Tumgik
#ulvi cemal erkin
senfonikankara · 1 month
Text
Ulvi Cemal Erkin | Senfonik Bölüm
Tumblr media
3 notes · View notes
Text
youtube
Ulvi Cemal Erkin (1906-1972) - Violin Concerto: I. Allegro giusto ·
James Buswell, violin
Conductor: Theodore Kuchar Orchestra: Istanbul State Symphony Orchestra
9 notes · View notes
aradayastikvardi · 11 months
Text
Az oynak bir şeyler çalın diye peçeteye yazıp veriyorum birazdan
1 note · View note
netbilge · 2 years
Text
Ulvi Cemal Erkin Hayatı, Ulvi Cemal Erkin kimdir?
Ulvi Cemal Erkin Hayatı, Ulvi Cemal Erkin kimdir?
Ulvi Cemal Erkin Hayatı, Ulvi Cemal Erkin kimdir? Ulvi Cemal Erkin, Doğum: 14 Mart 1906 İstanbul, Ölüm: 15 Eylül 1972 Ankara Genç Ulvi Cemal Erkin, liseyi pekiyi derecede bitirdikten sonra 1925 yılında 19 yaşındayken, Türkiye Milli Eğitim Bakanlığı’nın açtığı yarışmayı kazanarak ve giderleri de Devletçe karşılanmak üzere, öğrenim için Fransa’nın başkenti Paris’e gönderildi. O sıralarda,…
View On WordPress
0 notes
gender-communist · 6 years
Text
I think the Turkish “classical” composers from like, the 1930s to 1970s are my new favorites
1 note · View note
sahrahaber · 4 years
Text
Tumblr media
GRAFİKLİ – “Çağdaş Türk Müziği”ne yön veren besteci: Ulvi Cemal Erkin https://sahrahaber.com/grafikli-cagdas-turk-muzigine-yon-veren-besteci-ulvi-cemal-erkin/?utm_source=dlvr.it&utm_medium=tumblr
0 notes
the-mustache-guy-la · 4 years
Text
S.2. Türkiye Tarihinde Müzik ve Klasik Batı Müziği Tarihi Üzerine
Orta Asya bozkırlarından çıkıp Ön Asya’da nihaî adresine ulaşmış olan Türk toplulukları, bu yolculukları esnasında yalnızca coğrafya değişimine değil aynı zamanda bir takım kültürel ve çevresel değişikliklere de uğramışlardır. Bugün bu yazımda sınırlı bilgimle, bu macerayı müzik yazımı ve Klasik Batı Müziği geleneği çerçevesinde ele alacağım.
Müzik her toplulukta olduğu gibi Türk topluluklarında da gerek Orta Asya’da Şaman ayinlerinde, gerek Selçuklu ve Osmanlı dönemlerinde tekke ve medreselerde, gerekse geç Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde konser salonlarında kendisine sahne ve dinleyici kitlesi bulmayı başarmıştır. 
Fakat, özellikle erken dönem Türk müziğindeki en önemli sorunlardan biri nota yazma adetinin olmamasıdır, ki bu problemin bugüne yansıması da 17.yy öncesinden elimize kalan pek fazla beste olmaması veya Mehteran Bölüğünün seferlere çıkarken çaldığı hiçbir bestenin elimizde bulunmamasıdır. Aşık geleneğinde bulunan sözlü adet, tekke ve medreselerde de devam etmiştir, ve aktarım genelde usta çırak ilişkisiyle gerçekleştiği için yazma adeti buralarda da ortaya çıkmamıştır. 
Bildiğim kadarıyla Türkçe olarak kaleme alınmış en eski mûsikî risalesi, 15.yy’da yaşamış olan Ahmed oğlu Sükrullah’ın, Karamanoğlu Şehzadesi İsa Bey’e ithaf ettiği ve fakat daha sonra Sultan II. Murad’a sunduğu eseridir. Sonrasında geç 17. ve erken 18.yy’da Boğdan’da yaşamış olan Dimitrie Cantemir’in hazırladığı “Kitab-ı İlmü’l-Musiki ala Vechi’l – Hurufat, Mûsikiyi Harflerle Tespit ve İcrâ İlminin Kitabı” adlı kitabından dönemin müziği hakkında değerli bilgiler ediniliyor. Kitabın faydaları bununla da kalmıyor, birtakım besteler de bu kitap vasıtasıyla elimize geçiyor, o besteler bu albümde toplanıyor.
