Tumgik
#4 ekim
okuryazarlar · 7 months
Text
Tumblr media
O sizin köpeğiniz mi?
-Hayır! Ben onun insanıyım...
Oruç Aruoba
Her yıl 4 Ekim'de, yani dünyamızı paylaştığımız canlılar için farkındalık yaratmak ve yaşamsal standartlarını iyileştirme adına düzenlenen Dünya Hayvanları Koruma Günü'nde, son yıllarda hayvanlara yönelik şiddetin arttığı, hatta para karşılığında öldürülmelerine izin verildiği zamanlardan geçiyoruz.
Okuryazar olarak öncelik verdiğimiz hayvan hakları konusunda, gittikçe vahşileşen insanlığın arasında bütün hayvanların haklarının korunduğu günleri görmeyi arzuluyor, tüm dostlarımızın güvenli ve sevgi dolu bir yaşam alanına sahip olmasını umut ediyoruz.
Yetkilileri de ilgili kanun ve yasalarla, sonucunda caydırıcı ve ağır cezalarla hayvanlara yapılan kötü muamelelerin ve insanlık dışı işkencelerin önüne geçmek adına gerekli ve ciddi adımları atmasını bekliyor ve küçük dostlarımızın haklarının sonuna dek takipçisi olacağımızı bildirmek istiyoruz. 🐾❤️
46 notes · View notes
petburada · 7 months
Text
Tumblr media
Bugün, dünyamızın en değerli sakinlerini daha iyi koruma ve sevgi gösterme fırsatımızı kutluyoruz. Onlar bize emanet, ve onları korumak hepimizin görevidir. Daha iyi bir gelecek için birlikte çalışalım. 🌍🐾❤️
0 notes
ozgur-ce · 7 months
Text
Bugün 4 Ekim Hayvanları Koruma Günü onun için bu post, aslında ben onları bulmuyorum onlar beni buluyor 😻❤️🐈‍⬛
Onları sevdiğimiz kadar yaşama haklarına da saygı duymamız gerekiyor, Bugün değil her gün onlara elimizden geldiğince destek olmalıyız 🥰💞🐈🐕 "Yerdekilere merhamet etmeyene, göktekiler merhamet etmez ” O zaman size yaramaz bir arkadaşla birlikte olan videomuzla birlikte Hayvanları Koruma Günümüzü kutluyoruz 🥳🥳🥳
217 notes · View notes
mesut-sems · 7 months
Text
Bir haftadır ayrı kalmıştık 🙂
85 notes · View notes
photographss-world · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
"4 EKİM HAYVANLARI KORUMAı GÜNÜ"
Her şey aynı nefesten alır: Hayvanlar, insanlar, ağaçlar… Hayvanlar olmazsa insanlar ne yapar? Tüm hayvanlar gitse insanların ruhu büyük bir yalnızlığa boğulur; insanlar yalnızlıktan ölür.
Kızılderili Reisi Seattle...
Dilsiz ve masum dostlarımızla aynı gezegende yaşıyoruz.
Sokaktaki minik canları unutmayın...
225 notes · View notes
diyariedebiyat · 6 months
Text
10. Sınıf Hikaye Ünitesi 4 ve 5
Yıllık planımıza göre 23 – 27 Ekim ve 30-31 Ekim - 3 Kasım 2023 haftasında 10 ders saati boyunca anlatacağımız 10. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi Hikâye ünitesi günlük/haftalık plan örneğidir.
Yıllık planımıza göre 23 – 27 Ekim ve 30-31 Ekim – 3 Kasım 2023 haftasında 10 ders saati boyunca anlatacağımız 10. sınıf Türk Dili ve Edebiyatı dersi Hikâye ünitesi günlük/haftalık plan örneğidir. Ders planımız taslak olarak hazırlanmış olup değerli meslektaşım planı kendi okulunun şartlarına göre yeniden düzenleyebilir ve kullanabilirsin. İyi çalışmalar. 10. Sınıf Hikâye Ünitesi 4. ve 5.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
siirtnet · 7 months
Text
Siirt’te 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Gününde Çeşitli Etkinlikler Düzenlendi
Siirt Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü tarafından, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü dolayısıyla İbrahim Hakkı İmam Hatip Ortaokulunda çeşitli etkinlikler düzenledi. Etkinliklerde, hayvan sevgisi ve hakları konusunda farkındalık oluşturmak amaçlandı. 4 Ekim  Hayvanları Koruma günü kapsamında Siirt İbrahim Hakkı İmam Hatip Ortaokulunda Vali Yardımcısı Şeyma Aktaş Semiz’in katılımıyla…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
tcetvel · 9 months
Text
GORİL FARUK 18 YAŞINDAYMİS??????
