bana baktın. yaralarıma baktın. bacaklarımdakilere, omuzlarımdakilere, ruhumdakilere baktın. ellerin değmedi ama gözlerin dokundu sanki her birine. tek tek, usul usul dokundun. bana hiç dokunmadan yaralarıma dokundun.

sadece bakmadın da üstelik. yaralarımı gördün. yaralarımı gördü. yaralarımı gösterdim. içim titredi mi yoksa gitti mi hiç anlayamadım. anlamak istemedim. öylece bıraktım.

şakaklarıma diğer insanlar gibi birer namlu dayamak yerine dudaklarını bastırdın.

dudakların. şakaklarım. namlular. üç el ateş.

gözlerimi gözlerinden ayırmak istemezdim. sanki ayırırsam düşerdim. düştüm. düştün. düştük. karşında inatçı bir kız çocuğundan daha da beterdim. söz dinlemezdim. söz söyletmezdim. sözlerini birkaç öpücükle keserdim.

dudaklarına dudaklarımı bastırmak için sebep aramazdım. şikayetin yoktu. olmazdı. olmasındı.

ahlaksızdım. karşında soyunmaya yer arardım.

dudakların. dudaklarım. iki beden. iki el ateş.

beni gördün. paramparça benliğimi gördün. paramparça ruhumu gördün. kanlı gözlerimi gördün.

gözlerinde yansımamla karşılaştım. bakıştık. bakıştık. bakışmakla kalmadık. gözlerimizle konuştuk. konuştuk. anlattın. anlattım. sustun. sustuk.

birkaç açık seçik cümle kaçırdın ağzından. dudakların çok öpülesi gözüktü. öpülesi dudaklar ve sen. dayanamadım. öptüm. öpmekle kalmayıp dişlerimi geçirdim. sesini çıkarmadın. çıkarma. sesimiz çıkmasın. ses çıkarmayalım.

kimse duymasın soluklarını soluklarımdan başka.

soluklar. öpüşler. iki dil. iki ağız. artık tek beden. tek yangın.

son mermi. son ateş.

“sana söyleyemediğim şeyler var, kocaman bir mevsim devrilirdi içimize, dünya hafta sonları da anlaşılmazdı. üçüncü sınıf yazarların bohem tavırları çay bardakları kadar hatırlanmazdı. işten kovulmalarım çok şiirsel değildi, baştan anlaşalım. nato üyeliğimiz de öyle. ali’nin gel’mediği günler kekelerdi öğretmenimiz, eğitim kadar milli, devlet kadar uzaktı. -ikinci yeni’den hiç etkilenmiyordu üstelik tebememe- fiş’lendiğimiz doğrudur, gözlerin altıpatlar, sana söyleyemediğim şeyler var. kanun önünde eşittir öyleyse tüm karıncalar.”

"Doldum altıpatlar tabancayı kafama dayayasım var son kez o karanfil şarkısını söyleyip intihar edesim var."

Altıpatlar patladı hadi geçmiş olsun!

Dede, Van Gogh’un Tablosunu 10 Dolara mı Sattın?

Sevgili Dostlar,

133 yıl önce tam da bugün, 27 Temmuz 1890 akşamı saat 9 sularında Van Gogh iki büklüm halde kaldığı hana girdi. Eliyle midesini tutuyordu. “Tarlada bir altıpatlar ile kendimi vurdum” diyerek odasına çıktı. 2 gün sonra da ruhunu teslim etti. Daha 37 yaşındaydı.

Hanın sahibi ondan kalan 2 tabloyu tanesi 10’ar dolardan hemen sattı.

İşte bu hikâyeyi kim dinlese içi cız eder. Dünyanın en büyük sanatçılarından birinin delilikle dâhilik arasında gelgitler yaşadığı hayatına son vermesine mi üzülsek? Ona destek olmaya çalışan hancının o hayattayken satamadığı tablolarını 10 dolardan elden çıkarmasına mı? O tabloların bugün tanesinin 50 ila 150 milyon dolar arası satılmasına mı?