Hükümdarlar düzeyinde bakınca ise bildiğimiz gibi her sultanın ustalık düzeyinde işler çıkardığı sanat veya zanaat alanları vardı. Unutmamak lazım ki, bu zâtlar yaşadıkları dönemdeki en önemli hanedanlardandi, ve istedikleri alanlarda en başarılı kişilerden gerekli eğitimleri alabiliyorlardı. Bu şiir mevzuunda karşımıza çıktığı gibi mûsikî konusunda da karşımıza çıkıyor. Elimizde bulunan ilk sultan bestesi II.Bayezid’e ait, yani geç 15. ve erken 16. yy dönemine ait. Sonrasında ise Sultan IV. Murad, III.Selim, II. Mahmud, Abdülaziz, V. Murad, VI. Mehmed bugüne besteleri kalmış padişahların bir kısmı. Bu bestelerin derlendiği albümlerden birisi de “Sultan Bestekârlar” albümü. 
Sultan II. Mahmud’a kadar yapılan besteler daha ziyade Klasik Türk Müziği tarzında olmakla birlikte bu besteleri yapan sultanlar içerisinde en gözümüze çarpan Sultan III. Selim’dir. III. Selim aralarında “sûz-î-dilara, evcarâ, buselik, şefkefza ve nevâ” makamlarınında bulunduğu toplam on dört makam keşfetmiştir. Klasik Türk Müziği tarzında besteler III. Selim’den sonra devam etmekle birlikte, II. Mahmud döneminde başlayan Batılılaşma hareketleriyle birlikte sultanlar arasında Klasik Batı Müziği tarzında da bestekârlar çıkmaya başladığı görülüyor, güzel bir derleme bu albümde mevcut. Bu besteler sadece sultanlarla sınırlı kalmamış ve şehzadeler arasından da bestekârlar çıkmıştır. Ve hatta, Hatice, Ayşe ve Fehime Sultanların da çok güzel besteleri elimizde mevcuttur. 
Batılılaşma hareketleriyle sultanlarda Klasik Batı Müziği’ne merak oluşurken, Klasik Türk Müziği’ne merak da toplumda yerini korumaya devam ediyordu. 18., 19. ve 20.yy’da Hamamizade İsmail Dede Efendi, Hacı Arif Bey, Münir Nurettin Selçuk, Cinuçen Tanrıkorur ve Tatyos Efendi gibi üstatlar besteler yapmaya devam ettiler. Yakın tarihlerde ise Kudsi Erguner, Golden Horn Ensemble, Lalezar Ensemble ve Ensemble Bîrûn gibi topluluklar bu müziği hakkını vererek icra etmeye devam ediyorlar. 
Klasik Batı Müziği’nin Osmanlı Batılılaşma hareketleriyle kazandığı ivmelenme Cumhuriyet döneminde hızını kaybetmek bir yana dursun, artırarak devam etti. Bu dönemde devlet desteğiyle bugün Türk Beşleri diye bilinen Cemal Reşit Rey, Ahmet Adnan Saygun, Necil Kazım Akses, Ulvi Cemal Erkin ve Hasan Ferit Alnar yurtdışına Klasik tarzda Batı müziği öğrenmek ve memlekette Batı müziği eğitiminin daha organize ve düzgün bir zeminde ilerlemesi için gönderilmişlerdi. 