0 notes
artmusicchannel · 1 year
Text
Tumblr media
0 notes
dizibolumhd · 2 years
Text
4 Ekim 2022 Bein Sports Yayın Akışı
Kaynak https://www.tvalemi.gen.tr/blog/4-ekim-2022-bein-sports-yayin-akisi.html
4 Ekim 2022 Bein Sports Yayın Akışı
4 Ekim 2022 Bein Sports yayın akışını merak eden siz değerli izleyiciler için Bein Sports yayın akışını saat satt program listesini sizin için bir araya …
4 Ekim 2022 Bein Sports Yayın Akışı, 4 Ekim 2022 Bein Sports Yayın akışı bugün, Bein Sports, Bein Sports 4 Ekim 2022 Yayın Akışı, Bein Sports Yayın Akışı https://www.tvalemi.gen.tr/blog/
0 notes
narfalcafe · 2 years
Text
Günlük Burç Yorumları 4 Ekim
Günlük Burç Yorumları 4 Ekim, Günlük Burç Yorumunuzu Okudunuz mu? Balık, Koç, Kova, Boğa, İkizler, Yengeç, Akrep Erkeği – Kadını günlük Burç Yorumları
Günlük Burç Yorumları 4 Ekim, Günlük Burç Yorumunuzu Okudunuz mu? Balık, Koç, Kova, Boğa, İkizler, Yengeç, Akrep Erkeği – Kadını günlük Burç Yorumları Günlük Burç Yorumları 4 Ekim Bugün yıldızlar tarafından aşk, sağlık, para gibi konularda size neler söyleniyor? Koç Burcu, Boğa Burcu, İkizler Burcu, Yengeç Burcu, Aslan Burcu, Başak Burcu, Terazi Burcu, Akrep Burcu, Yay Burcu, Oğlak Burcu, Kova…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Genç Sevgilim Götten Manyak Zevk Alıyordu! (Mert 41 Y., Zonguldak)
Merhaba 31'ciler, ben Mert. 41 yaşındayım. Zonguldak'ta yaşıyorum. Anlatacağım hikaye bundan 4 sene önce Ekim ayında başladı. Yaşadığım ilçe 25 bin nüfuslu küçük bir sehir. Ben muhasebecilik yapıyorum. Çevremde sevilen sayılan gözde bir bekardım o zamanlar. Kızlarla ufak ama ciddi olmayan birkaç maceram olmuştu. Ta ki 23 yaşındaki Merve'yle tanışana dek. Merve tam bir esmer bomba. Minyon tipli 1.55 boyunda, 49 kiloda tam bir afet. Düz uzun simsiyah saçları beline kadar gelir. Dolgun dudaklar, harika bir yüz, ince bel, dolgun kalça ve biçimli bacaklar.
Merve'yle tanıştığımda doktor yanında sekreter olarak çalışıyordu. Zamanla yakınlaştık ve sevgili olduk. Çok sexy bir kızdı. Her bulduğumuz yerde otelde, büromda, arabada sevişiyorduk. Bakire olduğu için oral ve anal seksten başka şansımız yoktu. Ama bana o kadar güzel oral seks yapıyordu ki, bakire olduğuna inanamıyordum. Sikimi yalayışı, ağzına boşaldığımda hiç iğrenmemesi çok tecrübeli olduğunu düşündürücüydü, ama açıkcası bu beni çıldırtıyordu. Sevişirken ona çok nazik davranıyordum, kıyamıyordum. Ama kendisi, "Götten istiyorum!" diyerek ilk adımı atmıştı.
Ben onu götünden sikerken, Merve o kadar manyak zevk alıyordu ki, onu götünden sikilmeye kimin alıştırdığını merak ediyordum. Sorduğumda, "Soru sorma, devam et!" demişti. 23 yaşında bir kızın bu kadar tecrübeli olması kafamı karıştırıyordu, ama itiraf da etmiyordu. Daha öpüşürken ıslanıyordu ve amı vıcık vıcık oluyordu.
