Tumgik
#kendi fikrim
snexks · 1 year
Text
Sen hangisisin?
Kelebek gibi rengarenk kanatlanıp uçan mı ?
O yerdeki işlevi bitince üstüne basılan sigara mı?
Benim üzerime çoktan basıldı
Tumblr media
12 notes · View notes
lemonsherbett · 2 years
Text
Can yaman ve Michele morrone sevgili olursa dünya iyi kendini yakışıklı zanneden kas yığınından kurtulur diye düşünüyorum
1 note · View note
bilgeyim · 8 months
Text
"Insanın kocasının olması nasıl bir his, kısıtlanmış hissediyor musunuz?" Diye bir soru aldım.
Evlilik özgürlüklerin elimizden alınması mıdır? Şüphesiz evli olmadığı halde kısıtlanmış hissedenler de vardır. Kendim gibi hissetmediğim, kısıtlandığım, kıskanıldığım bir ilişkiden şüphe duyarım. "Senin iyiliğin için" ya da "Sana güveniyorum ama dışarıdakilere güvenmiyorum" gibi laflar manipülatif laflardır. Bana göre söylenmesi gereken "Sen bilirsin" Bu kadar! Çünkü en iyisini kişinin kendisi bilir.
Korku, şüphe, kıskançlık, öfke barındıran bir ilişki inşa edersen kısıtlanmış hissedersin ve sen de kısıtlarsın.
İletişim, anlayış, güven, sadakat barındıran bir ilişki inşa edersen evlendiğin insan en iyi arkadaşın olur. İnişleri çıkışları en az hasarla atlatırsın. İncitmeden, kırmadan, sesini bile yükseltmeden konuşarak çözersin.
13 notes · View notes
nasilguzeluzuluyorum · 10 months
Text
bi tek bn barbiyi begenmedm sanirm birde su pembe giyinip gitme isi var
1 note · View note
olafkardanadam · 3 months
Note
Anlatacaktım ölümlerini bir sonbahar eşliğinde Bir kış güneşliğinde Fakat baktım bu ölüm değil diriliştir Tabiatı aşan bir diriliştir.
Ne demiş şair Sezai Karakoç👇
Geceye yenilmeyen her insana, ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır.
Yıldızlara ışığını mı verdin bilmem ki? Nasıl da ışıl ışıl yanıyorlar. Ay'a yüzünü mü döndün yoksa ? Nasıl da aşk ile gülümsüyor Ay'daki yüzün. Bütün nergisleri mi kucakladın? Tıpkı sen gibi kokuyorlar. Sanki bütün dünya birleşmiş sen olmuşlar, seviyorum o yüzden dünyayı da sana benzediği için...
Seviyorum her gün doğumunu, dünyanın bir yerinde yaşıyorsun diye, hem, gün doğmuyor belki de, sen uyanıyorsundur erkenden diyorum ya,da her sabah günaydın diyorsun komşu çocuklarına ya, İnsanlar gün doğdu sanıyorlar.
Ve Güneş, gece ve yıldızlar...Ve nergisler ve Ay. Yaşamın her zerresindeki sensin diyorum tüm varlık seninle kendi gibi oluyor ve gözlerime bir tek senden yansıyanlar doluyor.
Beni sorarsan, ne kadar yoksan O kadar noksanım!
Ne kadar yoksan O kadar noksan her şey!
Aklım, fikrim sen! Ve sen her şeydeysen. Her şey de sen.
Sen ben kalmamış ki, ben sen...
