denklik diyebiliriz. Üzerine sayfalarca yazsak yetmez. Bu denklik o kadar mühim ki Rasulu Güzin efendimizin bizden beklediği, alimlerin en büyük şartı. Evliliğin reçetesi âdeta. İnsan dengiyle çiçek açar efendim, dengine düşmeyen her şey hebâ olur. Küfüv için bununla ihtisar edelim başka zaman uzunca yazarız.
Velhâsıl kardeşler; Herkes gibi olamayız! Sezai Karakoçun da dediği gibi "Herkes gibi olmak olmamak gibi bir şey!" Biz müslümanız! Evlilik gibi iki dünyamızı da mütessir kılacak bir rahmeti aleyhimize bir azaba çeviremeyiz. Bizim evlilik gâyemiz Rum suresinde geçtiği üzere "huzur bulasınız..." temeline binâ edilmeli. Ve vallahi o huzurda yalnızca ve yalnızca Allaha ve Resulune uymakla mümkün.🌿
Esselamu aleyküm ve rahmetullah...
52 notes · View notes
Text
Kocamın Halasının Oğlu Tokmakcım Oldu! (Reyhan 39 Y., Aydın)
Selam hikayeciler. Ben Reyhan, 39 yaşındayım, balık etli ve beyaz tenliyim. Aydın'da yaşıyorum. Yaz dönemi bizim oralarda düğün zamanıdır. Kocam Aydın'ın bir ilçesindendir. Halası telefonla arayarak yakın akrabalarının düğünü olduğunu söyledi. Kocam işi gereği zaman zaman il dışına çıkıyordu. Halasına, kendisinin düğüne gelemeyeceğini, ancak beni göndereceğini söyledi.
Düğün günü kocamın halasına gittim. Giderken dizimin bir karış üzerinde siyah bir etek, topuklu ayakkabı giymiştim. İçime de tanga külot giymiştim. Yaz olduğu için çorap giymemiştim. Gece 23:00 sıralarında düğünden halaların evine döndük. Kapıyı halanın kocasının ilk evliliğinden olan üvey oğlu Engin açmıştı. Kapının ağzında beni baştan aşağı süzerek, "Ooo Reyhan, sen de mi geldin?" diye sordu. "Evet düğün için geldim, yarın gideceğim!" dedim. Engin'i çok fazla gözüm tutmazdı. Hatta çok fazla sevmezdim. Beni ne zaman görse becerecekmiş gibi bakardı, ben de bundan çok rahatsız olurdum.
Hala yaşlı olduğu için yatmak için yerlerimizi hazırladı ve kendi yattı. Ben de üzerimi değiştirip yattım, ama hava çok sıcaktı uyuyamadım. Engin'den çekindiğim için gecelik giymemiştim, eşofmanlarla yatmıştım, fakat sıcağa dayanamadım. Nasıl olsa yatmıştır diye halanın gençliğinden kalan ince geceliği giydim. Halanın boyu benden kısa olduğu için gecelik zar zor kalçalarımı kapatmıştı. Rahat olur diye sütyenimi de çıkartmıştım. Hala salonda yer ayarlamıştı. Balkon kapısından balkona geçtim. Balkonda divan vardı, duvara sırtımı verip divana ayaklarımı uzatıp bir sigara yaktım.
Keşke kocam da yanımda olsaydı, şimdi burada kaçamak yapardık diyerek düşündüm. Kocamla ne zamandır sikişmemiştim, amım yanıyordu. Bir elimle de bacaklarımı okşamaya başladım. Yavaş yavaş hoşuma gitmeye başlamıştı. Sigarayı söndürdüm. Bir elimle göğüslerimi okşarken, bir elimi de amıma kaydırdım. Önce külodun üzerinden okşarken, daha sonra külodumu kenara çekip parmaklarımı amıma sokup çıkarmaya başladım. Bir elimle de bızırımı okşuyordum. Kendimden geçmek üzereyken mutfaktan bir ses geldi. Telaşla üzerimi düzeltmeye çalıştım, ama zaten gecelik kısaydı. Bacaklarımı divandan aşağıya uzattım ama bacaklarım ve göğsümün yarısı meydandaydı. Bir süre bekledim, mutfağın ışığı açılmadı, bulaşıklar kaymıştır diye düşündüm. Bir taraftan da acaba gören olmuş mudur diye içim içimi yiyordu.
