Tumgik
#dünyaya en uzak galaksi
mustafaozkanbulut · 2 months
Text
0 notes
bilimuzay · 2 years
Text
James Webb Uzay Teleskobundan İlk Görüntüler
Tumblr media
James Webb Uzay Teleskobundan İlk Görüntüler Geldi
Geçtiğimiz aylarda James Webb Uzay Teleskobunun ne olduğundan ve amacından bahsetmiş, Haziran ayında bize göndereceği görüntüleri görmek içinde sabırsız bir bekleyişte olduğumuzu daha doğrusu tüm dünyadaki insanların sabırsız bir bekleyişte olduğunu söylemiştik. Geçtiğimiz günlerde ise Uzay Teleskobu yörüngesine oturtuldu ve gerekli ayarlamalar yapılarak James Webb Uzay Teleskobundan ilk görüntüler dünyamıza geldi. Her fotoğrafı ayrı ayrı inceleyecek ve bu görüntülerdeki detayları sizinle paylaşacağız. Ama önce kısa ve hatırlatıcı olarak bir kez daha bu teleskobun ayrıntılarından bahsetmekte fayda var. 2007 yılında projenin bitirilmesi beklenirken teleskop, 25 Aralık 2021 tarihinde uzaya fırlatılarak dünyamızdan oldukça uzakta L2 yörüngesine doğru yolculuğa çıktı. Projenin bu kadar uzamasının nedeni ilk defa bu denli büyük bir projenin uzaya fırlatılacak olması. +10 milyar dolardan fazla miktardaki mali kaynağın ayrılması projenin herhangi bir aksaklıkta veya bir meteor çarpmasında bozulmasını önlemek amacıyla tekrar tekrar denemeler yapılarak teleskobun çalışamaz hale gelmesinin önüne geçmekti. James Webb Uzay Teleskobu hakkında daha detaylı bilgi almak için tıklayınız. Şansa bakın ki yörüngesine oturur oturmaz bir meteor James Webb Uzay Teleskobuna çarptı bile. Fakat 25 yıllık çalışmayla birlikte zaten böyle bir şeyin olma olasılığı hesaplanmış ve buna karşı ciddi ve pek çok önlem alınmıştı. Teleskop bu çarpmadan hiçbir hasar almadan işlevine devam etti. Webb Uzay Teleskobunun Yörüngesi Yörüngesinden bahsedecek olursak dünyadan oldukça uzakta 1 milyon 500 bin kilometre ötedeki L2 yörüngesi seçildi. Bunun temelde 2 nedeni var, Güneşten ve Dünyamızdan gelen ışığın James Webb Uzay Teleskobunun yakalayacağı görüntülere zarar vermemesinin istenmesi. Bir diğer nedeni ise L2 yörüngesinin diğer yörüngelere nazaran daha az meteor ve asteroid içermesi. Oldukça farklı bir yörünge izleyen James Webb Uzay Teleskobu hem dikeyde dairseler olarak bir yörünge izliyor hem de L2 yörüngesinde ilerliyor. Görselde bunu daha net olarak görebilirsiniz.
Tumblr media
James Webb Uzay Teleskobunun Yörüngesi 6 aylık bir ön hazırlık sürecinin ardından bilim adamlarınca belirlenen 5 ayrı noktaya odaklanan James Webb Uzay Teleskobu 5 ayrı görüntüyü dünyamıza gönderdi. Görüntüler NASA’nın 12 Temmuz tarihinde yaptığı canlı yayın ile tüm dünyaya gösterildi. Bu 5 ayrı nokta 10 yılı aşkındır bilim adamlarınca yapılan önermeler ile belirlendi. Her bilim adamı evrenin gözlemek istediği noktasını ve önemini detaylı olarak NASA’ya iletti ve bu noktalar önem sırasına göre kabul edildi. 70 ayrı görevi hazır olan James Webb Uzay Teleskobu ilk 5 görevini oldukça başarılı bir şekilde tamamladı. Görüntülere geçmeden önce James Webb Uzay Teleskobundan önce görev yapmakta olan, hala işlevini yitirmemiş Hubble Uzay Teleskobu hakkında detaylı bilgi almak için tıklayınız.
SMACS 0723
İlk görüntü 11 Temmuz günü, Başkan Joe Biden ile yapılan bir toplantı sırasına gösterildi.
Tumblr media
SMACS 0723'nin Webb Tarafından Çekilen Görüntüsü Genç evrenin bugüne kadarki en detaylı görüntüsü SMACS 0723 adlı galaksi kümesine bakılarak görüntülendi. Kızılötesi teknolojisi sayesinde çekilen bu fotoğraf evrenin erken evresine dair pek çok detayı içeriyor. Bu galaksilerden gelen ışığın bize ulaşması neredeyse milyarlarca yıl sürdü. Dünyamızdan 4.6 milyar ışık yılı uzaklıktaki SMACS 0723 adlı bu galaksi kümesinde oldukça parlak görünen cisimler yıldız, toplu ve daha sönük olanlar ise galaksileri temsil ediyor. Kırmızı renkteki galaksiler ise daha eski galaksilerdir, kırmızı görünmesinin sebebini herkes duymuştur “red shift” yani kırmızıya kayma. Bir galaksi bizden ne kadar uzaktaysa o kadar kırmızı renge kayar ve gözle görülemez bir hale gelir. Bu yüzden kızılötesi teknolojisini kullanarak bunları görebiliyoruz. Bu görseldeki bize en uzak galaksi ise 13.1 milyar ışık yılı uzaklıkta.
Tumblr media
Webb Tarafından Çekilen Erken Evrenin Görüntüsü(SMACS 0723) James Webb Uzay Teleskobunun amacından ve ne işe yaradığından bahsederken sıkça evrenin ilk safhalarını görmemize olanak sağlayacak olmasından bahsetmiştik. Bu fotoğraf bunun için çok büyük bir umut ışığı yakıyor. Genç evreni gözlemleyebiliyor ve görebiliyoruz. 13.1 MİLYON IŞIK YILI UZAKLIKTA GALAKSİYİ GÖREBİLİYORUZ. Görüntüde görebileceğiniz bir diğer detay ise bazı kırmızı galaksilerin sanki sündürülmüş bir taraflarından tutup uzatılmış gibi görünmesi. Bunun nedeni ise bu galaksilerin eski ve yaşlı olmasından ve onların önündeki daha genç galaksilerin, eski galaksilerin ışığının bize gelirken kütle çekim kuvveti yüzünden kırılması ve bozulmasıdır. Yani görüntüde herhangi fiziki bir oynama yok. James Webb Uzay Teleskobu bu görüntüyü çekebilmek için tam tamına 12 saat odaklanması gerekti. Hubble Uzay Teleskobun ise bu görüntüyü yakalayabilmesi için neredeyse 2 haftalık bir zaman dilimi gerekiyor. Aşağıdaki fotoğrafta Hubble ve James Webb Uzay teleskobu tarafından çekilen SMACS 0723 galaksi kümesinin fotoğrafını görebilirsiniz. Aradaki farkı anlamak güç değil.
Tumblr media
Sol taraftaki Hubble / Sağ taraftaki Webb Uzay Teleskobu(SMACS 0723)
Carina Nebulası
Tumblr media
Webb Teleskobu Tarafından Çekilen Carina Nebulası Bir sonraki görevi ise Carina Nebulası veya Carina Bulutsusu. Bu görüntü pek çok bilim insanının gözyaşlarını tutamamasına neden olmuş. Görmekte olduğunuz bir görüntü uzayın doğumevi olarak da geçiyor. 5 görsel arasındaki en heyecan verici ve en detaylı veriler kuşkusuz bu görselde barınmakta. Üst tarafta yeni doğmuş bebek ve genç yıldızları görüyoruz. Bunlar daha çok genç ve çok sıcak yeni yeni bir yıldıza dönüştüler. Alt tarafta gaz bulutunun içerisinde doğacak olan diğer yıldızlar gelecek milyar yıllar içerisinde bir yıldıza dönüşecek. Gaz bulutunun içerisinde yıldızı oluşturacak temel elementler giderek etkileşime girecek ve ortaya yeni yıldızlar doğacak. Aynı görüntüde hem yeni doğmuş yıldız ve galaksileri hem de yeni doğacak olan yıldız ve galaksileri görmek tüyleri ürpertiyor. Belki de yeni doğan galaksilerin içerisinde bir canlı yaşam mevcut veya yeni doğacak henüz doğmamış galaksilerin içerisindeki bir gezegende canlı yaşam mevcut olacak…
Stephan Beşlisi
Tumblr media
Stephan Beşlisi Bir diğer görev ise Stephan Beşlisi. Bunu seçmelerinin nedeni burada bulunan galaksilerin birbirlerinin çok yakınında olması hatta 2 galaksinin birbirleri ile çarpışması. Etraftaki gaz ve toz bulutunun görebilmek mümkün bu yeni galaksilerin ve yıldızların doğumuna işaret ediyor. Fotoğrafı daha önce yine Hubble Tarafından çekildi, ve burada 5 galaksinin bulunduğunu biliyorduk fakat James Webb Uzay Teleskobu bize bundan çok daha fazlasını söylemeyi başardı. Fotoğraftaki gaz ve toz bulutunun kimyasal yapısını da biliyoruz artık. Aşağıdaki fotoğrafta Hubble ve James Webb Uzay teleskobu tarafından çekilen Stephen Beşlisinin fotoğrafını görebilirsiniz.
Tumblr media
Sol taraftaki Hubble / Sağ taraftaki Webb Uzay Teleskobu(Stephen Beşlisi)
Southern Ring Nebulası
Tumblr media
Southern Ring Nebulası Bir diğer görev ise Southern Ring Nebulası yani Güney Halka Bulutsusu. Bu görüntüde oldukça güzel, ölmekte bir yıldızın adeta son nefesini verikenki halini görüyoruz. Yıldız öldüğü yani patladığı zaman etrafa saçtığı partiküllerin oluşturduğu bulutsu dalgayı görebiliyoruz. Aşağıdaki fotoğrafta Hubble ve James Webb Uzay teleskobu tarafından çekilen Güney Halka Bulutsusunun fotoğrafını görebilirsiniz.
