Tumgik
#kendi başıma kalmak
bencinayetoldum · 7 months
Text
- Biliyor musun? Hiç kolay biri değilsin.
• Kolay mı? Kimmiş kolay olan? Benim tanıdığım insanlardan hiçbiri kolay değil.
- Senin kaçtığın şeyler beni ilgilendirmiyor. Kaçtığın insanlar... Sorularla rahatını kaçıracak değilim. Yine de elinden bırakıvermek zor gelmiyor mu sana?
• Hayır, aslında zor olan tutunmaya çalışmak. Bunun imkansız olduğuna ikna oldum bu kez. Bu düşünce beni mutlu ediyor
Ya unutuş ve yabancılık gerçeğin kendisiyse? Hakikatin?
Ya insanın hayatı boyunca tanıdığını sandığı kişiler gerçekte tamamen yabancıysalar ve de bunaklık hali vaki olunca insan bunu apaçık görmeye başlıyorsa? Ya insan hayatı boyunca arkadaşı olmuş kişinin veya eşinin gözlerinin içine bakarak “sen kimsin?” diye sorduğunda aslında tamamen aklı başında ise?
Evet zihin üzerindeki kontrolü kaybetmek böyle bir şey olmalı. Sakin sakin oturup artık isimlerini bile bilmediği yabancılara dönüşmüş olan arkadaşlarının kendisiyle irtibatı koparmalarını beklemek.
Her şey kayboluyor gibi oluyor. Bir şeyi yakalamaya çalışıyorsun ama hep elinden kaçırıyorsun, gibi. Yapmak mecburiyetinde olduğun şeyi yapıyorsun. Ama bir şeye tutunmak imkansız. İşin ilginç olan tarafı intihar etmeyi hiç düşünmedim. Zaman zaman acaba ölüm denilen yerde miyim diye aklımdan geçirdiğim oldu. Ölümün kapsadığı odalardan birinde.
Ruh hali? Evet benim de bir ruh halim var. Öyle ki içimdeki bir güç benim dönem dönem tamamen hareketsiz olmamı, çoğu insanların genellikle birlikte olduğu aile ve arkadaşlar gibi çevrelerden uzak durmamı gerektiriyor. Zaman zaman ki buna sık sık da diyebilirim, tamamen tek başıma kalmak isterim.
Ben hiçbir şeyin oradan geliyor, hiçbir şeye doğru gidiyorum, çok fazla yer de kaplamıyorum aslında, birinin benim için hesaplar yapmasına değmeyecek kadar küçük bir alan, yeryüzünde bir gölge yalnızca; geniş perspektiften bakınca topu topu kendi ağırlığım kadar bir şey ve ben de geniş bir kapsamda ele alındığında bir gölge olmak istiyorum, yoksa dar kapsamda bir et parçası olmakta var.
Her şey çok acı verici.
Perişan edici.
Demek istiyorum ki, bütün kozmos, bu sonu gelmez ölüm ve bu...
Hayat denilen şey.
103 notes · View notes
girifit · 1 year
Text
biliyor musun, anlıyorum artık. devrilmem kimsenin umrunda değil. ben acıdan kıvrandığım geceden sabaha ulaşmak için savaşlar verirken güneş hiç duraksamadan yeniden doğuyor. ve doğacak. benim ellerim titrerken kimse saklama çabamı görmeyecek. ellerimdeki yaraların nasıl oluştuğunu sormayacak. ve hatta bana acıyan gözlerle bakacak. anlıyorum artık. çoğu şeyi anlıyorum. ben buyum diyerek sığınmıyorum bir şeylere. ama sana yemin ederim, bu duruma gelmemek için çok çabaladım. ağır ilaçlar kullandım, kullanıyorum. kafamı dağıtmak için nefret ettiğim içkiyi bile içtim. az düşünmek için çok içtim, içiyorum. konusunu bile bilmediğim projelere katıldım. kitaplar okudum. odamı baştan sona tekrar tekrar düzenledim. ama olmadı işte. bir şeyleri başaramadım. korkma, hâlâ çabalama isteği var içimde. ama bir yanım hâlâ boşa kürek çektiğimi fısıldıyor bana. elimi kolumu çekmek istiyorum her şeyden. hapis edildiğim şu şehirde hiç gitmediğim yerlere gitmek, hiç bilmediğim sokaklarda gezmek istiyorum. saat, gün fark etmez. ben bir şeyleri başarmak değil, bir şeylerden kaçmak istiyorum. annemi anlıyorum artık. suçlamıyorum onu. kendime kızıyorum. bu kadar kör ve aptal oluşuma kızıyorum. güçlü sandığım yanımın ölüşünü izliyorum. farkında olmadan uzaklaşıyorum. yalnız kalmak istiyorum. sağlam kafada düşünemesem de yalnız kalmak, kendimle kalmak istiyorum. çok sigara içiyorum. bazen kalbime saplanan acıdan nefes bile alamıyorum. ama artık kimseye söylemiyorum bunu. kendi içimde ölüyorum. herkese gülüyorum. kimseye konuşmuyorum. gözlerimdeki karanlığı beyaza boyamaya çalışıyorum. gözlerine baktığım insanların karanlığımı görmesini engellemeye çalışıyorum. mor göz altlarımı, kızarmış tenimi saklıyorum. ve bir şeyler yapıyorum. kütüphaneye gidiyorum. kitap okuyorum. yürüyorum. koşuyorum. hâlâ nefes alıyorum. ama ciğerlerime giren nefes, yaşadığımı hissettirmiyor artık. esen rüzgarı dinliyorum. sessizliğimin sesi var. konuşuyor benimle durmadan. bak yazının tam burasında ellerim titriyor. korkma, iyi olacağım ben. ne sen ne de bir başkası görmeyecek titreyen ellerimi. saklayacağım. saklanacağım. gece saat üç sularında uyandığım kâbustan sonra yaşadığım yıkımı anlatmayacağım. hatta sabahına hiçbir şey olmamış, sabaha doğru cenazemi kaldırmamış gibi gülerek konuşacağım seninle. sen yüzünde şaşkınlıkla izlerken beni, ben içimde kopan fırtınada sürüklenen cesedimi gömeceğim. o sokağa artık girmeyeceğim. adım bile atmayacağım. düşersem yeri öpeceğimi bilmeme rağmen yürüyeceğim. gerekirse koşacağım. isterse kesilsin nefesim, isterse ağrısın kalbim. gerekirse acıdan kıvranayım, umrumda değil. ben artık yüzümdeki maskeyi düşürmeyeceğim. sahteliğimde boğulacağım günün sonunda. hava karardığında, odamda bir başıma. aynanın karşısında kendime küfürler edeceğim. ama bunu da söylemeyeceğim sana. ben sana susacağım. kendime ağlayacağım. ben sana güleceğim. kendimde öleceğim.