Ayrıca hancının torunları dedelerinin bu yaptığını duyunca nasıl bir şok geçirmişlerdir? Hani bazen alışveriş yaparsınız da Avantajix’ten tıklamayı unutmuşsunuzdur; bu his öyle bir şey olsa gerek… Neyse ki bu sonuncusunun çaresi var; Avantajix tarayıcı eklentisini ŞURADAN indiriyorsunuz, hancının torunu gibi üzülmüyorsunuz.

Alışveriş Yaptıkça Para Veren Fikirler:

Bugün Başka Ne Kazanabiliriz?

1) Gizemli Tatları Tahmin Eden iPhone 14 Kazanıyor: A101’e Avantajix’ten tıklayarak gidin, kampanyalı “Nescafe Xpress Summer” ürünlerinden alıp öncelikle çekilişsiz kurasız para iadenizi cebinize koyun. Ardından henüz içeriği açıklanmamış gizemli tatları tahmin edip internete girin ve çekiliş hakkı kazanın. Ödüller: 10 adet iPhone 14 128 GB, 15 adet Smartmi Jet Rider Scooter, 15 adet AirPods Pro 2. Son katılım: 17.09.2023. Daha fazla detay isterseniz: https://www.nescafe.com/tr

2) Bu Televizyon Sehpasını Siz Kazanın: Ruum Store, 1 şanslı takipçisine Porto TV Sehpası hediye edecek. Yarışmaya katılmak için; @ruumstore hesabını takip edin, gönderiyi beğenin ve oturma odanızda en çok kullandığınız rengi yorumda paylaşın. Sonuç 01.08.2023 tarihinde açıklanacak. Detaylar: https://www.instagram.com/p/CuuHtizI0hT/

3) Tonik Kazanacak 5 Kişiden Biri Siz Olun: Flavus, 5 kişiye cilt dokusunu matlaştırmaya, arındırmaya ve gözeneklerin görünümünü azaltmaya yardımcı olan Cream Co. tonik hediye edecek. İlgilenirseniz; @flavuscom’u ve @creamcoturkiye hesaplarını takip edin, yorumda yeşil kalp emojisi ile 1 arkadaş etiketleyin. Kazananlar ayın son günü açıklanacak. Detaylar için: https://www.instagram.com/p/Cuzh2vcONli/

4) 200TL Hediye Çeki Kazanmak İster misiniz? D&R, takipçilerine özel 200TL değerinde hediye çeki kazandıracak. Katılmak için; @dr_dunyasi hesabını takip edin ve “Yeni aldığı kitabı hemen bitirir” dediğiniz arkadaşınızı yarışma postunun altında etiketleyin. Daha fazla detay için link: https://www.instagram.com/p/Cu9QL0PIqSE/

Sevgiyle Kalın.

………

(Not: Yukarıdaki yazı Avantajix kullanıcılarına 27.07.2023 tarihinde gönderilmiş olan e-bültenin bir kopyasıdır. Siz bu yazıyı okuduğunuzda kampanyalar güncelliğini yitirmiş olabilir. En güncel detaylara şuan www.avantajix.com adresinden ulaşılabilir. Keyifli okumalar dileriz.)

Dimağım, dimağına altıpatlar.

Pow pow...#sanat #art #draw #drawing #cowboys #sketch #sketchbook #çizim #cizim #karakalem #skeç #kovboy #wildwest #revolver #altıpatlar #vahşibatı

Babamda benim keleşi beğenmiyor. İllaki altıpatlar al diyor.

anlamadim

Sana söyleyemediğim şeyler var

Borsalar iflas ediyor kuşlar intihar edince çoktan seçmeli ölüyoruz yani hiçbir şey

Ekonomi haberlerinden de anlamıyor ki kapıcılar, ne ekmek ne de süt belki de hepten!

Hiçbir şey diyorum evet biraz gökyüzü biraz çarpım tablosu biraz da yoksul gramofon

Matematiğe inanmıyorum, coğrafya defterime şiir dökülünce yalnız gelen ilhama

Vergiden düşülen hayr’lara çokça âmin, topraksız Nişantaşı köylüsü, viva Latin Amerika!

