Tumgik
#kroşe
lennutas · 1 year
Photo
Tumblr media
Are you bear lovers? ❤️🐻 Another free pattern I recently shared on my blog with pdf available for download by subscribing to my list using your email address. 👊 Hit the link in my bio, then scroll down til the end of page you will find the pattern. . . #lennutas #amigurumis #freeamigurumipatterns #freepatterns #freecrochetpatterns #amigurumipattern #amigurumilove #amigurumiaddict #amigurumitoys #newpatterns #crochetbeginner #freetarif #amigurumitarifleri #ücretsiztarif #tigisi #tejer #häkeln #crochê #tığişi #kroşe #かぎ針編み #あみぐるみ #아미구루미 #crochetforkids #crochetforbeginners #crochetbear #crochetanimal #crochetplush #teddybear #bearlove https://www.instagram.com/p/CoxE5-4L4Tp/?igshid=NGJjMDIxMWI=
2 notes · View notes
kelebeginisigi · 1 year
Text
Mide ağrısından ruhumu teslim ettiğim gecelerden sadece bir tanesi
3 notes · View notes
noor-kazem · 10 months
Text
Tumblr media
‏لا بأس سأتعلم رمي الخطاف الأيسر ، والقطع العلوي ، والنظرة الخلفية ؛خيوط في نسيج منسوج معا لفترة وجيزة ... أدع تلك اللحظات تستمر لفترة أطول قليلاً. اسمحوا لي أن أتذكر أن العالم منطقي قليلا، لأن كل ما يتطلبه الأمر هو إطار مرجعي آخر ، أطار مرجعي فائض.
It's okay I'll learn to throw the left hook, the uppercut, the back look; the threads in the tapestry woven together briefly... let those moments last a little longer. Let me remember that the world makes a little sense, because all it takes is another frame of reference, a redundant frame of reference.
~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~
Olur sol kroşe atmayı, aparkat atmayı, sırta bakmayı öğreneceğim, duvar halısındaki ipler kısaca birbirine dokunmuş... o anlar biraz daha uzun sürsün. Dünyanın biraz mantıklı olduğunu hatırlamama izin verin, çünkü tek gereken başka bir referans çerçevesi, gereksiz bir referans çerçevesi.
173 notes · View notes
psikopatpsikolog01 · 1 month
Text
tam oldum derken hayat bana vurdu sağlam bi kroşe
2 notes · View notes
dunyadanbirisi · 4 months
Text
youtube
Güneşin ısrarlarına dayanamayıp bu gün dışarı çıkmak için hazırlandım, motorumun örtüsünü kaldırıp temizlerken ne göreyim, ön lastiğimin havası inmiş,
biraz uğraş ile şişirdim, tam arka lastikteki kilidi sökerken daha kötüsünü gördüm, arka lastiğe de çivi girmiş, kafası kopmuş boktan bir kroşe, kim bilir nerde girdi,
keyfim kaçmış neşeli bir şeyler ararken karşıma çıktı, gerçi öncesinde "Dave Chappelle" Dreamer da izlemiştim,
Neyse salı günü bir dizi uğraş ve masraf beni bekliyor, belki o arada iş görüşmesi de yapabilirim.
Korsan hali ; Ricky Gervais: Armageddon izle | Film izle - HD Film izle - JetFilmizle
2 notes · View notes
fener-bekcisi · 1 year
Text
Tumblr media
Bu şişko dünyada; firari bir hedefe yenil, hissizleştiren darbeleri arka arkaya al; zihine bir sağ kroşe, yüreğe bir aparkat, taşaklara bir tekme, imdat! imdat! zaman benim zamanım, benim saniyem, boktan zafer ağacı çubuğum, polis, itfaiye! Bir bakın şu mutluluk ve suç trafiğine!
* Leonard Cohen
11 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Tumblr media
Henüz 65 değilim ama, beğendiğim bir yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
+65'den MASALLAR...