146 notes · View notes
yalnizligiseven1i · 24 days
Text
Gürültüden ve kalabalıktan uzak,karanlığımda kendi başıma kalmak istiyorum.
Franz Kafka
11 notes · View notes
ruhumdasavas · 11 months
Text
Bundan sonra bir romantik ilişkim olursa başta sözleşme imzalamak istiyorum yoksa ben hep çok üzülmeye devam edeceğim. Bazı maddeler şöyle:
Açık iletişim kurulacak. Özellikle kırıldığımızda karşı tarafın fark etmesini beklemeden dile getireceğiz.
Olası bir tartışmada konuşma terk edilmeyecek. "Şu an konuşursam kırıcı olabilirim. Biraz kendi başıma kalmak istiyorum." diyerek karşı taraf süreçten haberdar edilecek.
Karşı tarafın hayatına karışılmayacak. Kıskançlık gibi durumlarda "Bu durum beni rahatsız etti ama sen işini bilirsin." diyerek ipler ona devredilecek.
İki taraf da kendi sevgi diline uygun bir şekilde sevgisini dile getirecek. Yok öyle belli edilmeyen sevginin aslında var olduğuna inanmaya çalışmak.
Karşı taraf da önem veriyorsa özel günler kaçırılmayacak. Yıl dönümü, doğum günü ya da başarı kutlamaları gibi özel günler önemsenecek.
Liste uzar gider. İlla sözleşme imzalamak zorunda da değiliz karşı tarafla bunlar açıkça konuşulsun o da olur. Yoksa ıhıh, hayat katlanılmaz oluyor...
38 notes · View notes
sonsuzamanlar · 3 months
Text
ÖZGÜVEN EKSİKLİĞİ
Sahneye çıkmadan önce herkesten gizli alkol alırdım mutlaka sanki içmezsem sahnede yapamayacağımı yanlış söyleyeceğimi yada içmeden çıkarsam rahat olamayıp kendimi iyicene veremeyip insanların beni beğenmeyeceğini düşünürdüm. Şimdi düşünüyorumda insanlar keyif için içer bense özgüven eksikliğinden birşeyleri başarmak adına içiyordum. Alkol bağımlılığımda böyle başladı zaten tabi uyuşturucu bağımlılığım başlamasaydı da keşke hep alkol bağımlılığında kalsaydım kötünün iyisiydi alkol çünkü. Etrafımdaki müzisyen arkadaşlarım çok uyardı ama hiç dinlemedim alkol konusunda onları hiçbir zaman sahneye çıkmadan gizli gizli tuvalette bile içtim alkolü sanki beni iyi yapacak tek şey oymuş gibi. Aslında kimseyi suçlamaya gerek yok çünkü tüm suçlu benim bunların başıma gelmesinde hatalı olan benim fakat şöyle bir gerçek var ki benim özgüvenimi yerle bir eden etrafımdaki insanlar yani onlardı. Burada hata yaptılar işte bazen kullanıldığım dahi oldu maddi manevi herkes çıkar ilişkisi kuruyordu sanki benimle. Onlara iş ayarladığım sahne ekstra ayarladığım sürece iyiydim ve o zaman dostlarıydım sanki. İşte bu yüzden onlardan nefret ediyorum ve birazcık Hakkım geçtiyse hepsine asla hakkımı helal etmiyorum. Benden ne rica ederlerse etsinler ben hep evet deyip yanlarında dost oldum onlara fakat benim arkamdan uyuşturucu kullanıyormuş diye konuşmak yerine bir tanesi bile arayıp anlat bakayım neler oluyor birşeyler duyduk biz demediler hiçbir zaman dost olmadılar. Olsun hayat bu hiç belli olmaz bir gün beni anlayabilecek kadar öyle bir düşerler ki Allah öyle olaylar yaşatırki onlara yapayalnız kalmak arkadan konuşup bir el uzatmamak nedir o zaman anlarlar. Kimse yaşattığını yaşamadan ölmeyecek bu dünyada bu cümlenin adaletine inanıyorum ben sadece. Şimdi sadece konuşuyorlar öylesine aşağılıyorlar benim için sahne hayatını kaldıramadı hep yanlış yaptı diyorlarmış bazıları sahne nedir bilmezken ben sahnedeydim tam aralıksız 19 yıl sahne yaptım ben eğrisiyle doğrusuyla tam 19 yıl. Sahne hayatını kaldıramamış olsam herhalde üç beş yıl yapar bırakırdım ve yada kimse bana iş vermezdi ve bırakırdım. 19 yıl bu işi yapabildiysem bir şeyleri doğru yapmışımdır demektir yoksa kimse bana iş vermezdi asla. Olsun onlar boşboğaz ağızları ile öyle konuşsunlar benim canımı acıtmak için fakat bir gün kendi canlarıda acıyacak ettiğim ahlar yüzünden elbet. Benim hayatıma uyuşturucu girmeseydi ben pandemi ile birlikte bırakmazdım sahneleri benim sahne hayatımı sonlandıran tek şey uyuşturucu oldu sahnedeki başarısızlığım değil bana hadi sahne ayarla çalışalım diye dost gözüken çakallar çok konuştu çok aşağıladı beni fakat tek dileğim Rabbim öyle olaylar getirsinki hepsinin başına hepsinin içleri cayır cayır yansın ve kimse yaşattığını yaşamadan ölmesin....