Yatmak için salona gittim. Bir süre sağa sola döndüm, ama içimdeki sıkıntıdan uyuyamadım. Elimi yüzümü yıkamak için banyoya gittim. Elimi yüzümü yıkadıktan sonra banyodan çıkarken Engin'in kapısı açıldı ve kapıda karşılaştık. Bana, "Sen de mi uyuyamadın?" dedi. "Evet ama şimdi yatıyorum!" diyerek hızlı bir şekilde oradan uzaklaşmaya çalıştım. Engin'in beni gecelikle görmesini istemedim. Salona gidip, salonun kapısını kapattım.
Ama sıkıntım daha da artmıştı. Hava almak için tekrar balkona çıktım. Bir süre sonra mutfağın ışığı yandı. Engin elinde su bardağı ile balkona çıktı. "Su içip yatacağım, sen de içer misin?" dedi. Teşekkür ederek istemedim. Tam giderken bana, "Reyhan odama gelirsen sana bir şey göstermek istiyorum!" dedi ve odasına gitti. Ben de içeri salona girdim. Salonda bir süre oturduktan sonra (Acaba beni gördü de o şekilde fotoğrafımı mı çekti?) diye düşündüm. Kafamın içerisinde bu düşünce iyice büyümüş, merak halini almıştı. Kafamı kemiren bu düşünceden sıyrılmak için Engin'in odasına gitmeye karar verdim...
Engin'in kapısını çaldım ve izin alarak girdiğimde şok olmuştum. Engin'in üzeri çıplaktı, altındaki kısa şortu da dizlerine kadar indirmiş, yarağına 31 çekiyordu. Sinirlenmiştim, "Bunun için mi beni çağırdın?" dedim. "Hayır, kızma, bak ben film seyrediyorum, seni balkonda izledim, daha çabuk rahatlarsın diye senin de seyretmeni istedim!" dedi. Engin benle yaşıttı ve halen evlenmemişti. Odasına Avrupa yayınlarını alan uydu yayını çektirmiş, bir seks kanalını izlediğini gördüm. Televizyonda iki adam bir kadını ortalarına almış, biri sikiyor, diğeri ağzına veriyordu. Evde kocam olmadığı zamanlarda bilgisayardaki seks filmlerini izleyerek masturbasyon yapıyordum. Demek ki bunların kanalı da varmış diye düşündüm. Engin, "Bunu beğenmediysen başka kanallar da var!" dedi. Yaklaşık on kanal dolaştı, hepsinde de Hardpørnø filmler vardı. Lezbiyenler, zenciler, gruplar, götünü siktirenler...
Benim ağzım açık dikildiğimi gören Engin, "Gel yanıma otur ayakta kalma, merak etme bir şey yapmam!" dedi. Benim gözüm televizyonda kalmıştı. Bana, "Kapıyı kapatır mısın ses gidiyor, istemiyorsan gidebilirsin!" dedi. Kapıyı kapatıp Engin'e doğru döndüğümde, gözüm Enginin yarağına takıldı. Kalın ve uzundu. Eliyle ovuşturuyordu. Kafası kocaman olmuştu. "Lütfen otur, rahat ol!" dedi. Yatağın kenarına emanet bir şekilde oturdum. "Hangisi kalsın?" dedi. "Bilmem..." dedim. Transa girmiş gibiydim, gözüm bir televizyonda, bir Engin'in yarağındaydı. "Amatörleri açalım!" dedi. "Nasıl?" diye sordum. "Normal insanlar çektiklerini gönderiyor, onlar da yayınlıyor!" dedi ve amatör kanalı açtı.