Onu o kadar çok kıskanıyordum ki, bu kıskançlık bana farklı zevkler hayal ettiriyordu. Merve'nin başka erkekler tarafından öpüldüğünü, okşandığını, götünden sikildiğini, ağzına fışkırtıldığını düşündükçe çıldırıyordum. Ama bu kıskançlık aynı zamanda bana kahredici bir zevk veriyordu. Tıpkı bir pørnø yıldızı gibi sevişiyordu. Bir erkek veya erkekler Merve'ye o kadar çok şey öğretmişlerdi ki, o da başka erkeklerden öğrendiklerini benim üzerimde uyguluyordu.
Onu tatmin edemediğimde kızıyor, "Böyle olmuyor, biz en iyisi ayrılalım!" diyerek yetersizliğimi yüzüme vuruyordu. Hayal gücümün çalışması artık beni bile korkutuyordu. Başka erkeklerle konuşurken gülümsemesi bile kıskançlık duygularımı kabartıyordu. Ama gurur yapıp kıskandığımı belli etmiyordum.
Bir gece Bara gittik. Kalabalık bir gruptuk ve gruptaki kızlardan birinin doğumgünüydü. O gün tartışmıştık ve bana soğuk davranıyordu. Kısa eteği ve uzun çizmeleriyle her zamanki gibi tam bir afetti. Arkadaşlarıyla gözümün önünde eğlendi, kıvırta kıvırta oynadı dans etti. Ben sadece izledim. Tabi Barda bulunan bütün erkekler de gözleriyle yiyip bitirdiler Merve'yi. O kadar kıskandım ki, kalbim gümbür gümbür atıyordu. O gece alkol aldı ve ben onu arabanın içinde tenha bir yol kenarında götünden siktim.
Alkol aldığında o kadar kolay havaya giriyordu ki, anında sekse hazır hale geliyodu. Bu beni korkutuyordu. Çünkü bir keresinde bir itirafta bulunmuştu. Daha sevgili bile değilken sadece arkadaşken, Amasra'ya balık yemeğe gitmiştik. Orda iki bira içmişti. Sevgili olduktan sonra, "Eğer o akşam Amasra'dan dönerken bana dokunsaydın sana karşılık verirdim!" diye itiraf etmişti. Alkolün kendi üzerindeki bu azdırıcı ve yoldan çıkarıcı etkisini çok iyi bilmesine rağmen ısrarla içmek ve kendini kaybetmek istiyordu. Benim yanımdayken sorun yoktu, istediği kadar içebilirdi, ama ya benim olmadığım ortamlarda içerse? Bu düşünce beni çıldırma noktasına getiriyordu.
Bir ara, ilaç mümessili olacağım diye tutturdu. Aslında beni çıldırtmak için yaptığını biliyordum. Başarıyordu da. Kıskançlık içimi kavurduğunda dışa vuramıyordum, susuyordum, ama donup kalıyordum, yine de kızdığımı anlıyor, bundan müthiş bir zevk alıyor, bana yüklenmekten zevk alıyordu. İlaç mümessili olmak konusundaki ısrarlarına dayanamadım ve kabul ettim. Yüzüme en çıldırtıcı ve çapkın gülümsemesiyle bakıp, "Ama sürekli seyahat halinde olacağım, otellerde kalacağım, toplantılardan sonra akşam yemekleri oluyor, alkol almak zorunda kalacağım, bunları kabullenebilecek misin?" diye sordu. Tam can evindem vurmuştu.
İlişkimiz 8 aydır sürüyordu. Merve'nin belirsiz ve beni kıskançlık krizlerine sokan davranışları yüzünden kavgalı, ayrılmalı-barışmalı, fırtınalı bir ilişki olmuştu. Ama ikimiz de birbirimizden ayrı yapamıyorduk.
Ben tam bir tutkuyla resmen hipnotize olmuştum. Seviyordum ve aşkından ölüyordum, gözüm hiçbir şeyi görmüyordu. Olumsuzlukları, tereddütlerimi, herşeyi kenara atıp Merve'ye evlenme teklif ettim. Beni reddetti. Bir süre sonra teklifimi tekrar ettim, korktuğunu, yaşadığımız şehirde mutlu olamayacağımızı, büyük şehire taşınırsak kabul edebileceğini söyledi. Ama işim nedeniyle benim gitmem mümkün değildi.
