Tumgik
#sağlık lisesi
altinovaguncel · 1 year
Text
Sezai Karakoç ve Gençlik Paneli düzenlendi
Altınova Anadolu Lisesi, Sezai Karakoç ve Gençlik “Diriliş Neslinin Yolculuğu” Paneli düzenlendi. Altınova İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünün öncülüğünde Altınova Anadolu Lisesi tarafından Sezai Karakoç ve Gençlik “Diriliş Neslinin Yolculuğu” Paneli düzenlendi. Geniş katılım Altınova Belediyesi Konferans ve Düğün Salonunda gerçekleştirilen panele; Yalova Valisi Muammer Erol, Altınova Kaymakamı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
KOCAMA KUMA 1
Merhaba Ben Nermin, Önce kısaca kendimden bahsedeyim.
İstanbul Avrupa Yakasında oturuyorum, 51 yaşında, sağlık meslek lisesi, laboratuar teknisyenliği mezunuyum. Eşim İsmet Diş Hekimi 65 yaşında, Avrupa tahsilli, çağdaş, eksiğini fazlasını bilen, mesleğinde başarılı, anlayışlı ve şefkatli biri. Eşimle 30 yıl önce tayinim dalayısı ile Batman'da tanıştık, bir yıl sürmeden de evlendik ve ardından istifa ettim, o günden bugüne de ev hanımıyım. Evliliğimiz çok yadırganmıştı, aradaki yaş farkı, kariyer farkı, ailelerin statü farkı vs.vs. Evliliğimizin 2 ana sebebi vardı ben güzel ve oldukça alımlı, eşim ise popüler, kariyer sahibi ve zengin biri idi. Başlangıçta çok bunaldım ama eşim çok destek oldu ve hep arkamda durdu bu da Eşimi daha çok sevmeme nedendi. Evliliğimize Benden çok O sahip çıktı. Zaten mahalle baskısı da artınca ve Eşim İstanbul'dan da iyi bir teklif alınca, 5. yılda buraya taşındık. İlk 4 yıl içinde 2 de çocuk sahibi olduk, ikisi de okuyup evlenip hayata karıştılar. Şimdi ikisi de yurt dışındalar.
Evliliğimiz yatak hariç mükemmel ve örnek sayılır, ama Eşim çok anlayışlı olduğu için dikkatli ve seçici olmak kaydı ile Beni serbest bıraktı. Ben de kaçamaklarımı hep tatillere sığdırdım. Ben de iyi seçimler yaparak çok şükür bir sorun yaşamadım. 20 yıldır süren ilişkim bile var ve eşimde bilir. Hatta çoğunda da seyirci olur.
1,70 boyunda, bakımlı ve düzenli spor yapan biriyim, aralıklı olarak ta estetik olurum.
Yaklaşık 6,5 ay önce de göğüs ve vajina estetiği yaptırdım. Yani en fazla 30 yaş gibiyim. Çoğu yerde eşimi babam zannederler.
Gelelim hikayemize, oturduğumuz sitede yan komşum Süheyla Abla Karadeniz'li çok vefakar ve candan bir komşum, 15 yıldır bir aile gibi olduk neredeyse. Süheyla Abla'da eşi işadamı, bir oğlu 2 kızı var.
Süheyla Ablanın kız kardeşi Sevim Hanım'da Karadeniz'de oturuyor, eşi işadamı hem İstanbul'da hem memlekette işleri var ailenin.
Sevim'in 2 oğlu var, burda karşıda üniversite okuyorlardı. Alpay ve Selçuk Zaman zaman Süheyla Ablaya gelirlerdi. Ayrı gayrı olmadığından hep içiçe ve çok samimi idik. Zaten anneleri ile de arkadaş idik.
Büyük olan Alpay oldukça yaramaz ve çapkın biri idi. Her fırsatta bana kur yapardı Ben de güler geçerdim. Doğrusu çok yakışıklı ve alımlı biri olduğundan Ben de ilgisiz kalmaz ve hoşlanırdım. Ama korkudan bir türlü fazla yüz vermez idim.
Gel zaman git zaman bu okulu bitirip memlekete döndü ve aramızdaki istek eyleme dönüşmedi.
Aradan 3 yıl falan geçti, Bir gün Süheyla Abla Bana geldi biraz tedirgin ve şüpheli bir hali vardı; hayrola falan derken Kadın anlatmaya başladı.
Küçük kızı Pelin ile yeğeni Selçuk birbirlerini seviyor ve çıkıyorlarmış, Sevim de bu işi bitirelim bunları baş göz edelim diye sıkıştırıyormuş Ablasını.
İyi Abla dedim bak ne güzel bir kısmet, elin bilmediğin adamına vereceğine kızını tanıdığın bildiğin ve de yeğeninden iyisini mi bulacaksın, çocuk yakışıklı,terbiyeli, kariyerli, iş güç sahibi ver gitsin deyince biraz rahatladı. Sahi mi kız dedi, Sahi dedim. Aferin kız senin sağ duyuna güveniyorum, Sen okey diyorsan bu iş oldu demektir hadi patlat kahveleri dedi. Bi şartla dedim Sevim'e Ben müjde vereceğim dedim, tamam Kız top sende ne yaparsan yap dedi. Aradım Sevim'i, Sevim Kız dedim kızımızI istiyorsan Benden isteyeceksin ve hediyem de kalın olacak dedim gülüştük, hayırlaştık......
Derken 2 gün sonra baktım yabancı bir telefon, açtım, Benim belalım Alpay, İstanbul'un en güzeli Nermin Ablam, Kürt Afrodit, falan filan derken, Bende bu sefer biraz ilgili davrandım, biraz kahkaha attım falan, Abla Annem dedi; Nermin Ablana kalın bir bilezik al, nasıl bir model olsun, ben bir kaç tane beğendim, resim atayım bir bak ya da sen resim at, Ben ona göre alayım diye soruyor. Ben de yok oğlum şaka yaptım Annene çok teşekkür ederim almış kadar oldum, gerek yok hayatta kabul etmem deyince, tamam Abla Ben Sana başka bir kalın hediye getirecem, inan İsmet Amcam hiç Sana vermemiştir öylesini demez mi, farkında olmadan birden bir kahkaha attım hınzır Seni dedim. Demez olsaydım gene başladı Mezopotamya ateşi gibi yaktın beni, bugün İsmet Amca ölse haftaya Seni istemezsem namerdim, dedi biraz daha şakalaştık görüşmek üzere dedik telefonu kapattık. 2 dakka sonra yine aradı bu sefer abla gitti Neroş olduk. Şaka yollu Ne lan ne istiyorsun diye cevaplayınca, Neroş ne olur bu sefer beni kırma, inan yanıyorum Sana deyince, Bende tamam hele o gün gelsin bakarız deyince bir yupiiii çekişi var görülmeye değerdi.
Derken 1 hafta sonra cumartesi öğleden sonra bunlar kızı istemeye geldiler.
Çok kalabalık olmasa yine de 5-6 aile olunca ev ortamı için kalabalık sayılırdı.
Ortamın 4 heyecanlısı vardı. Pelin-Selçuk ve Biz. Yani Ben ve Alpay.
