Tumgik
maykebenski-blog · 9 years
Photo
Tumblr media
DON RIGOBERTO'NUN NOT DEFTERLERİ Mario Vargas Llosa
Kedilerin tükürükleriyle zenginleşen bal daha da parlaklaşıyor ve o bembeyaz bedene sıvımsı bir görüntü veriyordu. Durmadan sağa sola koşuşturup hoplayan kediler suda yüzen yaratıklarmış hissini veriyorlardı. Dona Lucrecia da görünmez sular üzerinde yüzen bir yelkenliydi sanki.
“Olağanüstü güzel” diye düşündü Don Rigoberto. Dipdiri göğüsler, cömert kalçalar, belirgin baldırlar, tek bir kelimeyle bir kadın siluetinde aradığı ölçülere tıpatıp uyan bir beden: şişmana kaçmayan, dolgun bir beden.
"Aç bacaklarını sevgilim" dedi yüzü görünmeyen adam. "Aç, aç hadi" diye yalvardı Don Rigoberto. "Kediler küçücük, ısırmazlar, bir şey yapmazlar" diye ısrar etti adam...
http://www.idefix.com/kitap/don-rigobertonun-not-defterleri-mario-vargas-llosa/tanim.asp?sid=CD47PNQQYD4EHI533ERE
7 notes · View notes
maykebenski-blog · 9 years
Photo
Tumblr media
KUTSAL MARY, TANRI'NIN ANNESİ ŞEREFLE DOLU SÖZLERİMİZİ İŞİT
Atalarımıza, özgür avcılara ve savaşçılara. Büyük kuzey ağaçlarına, Leina ve Amur ırmaklarına dua ediyoruz. Senin mütevazi hizmetçileriniz. Affet bizi, bizler dürüst suçlularız. Bu günahları işlemeye topluluğumuz için zorlandık. Kirli bürokratlara, onların itaatkar polislerine ve askerlerine ve dışarıdaki şeytanlara karşı olan kavgamızda bize yardım et. Merhametli tanrım, silahlarımızı kutsa, bıçaklarımızı hafiflet, kurşunlarımıza rehberlik et. Bu kızgın ruhlarımız senindir.
http://youtu.be/YatiMoCVcNs
http://www.imdb.com/title/tt1697064
1 note · View note
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media
- Biri karşımda sert erkek pozuyla dikildiğinde içimden ona zarar vermek geliyor.
http://youtu.be/2hgESZ5auLk
http://unutulmazfilmler.com/wolf.html
2 notes · View notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media
BOVLİNG TOPLARIYLA DOLU OKYANUS Kenneth Caulfield'ın Ölümü
J.D. Salinger'ın hiç yayınlanmamış bir öyküsü. 14 Nisan 1944'te Salinger İkinci Dünya Savaşı sebebiyle Avrupa'dayken Story dergisinin editörü Whit Burnett yazara öykülerinden oluşan bir derleme basmayı teklif eder. Salinger bu teklifi olumlu karşılayarak içlerinde Bovling Toplarıyla Dolu Okyanus 'un da bulunduğu toplam 19 adet öykü gönderir. Ancak finansal sebepler dolayısıyla bu antoloji basılamaz.
Bunun üzerine 1948 yılında öyküyü Woman's Home Companion dergisine satar. Kısa bir süre sonra yayımcı eseri iç karartıcı olduğu gerekçesiyle reddeder. Ardından Salinger çalışmasını son olarak Collier's dergisine gönderir. Fakat bu dergi de uzun süre boyunca öyküyü yayımlamaz. Holden Caulfield'ın kahramanı olduğu, yazarın tek romanı Çavdar Tarlasında Çocuklar'ın yayımlanacağı tarih belirlenince Salinger aldığı ücreti Collier's'e iade ederek öyküsünü geri çeker. Böylece Bovling Toplarıyla Dolu Okyanus hiçbir zaman basılamaz.
Salinger'ın 3 adet öyküsü geçtiğimiz kasım internete düştü. Biri de; Bovling Toplarıyla Dolu Okyanus.