Kanalda bir kadını bir erkek sikiyordu, diğer adam da seyrediyordu. "Bak görüyor musun pezevengi, karısını siktiriyor, kendi de seyrediyor!" dedi. Televizyondan gelen inleme sesleri odayı dolduruyordu. Bir tarafta da Engin kısık sesle küfürlü konuşuyordu, "Ulan şimdi burada olacaksın, amına nasıl geçirirdim, hadi yavrum benimkini de yala, yavrum sendeki göte girmeyen erkek adam değil, götüne koyayım, ağzına akıtayım, yarağımı amına sokayım, orospum, kaltağım hadi beni boşalt!" gibi laflar ediyordu duyabildiğim kadarıyla.
Bir ara bana, "Rahat olsana, arkana yaslan!" dedi. Dediğini yaptım, şimdi hem Enginin yarağını ve 31 çekmesini hem de televizyonu görebiliyordum. Engin'in küfürlü konuşmalarından etkilenmeye başlamıştım. Sanki bana söylüyor gibi hissetmiştim. Engin'in yarağı taş gibi olmuştu, iyice irileşmişti. Kendini biraz arkaya verip hırlayarak göbeğine doğru fışkırarak boşaldı. Dölleri neredeyse gögüslerine kadar gelmişti. "Reyhan ben işimi hallettim, üzerimi temizleyim, sen de işini rahat gör!" dedi. Şortunu sıyırıp çıkardı. Çırılçıplak kalmıştı. İlk defa Engin'e alıcı gözle bakıyordum. İri yapılı bir erkekti, kocam biraz zayıftı hep şişmanlamasını isterdim.
Çok heyecanlanmıştım. Elimi amıma götürdüm vıcık vıcık olmuştu. Engin'e, "İşini halledememişsin seninki halen canlı!" dedim. O da, "Ne yapsın zavallı, ne zamandır bir amcık sikemedi!" dedi. "Neden?" dedim. "Para yok ki kerhaneye gidelim!" dedi."Sen hep kerhaneye mi gidiyorsun? Normal birini sikmedin mi?" dedim. "Hayır, bu yarak orospu amından başka am görmedi ki!" dedi. Bu arada amımı okşuyordum. Bir anda orgazm olmaya başladım. Orgazm olurken inlerim ve bazen de kısık çığlık atarım, çok dolu olduğum anda da kendi kendime (Yarak istiyorum, sikilmek istiyorum!) diye inlerim. İstemdışı yine aynısı oldu. Engin bana, "Ne o, rahatladın mı?" dedi. "Orgazm oldum, ama rahatlamadım!" dedim. "Devam et o zaman, ben banyoya gidiyorum!" dedi. Kumandayı yanıma bırakmak için bana yaklaştığında yarağı nerdeyse ağzıma değecekti...
Tam bu sırada (benim şu anda da hayret ettiğim bir şeyi yaparak) Engin'in yarağını elime alıp ağzıma götürdüm ve kafasını emmeye başladım. Engin hayret içinde bana bakıyordu. Yarağının kafası kocamandı. Ağzımın içinde Engin'in yarağı tekrar canlanlanmaya başladı. Yarağın kafası ağzımda, gövdesi elimde idi, emerken elimle de yarağına 31 çekiyordum. Yarağının kafasını ağzımdan çıkardım ve Engine, "Bu akşam senin karın olmak istiyorum!" dedim. Artık ok yaydan çıkmıştı. "Sen siktirdikten sonra bence sorun yok, sonra pişman olmayasın bak!" dedi. "Hayır olmam kocacığım, bu akşam sen ne istersen o olacağım, yeter ki beni sik!" dedim. "Olur yavrum, benim yarak ne zamandır sikecek am arıyordu. Sen iste, ben seni darmadağın ederim!" dedi. "Hadi dağıt beni erkeğim!" dediğimde, iki eliyle kafamı tutup yarağını boğazıma kadar dayayıp ağzımın içine sokup çıkarmaya başladı.