58 notes · View notes
solukmaviipapatya · 5 months
Text
Bu yıl kendimi nasıl idare ettim, nasıl onca yükün altından sıyrıldım, nasıl kendi yanımda olup güçlü durdum hiçbir fikrim yok. Başardım ben galiba
54 notes · View notes
yaralanma · 2 months
Text
anonimlere takılmıyorum ama sadece tüm platformlardan farklı olarak kendi kendime yazıp çizip konuşmak istiyorum en rahat ortamı burayı görüyorum eleştiri alsam kabullenicem ama burda olmamı istemeyen biri olarak görüyorum amacı ne hiçbir fikrim yok
23 notes · View notes
acid-gramma · 5 months
Note
bazilari icin de ideal evlilik yasi 24tur… yaklasik 3 senelik iliskimin ardindan evlendik (cunku emindim) ve su an asiri memnunum hayatimdan. cocuk falan dusunmuyoruz tabii ki su an yasimiz genc. ama istedigimiz zaman istedigimiz seyleri yapiyoruz konserler, tiyatrolar, seyahatler… sevgiliyken bu kadar rahat degildik cunku ailem biraz tutucu. su an hicbir sinirimiz yok kimseye hesap verme derdi yok muko bisi. o yuzden yas konusunu fazla kafaya takmayin derim eger eminseniz beklemenizin bi manasi yok. tabii eger evlendikten sonra yapabileceginiz seyleri sevgiliyken rahatca gerceklestirebiliyorsaniz ve prensipleriniz varsa, su yasa kadar evlenmem diye bir karar alabilirsiniz tabii. not: her seyden once evlenmeyi dusunemediginiz toksik biriyle iliskiyi devam ettirmeyin minnoslar tskler optm<3
senin durum hem biraz farkli (kacis-lifestyle improvement) hem de sen sansliymissin kocandan yana emin olabilmissin hemen. 21 yasinda baslamissiniz yani iliskiye 21 yasindaki bir hanimefendinin cok hayat iliski insan tecrubesi olmayabilir, dogru secimleri yapamayabilir ya da karsisindaki insanlar henuz olgunlasmadiklari icin gercek yuzlerini gosteremiyor, manipule ve ikna icin farkli davraniyor da olabilirler. ilerde temelden sorunlar anlasmazliklar cikarsa fark edilebilwcek seyler olabilir sadece. o yuzden ideal yas icin fikrim bu sekildeydi. yoksa herkesin yasam tarzi farkli kimi 18inde cok insan tanir, kimi 25inde hicbir sey gorememis olur. onemli olan bnce bondingi kaybetmeyecek kadar, hala istenilen bir konumda (genc citir saf) olacak kadar erken hem de hic insan taniyamadan alternatifleri, pazar yerini analiz edemeden ne istedigine kendi icin neyin onemli olduguna karar veremeyecek kadar erken olmali. sadece iliski deneyimi acisindan soylemiorm tabii ki 25 civari kisilik oturuo(mus) artik. hayatin her noktasinda aydinlanma da yasanabilir, puzzle parcalari birlesebilir. iste bu aydinlanma evlendikten ve birine baglandiktan sonra gerceklesirse ve halihazirdaki duruma ters duserse o zmn sakat. mutsuzluk ve pismaniyelik baslar
29 notes · View notes
cninzihni · 6 months
Text
şiir şeysinin kendi kendine gitmesi çok tuhaf. Hala kim niye dinliyo, nereden karşısına çıkıyo fikrim yok
21 notes · View notes
geceyehayranbirsuna · 1 month
Text
Söze nereden girmeli nasıl başlamalı en ufak fikrim yok. Burası herkesten kaçmak için kendimi attığım bir sahildi. Şimdi ise kendimden kaçıyorum ne garip. Kimine göre cesursunuz kimine göre korkak, ne fark eder ki? İçinizde kopan fırtınalardan darmaduman olan dünyanızdan kimsenin haberi olmaz sonuç olarak.
Anlatmak için kelimeler cümleler kifayetsiz kalır çünkü bazı duyguları taşımak iki dudağınızın arasından çıkan sesler kadar basit değildir. Hazmetmek kabullenmek gerekir. Artık değiştiremeyeceğiniz şeyleri kabullenmek bu bilinçle devam etmek kendinizi buna göre şekillendirmek hatta olmak istediğiniz kişiden yaşamak istediğiniz hayattan vazgeçmek insanların ağızlarından çıkan sözcükler kadar kolay degil. Kendi kendinize kaldığınızda aldığınız nefesin ciğerlerinizi bir türlü bulamaması, kalbinizin sanki yanlış yerde atıyormuş hissine kapılması, elinizde olmayan şeylerin önüne geçmediğiniz durumların canınızı her geçen gün daha fazla yakması inanın hiç de kolay değil.
Belki de gerçekten kaçıyordum her şeyden. Herkes bir şeyler söylüyor fakat ben hiçbiri değilim. Umutlarım vardı çaldılar, hayallerim vardı yıktılar. Yaşamayı severdim gülünce gözlerinin içi parlayan bir kızdım ben, dört seneye bir ömürlük yara sığdırdılar. Koca koca insanlar yıkılıyordu benden dik durmamı beklediler, insan olduğumu unutup...
Gece yarısında güneşi beklemek gibi şimdi her şey veya kurumuş bir çiçeğe su vermek gibi. Bazı şeyler zamanında olmalıymış ne erken ne de geç yaşanması gerektiği zamanda. Bu sondu benim için, kaybolduğum son boşluk...