Develer tellal, pireler berber iken, Samsun cigarasının içinden odun çıktığı günlerde… İstanbul ile Ankara arasında alo diyebilmek için santrala adını yazdırıp altı saat beklediğimiz, cep telefonunun sadece Kaptan Kirk tarafından kullanıldığı, sokaklarda ayı oynatıldığı, kalantorların Murat 124’e bindiği, Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, salça sürülmüş ekmek dilimi yenilen dönemlerinde…
Mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, tencere kalaylattığımız, arap sabunu kokulu zamanlarda…
Avaremu’yu ezberleyen kızlarımız Raj Kapoor’a hastayken, Ömer henüz turist bile değilken, Vahi Öz’e güldüğümüz, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz, kötü kalpli üvey anne yanında çileler çektiği, n’ayır n’olamazlı yıllarda…
Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediğimiz, Cem Karaca’nın İzmir fuarını zangır zangır salladığı, Özay Gönlüm’ün yaren’ini tıngırdattığı, yerli Elvis Erol Büyükburç’la kalipso kralı Metin Ersoy’un gazinoları inim inim inlettiği, Cemal Kamacı’nın kroşe patlattığı, Metin Oktay’ın ağları deldiği, Neil Armstrong ay’a falan ayak basmadı, hepsi Hollywood tezgâhı diye iddiaya girilen, kasetleri acayip kapışılan Arif Susam’ın oo-ooo Recep bey de burdaymış diyerek sintizayzır çaldığı günlerde, Ümit Besen’in masasının ayağı kırıkken, pantolonların paçası bolken, Kastelli banker iken…
Muavinli dolmuşçuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı arabeskli sabahların, Barış Manço’nun lambaya püf dediği elektrik kesintili akşamlarında, mum ışığının gölgesinde parmaklarımızı eğip bükerek duvarda tavşan yaptığımız, yün fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Killing okuduğumuz, başka eğlencemiz olmadığı için radyoda arkası yarın’lara kulak kesildiğimiz, ki, uyarlayan Çetin Köroğlu, efekt Ertuğrul İmer’dir, ayıptır söylemesi Arzu Okay’ın rüyalarımıza girdiği, Martin Luther King yaşarken, Sadun Boro’nun kısmet’iyle dünya turuna çıkmasına heyecanlanıp, Avanak Avni’yle tanıştığımız, Zübük’ün kaleme alındığı, sütyen’in bile nerdeyse porno kabul edildiği, Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrumlu süngerci zannedildiği, otomobillerin arkasına bugün bile hâlâ ne manaya geldiğini bilmediğim STP’lerin yapıştırıldığı, şehirlerarası otobüslerde sigara içildiği, damalı taksiler çağında…
Keban bile yokken, İbrahim Tatlıses demirciyken, nüfus 40 milyon, Hababam öğrencileri ilkokuldayken, tırışkadan tayyare MTA Sismik-1 Hora’nın uzay mekiği muamelesi gördüğü teknoloji fukaralığında…
Turnike atmayı Beyaz Gölge’den öğrendiğimiz, Doktor Richard Kimble babamızın oğluymuş gibi, şerefsiz Falconetti’ye küfürler ettiğimiz, polisimizi Komiser Colombo, hukukumuzu Avukat Petroçelli’den ibaret sandığımız, kapı gibi adam McMillan’ın aids’ten ölene kadar eşcinsel olduğunu bilmediğimiz hayal kırıklıklarında…
Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde, Isaura’nın neden köle olduğunu anlayamadığımız, yamuğunu gördüğümüz arkadaşlarımıza "n’aber lan Ceyar" diye seslendiğimiz, saat kurup, sabahın kör karanlığında kalkarak, uykulu gözlerle Muhammed Ali’nin maçını seyrettiğimiz, onunla birlikte kelebek gibi uçup arı gibi soktuğumuz masum tiryakiliklerde…
İstanbul’da basılan gazetelerin ülkeye ertesi gün ulaşabildiği, sadece TRT’nin var olduğu, haberleri Jülide Gülizar’ın, Zafer Cilasun’un okuduğu, bizim ahali akıl edemez diye düşündüklerinden olsa gerek, 'televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız' diye uyarı yazısı koydukları, necefli maşrapa zavallılığında…
Çamaşır makineleri merdaneli, Haile Selasiye Habeşistan imparatoruyken…
Ve, dönüp bakıyoruz geriye…
Wi-fi’larımız, iPad’lerimiz, akıllı telefonlarımız, çanak antenlerimiz yoktu ama, daha mutluyduk galiba..
(Teşekkürler Hayriye.)
12 notes · View notes
omrcn · 1 year
Text
Bir anda anlamsız bir adrenalin doluyor içime böyle boşluğa sağ kroşe geçiresim geliyor..
3 notes · View notes
dilhunu · 1 year
Text
kafama şöyle sağlı sollu bir kaç kroşe
3 notes · View notes
nblmaqblmdm · 2 years
Text
Sineğe kroşe attım
5 notes · View notes
erol25030 · 2 months
Video
youtube
YER İSTEYEN KADINA KROŞE ATTI!
0 notes
ruznill · 6 months
Text
diktiğim ne varsa söküldü, doldurduğum ne varsa döküldü. silmekse sildim ama lekesi kaldı, iz bıraktı. herkes yaşamış, unutmuş hayat böyle sürüp gidiyormuş dedim, yarama pansuman yaptım, oluk oluk kan aktı. yokluğuna şöyle sağlı sollu birkaç kroşe salladım boşluğuma geldi.
