Tumgik
#Çapulcu
morkedisblog · 1 year
Text
TÜRK KADININA HER HAKKI VERMEYE ÇALIŞAN KADININ YERİNİ ÜSTLERDE GÖREN DÜNYANIN BİRÇOK ÜLKESİNİN KADININDAN ÖNCE BANA SEÇME SEÇİLME HAKKI VEREN sürtük DEMEYEN TEK LİDERİME VE O DÖNEM BU KARARDA EMEĞİ GEÇEN BÜTÜN FEMİNİST DERNEKLERE TEŞEKKÜRLER SAYGI VE MİNNETLE💜💐Dün başkanı erkek olan sözde bir kadın derneği sunum yaptı sözcü hanım kendisine kadına şiddet sorusu gelince yanında zebella gibi duran kadına baktı o da ağız hareketiyle konuşma dedi erkek başkan soruyu soran muhabir kadına"feminist eylemle bir yere varamazsın"dedi Femme kadın anlamına geliyordu değil mi?öyle kültürlü değilim ama kabahât onu başkan seçen o acayip derneğe üye olanlarda😈SAYIN KEMAL KILIÇDAROĞLU GERÇEKTEN POLİTİKAYI ÖĞRENDİ MECLİSTE HARİKA KONUŞTU SİNİRLENDİREMEDİLER İKTİDAR MİLLETVEKİLLERİNİN GÖZLERİNİN İÇİNE BAKARAK"KUSURA BAKMAYIN SİZ SORUMLUSUNUZ"DEDİ DANIŞMANLAR VE KONUŞMA HAZIRLAYICILARI ÇOK İYİ EN BAŞTA KEŞKE BÖYLE OLSAYDI!
instagram
1 note · View note
mecnun1cinar · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
FİLM KAMERAMAN
40 notes · View notes
perge · 2 years
Text
CHP’ye oy vermeyen öğretmene öğretmen demem diyen biri mi diyor bunu yine çok komiksin bay kemal
7 notes · View notes
baybaykus · 2 days
Text
Hatırlamak da fayda var
MHP'Lİ YÖNETİCİNİN İTİRAFLARI
MHP Ankara eski il yönetim kurulu üyesi Mehmet Sakarya'nın kaleminden:
BİZ UYUDUK...
ABD 2002 yılında ülkemizi işgal ettirdi.
Kime mi?
TC kimliği taşıyan, fakat aslında fanatik Türk düşmanı olan mollalara!
Hafızanızla zaman tüneline girin, yaşadıklarımızı bir film gibi seyredin!
* Hafızın şiir okuması ve göstermelik kodese aldırılması... Mağdura bu millet bayılır...
* ABD yani CIA bizi bizden iyi tanır...
* Ben o sırada MHP Ankara İl yönetimindeydim, Bahçeli ani kararla istifa ettirildi, Hükümet yıktırıldı.
* İstifa haberi geldiğinde, İl yönetimi toplantıdayız, Dedim ki,
- Herkes intihar edebilir, Genel başkanımız da siyaseten intihar etmiştir, yalnız partiyi de peşinden sürüklemiş. Onu da öldürmüştür"
Başkan Yaşar Yıldırım kireç gibi oldu.
- Abi ipimizi çekiyorsun, dedi...
- Başkan, benim ipim yok, 1966 yılından beri bu hareketin içindeyim.Her düşündüğümü söylerim... Rahmetli Başbuğumun döneminde de böyleydim, dedim.
Dediğim çıktı,
Bahçeli'nin İsifasıyla hükümet yıkıldı, seçime gidildi... MHP barajın altında kaldı...
Arapçı, daha doğrusu ABD'nin adamları kazandı...
ABD, FETÖ, CIA, Yerli işbirlikçileri elele verdi.
Önce askeriyeyi çökerttiler. En korktukları kesim oydu...Ergenekon, Balyoz filan derken, bütün paşalar kodese tıkıldı.
Kozmik Odaya girildi. NDevlet sırları işportaya düştü...
Laik rejim yanlılarını safdışı bırakmaları
6 -7 senelerini aldı...