İlerleyen yıllarda Klasik Batı Müziği tarzında yapılan işler memleket sathını da aşıp yurtdışında da takdir, ilgi ve iltifat görmüştür. Leyla Gencer Türkiye’de aldığı eğitimden sonra İtalya’da devam ettirdiği opera kariyeriyle oldukça büyük ilgi toplamış ve La Scala gibi operanın zirve sahnelerinde kendine yer bulmayı başarmıştır. 2008′de ölene kadar da günümüzün en önemli orkestra şeflerinden Riccardo Muti (Mutlaka izleyin Muti yönetiminde Chicago Senfoni, Beethoven 9. Senfoni) ile çalışmış ve yine Muti’nin isteğiyle La Scala’nın genç operacılarına eğitmenlik yapmıştır. Dünya sathında iltifat gören bir diğer müzisyenimiz ise Ayla Erduran’dır. Harika bir keman virtüözü olan Erduran, David Oistrakh gibi bir dev müzisyenden eğitim almış, Yehudi Menuhin ve Igor Oistrakh gibi 20.yy devleriyle de çalışma imkanı bulmuştur. Gerek Türkiye’de gerekse dünyada çok bilinen bir diğer müzisyenimiz ise İdil Biret. Gerek çalıştığı  plak şirketleri, gerek aldığı ödüller, gerekse birlikte sahne aldığı orkestralara bakınca Biret’in Türkiye’deki Klasik Batı Müziği yanında batıdaki müzisyenler için de ne kadar önemli olduğu ortaya çıkıyor. Bazı kayıtları dünya da zirve performanslar olarak kabul edilen İdil Biret’in özellikle Chopin ve Brahms performansları benim favorilerimdir. İlk ortaya çıktığında kendindeki ışık hemen keşfedilmiş olan Fazıl Say önemli Klasik Batı Müziği bestelerini icra etmenin yanında, kendi bestelerini de yaparak kendine 20. ve 21. yy Klasik Batı Müziği dünyasında önemli bir yer edinmeyi başarmıştır. Yaptığı bestelerde ve albümlerinde özellikle Anadolu ve Mezopotamya kültürlerinden öğelere yer vermesi ise onun nev-i şahsına münhasır dokunuşu ve yorumu olmuştur. Ahmet Adnan Saygun’un sınıfından mezun olan Gürer Aykal Tükiye’nin yetiştirdiği oldukça önemli orkestra şeflerinden birisidir. Avrupa’da ve Amerika’da da kendisine gerek sahnelerde orkestra şefi olarak, gerekse akademide profesör olarak yer bulmuş olan Aykal Türkiye’de de Borusan Filarmoni ve Bilkent Senfoni gibi orkestraların şefliğini yapmıştır. 20.yy’ın Herbert von Karajan ile devlerinden olan Leonard Bernstein’in öğrencisi olan Cem Mansur Londra’da lisans ve lisansüstü eğitimini yapmıştır. Ve sonrasında İstanbul Devlet Operası ve Oxford Şehir Orkestrası gibi orkestraları yönetmiştir. Mansur, Edward Elgar’ın yaşarken bitiremediği “The Spanish Lady” bestesini ilk kez yöneten şef olmuştur. Buna ek olarak da Jacques Offenbach’ın 126 yıl boyunca seslendirilmemiş olan “Whittington” operasını ilk kez yöneten şef olmuştur. Cem Mansur ‘Ulusal Gençlik Orkestrası’nın kurucusudur ve dünyanın en eski ikinci korosu olan “Ipswich” korosununda fahri başkanıdır. Bugün ise Türkiye’den Klasik Batı Müziği tarzında işler icra eden yeni isimler çıkmaya devam ediyor. Bu isimlerden bir tanesi de benim de yeni keşfetiğim orkestra şefi Nisan Ak. Nisan, İstanbul’da aldığı müzik eğitimini, ABD’de bitirdiği master ile desteklemiş ve şu an orkestra şefliği üzerine doktora eğitimine devam ediyor. Kendisini açtığı Youtube kanalından keşfetmiştim #herkesiçinklasikmüzik başlığı ile yaptığı videoları, yenileri takip etti zamanla, umarım yolu açık kariyeri başarılarla dolu olur.
Erken, İmparatorluk ve Cumhuriyet dönemi Klasik Türk ve Batı müziği üzerine hazırladığım ve aslında sadece koca bir güğümdeki yoğurdun sadece kaymağı edecek kadar bilgi verebildiğim yazımın sonuna geldik. Umarım, gerek Klasik Batı, gerekse Klasik Türk müziği için yeni keşifler yapmanızı sağlayacak isimler ve merak unsurlarıyla dolu bir yazı olmuştur.
Keyif ve esenlikler sizinle olsun.
Önümüz hafta görüşmek üzere.
tmg
1 note · View note
ansiklomedia · 5 years
Text
Ulvi Cemal Erkin Kimdir?
