Tumgik
#Patlamış mısır
ozgur-ce · 3 months
Text
Ben yokum kimsenin bu önemli günü kutladığı yok kesin ama çooook ayıp cık cık cık 😁
Paaaatlamış mısır gününüz kutluuuu mutluuuu olsunnnn 🌽🍿🎉🎊🥳🥳
Happy popcorn dayyyy 😋🤍🤍🤍😂😂😂
Alta tarif bıraktım deneyin nam nam yummy yummy 😁😋🍿
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
203 notes · View notes
cuy-i-ruh · 2 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
bkz. aslan parçası ama patlamış mısır yiyeninden
2 notes · View notes
lutfiyenet · 3 months
Text
Gelenekselin ötesinde: Karamel ile tanışan patlamış mısır
Popüler atıştırmalıklar arasında klasik patlamış mısır, çocukluktan yetişkinliğe herkesin favorisi olmaya devam ediyor. Ancak, geleneksel mısır tariflerinin ötesine geçmeye ne dersiniz? Bugün size, mısırı hiç böyle yemediğiniz eşsiz bir tarif sunuyoruz: Karamelli Patlamış Mısır! Bu lezzetli atıştırmalık, sıradan mısır tanelerini karamel şölenine dönüştürerek damakları şımartıyor. İçerisindeki…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kiralaa360 · 2 months
Text
Tumblr media
Patlamış Mısır Arabası Kiralama , kiralago
Sinema günlerinin vazgeçilmez atıştırmalığı olan patlamış mısırı, siz ve misafirleriniz için özel ikram arabalarımızda servis ediyoruz. Kullandığımız mısırlar, paketlenmiş ve taze markalı ürünlerdir. Patlamış mısır arabalarımız hijyen standartlarına uygun bir şekilde üretilmiştir. https://www.kiralago.com/patlamis-misir-arabasi-kiralama-5336
0 notes
kirala-360 · 3 months
Text
Tumblr media
Patlamış Mısır Arabası Kiralama ,
kirala360
https://www.kirala360.com/patlamis-misir-arabasi-kiralama/
Sinema günlerinin vazgeçilmez atıştırmalığını, sizler ve misafirleriniz için ikram arabalarında servis ediyoruz. Patlamış mısır üretiminde kullandığımız mısırlar paketlenmiş taze markalı ürünlerdir. Patlamış mısır arabalarımız ise hijyen şartlarına uygun üretilmiştir.
Nostaljik görünümlü büyük tekerli şık arabalarda patlamış mısır ikramlarını deneyin. Patlamış mısır arabalarımız 9 farklı çeşitte bulunmaktadır. Kiralama öncesi istediğiniz model hakkında bilgi almayı ve model belirtmeyi unutmayın.
0 notes
remsabursa · 1 year
Text
Ürünlerimiz
Ürünlerimiz Karton çanta 24 x 34 x 9
View On WordPress
0 notes
insanogluu · 10 months
Text
Kanserden ölen köşe yazarı Erma Bombeck'in son yazısı
Tumblr media
“Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer; Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim.. Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.. Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.. Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.. Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.. Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim.. Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.. TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.. Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey.. Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim.. Onlara daha çok “seni seviyorum”, ondan da daha çok “özür dilerim” derdim.. Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu.. Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme.. Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç.. Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi.. Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.. Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükredin.. Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.. Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz..”
123 notes · View notes
gideceksensevmee · 10 months
Text
Kanserden ölen köşe yazarı Erma Bombeck'in son yazısı;
“Hayatımı yeniden yaşayabilseydim eğer; Hastayken yatağa girer dinlenirdim. Ben olmadığım zaman her şey kötüye gidecek diye düşünmezdim.. Gül şeklindeki pembe mumu saklamaz yakardım.. Daha az konuşur, ama daha çok dinlerdim.. Yerler kirlense, masa örtüm lekelense bile daha çok arkadaşımı akşam yemeğine davet ederdim.. Oturma odasında TV seyrederken, patlamış mısır yer. Yerler leke olacak diye korkmazdım.. Bana gençliğini anlatmaya çalışan dedeme daha çok vakit ayırırdım.. Kocamın sorumluluklarını daha çok paylaşırdım.. Saçım bozulmasın diye, arabanın camının açılmasını önlemezdim.. Eteğimin lekelenmesine aldırmadan çimlere otururdum.. TV seyrederken daha az, hayata bakarken daha çok ağlar ve gülerdim.. Ömür boyu garantilidir denilen hiçbir şeyi satın almazdım.. Hamileliğimin bir an önce sona erip, doğum yapmayı dilemek yerine, hamile olduğum her anın tadını çıkarır ve içimde bir canlı yaratmanın ne kadar harika olduğunu fark ederdim.. Bu o kadar nadir bir olay ki.. Mucize gibi bir şey.. Çocuklarım beni öpmek istediklerinde, asla “Önce git ellerini yüzünü yıka” demezdim.. Onlara daha çok “seni seviyorum”, ondan da daha çok “özür dilerim” derdim.. Ama başka bir hayat verilseydi en çok yapacağım şey; her dakikasını değerlendirmek olurdu.. Dikkatle bak.. Gerçekten gör.. Yaşa.. Vazgeçme.. Küçük şeyler için şikayet etmekten vazgeç.. Bana benzemeyenler, benden daha çok şeye sahip olanlar ve kimin ne yaptığı beni ilgilendirmezdi.. Bunun yerine, ilişkilerimi güçlendirmeye çalışırdım.. Sahip olduğunuz ruhsal, fiziksel ve duygusal her şey için şükredin.. Tek bir hayatınız var ve bir gün sona eriyor.. Umarım her gününüzü değerlendirirsiniz..”