Tumblr media
Sol Taraf Webb/ Sağ Taraf Hubble (Southern Ring Nebulası)
Wasp-96 b Öte Gezegeni
Tumblr media
Wasp-96 b Öte Gezegeni Veri Grafiği Son olarak bir öte gezegeni hedef alan James Webb Uzay Teleskobu WASP-96 b gezegenini yakın olarak görüntülemeyi başardı. Aslında görebileceğimiz şey bir görüntü değil bir veri setinin grafiğe işlenmiş hali. Bu gezegen güneşimiz benzeri bir yıldızın etrafında 1 tam turunu yaklaşık 3,5 günde tamamlıyor. Yani bizim 1 yılımız orada 3,5 güne eşit. Dünyadan yaklaşık 150 bin ışık yılı uzaklıktaki sıcak ve çeşitli gazların çevrelediği bu öte gezegende James Webb Uzay Teleskobu buradaki su moleküllerinin varlığını tespit etti. Sadece 1 haftalık bir sürede bize bu denli yüksek çözünürlükte görseller sunan James Webb Uzay Teleskobu ve biz dünyalılar için sadece bu bir başlangıç. 10 ila 15 yıllık görev süreci bulunan Teleskop herhangi bir aksilik yaşanmadığı sürece önümüzdeki günlerde bilim adamlarınca seçilen diğer noktalara odaklanarak bize pek çok farklı yerleri gösterebilecek. Evrenin çok genç olduğu zamanlara +13 milyar ışık yılı uzaklıklardaki galaksileri ve yıldızları gözlemlemek artık mümkün. James Webb Uzay Teleskobu bununla da yetinmeyip gözlemlediği gezegenleri hangi moleküllerden oluştuğuna dair verileri de bize aktarmaya çalışacak. NASA’nın sloganı ile sözü şimdilik bitirelim öyleyse. GO WEBB Kaynak: https://bilimuzay.com/james-webb-uzay-teleskobundan-ilk-goruntuler/ Read the full article
0 notes
hayatayorumlar · 3 years
Text
Evrende dinin yeri
Çok sevdiğim anglachelm bu tarihler arasında yazdı: 13.02.2016 13:58 ~ 12.03.2016 23:14 ben de bir yedeği bende olsun istedim.
yaşı geldiğinde çocuğuma anlatmayı planladığım möhim bir konu bu. gün gelecek çevremdeki çocuklar niye haç taşıyor pakistanlı öğrenci niye allah diyor falan diyecek. ben de bir anda klasör olarak çıkarıp o güne kadar düşündüğüm her şeyi bir anda çat diye çıkartıp veremeyeceğim. harry potter çağındaki çocuk da versem okumaz zaten öyle bir şeyi. ama bakarsınız ben anlatamam başıma bir şey gelebilir, kendisi de hiç belli olmaz türkçe öğrenir o yüzden sözlüğe entry döşeneyim dedim. bir teksti bir güvenli yere koyma ihtiyacı hissettiğim için başlık açtığım daha önce olmamıştı ama herşeyin bir ilki var sevgili okurlar.
bir şeyi bilmek istemek ve biliyor olmak arasındaki fark bir şeyi biliyor zannetmek gibi çok kötü bir sonucu doğuruyor. elbet her şeyi bilemeyeceksin ama kapasiteni zorlamazsan da başkalarının bildiğini zannettiği şeylere inanacaksın. onlar ne biliyor ki sana ne anlatsın. sana söylediklerini bilime ve gözleme dayalı verilerle karşılaştırman lazım.
* evren ne kadar büyük? * onu bilen yok ama neden bilenin olmadığı, bildiğimiz gözlemleyebildiğimiz evrenle gerçekteki güncel evrenin nereye kadar uzanabildiğini bilirsen bu devasa yapı içindeki kendi yerin ve önemine de bir göz atarsın. insan kendi etrafında daima muhatap olduğu şeylerin boyutlarını bilir. bir fil büyüktür, fil kadar diyince kafasında objenin boyutlarını canlandırması zor değildir. gemi kadar dediğin zaman zor değildir. apartman kadar dediğin zaman zor değildir. 25 ışık yılı dediğin zaman bu her gün karşılaştığı ve üzerine düşündüğü bir boyut olmadığından bunu sanki anlamış gibi söyler ve geçer. ama anlamadan söyler. kafasında 25 ışık yılının kilometre hesabını da yapsa aklı almaz. günlük boyutların dışına çıkınca insanı garip bir boşvermişlik alır. böyle gözardı ede ede düşünmeye karşı bağışıklık kazanır. sadece anlayabileceği şeyleri düşünmeye başlar. kötüsü herşeyi bundan ibaret sanar. * şöyle yavaş yavaş bilal dinlese anlayabilirmiş gibi anlatalım. ışık bildiğimiz en hızlı giden şey. dünyanın etrafını bir saniyede 7.5 kez dolanıyor. sen gökyüzüne kondanse bir ışık kaynağı tutsan parmak şıklatacağın sürede o dünyayı 7.5 kere dönecek kadar hızlı gidiyor. ay'a varması bir saniye alıyor. güneşe varması ise 8 dakika. * ışık kadar gereğinden fazla hızlı bir şeyin gitmesinin bile 8 dakika aldığı güneş bir yandan düşünürsen bize kendi ışığını 8 dakikada gönderiyor. ona baktığın zaman 8 dakika önceki güneşi görüyorsun. güneş şu anda patlasa bunu 8 dakika bilemeyecektin. * güneş sistemi'nin dışına henüz bir adet tek bir dünya yapısı araç çıktı. az buz bir uzaklık değil. dünya bir kum tanesi kadar olsaydı güneş sistemi pluto ekseninde sultanahmet camisi boyutlarında bir şey çıkardı. bir kum tanesini caminin dışına ancak gönderebildik. * güneş sisteminde de bizim yıllarımızın pek bir değeri yok. pluto güneş etrafında en son şu an olduğu pozisyondayken üçüncü selim daha tahta çıkacaktı, napoleon henüz yeni doğmuştu falan. bu aylar yıllar bizim için değer ifade eden şeyler. * bu sadece bizim sistemimiz. güneşten sonra bize en yakın yıldız proxima centaurii bize 4.2 ışık yılı uzaklıkta. ışık 4 yıldan uzun bir süre gidecek ki oraya varabilsin. kafanda oluşmadı dimi uzaklığın imajı. şöyle anlatalım, saatte 17043 km/h gibi inanılmaz görünen bir hıza erişmiş olan voyager 1 uzay aracı öyle bir uzaklığa tam 75 bin yıl sonra varacak. bundan daha yavaş bir uzay aracına binip gitsek, en yakın komşumuz olan yıldıza onbinlerce yıl sonra varacağız. büyük ihtimalle varamayacağız ama sayılar böyle diyor. bugüne kadar bildiğimiz hiçbir metod, hiçbir teori ve sahip olduğumuz yaşayan bir insanı bir başka yıldıza kendi hayat süresi içinde götüremiyor. * bu en yakın yıldızdı. bizim güneş de diğer yıldızlar gibi samanyolu içinde devasa bir dönüş yapıyorlar. samanyolu dediğin şey öyle çat diye söyleyip geçtiğin ancak ne olduğunu hiç gözünde canlandırmadığın bir yapı. bu içinde olduğumuz galakside tam 100 milyar kadar yıldız var. sagittarius a denilen merkezinde süpermasif bir karadelik olduğunu düşünüyoruz. biz de bu merkeze 27 bin ışık yılı uzaklıktayız. yani diğer taraftan düşünürsen galaksinin merkezinde bulunan biri teleskopla şu anda dünyaya baksa içinde neanderthallerin falan gezindiği taş çağı insanlarının bulunduğu bir dünyayı gözlemliyor olacaktı. * bizim güneşimiz bizim için çok önemli olabilir ama sınıflandırmada gayet ortalarda nev i şahsına münhasır bir yıldız. bir özelliği falan yok. aslında o kadar ufak o kadar önemsiz bir boyutu var ki aklın zor alır. şu tabloya bakarsan 3. resimdeki güneşin 6 resimde toz zerresi bile olmadığını görebilirsin. güneşin toz zerresi olmadığı bir ortamda biz neyiz sence? * geceleyin gökyüzüne bakıp oha ne kadar çok yıldız var dediğinde yine kendini çok önemli bir şeymiş gibi görüyorsun. ya da sanki onlar senin görebilmen için oradaymış gibi. veya senin orada olmanın bu objeler için bir anlamı varmış gibi oluyor. hayır. geceleyin görebildiğin yıldızlar samanyolunun şu kadarlık bir kısmına tekabül ediyor. pek çok kimse bu dairenin boyutlarını anlayamasa bile, evreni bu kadar büyük zannediyor. aslında bilmiyor ki gökyüzüne baktığında sadece pencereden kendi bahçesine bakıyor. daha onun ötesinde mahalleler sokaklar şehirler ülkeler var. ışık senin galaksinin bir ucundan diğerine 200 bin yılda gidebiliyor. * hubble teleskopu olabilecek en güçlü zoomuyla gökyüzünün en karanlık noktasına çevirdiğinde şöyle bir resim çekmiş. o nokta ki gerçekten gökyüzünde bir kum tanesi kadar bir pencere. görüntüüde çıkan şeyler birer yıldız değil. galaksiler. * o resimde çıkan yaklaşık tek karede on bin adet galaksinin her biri birer samanyolu. her birinin merkezinde birer süpermasif karadelik var. her birinde 100 milyar ve üstü yıldız var. bazılarında neden olmasın, hayat da var. ancak en yakınımızdaki yıldıza gidemeyen bizler bunlarla alakalı ancak konuşabiliyoruz. spekülasyonun haricinde bir gücümüz yok. tek karede bunların 10 bin tanesini bir arada çekip bakabiliyoruz. helikopterden çekilmiş stadyum fotoğrafı gibi. * bu kondensasyonu gökyüzündeki her kum tanesi kadar noktaya uygularsan yaklaşık bizimki gibi 170 milyar galaksi olduğu sonucunu buluyorlar. her birinin ortasında süpermasif karadelik bulunan, içlerinde güneş sistemleri olan, dünyalar olan, hayat olan bilmediğimiz daha nice şeyler barındıran galaksilerden yüz milyardan fazla var. ya da şöyle söylersem aklın belki alır. uzayda dünyada kum tanesi olduğundan daha fazla galaksi var. bunun yüz milyonlarca katı yıldız ve bunların etrafında dönen yüz milyarlarca gezegen ve bunların peşinde yüz milyarlarca uydu var. sen o kum tanelerinin birinin icindesin. günes sistemin öyle bakınca gözle bile görülmüyor. dünya ne ki. * bu da malesef hepsi değil zira bu bizim gözlemleyebildiğimiz / observable evren. güneşin 8 dakika önce patlama örneğini hatırlarsan bunların şu anki durumları ve varlıkları sadece spekülasyondan ibaret. bazı galaksiler 13 milyar ışık yılı uzaklıktalar. yani bizim şu anda gördüğümüz halleri onların 13 milyar yıl önceki halleri. bugün neredeler, nereye gidiyorlar, yerlerinde duruyorlar mı bilmemizin imkanı yok. bu evrenin şu anki biçimi ve halini tahmin bile edemiyoruz. ancak gördüğümüz gözlemlediğimizden çok da ilerilerde olduğunu hayal edebiliyoruz o kadar. bu sırada bizim henüz gözlemleyemediğimiz pek çok olay da olmuş veya oluyor olabilir. * insanlık bütün bir portrede nedir? hiçbir şey. gelip geçen bir hikaye. bir an. ışık yılları ve parseklerle ölçülen mesafelerde, kilometrelere şaşıran ve yıllarla kendini avutan bir soluk mavi noktadaki yalnızlığa mahkum, büyük ihtimalle başka kimsenin dinleyemeyeceği anılar. * veya şöyle düşün. etrafında eski addedilen bir olayı büyüklerine sorduğunda nenenin nenesinin bile hatırlamayacağı şeyler sana çok uzak geliyor değil mi? oysa evren 13 milyar yaşında. dünya 4.6 milyar yaşında. öncesi yok. bu süre 46 yıl olsaydı : insanlık 4 saattir dünyada olurdu. buhar makinelerini trenleri 1 dakika önce icat etmiştik. 