Tumblr media
10 notes · View notes
bilinmezliklere · 1 year
Text
Bu hayatta fazla keşke demem ama Keşke sahip olduğum hayatı kendim seçebilseydim diyorum. Sonrasında mesela insanlara verdiğim değerin karşılığını alabilseydim ve sevdiğim kadar sevilseydim eminim ki o zaman bu dünya için elimden gelen herşeyi yapabilirdim. Ne dünya bana merhamet gösterdi ne de ben bi merhamet aradım. Kendi başıma bir şeyler için çabalarken kimsenin benim için çabaladığı bi şey bile olamadım. Her şey için yüzeyseldim. Her şey ve herkes için geçip gittim. Kalmak istemediğimden değil, kalıcı olmak istediğimden oldu tüm bunlar. Benim için vazgeçmek bi kabullenişti, asla bir seçim olmadı. Ve beni tanıyan herkes kabullenişime şahit oldu.
Sana gelmek istedim çünkü beklemek bu sefer her şeyden daha ağır gelmişti.
31 notes · View notes
gzem · 17 days
Text
Herkes kendi çıkarı için yaşıyor bu hayatta. Yine kafamın kaos olduğu bir gün. Bu gece 2 kere yazma gereği duymuşsam buradan da anlaşılır. Bana kalsa sabaha kadar yazmak istiyorum şuan. Beni ancak bu rahatlatır. İnsan nasıl hem zamanı durdurmak istediği bi an yaşadığını zannedip hem de olmasa mıydı o an der. Bunu ben dedirtmedim aslında. Dur gizem dur. Dur bir sakin. Geçecek. Biliyorum geçecek. Daha önce de geçti bu kaos. Toparlandı kafanın içi ve buldun kendin başardın o huzuru. Yine bulucam. Kendim tek başıma o huzuru bulucam. Kendim inşa edicem iç huzurumu. Ve dış etkilerdrn daha az etkilenmeyi öğrenicem. Kendime haksızlık etmemeyi öğrenicem. Kendimi değerli görmeyi, kendimi sevmeyi öğrenicem. Biliyorum yapabilirim ya da deneyebilirim. Sabaha kadar ağlasam da boş. Bom boş bir dert bu. Kim ki o kadar önemseyesin. Senden daha önemli değil. Kendinden daha fazla kimseyi sevmemeyi öğren. Bu yolun sonu yalnızlık biliyorum. Ve yalnız kalmak hiç istemiyorum. Yalnızlığın tam tersi ne peki omı da bilmiyorum. Ne olunca yalnız olunmuyor.
O da bi acının içinde. Belki de iyi hissetmek, yaşamaya devam ediyor olmak canını sıkıyor. En sevdiği kişi yokken o var ve yaşamaya devam ediyor. Belki de hakketmediğini düşünüyor iyi hissetmeyi. Bu kadar acı hepimize çok fazla. Ama bilmiyorlar mı insan insana iyi gelebilir. Hatta belki de bu işin tek çıkış yolu budur. Ben de bilmiyorum. İnsanlar iyi mi geliyor kötü mü geliyor. Neyse fevri davranmicam 24 saat vericem tekrar düşünücem bu meseleyi. Akışına bırak. Bıraka bıraka buralara geldik de neyse.
2 notes · View notes
tamamsenkazandn · 10 months
Text
Ne çok isterdim küçükken yalnız kalabilmeyi. Bişey oluyomuş gibi hissederdim. Kendi başıma ayakta kalabilmek mutlu ederdi ama bu en fazla 2 ay surmeliydi. Ucunu kaçırıyordum çamaşirin bulaşiğin. Nitekim istesem de istemesem de ailem gelirdi ve işler yoluna girerdi. Yıllar yıllar ve yıllardir mecburiyetten tek başıma yaşıyorum. İnsan anne ve babasi yaninda olmayınca başka kim olursa olsun tek başınaymış gibi geliyor. O kadar kavgalar ediliyor olsa da hemen yerine oturan bir düzen olur evde. Bundan mahrum kalmak çok zor oluyor. Kahrolsun bazi mecburiyetler diyemiyorum. Vardir her şeyin bir sebebi ve vakti. Bilemiyorum. Ama yalnızlık o kadar iyi bir şey değil. Kısa vadede harika ama uzun vadede hele ki 3-5-7 yillardan bahsediliyorsa sadece içe oturan yumrudur yalnizlik. Yalnizlık sadece bir yumru.