Adliyeyi, Mülkiyeyi ve Askeriyeyi ele geçirdiler...
Ondan sonra yavaş yavaş,
ABD uzmanlarının planlarına göre, İşgal kimseyi ürkütmeden devam ettirildi.
TC kaldırıldı - İki üç bağırdık bitti...
"NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE " tabelaları söküldü Vatanın dört yanından...
Kem küm ettik, kapandı gitti konu...
ANDIMIZ kaldırıldı okullardan...
İki üç bağırdık, Üç beş dava açtık...
Ele geçirilmiş yargı mollaya destek oldu...
Bir Yunan mahkemesi olsaydı, o da böyle karar verirdi...
Bu arada vatan toprakları satılmaya başlandı... İmar ve ihale dümenleriyle,
Mollalar sıfırlanamayacak servetler edindiler...
Vatandaşlık dağıttı Arapçı mollalar...
Her gelene pasaport dağıttılar...
ABD emriyle Suriye'ye girdik... Çünkü Linda'lar, Jane'ler Irak'ta çocukları Coniler ölünce isyan etti...ABD Başkanları Linda'dan, Jane'den çok korkar...
Bu nedenle baştan bağladığı mollaya
"Suriye'ye gir" emri verdi...Yüzlerce Mehmetçik şehit oldu... Bizde de Helga olsaydı, "Emevi Camisi başınıza yıkılsın, ülkede cami mi kalmadı, hepsi boş duruyor" derdi.
"Fantaziniz için benim yavrum toprağa düştü" Diyerek yeri göğü inletirdi..
Fakat bizim Ayşe, Fatma :
"Ben şehit anası oldum" diye, için için gurur duydu...Çünkü cahildi. Onu kandırmak
bir bebeği kandırmaktan kolaydı...
Eline Kuranı alan bayrak asılmış
gecekondu evine gitti. İki ayet okudular,
Bu zavallılar hüngür hüngür ağladılar!
Bu arada Yunan adalarımıza el koydu...
Ses eden oldu mu? İki emekli subay feryat etti...Kimse ortalığı ayağa kaldırmadı..
Devlete, devlet ve Türk düşmanlarını doldurdular,
Diplomatları kovup yerlerine imam atadılar...
Bu arada Suriye'den ülkemize
Çapulcu akını başladı...Gelenlere sordu gazeteci:
- Nasıl geldiniz, diye, Suriyeli dedi ki:
- Bize 'kalkın Türkiye'ye gidiyorsunuz
herşeyiniz hazır orada,
çok rahat yaşayacaksınız' dediler, getirip bıraktılar buraya!.
Kimse ağzını açmadı...Mollalar ortalığa velveleye verdi, "Bunlar Ensardır bağrımıza basalım" diye..Cahil kesim anında yuttu bu dümeni... Şu anda 8-10 milyon yabancı, Ülkeye dolmuş durumda. Her an bir olay patlayabilir...
BOP haritasını gördünüz Güneydoğu BOP içinde... Şimdi oralara Arap dolduruldu ki,
düğmeye basınca isyan çıkacak, O topraklar elimizden uçup gidecek!
ABD emriyle orduya operasyon çektiler..Ordu mevcudunu yarıya indirdiler ki,
yarın ülkede bir kalkışma olursa, halimizi düşünün!
Hatay Belediye Başkanı feryat ediyor
"Şehir elden gitti" diye...
Kimsenin umurunda değil... ABD emriyle Suriyelileri yurda sokan molla ne diyor,
- Suriyelileri göndermeyeceğiz...
Senin öyle bir iraden olamaz ki! Sen ABD ne derse onu yapmaya mecbursun.
3 notes · View notes
delitay · 1 year
Text
Dün "spora siyaset bulaştırılmaz" diyenler, bu gün stadlarda çapulcu sürüsünü "hükümet istifa" diye bağırttırıp alkışlıyorlar.
KK sık sık "namussuz siyaset" derdide, bizde dili sürçtü sanırdık.
Meğer dili sürçmüyormuş, gerçekten namussuz siyaset yapacaklarının sinyalini veriyormuş...