Ne acınası canlılarız, o güzelim kelebeklerin bile özendiği hayatlarımızı kendi ellerimizle zehirleyip yok ediyoruz. Sorgulanacak çok şey var daha fakat gücüm yok :)
Değerli vaktinizi bana ayırdığınız için teşekkür ederim hoşça kalmanız dileğiyle...
12 notes · View notes
endergelisenataklar · 5 months
Note
Kendi görüşümden yola çıkarak sorayım soruyu. Ben mesela sevgililligi çok saçma buluyorum, yani düşünsene ilerde evlendiğinde kocandan başka onlarca kıza/erkeğe seni çok seviyorum diyorsun . Seni çok seviyorum ya ,bu öyle herkese söylenecek bir şey mi ,herkesle paylaşılacak bir şey mi . Yani bilmiyorum benim fikrim bu ,senin fikrin mesela ne
"bir hayali bir kişi ile kuruyorsunuz ve aynı hayali başkalarıyla da kurup gerçekleşmediğinin edebiyatını yapıyorsunuz ya o iğrenç ağızlarınızla. yeter oğlum, yeter piç ettiniz."
14 notes · View notes
bilinmeyengerceklik · 3 months
Text
Blog da cok fazla kişi yok, birşey yazasım gelmiyor maalesef ama eklersem kısa bir şey ekleyeceğim. Konu; aşk, hoşlantı ve sevgi arasındakı fark. Tabiki hepsi kendi fikrim,
Hoşlantıyı herkese duyabilirsin, sevgiyi hak edene karşı verirsin ama aşk çok farklı olarak sadece bir kişiye ithaf olarak verirsin..
Kişisel görüş. Kimileri için hepsi harflerden ibaret...
11 notes · View notes
shlimalzsblog · 17 days
Text
VAZGEÇMEK
Sizce vazgeçmek kolay mıdır? Bir anda her şeyi bırakmak? Her şey için pes etmek...
Vazgeçmek dediğimiz bu şey aslında hiç kolay değildir, öyle bir anda da olmaz. Bazı şeyler birikir artık tahammül edemeyeceğimiz seviyeye gelir ve yavaş yavaş tüm olanlardan vazgeçmeye başlarız. Kimse bir anda her şeyi bırakıp kolay kolay vazgeçemez. Birine sorsanız vazgeçmek en kolay çözümdür, çünkü; Ne kadar çaba sarf ettiğiniz görülmez ya da neler çektiğinizi. İnsanlara göre en kolay çözüm vazgeçmek gibi görünür.
Birinden vazgeçebilirsiniz, ona olan sevginiz bittiğinde onunla mutlu olmadığınızda birinden vazgeçmek her zaman kolay olur. Çünkü zaten hisleriniz bitmiş olur ve vazgeçersiniz. Buda bir anda olmaz, yavaş yavaş ve zamanla olur... Hayallerinizden vazgeçebilirsiniz. Bazı hayallerimiz sadece hayalken güzeldir ve vazgeçmek zor olsa bile ulaşamayacağımızı düşündüğümüz hayallerimizden vazgeçebiliriz.
Benim buradaki 'vazgeçmek' dediğim olay... Kendinizden ve ya hayattan vazgeçmek.... Hiç kendinizden vazgeçtiğiniz oldu mu? Ya da hayattan vazgeçmek istediğiniz anlar? Eminim ki hepimizin olmuştur. Bu vazgeçme noktasına kolay gelmediğine adım kadar eminimin. Bu noktaya gelene kadar ne kadar mücadele edip bazı şeylerde ne kadar zorlandığının da farkındayım. Hiç kimse kendinden ve ya hayatından vazgeçmek istemez aslında buna eminimim. Ama bazı anlar olur her şeyi kenara bırakıp kimseyi umursamadan gitmek istersin. Kimsenin bulamayacağı ulaşamayacağı yerlere... Ama ne yaparsan yap bir şekilde sana ulaşacaklarını seni merak edeceklerini bildiğin için gidemezsin. Çözümü hayatından vazgeçmek olarak düşünürsün.
Peki, neden? Hayat vazgeçebileceğin kadar ucuz mu? Ya da hayattan vazgeçecek kadar değer mi bu hayat? Emin ol bu hayat ne yaşayacak ne de vazgeçecek kadar değerli değil benim gözümde. Her zaman çıkış yolu bulamayabilirsin, her zaman güçlü duramayabilirsin, her zaman yaşadıkların karşısında güçlü kalamazsın. Biliyorum, güçlü kalmak zorunda değilsin, her şeyle savaşmak zorunda değilsin. Ama.. Bu hayattan da vazgeçmek zorunda değilsin...