15 notes · View notes
ortacgilinyagmuru · 3 months
Text
biraz zamandan biraz daha önce asosyal bir yaratık gibi dolanıyordum etrafta. eski bana deselerdi "hey kızım 5 yıl sonra asosyalsin ayağını denk al." diye. ya git işine kardeşim çok aşığım şu an ne asosyali, "asosyal anandır" derdim. al işte geldiğim noktaya bakın. büyük konuştun kızım sen. tamam oraya buraya gidiyorsun, kitap alıyorsun, geziyorsun, deniz kokusu mu al sana deniz kokusu, gün batımı mı a ha da gün batımı, festival filmi mi hadi kadıköy'de seansın kaçtı... bla bla bla... bunları hepsini canım istediğinde yapıyorum zaten. ama bir insanla oturup kahve içmeyeli, düşüncelerini okumayalı veya akışına bırakmaksa bir şeyleri bırakmayı akışına bir şeyleri. bunları yapmamışım ben kaç yıldır. n'eyden korkuyordum? karşımdakinden mi? çok ileri gitmekten mi, yerimde saymaktan mı? kendimden mi? herkesi elimin tersiyle kibarca hayır diyecek noktaya getirip yine kendimle kalmak istemiyor muydum yani? beni ne yapsın zaten? beni beğenmez o. benim işim var ama gelemem ki? hayır benim erkek arkadaşım var doğru olmaz af edersin? :) :) bunlar benim yalanlarım mıydı, bahanelerim mi? kendinden kaçan ve soy adının hakkını veren bir kızdan başkası değildi bu? cuma günü bunu yıkmak ya da yıkmak demeyelim bu çok büyük boy bir karşı duruş olur kendime hahah henüz o kadar değil :) cuma günü bir beyefendinin kahve davetine evet dedim sonunda, üstelik aklımda yorumlamayı bıraktım bu durumu ve sonrasını. ama düşündüm. ASOSYALSİN. hayır değilsin. ASOSYALİN İŞTE. hayır hayır sus değilsin. diye diye iş çıkışı çok plansız apar topar gittim o buluşmaya. devamını düşünmeden. andan keyif alarak, ıslanarak, gülerek, ağlayarak(gözüme güneş kremim kaçtığı için) sohbet ederek ve devamı ne olur diye bir an düşünmeyerek. bunu bir noktada bırakmam lazımdı. bazı insan için çok kolay oluyor bunu biliyorum. pazar günü de başka bir bey ile kahve davetine icabet ettik. daha önce sırf beni beğenmez diye erkek arkadaşım var bahanesini uydurduğum bey ile. o da çok keyifliydi. her iki buluşmada da entelektüel, vizyon sahibi beyler ve benim yerimde başka kızlar olsa derin nefesler alıp etkilenecek kızlar bir tarafta. ve ben. bir adım atsam ve atabilsem olacaklar. buraya kadar bile nasıl geldim? bir kahve davetini abartma sen de ye iç git evine dediğinizi duyuyorum. akışına bırak aa aa sen de ne kasıyorsun be abartmışsın biraz. rahat ol evet evet. böyleydim dostlarım. gerçekten böyleydim rahattım ancak son yıllarda bunun aksini kendi başıma halledemiyorum. fobim mi vardı ve gerçekten neyden korkuyordum bilmiyorum. kendimle gurur duyuyorum ama. buraya kadar gelmem bile büyük bir başarı benim için. şimdi sadece o buluşmaya gidip adım atmam kaldı. adım at ölmezsin. bunu da söyleye söyleye mi yapacağım? yoksa buraya kadar mıydı? bunlar hep mars terazi oluşumdan mı yoksa? :) tamam şimdi bu kadar flört yeter dediğim noktada daha neler olacak bilmiyorum. gerçekten çok rahat olmayı nasıl deneyimlerim ve nasıl bakarım tadına? e ama böyleyin zaten dengede bir hayatın vardı kızım senin? n'oldu? bilmiyorum işte, beynimin ve ruhumun minicik odalarında olmus bir şeyler. bu yazıyı yazmayı bile aklımdan geçirip aman boşver dedim 5 saniye sonra ve sonra ertelemeyi bırakacaksın yağmur'cum, hadi kaldır ellerini ve bırak şu mars terazi saçmalığını bir köşeye dedim. bu son 2 günümdü. bunu keyifli şarkılar eşliğinde yazdım ve size de öyle aktarmak istedim dostlarım.