Ulvi Cemal Erkin Kimdir?
besteci, orkestra şefidir (İstanbul 1906-Ankara 1972).
Küçük yaşta annesinden piyano çalmayı öğrendi. Galatasaray Lisesi’ndeki öğrenimi sırasında Adinolfi’den ders aldı. 1925’te Milli Eğitim Bakanlığının sınavını kazanarak gittiği Paris Konservatuvarı’nda Gallon ve Philip’n, Ecole Normale de Musique’te ise Nadia Boulanger’in öğrencisi oldu. Yurda döndükten sonra (1930) Ankara Musiki Muallim…
View On WordPress
0 notes
sanatduvari · 7 years
Text
İDSO Konseri Haliç Kongre Merkezi’nde
İDSO Konseri Haliç Kongre Merkezi’nde
İDSO Denizbank Konserleri’nde 3 Mart Cuma günü yine klasik müzik dolu bir akşam yaşayacak. Fazıl Say, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Ferin Alnar eserleri icra edilecek.
İstanbul Devlet Senfoni Orkestrası (İDSO)  3 Mart  2017 Cuma akşamı muhteşem bir klasik müzik şöleni sunacak. Haliç Kongre Merkezi’nde saat 20.00’de başlayacak konserde Orkestra Şefi Naci Özgüç, Solistler; Gökhan Aybulus (P…
View On WordPress
0 notes
stardustmanblue · 5 years
Video
youtube
Ulvi Cemal Erkin - Piano Concerto (III-IV)
6 notes · View notes
senfonikankara · 1 year
Text
Ulvi Cemal Erkin | Keman Konçertosu, Adagio
Tumblr media
SUNA KAN (1936‑2023)
14 notes · View notes
maghaberleri · 6 years
Text
Gülsin Onay Kimdir?
”Harika Çocuk” olarak müzik hayatına başlayan, Ünü 5 kıtada 56 ülkeye yayılmış ve Venezüella’dan Japonya’ya kadar her yerde konser vermiş, ünlü piyanist Gülsin Onay Kimdir? Gülsin Onay Nerelidir? Gülsin Onay Biyografisi ve hakkında bilinmeyenler Gülsin Onay Kimdir haberimizde…
Gülsin Onay Nerelidir? Gülsin Onay Kaç Yaşında? Gülsin Onay Hangi Burç?
Gülsin Onay, 12 Eylül 1954 tarihinde İstanbul’da Erenköy’de bir köşkte dünyaya gelmiştir. 65 yaşında olan piyanist başak burcudur.
Gülsin Onay Kimdir?
Alman bir baba ile Türk bir annenin çocuğudur. Annesi Gülen Erim piyanist, babası Joachim Reusch ise kemancıdır. Annesi Almanya’da konservatuar eğitimi esnasında tanıştığı eşiyle evlenebilmek için müzik kariyerini bitirmiş ve Türk uyruğuna geçen Joachim Resuch, Türkiye’de ticaretle uğraşmakta idi. Müzisyen bir aileden gelen Gülsin Onay’ın ilk piyano eğitmeni annesidir. İlk konserini henüz altı yaşındayken TRT İstanbul Radyosu’nda verdi. İki sene Mithat Fenmen ve Ahmet Adnan Saygun tarafından Ankara’da özel eğitim alarak 12 yaşında Ulvi Cemal Erkin desteğiyle harika çocuklardan biri olarak, yasayla Paris Konservatuarı’na eğitime gitti. Ailecek Paris’e taşındılar. On altı yaşında konservatuarını piyano ve oda müziği dallarında birincilikle tamamladı.
Avrupa’da ilk performansını 18 yaşında sergiledi. Paris dönemlerinde amatör olarak tiyatro ile de uğraştı. Konservatuar öğrenimini bitirdikten sonra bir kaç yıl Almanya’da Hannover Yüksek Müzik Okulu’nda Bernard Ebert ile baraber çalışarak repertuarını ve üslubunu zenginleştirdi.
8 sene Fransa’da, 10 sene Almanya’da, 10 sene İngiltere’de yaşadığı için dolayısıyla üç dili de ana dili gibi aksansız konuşmaktadır.