2 gün öncesi çarşıya çıkıp, saks mavi omuz ve göğüs dekolteli, vucudu iyice saran likralı kumaştan kısa ve hafif yırtmaçlı bir abiye, aynı renkten bir tanga takım, çorap, ayakkabı ve çanta aldım. Her yer saks mavi oldu Bende. Ağdamı vs. yaptım. Sabah kuaföre gittim dönüşte eşim sormaz mı hayrola kız sende bir haller var, Sanki Pelin'i değil Seni istemeye geliyorlar deyince, bakalım belki Bize de bir kısmet çıkar deyince sarıldı ve öptü eğlen Aşkım yeter ki Sen hep böyle mutlu ol, yanımda ol dedi. Ben de içten bir teşekkür öpücüğü ile öptüm kendisini. Saati çatınca da Süheyla Ablalara geçtik.
Hoş beş isteme faslı sohbet derken bu arada Benim Alpay hiç açık vermiyor, Ben yokmuşum gibi davranıyordu. Bu hali Bende iyice bir güven ve istek oluşturdu. Yerimde duramıyordum iyice ıslanmıştım. Bahçeye bir sigara içmeye çıktım az sonra Benimki geldi o kontes çok harikasın başım döndü, lal oldum dedi, bak dedim her şey hoş güzel ama ya bir sakatlık yaparsan, Ben biterim, bu güzel dostluklar biter, iyisi mi vazgeçelim bu sevdadan dedim. O da bak dedi bütün sevdiklerim içer de onların üzerine yemin ederim ki, Sana karşı bir yanlışım olmayacak. Sana hep saygılı bir sevgili olacağım dedi tamam konuşuruz ama zorlama yok dedim ve anlaştık. 2 saat sonrası akşam yemeği için Florya sahildeki bir restoranda buluşmak için anlaştık.
Derken biraz düğün dernek yaptık, ortam da sakinleşti, gece Halama uğrayacam diye izin isteyip eve geçtik. Eşimden gece için izin istedim, ben demiştim sende bir hal var deyip takıldı biraz. Kim falan sorunca Alpay demedim eskilerden Volkan'ı dedim. Bir şartla dedi gelince anlatırsın dedi, gülüştük öpüştük. Makyajımı tazeledim, sakinleşmek için bir tek tekila içip, bizim duraktan araba çağırmamak için arabama atladım çıktım. Arabayı Yol üstünde Eşimin kliniğinin otoparkına bırakıp bir taksi çevirip restorana geçtim.
Sevgilim sakin bir köşe ayarlamış, Beni bekliyordu. Yemek yerken de o çocuksu ruh gitmiş tam bir beyefendi karşımda duruyordu, daha da etkilendim, bana iyice güven verdi. Ben bir bira içtim o da rakı içti, iyice birbirimize ısınınca biraz duraksayınca sohbet, gel biraz da eğlenelim, kalktık yakındaki bir otelin barına geçtik.
Yolda takside elimi tutup okşamaya başlayınca çok etkilendim neyse otelin önüne gelince indik. Tekrar elimi tutunca bende karşılıksız bırakmadım sıkıca sıktım elini, asansörde elini belime dolayınca bende başımı omuzuna dayayıp iyice sokuldum kendisine.
Derken bara geçtik, tanıyorlardı Bizim çapkını, güzel sahneye hakim köşe bir loca verdiler, bu sefer restorandaki gibi karşılıklı değil, kanepede iyice yanyana birbirimize sarılarak oturduk.
Derken servis geldi, O yine rakı bende, yine biraya devam ettik, müziğe eşlik edip eğleniyorduk. Derken bir slow çalınca dans edelim mi dedi? Olur dedim piste geçtik. Belimi kavrayıp dansa başladık az sonra, loşluğunda güvencesi ile, iyice kendine çekince müthiş aletini karnımın üzerinde hissedince nazlanarak yapmmaaa dedikçe iyice kendine doğru bastırırken bir yandan da kalçalarımı okşuyor, kulağıma defalarca neredeydin şimdiye kadar gecelerimin hayal kadını, diyerek saçımı tenimi koklayıp gizliden buseler konduruyordu.
Ben de ilgisiz kalmıyor başımı göğsüne dayayıp geldim işte aşkım diyerek karşılıklar veriyordum.
Kalabilirmisin, oda ayırayım mı deyince bir an karar vermede zorlandım, çok ısrar etti, biraz naz yaptıktan sonra, okey dedim.
Masaya geçtik, Oda için aşağı indi az sonra geldi odamız hazır, kalkalım mı dedi, olur dedim.
Bardan çıktık, asansör de bir sarılışı var anlatılmaz, ikimiz de kopmuştuk ileri derecede istek ve şevhet dolu idik.
Neyse odaya girdik, odamız suit, geniş ve denize nazırdı, omzumdan kürkümü alıp bir kenara indirdi, Ben lavoboya girdim iyice ıslanmıştım, ıslanacağımı bildiğim için, önceden pet koymuştum kukumun üstüne, peti çıkarıp lavabonun kenarına bıraktım, şeftalimi iyice yıkadım. Aynada bir baktım yeni estetik olan kukumun bu kadar çok şiştiğini ve güzel durduğunu görmemiştim. Dişlerimi fırçalayıp makyajımı gözden geçirip odaya geçtim.
Ardından o da dişlerini temizlemek için lavaboya geçti, az sonra, lavabo kenarında unuttuğum petle çıkınca çok utandım, bu bal kimin balı, kimin için aktı diyerek peti koklayıp koklayıp emiyordu.
Hemen sarıldım Senin için aşkım, Senin için, deyip karşılıksız bırakmadım. Bu bezi ömrümün sonuna kadar saklayacağım diye inliyordu.
Beni kanepeye oturtup direk önümde diz çöküp, ayakkabılarımı çıkarıp, ayaklarımı öpmeye başladı, Aşkııııım, Sultanımmmm hoş geldin dünyama, inan bugün Benim düğünüm bu da gerdeğimiz, asla bırakma Beni Kadınım, dedikçe kendimden geçiyordum.
Derken kalkıp kravatını ve gömleğini çıkartıp yanıma oturup Bana bir sarılışı vardı anlatamam. Vücut hatları kaslı ve ihtişamlı idi.
Ben maço görünüp de bu kadar duygusal ve içten yaklaşanını görmedim.Beni kucağına oturtup önce boynumu ve omuzlarımı öpüp koklamaya başladı, Ben de ilk seferlerde biraz ağır ve nazlı davransam da, bu Çocuğa kayıtsız kalamazdım. Sen neymişsin lan dedikçe kendinden geçiyordu, Hemen dudaklarına yapıştım. Deliler gibi, birbirimize susamışcasına öpüşüyorduk, aşk sözcükleri havada uçuşuyordu. Dedim ya bu çocuğa kayıtsız kalmayacaktım, bir yandan da kemerini çözüyor, muhteşemini okşuyor avuçluyordum. O da boş durmuyor bir yandan beni soyuyor göğüslerimi okşuyor, pantolonun düğme ve fermuarını açıyordu. Derken diz çökme sırası Bana geldi, pantolonunu indirip, kilodunun üzerinden aletini okşayıp öpmeye başladım. Aleti kocaman, pürüzsüz ve kalındı, Amerika'da, Fransa'da tanıştığım zencilerinkinden bile muhteşemdi. Hemen çıplak hali ile de öpüp yalamaya başladım resmen kendimden geçmiştim.Derken ayağı kalktı ve Beni kucaklayıp öpmeye başladı, karım ol karım ol diye inliyordu. Bir yandan da beni soyuyordu.