İlişkimizin ciddiye binmesiyle, özellikle evlilik teklifinden sonra Merve'de bir değişiklik oldu. Bana, "Bir kız sarhoşken ilişkiye girse bekaretini kaybettiğini anlayabilir mi?" gibi saçma şeyler sormaya başladı. Eski erkek arkadaşıyla alkollüyken seviştiklerini, hiçbir şey hatırlamadığını, erkek arkadaşına sorduğunda bekaretine zarar vermediğini, sadece anal yaptıklarını anlattığından bahsetti.
Anladığım şuydu, Merve aslında bakire değildi ve bana bunu baştan söyleyemediği için sarhoşken sevişme hikayesi uyduruyordu. Ona, bekaretin benim için önemi olmadığını, bakire olsun olmasın onu sevdiğimi, evlenmek istediğimi söylememe rağmen, hikayesinde ısrar etti. Şüphelendim ve bilgisayarının ayarlarını değiştirip Chat sohbetlerini gizli dosyaya kaydedecek şekilde ayarladım. Birkaç gün sonra herşeyi öğrendim. Üniversitedeki eski erkek arkadaşıyla ortak arkadaşları olan bir başka erkekle sohbetini okudum. Başka bir erkeğe en gizli sırrını o kadar rahat itiraf ediyordu ki. Eski erkek arkadaşıyla sevişirken bekaretini kazayla nasıl kaybettiğini, sonra da olan oldu diye erkek arkadaşının evine taşınmasını, aylarca karı-koca gibi aynı evde birlikte nasıl yaşadıklarını yazmıştı...
Satırları okurken donup kaldığımı, bir süre nefes alamadığımı, müthiş bir acı çektiğimi hatırlıyorum. Ama aynı zamanda sikimin kazık gibi sertleştigini, kıskançlık ve zevk karışımının uyuşturucu gibi içimi yaktığını hatırlıyorum. Dayanamayıp sikimi çıkardım ve 31 çekmeye başladım. Merve'nin, benim biricik sevgilimin, o harika kızın bekaretini kaybederken attığı çığlıkları, başka bir erkeğin altında sikilirken aldığı zevki, ağzını dolduran başka bir yarrağı nasıl boşalttığını hayal ederek masturbasyon yaptım. Boşalmam yarım saat sürdü.
Yüzüne vurmadım, kendiliğinden itiraf etmesini bekledim. Bakireliğin benim için önemi olmadığını her fırsatta söyledim. Ama bunları yaşadığını itiraf edemedi, bana güvenemedi.
Birkaç gün sonra Chat kayıtlarında, İstanbul'da yaşayan bir kız arkadaşıyla yaptığı sohbeti okudum. Kız arkadaşı, Merve'ye, yanında çalıştığı doktoru soruyordu! Meğerse Merve'nin, yanında çalıştığı doktorla ilişkisi varmış, ve ben bunu yine Chat kayıtlarından öğreniyordum. Kararımı verdim, Merve'den ayrılacaktım. Onu unutabileceğime kendimi ikna etmek için Ereğli'ye gittim. Orada bir çiftle buluştum. Kocasıyla birlikte kadını siktik. Müthiş seks dolu bir maceraydı. Kendimce Merve'nin bana söylediği yalanların intikamını almıştım.
Ayrılma kararını söylediğimde elindeki tek silahı yani seksi kullanmaya kalktı. Bana müthiş bir oral seks yaptı, "Tamam evlenelim, kabul ediyorum!" dedi. Ama ben, "Artık çok geç!" dedim. Yine de bildiklerimi yüzüne vurmadım. Merve halen, beni çok oyaladığı için ve evlilik teklifini reddettiğim için ayrıldığımı zannediyor.
Şimdi başka birisiyle evliyim. Ama evliliğim çatırdıyor. Çünkü karım çok düzgün ve ahlaklı bir kadın. Ben böyle kadınlarla yapamayacağımı öğrendim. Bana Merve gibi seksi seven ve yaramaz kadınlar lazım. Karımdan boşanacağım ve Merve'yi bulup, dizlerimin üzerine çöküp benimle evlenmesi için yalvaracağım. Beni kıskançlıktan delirtmesi için tüm hayatımı ayaklarının altına sermeye hazırım.