Ahmet Adnan Saygun eğitmenidir. Gülsin Onay, hem konser programlarından hem de kayıtlarından eksik etmediği Ahmet Adnan Saygun eserlerini mühim orkestralar eşliğinde sayısız ülkede seslendirmiştir. Sanatçı, kendisine armağan olan Saygun’un 2. Piyano Konçertosu ile Stuppner ve Tabakov’un konçertolarının dünya prömiyerlerini gerçekleştirdi. Saygun’un yanı sıra Hubert Stuppner 2. Piyano Konçertosunu, Jean-Louis Petit Gemmes ve Muhittin Dürrüoğlu-Demiriz Bosphorus adlı piyano eserlerini Gülsin Onay’a armağan etmişlerdir. Ünlü virtüöz Marc-Andre Hamelinanche’ı seslendirmiştir.
Dünyanın Aranan İsmi
Gülsin Onay Kimdir Bugüne kadar dünyanın tanınan belli başlı tüm müzik merkezlerinde sevenleriyle buluşan piyanist Gülsin Onay, Dresden Staatskapelle, İngiliz Kraliyet Filarmoni, Philharmonia Orkestrası, İngiliz Oda Orkestrası, Japon Filarmoni, Münih Radyo Senfoni, Saint Petersburg Filarmoni, Tokyo Senfoni, Varşova Filarmoni, Viyana Senfoni gibi mühim orkestralarla konserler verdi. Piyanist Berlin, Varşova Sonbaharı, Granada,  Würzburg Mozart Festivali, Newport, Schleswig-Holstein, İstanbul gibi dünyanın mühim müzik festivallerinin de eleştirmenlerce tam not alan, aranan bir ismidir.
Gülsin Onay ayrıca, uluslararası alanda istisnai bir Frederic Chopin icracısı olarak kabul edilmektedir. Polonya Hükümeti Gülsin Onay’ı Chopin yorumları sebebiyle Polonya Devlet Nişanı ile onurlandırmıştır.
1988 senesinde Boğaziçi ve 2007 senesinde Hacettepe Üniversiteleri tarafından Fahri Doktora ile onurlandırılmıştır.
Bodrum Klasik Müzik Derneği tarafından organize edilen Uluslararası Gümüşlük Klasik Müzik Festivalinin de Sanat Danışmanlığını yapmaktadır. Gülsin Onay ayrıca, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası Solistliğini üstlenmiş, Bilkent Üniversitesi’nin de devamlı Sanatçısıdır.
Yurtiçi ve dışında birçok yardım konserine çıkan Gülsin Onay, 2003 senesinde UNICEF Türkiye Milli Komitesi tarafından “İyi Niyet Elçisi” olarak seçildi. Sanatçıya ayrıca Sevda-Cenap And Müzik Vakfı tarafından 2007 yılı Onur Ödülü Altın Madalyası ve Donizetti 2011 yılı  Klasik Müzik Ödülleri Yılın Piyanisti ödülü, 42. İstanbul Müzik Festivali’nin 2014 “Onur Ödülü” Gülsin Onay’a takdim edilmiştir.
İlk evliliğini 19 yaşındayken 1973 senesinde Paris’teyken Paris’te yaşayan piyanist Türk Ersin Onay (d.1949) ile yaptı. Erkin Onay (d.1977) adında oğlu var. Oğlu Ankara Devlet Opera ve Balesi Başkemancısıdır.
İkinci evliliğini matematikçi bir Alman ile 1989 senesinde yaptı. 1999 senesinde da boşandı.
Daha önce iki defa evlenen Gülsin Onay günümüzde ise Cambridge Üniversitesi Cebir ve Sayı Teorisi Profesörü Tony Scholl ile hayatını devam ettirmektedir.
İstanbul’da, Ankara’da, Bodrum’da evi var ama esas evi, Amerika’lı eşi Tony Scholl ile baraber yaşadığı Cambridge’de.
Gülsin Onay’ın 20’den fazla albüm kaydı bulunmakta.