3 notes · View notes
kafkaslordu · 2 years
Text
Her şeyi içime atmaktan, herkesi düşünmekten, fazla üzülmekten, gururlu olmaktan, her şeyin bi anda üstüme gelmesinden, düşünmek zorunda olmaktan, yorucu işler yapıp zorlanmaktan, hayatımın çaresizce elimden kayıp gidişini seyretmekten yoruldum.. beynimi ve kalbimi çıkarıp dinlenmek istiyorum...En önemlisi de beni ayağa kalkmam için elimden tutabilecek birisinin olmadığını düşünmek.. tek başıma halletmek zorunda olmak, aman başkasına yük olmayım, ben kendim halletmeye çalışırım hep hallettim yine hallederim diye düşünmek zorunda kalmak daha da dibe itiyor... Düşmekten daha da kötü bi şey varsa, yalnız başına ayağa kalkmaya çalışmak ve ayağa kalkmaktır. Ben hep düştüm ve hep yalnız ayağa kalktım. Her zaman başardım, yine başarırım. Kalkabilirim. Omuzlarıma daha da yük alsam bile başarabilirim diye düşündüm ama olmadı o yükün altında kaldım... Bazı geceler hiç sabah olmayacakmış gibi geliyor. Bazı günler ise hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor. O günlerin sabahı oluyor ve o günler bitiyor. Ama bi parçan da onunla beraber gidiyor. O sabah olmayacağını sandığın geceye bıraktığın bir parçan kalıyor. Eskisi gibi olmuyorsun, olamıyorsun. Eksik parçalarınla devam etmek zorunda kalıyorsun. Halledemediğin çoğu şeyin bazen önemi kalmıyor, belki eskisi gibi istikrarın da olmuyor ve hayata bomboş bakmaya başlıyorsun her şeye.. ama keşke eskisi gibi cıvıl cıvıl hissetsen, içinde kocaman bi boşluk olmasa. Hep bi umudun olsa.. Bi şeyleri çekip çevirip düzeltebilsen. Ama artık düzeltme isteğinin bile kalmadığı bi kişiye dönüşüyorsun ya da istek olsa bile gücün kalmıyor. Her şey ya çok zorlaşıyor ya da kolay olsa bile gücün kalmıyor. Daha da güçlenmek çok da önemli bir konu haline gelmiyor bi zaman sonra... Bütün bu acılar beni daha da güçlendirdi diyerek gezinemiyorsun bile. Çünkü biliyosun bu acılar senin gözünde kendi parçalarını kaybettiğin, içinde kocaman bi boşluğun olması ile birlikte parçalarından oluşan bi mezarlığa baktığını anlıyorsun...Bir zaman sonra içindeki mezarlıkla yüzleşip, kendime bir yardımım yok çevremdekilere olsun istiyosun. Ama bazen iş işten geçiyor. Herkes kendi mezarlığı ile uğraşıyor. Herkesin bir derdi var. Ama sen onca derdin arasında, sana yardım etmek istiyorum diyosun.. Belki artık çok geçtir belki de yardım kabul etmeyecekleri kadar kendi içlerine dönmüşlerdir. Keşke herkese yardım edebilsem, tutup ayağa kaldırsam. Sevgiyi göstermekten zorlanmasak. Kendi acılarımın hiçbir değeri yok gözümde, hepsine minnettarım. Yaşamasaydım keşke ama yaşandı bu yüzden minnettarım. Beni daha iyi düşünen birisine çevirdiler. Ama keşke sevdiklerim acı çekmeseydi. Ellerinden tutmama izin verselerdi. Yardım edebilsem keşke sevdiklerime...Benim en büyük derdim sevdiklerimin derdi, kederi. Anneme, Babama kardeşlerime, halkıma,ülkeme ve sevdiğim herkese daha iyi bi hayat sunmayı isterdim. Onlara ellerimle bi cennet armağan etmek isterdim. Hiç dertlerinin olmayacağı, üzülmeyecekleri, yaralanmayacakları, hep mutlu olacakları bi yer bulup onları yerleştirebilirseydim lakin elimden hiç bir şey gelmiyorr :(((
39 notes · View notes
moranalavi · 3 months
Text
Gözümü kapattığım zaman yüzün aklıma geliyor,sesini duyuyorum. Gülümsemen bir ilkbahar sabahını, kahkahaların bir yaz gününde ki ılık akşamı anımsatıyor. Hayalin yüzüme vuran esinti kadar güzel,ardından gelecek yağmur kadar rahatsız edici. Kalp kapakçıklarım bile heyecanı hissedemez halde. Karnımda ki kelebeklerin zaten çoktan öldüğünün bilincindeyim. Ne zaman gelirsin düşüncesi,ne zaman kalmak istedi ki düşüncesine evrildi. Kokun hala ezberimde,ama hafızam bir o kadar kayıp.
Bana olan bakışların,ellerimi uzattığım fakat yanmasından korktuğum bir kıvılcım gibi kor.Beni görebilecek kadar açık gözlü, fakat görmek istemeyecek kadar kör durumdasın. Ruhumda ki sancının baş yapıtı sensin ama inkardasın. Birbirimizi çok iyi tanıyoruz ama aslında hiç tanışmıyoruz. Seni tanıdığım için mutluyum sanıyorum, içim kan ağlıyor. Ben senin üzüldüğünü sanıyorum senin neşen eksilmiyor. Kalbinde halen var olmak istiyorum,ama yorgunum. Beni bitirmene izin verdiğim için de hatalı. Bu ayazda dışarıda kalmış içimin yangınıyla ısınan bir zavallıyım. Evim sandığım ev başıma yıkılmış, kiracıymışım. Şarkılar dinlemişim, yetmemiş yazmışım. Ne sen gelmişsin,ne ben beklemişim. Bir zamanlar taht kurduğun kalbime şimdi hançer vurmuşsun. Ben bizim sevgimiz var sanarken,benim sevgimde yok olmuşum. Sen ise,sen zaten bitmişsin. Yüzüme tükürmüşsün ben yağmur yağdı sanmışım. Canım yanmış geçer deyip susmuşum.
Ben kendi başımı kendim yakmışım. Tutmaktan zevk aldığım ellerin sırtıma bir hançer daha saplamış,olsun onun elleriydi diye sevinmişim.
Ruhumun yangını dinmiş ama ben hiç bir zaman sönmemişim. Acı geçti sanmışım, bir yenisi eklenmiş.
Ellerimi açmışım dua etmek için,sana ah tutmuşum. Canım yandığı gibi canın yansın istemişim, ruhsuz olduğunu unutmuşum.