46 notes · View notes
master1wayne · 8 months
Text
Gençlik Öfkesi S1 - B5.3
BÖLÜM 5.3 SON [MASKE DÜŞTÜ]
Evin kapısına geldim, güvenlikçi koşarak geldi ve kapıyı açtı
Gk: Buyrun efendim günaydın!
Kolay gelsin.
Gk: Teşekkürler.
Arabayı otopark'a parkettim ve yavaşça evimin kapısına geldim geldiğimde kapıyı daha çalmadan Ayla açmıştı.
Günaydın Ayla?
Ay: Günaydın, Arabamın anahtarını alabilir miyim?
Sonra alırsın azıcık bekle. Kahvaltı hazır mı?
Ay: Evet.
Haydi masaya.
B/A: Günaydın oğlum neredeydin.
Duymamazlıktan gelerek masaya oturdum ve Derya abla'nın kahvaltılıkları getirmesini bekledim.
De: Günaydın Aras Bey
Günaydın Derya Hanım.
Derya abla bütün ne varsa önüme koydu ve mutfağa geçti.
Ne varsa yiyordum. Bir an kafamı kaldırdığımda herkes bana bakıyordu.
Sorun mu var?
Bunu dedikten sonra herkes kahvaltı faslına döndü.
Lokmalarımı yuttuktan sonra aileme seslendim.
Geceleyin bir film izleyelim.
Herkes bana şaşkın şaşkın bakıyordu.
A: Ne filmi oğlum?
Film hani genelde sinemada izlenir ama evden de izlenilebiliyor. Bildin?
A: Anladım.
Güzel.
Gece 9 gibi güzelce patlamış mısır cips falan ayarlayın yiyerek seyrederiz.
Neyse ben çıkıyorum odama iyi günler.
Ay: Arabam lazım arkadaşlarımla gezece-.
İzin vermiyorum, ne arabayı alabilirsin ne de çıkabilirsin. Konu tartışmaya kapalı.
Bu dediğime kimse itiraz etmemişti.
Odama çıktığımda hemen arkamdan Derya gelmişti.
De: Yakaladın mı görüntü falan?
Evet her şey apaçık çekildi yarın haber kapaklarında birinci sıra olacak.
De: Nasıl yani haber kanalında da mı?
Abla kusura bakma ama babam bundan daha kötüsünü hak ediyor.
Gene vicdanlı davrandım.
Derya bana öyle bakmıştı, kendisine biraz yakınlaştım ve yanağına elimi attım.
Merak etme kötü bir şey olmayacak.
Alışacaklar, ilk başta biraz koyacak babamın bu yaptığı anneme ama sonra alışacak elbet.
Neyse ne. Seni seviyorum abla
De: Ben de seni seviyorum.
Azıcık uyuyayım ben.
De: Tamam canım!
Bütün yorgunluk, yatağıma uzabınxa ortaya çıkmıştı.
Selin ile yaşadığım sex babamın peşinden koşmaca derken yorulmuştum.
[Saat 21.03]
Ayla odama gelmiş beni dürtüyordu.
Ay: Aras kalk, haydi film hazır.
Gözlerim uyku perdesini aralamış odamın lambasının parlaklığı gözümü alıyordu.
N'oldu?
Ay: Film dedin ya hani.
Ha tamam geliyorum.
Ay: Ben gidiyorum?.
Gidebilirsin.
Yavaşça kalktım ve odam'daki lavaboya gittim.