Kendime her zaman vazgeçmemek için milyonlarca sebep verip tek bir olayda bütün sebeplerimi çöpe atıyorum. En küçük şeyde ve ya büyük şeyde hemen hem kendimden, hem de hayatımdan vazgeçmek istiyorum. Ne için? Bilmiyorum... Artık çoğu şeye katlanamıyorum, hiçbir şey için yeterince tahammülüm hatta hiçbir şey için tahammülüm kalmadı. Kendime bile tahammül edemezken bu hayata neden tahammül etmeye çalışıyorum? Hiçbir sorumun cevabını kendi içimde bulamıyorum. Vazgeçmek için can atarken, vazgeçmemek için mücadeleme devam ediyorum... Ne istediğimi bende bilmiyorum. Sanki beynimin içinde çok fazla 'ben' ile mücadele edip ayakta kalmaya çalışıyor gibiyim. Hangi 'ben' i dinlemem gerektiği hakkında en ufak fikrim dahi yok... Bir tarafım savaşmak isterken diğer tarafım vazgeçmek için beni zorluyor gibi hissediyorum. Her iki tarafı dinlemeyip tarafsız ve sessiz kalıp olacakları merak içerisinde izliyor gibiyim. Bu konuda yani 'vazgeçip, vazgeçmemek' konusu üzerinde hak sahibi değilmişim gibi hissediyorum... Şu an aklımda olan tek düşünce dinlenmem gerektiği ve vazgeçip geçmemem konusunda kendimle konuşmam gerektiği.
Eğer olurda vazgeçmek isteyen tarafım kazanırsa bilin ki ben gereğinden fazla mücadele ettim, kendimde dahil olmak üzere herkes için elimden gelenin fazlasını yaptım. Bazen yetemiyoruz ne kendimize ne de çevremizdekilere, aynı şekilde onlarda bazen bize yetmiyor. Kafamın aşırı karışık olduğu bu dönemlerde kendimden ve çevremdekilerden çok fazla uzaklaşıp, kendimden insanları olabildiğince uzak tutmaya çalışıyorum. Olurda vazgeçecek olursam kimse benim için üzülsün, kırılsın ya da beni hatırlayıp kalbinin sızlamasını istemem.
Çevremdekilere vazgeçmemek için milyonlarca sebep verip kendi sebeplerimi çöpe atıp durmaktan başka hiçbir şey yapmıyorum. Keşke kendi yerimde değil de çevremden biri olsaydım. Emin olun kendisinden çok çevresini düşünüp onlar için hayat mücadelesine devam eden biri olmak bazen çok zor olabiliyor. Sizi anlayan insanlar bazen sayılı olurken bazen hiç kimse sizi anlayamayabiliyor. Ben benim için benim gibi bu şekilde mücadele eden biri hayatımda olsun isterdim, bana hayattan vazgeçmemem için milyonlarca sebep verecek biri olsaydım hayatımda. Ama maalesef ben benim ve çevremdekilerde çevremdekiler...
Belki bu yazım kafa karıştırıcı, karışık olabilir ki muhtemelen öyle. Karışıklık için özür diliyor, kafamı toplayıp, vazgeçmediğim ya da vazgeçmek istemediğim günlerde diğer yazılarımda görüşmek dileği ile yazımı burada sonlandırıyorum... Bu konuya ilerde fikrim değişirse tekrar dönmek umudu ile, kendinize iyi bakın...
KARANLIĞIN İÇİNDEKİ AYDINLIK'TAN, VAZGEÇMEK İSTEYENLERE...
5 notes · View notes
kahveyoksabendeyokm · 3 months
Text
Amacım kimseyi yargılamak değil ama ben "sunroof türban" ı tesettürle bağdaştıramıyorum.Sadece kendi fikrim.