Ben çok kez vicdanımla savaşmışım,değmeyecek vicdansız için.
2 notes · View notes
yantekerlek · 11 months
Note
Yante insan içine çıkınca kendimi iyi hissetmiyorum tek başıma da çok sıkılıyorum. Ne yapsak ki
uzun süre insanlarla muhatap olunca kendi kendime kalmak bende çok büyük ihtiyaca dönüşüyor. tabiri caizse topukluyorum. topukladığım da fark ediliyor. insanlarlayken hoş sohbet muhabbet eğlenirim ama bir süre sonra yorar. a nereye, ya dursana biraz daha, ya bu gece burada kal en çok duyduğum cümleler. zaruri bir durum yoksa tercih etmem. kişinin yanında kalıp destek olmam gerekmiyorsa ayrılırım. bahane bile sunmam. yok gideyim ben, canımsın gel sarılalım derim uçarım. bendeki fark şu yalnız kaldığımda asla sıkılmıyorum bu durumdan. kendimi eğleyecek bir şeyler buluyorum, kendime gel lan gezek diyorum hop kalkıyor, gel okuyalım, gel izleyelim, gel demem yetiyor. bazen bu saçma bi kendiyle yetinme halini alıyor. o yüzden kendimi hadi gönlünü hoş tutabildiğin yere kadar insanlarla da birlikte vakit geçir diyorum. bu basit bi sıkıldım sizden insanlar kalkıyorum ben meselesi değil pilim yetmiyor, enerjim emiliyor gibi oluyor. yalnızlığı tercihte aşırıya kaçtığım zamanlar da oluyor ama iki çiçekten de bal almaya gayret ediyorum.
sizde durum nedir bilmiyorum. sıkılma nedeniniz ortak zihniyette, anlayışta, zevkte insanlarla muhatap olmamanız mı, anlık psikolojik durumunuz mu, mizacınız karakteriniz mi bilmiyorum. hepsiyle ilgili olabilir. ne yapacağınızı siz seçin. dengeli bi şey olsun anonim.
6 notes · View notes
buffy-buffy · 1 year
Text
Üstlerine gittikçe sorunlarımı çözebilirim sanmıştım düşündükçe düşündüm ve düşünmeye devam ettikçe çıkmazlara girip durdum. Ne yapmam gerekiyor bilmiyorum bu siktiğimin kafasını toparlayamıyorum iyice delirmeye başladığımı hissediyorum burdan her gitmeye çalıştığımda çok uzun sürmeden hemen geri geliyordum. Ne insanlarla iç içe olmak ne de kendi başıma kalmak bir işe yarıyor. Kendimle başbaşa kalmak da iyi bir fikir değildi.. Olmuyor böyle devam ederse de olmayacak. Bir şeyler değişmeli. Değişmesi gereken sanırım benim. Ben ve benliğim. İyi bir kişiliğim yok ve değişirsem iyi olur mu bilmiyorum ama değişirsem belki daha iyi hale gelir.Ama değişmek istemiyorum da. Böyle mutlu değilim ama değişirsem bunun geri dönüşü olmaz. Korkuyorum.. Hem de çok.. güçlü durmaya çalışmak daha da güçsüz kılıyormuş insanı. Böyle olsun istemezdim. Onu üzmek de istemezdim. Böyle davranıp her şeyi mahvetmek de istemezdim ama olan oldu geri alamıyorum. Keşke ilerleyebilmek için mecalim olsaydı.
Sonuç olarak kendime ayırdığım şu bir iki gün daha da beter hale geldim iyi bir fikir değildi kafamı toplamaya çalışmaktan kafa diye bir şeyim kalmadı ve gidemedim. Ne kendimden gidebildim ne de buradan..
Açıkçası bu kadar erken döndüğüm için fazla mutlu değilim ama kendi başıma kalmaktan daha iyi hissettiriyor burası..
Şu iki gün umarım kendinize iyi bakmışsınızdır😠😠
9 notes · View notes
fikret-i · 2 years
Text
Tumblr media
Göz açıp kapayıncaya kadar Ramazan Ay'ı bitiverdi. Her şey de bir gün insan için bitecek.
Sene 1996 orta okul birinci sınıftayım. Ailemden ilk defa uzun süreli ayrı kaldığım zamanların miladı olan sene. Benim için bir nevi öksüzlüğümün, yetimliğimin başladığı sene. O yıla kadar maddi olarak dört dörtlük olmasada kendi yağında kavrulan geçim derdi olmayan esnaf bir aile. Seçim tercihi yüzünden amcamla babam ters düştüğü sene. Babamın amcama ait işyerinde kiracı olarak çayhane işletirken çıkarıldığı sene. Babamın da ona inat arsa alma, ev, işyeri yaptırma macerasına girip battığı sene. Rızkımızı artık gurbetlerde aramaya başladığımız sene.
Artık işler sarpa sarmış, babam borçları yüzünden evden dışarı çıkamaz hale gelmiş bir vaziyette iken dayım ailecek bizimkileri fidan dikim ve portakal toplama işi için Kıbrıs'a götürdüğü sene.
Babam dayımın teklifini çaresiz kabul etmek zorunda kalmıştı. Ailemden ilk defa ve 7, 8 ay gibi uzunca bir süre ayrı olarak evli olan ablamlarda kalacaktım. Veda vakti gelmişti. Evet anne yüreği ne kadar yansa da bir çocuğun küçücük kalbinin, katlanamayacağı kadar zor bir acı, anne babadan ayrı kalmak.