Kızılderililere inanıyorum, biraz sonbahara, göç edemeyen kuşlara ve kırık kumbaralar

Yüzüne ayet çarpılmış bir çocuk kadar hayretkar, incinmelere doymuyoruz zaten, nasılsın?

Sana söyleyemediğim şeyler var, ortaçağ ve karıncalar üstüne eski ve usulsüz

Ajanslara düşen cesetlerden muzdariptir kaç zamandır içimizdeki mezarlık

Kızımın ismi Eylül olabilir, senin ismin ya da herhangi bir filmin

-Bu şiirde ikiz kulelere rastlanmayacaktır, holdinglere ve uyum yasalarına-

Ne çok vuruluyoruz gitmediğimiz yerlerde beklenmediğimiz her saat, itina ile mutlaka!

Vuruluyoruz, adım başı heykellerden kalma ayinlere yaslanırken bekamız

Sıralar boyunca çizik içinde kalbimiz, denize paralel uzanmak bile iyi gelmiyor dağlara

-Orta Asya’yı terk ettiği günden beri huzursuzdur kavmim

Huzur uzak bir ülkedir, bankalar, hisse senetleri, Riyad ve borsalar kahrolsun!

Sana söyleyemediğim şeyler var

Bakkal mahallemizin simgesidir tayyör dirliğimizin, geri kalanları da takrir-i sükûna yaz

Elif deyince gökler yağdırıyor şarkısını nasılsa, yağmur diyoruz insan aklımızca ki, olsun.

Elif bahsi geçince yağmur söylüyoruz ‘be’ deyince ölenlerdeniz, ölesi değilse de canlar

Laiklik elden gidiyor, muhallebiciler kapanıyor birer birer ya da Neşet Ertaş’tır ipucun

Cinayet romanları söze erken başladı Habil’in hakkı Kabil’den sorulmadı zaten, unutun!

Sana söyleyemediğim şeyler var, aklın Nepal’de kalmış romantik bir 68’lidir

Ruhun Slovakya’nın kurtuluşuna çoktan asker yazılmış

Ve oda numarasından başka kaybedeceği bir şeyi olmayan sahipsiz anahtarlar gibi

Kapılar arkasında hiç durmadan İslamcılık öldüren elma kurdunun hikâyesi gibi histerik ya da

Terk ettiği günden beri göçebe ruhunu bu kadar zamansız, ey kavmim!

Elma kurdu dediysek, elma çürüktür mutlaka ve tüm kurtlar anarşist.

Sana söyleyemediğim şeyler var,

Kocaman bir mevsim devrilirdi içimize, dünya hafta sonları da anlaşılmazdı

Üçüncü sınıf yazarların bohem tavırları çay bardakları kadar hatırlanmazdı

İşten kovulmalarım çok şiirsel değildi baştan anlaşalım Nato üyeliğimiz de öyle

Ali’nin gel’mediği günler kekelerdi öğretmenimiz, eğitim kadar milli, devlet kadar uzaktı

-İkinci yeni’den hiç etkilenmiyordu üstelik tebememe-

Fiş’lendiğimiz doğrudur, gözlerin altıpatlar, sana söyleyemediğim şeyler var

Kanun önünde eşittir öyleyse tüm karıncalar!

Sana söyleyemediğim şeyler var

Sana söyleyemediğim şeyler bahsi, dünyanın yenilmiş tüm çocuklarını da kapsar

-Bakkala veresiye yazdıran Meksikalı bir gerillanın

Sigarasını yakmak üzere gökyüzüne bakması da şiirdir, mesela-

Seni, seviyorum.

Sana söyleyemediğim şeyler var, Kocaman bir mevsim devrilirdi içimize, dünya hafta sonları da anlaşılmazdı Üçüncü sınıf yazarların bohem tavırları çay bardakları kadar hatırlanmazdı İşten kovulmalarım çok şiirsel değildi baştan anlaşalım Nato üyeliğimiz de öyle Ali’nin gel’mediği günler kekelerdi öğretmenimiz, eğitim kadar milli, devlet kadar uzaktı -İkinci yeni’den hiç etkilenmiyordu üstelik tebememe- Fiş’lendiğimiz doğrudur, gözlerin altıpatlar, sana söyleyemediğim şeyler var Kanun önünde eşittir öyleyse tüm karıncalar!