[Mert]
119 notes · View notes
perihann · 7 months
Text
Music: Metallica - Nothing Else Matters - Williams Joseph feels the rain 🎶🎵
💙❤️. 💙❤️. 💙❤️
Sorun günlerde değil aslında, bizim ne hissettiklerimizde🧚
"Güzel düşün ki güzel şeyler olsun"🧚🌺🌞🌸🧿🌷🌟💙
Günaydın 🌅🌈 Good morning 🌞
Sevgilerimle 💙❤️
4 Ekim🧚
🌺💙❤️🌸
76 notes · View notes
diyariedebiyat · 2 years
Text
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ŞİİRLERİ
29 EKİM CUMHURİYET BAYRAMI ŞİİRLERİ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı şiirleri, tek kıtalık, 1 – 2 – 3 -4 kıtalık şiirler 29 Ekim Tek Kıtalık Şiirler CUMHURİYET Gönül verdik,Sana erdik.Ey hürriyet, Cumhuriyet.Herkes sever,Seni över.Ey hürriyet, Cumhuriyet.Canımızdasın, Kanımızdasın.Ey hürriyet, Cumhuriyet. Şair: B. Kemal Çağlar KUTLU OLSUN Hep bir yürek olalım Unutmadan yarını Kutlu olsun…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
egeenincisii · 1 year
Photo
Tumblr media
o akşam o gün Ege’mi bulduğuma inanmıştım. Ama onu İzmir ve Ege’de tam tersi oldu. Ege İzmir’in hayatına ‘’artık uyu.’’ mesajıyla girmişti. Ama bizimkinde ben aldım onu hayatma ama artık uyu demedim. Snaptan eklemiştim. 25 Ekim 2022 :) Fazla snape girmiyordu açıkçası ama bana çok iyi geliyordu küçücük bir sözüyle tüm 24 saat boyunca mutlu oluyordum. Kova burcuydu. Onu tanımlayacak olursam uykucu, maçsever, odun ve benim kıvırcığımdı. Her 1.2.3. ve 4. ayımızı ben kutlardım o hiç sevmez kutlamaları. Yeni yıl hediyesi kendime onun resmini çıkarttım heryere onu da götürüyordum. Çok mutlydum. Bizim ilişkimiz; bir çember düşünün o çemberin içinde sadece ikimiz ve birbirimze olan hislerimiz vardı. Onun haricinde ‘nerdesin, kimlesin?’ gibi sorular hep o çemberin dışındaydı. Öyle hiç sorular sormazdık. Hatta morali bozuk olduğunda 1 hafta falan konuşmadığımız zamanlar olurdu, geç cevaplar verirdi ama çok şey yapmazdım çünkü snape çok girmiyor derdim. Aramızda 862 kilometre vardı. Ve ben 25 Ekim tarihinden itibaren hep bu mesafeleri aşmayı diledim. Ona hep kıvırcık saçlarınla oynamak istiyorum ve sana kocaman sarılmak istiyorum derdim. En büyük hayalim oldu. Varlığıyla mutlu oluyordum. O 25 Ekim akşam baya bir konuştuk ve bana 21:04′te benimle sevgili olur musun dedi. Ve bende kabul ettim. Bana hep bebiş, güzellik, kızım derdi. Hayatımda ilk sevgilimdi, bu güzel duygularda ilkimdi ve hep son olmasını dilemiştim oysaki :) Deprem oldu yanımda oldu bir keresinde ‘beraber olan güzel olan hayalleri getir aklına’ dedi ben bu sözle o an sakinleştim bilmiyorum. Ama sonra işler değişti.Çok fazla şey var o yüzden kısa kesiyorum çünkü Ege ve İzmir’e söyleceklerim var daha. Beni snapten çıkardı, tiktoktan takipçiden kaldırdı engelledi bir anda yok oldu. Mesafeleri imkansız yaptı. Ve ne yapacağımı bilemedim elim kolum bağlı hiçbirşey yapamadım. Bekler ve döner dedim. Ama o ne döndü, ne geldi, ne bir umut verdi.. Sadece gitti. Bir daha dönmemek üzere :) Arkadaşına yazdım dediklerini ilettim mesaja bakarsa döner belki dedi ama yok. Bir daha dönmemek üzere gitti. En son onun için yazdıklarım o arkadaşına yazdıklarımdı. Artık  bende ne umut kalmıştı nede ışık:) O günden beri böyleyim yani. Acımı hep 3391 ve 0 klometre okuyarak dindirmeye çalıştım ve az da olsa başarıyordum. Şuan o benim için yok ama var, ama artık sanırım yok olacak. Resimleri, mesajları duruyor telefonumda. Silmiyorum veya silemiyorum hangisi bilmiyorum. Sesi aklımda.. çok güzel sesi var-dı. Çok yoruldum ama güçlü durmaya çalışıyorum. Artık onunla ilgili söyleyeceklerim azaldı. Şimdi sıra Ege ve İzmir’de.. O hayatımda yokken bir sürü kitap okuyordum. 