[Suyu açar]
Soğuk suyu yüzüme çarptım ve suyu kapatıp çıktım.
Merdivenlerden aşağı inerken masa kurulmuş film hazırlanmıştı.
Herkes beni bekliyordu.
Bir baktım ki Derya abla da oradaydı ve evine gitmemişti.
Herkese merhaba hane halkı.
Ee ne var film olarak.
B: Gerard Butler'ın bir filmi aksiyon içerikli, bilir misin?
Hayatımda izlediğim belki de ilk film olacak. Fikrim yok iyi mi kötü mü.
B: Başlatıyorum?
Başlat bakalım.
Direk Ayla ile Derya'nın ortasına oturmuş ve ışıkları kapatmıştım.
Film ilerlerken hepimiz merakla izliyorduk. Derya abla birazcık kayıtsız kalıyor, bu tür filmleri pek sevmezdi.
Kafasını omzuma attı ve öyle izlemeye devam etti.
Bir süre sonra Derya Abla filmi izlerken uyuya kalmıştı. Ben de hiç rahatını bozmadım öyle devam ettim.
İçimdeki şeytan beni uyarıyor süt gibi parlak bacaklarını ellememi söylüyordu.
Yavaşça elimi bacaklarına attım ve masaj yapar gibi okşamaya başladım.
Okşarken bacak kasları iyice yumuşamıştı Derya abla belki uyanık olabilirdi.
Birazcık daha ileri gitmek istedim. Tepkisi ne olacaktı acaba, yavaşça elimi eteğinin altına soktum elimi biraz ilerlettim.
Ekim külotuna ulaşmıştı. Yavaşça elimle külotu kenarına çektirdim ve parmaklarımı içeri doğru soktum.
Artık elim direk amına temas ediyordu.
Bu esnada Derya abla'nın nefes alıp vermeleri çoğalmıştı. Hızlı hızlı nefes alıyor ama inlemiyordu.
Parmaklarımı amı'nın kıvrımları'nda dolaştırıyor amı'nın girişine parmağımın ucunu sokup çıkarıyordum.
Bir süre sonra Derya abla elini koluma atınca yüzümü ona çevirdim.
Gözlerinde bitmiş bir hâl vardı kısık bir sesle "lütfen şu an olmaz, burada olmaz" demişti.
Kendime inanamıyordum, en sevdiğim kadın benim ona olan hareketlerimi daha doğrusu ilgimi kabul etmişti.
Yavaşça elimi içeriden çıkardım ve amı'nın içine hafifçe soktuğum parmağımı hiç tereddüt etmeden yaladım.
Derya abla beni öyle görünce tatlı bir gülüş attı ve kafasını tekrar omzuma
dayadı.
Kendi kafamda beni kabul ettiği için kalbimde nasıl tabir etsem bir ferhalama olmuştu.
Kendimi şu an pek bir şey başarmasam bile bir şey başarmış gibi hissetmiştim.
Derya abla elini elime attı ve sımsıkı tuttu, kalan yarım saat boyunca da hiç bırakmadı.
Film bittikten sonra Derya abla müştemilat'a döndü ve ben de odama çıktım ve telefonumu kurcalamaya başladım.
[5 dakika sonra]
-Gelen sesli mesaj var-
L: Merhaba Aras Bey ben Leyal hani birlikte geçenlerde ııı yani anladınız siz. Acaba yarın bu haberi paylaşsak olmaz mı? Mesajı görünce dönüş yaparsanız sevinirim.
Sesli mesajı dinledikten sonra Leyal'i aradım.
Merhaba Leyal hanım geç saat oldu biliyorum ama müsait misiniz?
L: Evet, sorun yok müsaitim.
İyi güzel, öncelikle haber işini biraz erteleyelim.
L: Neden ki?
Yarın büyük bir işim var ama söz size salı günü haber vereceğim.
L: Ne gibi bir işiniz var?
Sizi ilgilendirmeyen türden Leyal hanım iyi geceler.
Telefonu direk yüzüne kapattım, hayır hepsi gelir bana hesap sorar anlamadım gitti.
Tekrar uyumama gerek yoktu, hemen bir siteye girdim ve nasıl mal varlığı üstüme geçirilir baktım.
1 buçuk saatlik araştırma sonunda, istediğim şeyleri kendime göre sıralamıştım.
Sabaha kadar uğraştım ve istediğim planı kurdum.
[Kapı tıklatması]
De: Aras?
Evet abla gel içeri.
Derya girdiği gibi ayağa kalktım ve kendisine yürüdüm.
De: Ne ara uyandın?