Ödülleri:
1987- T.C. Kültür Bakanlığı – Devlet Sanatçısı
1988 – Boğaziçi Üniversitesi Fahri Doktorası
2003 – UNICEF Türkiye Milli Komitesi İyi Niyet Elçisi
2007 – Hacettepe Üniversitesi Fahri Doktorası
2007 – Polonya Üstün Hizmet Nişanı
2007 – Sevda Cenap And Müzik Vakfı Onur Ödülü Altın Madalyası
2014 – 42. İstanbul Müzik Festivali Onur Ödülü
The post Gülsin Onay Kimdir? appeared first on Magazin Haberleri.
from WordPress https://www.magazinhaberleri.com/gulsin-onay-kimdir/ http://ifttt.com/images/no_image_card.png
2 notes · View notes
dopingconsomme · 3 years
Text
[2021年05月23日の記事一覧 http://dailyfeed.jp/feed/23378/2021-05-23] https://dopingcomplex.blogspot.com/2021/05/20210523-httpdailyfeedjpfeed233782021.html
(全 35 件)
1. B'z - OCEAN
2. B'z - 愛しい人よGood Night…
3. B'z - ONE
4. B'z - Wonderful Opportunity
5. B'z - BAD COMMUNICATION
6. B'z - 有頂天
7. B'z - ねがい
8. B'z - Brotherhood
9. B'z - 恋心 (KOI-GOKORO)
10. B'z - さまよえる蒼い弾丸
11. B'z - Easy Come, Easy Go!
12. B'z - 光芒
13. America Viva Band - Tierra Mestiza
14. NIYARI計画 - 怪物さん ORIGINAL COVER INST Ver.
15. Angela - 君想う
16. H ZETTRIO - ムーンライト伝説
17. カプコン・サウンドチーム - ナパームボム!
18. Club Unicorn - M.I.L.F. (From "Friday Night Funkin")
19. Sapphire - Hacking to the Gate
20. SEGA Sound Team - Island Drive
21. 佐々木恵梨 - 魂の部屋
22. 林ゆうき - Massive Impact
23. Ulvi Cemal Erkin - Beş Damla: III. Tranquillo
24. Instupendo - Dream Drop
25. SEKAI NO OWARI - バードマン
26. クロード・ドビュッシー - Clair de Lune: I
27. Lisa - Runaway
28. フランク・シナトラ - Everybody Ought To Be In Love
29. Ferdk - Fight With Seymour (From "Final Fantasy X") - Synth Metal Version
30. Nathan Kawanishi - Ueno Park Sunsets
31. BUMP OF CHICKEN - なないろ
32. ヴォルフガング・アマデウス・モーツァルト - Kapitel 13 - The Magic Flute, The Full Cast Audioplay with Music - Opera for Kids, Classic for everyone
33. DJ-JO - No. 1 - Lofi Remix
34. Moe Shop - Notice
35. 内田真礼 - youthful beautiful - y0c1e Remix
from dopingconsommecomplex http://dailyfeed.jp/feed/23378/2021-05-23 http://www.rssmix.com/ from complex fc2 dcons, https://dopingcomplex.blogspot.com/2021/05/20210523-httpdailyfeedjpfeed233782021.html
0 notes
netbilge · 2 years
Text
Türk Beşleri kimdir? Türk Beşleri araştırma ödevi? Türk Beşleri özet?
Türk Beşleri kimdir? Türk Beşleri araştırma ödevi? Türk Beşleri özet?
Türk Beşleri kimdir? Türk Beşleri araştırma ödevi? Türk Beşleri özet? Türk Beşleri kimlerdir ve eserleri nelerdir? Türk Beşleri olarak bilinen besteciler Cumhuriyet’in kurulduğu 1923 yılından sonra birçok yetenekli müzisyen yurt dışına gönderilmiştir. Türk müziğinin evrensel düzeye ulaşmasını amaçlayan bu hareketin içerisinde yer alan Cemal Reşit Rey, Ulvi Cemal Erkin, Ahmet Adnan Saygun, Hasan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
#MuzafferSarısözen
Muzaffer Sarısözen, 1899 yılında Sivas ilinin Cami-i Kebir mahallesinde doğdu. Babası Sarıhatipzadelerden Şeyh Hüseyin Hüsnü Efendi, annesi Zeliha Hanım'dır. Sivaslılar, Sarıhatipzadeleri " Saçlıefendiler " diye bilirler. Ve Sarısözeni de "Saçlıların Muzaffer" diye tanırlardı. Sarısözen ilk müzik şevk ve hevesini ailesinden almıştır. Beş erkek kardeş içinde Kemal ve Abdulkadir Sarısözen de şairidir. Abdulkadir Sarısözen'e şairliği dışında türküler ve halk çalgılarıyla yakından ilgisi olduğu için " Çalgıcı Vali " denirmiş.