Kadınlığım şelale gibi akıyordu Eğilip Kilodumu çıkarırken dışa taşan ıslaklığı görünce delirdi, hemen orda duran peti kapıp kuruladı, bunu saklamam lazım, bu bez Bana Senin yokluğun da çok lazım olacak diye inliyor ve şeftalimi öpüyordu.
Dur bakalım Sana daha neler yapacam deyip bunu yatağa atıp, üstüne uzanıp öpmeye başladım. Aleti orama burama değdikçe müthiş haz alıyordum. Resmen deliriyordum.
Üstünde ters dönerek tekrar, kobrayı yalamaya başladım, bu arada o da şeftalime yumuldu. Sanki yutuyordu beni o içtikçe Ben sulanıyordum, Ah İsmet Amca bu şeftali böyle dar mı bırakılır, nasıl kıydın Nero'ya dedikçe, bittim tükendim sarsılarak bir anda sular seller gibi ağzına yüzüne boşaldım. Resmen yutuyordu, hemde zevkle, bittim tükendim çakılıp kaldım bacaklarının arasına. Kıpırdayamıyordum, şefkat ve sevgi ile yardım etti kaldırıp yanına uzattı, sıkıca sarılıp, kulağa hoş gelecek aşk sözcüklerini sıraladı. Bende çok müthişsin resmen bitirdin beni, neden Sana geçmişte haksızlık ettim bilmiyorum ah kafam deyince sıkıca sarıldı, Aşkım doğru zaman şimdi imiş, yıllardır bu anı bekledim, böylesi Senin açından hem daha güven verici oldu, benim içinde bir platonik aşkın gerçeğe dönüşü dedi ve öpmeye başladı. Ben de soluklanınca rahatlamıştım kontrolü ona vermiştim.
Beni korkutan o aleti nasıl alacağım idi, ameliyat sonrası hiç bir birlikteliğim olmamıştı sadece eşimle birlikte erotik film seyreder, aleti iş görmediğinden okşar yalar arada da doktor tavsiyesi ile, kontrollüce inceden kalına doğru duvar kasları gelişimi için dildo ve vibratör kullanırdık.
Derken silkinip kendime gelip lavaboya gidip, kendimi temizleyip, biraz kendimi dinleyip adapte olmaya çalıştım, ve kararlıca yanına geldim.
Geldiğimde Beni bekliyordu, Kontesim diyerek kalkmaya yeltendi bırakmadım ve yanına uzandım ve dudaklarına yumuldum, öpmeye başladım, o kadife sesiyle, Nerom, Neroşum dedikçe kendimden geçiyordum, Aşkım, Kadınım dedikçe yine sularım akıyordu. Karım ol, Karım ol, sana Hanım diye diye inliyordu. Karşılıksız bırakmıyordum Alpayım'ı. Kocam, Erkeğim dedikçe iyice kendinden geçip ağlamaya başlayıp, beni teşekkürlere ve iltifatlara boğmaya başladı, doyunca öpüp, göğüslerimi yeyip, İsmet'ime, ah İsmet Amca nerden bulup da aldın bu Kızı, Bana bıraksaydın ya diye söyleniyordu.
Aşkım Seninkinin tadı ağzımda kaldı diyerek beni ayağa kaldırıp oramı yalamaya başladı, ağzını kocaman açıp şişen şeftalimi resmen yutarcasına yiyordu, kısa sakalları değdikçe bitiyordum, onu uzatıp. deminki ters pozisyona aldım o her kıvrımı ile muhteşem aleti önce koklayıp, öpüp, yalamaya başladım boğazıma kadar çekiyordum, O'da kukumu iştahla yiyordu, iyice pişmiştim, Aşkım sıcaklığını hissetmek istiyorum dedi ve beni ters çevirip yanına uzattı. Önceleri biraz sürttürdü, korkuyordum, kalsın Aşkım ne olur dedikçe yalvarıyordu, korkuyorum Aşkım dedim, Korkma bak çok seveceksin dedi ve yavaşça girmeye başladı, bağırıyordum, bıraktı zorlamayı yanıma uzandı şefkatlice sarıldı öpmeye başladı, bu arada eliyle oramı okşayıp, parmakları ile masaj yapıp yavaşça içeriye dalıp çıkıyordu, bu Arada yine İsmet'ime saydırıyor, bu am böyle bırakılır mı diye söyleniyordu. İyice dolmuştum, Kararımı verdim alacaktım bu aleti, üstüne çıktım, sürte sürte hafifçe almaya başladım ama kendimden geçmiş patlamamak için kendimi zor tutuyordum. O da alttan zorluyordu hafifçe, derken dizim yorulma ve uyuşma arası rahatsız olunca, birden kontrolü kaybettim ve kaygan ortamda farkında olmayarak, şevhetin de etkisi ile, kontrolsüz bir şekilde Kendimi bıraktım, bağırtılar içinde aldım, bir an nefesim kesildi, alet içimde iken doğrulup, göğüslerimi okşayıp öperekten bağırtıları kısmak içinde olsa öpmeye ve cesaretlendirmeye başladı.
Kadınım, Aşkım, Nerom, Kürdom, Karıcığım diyerek Beni güzel sözlerle uçuruyordu, aleti ateş gibiydi, Kimin için ısıttın bu fırını dedikçe kuduruyordum, artık nispeten de olsa alıştım, Bende o güzel sözlere karşılık içimi döküyordum, Erkeğim, Kocam teşekkürler harikasın, neredeydin şimdiye kadar dedikçe iyice coşuyor ve coşuyorduk....
Hazır mısın Ben bitiyorum dediğimde, az daha, az daha bekle Sevgilim, Bana bu anı yaşat diye söyleniyordu, alışmıştım çok güzel bir ritm yakalamıştık, hadi artık dedikçe, dudaklarıma yapışıp az az daha derken, hadi aşkım bırak aşk sularını yıka beni derken, ben sarsıla sarıla boşaldım, ama ne boşalma. O'da hırıltılar, iniltiler içinde boşaldı, sanki bir roman yazmıştık.
Öylece kaldım, sıcak sularının içimden süzüldüğünü hissediyordum.
O anı öldürmemek için ve kutumun alışması için öylece alet içimde, Ben üstte epey bir kaldım.
Ayağı kalktık, Kalkıp banyoya geçmek istedi bırakmadım, diz çöküp muhteşemi dilimle temizledim.
Devamı için, O çok istekli idi ama, Ben bitmiştim, Kalktık temizlendik birer kahve içtik. İzin istedim bırakmak istemedi, ertesi gece için söz verince bıraktı. O otelde kaldı, Bende arabamı alıp eve geldim.
Yol yürüyemiyordum, kasıklarım bacaklarım, her tarafım zevk dolu ağrılar içinde idi. Bitik ve bitaptım.
Eve geldim, İsmet bekliyordu, halimi görünce gözleri parladı. Aşkım ne oldu böyle Sana dedi ve öptü Beni. Fena benzetmiş Seni bu Volkan, doping mi almıştı, yoksa grup falan mı yaptınız, tosta girmiş gibisin falan espiriler yaptı.
2 buzlu viski doldurdu, bu ateşi ancak bu söker, rahatlatır deyip sarıldı.
Anlatmayacakmısın diye ısrarla sorup duruyordu.