Oldu baya abla, nasılsın dün nasıldı?
Böyle sorunca yüzü kızardı, küçük bir gülücük atarak yere doğru kafasını çevirdi.
De: Aras.
Evet!
De: Dün yaptığın normal şartlarda yanlış bir şey ama ben de biliyorum ki sana karşı bir şey hissetmeye başladım.
De: Ama sen benim kardeşim gibisin nasıl sana yakınlaşır nasıl seninle..
Seninle ne yani?
De: Yani yeri gelecek seninle cinsel ilişki yaşamak isteyeceğim aynı evime geldiğinde olduğu gibi ama kendi kafamda bir şey beni tutuyor senden uzaklaştırıyor.
De: Sana olan sevgim çok fazla ama nasıl bunu yapabiliriz birbirimizi aşıklar gibi nasıl sevebiliriz bilmiyorum, anlayamıyorumda hem.
Abla otur şuraya gel hadi.
Ben bu eve ilk geldiğinden beri sana hayranlık duyuyorum, seni her gördüğümde mutlu oluyorum, senin kokunu içime çektiğimde dünyadan bütün dertlerden uzaklaşıyorum.
Yani anlayacağın ne kadar bana ablalık etsen bile ben hep seni çok sevdim.
Keşke dedim kendime hep. Keşke Derya abla beni sevse ama kardeş sevgisi değil gerçek olması gereken sevgi aşk ile başlayan sevda ile devam eden hani.
Ben hep öyle baktım dün de öyleydi.
Seni çok seviyorum lütfen anla beni.
Sen benim için çoğu şeyden önemlisin, lütfen bana bir şans ver.
(Hayatta yalvardığım ve yalvaracağım belki de tek insandı ve bir tek ona yalvarmıştım şu an)
Derya Abla'ya dudaklarımı yaklaştırdım bu sefer o beni öpecek mi diye bekledim.
Gözlerinde bir istek vardı ama acaba pişman olur muyum diyen bir hali de var gibiydi.
Bekledim öylece durdum. Derya abla gözlerini kapattı ve ıslak dudaklarını, dudaklarıma değdirdi.
Artık aşık olduğum gerçek kadına sahip olmuş gibiydim.
Kafasını çekti ve gülerek. "Haydi artık kahvaltıya bekliyorlar bizden şüphelenmesinler" dedi.
Bunun sevinci ile güm güm atan kalbim bildiğin vücuduma adrenalin pompalıyordu. Hızlıca kahvaltıya şarkı söyleyerek indim.
Ev halkı halime şaşırmıştı.
Ne oldu şarkı söylüyordum?
A: Yok bir şey sadece alışık değiliz.
Eğer ki boyun eğseydim bunları yaşamazdık zaten annecim.
Ha bu arada baba seninle şirkete geliyorum.
B: Neden, ne oldu?
Hiç sonuçta bir aile şirketi bu aile de ben de varım.
Bunu söylediğimde herkesin suratı bozulmuştu özellikle de ablamın.
Maalesef ki başına geleceklerden haberdar değildi kendisi daha ama yakında bütün bana ne yaşattıysa hepsinden çektire çektire alacaktım intikamımı.
[yemek sonrası]
Hazırlık yapıp arabaya binmiştik.
Araba da ikimizde ayrı taraflara oturmuştuk.
Babam bir an gizlice telefonda birine mesaj yazıyordu. Farkettiğimi anlayınca bir şey olmamış gibi telefonu cebine koydu ve yolu seyretti.
Şirkete varınca kapıda bizi babamın metresi karşıladı.
A.R: Aras Bey. Hoş geldiniz!
Hoş buldum Alya Hanım.
Babam şirkette odasına geçmek için asansöre bindi Alya ise bana etrafı gezdirmek istiyordu.
Bu isteğini kırmadım, önümde yürüyen Alya götünü bir orospu gibi kıvıra, sallaya gidiyordu.
30 dakikalık bir gezmenin ardından telefonumu açtım.
[Kapıyı tıklatır]
Gelebilir miyim?
B: Gel oğlum! Nasıl Oğlum şirket beğendin mi, Alya hanım seni iyi gezdirdi mi.
Gezdirdi sağ olsun.
Teşekkür ederim Alya hanım.
Fakat baba bir şey sormak istiyorum.
B: Ne soracaksın?
Alya hanım oturur musunuz lütfen.
Babam ve Alya birbirine bakıp ne diyor bu çocuk der gibi bakıyordu.
Aslında bu çocuk çok şey derdi ama anlatmasına ne gerek vardı ki, video da her şey ayrıntılıydı.
