Kızıl Goncalar dizi filminin yayımlanan 2 bölümünü ikişer defa sosyolog gözüyle izledik. Filimde tarikat veya cemaatlere karşı bir önyargı olmadığı gibi seküler hayat tarzını tercih edenlere de derin bir eleştiri var. Dini kavramlar yargılanmıyor, bilakis bu kavramlara atıf yapılıyor.
Komşusu, gelini, baldızı, kaynanası ile yasak ilişki yaşayanların maceralarının canlı yayında yayınlanmasında ahlaki bir sakınca görmeyenlerin bu diziye yasak getirmesi ancak bir cümle ile izah edilebilir:
"YARASI OLAN GOCUNUR!"
14 notes
·
View notes
Hiçbir felaket meydana gelmediğinde arkamıza bakmadan ilerleriz, ufka bakarak dümdüz ilerleriz. Başımıza bir trajedi geldiğinde, yoldan dönüp oraya musallat olarak yeniden inşaya geçeriz. Her hareketin, her kararın kaynağını anlamak isteriz. Yüz kere geri sararız. Sebep-sonuç ilişkisi konusunda uzmanlaşırız. İzini sürer, parçalara ayırır, otopsi yaparız. İnsan doğasına dair her şeyi ve olayları meydana getiren mahrem ve kolektif güçlerin hepsini bilmek isteriz. Sosyolog, polis ya da yazar, bilemeyiz, saçmalırız, istatistiklerde bir rakam olmayı, bir resimde bir virgül olmayı anlamak isteriz. Oysaki kendimizi bunca zaman eşsiz ve ölümsüz sanmışızdır.
5 notes
·
View notes
✍️
Umarım okursunuz...
Ülkemiz Ortadoğulu bir zihniyet tarafından, Ortadoğulu bir üslupla yönetiliyor ve görünen o ki yakında tamamen Ortadoğu’ya dönüşeceğiz.
Ortadoğululuk nedir bilir misiniz...?!
-Ölümü yüceltip güzel yaşamayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Dini yüceltip bilime kayıtsız kalmak Ortadoğululuktur.
-Lideri yüceltip, iyi sistem kurmayı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-İmanı yüceltip aklı aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Duyguları yüceltip mantığı küçümsemek Ortadoğululuktur.
-Müteahhitti yüceltip, mühendisi aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Üniversiteleriyle değil, camileriyle gurur duymak Ortadoğululuktur.
-“Alnı secde görüyor” diye, zorba ve hırsız politikacılara oy vermek Ortadoğululuktur.
-İmamları yüceltip, filozofları aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Ev kadınlığını yüceltip, kariyer yapan kadını aşağılamak Ortadoğululuktur.
-Kendi çocuklarını Amerika’da okutup, halk çocuklarını imam hatiplere zorlamak Ortadoğululuktur.
-Sözü yüksek olanı değil, sesi yüksek olanı iyi lider sanmak Ortadoğululuktur.
-Kurumsal çözümler üretmek yerine, karizmatik lidere tapmak Ortadoğululuktur.
-Hatasından öğrenmek yerine, onunla duygusal bağ kurup hayatını bataklığa çevirmek Ortadoğululuktur.
-Standart sahibi olmak yerine, düştükçe “beterin beteri var” diye kendini avutmak Ortadoğululuktur.
-Başına gelene katkısını görmek yerine, hep dış güçleri suçlamak Ortadoğululuk.
-Şeytan taşlamaktan ibadet etmeye zaman bulamamak Ortadoğululuktur.
-Kendi hayatında hiçbir başarısı yokken, sürekli atalarıyla övünmek Ortadoğululuktur.
-Sıkılmış bir yumruğun, açık bir elden daha güçlü olduğuna inanmak Ortadoğululuktur.
Yukarıdaki maddelerin birçoğunun dinle ilgili olduğunu görüyorsunuz, neden...?!
Çünkü ortalama bir Ortadoğulunun beyninin yüzde 75'i dinle kaplıdır.
Bu yüzden diğer şeylere çok az yer kalır.