Tumblr media
12 notes · View notes
menemennpastirma · 7 months
Video
youtube
Zafer Önder Çapulcu Davulcu - Eller Kadir Kıymet Bilmiyor Anne
Sözleri: Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Bir yar için seni terkedip gittim Vicdanıma bir sor ne acı çektim Kendimi ben sana emanet ettim Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Ne sevgiler geldi geçti kalbimden Kimse anlamadı garip halimden Senin hasretini duydum derinden Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
Rastlarsan gözleri yaşlı yavruna Suçuna bağışla sarıl boynuna Biz bize yaşarken geldik oyuna Eller kadir kıymet bilmiyor Annem Senin kadar kimse sevmiyor Annem
#müzik #şarkı #türkü #canlı #akustik #arabesk #HalitÇelikoğlu #ZaferÖnder #ZaferÖnderÇapulcuDavulcu #EllerKadirKıymetBilmiyorAnne #Annem
Kaynak: https://youtu.be/Ep13w81-yJo?si=fh2uktcpyhBuPxi2
3 notes · View notes
doriangray1789 · 1 year
Photo
Tumblr media
"çapulcu" varrr..."süfli" var... ''afedersin Ermeni'' varr  ''LGBT sana yakışır'' varr
9 notes · View notes
nefretim-kazand · 10 months
Text
Bu Topraklar Çok Hain Gördü Ama Bilinmeli ki; Türk Milleti Hepsini de Tarihe Gömdü!
𐰉𐰆:𐱃𐰆𐰯𐰺𐰴𐰞𐰺:𐰲𐰆𐰴:𐰴𐰀𐰃𐰤:𐰏𐰇𐰼𐰓𐰇:𐰀𐰢𐰀:𐰋𐰃𐰠𐰃𐰤𐰢𐰠𐰃:𐰚𐰃:𐱅𐰇𐰼𐰰:𐰢𐰃𐰠𐰠𐱅𐰃:𐰚'𐰯𐰾𐰃𐰤𐰃:𐰓𐰅:𐱃𐰼𐰃𐰚'𐰀:𐰏𐰇𐰢𐰓𐰇
Şeyh Said Temizliğinin 98'inci Yıl Dönümünde: Başta: Kolordu Komutanı Tümg. Mürsel BAKÜ Paşa Hazretleri ve İstiklâl Mahkemesi Reisi Lütfi Müfit ÖZDEŞ Beyler Olmak Üzere, 3'üncü Ordu Komutanı Tümg. Kâzım İNANÇ Paşa, V. Ordu Komutanı Tümg. Abdüllâtif Naci ELDENİZ Paşa, Ve Dahi: Kahraman Türk Askerini, Bir Defa Daha Saygı, Sevgi ve Şükranla Anıyorum.
Bulunduğu Her Yerde, Her Defasında Alenen: ''Bir Türk Öldürmek Yetmiş Gâvur Kesmekten Daha Efdaldir.'' Demekten İmtina Etmeyen, Çapulcu Kürt Terörist Şeyh Said ve Yanındaki Diğer Çapulcuların Yüzüne İlk Ve Dahi Son Defa:
İstiklâl Mahkemesi Reisi Lütfi Müfit ÖZDEŞ Bey: Bağımsız k*rd****n Amacına Yürüdünüz. Cumhuriyet Ordusu Bunu Mahv ve Perişan Etti. Herkes Bilmedilir ki Genç Cumhuriyet Fesat ve İrticaya İzin Vermeyecektir. İşte Cumhuriyet'in Kahhar Fakat Adil Kanunlarının Hükmü Budur!
Demiştir.
''Mahkûmları Götürünüz.''
15.04.1925 Tarihinde, 𐰃𐰾𐱅𐰃𐰚𐰠𐰞:𐰢𐰀𐰴𐰚𐰢𐰀𐰾𐰃 (İstiklâl Mahkemesi) Tarafından Haklarında İdam Kararı Verilen: Çapulcu Kürt Terörist Şeyh Said ve Yanındaki Diğer Çapulcular Jandarma Tarafından Yakalanmıştır.