Tumblr media
0 notes
orgu-evi-blog · 7 months
Text
500 TL’lik Pull & Bear Çantayı 30 TL’ye Ördüm | Kroşe Örgü T
Herkese merhabalar! Bugün sizlere Pull & Bear’da 500 TL’ye satılan tote çantanın yapımını anlattım. Umarım beğenir ve denersiniz🤍 Kullandığım ip ve tığ için: Eğer tarifi denerseniz Instagram’dan benimle paylaşmayı unutmayın✨ Song: Balynt – Sundown Music provided by Vlog No Copyright Music. Video Link: source
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
guvensusdikisleri · 1 year
Text
Kağıthane Süs Dikişleri
New Post has been published on https://www.guvensusdikisleri.com/kagithane-sus-dikisleri/
Kağıthane Süs Dikişleri
Tumblr media
Güven Süs Dikişleri olarak güçlü ekibimiz ile birlikte tekstil üzerine süs dikişleri yapmaktayız. Kroşeta, gipe lastik, gül dikişi, karpuz çekirdeği dikişi, zikzak dikişi, spagetti dikişi, kağıthane çoban dikişi, jakarlı, kağıthane plise dikişi, fırfır dikişi, süs overlog, mendil overlog, zincir dikişi, kağıthane istiridye dikişi gibi diğer tüm Kağıthane Süs Dikişleri ile hizmetinizdeyiz.
Punto Dikiş Nedir?
Dikiş makinesi iğnesinin iki nokta arasında ileri geri hareket ettirilmesiyle yapılan bir dikiştir. Yaka ve cep kenarları gibi süslemelerin yanı sıra cep açıklıkları, bel kemer köprüleri, çoraplar vb. dikmek için de kullanılır. Bazı insanlar bunu bir dikiş olarak tanımlar. Uzun zamandır kullanılan ve takım elbiseden kot pantolona ve ev tekstiline kadar yaygın olarak kullanılan özel bir dikiş türüdür.
Çeşitli şekillerde ürünlerde bulunur. Kağıthane punto dikiş, ihtiyaçlarınıza göre 3mm ve 5mm gibi farklı iğne kalınlıklarına sahip makinelere uygulanabilir. Çok iğneli dikiş olarak tercih edilen özel dikişlerden biridir. Örgülü kauçuk; büzgülerin yanı sıra jakarlı desenler daha dinamik bir izlenim vermekte, zincir dikişler ise sade ve çekici bir görünüm oluşturmaktadır.
Kroşeta Dikişi Nedir?
Kağıthane kroşeta dikişi, tek iğneli tığ işi ve çift iğneli tığ işi olarak ikiye ayrılabilir. Tek kenar tığ işi, kenar dekorasyonu için yaygın olarak kullanılan bir dikiş türüdür. Çift kenarlı kroşe, iki kumaşı birleştirmek için kullanılan bir dikiş örneğidir.
Gipe Dikiş Nedir?
Gipe dikiş, dikiş yerleri lastik ile örüldüğü için bu ismi almıştır. Son yıllarda moda dünyasında ilgi gören popüler dekoratif dikişlerden biridir. Nitelikli personel tarafından yapılabilen çok hassas özel bir dikiştir. Elastik kol ağızları, bel ve etek büzmeleri için kullanılır.
Özel bir makine ile yapılır. Ürününüzün modeline göre kullanacağınız kağıthane gipe dikiş lastiğini seçebilirsiniz. Örneğin lastik yumuşaklığı, lastik rengi ve kalitesine kağıthane gipe kalitesi ile ulaşabilirsiniz. Müşterinin zevkine ve ürün tarzına göre istenilen renk ve sertlikte lastikler kullanıyoruz.
Nervür Nedir?
Ev tekstilinin olduğu her yerde, her türlü giysi ve kumaş, ribon dekoratif amaçlı kullanılmaktadır. Ev tekstili olarak, çarşaf, yastık kılıfı, havlu, bluz, etek ucu, kol, pantolon, örneğin giyimde kağıthane kabartma nervür hizmetimizden web sayfamızı ziyaret ederek bilgi alabilirsiniz.
Güven Süs dikişleri olarak pek çok alanda süs dikişleri yapmaktayız. Bizlere kağıthane zincir montaj ve acur dikişi gibi çeşitli hizmetlerimiz bulunuyor. Bizlere iletişim numaralarımızdan ulaşabilirsiniz
0 notes
tferyal · 1 year
Photo
Tumblr media
6 metre yüksekliğinde Noel ağacı, Trivento, İtalya, bağışlanmış 1.300 kroşe kare ile yapıldı. 🎄
0 notes
aynodndr · 5 months
Text
Tumblr media
Henüz 65 değilim ama, beğendiğim bir yazıyı sizlerle de paylaşmak istedim.
+65'den MASALLAR...