8 notes · View notes
kabuluk · 5 months
Text
burayı kim goruyo kim okuyo hiçbir fikrim yok. zaten öyle bi cabam da yok ama fark ettiyseniz sadece kendime yazıyorum. birine anlatır gibi kendimi acikliyorum ki zihnim netlessin. he yazıp bi köşeye not da tutabilir hiçbir yerde paylasmayadabilirim çünkü kim ne yapsın bunları dimi. ama bu copluge kendi zihin copumu de atmam lazim. iyi hissettiriyo. rastgele birisinin okuma ihtimalini de dusunerek kurduğum cümleleri silip tekrar yazıp doğru kelimeyi arıyorum mesela ve eğer doğru şekilde ifade etmezsem yalan söylemiş ya da doğru dusunmemis gibi oluyorum. bu da dedigim gibi sadece dusuncelerimin netlesmesini sagliyo ve iyi geliyo. bu kadardi tsk iyi geceler
11 notes · View notes
yantekerlek · 4 months
Note
Bir youtuber daha açıldı ve ben çok endişeleniyorum kendim için şu an endişeleniyorum ama gelecekte bunun içine endişelenmezsem ya benim de fikrim değişirse
özenmelerimizi, beğenilerimizi, örnek almalarımızı, görmelerimizi, görünme biçimlerimizi instagram, youtube, tumblr doğrultusunda değil Allah rızası çerçevesinde düzenleyeceğiz. Allah'ın rızası dışına çıkmak endişemiz her daim olacak elbette. zaten bu diri tutar bizi. bu endişeyi güzel yönlendirirsek doğruyu yapma, doğru olanda ısrar etme konusunda güzel bir motivasyon olur bize.
güzellik algımızı başkalarının belirlemesine şekillendirmesine izin vermeyelim. kendi beğenilerimiz olsun. popüler olan ne varsa kabul etmeyelim. bir süzgecimiz olsun. her şeyi beğenmeyelim. her şeyi kabul etmeyelim. her yere gitmeyelim. her şeyi yemeyelim. her şeyi izlemeyelim. nerede çokluk orada bereket sosyal medya için çoğu kez geçerli değil.
influencer takiplerini, butik takiplerini bırakalım. youtuber takiplerini bırakalım. biri hakkında bir haber çıktığında o kim diyebilecek yüksek kalitede olalım. üstümüze başımıza alacağımız şeye sosyal medyaya bakarak, insanların giydiklerine bakarak karar vermeyelim. dolabımıza çekmecemize bakalım. eksiğimizi kendi ihtiyacımız parçalar üzerinden belirleyelim. instada gezip ihtiyaç üretmeyelim. o çanta bizde olmak zorunda değil. o yeni çıkan şaldan takmak zorunda değiliz. o düğmesiz trençkotu almak zorunda değiliz. o bilekleri açık bırakan pantolon bize uygun değil. o hanımefendinin dudağındaki lip glos bizim sürmemiz gereken bir şey değil. biz kaşlarımızın rengini açmak zorunda değiliz. tırnaklarımızı uzatmak zorunda değiliz. boyamak zorunda değiliz. bizim temizlik anlayışımız var. bizim giyim şeklimiz var. bizim inancımız gereği takılmayacağımız bulunmayacağımız mekanlar, uzak durmamız gereken alışkanlıklar örrnek almamamız gereken insanlar var. irademiz kimsenin köpeği değil. irademizi her gün birilerinin camına yapıştırıp izletirsek o hayatları, o giyim biçimlerini irademiz o hayat biçiminin köpeği olmaya başlar. gönüllü bir köpek bu. biz yaptığımız için olur bu. kimse biz bir şey izlemezken, bir şeye özenmezken bir gece uyurken bedenimize girip dönüştürüp bir kukla gibi yönetmez bizi. ne yapıyorsak kendimizi yönelttiğimiz, maruz bıraktığımız şeylerle yapıyoruz. imtihan var zaten evet ama irademiz de var.
şimdi takip listelerinizi temizlemezseniz kendinizi yönetilebilir, etkilenenilir, değiştirilebilir kitlenin bir ferdi kılmaya devam edeceksiniz. ve bu sessiz sedasız olacak. kimse elinde davul zurnayla sizi etkilediğini söylemeyecek. günden güne yavaş yavaş oluyor. önce birinin kullandığı maskeye özeniriz. sonra giydiği kıyafete. sonra takıldığı mekana. harcama biçimine. her şey o kadar benzemiştir ki ona kendimiz olarak kendi inancımızla girdiğimiz bu kalıbın içine sığamayız. inancımızdan, inancımızın gereği olan amellerimizden de yer yer ve hatta toptan feragat etmek de zorunda kalırız. yavaş yavaş gelişir her şey. birden bire olan çok az şey var hayatta. aşama aşama olur. tedricen. ilerleme de gerileme de.
Allah hepimizin yardımcısı olsun. bizi iyilerden, imtihanı kazananlardan eylesin. gayretimizden ayırmasın.
8 notes · View notes