Onun zihniyetiyle ilgili söylediğiniz her şeyi, dinine saldırı sayar.
Dinle ilgili olmayan pek fikri olmadığı için, dinini ilgilendirmeyen hiçbir eleştiri yapma şansınız da yoktur!
Üstünüzü ıslatmadan, elinizle balık yakalamanın imkansızlığı gibi bir şey.
İronik bir şekilde, Ortadoğulular ülkelerinin sıkıcılığından kaçıp, nefes almak için turist olarak Türkiyeye geliyor.Türkiyenin yöneticileri ise gittikçe ülkemizi Ortadoğululaştırıyor.
Birkaç yıldır, yılın yarısını yurt dışında geçiriyorum.
Yurt dışında, gittiğim en iyi restoranların en iyi yerlerinde hep Arap şeyhlerinin çocukları, yanlarında Rus sevgilileriyle oturduğunu görüyorum.
Kendi ülkelerini modernleştirmek yerine, modern ülkelerde hayatlarını yaşıyor, kendi halklarına da din pazarlıyorlar.
Gidip, bu adamların ülkesinde, “bu adamlar size din merkezli yaşamayı övüyor ama kendileri son derece dünyevi yaşıyor” desem, beni o diktatörlerin polislerinden önce, o yoksul insanlar linç eder.
Celladına aşık zihniyetteki insanlar için ne yapılabilir ki...?!
Bu açıklamayı kimseyi ikna etmek için yazmadım.
Mantığa inanmayan insanların mantıklı argümanlarla değiştirilemeyeceğini bilecek kadar tecrübeliyim.
Bu hayatta, bazıları akılla öğreniyor, bazıları acıyla.
Maalesef bu coğrafya, acıyla öğrenenlerin coğrafyası.
Benimki, sadece geleceğe dönük bir “ben dememiş miydim” notu.
Bu topraklarda, her şeyin bir gün anlaşıldığını ama hep geç anlaşıldığını biliyorum.
Hepsi bir gün neyin ne olduğunu anlarlar, ama hep geç anlarlar!
Azgelişmişlerin kaderi iki kelimede saklıdır:
İdrak gecikmesi!
Matbaanın 300 yıl geç geldiği bir topluma, mantık da olması gerekenden 30 yıl sonra geliyor.
Neyin en mantıklı çözüm olduğuna karar vermeden önce 30 yıl kavga ediliyor!
"Coğrafya kaderdir" der, Ibni Haldun, bizim kaderimiz de idrak gecikmesi!
• Mümin Sekman Sosyolog (Alıntıdır)
(Okuduğunuz için teşekkür ederim )
11 notes
·
View notes
asbü'ye veda postu ♡
burası sümerbank binasının mescidinin manzarası ve aynı mescidde asılı tezhip eserim. bu okulda sadece bir yıl geçirdim ama o kadar verimli bir yıldı ki, hem akademik anlamda, yaptığım araştırmalar, sunumlar anlamında, hem çince açısından, çünkü okulun kütüphanesinde çok güzel çince hikaye ve ders kitapları vardı, hem sanat sepet anlamında çünkü iki dönem tezhip kursuna devam ettim ve sergimiz de oldu ve resmen bir eserim şu an mescid süslüyor hem de okulun en sevdiğim binasında en güzel manzaralı mescidi. psikolog olmaktan mutluyum. sosyolog olamam muhtemelen. ama sosyoloji, antropoloji, hatta uluslararası ilişkiler ve political science'dan bile beslenmiş bir psikolog olmak bana çok iyi geldi. yaşasın multidisipliner çalışmak! asbü cidden çok güzel bir üniversite. sosyoloji bölümü muazzam. özellikle kadın hocalar, şebnem hoca, tuba hoca ve zehra hoca harika. hepsini tanıdığıma çok mutluyum. psikoloji bölümü inanılmaz klinik ağırlıklı orada kendime yer bulamazdım, canım aybü ve canım cem hoca, gülden hoca, elif hoca diyeceğim o yüzden. hâlâ hikayemin başındayım ve çok heyecanlıyım. sevgiler ♡
6 notes
·
View notes