3391 ve 0 kilometrede aynı şekilde. Onların hikayesi bana çok dokundu, dönüm noktam oldu, tüm cümlelerin güzelliği oldu..Sonra hayatıma o girdi işte. Bu iki kitap onunla birlikte daha da anlam kazanmaya başladı, mesafelerin, dağların, şehirlerin..hiçbirşeyin bu birbirini seven iki kalp için bunların bir engel olmadığını öğretti. Onu hayatımda hep Ege olarak benimsedim; belki birlikte ışıklardan konuşmuyorduk ama hayatımda ışıktı. Çok imreniyordum onların hayatlarına. Bizde böyle oluruz demiştim ama olmadı. Ege; iyiki o gün İzmir’e artık uyu yazdın, onun hayatına ışık oldun, karanlığına aydınlık oldun ve daha fazlası oldun. Onu iyiki çok sevdin. Mesafelerin bir önemsiz olduğunu, önemli olan iki güzel kalbin birbirini sevmesi olduğunu iyiki öğrettin. Çünkü sen olmasaydın İzmir olmazdı. İzmir karanlıkta olurdu. İzmir Ege’de olmazdı..Sen Dünya’nın en güzel Egesisin. Benim için öyle olmadı ama. Bana senin İzmir’e olan sevgin gibi olur sanmıştım ama olmadı. İzmir; sen içimdeki benin aynısısın. Yaşadığın şeylerden bazılarıyla senle ben o kadar benziyoruz ki..Tamamen sen olamam. Çünkü sen Egeyle tamamlandın. Ama ben yarım kaldım. Onca mesafeye rağmen o kadar güzel sevdin ki Ege’yi..sen iyiki onun ışık perisisin, iyiki yıldızın annesisin, iyiki onun aydınlığısın sende çokça iyiki..Aramızdaki fark senin Ege’ye karşı olan sevgin çok büyükken, bende de öyle ama Ege seni sevdi bırakmadı. Işığın oldu karanlığına..Ama benim için ise zifir bir karanlık yaptı. Canı sağolsun :) Aşkınıza, ışıklarla hayallerinizin olmasına..ve daha nicesini tek ben değil sizi okuyan herkes çok seviyor. Kabullenebilmem belki zor oldu. O benim Egem hiç olmamış ki..Olacağı buymuş demekki. Ege ve İzmir.. sizin hikayenizi kitaptan okumak apayrı birşey. Ama şimdi ise filminiz çıkıyor..Bunun için çok heyecanlıyım. Kavuşmanızı bu sefer bu şekilde izleyeceğiz..Ve filme gittiğimde ise 3391 ve 0 kilometreyi kalbime bastırıp izleceyeğim. O egem dediğim kişi benim egem hiç olmamış oysaki. Bir sahil kenarındayım aksam gece ay çok güzel düşünün. Ayın ışığı denizde çok güzel görünüyor rüya gibi..Ama ayın önünde bulutlar var o yüzden deniz kapkaranlık oldu ve ben o rüya gibi güzelliği göremiyorum. En önemlisi ışığı..Çünkü o egem dediğim Ayın önüne bulutları koyan kişiydi..Onu sevsem de bunu kabullenmek zorundayım artık biliyorum. Düşünceye devam :) Ve o yüzden sonsuza kadar hep o karanlıkta kalacağıma inandırıyorum kendimi. Ama sonra bir Ege gelecek,,hiçbir şey imkansız değildir. O ayın önündeki kara bulutları çekecek ve artık hayatım deniz gibi ayın ışığıyla parlayacak..Asla karanlıkta kalmayacak. İste o benim egem olacak inanıyorum. Ama akışına bıraktım artık.. Çünkü Ege ve İzmirin dediği gibi; Herşey anını bekler. Aşkta, dostlukta, güzel hisler ve güzel anılarda herşey anını bekler :) Beklerim ben isterse dünyanın öbür ucunda olursa olsun. Karanlığıma aydınlık, ruhuma ışık, hayallerime gerçek olacaksa