“Sana okuyacağım öykü bu, Caulfield. Nesi var ki? Tam bir şaheser. Şaheser üstüne şaheser yazıyorum. Bir adam tarafından yazılmış bu kadar çok şaheser hiç okumadım ben.”
indir: http://www.mediafire.com/view/47ga8jbtfs1oegs/J.D._Salinger-_Bovling_Toplar%C4%B1yla_Dolu_Okyanus_(3).pdf
3 notes · View notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
AYŞEN DEMİRCAN Domalmak Yakışıyor Mu?
http://facebook.com/aysen.demircan.581
http://lasmashermosasdelanet.blogspot.com.tr/2012/09/tatia-na-un-monumento-las-curvas-hermosa.html
13 notes · View notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media
3 notes · View notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media
Perküsyon ya da vurmalı çalgılar, ritim yapısı kurulmak için kullanılır. Ritim, eski Yunanca da ‘akış’ anlamına gelmektedir. Vuruşların ortaya çıkardığı ses bütünlükleri ve serileri ritimleri oluşturur. Ritim yapıları, genellikle perküsyon aletleriyle icra edilir. Üzerine elle veya başka bir cisimle vurularak, çalkalayarak, sürtülerek veya ovularak ses elde edilen her obje vurmalı çalgıdır.
0 notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media
THOMPSON SUBMACHINE GUN Chicago Style M1928A1
İsmini mucidi olan General John Thompson'dan alır. Küçük silahlar konusunda bir uzman olan Thompson elde taşınabilen bir makineli tüfeğin hayalini kurmuş ve Birinci Dünya Savaşı'nı sonlandırabilecek bu tüfeği yaratabilmek için ordudan ayrılmıştır. Gangsterler ve polisler tarafından ikinci dünya savaşının sonlarına kadar yoğun olarak kullanılan silahın Tommy Gun olarak anılan modeli M1928A1'dir. Tambura olarak adlandırılan yuvarlak şarjörü 50, 75 veya 100, düz şarjörü ise 20 veya 30 tane mermi alabilir. 11.43'lük yani 45 kalibrelik mermi atar. Etkili menzili hava şartları ile de doğru orantılı olarak 50 ila 75 metre arasıdır. 45'lik mermi kullanır, ağır ama etkilidir. 4.9 kg ağırlığındadır. Atış değeri dakikada 600-800 mermidir. Serinin son modeli Grease Gun olarak da bilinen M3A1'dir. Silah yerini çok daha ucuz olan Sten'e bırakmıştır.
youtube.com/watch?v=s5LkacqmXrc
youtube.com/watch?v=bFHEuKkTa5k
31 notes · View notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media
HALİL SÖYLER Zaralı İnce Halil
Türk Hava Kurumu
0 notes
maykebenski-blog · 10 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
THIS IS THE BLUES
vol.1
vol.2
vol.3
vol.4
0 notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
THE BLACK LIPS - GENTLE VIOLENCE psychadelic satanic scientologist power
http://vimeo.com/23337566
1 note · View note
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
KOROVA MILK BAR A Clockwork Orange
"Korova Sütbarı harika bir yerdir kardeşlerim. İçki satabilmek için izin alamamışlar. Sadece süt ve afyon satıyorlar. Sütü eline alıp içine afyon, esrar kırıntıları, eroin katacaksın. Dikeceksin kafana. Başlayacaksın onları, bunları, şunları görmeye. Koca Tanrı yanında on iki melek harp çalarak, şarkılar söyleyerek, el çırparak dikilecek önüne. Ya da eskiden dediğimiz gibi bıçaklı süt içersin. Mavili, siyahlı, sarılı kırmızılı, cicili bicili küçük kapsülleri havanda döver, toz eder, süte katar kafana dikersin."
yukarıdaki milkbar aşağıdaki kasabada.
youtube.com/watch?v=K0KdmSi6jF0
4 notes · View notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
JD Salinger 1986 yılında mahkemeye çıkarılır. 67 yaşındadır. Soruları cevaplar:
- Soru: Bay Salinger, en son ne zaman bir yayın için kurgusal bir şey yazdınız? - Salinger: Tam olarak emin değilim. - So: Geçtiğimiz 20 yılda, bir yayın için kurgusal bir metin yazdınız mı? - Sa: Yayımlanmış metin mi demek istiyorsunuz? - So: Evet yayımlanmış. - Sa: Hayır. - So: Geçtiğimiz 20 yılda yayımlanmamış kurgusal bir metin yazdınız mı? - Sa: Hayır. - So: Benim için yayımlamadığınız kurgusal metni tarif etmeniz mümkün mü? - Sa: Bunu yapmak zor olurdu… - So: Geçtiğimiz 20 yılda yayımlanmamış kurgusal bir tam metin yazdınız mı? - Sa: Söylediğinizi daha farklı ifade eder misiniz? Tam metin derken neyi kast ediyorsunuz? Yayımlanmaya hazır metin mi? - So: Kısa bir metin, kurgusal bir parça ya da dergi yazısının karşıtı. - Sa: Oldukça zor bir soru bu. Bahsettiğiniz şekilde yazmıyorum. Ben sadece kurgu yazmaya başlıyorum ve neler olacağını izliyorum. - So: Belki de daha basit bir yaklaşımla şöyle demeliyim, son 20 yılda kurgusal alandaki yazınsal faaliyetlerinizden bahsedebilir misiniz? - Sa: Bahsedebilir miyim yoksa bahseder miyim? Kurgusal çalışma işte. Yapabileceğim tek açıklama budur… Tanımlamak neredeyse imkansız. Karakterlerle çalışıyorum, onlar geliştikçe de, o noktadan devam ediyorum.