Sarısözen ailesinin Sivas'taki evlerinin üst çatı katının camları vitray duvarları kütüphane yapılarak arada gizli bölmeler oluşturulmuştur. Bu gizli bölmelere ud keman bağlama tanbur gibi sazlar konulurmuş. Nakşibendi bir ailenin çocuklarının bu aletleri çalması Sarısözen'in dünyaya geldiği dönemde son derece aykırı bir şey olduğu için böyle bir yola baş vurulmuştur.
*
Sarısözen, 1930 yılının Eylül ayında Milli Eğitim Müdürü olan Ahmet Kutsi Tecer ile tanışmıştır. Tecer, Sarısözen ile tanıştıktan sonra 1930'da "Halk Şairlerini Koruma Derneği"ni kurar ve Sarısözen genel katip olur. İlk halk şairleri bayramı 1930'da yapılır ve Aşık Veysel bu şekilde ortaya çıkarılır. Bayram sonunda çıkarılan Sivas halk şairleri bayramı adlı bröşürde Sarısözen, Sivas halayları başlıklı yazısını yayınlar ve halayların notalarını koyar. Bu büyük bir ihtimalle bizde halaylar hakkında yazılmış ilk notalı makaledir.
*
17 Ağustos 1937'de Halil Bedii Yönetken, Ulvi Cemal Erkin, Hasan Ferit Alnar, Necil Kazım Akses ve teknisyen Arif Etikan'dan oluşan grup Ankara'dan Sivas'a derleme yapmak amacıyla giderler. Ahmet Kutsi Tecer Halil Bedii Yönetken'e Sarısözen'i tavsiye ederek gruba katılmasını söyler. Böylece türkülerin resmi olarak değerlendirilmesi Maarif vekili Saffet Arıkan'ın zamanında başlar. Derleme grubu Almanya'dan getirilen "Saca" markalı hem elektrik hem de akü ile çalışan alıcı ve verici ses kaydeden makinelerle çalışır. Konservatuarın folklor arşivindeki 10.000 ezginin derlenmesinde, fişlerin doldurulmasında, onun bitmek tükenmek bilmeyen sabır ve azmi büyük rol oynamıştır.
*
1943' te Muzaffer Sarısözen, Halil Bedii Yönetken ve Rıza Yetişen' den oluşan grup Tokat,
Amasya, Samsun, Ordu, Giresun ve Trabzon'da;
1944'de Elazığ, Tunceli, Bingöl ve Muş'ta;
1945'te Ankara, Çankırı, Yozgat ve Kırşehir'de;
1946'da İçel, Antakya ve Antalya'da;
1947'de Çanakkale, Bursa ve Tekirdağ'da;
1948'de Bolu, Sinop ve Zonguldak'ta; 1949'da Bilecik ve Eskişehir'de;
1950'de Van, Kars, Çorum ve Ağrı'da;
1951'de İzmit'te;
1952'de İzmir, Siirt, Mardin ve Bitlis'te derleme yapmıştır.
*
Sarısözen, derleme gezilerinde kendi çabası ve emeği ile topladığı bağlama, cura, ney, çifte kaval, kemençe, kaval, tulum, davul, zurna, tef, darbuka, gibi bir çok halk sazından kolleksiyon oluşturmuştur. Ayrıca derleme gezileri sırasında kaynak kişiler ile halk oyunlarını görüntüleyen fotoğraflardan bir resim albümü yapmıştır. Ne yazık ki; ölümünden sonra evi olarak gördüğü, çok değer verdiği, özen gösterdiği arşivi topladığı on binlerce ezgi ve halk çalgıları kendi haline terk edilmiştir.