20 saniye önce dünya savaşları bitmiş az önce aya gitmiştik. * peki ya din bunun neresinde? * bütün bu portreye oturan bir din var mı? * gökyüzündeki kum tanesi kadar bir noktaya 10 bin galaksi ve bunların gezegenlerini dolduran bir yaratan varsa - neden sina dağına gelip oturuyor? - neden israiloğullarının mısır'dan çıkmasına yardım için mısır'a on bela gönderiyor? - neden bakire bir kızdan israil oğullarına bir mesih gönderiyor ve bu gücün oğlu günah sevap iyilik gibi bütün portreyle çok çok teferruat kalan şeylerle uğraşıp ölüyor. - neden bu mesihin yoldaşları discipleları dünyanın 6 bin yaşında olduğunu söylüyorlar. cennetin doğusu falan gibi genel context'e çok aykırı şeyler iddia ediyorlar. - neden 7 ölümcül günah (oburluk gibi) belirliyor - neden dünya gibi bütün bu portrede aşırı önemsiz bir noktaya aşırı önem atfediyor ve burada sodom ile gomora'yı kahrediyor. nuh devrinde tufanlar yaratıyor, ibrahim'e oğlunu kesmemesi için meleklerle koyun gönderiyor. - yusuf'un kör babasına yardım etmesini sağlıyor - domuz yemeyin diyor - içki içmeyin diyor ve dahası böyle teferruatla neden uğraşıyor. mesela hidrojen füzyonu yapmayın nükleer fizikle uğraşmayın (veya bir arabın anlayacağı şekilde dersek, maddeleri parçalamayın incelemeyin vs) gibi alakasız da olsa evrene daha uygun mesajlar yerine neden hidrokarbon tüketimine dair gani gani mesaj var. - 170 milyar galaksi yaratan bir tanrı sizce neden muhammed'e şöyle vahiyler indiriyor? ( ahzab 50 . " ey peygamber! biz sana mehirlerini verdiğin eşlerini, allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunan kadınları; seninle beraber hicret eden, amcanın kızlarını, halalarının kızlarını, dayının kızlarını ve teyzelerinin kızlarını sana helal kıldık. ayrıca, diğer mü'minlere değil de, sana has olmak üzere, mehirsiz olarak kendini peygamber'e bağışlayan, peygamber'in de kendisini nikahlamak istediği herhangi bir mü'min kadını da (sana helal kıldık.) mü'minlere eşleri ve sahip oldukları cariyeleri hakkında farz kıldığımız şeyleri elbette bilmekteyiz. bütün bunlar, sana herhangi bir zorluk olmaması içindir. allah çok bağışlayıcıdır, çok merhamet edicidir. ( ahzab 51 : "ey muhammed! bunlardan (hanımlarından) dilediğini geri bırakırsın, dilediğini yanına alırsın. uzak durduklarından dilediklerini yanına almanda da sana bir günah yoktur. bu onların gözlerinin aydın olması, üzülmemeleri ve hepsinin de kendilerine verdiğine razı olmaları için daha uygundur. allah kalplerinizdekini bilir. allah hakkıyla bilendir, halimdir.") - dünyadaki kumlardan daha fazla galaksiler yaratan bir varlık neden muhammed'in kimle evleneceğini falan düzenliyor. neden büyük resme dair bir şeyler yok. veya var olduğunu iddia edenler gibi neden bu : "(fussilet 41/10) o, yerin üstünde yüce dağlar yarattı, orayı bereketli kıldı ve orada arayıp soranlar için gıdalarını, bitkilerini ve ağaçlarını tam dört günde takdir etti, düzenledi." şeklinde savunma yapıyorlar. 6 devirdir o gün olsa duramazsın diyerek bilimde altı devir bulmak istiyorlar ki kitapla örtüşsün. - neden galaksiler yaratan bir tanrı miras bölüştüremez? (bkz: #12264522) veya bu nasıl bir tanrıdır ki galaksilerle ışık yıllarıyla uğraşmaktan imtina etmeyip, kesir bilmez veya kutsal kitabına inananları tarafından yanlış bilgiler girmesine izin verir. galaksiler yaratan bir şeyin insanlığa yol göstermek için mağaradaki birine 20 yılda kitap ezberletmekten başka yolu mu yok? - neden yarattığı bütün bu evrene dair gözlemlerimizle örtüşen fiziksel bir konstant yok ama kevserler huriler hurmalarla ilgili epey veri var? - neden peygamberin karısının başkasıyla evlenmesine yasaklar koyuyor? * şahsi kanaatim insanın kendisini önemli görme hastalığı o denli büyüktür, yaşamı önemli addetmesi o derece gözünü kör etmiştir ki bunları değil sorgulamak uğruna savaşlar açar kelleler keser ve huzur bulur bir yere gelmiştir. * oysa insan bilmez ki hayatın olup olmaması evrenin geri kalanı için pek de bir önem arz etmez. hayatı savunma insanı sevme hümanizm ve buna ilintili ahlak da genellikle insanın kendi türünü koruma içgüdüsüyle verdiği bir tepkidir. çocuk yaparken 35 milyon canlı spermin tek bir kompleks yaşam formuna hayat vermek için biri hariç hepsinin mefta olduğu bir ortamda hayatın kutsallığı hakkında atar da atar. ölümden korkar insan, bütün bu deliliklerinin kaynağı da aslında baksan budur. yaşama içgüdüsüyle tutarsız hikayelere de inanır, tekrar yaşamak ve daha iyi yaşamak için kafa da keser, bu uğurda gider şehit olacağım diye erken de ölür ama tutarsızlığı sorgulamaya başlayamaz. bir kez başlarsa ucununu nereye gideceğini bilemez. önemsizliğinin farkına varmaktan korkar insan. kendisinden önce yüzlerce neslin inandığı şeylere içinde yaşadığı evreni daha iyi gözlemleyebilmesine rağmen gözlerini gerçeklere sıkı sıkı yumar ve kulaklarını kapatır. rüyadan uyanmak istemez. * oysa iyi bir insan olmak için bu öğretilere ihtiyacın da yoktur. ahlak din değildir. * o yüzden kızım evladım, baban der ki evren dünya merkezli bir dine ait olabilmek için çok çok büyüktür. bu tabloya semavi dedikleri dinler hep komik derecede küçük kalır. gerçekte sema ve ardında ne var inceleselerdi şüphesiz onlar daha iyi bilirlerdi*ç diğer taraftan boyutlarını bilmeden anlamadan dinlere evrensel demeleri kadar tutarsız komik bir şey olamaz. içinden ırmaklar akan cennetinde hurmalar bahşedilen bir evrensel din bir eskimo için bile cezbedici değilken (yani global bile değilken, sadece araplara göre bir cennet iken) bunu en yakın yıldıza 75 bin yılda gidecek insanlığa evrensel diye yutturmak palavradır. * bütün bunları yaratabilecek güçte bir şey varsa buraya bir sürü kutsal kitap yığması iki halka peygamberler indirmesi, evrenin her yerinde bulunan fiziksel konstantlardan bahsetmek yerine (bir yerinde elektromanyetizmin neden güçlü kütleçekimin neden zayıf olduğunu vahyetse bütün bilim alemi dine döner zaten, ahzabla uğraşmasına gerek yok) kutupların karlı olduğundan bile bahsedememesi oldukça gerçek dışıdır. * bu kitaplarda okuduğun, haç taşıyan, hanukkah kutlayan, namaz kılan arkadaşlarının sanki bir şey biliyorlar gibi delicesine sana inandırmaya çalıştıkları şeyler ve bilimsel hiçbir gerçekliği olmayan stellar tanımlar milattan sonra 600'lü yıllarda ve sonrasında çölde yaşayan biri için inanılmaz ve aydınlatıcı olabilir ama malesef bugün değiller. astronomi eleştirici olacak kadar ilerledi. * öte yandan bu dünyada modern insana en benzer ataların 200 bin yıl önce dünyada var olduğundan hareketle monoteist dinlerin ortaya çıkışına kadar olan yüz doksan yedi bin yıllık süreyi boş geçiren bir tanrı da inanmaya çok değer olmasa gerektir. * çok uzağa da gitmene gerek yok, marsta oturup dünyaya baksaydın kendi evin olan gezegeni şöyle görürdün. * ben de carl sagan olsaydım sana derdim ki, " şu noktaya tekrar bakın. orası evimiz. o biziz. sevdiğiniz ve tanıdığınız, adını duyduğunuz, yaşayan ve ölmüş olan herkes onun üzerinde bulunuyor. tüm neşemizin ve kederimizin toplamı, binlerce birbirini yalanlayan din, ideoloji ve iktisat öğretisi; insanlık tarihi boyunca yaşayan her avcı ve toplayıcı, her kahraman ve korkak, her medeniyet kurucusu ve yıkıcısı, her kral ve çiftçi, her aşık çift, her anne ve baba, umut dolu çocuk, mucit, kâşif, ahlak hocası, yoz siyasetçi, her süperstar, her "yüce önder", her aziz ve günahkâr onun üzerinde - bir günışığı huzmesinin üzerinde asılı duran o toz zerresinde. evrenin sonsuzluğu karşısında dünya çok küçük bir sahne. bütün o generaller ve imparatorlar tarafından akıtılan kan nehirlerini düşünün, kazandıkları zaferle bir toz tanesinin bir anlık efendisi oldular. o zerrenin bir köşesinde oturanların başka bir köşesinden gelen ve kendilerine benzeyen başkaları tarafından uğradığı bitmez tükenmez eziyetleri düşünün, ne çok yanılgıya düştüler, birbirlerini öldürmek için ne kadar hevesliydiler, birbirlerinden ne kadar çok nefret ediyorlardı. böbürlenmelerimiz, kendimize atfettiğimiz önem, evrende ayrıcalıklı bir konumumuz olduğu hakkındaki hezeyanımız, hepsi bu soluk ışık noktası tarafından yıkılıyor. gezegenimiz, onu saran uzayın karanlığı içinde yalnız bir toz zerresi. bu muazzam boşluk içindeki kaybolmuşluğumuzda, bizi bizden kurtarmak için yardım etmeye gelecek kimse yok." ama onlar ellerinde kutsal dedikleri kitapla gelip sana yine diyecekler ki " (bu nur, gökte ahmed, yerde muhammed denilen, zürriyetinden bir peygamberin nurudur. o olmasaydı, seni de, yer ve gökleri de yaratmazdım.) [mevahib-i ledünniyye]" evrenin boyutlarını gözden geçirip buna inanırsan da daha diyecek bir şeyim yok. benim 34 yılda dünyadan öğrendiğim bunlar. benden öncekilerin hatalarını tekrarlatmamak benim vazifem. böyle de ifa ediyorum. arz ederim.