Bu bir Volkan'ın işi olamaz, bilirim diye üstüme geliyordu.
Hayır bu başka Volkan deyince, bilmezmiyim Ben deyip, böbürlenince güldük epey.
Eşim Volkan'ı bilir, çünkü yanında çok birlikte olduk.
O'na sürpriz dedikçe somurtuyordu.
Tamam dedim yarın akşam kilinikte yaparız, Sende burdan online izlersin, deyince kısmen anlaştık.
Kucaklayıp Beni üst kata odama götürüp, üstümü çıkarıp geceliğimi giydirip, ıslak tangamı da koleksiyon kasasına koymak için alıp, koklaya koklaya odasına geçti.
Arkası yarın. Kucak dolusu öpücükler....
234 notes · View notes
metinakgun · 4 months
Text
Elazığ Özel Bahar MTAL Sosyal Etkinlikleri İle Dikkat Çekiyor - Harput Sancak Haber Eğitim
2 notes · View notes
Note
Kaç yaşındasin?
bebiş bazı insanlar beni sağlık meslek lisesi stajyeri sanıyor... bir kere bir hastam artık ilkokulda da mı sağlıkçılık var demişti…ama tamı tamına 24 yaşındayım…dostlarım da 12 yaşında gösteriyorsun, makyajla 18 diyor…
14 notes · View notes
pazaryerigundem · 4 days
Text
Bursa Erkek Lisesi’nde mezuniyet coşkusu
https://pazaryerigundem.com/haber/176130/bursa-erkek-lisesinde-mezuniyet-coskusu/
Bursa Erkek Lisesi’nde mezuniyet coşkusu
Tumblr media
141 yıllık mazisiyle Bursa’nın köklü eğitim kurumlarından biri olan Bursa Erkek Lisesi’nde mezuniyet coşkusu yaşandı.
Yolcu TV Haber / BURSA (İGFA) – 141 yıllık geçmişinde birçok ünlü ismin öğrencisi olduğu, Reşat Nuri Güntekin, Orhan Şaik Gökyay, Kazım Baykal, Ziya Samar ve Süleyman Nazif gibi önemli isimlerin öğretmenlik yaptığı Bursa Erkek Lisesi’nde 238 öğrenci diploma almanın gururunu yaşadı. Törende; kendileri için hazırlanan pastayı kesen mezun öğrenciler, hep birlikte keplerini havaya fırlattı.
Okulun bahçesinde yapılan görkemli bir törenle diplomalarını alan 238 öğrenci, ‘Erkek Lisesi Mezunu’ olmanın gururuyla yeni bir hayata atılmanın mutluluğunu yaşadı.
Tumblr media
Törende, öğrencilerin aileleri de çocuklarının mezuniyet coşkusuna ortak oldular. Okulu ilk 3’te bitiren öğrencilerin belirlendiği törende; okul 1’incisi Sıla Kızılkaya, mezuniyet kütüğüne 1’lik plaketi çaktı.
Daha sonra kendileri için özel olarak hazırlanan pastayı kesen öğrenciler, hep birlikte keplerini havaya fırlatarak mezuniyet coşkusunu yaşadı. Törenin sonunda yapılan havai fişek gösterisiyle coşkuyu doruğa çıkardı.
“SİZ GELECEĞİN LİDERLERİ VE BAŞARI HİKAYELERİSİNİZ”
Mezuniyet töreninde öğrencilere hitap eden Okul Müdürü Şahin Boztepe, her mezuniyetin yeni bir basamağın başlangıcı olduğunu belirterek, mezun olan tüm öğrencilerin gelecekte okullarını, öğretmenlerini ve ailelerini en iyi şekilde temsil edeceğine inandığını vurguladı.
Mezun olan tüm öğrencileri kutlayan ve onların başarılarıyla gurur duyduklarını vurgulayan Boztepe, “Sevgili öğrencilerimiz; lise hayatınız boyunca edindiğiniz bilgi ve deneyimler, artık yeni bir başlangıcın kapılarını arıyor. Karşınıza çıkacak her zorlukla mücadele edin ve hedeflerinize doğru ilerleyin. Unutmayın ki başarı; sabır, azim ve sürekli öğrenmeyle elde edilir., Bursa Erkek Lisesi olarak sizi her zaman gururla izleyeceğiz. Siz, bizim için geleceğin liderleri ve başarı hikayelerisiniz. Bu yolda size başarılar diliyor, sağlık, mutluluk ve başarı dolu bir gelecek diliyorum. Saygıdeğer velilerimiz, onların başarılarında sizin payınız büyük. Desteklerinizle onları cesaretlendirdiniz ve bu günlere gelmelerini sağladınız. Sayın öğretmenlerimiz, siz bu öğrencilerin yetişmesinde büyük rol oynadınız. Sadece akademik bilgi değil, karakter gelişimleri için de onlara rehberlik ettiniz. Sizin özverili çalışmalarınız bu gençlerin geleceğe daha güvenle bakmalarını sağladı” dedi. 
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
gundemarsivi · 7 days
Text
Tumblr media
Türk Milliyetçiliğinin Binmediği İktidar Trenleri
✍🏻 Sinan Kemal
https://www.gundemarsivi.com/turk-milliyetciliginin-binmedigi-iktidar-trenleri/
Yaklaşık otuz yıl kadar önce, ben daha üniversitenin birinci sınıfındayken siyasal İslamcı arkadaşım Demir Dinipak bana MHP’nin NATO’nun bir örgütü olduğunu, benzer yapıları hemen her NATO ülkesinde ve hareket adı ile kurulduğundan bahsetmişti. Geçenlerde de sosyal demokrat bir arkadaşım, Ülkücülerin DEM parti iktidara gelse bile, onlara yancılık ve yardakçılık yapacağını söyledi. Aklın yolu bir denirken, böyle şeyler kastediliyor galiba. Otuz yıllık süreç bir yana, son bir yılda şahit olduklarım bana bu söylenenlerin doğruluğu ispatlar gibi. 1995’ten beri Ülkücüler, halkın iktidar davetini geri çeviriyorlar.
1995 seçimleri ile ilgili olarak müteveffa Alparslan Türkeş’i çok eleştirmiş, hatta onuna alay etmiştim, dişçisini, doktorunu, dünürünü aday gösterdi ve teşkilatları küstürdü diye. Oysa benim dünürü, dişçisi, doktoru dediğim kişiler, yıllarca parti teşkilatında çalışmış kişilermiş. Benzer şekilde Isparta’da, Fen Edebiyat Fakültesinin dekanı iken aday olan ve Şamanist diye alay ettiğimiz, müteveffa profesör Bayram Kodaman’da halk tarafından sevilen biriymiş. Bu durumda teşkilatların başbuğlarına tavır almalarının sebeplerini başka yerde aramalıyız.