*
Muzaffer Sarısözen'in halk müziğine verdiği hizmet kadar halk oyunlarına verdiği hizmet de büyüktür. 1950 yılında İtalya ve İspanya'daki Avrupa Uluslararası Raks Müsabakalarına, Erzurum bar ekibi ve davulcu Kara Yılan, zurnacı Mümtaz Ardıç ile katılır. Madrid'te 68.000 kişinin önünde, Biariz ve San Sebastian'da yapılan 5 yarışmada ekip birinciliği aldı. Vedat Nedim Tör ve Mesut Cemil Bey'in daveti ile Yurttan Sesler'in başına Muzaffer Sarısözen getirildi. 1946 yılında Yurttan Sesler korosunu çalıştırmaya başlayarak derlenen türküleri koro üyelerine öğretti ve yayınlara başladı. Program büyük ilgi gördü. 1953 yılında İzmir'de, 1954 yılında İstanbul radyolarında "Yurttan Sesler" topluluklarını kurarak, halk türküleri ve oyunlarının yurt çapında sevilmesi ve tanıtılmasında büyük rol oynadı.
*
Muzaffer Sarısözen'e kadar radyolarda düzenli ve programlı halk müziği çalışmaları olmamıştır. Yurttan Sesler topluluğunu kurduktan sonra, programlarına kaynak kişileri ve bölge sanatçılarını davet ederek radyo sanatçılarına örnek dersler vermiştir. Muzaffer Sarısözen, Yurttan Sesler topluluğunu yetiştirerek ilk koral halk müziği icrasını başlatmış; toplu bağlama çalma geleneğinin uygulayıcısı olmuş ve halk müziğinde koro seslerini numaralayarak otantik karakterin kaybolmasını önlemiştir.
*
Muzaffer Sarısözen, 1941 yılında Yurttan Sesler korosuna giren Neriman Altındağ'la tanıştı ve 1951 yılında dünya evine girdiler. Bu evlilikten 1952 yılında oğlu Memil Sarısözen dünyaya geldi. 1962 yılında Sarısözen prostat rahatsızlığından dolayı Devlet Demiryolları Hastanesi'ne yatırıldı ve burada ameliyat olacağını öğrenince diğer doktorlara tercihen özellikle kendisinin öğrencisi olan bir operatöre ameliyat oldu. Daha sonra ağabeyi Abdulkadir Sarısözen'in evine çıktı fakat tekrar rahatsızlandığında Ankara Hastanesi'ne kaldırıldı ve sağlığına kavuşamayarak 4 Ocak 1963 yılında vefat etti.
*
kaynak : http://www.kimkimdir.gen.tr
*
https://turkuluyurekleryy.blogspot.com/2021/01/muzaffersarsozen.html
0 notes
sizekitap · 4 years
Text
Cumhuriyet Bayrami Özel Konseri - Gedik Filarmoni Orkestrası (Etkinlik)
Tumblr media
2020-2021 kültür sanat sezonunu açan Cemal Reşit Rey Konser Salonu, ulusal ve uluslararası birçok sanatçıyı ve grubu bu sezon da sahnesinde ağırlamaya devam ediyor.
Orhun Orhon şef
Program: Mahir Cetiz Yaylı Çalgılar için, Gedik Sanat Özel Siparişi (Dünya Prömiyeri) Cem Oslu “Yolculuk” Nefesli beşli, yaylı orkestrası ve perküsyon için, Anadolu Nefesli Beşlisi’ne ithafen Gedik Sanat Özel Siparişi (Dünya Prömiyeri) Ulvi Cemal Erkin (1906-1972) “Sinfonietta“  Yaylı Çalgılar için
“Cumhuriyet’in müzik kazanımları, 29 Ekim ve 10 kasım konserlerimizin konusu. Büyük yenilenmeyi, yeniliklerle kutluyoruz. Cumhuriyet Bayramı konseri, başarılı iki bestecinin yeni eserlerinin ilk seslendirilişlerini, klasiklerimizden biriyle bir araya getiriyor. Anadolu Nefesli  Beşlisi, ustalıkları, enerjileri ve yeni müziğe bağlılıklarıyla tam bir cevher…”
Kaynak
devamı burada => https://sizekitap.com/etkinlikler/cumhuriyet-bayrami-ozel-konseri-gedik-filarmoni-orkestrasi-etkinlik/
0 notes