0 notes
uzaydancom · 4 years
Photo
Tumblr media
TARİHTE BUGÜN... Apollo 10 Astronotları Eugene Cernan, John Young, Thomas Stafford 18 Mayıs 1969'da Ay yörüngesine gitmek için Cape Kennedy'den fırlatıldılar. Ay'a ilk ayak basan belki Neil Armstrong oldu ama ondan aylar önce Apollo 10 mürettebatı Ay yüzeyine 14.5 km kadar alçalmıştı... 🌖 Apollo 11 ile Armstrong'un Ay'a inmesi için prova uçuşunu Apollo 10 yaptı. Eğer Apollo 10'un "Ay inişleri için elbise provası” görevi başarısız olsaydı bu prova için bu kez Apollo 11 görev yapacaktı ve Ay'a Apollo 12 görev astronotlarından biri ilk kez ayak basacaktı. 🌖 Apollo 10 görevi, Ay'a iniş hariç tüm programı içeriyordu. Bir uzay aracının Ay'a inmesi için gerekli manevraları yaptılar. Ay yörüngesine ulaşıldığında, astronot Young’ın içinde bulunduğu “Charlie Brown” telsiz kodlu Komuta ve Servis Modülü’nden ayrılan Snoopy adlı Ay Modülü’nün içinde bulunan Stafford ve Cernan, ay yüzeyine 14,5 km kadar alçaldılar. Daha sonra komuta modülü ile tekrar birleşerek Dünya’ya döndüler. 🌖 Apollo 10 uzay aracıyla Ay'a giden astronotlar, Ay'ın dünyaya uzak yüzünde gizemli bir müzik duyduklarını söyledi. Olay, 4. insanlı uzay uçuşu görevi olan Apollo 10, Ay'ın yörüngesini dolaşırken yaşanıyor. Astronotlar o sırada "Biz mi hayal ediyoruz yoksa gerçekten Ay'ın öte tarafından müzik sesi mi geliyor?" diye düşünüyor ve aralarında konuşuyorlar. 🌖 Geri dönüş yolculuğunda Dünya’nın atmosferine yaklaştığında Apollo 10 insan yapımı bir nesnenin şimdiye kadar elde ettiği en yüksek hıza ulaştı. Peki neden diğer ay misyonlarından daha hızlı uçtu? Görev sonrası geriye kalan fazla yakıtı kullanmak için iticilerle yüklenmesi, Apollo 10'u diğer uzay araçlarından daha hızlı seyahat edebilir hale getirdi ve bugün hala ayakta duran bir rekor... 🌖 Not: @uzaydancom 'a kaliteli içerikler üretmeye devam etmek adına destek olmak isterseniz web sitemizde yer alan destek ol kısmında destek olabilirsiniz. Kredi: NASA #uzay #space #astronomi #astronomy #exploration #keşif #Dünya #Earth #NASA #gezegen #bilim #Samanyolu #Astronot #Solar #planet #galaksi #galaxy #Armstrong #evren #kozmos #sky #gökyüzü #star #Apollo #Apollo10 #moon #Ay #solarsystem #teleskop #astronaut https://www.instagram.com/p/CAVbn_Bg4vi/?igshid=maq6bsuplptj
0 notes
bakmisonline · 5 years
Video
MUCİZE KIYAMET TEĞET GEÇTİ! 1500 Tonluk Meteor Dünya'ya Çarpmış Nasa Açıkladı
Mucize gibi! Kıyamet resmen teğet geçti! 1500 tonluk dev meteor Dünya'ya çarpmış. Göktaşı nı Nasa yeni fark etti. Bilim dünyası ayakta. Dev asteroid uzaydan gizlice geldi. Kuyruklu yıldızlar meteorlar ve diğer göktaşları Dünyanın sonunu getirebilir mi? Geçmişte Dünya'ya çarpmış asteroitler ve etkileri. Meteor çarpması engellenebilir mi? Asteroitler nasıl oluşur, uzayın hangi bölgesinde bulunurlar. NASA, devasa bir meteorun Aralık 2018’de Dünya atmosferine çarptığını duyurdu. Atmosferde atom bombasından 10 kat daha güçlü bir göktaşı patlamasının yaşandığı ortaya çıktı. Amerikan Havacılık ve Uzay Dairesinin (NASA) tespitine göre patlama 18 Aralık 2018’de Bering Denizi üstünde yaşandı ancak fark edilmedi. Evet yanlış duymadınız FARK EDİLMEDİ... Birkaç metre uzunluğundaki göktaşı dünyanın yüzeyine 25 km kala patladı ve bunu hiçbir uzay istasyonu  hiçbir radar yada uydu tespit edemedi. Daha yeni fark edildi yani yeni bir olay eğer ki atmosferde patlamasaydı atom bombasından 10 kat daha güçlü bir asteroit patlamasının Dünya’ya ne kadar zarar verebileceğini hiç düşündünüz mü? Resmen kıyameti ucuz atlattık. Peki nasıl fark edilemedi? Yoksa bunu tespit edecek bir teknolojik sisteme Nasa başta olmak üzere diğer kurumlar şirketler uzay istasyonları bu teknolojiye sahip değil mi? Videonun ayrıntılarına geçeceğiz ama bu gibi son dakika videoların devamının gelmesini istiyorsanız beğenmeyi paylaşmayı unutmayın. ABONE OL.! http://bit.ly/2ReyspU Yayınladığımız Videolar ;http://bit.ly/2Bil0eV Dünyada yer alan bazı kurumlar, uzaya uydular, gezegenlere de uzay araçları göndererek uzayla ilgili çalışmalarını yürütmektedir. Bu kurumların arasında en önemlilerinden birisi ise NASA’dır. Nasa gibi çalışan bir çok farklı kurum ve şirkette bulunmakta dünya üzerinde. 18 Aralık 2018 tarihi dünya için çok önemli bir tarih çünkü kıyametin teğet geçtiği an…  Son 30 yıl içinde türünün en büyük ikinci göktaşı çarpması olduğu açıklanan durum bilim dünyasında tartışmanın da fitilini ateşledi. Zira bilim dünyası meteor çarpmasını aylar sonra fark edebildi.  Yani martın 15inde sadece 3 5 ün önce yani.   Aralık 2018'deki etki, bu hafta yalnızca NASA'nın Dünya'ya yakın nesneler gözlem programı yöneticisi Kelly Fast tarafından verilen Teksas'taki Ay ve Gezegen Bilimleri Konferansı'nda yapılan bir sunum sayesinde dikkat çekti. Fast , BBC News’e verdiği demeçte , Aralık ayındaki olayın Çelyabinsk’in enerji salıverilmesinin yüzde 40’ını patladığını, ancak etkinin nispeten uzak olduğu için haberlerde yer almadığını söyledi. 19 metre genişliğinde ölçülen Çelyabinsk meteorları ana karaya Rusya'yı geçerek birçok sürücü tarafından kaydedildi . Ortaya çıkan şok dalgaları 1.200'den fazla insanı yaraladı. Yani atmosfer tabakasında patlaması bile biz insanlar üzerinde yarattığı şok dalgaları yaralanmalara sebep olacak nitelikte bu daha önce yaşandı.  Bu yaşanan olaylar ne ilk ne de son daha fazlası da olacak. Uzmanlar bu meteorlardan yüzlerce kat büyüklüğünde asteroidlerin dünyaya çarpma olasılığının her an gerçekleşebileceğini ve derhal bu konunun üzerinde durulması gerektiğinin özellikle altını çiziyor. Biraz önce bahsettiğimiz şok dalgaları sadece insanları etkilemiyor. Bu şok dalgaları küresel bir elektrik kesintisi ne de neden olabilir yada farklı başka birçok soruna… ( 2019 kıyamet günü hz mehdi kimdir? yapat kıyamet alametleri uzay belgeseli içinde niburu gezegeni. Uzay videoları asteroit kuşağı göktaşı izle. Dünyanın sonu gezegenler mucize gibi )
bakmış, göktaşı, asteroid, asteroit, meteor, evren, nasa, uzay, dünya, kıyamet, mucize, çelyabinsk, galaksi, gezegenler, nibiru, güneş sistemi, mucize gibi, meteor dünya, bilim, dünyanın sonu, göktaşı çarpması, meteor çarpması, göktaşı izle, nasa açıkladı, gezegen x, asteroit kuşağı, niburu gezegeni, yapay kıyamet, hz mehdi kimdir, kıyamet günü, kıyamet alametleri, 2019 kıyamet, uzay videoları, 1500 tonluk meteor, bilim dünyası, meteor dünyaya çarpıyor, uzay belgeseli, hz mehdi, planet x
0 notes
simsimingozlerinden · 6 years
Text
Yıldız Çocuklar
Bazıları bu çocukların, yıldız tohumları olduğuna, diğer gezegenlerden ve yıldızlardan kaynaklanan ruhlara inanır.Bu çocuklar hem fiziksel hem de zihinsel açıdan daha hızlı büyümekle kalmıyor, aynı zamanda problemleri ve okul çalışmalarını kendilerine özgü yollarla çözüyorlar ve insanları şaşkına çeviriyorlar.