Babam eli ile koltuğu gösterdi.
A.R: Tamamdır oturayım.
Telefonumun sesini sonuna kadar açtım ve videoyu başlattım.
Video da ilk baş arkadan çekilmiş bir kadını gördüğünü düşünüyorlardı eve arkadan dı fakat kim olduğunu unutmuştu.
B: Oğlum Hanımefendi'nin yanında böyle video mu açılır ayıp değil mi?
Alya Hanım özür dilerim.
Aaa ama yapmayın böyle bu sıradan bir video değil ki.
Siz hani ******* evde beraber sex yaptınız geçen gün bu o işte!
Bunu söylediğimde babamın ve Alya'nın beti benzi atmış dilleri tutukluk yapmıştı.
A: Na-nasıl?
B:...
Nasıl mı bence size sormak lazım? Ne zamandır sikişiyorsunuz?
B: O-oğlum lütfen sil o-...
Şşş ikinizde susacaksınız. Konuşma sırası bende.
Yıllardır beni ezdin hayatımı mahvettin annemi ne kadar sevmesemde onu aldatman hoş bir durum değil, sana olan bağlılığının farkında mısın?
B:...
Anca öyle sus!
Şimdi al bakalım şu kağıdı.
Cebimde çıkardığım kağıtla babamın ve şirketin bazı arazi ve yurt dışı yatırımlık arazi VS ne varsa bir kısmını yazdım.
B: Bunlar ne böyle?
18 yılın borcu, ya bunları üstüme geçirir ve o parayı geçen ay açtığım banka hesabıma geçirirsin ya da bunu sadece anneme gösteririm.
Babam yutkunuyor ve boğazını kaşıyordu.
A.R: Yalvarırım ne istiyorsa ver yoksa mahvolacağız. Zaten başımızda Siber suç ve para aklama da var.
Vay be siz neler yapıyormuşsunuz.
Şimdi anlat bakalım baba bu para nasıl aklanıyor ve Siber suça karıştınız.
B: Parayı kurduğum şirkete karşı kurduğum bir paravan şirkete yatırıyorum.
B: Bir kaç tane de kurduğum bahis siteleri ile hepsini kaybediyor gibi gözüküyorum ama vergi vermeden bütün parayı himayemde saklıyorum sistemi o kadar büyüttüm ki herkese yapıyorum.
(Bu olanları aslında ses kaydına da alıyordum)
Hm, siz baya büyütmüşsünüz işi neyse benim istediklerimi veriyor musun yoksa ben anneme yollayayım mı bu videoyu.
Hangisi sen seç?
B: Yapamam.
Tamam o zaman anneme yolluyorum.
Tam yollama tuşuna basacakken...
B: Durr tamam tamam yapma.
Haydi geçir bakalım bunların hepsini, parayı da istiyorum.
Babam bilgisayardan girdiği siteyle her şeyi 40 dakika içinde benim hesabıma aktardı ve bazı arazileri üstüme geçirdi.
B: Tamam artık bitti geçirdim lütfen sil videoyu.
Bir süre video duracak sana güvenmiyorum. Sakın bunun hakkında da konuşma kadının gözü önünde döverim seni.
Şimdi kalkıyorum ve evime gidip yeni zengin hayatımın sefasını sürüyorum.
Görüşürüz baba, görüşürüz kaltak!
Hemen çıktığım gibi babamın özel aracına kendim bindim ve Leyal Hanım'ın yanına gittim.
[Ofise girer]
Merhaba Leyal!
L: Merhaba Aras Be-...
Bey demene gerek yok, siz biz falan biraz gereksiz.
L: Tamam o zaman Aras nasılsın neden geldin.
İyiyim ve şunu vermek istiyorum.
Artık ses ve video kaydı tamamen sende bende bunların bir kopyası var zaten.
Yarın bomba bir haber ile bunu bütün Türkiye duyabilir mi?
L: Duyacak merak etme babanın ne kadar şerefsiz biri olduğunu herkes görecek.
Bu da Emniyet'e gidecek ama yarın kendim vereceğim.
L: O ne?
Yarın karakolda ol öğreneceksin.
[2 saat sonra]
Tamam videoda ki tehdit ettiğim yerleri sildim sonunda yeni kopya Emniyet'e verilmeye hazır.
[Telefon çalar]
Efendim Leyal?
L: Ya Aras bunu verdin ama bu kasedi nerede yayınlayacağız?
Xxx (uygulama) *** bu adamı bul o sana yardım eder bana çok yardımı dokundu dışarıda ki hayatımda.