Lenin, devrimin son adımında bulunacağınız taraf, tamamen hangi sınıftan olacağınızla ilgilidir, demiştir. Sosyalist-komünist devrim uğruna savaşan yada mücadele eden bir burjuva olabilirsiniz. Romalı senatör ve Stoacı filozof Seneca, yazıları ile teorik, sosyalistti. Pratik kitle imparatorluğun en uzaktaki bölgesi Britanya’nın, yani İngiltere’nin tüm madenlerinin sahibi, ticaretini ve neredeyse tüm ekonomisini kontrol eden bir emperyalistti. İmparator Caligula, tüm servetini müsadere etmişti. Devrimin iktidar anında, iktidar değişimi ile neler kazanacağınız ya da kaybedeceğiniz önemlidir. Sosyalist bir devrimci olmanız için içiden öte, proleter, yani aç insan olmanız, kendinizin ya da çocuklarınızı sınıf atlama imkanları da yok olmalıdır. Bu yüzden pek çok devrim, ucundan dönmüştür. 1917’den sonra Bolşevikler, Avrupa’yı saracak devrim rüzgarları bekliyordu. Özellikle Orta Avrupa’da grevler, işgaller, günlük yaşamın bir parçası haline gelmiş, bazı sanayi şehirleri bir kaç gün yada haftalık İşçi Sovyetleri ile yönetilir olmuştu. Oysa iktidara gelen faşizm oldu.
1995’te olası bir iktidar değiminden Ülkücülerin kazanacağı bir şey yoktu. Zaten iktidarda gibiydiler. Güvenlik güçleri Ülkücüydü, hele özel harekat, Ülkü ocaklarının hakimiyetindeydi. Hem JÖH, hem PÖH, hilal bıyıklıdan geçilmiyordu. Jandarma o yıllarda Genelkurmay’a bağlı olduğundan, her gün tıraş olmaları gerekiyordu ama buna aldıran yoktu, karışan yoktu. Özel Harekat seçmelerinin sonuçlarının, İçişleri bakanından önce Ülkü Ocaklarına geldiği sır değildi. Ülkücülerin tek gücü güvenlik kurumları değildi. Genel anlamda bürokraside Ülkücüler etkindi. İçişleri ve sağlık bakanlığı Ülkü ocaklarının egemenliğindeydi. Hatta bana sağlık bakanlığında daha uzun süre hakim oldular. Ben 2005’te sağlık meslek lisesine atandığımda daha yeni milli eğitime bağlanmıştı. (2005-6’dan önce kurumların kendi meslek liseleri vardı. Devlet Demir Yolları, tarım meslek, meteoroloji lisesi gibi. En büyük grubu da sağlık bakanlığı liseleri oluşturuyordu. 1997’den sonra yavaş yavaş tasfiye edilmelerine rağmen öğretmenler arasında en popüler parti MHP’ydi. (Ortada bozkurt ya da benzeri simgeleri hiç görmedim.)
Sadece kamu kuruluşları değil, mafya, dolmuş kahyalığı, pazar yerleri falan da Ülkücülerin elindeydi. Kurtlar Vadisi’nin meşhur ilk 97 bölümündeki iyi ve kötü karakterlerin tamamına yakını Ülkü ocağından yetişmedir. İlk 97 bölüme dikkat ederseniz ana karakterler arasında polis yoktur, mafyayla istihbaratçılar mücadele eder, istihbaratçılar da Ülkü ocaklarından yetişmedir. Sonuçta 1995’te Ülkücülerin, barajı aşma, devlet isteği yoktu. Dönemin başbakanı Tansu Çiller, Alparslan Türkeş’e başbuğum diyor; Erdal İnönü dahil mecliste grubu bulunan parti genel başkanları Söğüt şenliklerinde Başbuğ Türkeş sloganlarından kendi seslerini duyamıyordu. DYP ve ANAP, Ülkücüleri bu kadar beslerken, MHP için çalışmanın gereği yoktu. Seksenine yaklaşmış Alparslan Türkeş’in kendini ispat arzusunun önemi yoktu. MHP il ve ilçe başkanlıkları, ANAP ve DYP genel merkezinden daha canlı, daha havalıydı çünkü, DYP ya da ANAP’ta kariyer yapmanın yolu da Ülkü ocaklarından geçiyordu.
1995 seçimlerinde MHP barajı aşamadı ama ciddi bir oy potansiyeli olduğunu gösterdi. Bu yüzden ülkücülük budanmaya başladı. Budama için iki yıl sonra, 1997’de başbuğun ölümü beklendi. Türkeş, Ankara’nın bir daha Muhsin Yazıcıoğlu’nun cenazesine kadar göremeyeceği büyük bir cenaze ile Ankara’nın, kısaca Bahçeli denen Bahçelievler mahallesinde anıt mezara gömüldü. Sonra olaylı, sandalyelerin havada uçultuğu bir kongre; kayyumun yenilediği kongrede Bahçeli’nin seçilmesi ile tasfiyeler başladı. Antalya’da, Akdeniz Üniversitesinde olan olaylardan sonra Bahçeli, Ülkü ocaklarını sokaklardan, kavgalardan çekti, Ülkü ocağı sayısını yavaş yavaş azalttı. Bürokraside de Ülkücü yöneticiler azaltılmaya başlandı. MHP’nin 1999 seçimlerinde ülkenin ikinci, sağın birinci partisi ve iktidar ortağı olması da bu süreci değiştirmedi. Hilal bıyıklı Ülkücü müdür ve şeflerin yerini, badem bıyıklı Fetöcüler aldı. Yurt-Kur ve Üniversiteler de Ülkücüler eski zorbalıkları bir yana, yer yer kendilerini koruyamaz oldular. Ülkücülüğün tasfiyesinde son aşama, Ülkücü mafyanın tasfiyesi oldu. Ülkü ocağında yetişmiş ve suç dünyasında bile olsa belli ahlak kriterleri olan, devleti sahiplenen mafya tasfiye oldu ve hatta oluyor.
Aslında 1995 seçimlerinden evvel ortaya çıkan bir gerçek var. Bu din maskeli neoliberal düzenden sıkılmış insanların bir kısmı, milliyetçi bir iktidar istiyor. Bunlar, Ülkü ocaklarında yetişmiş ve 12 Eylül sonrası eğitim ve medya sisteminin etkisiyle sola oy vermek istemeyen kitleler. Oysa Ülkücü liderler, Demir Dinipak’ın otuz yıl önce öngördüğü gibi, devlete ve neoliberalizm partilerine yancılık yapmakla meşgul. Uzun süre muhalefetlik yapamıyor. Meral Akşener İyi parti, son seçimde iktidarı AKP-MHP koalisyonuna hediye etti. İyi parti, Akşener’in genel başkanlıktan ayrılmasıyla, CHP’de Kılıçdaroğlu ayrılmasından sonra bir oy patlaması bekliyor olabilir. Rakip olarak Zafer partisi var. Fakat bu iki parti ve pek çok parti, yerel seçimler sürecinde muhalefet partisi olmak yerine, muhalefete muhalefete muhalefet partisi oldular.
Bu seçim, muhalefete muhalefet partilerinin de yenilgisiydi. Son yerel seçimlerden sonra CHP’yi iktidar yolundan kendisi bile alıkoyamaz. Halk artık bu neoliberal düzeni istemiyor. Bu yüzden medya ve eğitim sisteminin öcü gibi gösterdiği CHP’yi, otuz yıldan sonra yüzde otuz beş üzerine çıkardı. Gerçek muhalefet etmeyenler, muhalefete muhalefet edenler, gelecekte ana muhalefet olmayı bile hayal edemeyebilirler.