Nefes almakta zorlanıyordum Engin azgınca ağzımı sikiyordu. Elimle bacaklarından itip ağzımı kurtardım, "Yavaş ol boğulacağım, bana bırak ben ağzıma alayım!" dedim. Ben emdikçe Engin boğa gibi böğürüyordu, "Ooohh Reyhaaan süper, hadi yavruumm dibine kadar!" diyordu. Yarağı ağzımdan çıkardım ve "Bana da az önce filmdeki kadına söylediklerini söylesene!" dedim. "Olur anam, sen devam et, mahvettin beni!" dedi. Yarağı elime alıp taşaklarını ve kasıklarını yalarken, Engin de, "Yıllardır seni sikmek için bekliyordum, seni gördükçe akşamları seninle 31 çekiyordum, amına girip seni sikiyordum, taşaklarıma kadar sana geçiriyordum!" diyordu.
Ona, "Engin beni yalar mısın?" dedim. Engin de, "Yalamak ne kelime, am sularından şerbet yapar içerim!" dedi. Sırtüstü yatağa uzandım, ağzını amıma dayayıp beni yalamaya başladı. O beni yalarken iki kere orgazm oldum. Dizlerinin üzerine kalkıp bacaklarımı havaya kaldırdı, amım da götüm de apaçık ortaya çıkmıştı. "Sana öyle bir yarak tattıracağım ki, hayatın boyunca unutmayacaksın, amını darmadağın edeceğim senin!" diyerek yarağını amıma dayayıp yüklendi. Amımın sulanmış olmasına rağmen kocaman yarağı amımı yırtarcasına taşaklarına kadar içime girdi. Amım Engin'in yarağını kılıf gibi sarmıştı.
Engin hızlı bir şekilde üstümde hoplarcasına amıma girip çıkıyordu. Engin beni siktikçe zevkin doruklarına çıkıyordum. Sanki dünya ile irtibatım kopmuştu. "Hadiii sik beni, geçir bana erkeğiiim, bu gece senin orospun oldum, sik beni, orospu yap beni!" diye inliyordum. Hızımı alamadım ve "Üstüne çıkmak istiyorum!" dedim. "Olur bebeğim, nereye istiyorsan oraya çık!" dedi. Engin'i yatırıp üstüne oturdum. Elime yarağını alıp amıma dayadım ve yavaş yavaş üstüne oturmaya başladım. Taşaklarına kadar yarağı içimdeydi. Hareketlerimi hızlandırmaya başladım. Zevkten kuduruyordum. Oturup kalkarken Engin'in taşaklarını götümde hissediyordum...
Ve yine orgazm oldum. Üste olduğum için benim amımın suları Engin'in taşaklarına kadar sızmıştı. Yarağı da taşakları da vıcık vıcık olmuştu. Engin de ellerini göğüslerime atmış, göğüslerimi sıkıştırıyor, ovuşturuyor, gazete kağıdı gibi büzüştürüyordu. Bir taraftan canım yanarken bir taraftan acayip zevk alıyordum. Engin, "Senin gibi bir karı sikmedim şimdiye kadar, süper bir şeymisin sen!" diyordu. Ben de, "Devam et erkeğim, devam et kocacığım, ben de şimdiye kadar böyle bir yarak yemedim. Daha da sok, daha da sokkk!" diyerek inliyordum.
Engin ellerini kalçalarıma kaydırdı ve oğuşturmaya başladı. İyice de sertleşmişti. Son noktaya geldiği belliydi. Elleriyle kalçalarımı ayırmış ve hızlı bir şekilde amıma girip çıkarken inliyor, hırlıyordu, "Iııığğğhhh, oğğğhhşşş, ıhhhmmğğğhhh!" diye. O kadar hızlanmıştı ki, ıslak taşakları kalçalarıma vururken dalganın kıyıya vurduğu gibi sesler geliyordu. Farkında olmadan kalçalarımdan güç alıyordu ve zevkin doruklarına yaklaştıkça elleri ile kalçalarımı biraz daha ayırıyordu, götümün ayrılacağını düşündüm bir ara. Engin içime öyle bir tazyikle patladı ki, amımın içi dölleri ile dolmuştu. Engin'le hayvan gibi sikişmiştik. İkimiz de birbirimizi perişan etmiştik...