Şeyh Said İsyanı: Hilafet Yanlısı Zaza ve Kürt Aşiretlerinin Şeyh Said Önderliğinde Cumhuriyet Ve Dahi İnkılaplarına Karşı Şubat 1925 ve Nisan 1925 Tarihleri Arası Gerçekleştirmeye Çalıştıkları İsyan Girişimidir.
29.06.1925 Tarihinde, Çapulcu Kürt Terörist Şeyh Said ve Yanındaki Diğer Çapulcular, Diyarbakır İlimiz Dağ Kapı Mevkiinde Asılmak Suretiyle: İtlaf Edilmiştir.
İstiklâl Mahkemesi
𐰃𐰾𐱅𐰃𐰚𐰠𐰞:𐰢𐰀𐰴𐰚𐰢𐰀𐰾𐰃
Tümg. Mürsel BAKÜ Paşa Hazretleri
İstiklâl Mahkemesi Reisi Lütfi Müfit ÖZDEŞ
Tümg. Kâzım İNANÇ Paşa
Tümg. Abdüllâtif Naci ELDENİZ Paşa
Vatan Size Minnettar
𐰉'𐱃𐰣:𐰾𐰃𐰕𐰀:𐰢𐰃𐰤𐰤𐱅𐱃𐰺
Saygı, Sevgi ve Şükranla Anıyorum.
𐰽𐰖𐰍𐰃:𐰾𐰋𐰏𐰃:𐰋𐰀:𐱁𐰜𐰺𐰣𐰞𐰀:𐰣𐰃𐰖𐰆𐰺𐰢
Kutlu Tinleri Şad Olsun!
𐰴𐰆𐱃𐰞𐰆:𐱅𐰃𐰤𐰠𐰼𐰃:𐱁𐰑:𐰆𐰞𐰽𐰆𐰣
TANRI TÜRK'Ü KORUSUN!
𐱃𐰣𐰺𐰃∶𐱅𐰇𐰼𐰚'𐰇∶𐰸𐰆𐰺𐰆𐰽𐰣
Tumblr media
6 notes · View notes
sessizozgurluk · 1 year
Text
Neymiş halkı hor görmüş sol da ondan oy alamamış yani o kadar birleştirici olmaya çalışmak boşa demek ki histerik misiniz mk akplinin çapulcu orospu sürtük dinsiz gördüğü biz nolacaz
2 notes · View notes
nefes3534 · 2 years
Text
Herif durmadan topluma küfür - hakaret yağdırıp zamları dayıyor, bundan keyif alanlar var.
'Çapulcular' dedi, profilini çapulcu yapanlar oldu,
'Sürtükler' dedi, hemencecik profillerini sürtük yaptılar.
Yarın çıkıp da "ulan şunun bunun çocukları" dese, birbirilerine "Naber lan komşunun çocuğu?" diyecekler.
Gülerler hep ağlanacak duruma.
Titanik batıyor bunlar kemana devam.. 🤔
15 notes · View notes
Text
hüznü çuhalara fısıldamış gibi
hacizli evin yangınında çocuğunun yanışını seyretmiş gibi,
yakılarak uyandırılmış gibi,
özünü mahzenlerde yırlamış gibi
yaşamı zulme benzet
boğazı kesilerek uyandırılmış bir evladın sövelere vurulmuş kanıyla yazıyorum bu mektubu,
artık buralarda ne bir ağaç ne bir serçe, taklamakan.
ölümlü birisinin iliklerine kadar öldürüldüğü bu geceyi nükbet et
Gidişin mercanlarla yakılmış bir kaç düş yıldırımın esir aldığı
kaçmak isteyen bütün herkesin nereye gidece��i belli olmayan neon yazılı peronlara hapsedilende -ölümü öldürende düş yıldırım-
gözlerin kanlanmamasının tuhaf görüldüğü şu günün kutlulaştırılmayacak zehrine
kendini bırakmanın bana verdiği ölüm hüznüyle özlüyorum ölmemeni.
adının yazıldığını görüyorum bir sürahi kanla
kurban vermek seni bağışlatır mı allah katında
affeder mi günahlarımı?
senin ölmen ecelinden değil ey sevgili
canımı yakacak tek şeyin sen olduğunu bilen bir hüznün bana eziyetidir ölümün,
meyankökleri ile büyüler hazırlatıyorum
yeni kesilmiş keçi kafaları dökülüyor gözlerimden ılgıt ılgıt kanıyorum.
erguvanlar damlıyor mezarına.
karıncalı bir ses yarıyor göğün yırtık perdesini
bir çapulcu edasıyla baltalıyorum bileklerimi.