Maneviyata düşkünler fakat dinle ilgilenmiyorlar.Onlar diğer gezegenlerde ki yaşama ve uzaya hayranlar, birçoğu diğer dünyalarla bağlantı kuruyor.
Yıldız çocukları, yıldız tohumu olarakda bilinirler. aşağıda listelenenler gibi onlara uyacak sayısız açıklamalar ve deneyimler vardır.
8 Yıldız Çocuk Özelliği
Yıldız çocukları bir çok kültür de vardır. Eski Amerikalılardan Afrikalılara ve hatta hindistanlılara kadar. Bu kültürlerin ortak özelliği ise Hepsi tanrıyı, yıldızlardan inen varlıklar olduğuna inanmaktadır.
Dr Richard Boylan’a göre, bir yıldız çocuk belki de insan ve yıldız ziyaretçileri kökenli olan bir çocuk olarak tanımlanabilir.
Bir Yıldız Çocuğunun, 26 Psişik Yeteneği. Onlardan biri misin?
Kozmik enerjiler, gezegenimizi daha yüksek bilinçli dalgalarla batırmaya devam ederken DNA’mız aktive edilir ve mükemmele döner. Bu evrim, binlerce yıldır aktif olmayan tüm psişik yetenekleri aktive eder. Genç yaşta psişik yetenekleri sergileyen bazı enkarne çocukların herkesten daha fazla aktivitesi vardır.
Yıldız Çocuğu Nedir?
DNA’sının diğerlerinden daha aktif olduğu bir çocuğa Yıldız Çocuk denir. Aşağıdaki yollardan bazıları üzerinden Dünyaya gelirler.
1. Kozmik enerjiyi absorbe etmenin bir sonucu olarak DNA’nın değişimi. 2. Çocuk çok gençken, Orijinal ruh ve Kozmik varlıklar arasındaki anlaşma. 3. Doğal enkarnasyon ve dikkatle planlanmış genetik, kan soyları enkarnesi.
Dünyada yaşayan ve bugün İnsanlığınkinden çok daha gelişmiş olan eski uygarlıklar olduğunu öne süren birkaç teori var. Fakat bu ilerleme, çoğumuzun düşündüğü gibi teknolojik açıdan daha çok spiritüeldir.
Teori, “Atlantis’in Düşüşü” nden önce en az 64 kodon bulunduran, 12 aktif büyük DNA dizisine sahip olduklarını söylüyor. Halen, yalnızca 2 tel ve yaklaşık 20 kodon var ve bu da yetenek ve bilinçten yoksun kılıyor.
Bazıları, bu uygarlıkların manevî uygulamalar yoluyla varoluş alanına yükseldiğini, bazıları daha yüksek varlıklara dönüştüklerini ve bazıları yok olduklarını öne sürdüklerini teorik olarak ortaya koyuyor.
Eski uygarlıkların çocukları olduğumuza dair bir teori var, ancak gerçek doğamızı unuttuk. Gerçek potansiyelimizi bir nedenden dolayı kilitledik ve onu önemsiz DNA olarak düşünüyoruz.
Kozmik enerji dalgaları gezegenimizi son 40 yıldır sürekli tuttuğundan şu anda bizim önemsiz DNA’mızı uyandırma ve harekete geçirmek için en iyi zaman.
Bu, yeni bir insan türü olarak varoluşun yeni bir döngüsünü başlatmak için titreşimi daha yüksek bir yoğunluğa yükseltir. Bir sonraki gelişmemiz şu anda dünya genelinde gerçekleşmekte olan manevi devrim vasıtasıyla tölere edilebilir.
Yıldız Çocuklarının amacı ne?
Yıldız çocukları, insanlık için bu büyük dönüşümde önemli bir rol oynamaktadır. Kolektif insan bilincini etkileyen yüksek titreşimleri, insanlığı fiziksel beden içinde iken beşinci boyutlu bir varlığa kaydırmaya yardımcı olur.
Bazı Yıldız çocukları, geçmiş insanları hatırlamak, ne zaman “içeri girdiklerini” hatırlamak ya da ruhsal olarak uyanmış olanların bile hâlâ anlamadığı şeyleri bilmek gibi ortalama insanın ötesinde yetenekler sergilerler.
Burada amaçlarının tam olarak bilgisine sahip olabilirler ve insanlığın bu titreşim frekans kaymasını atlatmasına yardımcı olacak kadar hazırdırlar.
Bir yıldız çocuğunun 26 Psişik Yeteneği olabilir.
Richard Boylan’a göre, Star çocuklarının sahip oldukları güçlü psişik becerilerden bazıları şunlar:
1. Telepati – Zihinsel olarak iletişim kurma becerisi. 2. Bilinçlenme – Geleceği bilmek yeteneği. 3. Telekinesis – Nesneleri zihinsel yoğunlaşmaya göre hareket ettirme yeteneği. 4. Durugörü – Uzayda veya zamanda uzak olan şeyleri zihinsel olarak görme becerisi. 5. Bilgiyi indirmek – Gezegenden uzakta bilinçten bilgi toplama yeteneği. 6. Çapraz Türlerle İletişim – Diğer türlerle iletişim kurma becerisi. 7. Penetrating sezgisellik – söylenmeden bir şeyi “bilmek” yeteneği. 8. Elektrikli cihazları etkiler – Elektrikli cihazları açıp kapatma yeteneği, hatta çocuk geçtikçe patlayabilir. 9. Uzaktan etkileme – Telepati yoluyla başkalarını etkileme becerisi. 10. Boyutlararası izleme – Boyutlararası bir seviyedeki şeyleri izleme yeteneği. 11. Aura Okuma – Kişiyi çevreleyen enerji alanlarını gözlemleyerek başkalarının sağlığı, niyetleri ve diğerleri hakkında bilgi edinme becerisi. 12. psişik Tanı – Kişinin enerji alanı dalgalanmalarını okuma yeteneği. 13. Psişik veya biyoenenerjik iyileşme – Yardımcı enerjiyi başka bir kişiye aktarabilme. 14. Görünmezlik – Zihinsel yoğunlaşma yoluyla görünmez olabilme becerisi. 15. Teleportation (Teleportation) – Zihinsel çaba göstererek kendini bir yere nakletme veya nesneleri bir yerden diğerine taşıma becerisi. 16. Levitasyon – Zihinsel çabayla zeminden kalkma kabiliyeti. 17. Zihinsel Etki – Bir Yıldızlı çocuğun istediği şeyleri yapmak gibi bir başkasına “his” etme yeteneği. 18. Toprak Enerjisi – Toprak enerjisi ayarlama işi yapma becerisi. 19. Zaman dilimasyonu veya kasılması – Olağan olaylara, yolculuklara vs. sıradan olaylardan daha uzun veya daha kısa sürede neden olma yeteneği. 20. Afetlere Önceden Duyarlılık – Afetler, depremler ya da araba kazaları gibi felaketler gibi gerçekleşmeden önce hissedilebilirler. 21. Boyutlararası farkındalık – Neyin meydana geldiğini anlama yeteneği. 22. Astral seyahat – Vücut dışına enerjisel olarak çıkabilme yeteneği. 23. Kanal – Sunulmayan ve Yıldız çocuğu aracılığıyla konuşan bir kişi için bir kanal görevi görme olanağı. 24. Paylaşılan bilinç – Bilinci yıldız ziyaretçisi rehberiyle paylaşma becerisi. 25. Yıldız Ziyaretçi Rehberleri ile zihinsel bağlantılar – Yıldız Ziyaretçi Rehberleri ile yakın zihinsel bağlantılarda çalışabilme. 26. Fiziksel olarak çağırma – Birinin Yıldız Ziyaretçisi ve diğer vasilerle bağlantı kurma.
Bu becerilerin yanı sıra, Yıldız çocukları Kaynaklarla olan bağlantılarını hissediyor. Onların varlıklarını derinden hissedecekler, hepimiz bağlı olduğumuzu biliyorlar. DNA’mızı ruhsal bir yolla aktive ederek hatırlamamıza yardımcı olurlar. Daha sonra bu manevi yükseliş somutlaşacak ve DNA’nın gerçek potansiyeli açılacak! Yıldız çocukları, DNA aktivasyonumuz sırasında daha yüksek frekans rehberliğine daha iyi bağlanmamıza yardımcı olan Dünya’daki rehberlerimiz olabilir. Ayrıca, Yıldız ailemizle yeniden bağlantı kurmamıza ve Dünyadaki hayata hayatımıza nasıl başlayacaklarını, Kaynağı olarak somutlaştırılan ve bu dünyayı sevgiyle dönüştüren yeni insanlar olarak anlamamıza yardımcı olabilirler.
Galaksi Arşivi Kaynakça: https://www.facebook.com/groups/456943451164807/permalink/795439160648566/
0 notes
zehragucel-blog · 7 years
Text
UZAYDA SAYISIZ YILDIZ VARSA, GECELERİ NEDEN KARANLIK?