Güven Adıgüzel

Kızıl Gerdan / Jo Nesbo

Kızıl Gerdan / Jo Nesbo

Kızıl Gerdan Kızıl Gerdan’dan… Harry ister istemez elini direksiyondan çekti. Bu hareketi Ellen’i güldürmek için yeterliydi. Kızın yüzündeki gülümsemeyi gören Harry derin bir nefes aldı ve mırıldandı. “Pekala, pekala, pekala.” Eli, görev için üzerine kayıtlı Revolverinin kabzasına gitti. Smith Wesson marka, a.38 kalibre, altıpatlar bir revolver. Silaha dokunurken, aslında silah taşımaya tam…

View On WordPress

Cakal, Reckol & Keişan – Altıpatlar

Cakal, Reckol & Keişan – Altıpatlar

Download Cakal, Reckol & Keişan – Altıpatlar MP3 DOWNLOAD Veteran Singer, Cakal, Reckol & Keişan has released new hip-hop joint, “Altıpatlar“. Cakal, Reckol & Keişan latest entry, “Altıpatlar” is a mid-tempo record that received a million of streams across platforms. However, the song is here to get you entertained. Listen & Download Altıpatlar Mp3 Download by Cakal, Reckol & Keişan…

View On WordPress

Merhaba dostlar, bu seferki oyun döngümüzde Darksiders var. Darksiders oyunları aksiyon-macera hack&slash türü bir oynanış sunar. Oyuncu oyunlarda üçüncü şahıs perspektifinden her birinin kendine özgü oynanış tarzı ve ekipmanları olan Mahşerin Dört Atlısı’ndan birisini kontrol eder. İlk oyunda Savaş dövüşmek için Kaos yutucu adında özel bir çift elli kılıç kullanır. Buna ek olarak oyun boyunca oyuncular tırpan ve altıpatlar gibi çeşitli eşyaları bulup kuşanabilir. Darksiders II'de Ölüm kendine özel iki tane tırpanı muharebede kullanır. Darksiders III'te ise Öfke, kırbaç ve büyü kullanarak düşmanlarını alt eder. Oyunlarda genel olarak oynanış benzerdir. Oyuncuların keşfedebileceği bölgelerden oluşan açık dünya bulunur. Hikâyede ilerlemek için çeşitli puzzlelar çözülmesi gerekir. Ölülerin ruhları veya güçlendirmeler gibi şeyler içeren sandıklar etrafta bulunmaktadır. Ruhlar genel olarak çeşitli nesneleri ve geliştirmeleri almayı sağlar. Ana silahlara özgü kombolar ruh karşılığında geliştirilebilir. Ana karakterlerin bir kaos formu bulunur. Yeteri kadar kaos puanı toplandığında kısa süreliğine fazla hasar verip kendiniz hasar almadığınız bir moda geçersiniz. Oyundaki Bossları alt etmek için, oyuncu onların zayıf noktalarını keşfetmesi gerekir. Oyuncular açık dünyayı baş kahramanların kendi atları yardımıyla keşfedebilir. Savaş'ın atının adı Ruin, Ölüm'ün atının adı Despair ve Öfke'nin atının adı Rampage'tir. Serinin ilk oyunu Darksiders, 2010’da PlayStation 3, Xbox 360 ve Microsoft Windows için yayınlandı. Orijinal olarak Cennet ile Cehennemin savaştığı modern bir dünyada geçer. Mahşerin Dört Atlısı’ndan birisi olan Savaş, kendisini dünyada bu muharebenin ortasında bulur. Savaş, muharebede öldürüldükten sonra Konsey tarafından dengeyi yok etmek ve kıyameti başlatmak ile suçlanır. Savaş, tüm bunlara neden olanı bulmak için yemin eder ve araştırması için bu olaylardan sonra bir yüzyılın geçtiği dünyaya gönderilir. Devamı yorumdadır lütfen okuyun. ⬇️ #darksiders #darksiders2 #darksiders3 #darksidersgenesis #oyun #oyuncu #windows #xbox360 #xboxone #playstation #playstation3 #playstation4 #microsoft #nordicgames #keşfet #kesfet #takipet #paylaş #beğeni #yorum https://www.instagram.com/p/COsaDhJAbzz/?igshid=5fq7tprmrbyu