Sinan Kemal
0 notes
elazigsurmanset · 3 months
Text
Türkiye’nin En Büyük Lise Kampüsü Olacak
Tumblr media
Türkiye’nin en büyük lise kampüsü inşaatını gezen Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, kampüs hakkında bilgi verdi. Bakan Yusuf Tekin, Esenyurt Orhangazi Mahallesi’nde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla temeli atılan ve yapımı devam eden Esenyurt Lise Eğitim Kampüsü inşaatındaki çalışmaları yerinde inceledi. Bakman Tekin, kampüste 5 Anadolu lisesi, fen lisesi, mesleki ve teknik Anadolu lisesi, Anadolu imam hatip lisesi, kız öğrenci yurdu, erkek öğrenci yurdu, bilim ve sanat merkezi, planetaryum, konferans salonu, amfi tiyatro, açık ve kapalı spor salonları, kütüphaneler, ibadethaneler ve atölyelerin olacağını söyledi. Bakan Yusuf Tekin, “Bu dev kampüsün, bilgi ve değerlerle donanacak Esenyurtlu evlatlarımıza hayırlı olmasını diliyorum. En güzel geleceği eğitimle ve birlikte inşa edeceğiz” diye konuştu.
Lise Kampüsünün Kaba inşaatının yüzde 91’i tamamlandı
Esenyurt’ta ülkenin en büyük lise kampüsünün tüm bloklarının kaba inşaatının yüzde 91’i tamamlandı. Yaz aylarında doğal gaz ve yerleşim öncesi son testlerin yapılmasının ardından kampüsün tüm bloklarında 2024-2025 döneminde eğitim öğretime başlanması hedefleniyor. Taşınması ve açılması planlanan okulların sayısına göre, Esenyurt Lise Eğitim Kampüsü’nde 12 bin 648 öğrencinin eğitim alması ve 473 öğretmenin görev yapması planlanıyor. Öğrenci yoğunluğunun fazla olduğu mahallelerden kampüse taşınacak liselerin yerine açılacak yeni ilkokul ve ortaokulların, bölgenin derslik ihtiyacının karşılanmasına, sınıf mevcutlarının daha da azalmasına katkı sağlaması amaçlandığı bildirildi. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
karaca2508-blog · 5 months
Text
Çocuk işçi cinayeti: 15 yaşındaki Stajyer öğrenci sunta bloklarının altında kalarak yaşamını kaybetti
Tumblr media
Meslek lisesi öğrencilerinin staj düzenlemesi ile güvencesiz çalıştırılması çocuk iş cinayeti ile sonuçlanıyor. Son olarak Kütahya'da, staj gördüğü atölyede üzerine sunta blokları devrilen 15 yaşındaki öğrenci yaşamını yitirdi. Çocuk işçi cinayeti: 15 yaşındaki Stajyer öğrenci sunta bloklarının altında kalarak yaşamını kaybetti Yeni Sanayi Sitesi 32. Sokak'taki bir mobilya atölyesinde staj yapan Kütahya Mesleki Eğitim Merkezi İç Mekan Mobilya Teknolojisi Dalı 9. sınıf öğrencisi Erol Can Yavuz, üzerine sunta bloklarının devrilmesi sonucu ağır yaralandı. Çalışanlar tarafından suntaların altından çıkarılan Yavuz, olay yerine çağrılan 112 Acil Sağlık ekiplerince Kütahya Sağlık Bilimleri Üniversitesi Evliya Çelebi Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırıldı. Erol Can Yavuz, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Kütahya'da Yaşanan İş Kazaları ve Meslek Hastalıkları Kütahya ve çevresinde resmi kayıtlara göre 2013’den bu yana 33.004 iş kazası meydana gelmiş, 105 iş cinayeti yaşanmış, 263 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. 2022 yılında iş kazası geçiren kişi sayısı 5.474 olmuş, kayıp gün sayısı ise 50.783 olarak kayıtlara girmiştir. Bununla birlikte 2022 yılında 9 kişi iş cinayetleri sonucu yaşamını yitirmiştir. Yine 2022 yılında 26 kişiye meslek hastalığı tanısı konmuştur. Kütahya iş güvenliği analizi Read the full article
0 notes
ehaberal · 6 months
Text
Okul müdürü, okulda intihar etti!
Tumblr media
İstanbul Beykoz Boğaziçi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi Müdürü Abdullah Çatal, hayatını kaybetti. Çatal’ın son zamanlarda nörolojik sorunlar yaşadığı kaydedildi.Müdürün cesedi okulda bulundu!Dostbeykoz.comda yer alan haberde, bu sabah cansız bedeni okuldaki görevliler tarafından bulunan Abdullah Çatal, okulun içinde bulunan spor salonunda kendisini iple asarak hayatına son verdi.Okulun çalışanları tarafından yapılan ihbar sonrası, spor salonuna gelen sağlık ve emniyet ekipleri Çatal’ın hayatını kaybettiğini belirledi. Çatal’ın cansız bedeni adli tıp kurumu morguna kaldırıldı.Müdür Abdullah Çatal, aslen Erzurumlu olup, 2 çocuğu bulunmaktadır. www.ehaberal.com  #istanbul #Beykoz Boğaziçi Kız Anadolu İmam Hatip Lisesi #ABDULLAH ÇATAL #okul müdürü #intihar Read the full article
0 notes
haber71net · 7 months
Link
Sağlık-Sen Şube Başkanı Recep Akdoğan, Mehmet Akif Dolu ile birlikte 1990-1994 yılları arasında Çerikli Sağlık Meslek Lisesi Müdürleri ve aynı zamanda matematik öğretmeni olan Mehmet Yıldız’ı ziyaret ... ---------------------------- Haberin devamı haber71.net'te.
0 notes
fisiltihaberleri · 7 months
Text
Tumblr media
Sakarya Anadolu Lisesi Öğretmenleri Cana Dokundular. 24 Kasım Öğretmenler Gününde Valilik İl Programını hazırlayan Sakarya Anadolu Lisesi Öğretmenleri ve Öğrencilerinin sahnelediği “Öğretmen Cana Dokunandır” adlı tiyatro oyunu ayakta alkışlandı. Bir köy okulunda mesleğine aşık genç bir öğretmenin hayatına dokunduğu öğrencilerin başarılarla dolu hayat hikayesini ve yıllar sonra unutmadıkları emektar öğretmenlerini ziyaret etmelerini konu alan oyunda Sakarya Anadolu Lisesi öğretmenleri ve öğrencilerinin ortaya koyduğu başarılı performans büyük beğeni topladı. HABERİN AYRNINTILARI VE GÜNÜN FOTOĞRAFLARI... https://www.fisiltihaberleri.com/haber/sakarya-anadolu-lisesi-ogretmenleri-cana-dokundular-9956.html
#eğitim #istanbul #çocuk #okul #türkiye #izmir #kurs #öğrenci #antalya #öğretmen #ankara #tbt #sağlık #tasarım #eğlence #üniversite #çocukgelişimi #egitim #turkey #bursa #gelişim #spor #psikoloji #education #saç #haber #galatasaray #mizah #göktürk #sanat
0 notes
haytaogluyunus · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
TÜRK MİLLİYETÇİSİ ÜLKÜCÜ  ŞEHİT YAHYA AKTAŞ
ŞEHİT OLDUĞU TARİH: 14 KASIM 1977
ŞEHİT EDİLDİĞİ YER: UŞAK
DOĞDUĞU YER: AFYON -SULTANDAĞI İLÇESİ
MESLEĞİ: ÖĞRENCİ
21 yaşındaydı. Uşak İmam Hatip Lisesi son sınıf öğrencisiydi. Uşak İli Ülkücü Gençlik Derneği kurucularındandı. ÜLKÜCÜ  Köylüler Derneğinin de başkanıydı. Annesi Almanya’da çalışıyordu. İki kardeşi vardı, onlara bakmak zorundaydı.