L: Emin misin?
Hem de çok!
Telefon kapanır.
Akşam olmuş babam işten gelmiş ve benim yüzüme bakamaz halde karşımdaydı annem bir şey olduğunu anlamıştı ama sormuyordu. Fakat dayanamadı.
A: Sorun mu var hayatım?
B: Y-yok bir şey sadece yorgunum!
Babam yemeğini yediği gibi kalktı ve yatağına gitti.
Sonra ablam la annem kalktı ve ben Derya ile kaldım.
De: Bir şey mi oldu?
Artık bitti Derya yarın babam yok!
De: Nasıl yani?
Yarın bütün olanları gözünle göreceksin ben bir şey anlatmayayım.
De: Aras.
Evet ab.
De: Seni seviyorum. Gerçekten seviyorum.
Ben de seni seviyorum.
Bunu dedikten sonra orada kendimi tutamadım ve Derya'nın dudaklarına yapıştım.
Derya karşılık veriyor büyük zevk alıyordum.
AA dur.
De: Ne oldu.
Yarın önemli bir işim var sabah erkenden kalkıp polise gideceğim.
Beni uyandırır mısın?
Güldü ve "olur aşkım" dedi.
Senin dilini yerim ben bitanemsin.
Ben şimdilik odama çekilsem olur mu?
De: (gülerek) Tamam tamam izin verdim.
Teşekkürler matmazel.
Odamda yatağıma yattığım gibi rahatlıkla uyumuştum.
Sabah Derya beni erkenden kimse uyanmadan uyandırdı bunu fırsat bilerek hemen merkez'e gittim ve ses kaydını verdim artık babam tescil edilmiş bir suçluydu.
Tek bir şart istedim 1 saat sonra gelmeleriydi.
Eve tekrar döndüğümde herkes uyanmış son kez bu masada babam oturuyordu.
Ablam masada otururken gp haber sitesinden aldığı bildirim ile sarsıldı
"ünlü iş adamı Ahmet Şura eşini aldattığı ortaya çıktı görüntüler telegram kanalında"
Ay: Baba bu ne demek?
B: Ne oldu kızım?
Ay: Baba bu video da ne?
Ayla telefonu babam'a uzatınca babam videoyu görüldüğü gibi telefonu elinden masaya düşürdü.
A: O ne?
Hemen ayağa kalktım ve telefonu anneme uzattım "al anne kendin bak" dedim.
Annem gördüğü video karşısında şok oldu babamın yüzünü görünce gözlerinden bir damla yaş süzüldü ve ayağa kalktı.
A: Nasıl yaparsın bunu bana, nasıl ya nasıl. Ne demek bu? Beni aldattın demek ha, neden Ahmet neden?
Babam sadece susuyordu.
A: Senin için her şeyi yaptım sana iki çocuk verdim sana olan sevgimden Aras'a yaptıklarına göz yumdum, bu video ne şimdi!
B: Söz vermiştin Aras?
Ben öyle bir şey hatırlamıyorum da bilmiyorum da ne sözü?
[kapı çalar]
De: Ahmet Bey polis geldi.
A.C: Sayın Ahmet Şura karapara aklama ve siber suçtan tutuklusun avukat hakkına sahipsin.
Babam'ı iki polis kolundan tuttu ve kelepçeleyip ekip otosuna götürdü...
Annem ve ablam ağlıyor ben ve Derya seviniyorduk.
A.C: Delikanlı
Evet amirim.
A.C: Yanlış adamın çocuğuymuşsun ama ona benzemiyorsun ve umarım benzemezsin!
Benzemeyeceğim Amirim söz veriyorum.
Amir kapıdan çıktıktan sonra kapıyı kapattım ve kahvaltı masasına geri döndüm ve babamın oturduğu yere oturdum.
Artık bu evde tek bir Adam vardı o da bendim ve benim intikamım daha yeni başlıyordu...
-HERKESE İYİ OKUMALAR AMINA KOYAYIM-
26 notes · View notes
ertan2618 · 20 days
Text
Tumblr media
BİZ NE ZAMAN MI KAYBETTİK ?
"Bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma" adlı rezil şarkıyı normal görünce başladık kaybetmeye...
"Karabiberim vur kadehlere, hadi içelim, içelim her gece" rezaletiyle neşelenince,
"Hani o muallayı sandala atıp..." diye o ahlaksız nakaratları mırıldanınca,
"tanrı unutmuş olsa da" diye haykıran, kafirlik nedeni şarkılar ile hüzünlenince ve gözümüzün içine baka baka bu şarkıları seslendirenleri normal görünce başladık tükenmeye.