3 notes · View notes
mecnun1cinar · 7 months
Text
Tumblr media
23 notes · View notes
perge · 1 year
Text
Tumblr media
Çanakkale savaşı ve komodo ejderi
Komodo ejderini belgesellerde görmüşsünüzdür. Leş yiyen bir hayvandır. Diğer leşçillerden farklı olarak doğal ortamda leş aramak yerine kendisi için leş üretir . İlginç bir avlanma stratejisi vardır. Antilop, Bufalo, Zebra artık ne bulursa bir şekilde sinsice yanaşıp, saldırır, avının genelde ayak kısmına bir ya da iki ısırık atar ve ağzında taşıdığı inanılmaz zehri bu yolla avına bulaştırarak onu takibe alıp, ölmesini bekler. Ölünce de gider keyifle rahat rahat yer.
Milletlerin karakterlerini temsil eden hayvanlar olsaydı işte bu Komodo Ejderi kesin İngiliz olurdu. Stratejileri çok benziyor. İngilizler bize en son Çanakkale'de işte bu Komodo Ejderi'nin doğal hayatta yaptığının bir benzerini yaptılar.
1915'te geldiler, ölümcül bir yara açtılar ve gittiler. Sonra da 3 yıl geçmeden, 1918'de gelip cenazemize çöktüler. Yanlış anlaşılmasın, Çanakkale büyük bir destandır, biz oradaki her bir şehidin, her bir mücahidin ayağının tozu olamayız ve ancak imreniriz lakin başka birşey var.
Futbolcular şehit olduğu için takımlar dağıldı, liseler mezun veremedi, 15 yaşında çocuklar bile cepheye gitti de ardından "Hey onbeşli" diye ağıtlar yakıldı.
Ben demiyorum, Churchill domuzu söylüyor: "Biz Çanakkale'de Türklerin bütün yetişmiş insan gücünü yok ettik, artık toparlanamazlar" diyor. Haklıydı kefere. Sadece 3 yıl sonra geldiler, o ısırıkla zehirledikleri Osmanlı'nın cenazesine çöktüler. Devletin direnecek takati yoktu.
250 bin şehit, onun birkaç katı gazi verdiğimiz boğazı bu defa ıslık çalarak geçip, İstanbul'u 5 yıl boyunca işgal ettiler. Üzerinden 108 yıl geçti. Biz tarihçi değiliz. Onun için bilen biri bizim cehaletimizi gidersin lütfen.
Mesela şu torunları her yıl buraya şafak ayinine gelerek içip sızan Anzaklar denen çapulcu sürüsünün 108 yıl önce buraya niye geldiğini, boğazı geçebilseler bu topraklarda neler yapabileceğini, Libya'yı, Cezayir'i,Bosna'yı, Irak'ı gözünün önüne getirerek bir anlatsınlar bize. Anlatsınlar ki biz bugün bu işgalcileri niye böyle soysuz düşman gibi değil de adeta güreşteki centilmen pehlivan gibi, pikniğe gelmiş sevgi pıtırcıkları gibi görüyoruz, onlara anıt falan dikiyoruz , tören neyim yapıyoruz anlayalım. Tamam, kin gütmeyelim de bu güzelleme nedir abi:
“Bu memleketin üzerinde kan döken kahramanlar! Burada dost bir vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Onlar bu topraklarda can verdikten sonra artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Çapula, işgale, tecavüze gelen düşman için kahraman ifadesini kullanmak..
Bu kadarı fazla değil mi?