beklerim. Çünkü o şuan bir yerlerde beni bekliyor. Adını belki hiçbirşeyini bilmiyorum belki. Ama mucizem olduğunu biliyorum, onun eyfeli, onun ışık perisi olduğumu biliyorum. O hala aklımda belki ama zamanla aşmak zorundayım hatta bunu başarıyorum bile belki :) ve filme gelirsem; kalbime bastırdığım kitaplardan önce  tabikide Allah’a dua ediyorum. Ruhumun ışığı olacaksa nasip et Allahım diye. Ondan sonra hem kitaptaki hemde filmdeki İzmir ve Egeyle konuşuyor olacağım içimden. Önce kitap ama. Çünkü onlarla ilk kitapta buluştum. Hepimiz gibi :) Ondan sonra filme dönüp o Aya kara bulutları örten egem bildiğim değil de, sonradan o bulutları çekip parlamamı sağlayan mucize Ege’mi hayal edip öyle izleyeceğim filmi. Öyle hayal edeceğim. 0 kilometre kitabında ‘’Göğe bak ..., ....seni özledi’’ kısmı boş. Ve o boşluğu dolduracak bir insan gelecek inanıyorum. Ve sizde inancınızı, umudunuzu asla kaybetmeyin dostlarım. Bekleyin sadece. Bunu neden anlattım çünkü artık onun hayatımda olmayışına kendimi kabullendirmek zorundayım. Ve İzmir ve Egeyi’nin benim hayatıma nasıl bir dönüm noktası olduğunu bilin istedim. Bu platformda tüm blog hesapları hayatlarında neler yaşadı bilmiyorum ama hiçbirimizin hayatı mükemmel değil dostlarım. Burda herkes yarasına, acısına dost olacak birilerini arıyor, yalnız olmadıklarını bilmek istiyorlar bende dahil. Ve o dostu arıyorsanız ben her ruhunuza bir yıldız çizen dost olmaya hazırım. Yeter ki yalnız hissetmeyelim. Hep bir arada olalım dostlarım. Üzülsekte olsun. Sevdiğiniz birisi varsa gidin sevdiğinizi söyleyin. 1 dakika sonra hatta 1 saniye sonra ne olacağını biliyormuyuz? Maalesef hayır. O yüzden sonunds red yediniz belki üzüldünüz anlıyorum. Ama en azından o içinizdeki ses az da olsa rahatlamadı mı? Red yediğiniz için demiyorum. Bir adım atabildin ve açıldın. Bunu sen, siz yapabildiniz. Başka kimse değil. Biz herşeyden çok güçlüyüz bunu asla unutmayın. Sadece aşk olmasına gerek yok bir başarı da olabilir yada herhangi birşey. Güçlü olmasaydık biz o zaman neden hayatımıza devam edebiliyoruz? Çok konuştum belki. Kısacası Ege ve İzmir.. size minnettarım. İyiki varsınız :) Kitap karakterleri olabilirsiniz ama benim için her zaman yaşayacaksınız. Ve sizler dostlarım. Umarım tüm hayatınız mutlulukla, güzel ınsanlarla, iyiki dedirten insanlarla, güzel heyecanlarla, sağlıkla geçer..Ama bunun için parlamamız gerek değil mi? Hasta olduğunuz da karanlık hissediyorsunuz değil mi. İyileşmek için çırpınıyorsunuz. Ama ilaçlar, serumlar..bizim için bir umut ışığı oluyor değil mi? Ve sonra alıp bir anda iyileşiyorsunuz, asıl doğrusu parlıyoruz..Ve böylece hayatımıza parıldayarak neşe saçarak devam edebiliyoruz.  Aynı bu misal. O yüzden hep gülümseyelim ve eğer 3391 kilometrenin filmine gidecekseniz asla lendinizi yalnız hissetmeyin dostlarım. Çünkü bende tek başıma gideceğim. Ama yalnız olmayacağım. Çünkü bedenen hepimiz yanyana olmasak bile filmi izlerken ki ruhlarımız, duygularımız aynı olacak eminim ki. Ve dilerim ki hayatınıza öyle bir Ege veya İzmir girsin ki..İmkansız kelimesini yok edebilesiniz. İzmir Ege’de olsun..Ege ise tüm şehirleri kapsıyor belki ama dilerim sadece İzmirde olsun. Kendinize iyi bakın dostlarım. Unutmayalım; Herşey anını bekler..
148 notes · View notes