(OLBERS PARADOKSU) Geceleri hepimiz yıldızları saymaya çalışmışızdır bir zamanlar. Sonunu sanırım kimse getiremedi. Hiç merak etmeyin size kaç yıldız olduğunu söyleyeceğim. Evrende yaklaşık ( 2 trilyon galaksi ve her galakside en az 100 milyon yıldız olduğunu varsayarsak) 2x10^20 ( yani 200.000.000.000.000.000.000) tane yıldız var. Peki ya bu kadar yıldız varsa gecelerinin gündüz gibi aydınlık olması gerekmez miydi? Nasıl oluyor da o kadar yıldız varken gece hala karanlık? Neden hepsini göremiyoruz? Şöyle bir düşünürsek; evrende yıldızlar arasında kalan tozlar ışığı soğurur, Dünya’ya gelişini engeller dersek, güzel bir açıklama olabilir. Ama bir sorunumuz var, maddeler bir süre sonra soğurduğu ışığı yaymaya başlar. Burada sorunun başına dönüyoruz, haliyle de bir kısır döngü oluşuyor. Başka bir şekilde düşünelim, ışık evrendeki en hızlı şey olmasına rağmen onun da yol katetmesi lazım. O zaman uzaktaki yıldızlardan gelen ışığın enerjisi Dünya’ya gelene kadar azalır ve bize ulaşmaz desek? Yanlış değil, sorunun bir kısmını aydınlatabilir. Ama yetmez… Aslında bu soru yüzyıllardır astronomların zihnini kurcalıyordu. Thomas Diggs 15. YY’de, Johannes Kepler 17. YY’de, Edmond Halley ise 18.YY’de bu soruya açıklık getirmeye çalışmışlar. Hatta edebiyatçı olarak bilinen Edgar Allan Poe dahi bu soruya açıklama sunmuştur. Ancak sorunun paradoks olarak adlandırılması 19. YY’ye Heinrich Olbers’a dayanır. Haliyle paradoksa “Olbers Paradoksu” adı verilir. Sorunun paradoks olmasındaki sorun, evrenin o zamanlarda durağan ve sonsuz olduğu görüşünün bulunmasdır. Oysa şimdi biliyoruz ki evren sonludur ve gittikçe genişlemektedir, dolayısıyla bir başlangıcı vardır. Paradoksa burada bir açıklık geliyor, evrenin yaşı sayılı olduğundan; birçok fotonun henüz bize ulaşamış olması ve ulaşanlarınsa gözlenebilir evrenin sınırlarında olması birçok yıldızı görmemizi engelliyor. Yani; • Çok uzak yıldızlardan gelen fotonların, Dünya’ya gelene kadar enerji kaybetmesinden dolayı Dünyaya yetişememsi, • Büyük patlamadan bu yana birçok fotonun bize ulaşmamış olması, ulaşanların da gözlenebilir evren sınırlarında olmasından dolayı, evrende var olan birçok yıldızı göremiyoruz. Yoksa gecemiz de aynı gündüzümüz gibi hep aydınlık olurdu. Zehra Nur Gücel
0 notes
sosyalmedyablog · 7 years
Text
New Post has been published on Edebiyat Kulübü
New Post has been published on http://edebiyatkulup.com/edebiyat-tarihinin-en-iyi-100-giris-cumlesi/
Edebiyat Tarihinin En İyi 100 Giriş Cümlesi
Edebiyat Tarihinin En İyi 100 Giriş Cümlesi Bazı romanları elimize aldığımızda, daha kapağını açtığımız anda, ilk cümleleri okurken biri sarıp sarmalamaya başlar. Bazılarında ise 50. sayfaya geldiğimiz halde okumakta zorlanırız. Özellikle sıradışı girişler bizi daha çok etkisi altına alır. Ve elbette romanı okuyup tamamadıktan sonra ilk sayfaya dönme isteği uyandıran romanlar.
“Bir kitabın okuyucuyu ilk cümleden itibaren etkilemesi gibisi yoktur. Okuyucunun okuduğu ilk cümle, kitabın giriş cümlesi, o kitabın satmasını, kapanış cümlesi ise yazarın daha fazla okuyucu kazanmasını sağlar derler,” diyen stylist.co.uk sitesi de kendilerine göre “en iyi ve en ikonik” giriş cümleleriyle başlayan 100 eseri seçti.
1. J.D. Salinger Çavdar Tarlasında Çocuklar
“Anlatacaklarımı gerçekten dinleyecekseniz, herhalde önce nerede doğduğumu, rezil çocukluğumun nasıl geçtiğini, ben doğmadan önce annemle babamın nasıl tanıştıklarını, tüm o David Copperfield zırvalıklarını filan da bilmek istersiniz, ama ben pek anlatmak istemiyorum. Her şeyden önce, ben bu zımbırtılardan sıkılıyorum. Sonra, onlarla ilgili en ufak bir söz etsem, bizimkilere inmeler iner.” (Coşkun Yerli’nin çevirisiyle)
2. Leo Tolstoy Anna Karenina
“Mutlu aileler birbirlerine benzerler. Her mutsuz aileninse kendine özgü bir mutsuzluğu vardır.” (Ergin Altay’ın çevirisiyle)
3. Jane Austen Aşk ve Gurur
“Dünyaca kabul edilmiş bir gerçektir, hali vakti yerinde olan her bekar erkeğin mutlaka bir eşe ihtiyacı vardır.” (Hamdi Koç’un çevirisiyle)
4. Charles Dickens İki Şehrin Hikayesi
“Zamanların en iyisiydi, zamanların en kötüsüydü, hem akıl çağıydı, hem aptallık, hem inanç devriydi, hem de kuşku, Aydınlık mevsimiydi, Karanlık mevsimiydi, hem umut baharı, hem de umutsuzluk kışıydı, hem her şeyimiz vardı, hem hiçbir şeyimiz yoktu, hepimiz ya doğruca cennete gidecektik ya da tam öteki yana – sözün kısası, şimdikine öylesine yakın bir dönemdi ki, kimi yaygaracı otoriteler bu dönemin, iyi ya da kötü fark etmez, sadece ‘daha’ sözcüğü kullanılarak diğerleriyle karşılaştırılabileceğini iddia ederdi.” (Meram Arvas’ın çevirisiyle)
5. Virginia Woolf Bayan Dalloway
“Mrs. Dalloway çiçekleri kendi alacaktı.” (Tomris Uyar’ın çevirisiyle)
6. Anne Tyler Back When We Were Grownups (Yetişkin Olduğumuz Zamanlar)
7. F.Scott- Fitzgerald Muhteşem Gatsby
“Toy çağımda bir öğüt vermişti babam, hala küpedir kulağıma. ‘Ne zaman’ demişti, ‘birini tenkide davranacak olsan, hatırdan çıkarma, herkes senin imkanlarında gelmemiştir dünyaya!”” (Can Yücel’in çevirisiyle)
8. Sylvia Plath Sırça Fanus
“Rosenberleri elektrikli sandalyede idam ettikleri yaz; garip, boğucu bir yazdı ve ben New York’ta ne aradığımı bilmiyordum.” (Handan Saraç’ın çevirisiyle)
9. Herman Melville Moby Dick Beyaz Balina
“Ishmael deyin bana. Birkaç yıl önce -kaç yıl önce olduğu önemli değil paramın azaldığı ya da hiç kalmadığı bir sırada-, karada da beni ayrıca bağlayan bir şey olmadığı için, bir engine açılayım, bu dünyanın denizlerini şöyle bir göreyim dedim. Ben böyleyimdir; böyle bulurum sıkıntıdan kurtulmanın, uyuşan kanıma hız vermenin yolunu.” (Sabahattin Eyuboğlu ve Mina Urgan’ın çevirisiyle)
10. Douglas Adams Otostopçunun Galaksi Rehberi
“Galaksinin Batı Sarmal Kolu’nun bir ucunda, haritası bile çıkarılmamış ücra bir köşede, gözlerden uzak, küçük ve sarı bir güneş vardır. Bu güneşin yörüngesinde, kabaca yüz kırksekiz milyon kilometre uzağında, tamamıyla önemsiz ve mavi-yeşil renkli, küçük bir gezegen döner. Gezegenin maymun soyundan gelen canlıları öyle ilkeldir ki dijital kol saatinin hâlâ çok etkileyici bir buluş olduğunu düşünürler.” (Nil Alt’ın çevirisiyle)
11. Franz Kafka Dönüşüm
“Gregor Samsa bir sabah bunaltıcı düşlerden uyandığında, kendini yatağında dev bir böceğe dönüşmüş olarak buldu.” (Ahmet Cemal’in çevirisiyle)
12. J.K. Rowling Harry Potter ve Felsefe Taşı
“Dört numarada oturan Bay ve Bayan Dursley son derece normal olduklarını söylemekten gurur duyarlardı, sağolun efendim. Garip ya da gizemli işlere bulaşacak son kişilerdi. Böyle saçmalıklara kafa yormazlardı çünkü.” (Ülkü Tamer’in çevirisiyle)
13. Mark Haddon Süper İyi Günler
“Ben beş kırmızı araba ile gidip gördüm ve süper güzel bir gün olacağını biliyordum.” (Övgü Doğangün’ün çevirisiyle)
14. Audrey Niffenegger Zaman Yolcusunun Karısı
“Benim durumunun asıl inanılmaz yanı, aslında gerçek olmam. Bu gelip gitmelerin, yer değiştirmelerin bir mantığı,bir kuralı var mı? Yerinden kımıldamamanın, her anı şimdiki zamanla doldurmanın bir kuralı var mı?” (Elvan Umur’un çevirisiyle)
15. John Ronald Reuel Tolkien Yüzüklerin Efendisi : Yüzük Kardeşliği
“Çıkın Çıkmazı’ndan Bay Bilbo Baggins kısa bir süre sonra yüz on birinci yaş gününü debdebeli bir davet ile kutlayacağını ilan ettiğinde Hobbitköy’de büyük bir heyecan yaşanmış ve söylentiler alıp yürümüştü.” (Bülent Somay ve Çiğdem Erkal İpek’in çevirisiyle)
16. Hunter S. Thompson Las Vegas’ta Korku ve Nefret
“Uyuşturucu tesir etmeye başladığında Barstow yakınlarında, çölün kıyısında bir yerlerdeydik.” (Nur Kasapoğlu’nun çevirisiyle)
17. Alice Walker The Color Purple (Renklerden Mor)
18. Zora Neale Hurston Tanrıya Bakıyorlardı
“Ufuktaki gemilerde, her adamın arzuları vardır. Bazıları için umutlar dalgalarla yanaşır. Diğerleri için ise, rüyalar sonsuza kadar ufukta yol alır, gözden hiç kaybolmadan seyredilir…ve onları gözleyenler hiç sıkılıp gözlerini başka tarafa çevirinceye, zaman onları alaylı bir şekilde silinceye kadar, asla kıyıya yanaşmazlar. İnsan hayatı budur işte…” (Ayla Okyavuz Yazal ve Ayşe Şirin Okyavuz Yener’in çevirisiyle)
19. Helen Fielding Bridget Jones’un Günlüğü
“Haftada 14 birimden fazla alkol almayacağım.”
20. Virginia Woolf Kendine Ait Bir Oda
“Ama biz senden kadınlar ve kurmaca yazın konusunda konuşmanı istemiştik, bunun insanın kendine ait bir odası olmasıyla ne ilgisi var diyebilirsiniz. Açıklamaya çalışacağım….” (Suğra Öncü’nün çevirisiyle) 21. Sue Monk Kidd Arıların Gizli Yaşamı
“Geceleri yatağa uzanır ve gösteriyi izlerim. Yatak odamın duvarındaki yarıklardan girip, içeride hapsolan arıların gösterisidir bu. Odanın içinde daireler çizer, pervaneninkine benzer sesler çıkarırlar. Yüksek perdeden zzzzzz’ler tenimde mırıldanır.” 22. Rebecca Wells Dostluğun Kutsal Bağı
“Step dansı ustası çocuk istismarcısı. 8 Mart 1993 Pazar gününün New York Times’ı Vivi’den böyle bahsediyordu.”