2 notes · View notes
baybaykus · 2 years
Text
Sicilli Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Fesli Kadir’in yareni İsmail Kahraman’a kızamayanlar Tunç Soyere sövüyorlar.
AKP’lileri anladıkta, Bahçeli niye tepki göstermiş ?
Neden ?
Nutuk’da Atatürk’ün yazdıklarını dile getirdiği için.
Bahçeli anlaşılan Atatürk’ün Gençliğe Hitabesini de okumamış.
Atatürk yalan mı yazmış kardeşim!
Vahdettin ve ekibi Atatürk Sakarya’da savaşırken Vahdettin bahçıvanın 17 yaşındaki kızıyla evleniyordu.
Vahdettinci hacı hocalar işgale gelen Yunan ordusunu Halife’nin ordusu direnmeyin diye fetvalar veriyor, Mustafa Kemal’i haydut kuvayi milliyeyi çapulcu eşkiya ilan ediyordu.
Ordu ilk defa padişahım çok yaşa diye değil millet için savaşıyordu.
Tunç Soyer’i özellikle babasına olan nefretimizden dolayı sevmeye biliriz bende hiç sevmiyorum.
Youtube’den bende izledim ağzından Türk milleti sözü çıkmadı kelimeleri daha özenli ve seçmenine yönelik mesajlar vererek açıklamalarda bulundu.
Ama İsmail Kahraman’ın yanında zemzemle yıkanmış gibi duruyordu. Sevmeyelim ama saygı duymayı öğrenmeliyiz...
2 notes · View notes
emogranger · 2 years
Text
fred ve george : nasıl yani, sen şimdi hermione ile mi evleniyorsun?
ron : evet... bir sorun mu var?
fred : hayır, şey... sadece-
george : biz hep seni gay sanıyorduk
ron : nE? bu fikre nasıl kapıldınız?!
fred ve george : *çapulcu haritasında her gece ron'u peter adında biri ile yatarken görmeleri akıllarına gelir*
fred ve george : sorgulama
2 notes · View notes
hetesiya · 28 days
Text
Tumblr media
GAVUR PİS OLSA DA ALTINI TEMİZDİR!
Maraş katliamından kıl payı kurtulan görgü tanığı Vergine Mayikyan (1898 doğumlu) geçmişini acıyla hatırlayarak tanık olduğu korkunç olayları detaylı bir şekilde anlattı:
“…Karapet Ağa çok zengindi; o usta bir kunduracıydı. Maraş’ın yöneticisi Cutki Efendi’nin ayakkabılarını imal etmişti ve kendini emniyette hissediyordu. Ama silahı olmadığı için, kendini savunamazdı. Bir gece ayak takımından Türkler bahçe kapısını kırarak içeri daldılar ve evine girdiler; genç, yaşlı demeden ailesinin bütün fertlerini öldürdüler ve bahçedeki kuyunun içine attılar. Evini talan ettiler ve ganimeti aralarında paylaştılar. Bu olaydan sonra Ermeniler kendilerini nasıl savunacaklarını düşünmeye başladılar. Güvenlik kaygılarıyla kadınları ve çocukları Karasun Mankants Kilisesi’ne gönderdiler. Kiliselerden en büyüğü ve duvarlarla çevrili olduğu için en güvenli olanı Karasun Mankants Kilisesiydi.
Bölgemizdeki bütün kadınları, gelin adayı kızları ve çocukları, toplam 2.000’den fazla insanı oraya topladılar. İğne atsan yere düşmezdi. Sahn, giriş, üst kat dopdoluydu. Bizim fedayiler her taraftan gözetliyorlardı. Ama Türk çapulcu kalabalığı kudurmuş, Ermeni kanına susamıştı; her taraftan Türklerin sesleri duyuluyordu: ‘Hazreti Muhammed adına yemin ederiz ki bütün Ermenileri katledeceğiz.’
Silahlı Türk kalabalığı Karasun Mankants Kilisesi’nin çevresinde bir insan zinciri oluşturdu ve kiliseyi çember içine aldı; Türkler kapıların açılmasına bile izin vermediler; kapıların gece açılacağını söylediler, emir öyleymiş.