Develer tellal, pireler berber iken, Samsun cigarasının içinden odun çıktığı günlerde… İstanbul ile Ankara arasında alo diyebilmek için santrala adını yazdırıp altı saat beklediğimiz, cep telefonunun sadece Kaptan Kirk tarafından kullanıldığı, sokaklarda ayı oynatıldığı, kalantorların Murat 124’e bindiği, Anadol’un inekler tarafından yenildiğine inanılan, salça sürülmüş ekmek dilimi yenilen dönemlerinde…
Mutfak zeminlerinin muşamba kaplandığı, tencere kalaylattığımız, arap sabunu kokulu zamanlarda…
Avaremu’yu ezberleyen kızlarımız Raj Kapoor’a hastayken, Ömer henüz turist bile değilken, Vahi Öz’e güldüğümüz, zavallı Ayşecik’in zengin babasından habersiz, kötü kalpli üvey anne yanında çileler çektiği, n’ayır n’olamazlı yıllarda…
Mesut Bahtiyar’dan şarkılar dinlediğimiz, Cem Karaca’nın İzmir fuarını zangır zangır salladığı, Özay Gönlüm’ün yaren’ini tıngırdattığı, yerli Elvis Erol Büyükburç’la kalipso kralı Metin Ersoy’un gazinoları inim inim inlettiği, Cemal Kamacı’nın kroşe patlattığı, Metin Oktay’ın ağları deldiği, Neil Armstrong ay’a falan ayak basmadı, hepsi Hollywood tezgâhı diye iddiaya girilen, kasetleri acayip kapışılan Arif Susam’ın oo-ooo Recep bey de burdaymış diyerek sintizayzır çaldığı günlerde, Ümit Besen’in masasının ayağı kırıkken, pantolonların paçası bolken, Kastelli banker iken…
Muavinli dolmuşçuların Orhancı-Ferdici diye birbirini solladığı arabeskli sabahların, Barış Manço’nun lambaya püf dediği elektrik kesintili akşamlarında, mum ışığının gölgesinde parmaklarımızı eğip bükerek duvarda tavşan yaptığımız, yün fanilaları soba askısında kuruttuğumuz, Killing okuduğumuz, başka eğlencemiz olmadığı için radyoda arkası yarın’lara kulak kesildiğimiz, ki, uyarlayan Çetin Köroğlu, efekt Ertuğrul İmer’dir, ayıptır söylemesi Arzu Okay’ın rüyalarımıza girdiği, Martin Luther King yaşarken, Sadun Boro’nun kısmet’iyle dünya turuna çıkmasına heyecanlanıp, Avanak Avni’yle tanıştığımız, Zübük’ün kaleme alındığı, sütyen’in bile nerdeyse porno kabul edildiği, Halikarnas Balıkçısı’nın Bodrumlu süngerci zannedildiği, otomobillerin arkasına bugün bile hâlâ ne manaya geldiğini bilmediğim STP’lerin yapıştırıldığı, şehirlerarası otobüslerde sigara içildiği, damalı taksiler çağında…
Keban bile yokken, İbrahim Tatlıses demirciyken, nüfus 40 milyon, Hababam öğrencileri ilkokuldayken, tırışkadan tayyare MTA Sismik-1 Hora’nın uzay mekiği muamelesi gördüğü teknoloji fukaralığında…
Turnike atmayı Beyaz Gölge’den öğrendiğimiz, Doktor Richard Kimble babamızın oğluymuş gibi, şerefsiz Falconetti’ye küfürler ettiğimiz, polisimizi Komiser Colombo, hukukumuzu Avukat Petroçelli’den ibaret sandığımız, kapı gibi adam McMillan’ın aids’ten ölene kadar eşcinsel olduğunu bilmediğimiz hayal kırıklıklarında…
Kunta Kinte gibi zenci olmadığı halde, Isaura’nın neden köle olduğunu anlayamadığımız, yamuğunu gördüğümüz arkadaşlarımıza "n’aber lan Ceyar" diye seslendiğimiz, saat kurup, sabahın kör karanlığında kalkarak, uykulu gözlerle Muhammed Ali’nin maçını seyrettiğimiz, onunla birlikte kelebek gibi uçup arı gibi soktuğumuz masum tiryakiliklerde…
İstanbul’da basılan gazetelerin ülkeye ertesi gün ulaşabildiği, sadece TRT’nin var olduğu, haberleri Jülide Gülizar’ın, Zafer Cilasun’un okuduğu, bizim ahali akıl edemez diye düşündüklerinden olsa gerek, 'televizyonunuzu kapatmayı unutmayınız' diye uyarı yazısı koydukları, necefli maşrapa zavallılığında…
Çamaşır makineleri merdaneli, Haile Selasiye Habeşistan imparatoruyken…
Ve, dönüp bakıyoruz geriye…
Wi-fi’larımız, iPad’lerimiz, akıllı telefonlarımız, çanak antenlerimiz yoktu ama, daha mutluyduk galiba..
(Teşekkürler Hayriye.)
1 note · View note