23. Elizabeth Gilbert Ye, Dua et, Sev
“Giovanni’nin beni öpmesini isterdim. Ah, fakat bunun berbat bir fikir olması için pek çok neden var. Bir yerden başlamak gerekirse, Giovanni benden on yaş daha genç ve -yirmili yaşlarında olan birçok İtalyan erkeği gibi- hala annesiyle beraber yaşıyor.” (Gamze Bulut ve Zeynep Kumruluoğlu’nun çevirisiyle)
24. Laura Whitcomb Hayalet Sevgilim
“Üzerimde birinin bakışlarını hissettim. Çok rahatsız edici bir duyguydu, özellikle de ölü olduğum düşünülünce.” (Ebru Sürmeli’nin çevirisiyle)
25. Jane Austen Emma
“Emma Woodhouse, güzel, zeki, varlıklı bir kızdı. Rahat bir evi, iyimser bir yaradılışı vardı. Böylece, dünyanın en büyük nimetlerine sahip sayılırdı; ömrünün şu ilk yirmi yılında pek az sıkıntı, üzüntü çekmişti.” (Nihal Yeğinobalı’nın çevirisiyle)
26. Mary Shelley Frankenstein
“İçine doğan tüm kötü hislere rağmen işlerimi kazasız belasız yoluna koyduğumu duyunca memnun olacağını tahmin ediyorum. Buraya dün geldim ve gelir gelmez de ilk işim, sevgili kardeşimi iyi olduğumdan, girişimimin başarıya ulaşacağına dair inancımın giderek güçlendiğinden haberdar etmek üzere kolları sıvamak oldu.” (Duygu Akın’ın çevirisiyle)
27. Richard Yates The Revolutionary Road (Devrim Yolu)
28. Gabriel Garcia Marquez Kolera Günlerinde Aşk
“Kaçınılmaz bir şeydi: Acıbadem kokusu ona mutsuz aşkların yazgısını anımsatırdı hep. Doktor Juvenal Urbino, yıllardır kendisi için önemini yitirmiş bir olayla ilgilenmek üzere koşup geldiği, hâlâ alaca ışığa gömülü odaya girdiği an ayrımına vardı bunun. Antilli göçmen, harp malulü, çocuk fotoğrafçısı, satrançta en yufka yürekli rakibi, bir altın siyanürüyle belleğin işkencelerinden kurtarmıştı kendini.” (Şadan Karadeniz’in çevirisiyle)
29. Emily Bronte Uğultulu Tepeler
“1801. İnsanlardan kaçan komşumu ve daha sonra başıma bir sürü iş açacak olan mal sahibimi ziyaretten yeni döndüm.” (Ali Ateşoğlu’nun çevirisiyle)
30. C.S. Lewis Narnia Günlükleri: 5 Şafak Yıldızı’nın Yolculuğu
“Eustace Clarence Scrubb denen oğlan, başına gelenleri hemen hemen hak etmişti.”
31. William Makepeace Thackeray Gurur Dünyası
“İçinde bulunduğumuz yüzyılın daha yirmi yaşını doldurmamış olduğu sıralardaydı. Haziran ayında güneşli bir sabah, Miss Pinkerton’ın Chiswick Çıkmazı’ndaki özel kız okuluna, başı peruklu, şapkası üç köşeli, şişman bir arabacının saatte altı kilometre hızla sürdüğü, koşum takımları parıl parıl göz alan bir araba geldi.” (Nihal Yeğinobalı’nın çevirisiyle)
32. Lewis Carrol Alice Harikalar Diyarında
“Alice, ırmağın kıyısında, ablasının yanı başında hiçbir şey yapmadan öylece oturmaktan sıkılmaya başlamıştı; ablasının okuduğu kitaba bir iki kez şöyle bir göz attı; ne ki kitapta ne bir resim vardı, ne de konuşma, ‘İçinde resim ve konuşma olmayan bir kitap, ne işe yarar ki,’ diye geçirdi aklından, Alice.” (Kıymet Erzincan Kına’nın çevirisiyle)
33. Louisa M. Alcott Küçük Kadınlar
34. Vladimir Nabokov Lolita Beyaz Irktan Dul Bir Erkeğin İtiraflar��
“Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Günahım, ruhum, Lo-li-ta; dilin ucu damaktan dişlere doğru üç basamaklık bir yol alır, üçüncüsünde gelir dişlere dayanır. Lo-li-ta.” (Fatih Özgüven’in çevirisiyle)
35. Oscar Wilde Dorian Gray’in Portresi
“Stüdyo güllerin baygın kokusuyla doluydu; hafif yaz esintisi bahçedeki ağaçların arasında gezindiğinde açık kapıdan leylakların ağır kokusu ya da pembe çicek açmış diken ağaçlarının daha narin parfümü geliyordu.” (Nihal Yeğinobalı’nın çevirisiyle)
36. E. B. White Örümcek Ağı
37. Anthony Burgess Otomatik Portakal
“- Eee, ne olacak şimdi ha? “Ben vardım, yani Alex, yanımda da üç kankam, yani Pete, Georgie ve Dim, ki Dim cidden epey budalaydı ve Korova Sütbarı’nda oturmuş akşam ne yapacağımıza karar veriyorduk, arsız karanlık, buz gibi kış piçlik yapıyordu, ama yağmur yoktu.” (Dost Körpe’nin çevirisiyle)
38. Roald Dahl Matilda
39. Ian McEwan Kefaret
“Briony’nin iki gün içinde bir fırtına gibi kağıda döktüğü, uğruna kahvaltıyı ve öğle yemeğini kaçırdığı oyun: Afişleri, biletleri kendisi tasarlamış, katlanır bir paravanı yan yatırıp bilet gişesine dönüştürmüş, para kutusunu kırmızı krepon kağıdıyla kaplamıştı. Hazırlıklar tamamlanmış, geriye yalnızca bitmiş metnin üzerinde düşünmek ve Kuzey’den gelecek olan kuzenlerini beklemek kalmıştı.” (Püren Özgören’in çevirisiyle)
40. Billie Letts Yüreğin Attığı Yer
41. William Goldman Prenses Gelin
42. JM Barrie Peter Pan ve Wendy
Biri dışında, bütün çocuklar büyür ve büyüyeceklerini erken yaşta öğrenirler. Wendy de şöyle öğrendi: İki yaşındayken, bir gün bahçede oynuyordu. Bir çiçek daha koparıp, bu çiçekle annesine koştu. Sanırım küçük kız pek sevimli görünüyordu ki, Bayan Darling elini göğsüne koyup, ‘Ah, keşke hep böyle kalabilsen!’ diye haykırdı. Bu konuda aralarında geçen konuşmanın hepsi buydu, ama Wendy bundan böyle büyük zorunda olduğunu öğrenmişti. Bunu iki yaşına girdikten sonra anlarsınız hep. İki yaş, sonun başlangıcıdır.” (Betül Avunç’un çevirisiyle)
43. Lemony Snicket Talihsiz Serüvenler Dizisi
44. Kurt Vonnegut Şampiyonların Kahvaltısı
45. Chuck Palahniuk Tıkanma
“Eğer bunu okumaya niyetliyseniz vazgeçin. Birkaç sayfa okuduktan sonra, burada olmak istemeyeceksiniz. Bu yüzden unutun gitsin. Gidin buradan. Hala tek parçayken hemen kaçın.” (Funda Uncu’nun çevirisiyle)
46. Iain Banks The Crow Road (Karga Yolu)
47. Douglas Adams Kutsal Dedektiflik Bürosu
“Bu sefer hiçbir şahit olmayacaktı.” (Sevil Cerit’in çevirisiyle)
48. Mario Puzo Baba
“Her büyük servetin arkasında bir suç gizlidir. (Balzac)
Amerigo Bonasera New york Üçüncü Ağır Ceza Mahkemesinin salonunda oturmuş, adaletin yerine getirilmesini bekliyordu; kızını insafsızca yaralayan, onun şerefiyle oynayan kişilerden adaletin eliyle intikam almış olacaktı.” (Özoy Süsoy’un çevirisiyle)
49. Margaret Mitchell Rüzgar Gibi Geçti
“Scarlett O’Hara çok güzel bir kız değildi ama Tarleton ikizleri gibi erkekler onun çekiciliğine bir kez kapılınca bunun farkına varmazlardı bile.” (Yeliz Üslü’nün çevirisiyle)
50. George Orwell Bin Dokuz Yüz Seksen Dört
“Pırıl pırıl, soğuk bir nisan günüydü; saatler on üçü vuruyordu. Dondurucu rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömmüş olan Winston Smith, bir toz burgacının da kendisiyle birlikte içeri dalmasını önleyecek kadar hızlı olmasa da, Zafer Konutları’nın cam kapılarından çabucak içeri süzüldü.” (Celal Üster’in çevirisiyle) 51. H. G. Wells Görünmez Adam
“Yabancı, Şubat ayının başlarında, yılın son karının yağdığı soğuk bir kış günü, keskin bir rüzgarın ve şiddetli bir karın altında, yaylaların oradan, göründüğü kadarıyla Bramblehurst İstasyonu tarafından, kalın bir eldiven gidiği elinde küçük siyah bir bavulla yürüyerek gelmişti.”