Nihayet ayrılık vakti gelmişti. Annem, beni bağrına bastı, saçlarıma annemin bir kaç damla göz yaşı düşüverdi. Ve bana "sabret oğlum çabucak geleceğiz. Gözünü kapat, açtığında biz burada olacağız" dedi. Babamda avunmam için cebime bolca harçlık bıraktı. Para yahut başka bişeyler teselli eder mi hiç? Tek tutunduğum istinat noktam annemin "Göz açıp kapayıncaya kadar geleceğiz oğlum" cümlesi. Evet buruk bir şekilde ilk gecemde gözümü kapadım yarın annemler gelecek ümidiyle. Sabah baktım yoklar. Akşama kadar bekledim. Ne yemek yiyebiliyorum ne bir oyuna dalabiliyorum. Sadece bekliyorum. Annem yalan söylemişti gelmediler. Ertesi gün, yok! yine ertesi, yok. Ümidimi kesme dehşetine de kapılamadım çünkü bittiğim an olurdu. Hep bekledim yarını. Her gece sessiz sessiz döktüm gözyaşımı.
Dönüş yoluna hakim bir tepeye çıkıp gözümü yumdum yumdum açtım çoğu kere. Onların gelişlerini görmek ümidiyle. Ablamın da beni nazlama evresi sona ermişti. Azarlamalar, bağırmalar... Küçük sırtıma, yeğenime bakma görevi de verilmişti. Hasretle yanan küçücük kalbim bir de besleme muamelesi görüyordu.Abla da olsa zor. Anne haricinde birinin sinesine sığamıyor insan. Anne ne kadar dayak ta atsa başkasının öte git cümlesinden daha hafif kalıyor. Derslerim zaten kötüye gidiyor, bedenim de günden güne zayıflıyordu. Dudaklarımda uçuk eksik olmuyor. Benim vaziyetimi gören mahalleli "te! yazık ösedi herhal" diyordu. Onların dilinde özlemek hasretini, ösemek kelimesi karşılıyor.
Evet, benim nezdimde asla geçmez dediğim o zaman dilimi dahi geçti. Sonraki yedi sene bu ayrılıklar tekrar etti. Hepsi de geçti bitti.
Benim felsefem oldu "göz açıp kapamak" deyimi. Ne zaman zor bir sürece başlasam gözümü başlarken kapatırım bitince de ahanda açıyorum derim. "Aaa gerçekten göz açıp kapayıncaya kadar geçmiş" tesellisiyle avuturum kendimi. Üniversiteye hazırlık senemde, üniversiteye başladığım senemde, Kpss çalıştığım senemde, 4 yıl süren tek başıma çalıştığım dağ başındaki köy okulunda göreve başladığım senemde, askerliğe başladığım zaman, evlilik arefesinde, her tayin olduğum okulda göreve başladığım günlerde, hatta her Ramazan başlangıcında gözlerimi kapatırım. Ta çabucak bitsin diye.
Şöyle geriye doğru bakıyorum da ne çabucak geçmiş, geçmez, bitmez dediğim o zaman dilimleri.
Biliyor musunuz? Artık gözlerimi kapatamıyorum. Kapatmaya korkuyorum; açtığımda ömrümün bittiğini göreceğim diye. Geçen ömür bir anda, göz açıp kapayıncaya kadar geçiverdi. Kalan ömrümün de hızlıca geçmesinden korkuyorum. Ama kaçış yok. Zirveyi gördü artık bu beden, bu ruh. İnişi, çıkışından hızlı olacaktır elbette ne çare.
Rabbim bu iniş yolculuğumuzda ahiret azığı hazırlama fırsatı ve gayreti versin. Ne kadar gözümüzü açıp kapasak da asla bitmeyecek bir zaman dilimi olan, sonsuz hayatta gerekli olacak faideli ameller nasip eylesin. Kalan ömrümüzü de mahşerde defteri sağından verilen Salih Zümrelere dahil olmayı vesile kılsın inşallah.
Selam ve dua ile..
Fikret İ.