http://www.futuristika.org/salinger-yayinci/
0 notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
http://www.youtube.com/watch?v=A0E6geAq1k8
8 notes · View notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
Çaycı İzzet Paşa 1819'da Edirne'de doğmuştur (2, 9). Küttaptan Ahmet Hamdi Efendi'nin oğludur. Dedesi Halkacıoğlu Halil Ağa'dır. Edirne'nin tanınmış Halkacı ailesine mensuptur. Ailenin Edirne yakınlarında bir çiftliği varmış. Çiftliğin kapısında büyük bir halka varmış. Bu yüzden çiftliğe Halkacı Çiftliği denirmiş. Ailenin adı da buradan gelmiş. Eşi Nimet Hanım Şapsığ boyundan saraylı bir Çerkezmiş. Bu evlilikten 4 oğlu, 1 kızı olmuştur. Çaya düşkünlüğü ve 1879'da yazdığı çayla ilgili bir risalesinden dolayı adı "Çaycı"ya çıkmıştır. Çaycı İzzet Paşa'nın risalesi ülkemizde çay konusunda yapılan ilk özgün çalışmadır. 1731'de Damatzade Ebül Hayr Ahmet Efendi'nin yayımladığı çay risalesi Yusufî'nin Farsça yapıtının çevirisiydi (1). 1893'te Ali Nazıma'nın "Çay" (4), 1912'de Mehmet Arif'in "Çay Hakkında Malumat" adlı (5) kitapları bu alanda daha sonra yapılan çalışmalardır. Çaycı İzzet Paşa'nın risalesi Maarif Nezareti'nin onayıyla Beyazıt'taki Müzellefzade Rıza Efendi Basımevi'nde basılmış olup, 81 sayfadır (3, 6, 7).
0 notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
Güven sağladıktan sonra vatandaştan 500 Alman Markı alan Bülent Ö. daha sonra, Hz. İbrahim, Hz. Muhammed ve Veysel Karani olarak tanıttığı Ersel Ö., Necati U., Halil İbrahim Ö. ile müritleri olduğunu söylediği Ali S., Katip T., Murat C., Ercan Y., Can Ö. ve Ersin Ö. ile tanıştırdı. Bülent Ö. son olarak, beraberinde getirdiği Hakan Ö.'nün ise Allah olduğunu söyledi.
http://www.hurriyet.com.tr/gundem/3896235.asp?gid=71
0 notes
maykebenski-blog · 11 years
Photo
Tumblr media
BOZKURTLARIN ÖLÜMÜ H.Nihal Atsız
Birden buralar bulutlandı. Sis gibi, duman gibi, fakat onlardan daha başka, daha güzel bir şey çevreyi sardı. Sonra birdenbire bu dümdüz beyazlığın üzerinde, yerden birisinin kalktığı görüldü. Elinde yerden kaldırılmış, gönderi kurt başlı bir tuğ vardı. Yarasından kanlar akan bu hayalet Kür Şad’dı. Bir eliyle tuğu yükseltirken, öteki eliyle duman alana bir işaret yaparak “Kalkın” diye haykırdı. Kırk şehit birden kalktılar. Kür Şad eliyle ilerde bir yeri gösterdi. “Oraya” diye gürledi. Gösterdiği yer “Tanrı Dağı” idi. Tepesinde ataların ruhu dolaşıyordu. Kırk bir şehidin ruhu bir fırtına gibi, bir musikî gibi, bir ışık akarak Tanrı Dağı’na doğru yürümeğe başladılar… Onları orada, başlarında Alp Er Tunga olan atalar kafilesi bekliyordu. Bu kırk bir şehidin çevresini bir anda yüz binlerce başka şehitler sardı. Tanrı’nın huzurunda başlıyan bu en muhteşem resmi geçit büyük, sonsuz boşluğu sarsarken birdenbire bir türkü; azametli, ürpertici, Tanrısal bir türkü kâinatı titretti:
Delinse yer; çökse gök; yansa, kül olsa dört yan Yüce dileğe doğru yine yürürüz yayan. Yıldırımdan, tipiden, kasırgadan yılmıyan; Ölümle eğlenen tunç yürekli Türkleriz!...
http://youtu.be/e3n0TlTmt-o
1 note · View note