Tumgik
#proustbirsinirbilimciydi
mantikutayr · 1 year
Photo
Tumblr media
sanat kutsalın neyidir?  
mathesis (okuyarak bilme), pathesis (deneyimle bilme)  gnosis (sezgi ile bilme) ya da gökyüzü altında söylenmemiş söz yoktur* meşrebinize göre ilmel yakin, aynel yakin, hakkel yakin.  
bana kalırsa bu kitapta sekiz tane (hissetmenin tözü, özgürlüğün biyolojisi, lezzetin özü, belleğin yönetimi, görme olayı, müzğin kaynağı,  dilin yapısı, ortaya çıkan benlik)     dile getirilemeyen ‘’öykü’’ (beden, bellek, görme, tat, koku, işitme, dil ve benlik.) hads var.
(hads: sen ve bilmek istediğin şey arasında direkt olarak gerçekleşen bilme türü, kavrayış, sezgi.)
arka kapaktan: marcel proust tüm gününü yatakta geçirir, eski günleri düşünürdü. paul cézanne saatler boyu öylece bir elmaya bakardı. auguste escoffier sadece müşterilerini memnun etmeye çalışırdı. igor stravinski müşterilerini memnun etmemeye çalışırdı. gertrude stein ise sözcüklerle oynamayı severdi. fakat aralarındaki teknik farklara rağmen, bu sanatçıların hepsi de insan deneyimine sonu gelmez bir ilgi duyuyordu. yarattıkları eserler keşif edimleriydi, anlayamadıkları gizemlerle bu şekilde boğuşuyorlardı.
jonah lehrer proust bir sinirbilimciydi’de kendi alanlarına damga vurmuş sekiz isim üzerinden, sanatçıların bilim alanında kanıtlanmış olguları bilimcilerden önce sezgileriyle öngördüklerini herkesçe anlaşılır bir dille anlatıyor. bunu yaparken duygularla düşünceler arasındaki ayrıma olduğu gibi, sanatla bilim arasındaki katı işbölümüne de karşı çıkıyor ve yeni bir yol, “dördüncü kültür” yolunu öneriyor. fakat dördüncü bir kültüre ulaşabilmemiz için öncelikle sahip olduğumuz iki kültürün alışkanlıklarını değiştirmesi gerekir. hepsinden önce, beşeri bilimler samimi bir adımla pozitif bilimlerle bağ kurmalıdır. proust bir sinirbilimciydi bu yolda atılmış önemli bir adım.  
13 notes · View notes