Engin'in üzerinden kalkarken içimi dolduran döller aşağıya doğru süzülmeye başladı. Elimle yere dökülmesin diye amımı kapattım. Elimde bir avuç dolusu döl vardı ve halen sızmaya devam ediyordu. Tam bu sırada Engin bana, "Ne o, yutacak mısın onları?" dedi. Aslında aklımdan geçmiyordu. Çünkü şimdiye kadar kocamın döllerini ağzıma almamıştım. "Bilmem..." dedim. Engin de, "Seninkileri ben çok sevdim, sen de onların tadına bak istersen!" dedi. Engin bana çok güzel bir gece yaşatmıştı ve şimdiye kadar bu kadar güzel sikilmemiştim. Ona ödül olacağını düşünerek avucumdaki dölleri göğüslerime, boynuma, kalçalarıma ve bacaklarıma sürmeye başladım. O kadar çoktu ki her tarafıma yetmişti. Avucumda son kalanları da yalayarak ağzıma aldım. Çok tuzlu ve keskin kokulu idi. Avucumda döl kalmayıncaya kadar avucumu yalayıp dölleri yuttum ve "Seninki de çok güzelmiş!" dedim.
Engin yattığı yerden elini uzatıp, "Gel yanıma!" dedi. Yanına uzandım. Çok hoşuma giden, ama kocamın çok fazla yapmadığı bir şeyi yapmaya başladı. Bana sarılıp beni sevmeye başladı. Hiç beklemiyordum ve çok hoşuma gitmişti. Hem beni seviyor, hem de bana, "Yıllardır seni sikmek istiyordum, rüyalarımı süslüyordun, bana bunu yaşattığın için çok teşekkür ederim!" diyordu. Bu son hareketleri beni tamamen koparmıştı. Çünkü kocamdan bu davranışları görmemiştim. Ben de Engin'e bana yaşattığı gece için ve gösterdiği incelik için teşekkür ederken, bir taraftan da göğsü ve karnı ile oynuyordum...
Elim yarrağına gitti, daha kendini bırakmamıştı. Elime alıp okşamaya başladım. Engin'e, "Gerçekten kocam olmak ister misin?" dedim. "İsterim, ama nasıl olacak?" dedi. "Sen hiç göt siktin mi?" dedim. "Bir kere kerhanede siktim, ama hiçbir şey anlamadım!" dedi. "Beni götten siker misin?" dedim. "Peki daha önce siktirdin mi?" dedi. "Birkaç kere kocamla denedik, ama acıyınca siktirmedim. Eğer sen istersen ilk sen sikeceksin ve kocam olacaksın, ister misin?" dedim. "İstemez miyim mi yavrum, götüne hastayım zaten!" dedi. Kendimi Engin'in büyüsüne kaptırmıştım, ama Engin'in kalın yarağı amıma zor girerken götüme nasıl girecekti. Bir kere yola çıkmıştım ve bu sefer götümü siktirecektim, kararlıydım. Kerhanedeki orospu siktirdiyse, o koca yarağı götten yedi ise, ben de götüme alabilirdim, ben de o yarağı yiyebilirdim. Çünkü Engin bunu hak etmişti.