Karasun Mankants Kilisesi bir tepe üzerine inşa edilmişti. Kiliseye giden, taşlarla döşenmiş yol birkaç yüz metre uzunluğunda, hemen hemen 4 metre genişliğindeydi ve her iki yanında ağaçlar vardı. Kiliseye doldurulmuş Ermeniler gece kapının açılmasını bekliyorlar; ama gece saat on, on bir, on iki oluyor, kapıyı açan olmuyor. İçerisi tıka basa Ermenilerle dolu; ne su var, ne de ışık; her yer pisleniyor; biri ağlıyor, diğeri sızlıyor, bir diğeri de dua ediyor.
Kısacası görülmemiş bir kargaşa ortaya çıkıyor. Biz onların seslerini evimizin altındaki mahzenden duyuyorduk. Bir de küçük bir delikten, sabah birkaç Türkün, kilisenin kemer şeklindeki çatısına çıkmış, petrole bulanmış yanan elbise parçalarını kilisenin kubbesinden içeriye atmakta olduklarını gördük. …Yanık kokusu her yere yayılmıştı. Kiliseden yükselen sesler insanın yüreğini sızlatıyordu. Binlerce insan ağlıyor, bağırıyor, çığlık atıyor ve kapının açılması için yalvarıyordu. Sesleri yerin dibinden geliyor gibiydi. O kadar yüksek sesle ahlayıp inliyorlardı ki, yankıları bize kadar ulaşıyordu; bu yankılar saatler geçtikçe azaldı. Ama insanların yanmış kemiklerinin kokusu her tarafa yayılmıştı. Canavarlar yapacaklarını yapmışlardı. Artık kilisede ve evlerimizin çevresinde canlı kimse kalmamıştı. Kilisenin büyük taşlarla döşenmiş birkaç yüz metrelik zemini sanki kalın bir sabun tabakasıyla örtülüydü; insanların vücutlarındaki yağlar eriyip akmış ve iki parmak kalınlığında bir tabaka halinde yoğunlaşmıştı…
Oraya ilk gidenlerin ayakları karda bırakılan ayak izleri gibi yağ tabakasında iz bırakıyordu… Bir de baktık ki Türk kadınları ellerine birer elek almış kiliseye doğru koşuyorlar. Biz uzaktan seyrediyorduk; ama ben dayanamayarak gidip orada olan biteni görmek istedim. Üstüme ferace gibi bir şey giydim, başıma da bir çarşaf geçirdim; ağzımı burnumu örttüm, zaten çok iyi Türkçe konuşuyordum ve kendimi ele vermeyeceğimden emindim. Ben de Karasun Mankants Kilisesi’ne gitmek üzere yola düştüm. Kilisenin isler içindeki duvarları yarı yarıya yıkılmıştı. İnsanların kapının altından süzülen erimiş yağları ise tepeden aşağıya akmıştı... ayağımı basınca yapışıyordu; diğer ayağımı da yere basınca o da yapışıyordu… Sonunda elinde elekle yanımda yürüyen bir Türk kadın farkettim. O beni görerek dedi ki: ‘Bacı sen niye yanına elek almadın?’ Ben de şaşırmadan dedim ki ‘Geri dönüp alırım.’ Gülerek cevap verdi: ‘Geri döndüğünde ne kalır ki?’ Zaten katliamdan sonraki üçüncü gündü; ama çömlekçi fırını gibi kızarmış olan kilisenin duvarları hala sıcaktı. İçeri girdim ki ne göreyim! Türk kadınların her biri kilisede bir yer kapmış kimsenin kendi sınırından içeri girmesine izin vermiyor ve kadınlar birbirlerine bağırıyorlar: ’kim sınırımı aşarsa öldürürüm!…’
Benimle gelen kadın bana dönerek dedi ki:
‘Gâvur pis olsa da altını temizdir…’
Elekten geçirilmiş külün içinde erimiş bir altın parçası bulduklarında o canavar görünümlü kadınların sevincini unutamam.
Kaynak
aykırıdoğrular
0 notes