OLAY GÜNÜ:
Akşam saatlerinde Sağlık Koleji ve Devlet Hastanesi personeli arasında teşkilatlandırma çalışması yapmak için gittiği Devlet Hastanesinin bahçesinde komünist militanların saldırısına uğradı. Kurşunlanarak şehit edildi.
ÜLKÜDAŞIMIZA ALLAH’TAN RAHMET DİLİYORUM
ÖNEMLİ NOT: ŞEHİTLERİMİZLE İLGİLİ ELİNDE BİLGİ, RESİM OLAN VARSA YA DA DÜZELTİLMESİ GEREKEN BİRŞEY VARSA LÜTFEN BANA ÖZEL MESAJDAN YAZSIN. TEŞEKKÜRLER.
0 notes
songsforsinglepillows · 9 months
Text
İlk Yardım Eğitici Eğitimi Almak İçin Aranan Şartlar İlk yardım eğitici eğitmeni, öğrencilere bir kaza, ani hastalık veya yaralanma durumunda nasıl hayati önlemler alınacağını göstermek için uygulamalı çalışmayı kullanan bir meslektir. İlk Yardım Eğitici Eğitimi programına katılmak için sağlık üzerine mezun olmanız ilk şart olarak karşınıza çıkıyor. Sağlık üzerine, sağlık lisesi, yüksekokul ya da 4 yıllık bir üniversite mezunuysanız eğitime katılab... https://www.begonya.com/ilk-yardim-egitici-egitimi-olmak-icin/?feed_id=160044&_unique_id=650404dfd2601
0 notes
Text
Malatya ve Adıyaman’da 10 bin kişilik konteyner kentlerde yaşam başladı
Tumblr media
  Rönesans Holding ve birçok STK’nın da tüm gücüyle seferber olduğu konteyner kentlerde, depremzedelerin sadece barınma değil yaşama dair tüm sosyal ve psikolojik ihtiyaçlarının da karşılanması amaçlanıyor.  6 Şubat’ta 11 ilimizde meydana gelen depremlerin ardından depremzedeler için 2 bin kişilik gönüllü ekibiyle seferber olan Rönesans Holding’in İstanbul Başakşehir Belediyesi, Birleşim Mühendislik ve AFAD iş birliğiyle depremin hemen ardından Malatya ve Adıyaman’da yapımını tamamladığı ve 10 bini aşkın depremzedenin konaklayacağı konteyner kentlerde yaşam başladı. Malatya’da 1.510 konteynerden oluşan Malatya Yaşam Kent’te üç adet sosyal tesis binası, dört adet kütüphane ve çalışma alanı, üç adet kadın merkezi, üç adet genç merkezi, bir adet danışmanlık merkezi, bir adet kreş, ve güvenlik, polis, AFAD, idari birimler,   çamaşırhane, mescit, sağlık ocağı, spor ve çocuk oyun alanları ve çardaklar bulunuyor.  Anne, genç ve çocuk dostu yaşam kenti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Malatya Valisi Hulusi Şahin, Malatya Belediye Başkanı Selahattin Gürkan ve İlçe belediye başkanlarının katılımıyla açılışı gerçekleştirilen Malatya Yaşam Kent’te depremzedelere konteyner evleri teslim edilirken, açılış töreninde konuşan Rönesans Holding Başkanı Erman Ilıcak, “Malatya’da şimdiye kadar 1.510 konteyner temin ettik. 6 Mayıs’a kadar tamamlamış olacağız. İmece usulü bir araya geldik. Tek derdimiz vardı, yaraları sarmak ve bir nebze destek olmak. Malatya’mıza geçmiş olsun. Gidenleri geri getirmek mümkün değil, ama hep birlikte çalışarak Malatya’yı yeniden inşa edeceğiz” dedi.
Tumblr media
Adıyaman’la birlikte 10 bin depremzedeye güvenli ve konforlu yaşam alanı sunulacak   Önümüzdeki süreçte depremzedelerin kalıcı konutlarına geçene kadar, en konforlu ve güvenilir şekilde yaşamlarını sürdürmelerini amaçlayan Rönesans Holding, bugün Malatya’da açılışını yaptığı konteyner kentin yanı sıra Adıyaman’da da 500 konteynerlik bir kenti depremzedelerin kullanımına sunmaya hazırlanıyor. Adıyaman ile birlikte toplam 10 bin depremzedeye güvenli bir yaşam alanı sunacak olan Rönesans Holding, geçici bir barınma merkezi değil, bir yaşam alanı kurmak için tüm imkanlarını seferber ediyor. Rönesans Holding, konteyner kentlerde kurduğu sosyal alanlarda; çocuklar ve gençler için özel mekanlar yaratılması, kadınların yeniden ekonomi ve sosyal hayata kazandırılması, yeni beceriler edinerek meslek sahibi olması ve tüm bu süreçte en iyi psikolojik desteği almaları için STK’ların desteğiyle hareket ediyor. 2 bin kişilik gönüllü ekibiyle ilk günden bu yana sahada Deprem felaketinin gerçekleştiği ilk günden bu yana 2 bin kişilik gönüllü ekibiyle sahada olan Rönesans Holding yaşanan yıkımın ardından hızlı bir şekilde arama kurtarma çalışmalarına katılarak 190 vatandaşın canlı bir şekilde enkazdan çıkarılmasında önemli rol oynamıştı.  Depremin ilk saatlerinde 147 iş makinesi ve ekipmanını bölgeye sevk eden Rönesans Holding, depremzedelerin ihtiyaçlarını karşılamak için hazırladığı 254 yardım tırını da bölgeye ulaştırdı. Deprem bölgelerinde kurulan mutfaklarla 1 milyonu aşkın öğün dağıtımı yapılırken, Malatya Erman Ilıcak Fen Lisesi ve bölgede yer alan şantiye kamp alanlarını ilk gün 2 bini aşkın depremzede için geçici barınma alanlarına dönüştürdü. Depremde, bölgede bulunan 200 projesinden hiçbirinin zarar görmediği Rönesans Holding’in sismik izolatör bulunan şehir hastane projeleri de bu süreçte hizmetlerine ara vermeden devam etti. Read the full article
0 notes
pazaryerigundem · 5 days
Text
Melikgazi Belediyesi Saniye-şahin Yıldırım Anaokulu açıldı
https://pazaryerigundem.com/haber/175916/melikgazi-belediyesi-saniye-sahin-yildirim-anaokulu-acildi/
Melikgazi Belediyesi Saniye-şahin Yıldırım Anaokulu açıldı
Tumblr media
Melikgazi Belediyesi, Battalgazi Mahallesi’nde hayırsever iş birliği ile hayata geçirdiği Melikgazi Belediyesi Saniye-Şahin Yıldırım Anaokulu’nun açılışını gerçekleştirdi.