52. Daniel Quinn İsmail Bir Zihin ve Ruh Macerası
53. Micheal Cox Gecenin Anlamı
54. Christopher Buckley Sigara İçtiğiniz İçin Teşekkürler
55. Thomas Pynchon The Gravity’s Rainbow (Yerçekiminin Gökkuşağı)
56. Raphael Sabatini Scaramouche
57. Arthur C. Clarke Bir Uzay Efsanesi
“Kuraklık başlayalı on milyon yıl kadar olmuş, korkunç sürüngenlerin dönemi henüz sona ermişti. Burada, bir gün Afrika olarak anılacak olan Ekvator’da, varolma savaşı vahşetin yeni bir doruğuna ulaşmış, ancak ortaya bir galip çıkmamıştı henüz. Bu çocuk, kurak topraklarda sadece küçük, çevik ve vahşi olanlar gelişebiliyor ya da hayatta kalabilme umutları olabiliyordu.” (Oya İşeri ve Ardan Tüzünsoy’un çevirisiyle)
58. Jane Austen Northanger Manastırı
“Catherine Morland’ı küçüklüğünde gören hiç kimse onun bir kahraman olmak üzere doğduğunu düşünmezdi.” (Tuba Parlak’ın çevirisiyle)
59. George Elliot Middlemarch
60. Margaret Atwood Kedi Gözü
61. Joseph Heller Madde 22
“İlk görüşte aşktı bu. Yossarian papazı görür görmez, ona çılgınlar gibi aşık oldu.” (Niran Elçi’nin çevirisiyle)
62. Saul Bellow Herzog
“Aklımı kaçırdıysam bana göre hava hoş, diye düşündü Moses Herzog.” (Özde Duygu Gürkan’ın çevirisiyle)
63. Raymond Chandler Büyük Uyku
64. Cormac McCarthy O Güzel Atlar Sınır Üçlemesi: 1
65. John Scalzi Old Man’s War (İhtiyarın Savaşı)
66. Bret Easton Ellis Amerikan Sapığı
“TERK ET BÜTÜN UMUDU EY SEN BURAYA GİREN diye karalamışlar Onbirinci Sokak’la Birinci Cadde’nin köşesinin yakınlarındaki Chemical Bank’ın yan duvarına kan kırmızısı harflerle ve harfler Wall Street’ten dışarı doğru akan trafikte öne doğru sarsılan taksinin arka koltuğundan görülecek kadar büyük.” (Fatih Özgüven’in çevirisiyle) 67. H. G. Wells Dünyalar Savaşı
68. Avi True Confessions of Charlotte Doyle (Charlotte Doyle’un Gerçek İtirafları)
69. F. Scott Fitzgerald This Side of Paradise (Cennetin Bu Tarafı)
70. Clive Barker The Thief of Always (Tüm Zamanların Hırsızı)
71. Emma Donoghue Oda
“Bugün beş oldum. Ben hiç eksi sayılar oldum mu?”
72. William Peter Blatty The Exorcist (Şeytan Çıkarıcı)
73. John Steinbeck Gazap Üzümleri
“Son yağmurlar, Oklahoma’nın kırmızı ve gri topraklarının bir bölümüne sessiz sedasız, topraktaki yarıkları daha fazla derinleştirmeden geldi.” (Gülen Fındıklı’nın çevirisiyle)
74. Ray Bradbury Fahrenheit 451
“Yakmak bir zevkti. Bazı şeylerin yitmesini, kararmasını ve değişmesini görmek özel bir zevk veriyordu. Avuçlarında, dev piton yılanını andıran bakır çinko alaşımı hortumla dünyaya zehirli gazyağı püskürtürken, kanının beyninde zonkladığını hissediyordu… Elleri, tarihin paçavralarını ve kömürleşmiş kalıntılarını yok etmek için ateş ve alevin tüm senfonilerini olağanüstü bir şekilde yöneten bir orkestra şefinin elleriydi. Duygusuz kafasında 451 numaralı sembolik başlığı, gözlerinde bundan sonra neler olacak düşüncesiyle turuncu alevler vardı.” (Zerrin Kayalıoğlu ve Korkut Kayalıoğlu’nun çevirisiyle)
75. Richard Matheson Ben, Efsane!
76. Marcel Proust Swann’ların Tarafı
“Uzun zaman, geceleri erkenden yattım. Bazen, daha mumu söndürür söndürmez, gözlerim o kadar çabuk kapanıverdi ki, ‘uykuya dalıyorum’ diye düşünmeye zaman bulamazdım.” (Roza Hakmen’in çevirisiyle)
77. The Bible İncil
“1 Başlangıçta Tanrı göğü ve yeri yarattı. 2 Yer boştu, yeryüzü şekilleri yoktu; engin karanlıklarla kaplıydı. Tanrı’nın Ruhu suların üzerinde dalgalanıyordu. (Yaratılış 1:1-2)”
78. Charlotte Bronte Jane Eyre
“O gün, yürüyüş yapmanın imkanı yoktu. Aslında, sabah bir saat kadar yaprakları dökülmüş çalıların arasında dolaşmıştık, ama öğle yemeğinden beri (kimse olmadığı zamanlarda, Bayan Reed yemeğini erken yerdi), soğuk kış rüzgarı öyle kasvetli bulutlar, öyle şiddetli bir yağmur getirmişti ki beraberinde, dışarıda gezinmek mümkün değildi.” (Ceren Taştan’ın çevirisiyle)
79. T. Coraghessan Boyle The Road to Wellville ( Melville’e Giden Yol)
80. Yann Martel Pi’nin Yaşamı
“Istırabım beni mutsuz ve kederli etmişti. Üniversite eğitimi ve düzenli, dikkatli dini alışkanlıklar beni yavaş yavaş hayata döndürdü. Bazı insanlar garipsemiş olsa da, dini alışkanlıklarımı sürdürdüm. Lisede bir yl okuduktan sonra, Toronto Üniversitesi’ne girdim ve iki fakültede birden öğrenim görmeye başladım. İlahiyat ve hayvanbilim bölümlerinde. Dördüncü yılımdaki ilahiyat tezim, on altıncı yüzyılın ünlü Kabalacısı Safed’li İsaac Luria’ya ait evrenbilim kuramının bazı öğelerini içeriyordu. Hayvanblim tezim ise üç parmaklı tembelhayvanların tiroit bezleriyle ilgili işlevsel bir analizdi. Tembelhayvanları -sessiz, sakin ve içgözlemsel- seçme nedenim yorgun benliğimi biraz olsun rahatlatmaktı.” (Aylin Yengin’in çevirisiyle)
81. Arthur Conan Doyle Bohemya’da Skandal
“Sherlock Holmes ondan hep ‘kadın’ diye bahseder. Onu başka isimle andığını nadiren duymuşumdur. Holmes’un gözünde o, kendi hemcinslerinin tamımından daha üstündür. Irene Adler için aşka benzer duygular beslemiyordu. Onun soğuk, kesin ama saygıdeğer biçimde dengeli zihni için tüm duygular ve özellikle de o duygu, iğrenç şeylerdi.” (Kaya Genç’in çevirisiyle)
82. Kurt Vonnegut Mezbaha No: 5
83. Peter Hoeg Smilla’s Sense of Snow (Smilla’nın Kar Hissi)
84. Richard Adams Watership Tepesi
“Çuhaçiçekleri çok azalmıştı. Çayırın açıldığı ve eski bir çit ve dikenli bir hendeğe doğru bir bayırla alçalan ormanın kıyısına doğru, yabani sultan otları ve meşe ağacı kökleri arasından, solmakta olan sadece birkaç tane açık sarı öbek görülebiliyordu.” (Deniz Dülgeroğlu Altıparmak’ın çevirisiyle)
85. Louis de Bernieres Yüzbaşı Corelli’nin Mandolini
86. William Shakespeare Onikinci Gece
87. Jane Rule Desert of the Heart (Yüreğin Çölü)
88. Ian McEwan Sonsuz Aşk
89. John Maxwell Coetzee Utanç
“O yaşta bir erkek için -elli iki yaşında, boşanmış- cinsellik sorununu oldukça iyi çözümlediğine inanıyor.” (İlknur Özdemir’in çevirisiyle)
90. Charles Dickens Noel Şarkısı
“Marley ölmüştü. Bunu baştan belirtelim. Bu konuda hiçbir kuşku yok. Papaz, belediye memuru, cenazeci ve de mirasçı, gömme kağıdını imzalamışlardı. Scrooge da imzasını basmıştı. Scrooge’un imzası borsa çevrelerinde çok saygın ve geçerliydi. Demek ki Marley, halk ağzında denildiği üzere, kapı çivisi gibi ölüydü.” (Nihal Yeğinobalı’nın çevirisiyle)
91. Dashiell Hammett Ailenin Laneti
92. Heinrich Böll Palyaço
“Bonn’a vardığımda hava kararmıştı. Bir yere varışımdan sonra yaptığım hareketler beş yıldır hep aynıydı, otomatikleşmiştim artık. Peron merdivenlerini inip çıkmak, bavulu yere koymak, palto cebinden bilet çıkarmak, bavulu yerden almak, bileti vermek, akşam gazeteleri için bayiye uğramak, istasyondan dışarı çıkıp bir taksiye el etmek. Hemen hemen beş yıldır her sabah bir yere doğru yola çıktım veya bir yere vardım.” (Ahmed Arpad’ın çevirisiyle)
93. Margaret Atwood Kör Suikastçi
94. Lemony Snicket Talihsiz Serüvenler 5- Katı Kurallar Okulu
95. Dorothy Allison Karolina’nın Piçi
96. D.H. Lawrence Lady Chatterley’in Aşığı
“Aslında trajik bir çağ bizimkisi, bu yüzden onu trajik olarak görmeyi reddediyoruz. Büyük tufan kopmuş, yıkıntıların arasındayız şimdi, yeni yeni küçük yaşam alanları kurmaya, küçük küçük umutlar beslemeye başladık. Doğrusu zor iş; geleceğe uzanan düz bir yol yok şimdi, bunun yerine bir çember çiziyoruz ya da düşe kalka ilerliyoruz. Dünya başımıza yıkılmış olsa da yaşamak zorundayız.” (Meram Arvas’ın çevirisiyle)
97. William Faulkner Ses ve Öfke
“Parmaklığın arkasında, sarmaşıkların arasından, vurduklarını görüyordum. Bayrağın olduğu yere geliyorlardı ve ben yürüdüm parmaklık boyunca. Dutun çevresindeki otların içinde aranıyor Luster. Bayrağı çıkardılar, vuruyorlardı. Sonra bayrağı yeniden diktiler, tablaya gittiler, vurdu, öteki de vurdu. Sonra yine vurdular ve ben yürüdüm parmaklık boyunca. Dutun oradan geldi Luster ve biz yürüdük parmaklık boyunca, vurdular ve biz durduk, parmaklığın arasından baktım, Luster aranıyor otların içinde.” (Rasih Güran’ın çevirisiyle) 98. Salman Rushdie The Satanic Verses (Şeytan Ayetleri)
99. Edgar Allan Poe – Geveze Yürek (The Tell – Tale Heart)
DOĞRU! – gergindim – çok çok fazla gergindim ve hâla öyleyim; fakat delirmiş olduğumu söyleyebilir misiniz? Bu hastalık hislerimi keskinleştirdi – yok etmedi – körleştirmedi onları. Hepsinden önce keskin bir duyma hissi başladı. Gökteki ve yerdeki her şeyi duyuyorum. Cenennemdeki bir çok şeyi duyuyorum. Nasıl – olur da – deli olurum? Dinleyin! Ve izleyin nasıl da sağlıklı – nasıl da soğukkanlılıkla anlatacağımı tüm hikâyeyi. (Emrah Özdemir’in çevirisiyle) 100. Barry Hughart Bridge of Birds (Kuşlar Köprüsü)
  Kaynak: edebiyatyasami.com
0 notes