Biraz eskiden başladık bilerek.
Daha eskiye gidip yeşilçam filmelerine uzansak, sadece 'recep, şaban ve ramazan' desek, galiba anlaşılır bilinçaltımızın ne halde olduğu.
Hâlâ büyük bir keyifle izliyor oluşumuzu,
Hâlâ gülüyor oluşumuzu nereye koyalım ?..
Bugüne gelsek peki, normalleşen, rahatsız etmeyen, nostaljileşen, vazgeçilmezleşen o kadar çok bulaşık var ki;
Diziler, şarkılar, programlar, sosyal medya hesapları, reelsler...
Hepsi kutsal saydıklarımızı umursamadan çiğneyip geçiyor bir şekilde.
Takip ederek, izleyerek, onlarla gülüp onlarla hüzünlenerek aslında biz çiğniyoruz kendi kutsallarımızı.
Bize ait ne kadar kavram varsa, ne kadar kıymet varsa içi boşaltılırken çekirdek çitlemiş, patlamış mısır yemiş, keyiflenmişiz üstüne...
Biraz dikkatle, biraz yakından, biraz hakikat penceresinden baksak, göreceğiz gönlümüze sızan, bağıra bağıra ya da mırıldanarak eşlik ettiğimiz şarkıların, şarkıcıların ve diğer şeylerin bize nasıl kastettiğini!..
Oturup kendi dizlerimizi dövelim önce !
Çünkü, hepsi bizim eserimiz !
Hepsini büyüten biziz !..
Bugün Gazze'ye yeterince üzülemeyen,
Doğu Türkistan'la yeterince dertlenemeyen,
Mekke'yi Medine'yi olması gerektiği gibi umursamayan,
Kendi dertsizliğiyle keyiflenen kalplerimizin, akıllarımızın, ruhlarımızın katili biziz.
Bizi vuran yine biziz !
Huzeyfe
ALINTIDIR..
13 notes · View notes
mirzablogg · 22 days
Text
Tumblr media
BİZ NE ZAMAN MI KAYBETTİK ?
"Bandıra bandıra ye beni hiç doyamazsın tadıma" adlı rezil şarkıyı normal görünce başladık kaybetmeye...
"Karabiberim vur kadehlere, hadi içelim, içelim her gece" rezaletiyle neşelenince,
"Hani o muallayı sandala atıp..." diye o ahlaksız nakaratları mırıldanınca,
"tanrı unutmuş olsa da" diye haykıran, kafirlik nedeni şarkılar ile hüzünlenince ve gözümüzün içine baka baka bu şarkıları seslendirenleri normal görünce başladık tükenmeye.
Biraz eskiden başladık bilerek.
Daha eskiye gidip yeşilçam filmelerine uzansak, sadece 'recep, şaban ve ramazan' desek, galiba anlaşılır bilinçaltımızın ne halde olduğu.
Hâlâ büyük bir keyifle izliyor oluşumuzu,
Hâlâ gülüyor oluşumuzu nereye koyalım ?..
Bugüne gelsek peki, normalleşen, rahatsız etmeyen, nostaljileşen, vazgeçilmezleşen o kadar çok bulaşık var ki;
Diziler, şarkılar, programlar, sosyal medya hesapları, reelsler...
Hepsi kutsal saydıklarımızı umursamadan çiğneyip geçiyor bir şekilde.
Takip ederek, izleyerek, onlarla gülüp onlarla hüzünlenerek aslında biz çiğniyoruz kendi kutsallarımızı.
Bize ait ne kadar kavram varsa, ne kadar kıymet varsa içi boşaltılırken çekirdek çitlemiş, patlamış mısır yemiş, keyiflenmişiz üstüne...
Biraz dikkatle, biraz yakından, biraz hakikat penceresinden baksak, göreceğiz gönlümüze sızan, bağıra bağıra ya da mırıldanarak eşlik ettiğimiz şarkıların, şarkıcıların ve diğer şeylerin bize nasıl kastettiğini!..
Oturup kendi dizlerimizi dövelim önce !
Çünkü, hepsi bizim eserimiz !
Hepsini büyüten biziz !..
Bugün Gazze'ye yeterince üzülemeyen,
Doğu Türkistan'la yeterince dertlenemeyen,
Mekke'yi Medine'yi olması gerektiği gibi umursamayan,
Kendi dertsizliğiyle keyiflenen kalplerimizin, akıllarımızın, ruhlarımızın katili biziz.
Bizi vuran yine biziz !