Ama önce işemem lazımdı, çırılçıplak odadan çıktım, tuvalete girdim. Daha sonra sıvı sabunu alıp tekrar odaya girdim. Engin ayaktaydı. Uzattığım sıvı sabunu elimden alıp, "Teşekkür ederim, hiç böyle bir şey beklemiyordum!" diyerek dudaklarıma yapıştı. Emerek dudaklarımı öpüyordu. Ben de karşılık verdim ve bir süre ateşli bir şekilde öpüştük. Sonra elimden tutup beni yatağa çıkardı ve dört ayağımın üzerine domalttı. İri elleriyle kalçalarımı ayırdı. Önce kalçalarımı öpüp yaladıktan sonra tersten amımın üzerinde dilini dolaştırmaya başladı. Yine mest olmuştum. Bir anda irkildim, amımı yalayan dili şimdi göt deliğimde geziniyordu. İlk defa biri götümü yalıyordu. Arada da kalçalarıma ufak ısırıklar atıyordu.
Birden parmağı götümde dolanmaya başladı ve yavaş yavaş götüme baskı yapıyordu. Parmağını yarısına kadar götüme sokmuştu. Bir taraftan da, "Kendini bana bırak, hiç acıtmadan götünü sikeceğim, oradan da sana zevk almasını öğreteceğim!" diyordu. Parmağını ortasına kadar götüme sokup çıkarıyor bir taraftan da deliğimin etrafını yalıyordu. Parmağın götümden çıktığını hissetim. Başımı arkaya çevirdiğimde, Engin ayağa kalkmıştı, sıvı sabunu aldığını gördüm. "Şimdi götünü yağlayacağım, hiçbir acı hissetmeyeceksin!" dedi.
Engin önce sıvı sabunu göt deliğimin etrafına sürdü ve az önce götümü parmakladığı parmağı ile götüme girmeye başladı. Az öncekinden daha rahat giriyordu parmağı ve daha derine. Parmağının tamamını götüme sokup çıkarmaya başladı. Götüm parmağına alışmıştı derken birden götümün zorlandığını hissetim. Bu sefer iki parmağını birden sokmaya çalıştı. Onu da içime almıştım. Parmakların yarıdan fazlası götüme girip çıkıyordu. Yatağa paralel durmamı söyledi. Öyle yaptım, bir taraftan götümü iki parmağıyla sabunlarken, bir taraftan da yarağını ağzıma verdi. Ben Engin'in yarağını emerken, götüm de parmaklarına alışmıştı. İşi biliyordu. "Nereden öğrendin göt sikmeyi?" dedim. "Filmlerden! Bir gün senin götünü sikersem diye!" dedi.
Bu arada ben de Engin'in yarağını ağzımla ve elimle güzelce kaldırdım. Tekrar önünde domalttı. Bu sefer yarağını sabunlamaya başladı. Taşaklarına kadar sabunladıktan sonra sabunu alıp götümün içine parmakları ile pompalamaya başladı. Götümde vıcık vıcık sabun olmuştu. Sonunda Engin götüme girecekti ve beni götveren yapacaktı. Biraz stresli idim ve kendimi sıkıyordum. Engin kalçalarımdan tutup beni sabitledi, "Fazla hareket etme ve kendini sıkma, bana bırak kendini!" dedi.
Taş gibi ve dimdik yarağını kalçalarımın arasında sürtmeye başladı. Götüme sokacak diye beklerken, yarağın amıma girdiğini hissetim. Bir taraftan amı sikerken bir taraftan da parmağını götüme sokuyordu. Bir süre amımı sikmeye devam etti. Yine mayışmaya başlamıştım ve götümün sikileceğini unutmuştum. Tam bu sırada Engin seri bir hareketle parmağını götümden çıkarıp yarağını götüme dayadı ve ani ve sert bir hareketle yüklendi. Engin'in kocaman yarağının kafası götümü yırtarak götümden içeri girmişti. O anda kalbimin ağzımda attığını hissetim. Attığım çığlığı halen duyabiliyorum, "Aaağğğhhhhh, ayyyyyy!" diye. İstem dışı yaraktan kurtulmak için kendimi ileri doğru çektim, ama Engin iki eliyle kasıklarımdan beni kendine doğru çekince yarağının yarısı götüme girmişti. Menge gibi elleriyle kasıklrımdan beni sabitlemişti ve kaçamıyordum.