Nefretin şekil bulmuş hali

Kurgu sever misin, bilmiyorum ama bunu senle paylaşmak istedim. Uzun zamandır yazmıyodum, iyi geldi... Kendimi bildim bileli bu tuvaletteyim. Pislik temizliyorum. Belki de hayatımdaki simülasyonda tıkalı kaldığımı anımsıyorum bazenleri. Tuhaf amınakoyum. Belki de uzun zamandır hayalini kurduğum o sifonu 25 yaşında çekmem gerekecek daha fazla bok kokusu basmasın etrafı diye. Hayatlarımızda attığımız adımların milyon tane sonuçları olabiliyor. İnception misali. Her temas iz bırakır aslında. İz bırakanlar da unutulmaz demişler. Sahi kaçımız yaralarımıza yara bandı olsun diye kullanıp atmadık ki birilerini? O prezervatif fabrikasını götümüze sokmuş gibi kaçımız tek kullanımlık olduk birilerinin hayatlarında. Dünya değişiyor. Biz değişiyoruz. Yenilikçiliğe her zaman açık oldum. Her daim her şekilde. Fakat hiç bir zaman şerefsizlik yapmadım. İki dakikalık vicdan otuz biri için de gavat avlamadım. Dedim ya dünya değişiyor. Zamanında birbirimize saygı duyardık. Maddi manevi sınır olsun olmasın bir kişi bir yerde uzun zamandan beri yaşıyorsa ona saygı duyulurdu. Cinsellik ele ayağa düşmezdi. İnsanların birbirine saygısı vardı be moruk. Ne düşünürsen düşün hakkımda. Anlam veremiyorum; üniversite yaşları gelmiş kızların sırf kendilerine skor olabilmesi için bulundukları mahallede vermediği erkek kalmaması, ama “cinsiyetçi” küfür duydukları zaman namuslu feminist ayaklarına bürünmelerini. Kızın birisiyle konuşuyorken 2 3 cümleden sonra seninle yatabilirime getiriyorlarsa bu işin saygısı kalmamış derim ben. Evet seks yapmak gerçekten çok güzel bir duygu. Çok güzel bir his ve tecrübe. Fakat bu kadar basit olmamalı. Basit derken ne demek istediğimi anladın. Anlamayanlar için amın var diye herkese kolayca vermen gerektiği kısmı doğru bulmuyorum. Kızın sevgilisi vardır. Gider başka erkeklere canım cicim bebeğim tavırlarına girer. Ben böyle görmedim ve doğru gelmedi asla. Ve bu tavırları hakkında konuştuğum zaman neden boş yapıyorsun diyorlar. Ve onlar için normal geliyor benim yatağıma girip uyumaları. Ne de olsa verebildiğin kadar ver. Paslanmayacak ya. Bazen öyle bir bağırmak istiyorum ki... “Yeter sizin ve sikik ait hissetmediğim dünyanızdan bıktım usandım artık!” diye. Zamanında bir hatun sevmiştim. Hala da yeri ayrıdır. Sanırım lise 1 zamanlarıydı. O zamanların bilinen dizisi doktorlarda zeynep adlı bi karakter oynuyordu. Ben bu dizi karakterine aşık olmuştum. Ve yine o zamanların marjinal sitesi omeglede ergenliğimi geçirirken bir kızla tanıştım. Bodrumda yaşadığını öğrendim. Biz konuştuk ettik uzun bir süre konuştuk. Ve bu kız o karaktere çok benzediği için başta o yüzden, sonra bana değer verdiğini hissettiğim için kendisine aşık olmuştum. Sanırım sevince tam seviyorum. Değer verince tam veriyorum. Verince veriyorum. Neyse arada görüşmemezlikler engel atmaları olmuştu, bunlara rağmen sevdim bu hatunu. Ondan beri de işim rast gitmedi zaten. Sonra görüşmemeye başladık. Tam unutuyorum tekrar tekrar çıkıyor misali. Aradan uzun zaman geçti. 