19 notes · View notes
Text
Bakım raporumu yazıp bitirdim yarın zımbalayıp sayfa numarası yazınca bitecek peki bunu kutlamak için patlamış mısır + ramazan şerbeti ile greys anatomy mi izlemeliyim, ders çalışma vlog’umu edit’leyip uyumalı mıyım yoksa bugünkü diğer planım olan notlarımı temize çekmeyi mı yapmalıyım? şimdi anket yapardım ama HİÇBİR TAKİPÇİM beni sallamadığı için paylaştığımla kalır ve üzülürüm
7 notes · View notes
kiralaa360 · 2 months
Text
Tumblr media
Patlamış Mısır Arabası Kiralama , kiralago
Sinema günlerinin vazgeçilmez atıştırmalığı olan patlamış mısırı, siz ve misafirleriniz için özel ikram arabalarımızda servis ediyoruz. Kullandığımız mısırlar, paketlenmiş ve taze markalı ürünlerdir. Patlamış mısır arabalarımız hijyen standartlarına uygun bir şekilde üretilmiştir. https://www.kiralago.com/patlamis-misir-arabasi-kiralama-5336
0 notes
kirala-360 · 3 months
Text
Tumblr media
Patlamış Mısır Arabası Kiralama ,
kirala360
https://www.kirala360.com/patlamis-misir-arabasi-kiralama/
Sinema günlerinin vazgeçilmez atıştırmalığını, sizler ve misafirleriniz için ikram arabalarında servis ediyoruz. Patlamış mısır üretiminde kullandığımız mısırlar paketlenmiş taze markalı ürünlerdir. Patlamış mısır arabalarımız ise hijyen şartlarına uygun üretilmiştir.
Nostaljik görünümlü büyük tekerli şık arabalarda patlamış mısır ikramlarını deneyin. Patlamış mısır arabalarımız 9 farklı çeşitte bulunmaktadır. Kiralama öncesi istediğiniz model hakkında bilgi almayı ve model belirtmeyi unutmayın.
0 notes
thorfinnn · 2 months
Text
patlamış mısır ihtiyacı
16 notes · View notes
nefismuhasebesi · 2 years
Text
Tumblr media
ÖRDEK SENDROMU... Evli bir çift düşünün. Evden çıkıp sinemaya gidiyorlar. Adam karısına geç hazırlandığı için kızıyor. Asansörde tartışarak iniyorlar. Yolda trafik sıkışıyor. Adam bir yandan kendisini sıkıştıran araçlara bağırıp çağırıyor, bir yandan da geç kalmalarına sebep olan karısına saydırıyor. Park yeri bulamayıp bir on dakika da öyle dolanıyorlar ve tam bir sinir harbi yaşıyorlar. Film de hoşlarına gitmiyor.
Çıkışta bu sefer kadın, kötü bir film seçtiği için eşini suçluyor. Tartışarak eve dönüyorlar.
Şimdi gelelim sosyal medyaya. Siz bu çiftin arkadaşı olduğunuzu düşünün. Evinizde pijamalarla huzur içinde oturuyorsunuz. Bu arada Instagram’a arkadaşınızın fotoğrafı düşüyor. İki tane gülümseyen yüz, kucakta kocaman bir patlamış mısır paketi, arka planda filmin afişi. Fotoğrafın altında şöyle yazıyor; “Harika bir bahar akşamı, enfes bir film, patlamış mısır ve aşkım.”
Cümlenin sonunda bir de kalp var. Moraliniz bozuluyor. “Ben evde atletle oturuyorum. Millet nasıl da eğleniyor!” diye canınızı sıkıyorsunuz.
İşte sosyal medyanın illüzyonu bu. Herkes ucu bucağı olmayan bir podyumda habire poz veriyor. Seyirciler de bu büyük kıyaslama oyununa habire özeniyor.
Sosyal medyada mutlu gözükmek için harcanan çok büyük bir gayret var. Ama ekranda bu gayret gözükmüyor.
Stanford Üniversitesinde konuyla ilgili çalışmalar yapan araştırmacılar işte bu durumlar için bir kavram geliştirmişler; “Ördek Sendromu.”
Ördekler gölün üzerinde hiçbir çaba sarf etmiyormuş gibi, rahat ve dingin bir şekilde süzülürler. Gölün altında kalan ayakları bir makine gibi çalışır ama dışarıdan bakınca hiç belli olmaz.
Sosyal medyada suyun altında kalan kısımlar da ekranda gözükse, inanın kimse moralini falan bozmaz. "Alıntı"
229 notes · View notes