"Tamam yavrum, bu kadardı, sık dişini, götüne girdim!" diyordu. Ama tansiyonum yükselmiş gibi beynim zonklarken, sesini arka fondan geliyormuş gibi duyuyordum. Engin bira daha yüklenince, "Uyyy, offf, aayyy, aağğhh, Engin erkeğim kocacığım, dağıldım, yırtıldım, çok acıyooor, ağğğhhhh!" diye inlemelerim eşliğinde Engin götüme gidip gelmelerini yapıyordu. Bir anda durdu, "Reyhan yeter bağırma, bak götünün içindeyim!" dedi. "Hepsi girdi mi?" dedim. "Evet hepsi götünde, sakin ol şimdi, bundan sonra zevk alacaksın!" dedi ve yavaş hareketlerle götümün içinde gidip gelmeye devam etti. Ara da bir hepsini çıkarıyor, nefes almamı rahatlamamı sağlıyor, daha sonra tekrar sokup çıkarmaya devam ediyordu. Bir süre sonra götüm uyuşur gibi olmuştu. Enginin yarağına alışmıştı. Kendimi iyice serbest bıraktım. Artık Engin amıma girer gibi rahat hareket ediyordu. Engin'in büyük zevk aldığı her halinden belliydi, kasıklarımı ve kalçalarımı sıkmaktan neredeyse moraracaklardı. Ben de Engin'in ritmine uymuştum.
Engin yarağını götümden çıkardı ve beni sırtüstü yatırıp, bacaklarımı havaya kaldırdı. Yarağını götüme dayayıp içine girdi. Şimdi rahat alabiliyordum götüme. Engin bir taraftan götümü sikerken bir taraftan da göğüslerimi okşuyor, sıkıyor, "Reyhan hoşuna gidiyor mu?" diye soruyordu. "Evet, değişik bir duygu, ama amımdan aldığım zevk kadar değil!" dedim. "Alışınca daha çok zevk alacaksın!" diyerek götüme pompalamaya devam etti. 15 dakika siktikten sonra yarağını götümden çıkardı ve döllerini fışkırtmaya başladı. Göğüslerime kadar fışkırmıştı yine bir avuç dolusu. "Ufff, nasıl fışkırdı öyle!" dedim. "Senin gibi bir yavruyu sikip te fışkırmadan olmaz ki!" dedi. Bunları konuşurken ben Engin'in döllerini göğüslerime ve göbeğime sürmeye devam ediyordum..
Engin'e, "Erkeğim benim, güçlü kocacığım, ne zaman sikin kalkarsa bende indirebilirsin. Ne zaman ararsan, amım, götüm, ağzım, her tarafım yarağına amade! Ama başka karıları sikersen, hele kerhane orospularını sikmeye gidersen çok bozulurum! Sen iste, ben senin için orospuluk bile yaparım!" dedim. "Merak etme karıcığım sen benim küçük orospumsun, sen varken başka orospuyu siker miyim hiç!" dedi ve dudaklarıma yumuldu. Uzunca öpüştük. Gün ağarmak üzere idi, "Halam birazdan kalkar!" dedim. Giyinmek için iç çamaşırımı elime aldığımda, Engin, "Bırak Reyhan bana hatıra kalsın!" dedi. Zaten bir tek tanga külodum vardı, onu da Engin'e bırakıp, üzerime geceliği alıp çıktım...
Kahvaltıdan sonra Engin beni uğurlarken, "Çantana bak, sana bir hediyem var!" dedi. Ordan ayrılıp kendi evime gidince çantama baktım, bir CD vardı. Meğer Engin akşam yaptıklarımızı gizli kamerayla kaydetmiş. Oturup seyrettiğimde hayretler içinde kalmıştım. Hem yaptıklarıma, hem söylediklerime. Ama hiçbir şey şu gerçeği değiştirmedi: Engin benim kocam ve tokmakcım olmuştu. Ben de onun karısı ve biricik orospusu. Engin'le halen her fırsatta sikişiyorum :)
[Reyhan]
203 notes · View notes