Mehmet UZEL / KAYSERİ (İGFA) – Güçlü Türkiye için eğitimin şart olduğunu belirten ve eğitim yatırımlarında rekor hizmetleri ilçeye kazandıran Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu, “İnşallah açmış olduğumuz bu okul hayırlara vesile olur. Bugün ben özellikle velilere teşekkür ediyorum. Anaokulunu velilerle birlikte açalım diye davetiye göndermiştik. Tüm veliler burada. Çocukların yetişmesinde ülkemizin geleceğinde hanım kardeşlerimizin rolü çok büyük. Çocuklar hepimiz için, her aile için en önemli unsur. Dolayısıyla herkes çocuğunun en iyi şekilde yetişmesini istiyor. Bizler de Belediye Başkanları olarak sizlerin en iyi şekilde çocuklarınızı eğitime göndermeniz için, yeni okullar yapmak için çalışıyoruz. Sayın Valimiz, Milli Eğitim İl ve İlçe Müdürlerimiz ile birlikte güzel bir koordinasyon içerisinde okullar yapıyoruz. Burada da rekor bizde. Melikgazi olarak 21 okul yaptık. Şu anda 22. okulun temelini kazdık.  İnşallah okulları yapmaya, açmaya devam edeceğiz. Biz sizin çocuklarınıza kendi çocuğumuz gibi bakıyoruz. Çocuklarımız ne kadar geleceğe iyi hazırlanırsa, o kadar bu ülkenin geleceği, güçlü ve büyük Türkiye’nin alt yapısı hazırlanmış olur. Anaokulları son derece önemli. Anaokullarında görev yapan müdürlerimize, öğretmenlerimize çok teşekkür ediyorum. Çünkü ağaç yaşken eğilir derler. Çocuklarımıza bu yaşlarda verilecek temel eğitimler, ahlaki eğitimler, okuma ile ilgili, iletişim ile ilgili etkinlikler son derece önemli. “ dedi.
“BİZ GENÇLERLE VE ÇOCUKLARLA İLGİLİ BÜTÜN PROJELERE AÇIĞIZ.”
Sadece okul yapımında değil kütüphane yapımında da Melikgazi Belediyesi olarak rekor hizmetler yaptıklarını belirten Başkan Palancıoğlu sözlerine şu şekilde devam etti:
“Sadece anaokulu değil, ilkokul, ortaokul, lise de yapıyoruz. Özellikle buradan çıkan çocuklarımızın bir kısmı yeni yapmış olduğumuz meslek liselerine giderler diye düşünüyorum. Kaba inşaatını bitirdiğimiz ve incesine başlayacağımız Havacılık ve Uzay Bilimleri Lisesi tamamen burslu olmasını istediğimiz, iş garantili bir meslek lisesi olacak. Türkiye’deki en önemli liselerden birisi olacak. Meslek liseleri spordan, müzikten bilime kadar her alanda önemli. İnşallah Milli Eğitimimiz, Valiliğimiz, Büyükşehrimiz ile birlikte bu tür yatırımlara da hız kesmeden devam edeceğiz. Bir düşünürümüzün ünlü bir sözü var: “Şehri imar ederken nesli ihmal ederseniz, o ihmal ettiğiniz nesil imar ettiğiniz şehri tahrip eder.” diyor. Gençlerle ilgili daha çok proje yapmamız lazım. Biz gençlerle çocuklarla ilgili bütün projelere açığız. Sadece okul yapımında değil kütüphane yapımında da Melikgazi Belediyesi olarak rekor hizmetler yapıyoruz. Şu ana kadar tam 15 adet kütüphane yaptık. İnşallah bunların sayısı her geçen gün artacak. Belediye meclisimize de meclis üyelerimize de teşekkür ediyorum. Bizim yaptığımız çalışmalarımıza meclis üyelerimiz destek veriyor; uyum içerisinde çalışıyoruz. Bu nedenle 600 bin nüfusa hizmet eden Melikgazi Belediyesi Türkiye’de en çok okul yapan, en çok kütüphane yapan, en çok sağlık ocağı yapan, en çok park yapan belediye unvanını alıyor. Emeği geçen tüm mesai arkadaşlarımıza ve hayırseverlerimize teşekkür ediyorum. Hayırseverlerimizle birlikte Melikgazi Belediyesi olarak rekor sayıda hizmet yaptık. Yapmaya da devam edeceğiz.”
Hayırsever Saniye Yıldırım, anaokulunun ilçeye kazandırılmasından dolayı Melikgazi Belediye Başkanı Doç. Dr. Mustafa Palancıoğlu’na teşekkür ederek memnuniyetini ifade etti.
“BUGÜN BURADA BİR MELİKGAZİ BELEDİYESİ KLASİĞİ VAR”
Melikgazi’de gün içinde ikinci okul açılışına katıldıklarını belirten İl Milli Eğitim Müdürü Bahameddin Karaköse, “ Bugün Melikgazi’de ikinci okul açılışımızı yapıyoruz. Şu anda ilimizde 30 tane okul inşaatımız devam ediyor. Her şeyden önce bu ülkeyi, bu vatanı, bu bayrağı, bu inancı taşıyacak iyi insanlar yetiştirmek istiyoruz. Yetiştirdiğimiz insanların dünyadaki akranlarıyla yarışabilecek şekilde bilimde, sanatta, kültürde, sporda en iyisi olmasını diliyoruz. Bu düsturla da öğrencilerimize en iyi fırsatları hazırlamaya çalışıyoruz. Sadece eğitime akademik başarı olarak bakmıyoruz. Bizim temel amacımız hayat başarısını yakalayacak, atasını, vatanını, milletini, kendi türküsünü bilecek gençler yetiştirebilmek. Bu yolda da Türkiye Yüzyılı maarif modelinde bahsettiği gibi köklerinde bilgi, odağında beceri, hedefinde gelecek olan bir nesil yetiştirmek. İlimizde de tüm belediyelerimiz, hayırseverlerimiz, kurumlarımız seferber olmuş durumda. Bugün burada bir Melikgazi Belediyesi klasiği var.  Melikgazi Belediyesi ile hayırsever iş birliğiyle yapılan bir okulumuz var. Melikgazi Belediye Başkanımıza, hayırseverimize çok teşekkür ediyorum. Hayırlı olsun.” dedi.
Eğitimin önemini vurgulayan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç ise, “ Yine bir Melikgazi klasiği dedi Milli Eğitim Müdürümüz. Ben de kendisine katılıyorum. Melikgazi Belediyemizi ve ekibini tebrik ediyorum. Eğitimin önemini vurgulamadan geçemeyiz. Bu alanda çalışmaları takdir ve teşvik ediyoruz. Bu güzellikleri bizlere bir kültür haline dönüştüren hayırsever, belediye, kamu iş birliği. Valiliğimizle, belediyelerimizle hayırseverlerimizle dayanışma içerisinde şehrimizi geleceğe taşımak için gerekli çalışmalar yapılıyor. Kayseri örnek bir şehir, belediyecilikte marka bir şehir. Yatırımdan yatırıma, hizmetten hizmete koşan, mazeret üretmeyen bir şehir. Yapılan bu anlamlı çalışmayı tebrik ediyor; emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Hayırlı, uğurlu olsun.” dedi.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
turkmenogluavm · 1 year
Photo
Tumblr media
Tüm sağlık çalışanlarına 14 Mart Tıp bayramı kutlu olsun (Niyazi Türkmenoğlu Anadolu Lisesi) https://www.instagram.com/p/Cpw7uPnIQLv/?igshid=NGJjMDIxMWI=
1 note · View note