29 Ekim 2016 sanırım. Depresyondayım. Doktorların gözlemleri üzerine serotonin hormonumda azalmalar baş gösteriyor. Ve bu kırıklıklarım yüzünden de endorfinim de azalmış bulunmakta. Yani yarrağı yiyorum yavaş yavaş. Yazmayı düşündüm ve yazdım ona. Şöyle de bi gerçek var, mastürbasyon yaparken bile onu düşünmüyorken -doğru gelmiyordu bu sonuçta sevdiğim kadın- konuştuk ettik, ilk defa yüzünü görmeye gidince Ankara dışına Çanakkaleye benim için ev tuttu ve dudaklarıma yapıştı. Bunları düşününce bi yerde güzel fakat bir yerde de koyuyor adama. Ve imkanlar dahilinde onun isteği üzerine bile onunla seks yapmadım. Evet bu konu sevdiğim kadın olunca insanın içi baya acıyor. Eğer onunla yatarsan sanki her şeyin büyüsü bozulacak gibi geliyor. Ve bu durum seksi ele ayağa düşürmek gibi hissettiriyor bana. Bence biraz daha özel olmalı. Sonunda ne mi oldu? Ev arkadaşının tutarsız kıskançlıkları yüzünden bıraktı. Onun yüzünden çok sıçtı ağzıma ve travma olarak kaldı sanırım. Bağlanamıyorum bile artık birisine. Zaten kızlar da bunu istiyor üniversite ortamındakiler. Tek gecelik ilişki... Muhabbet kuruyorum konu oraya gelince engel atıyorum ve evet erkek arkadaşlarım aptal diyor bana. Sikeyim hepinizi. Kız bana üstü kapalı yürüyor ediyor, sonra öğreniyorum ki sevgilisi var diyorum neden inkar ettin davranışın normal değil. Sen normal değilsin diyor. Biriyle muhabbetim var diyorum takılalım arkadaşlarla, hayır cevabını alıp arkamdan eve atmaya çalıştı beni cevabını alıyorum. Sikeyim ya keşke daha açıklayıcı anlatabilsem kendimi. Bazen kızıyorum kendime insanlara zarar vermiyorsun aptalsın diyerek. 25 yaş... Önemli. Bi bok olmazsa sanırım hayatımdaki en nefret ettiğim giysimi - sikik lisemden kalan ceketimi gömlek kravat kundura- giyeceğim, altıpatlar alıp bi şişe biramı bitirdikten sonra silahı ağzıma sokup, biraz eğimli şekilde çekeceğim sifonu. Bir fight club edasıyla geçmişi anacagım. Ya da diğer bir ihtimalle baba mesleği olan askeriyeye girip hayatımı dağlarda geçireceğim. Benden bi sikim olmaz bu kafayla. Seks bu kadar kolay ve basit değil gençler. Silkelen kendinize gelin. Gevşek yaşamayın hayatınızı be. Ağır başlı olun. Seveni sikerler, sikeni severler mevzusuna inanmak ve yaşamak istemesem de buna inandırmayın. İçimdeki acı ve boş duvar o kadar korkunç ki. Aileme bile anlatamıyorum. Ölemiyorum da. Geride bırakacağım bi kardeşim olacağı için. Ailemle paylaşamıyorum moralleri bozulmasın diye. Dip nedir diye sorarsın ya. Ben dibin vücut bulmuş en karanlık haliyim. Beni öldür ve özgür bırak.Bu arada burayı bana tavsiye veren arkadaşım bayan H ye sevgiler... İyi geceler.

25.03.2018