61 notes · View notes
kalicizler · 2 months
Text
Güvende hissetmiyorum. Normalde kötü olduğum anlarda kendi zihnime saklanırım, insanlardan kendimi soyutlarım ama artık o da işe yaramıyor. Zihnim kirlendi, kirlettiler. Sadece o pisliğin içinde boğuluyorum. Oysaki eskiden böyle değildi? Bir zamanlar kendi içimde güvenle yaşayabiliyordum. Belki iyi gelmiyordu ama en azından güvendeydim. Oysaki şimdi düşüncelerim bile pis benim, kirliyim. O kiri çıkartmaya çalışıyorum; duşta bedenimi kazıyorum, makyajlar yapıyorum ama kapanmıyor. Hala gözlerimin içine baktığımda o pisliği görüyorum. Diğerleri de görecek diye ödüm kopuyor. Ben tekrar yalnız kalmak istemiyorum, bir başıma parkın birinde oturup saatlerce ağlamak istemiyorum, kabullenebilmek için saatlerce kendimi değiştirmeye çalışıp en sonunda başaramayınca sinirden kriz geçirmek istemiyorum. Birisi benim içimdeki pislikleri gördüğünde benden uzaklaşmasın, onlardan kurtulmama yardım etsin istiyorum, sadece eskisi gibi temiz hissetmek istiyorum. Güvende olmak, iyi hissetmek… Ben insanlar için onca fedakarlık yapmışken onların bunu hiçe sayması çok zoruma gidiyor. Düşüncelerim değişiyor, gittikçe daha da kirleniyorlar ve kimsenin umrunda bile değil. Anlaşılmıyorum, bunu biliyorum ama bari umursasınlar istiyorum. Ben insanları anlamaya çalışmak için her şeyi yaparken onların bana çöpmüşüm gibi davranması çok zoruma gidiyor. Gözlerimdeki yorgunluğu biri fark etsin ve beni umursasın istiyorum. Sadece bir beden ve kötü düşüncelerden ibaret olmak istemiyorum ben. Sadece anlık bir zevk uğruna kullanılmak istemiyorum. İnsanlara iyi niyetle yaklaştıkça daha da kullanılıyorum, daha da sömürülüyorum. Sadece biri de benim ruhumu görsün, sevsin istiyorum. Çok yorgunum, saatlerce uyuyorum belki yorgunluğum geçer daha sağlıklı olurum diye ama nafile. Sadece zaman öldürüyorum, gitgide sonuma yaklaşıyorum ve kimsenin umrunda bile değil. Birisine sorunlarım olduğunu söylediğim zaman aldığım tepki hep beni daha çok susmaya ve duygularımı bastırmama neden oluyor bu da daha sonra patlamama ve kendime zarar vermemle sonuçlanıyor. Kimsenin beni gerçekten sevemeyeceğini düşünüyorum. Ben de görmedim ilgi, sevgi ama kimseyi de sadece zevk için kullanmadım. Beni sömürdüler ve ben artık içimdeki o şefkati hissedemiyorum, sadece kötü duygular kaldı. Herkes böyle mi yoksa bana hep kötüler mi denk geldi? Hayata küstüm, tanrıya küstüm, evrene küstüm… İnsanların bana dediği o kadar iğrenç şeylerin hepsini yutuyorum ve daha sonra bu lafları vücudumdaki zehir gibi akıtıyorum. Bir süredir akıtmadım, bu bir başarı mı yoksa endişelenmem gereken bir durum mu emin değilim. Ya daha sonrasında büyük bir patlama yaşarsam ve bu benim sonum olursa? Ölmek istemiyorum ama yaşamak istediğim hayat bu değil ve bu konuda elimden bir şey gelmiyor, kendimi değiştirmek ölmekten çok daha zor ve ben o kadar güçlü değilim. Korkuyorum, ben çok korkuyorum. Birisi bana samimi bir şekilde sarıldığında ve kendimi güvende hissettiğimde titriyorum. Titriyorum ve kendimi sıcak hissediyorum. Ama her güzel şey gibi o sarılmanın da bir sonu var ve ben yine soğukta yalnız kalıyorum. Ağlamak istiyorum, gözlerimden artık kan akana kadar ağlamak ve rahatlamak ama bunu yapamam çünkü işin sonunda yine yalnız olacağım için bir işe yaramaz. Sadece ben hüngür hüngür ağlarken birisi saçlarımı okşayıp bana “yanındayım” desin istiyorum. Niye kimse bunu bile yapmıyor, biraz bile yanımda olmuyor? Pisliğimde boğulacağım sanırım ve beni kurtarmaya kimse gelmeyecek.
1 note · View note
342c · 11 months
Text
bir tek siz mi çektiniz. hepinize yazıklar olsun beni bir başıma bıraktınız. ailem dediklerim bakın bu zamana kadar sesimi çıkarmadım. evime aldım, aileme soktum. dahası var mı. annem sana oğlum dedi, önüne yemek koydu bak kaç kere yazıklar olsun.
bak ben kin tutmayı sevmem. eyvallah der önüme bakarım. benle kalmak isteyen kalır, giden zaten uçar gider bilirim. ama şimdi kimse kalmadı, ne kapısına evden çıkamazken gittiklerim ne de ülke değiştirdiklerim. neyse ne. neler yaptık yani kimlere ailemiz dedik aslında ağzım çok bozuktur burada pek bozmam. amına koyayım ayakta duracak halim yoktu sizin peşinizden koşuyordum. yazıklar olsun. ucunda hayatım vardı sizi koruyordum. yazıklar olsun.
hastanelik oldum lan senin için karakolluk oluyordum. batacaksak birlikte batalım dedim ben sizin için en dibe de batardım. ben sizin gibi büyümedim. aile sevgisi belki ben de çok görmedim ama değer vermeyi sike sike öğrendim.
bir ötekisine ömrümü adadım, kedisini kedim, derdini dert, arkadaşlığımızı dinim belledim bir ellerinden öpmedim bak ilk fırsatta nasıl da teptin. hayat nasıl da zorla öğretiyor insana. herkes gider o gitmez sandım, şu hayatta bir onu net bildim. ben senin içini bildim. ulan diyorum ya dünyamın merkezinden sarsıldım biriniz dönüp nasılsın demedi yazıklar olsun. büyümek ne kadar acılı bir ölüm. şimdi gece ikide telefonum çalıyor, gizli numara. sen arasan açardım. merak etme kapına falan da dayanmam bu gece. o günler geride kaldı. çağırılmadığım hiçbir yere gitmem, hakkım olmayan sofradan tek parça ekmek yemem bu saatten sonra. ulan var ya sizin dilinize düşeceğime başımı alır giderim her şeyi çalın başınıza. paran cebinde kalsın, kendi sigaramı kendim alırım. ben nerelerde ağladım bir annem gördü. içimdeki meleğin vakti doldu. herkes bir gün geri döner. bak bu kulağına küpe olsun, bir gün çok güzel bir haber alırsın. arayıp paylaşacak bir kişi bulamazsın. beni o gün hatırlarsan sana da yazıklar olsun.
3 notes · View notes